2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Borderline Kişilik Bozukluğu
MAKALE #21485 © Yazan Psk.Muhammed Erdinç TÜRK | Yayın Mayıs 2020 | 3,215 Okuyucu
1.BORDERLİNE (SINIRDURUM) KİŞİLİK

Psikoloji, Psikoterapi, Psikiyatri dünyasında kategorize edilen kişilik yapılanması ve bozukluklarından birisi de Sınır Durum-Borderline Kişilik Bozukluğudur. Kişilik Bozuklukları kategorisinde Psikanalitik, Psikodinamik ve Nesne İlişkileri Ekollerinin geniş kapsamlı olarak açıkladığı ve ayrımlarını gelişimsel olarak kategorize ettiği bir düzene sahiptir.

Sınırda Kişilik Bozukluğu’na sahip birey; sabit bir kimlik yapılanmasına sahip olmamakla birlikte duygu durumu değişikliklerini çok sık ve uç noktalarda yaşamaktadır. İlişkilerinde sabitlik ve düzen bulmakta zorlanır (Kohut, 2006). Çok kıymetli olarak atfettiği birisi onun için kısa bir süre içerisinde tamamen değersiz anlamı taşıyabilir. Kendisini çok kıymetli hissettiği bir zaman diliminden kendisini tamamen kıymetsiz ve aşağılık olarak gördüğü bir zaman dilimine kısa sürede geçişler sağlayabilir. Bu durumlarını eyleme koyar ve kendisine zarar verici davranışlarda bulunma meylindedir (Akthar, 2009, s.7 ). Genel olarak kendisini geride bırakılmış, terk edilmiş bi çare bir durumda görürler buna rağmen mütevazi olmakta zorlanır ve kendi fikirlerinin en değerli olduğu düşüncesi hakimdir. Aldıkları olumsuz geri bildirimler sonucunda her şeyin sonunun geldiği algısı oluşur. Değersiz hissettiklerinde bireye ya da nesneye yapışma ihtiyacı hisseder. Bireylere yapıştıklarından kendi özelliklerini göz ardı ederek hür bir birey olabilme kapasitesinden uzak, kendine özgü ihtiyaçlarını önemsemez. İlişki yapıları analitik olarak istismar temellidir. Toplum normlarına uyumlu bir şekilde yaşar fakat detaylı olarak ele alındığında dağınıklık hakimdir. Aktivitelerinde ve ilişkilerinde sabit kalabilmekte zorlanır. Sürekli iş değişiklikleri görülür. Eğitim açısından da benzer bir tablo içindedir.

Sınırları belli olan bir ilişki ve aşk dizaynı oluşturamaz. Rastgele cinsel partner seçimleri yapar. Bu seçimler içerisinde de aşk ve cinsellik arasında yoğun bir paradoks yaşar. Aşk ilişkileri kısa ömürlüdür ve cinsel partner seçimlerinde de süreklilik yoktur. Tek eşli cinsel ilişkilerde cinsel ilgileri kaybolur. Sapkınlık derecesine varabilecek cinsel düşünceler gözlemlenebilir ve yakın ilişkide kalabilme kapasiteleri düşüktür. Toplum normları, ahlaki değerleri ve bireysel istekleri yine bir paradoks içindedir. Birçok toplum normuna ya da ahlaki değerlere sadık oldukları görüntüsündedir fakat bunların yok sayıldığı davranışı gerçekleştirebilme istekleri yüksektir. Kendini ortaya koyabilen bireylere karşı hassastırlar ve öne çıkan kişilerden etkilenir ve elde etme çabasını kimi zaman aktif olarak kimi zamanda sömürülmüş bireyi oynayarak gösterir. Israrlı bir şekilde devam ediyormuş gibi gösterdikleri bir davranıştan çok hızlı bir şekilde vazgeçerek yoğun pişmanlık yaşadığına dair belirtiler gösterir. Deyim yerindeyse hayatlarında gri rengine yer yoktur. Yaşadıkları ve deneyimledikleri olaylar ya siyahtır ya da beyaz. Hemen dağılabilen bilişsel yapısının yanında yoğun olarak hissettiği aşk ve idealize duyguları vardır ve bunlara şiddetli bir şekilde yaşadığı boşluk duygusu eşlik etmektedir. Nesne ve bireylerden çabuk bir geri çekilme yaşarlar fakat yalnızlık hissine dayanamaz. Borderline Kişilik Bozukluğu hafif derecede ve ağır derece de olmak üzere iki kısımda ele alınabilmektedir (Masterson, 2006). Ağır borderline kişilik bozukluğu semptomları nevrotik yapılanmayla benzeşim göstermektir. Bu tip kişilik yapılanmasına sahip bireyler terk edilme ya da boşlukta kalma tehlikesine karşı nesne ya da bireye yapışarak bir savunma tarzı oluştururlar. Hafif derecede Borderline ise savunma mekanizmasını, terk edilme ya da boşlukta kalma tehlikesine karşı uzaklaşma olarak belirler (Masterson, 2008; Masterson, 2011).

Borderline kişilik bozukluğu, DSM-V-TR’ye göre aşağıdaki tanı ölçütlerinden en az beşini göstermektedir. Gözünde aşırı büyütme (göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelme, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkilerin olması, Kimlik karmaşası: Belirgin olarak ve sürekli bir biçimde tutarsız benlik algısı veya kimlik duyumu, Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik, Yineleyen öz kıyımla ilgili davranışlar, girişimler ve göz korkutmalar, Duygu durumunda belirgin tepkiselliğe bağlı değiş- kenlik, Kendini sürekli boşlukta hissetme, Uygunsuz yoğun öfke ya da öfkesini kontrol edememe, Stres ile ilişkili geçici paranoid düşünce veya ağır dissosyatif semptomlar (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013).

1.1 Vamık Volkan’a Göre Nesne İlişkileri ve Borderline

Nesne ilişkilerini içselleştirme süreçleri dört evre şeklinde incelenmektedir ve bu evrelerin herhangi birine saplanmayla ilişkili olabilecek psikopatolojiler açıklanmaktadır (Volkan, 2007). 1.evre çocuğun yaşamının ilk haftalarını anlatır ve birbirinden farklılaşmamış ilk kendilik-nesne kümesi henüz oluşmamıştır. Bebek anne ilişkisi tatmin edici değilse otistik psikoz, duygulanımdan yoksun kişilik, antisosyal kişilik gibi sonuçlar gözlemlenmektedir. 2. evrede (6.aya kadar) etkinleşen birçok algıyla bütünüyle iyi ve bütünüyle kötü nitelikli ilk farklılaşmamış kendilik-nesne kümesi tasarımları oluşmaktadır. Bu evrede iyi ve kötü daha üst düzeyde ayırt edilirken kendilik, kendilik olmayandan ve insan, insan olmayandan daha iyi ayrımlaştırılır. Bu evrede sabitlenme, gerçekliği sınama yetisini bozabilir ve benlik sınırlarının farkına varılmasını zorlaştırabilir. Simbiyotik çocukluk psikozlarının ve erişkin şizofrenisinin akut tiplerinin oluşumuna da bu dönemde saplanma yol açabilir. 3. evrede ( 18.aya kadar) kendilik tasarımları ile nesne tasarımları arasında ayrım yapılır. İyi ve kötü kendilik ve nesne tasarımlarının birbirinden ilkel bölmeyle ayrıldığı bu evrede henüz bütünleşmiş bir kendilik kavramı yoktur. Ama benlik sınırları tutarlıdır çünkü artık kendilik imgeleri nesne imgelerinden ayrılmıştır. Henüz üst benliğin bütünleşmesi tamamlanmamıştır. Volkan’ a göre evrede saplanmak sınırda kişilik yapılanmasına neden olabilmektedir. 4. evrede iyi ve kötü kendilik tasarımlarının ayrımlaşması sona erer ve kendilik tasarımının bütünleşmesi sağlanır. Bu evrede daha önceden oluşmuş olağanüstü özelliklere sahip ideal kendiliğin ve ebeveyn figürlerinin çarpıtılarak algılanan sadistçe imgeleri bir araya gelir ve benlik idealinin de ehlileştirildiği üstbenlik oluşur. Gerçeği sınama da son olarak bu evrede olgunlaşır. Kritik bir dönemeç olan çifte değerliliğe tahammül başlar. Bu evrede saplanmalar nevrozlar, yüksek düzeydeki histerik, obsesif-kompulsif ve depresif-mazoşistik kişilik patolojisi örgütlenmeleri oluşturmaktadır (Volkan & Ast, 2007). Son evreyi tamamlayan kişilerdeki klinik tabloya prgenital çatışmalardan çok çocukluk cinselliği problemleri ve ödipal çatışmalar hâkimdir.

1.2. Masterson’a Göre Borderline Modeli

Borderline bölünmüş nesne ilişkileri biriminde Ödüllendirici ya da Libidinal Parça Birim (ÖNİP) ve Geri Çekilen ya da Saldırgan Parça Birim (GNİP) mevcuttur (Masterson, 2008). Savunma sistemine gelecek olursak hastanın kendilik aktivasyonu çabaları, geri çekilmeci birimi terk edilme depresyonuyla hızlandırdığında patolojik bir ego bu birimi ödüllendirici birimle ittifak yoluyla harekete geçirebilir. Hasta, ödüllendirici birimin yönlendirmesiyle kendilik aktivasyonunu bırakır ve geri çekilmeci uyumsuz davranışını inkâr edebilir. Eğer ittifak, geri çekilmeci birimle kurulduysa, hasta geri çekilmeci birimi aktive eder veya eyleme vurumla dışa yansıtır. Kopma duygulanımıyla geri çekilen nesneden uzaklaşmak bir diğer savunma biçimidir. Geri çekilmeci parça birim dışsallaştırıldığında uzaklaşmacı borderline türü, içselleştirildiğinde ise yapışmacı borderline türü meydana gelmektedir.

1.3. Kernberg’e Göre Borderline Kişilik Bozukluğu Modeli

Aktarım Odaklı Psikoterapinin (AOP) merkezinde yer alan kişilik bozukluğu modeli, Kernberg tarafından geliştirilmiş olup çağdaş psikanalitik nesne ilişkileri teorisine dayanmaktadır. Bu model, yeni gelişimsel ve nörobiyolojik araştırmaların bulgularından da faydalanmaktadır. Kişilik bozuklukları gösteren hastaların psikolojik örgütlenmelerinin en temel özelliği psikolojik yapılarındaki bütünlük eksikliğidir. Aslında kişilik örgütlenmesinin düzeyi büyük oranda kişilik yapılarının bütünleşme derecesine bağlıdır. Ruhsal yapının temel yapı taşları; kendilik tasarımı, ötekine dair tasarım, duygulanımdır ve bu kendilik ve öteki birimleri ile onları birbirine bağlayan duygulanım, nesne ilişkileri ikilisini oluşturmaktadır (Clarkin, Kernberg & Yeomans; 2012). Nesne ikililerindeki kendilik ve öteki tasarımları, bütünüyle nesnel tasarımlar değildir. Aksine bu tasarımlar, erken dönemdeki spesifik alanlarda deneyimlenen kendilik ve ötekine dair öznel tasarımlarla bağlantılıdır. Normal gelişim gösteren çocuklarda hayatın ilk birkaç yılında kendiliğin ve ötekinin aşırı iyi ve kötü temsilleri bütünleşirken borderline kişilik örgütlenmesi (BKÖ) geliştiren bireylerde bu bütünleşme süreci görülmez. Yani bu noktada Kernberg’e göre bireyin kendisini birbiriyle çelişen libidinal ve agresif duyguların yarattığı anksiyeteden koruması için temel strateji, bu duyguları kesin biçimde birbirinden ayırmak ve aynı zamanda bu duyguların nesnelerini de ayırmaktır. İdealize temsillerin negatif temsillerden zarar görmesini engellemek adına bölme mekanizması gelişir ve yansıtmalı özdeşim gibi diğer ilkel savunmalarla bu BKÖ patolojisinin merkezini oluşturur. Bu bölme mekanizması, savunmada olduğu öteki ikiliye karşı bilinçdışı eşleşmiş bir başka ikili içermektedir. Bölme mekanizmasının yanı sıra borderline patolojide agresyonun da temel rolüne odaklanılır (Kernberg, 2006).
BKÖ gösteren bireyler; bütünleşmemiş ve kontrol edemedikleri, hızlı değişim gösteren ilkel ve yoğun duyguların etkisi altındadırlar. Bu duygular bunlara eşlik eden bilişsel sistemlerle beraber hareket ederler dolayısıyla sadece duygulanım bozukluğu değil, bilişsel alanda da bir bozulmaya işaret ederler. BKÖ tablosunda dağınık kimlik, ilkel savunmaların kullanılması, kırılgan gerçeklik testi, duygu düzenlemede bozulmalar ile cinsel ve saldırgan dışavurum, tutarsız içselleştirilmiş değerler, ötekilerle zayıf kalitedeki ilişkiler ve işte/eğitimde zayıf yatırım sıklıkla gözlemlenen unsurlardır. Bireyin karmaşıklığı büyük oranda farkındalığı engelleyen savunma süreçlerinin düşünmede tahribata yol açmasının sonucudur. Bireyin negatif duyguları, kendini acıdan koruma amacıyla bunun sebebi görülen nesneyi hedef almaktadır ve bunlar kendiliğe de yönelebilmektedir. Agresyonun daha az olduğu seviyelerde ise kendini güvende hissetmek için ötekini kontrol teması ön plana çıkmaktadır.

2. KAYNAKÇA
Akhtar, S. (2009). Ağır kişilik bozukluklarının tanı ve sağaltımı için başvuru kitabı. (M. Alkan, C. Gürdal, Çev.). İzmir: Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Yayınları.
Amerikan Psikiyatri Bilo8ı99rliği. (2013). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal elkitabı (DSM-5), tanı ölçütleri başvuru elkitabı’ndan (5. Basım). (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Clarkin, J. F; Kernberg, O. F. & Yeomans, F. E. (2012). Borderline kişiliğin psikoterapisi .(M. K. Helvacıoğlu, Çev.). Kocaeli: Psikoterapi Enstitüsü.
Kernberg, O. (2006). Sınır durumlar ve patolojik narsisizm. (M. Atakay, Çev.). İstanbul: Metis Yayıncılık.
Kohut, H. (2006). Kendiliğin yeniden yapılanması. (O. Cebeci, Çev.). İstanbul: Metis Yayıncılık.
Masterson, J. F. (2006). Narsistik ve borderline kişilik bozuklukları. (B. Açıl, Çev.). İstanbul: Litera Yayıncılık.
Masterson, J. F. (2008). Kişilik bozuklukları. (B. T. Bozkurt, T. V. Soylu, Çev.). İstanbul: Litera Yayıncılık.
Masterson, J. F. (2011). Kendilik psikoterapisi .(M. Benveniste, P. Özdemir, Çev.). İstanbul: Litera Yayıncılık.
Volkan, V. (2007). Psikoterapide nesne ilişkileri. (A. A. Köşkdere, Çev.). İzmir: Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Yayınları.
Volkan, V. & Ast, G. (2007). Özsevinin dokusu. (B. Özbaran, Ş. Pırıldar, Çev..). İzmir: Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Yayınları.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Borderline Kişilik Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Muhammed Erdinç TÜRK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Muhammed Erdinç TÜRK'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Muhammed Erdinç TÜRK Fotoğraf
Psk.Muhammed Erdinç TÜRK
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi28 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Muhammed Erdinç TÜRK'ün Makaleleri
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Alpaslan KESKİN
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Sema KAHVECİ KAANOĞLU
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Cenk KAHVECİOĞLU
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.İlknur PEDER
► Borderline Kişilik Bozukluğu Psk.Eda GÖKDUMAN
► Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu Psk.Elçin KAYA KARATAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Borderline Kişilik Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► 4 Ekolde Depresyon Temmuz 2019
► Sigara Bağımlılığı Aralık 2016
► Travma ve Yas Ekim 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:01
Top