2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukluk Çağında Diyet
MAKALE #2152 © Yazan Dyt.Pınar AKKUZU | Yayın Ocak 2009 | 4,904 Okuyucu
Çocuğunuzun kilolu olması ya da olabileceği konusundaki en büyük kaygıyı siz çekiyorsunuz. Zaten yapılan araştırmalar da kilo problemi yaşayan çocuklardan çok anne ve babaların bu durumdan rahatsız olduklarını ve çözüm bulabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını gösteriyor.

Ancak aslında çocuklarımız da bu durumdan şikâyet ediyorlar. Fakat ardı arkası gelmeyen yasaklar zinciri, anne ve babanın otoritesinin gittikçe hissedilmesi gibi sonuçların doğmasından korktukları için bunu çok açığa vuramıyorlar. Çünkü arkadaşları tarafından alay konusu olmak, istedikleri kıyafetlere sığamamak erişkin bir bireyin psikolojisinden çok daha fazla yaralıyor onları.

Bizim de bu durumda aklımıza bir tek şey geliyor: DİYET YAPTIRMAK

Ancak bunun nasıl ve ne şekilde olacağı hakkında en ufak bir fikrimiz olmuyor. Ve başlıyoruz kendimize göre bir şeylerinden kısmasını sağlamaya.

Ancak çocuk ve diyet konusunda yapmanız gerekenler bunlar değil. İşte asıl sorumluluk sahibi ebeveynlerin yapması gerekenler:
  • 1. ADIM: Uzman şart. Yani bu diyeti siz değil bir uzmanın uygulaması gerekiyor. O yüzden ilk atacağınız adım çocuğunuzu bir diyetisyene emanet etmek ve diyetisyenin verdiği bilgiler doğrultusunda kendinizi de geliştirmeye çalışmaktır.
  • 2. ADIM: Diyet yapmasının onun dış görünüşünden kurtulmasını sağlayacağını sakın söylemeyin. Çünkü ben dâhil olmak üzere bütün meslektaşlarım zayıflamasının amacının, tamamen daha sonraki hayatında kazanabileceği bazı kronik rahatsızlıkları engellemek, olduğunu çocuğa aşılanması gerektiğine yürekten inanıyoruz.
  • 3. ADIM: kendi alışkanlıklarınızı da sağlıklı şekillere saptırmaya başlayın. Çünkü beslenme bir alışkanlık işidir. Doğruları öğrenip uygulamaya başlayan bir çocuğun doğruların yapıldığı bir evde olması gerekir ki, düzenli ve dengeli beslenmeyi uygulayabilsin.
  • 4. ADIM: büyüme ve gelişme çağında diyet yapılmaz diye düşünerek çocuğunuzun yardım almasını engellemeyin. Çünkü diyet aslında sizlerin arasında genellikle ‘’AÇ KALMAK’’ olarak bilinse de aslında öyle değil. Çünkü diyet yapmak aslında sağlık ve yeterli, dengeli bir beslenme programına geçiş demek. Özellikle çocuğunuzu emanet edeceğiniz diyetisyen zaten çocuğunuzun büyüme ve gelişme çağındaki durumunu göze alarak yavaş ve kademeli bir beslenme tarzına geçişine yardım edecektir.
Diyet yaptırmaya çalıştığımız çocuklarımızdan uzak tutmaya çalıştığımız besin maddelerinden biri de abur cubur. Yemekten en çok zevk aldıkları, biriktirdikleri paraları gözlerini bile kırpmadan bir anda harcayabilecekleri besin maddeleri aynı zamanda.

Afiyetle yenilen bir çikolata gibisi yok mesela. Ancak bizler için çok sakin karşılanamayan bir durum. Çünkü alışkanlık başladığı zaman pek geri dönüş olmuyor ve bir anda çocuklarımızı cips paketlerinin arasında bulabiliyoruz.

Peki, abur-cuburla nasıl savaşmalı?
  • 1. ADIM: Çocuğunuzun ağırlığı abur cuburla savaşma konusunda size yol göstermelidir. Eğer ağırlığı hakkında her hangi sorunu yoksa o zaman abur cuburu aslında çok da düşman olarak görmenize gerek yok. Sadece alışkanlıkları arasına dâhil olmasını sağlayarak bu dengeyi ayarlayabilirsiniz. Mesela sık tekrarlanmamak koşuluyla özellikle öğünlerden sonra yenmesi şartıyla ufak porsiyonlarda çikolata yemesine izin verebilirsiniz. Çünkü hayatta en sevdiği yiyecek olan abur cuburları bir anda hayatından kesip atmak onun dünyasında ‘’beni bundan mahrum bıraktıklarına göre, beni eskisi gibi sevmiyorlar’’ endişesi yaratabilir.
  • 2. ADIM: Eğer çocuğunuzun gerçekten kilo problemi varsa zaten abur cuburla ilgili yakın ilişkileri de vardır demektir. Bunun için miktarlarını ilk etapta tamamen kesmek mantıklıdır. Ancak bu kesme durumu bir anda olmamalıdır. Eğer kilo probleminin abur cuburu kesince biraz daha düzeleceğini düşünüyorsanız o zaman eve bu besinleri kendiniz alarak kontrol altında tutmaya başlayın. Dışarıdan kendisinin almamasına dikkat edin. Ve haftada kaç gün ve ne kadar miktarda yiyiyorsa her hafta bu miktarın bir doz altına düşürün. Bunun nedeni onun hayatında kalıcı olarak alışkanlık yaratmaktır. Bir anda bu besinlerle arasına set çekerseniz alışkanlığı yok etmekten çok arttırma eğilimine götürürsünüz.
  • 3. ADIM: Tamamen kesilen abur cuburun yerini bir besinin almasını sağlayın. Meyve, süt, pekmez, kuru meyveler (kayısı, kuru üzüm), küçük küpler halinde doğranmış havuçlar( ve bunun gibi ilgi çekebileceğini düşündüğünüz farklı doğrama şekillerindeki besinler) , meyve püreleri, patlamış mısır, haşlanmış mısır, bol yeşillikli patates salatası ve muhallebi, sütlaç gibi besinler bunlara örnek sayılabilir.
Ancak iş sadece abur cuburdan uzak kalmakla olmuyor. Kahvaltı da değinilmesi gereken önemli noktalardan biri. Çünkü okula giderken sırasıyla yapılanlar oldukça belli. Çocuğunuz kalkıyor, elini yüzünü yıkayıp üzerini giyindikten sonra doğru okula gidiyor. Kahvaltı sofrasının suratına bile bakmıyor. Okula gitmese bile kahvaltı yapmasını sağlamak sanki bir mucize. İşte yapılması gerekenler ve nerede hata yaptığınız.

Ø 1. ADIM: Unutmayın. Beslenme bir alışkanlıklar zinciridir. En başta nasıl alışırsanız gerisinde de aynı şekilde devam ettirirsiniz. Tıpkı uyku düzeniniz gibi. Eğer uyku düzenimizi hiç değiştiremiyor olsaydık, dünyanın hiçbir yerinde gece vardiyaları olmazdı. Bunu değiştirebildiğimize göre beslenme de değişimini sağlayabileceğimiz bir alışkanlık. Bunu için ilk adım olarak ona sofra kurmakla başlayın. Zaten alışkanlığı aşıladığınızda kendi kahvaltısını hazırlamaya başlayacak, kahvaltı etmemek artık bir eksik olmaya başlayacaktır.


Ø 2. ADIM: Sabahın oldukça erken saatlerinde bir şeyler yeme isteği çoğu zaman olmayabilir. Özellikle beyaz peynir, ekmek gibi klasik sayılabilecek bir kahvaltı da iştah açma özelliğini taşımayabilir. İkinci adım atarak bu besinleri cazip hale getirmeniz gerekiyor. Mesela tost her zaman çocukların ilgisini çeken bir besin olmuştur. Beyaz peyniri iki dilim kepekli ekmek arasına atıp tost makinesinde biraz ısıtmak ve yanına iştah açıcı taze sıkılmış bir meyve suyu sunmak çocuğunuzun kahvaltıya olan bakış açısını değiştirebilir.


Ø 3. ADIM: ‘’Kahvaltı yaptığımda midem çok bulanıyor. Dayanamıyorum.’’ cümlesinin duyduğunuzda birazcık ısrarcı olmakta fayda var. Kahvaltının hepsini yemesi için ısrar etmeseniz bile, yarım dilim beyaz peynir, bir çay bardağı süt kadar miktarlarını tüketmesi için ısrarcı olun. Çünkü genellikle bulantı bahane edilen bir durumdur. Çocuğunuz belki de bulantı hissinin nasıl bir şey olduğunu bile bilmez. Ancak siz bu cümleyi duyduktan sonra onu rahat bıraktığınız için bu cümleyi sık tekrar ederek sizi ekarte etmiş olur.


Ø 4. ADIM: Onunla konuşun. Kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu anlamasını sağlayın. Çünkü her çocuk belli bir zekâya ve belli bir anlama kapasitesine sahiptir. Önemli olan olayın önemini kavramasıdır. Çünkü zorla dayatılmak istenen şeyin sağlam bir temeli olduğunu anlaması gerekir ki, bunu anne ve babaya karşı bir isyan durumu olarak kullanmasın.


Ø 5. ADIM: Bütün bunlara rağmen hala sorunlar devam ediyorsa, hiç olmadı kahvaltısını okulda yapması için uğraşın. Biraz önce bahsettiğimiz basit tost ve yanında alacağı bir küçük kutu süt inanın okulda yiyeceği poğaçalardan çok daha sağlıklı olacaktır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Çocukluk Çağında Obezite. Dyt.Gözde Zehra AKBAŞ
► Çocukluk Çağında Obezite Dyt.Ç. Tuba GÜNEBAK
► Diyet Açılımı : Size Özel Diyet Dyt.Berrin YİĞİT
► Okul Çağında Beslenme Dyt.Ayşe DURAN
► Okul Çağında Beslenme Dyt.P. Seda CENGİZ
► İlkokul Çağında Beslenme Dyt.Funda GÖÇER TUZGÖL
► Yeniden Diyet (Diyet Algısı) Dyt.Buket ADANÇ
► Okul Çağında Beslenmenin Önemi? Dyt.Fatma Merve KALELİOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocukluk Çağında Diyet' başlığıyla benzeşen toplam 83 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:14
Top