2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sistemsel Psikopatoloji Bağlamında Anoreksiya Nervoza
MAKALE #21555 © Yazan Psk.Emre ŞENGÜR | Yayın Haziran 2020 | 1,784 Okuyucu
Sistemsel Psikopatoloji, psikolojik sorunların içinde bulunduğumuz sistemden etkilenme durumuna vurgu yapan bir anlayıştır. Psikopatoloji ve psikolojik sorunlarımızın bireysel hikayemizden kaynaklanan bir yansıması vardır. Bazen genetik altyapı, bazen de düşünce ve davranış kalıplarımız nedeniyle süreç şekillenebilir. Ama bir yandan da önemli bir kavram sistemdir. Sistem, üyesi olarak bulunduğumuz tüm yapıları temsil etmektedir. Sistemsel Psikopatoloji ise sistemde yer alan sorunların bireylerin psikolojilerindeki etkisine odaklanmaya çalışmaktadır. Sistemi, bireylerin bir araya getirdiği etkileşimler bütünü olarak görebiliriz. Sistem, bireylerin toplamından daha fazlasıdır. Sistemin üyeleri birer dişli gibidir. Dişlilerin herhangi birinde yaşanan bir sorun ve ya dişliler arasında yaşanan bir uyumsuzluk başta dişli diyebileceğimiz üyelerde olmak üzere sistemde soruna yol açacaktır. Sistemin özelliklerine göre sebep olabileceği psikopatolojiler de farklılaşacaktır. Hatta sistemin sorun çıkaran özellikle baş etme mekanizmasına göre de psikopatoloji farklılaşacaktır. Başka bir yazıda sistem türleri ve baş etme mekanizmaları ayrıca ele alınmalıdır.


Anoreksiya Nervoza, DSM-5’e göre Beslenme ve Yeme Bozuklukları tanı grubunda yer almaktadır. Gereksinimlere göre enerji alımını kısıtlı tutma ve kişinin Vücut Kitlesi İndeksine göre olması gereken vücut ağırlığından belirgin bir biçimde düşük olma hali vardır. Kilo alma kaygısı yoğundur. Kişinin bedenini algılayış biçiminde bozukluk mevcuttur. İki alt türü vardır: Kısıtlayıcı tipte, kişinin son üç ay içerisinde yeme alımını azaltarak ve aşırı spor yaparak kilo kaybı yaşadığı görülür. İkincisi ise Tıkınırcasına yeme/çıkarma tipidir. Kişi, son üç ay içerisinde yineleyen tıkınırcasına yeme ya da çıkarma dönemleri yaşamıştır.


Anoreksik kişilerde yaygın karşılaşabileceğimiz davranışlar şunlardır: Aynaya bakarak saatlerce zaman geçirme, kilo kaybını gizleme amaçlı bol giyinme, başkalarını zayıf görürken kendini kilolu görme, regl kesilmesi, takip sürecindeyken çevresindekileri geçiştirme amaçlı su içip tartılma, kilo alımını az tutma düşüncesiyle yavaş bir şekilde yemek yeme.


Anoreksiya Nervozaya sebep olabilecek bir çok faktör vardır. Yanlış yeme tutumları, çevresel örnekler, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri, zayıf vücut algısının popülerliği bazılarıdır. Bu yazıda ise Sistemsel Psikopatoloji açısından olası etkenler incelenmeye çalışılacaktır. Sistemsel Psikopatoloji açısından, Anoreksiya Nervozayı incelerken üç temel aşama tanımlanabilir.



1)Kabul Aşaması


Çocuklar, aile sistemimizin yeni üyeleridir. Çocuklarımız daha aile sistemimize katılmadan onlara dair düşüncelerimiz vardır. Onlara dair düşüncelerimizin önemli bir kısmı da kendi bireysel hikayemizden kaynaklanmaktadır. Sözgelimi çocuklarımızın avukat olması, yurt dışına gitmesi, girişken olması gibi birçok özellik daha çocuğumuzla karşılaşmadan zihnimizde yer almaktadır. Zihnimizde yer alan bu özelliklerin tamamını bir elbiseye benzetelim. Çocuğumuz dünyaya geldikten sonra eğer zihnimizdeki elbiseyi çocuğumuza giydirmeye çalışırsak ve ikinci aşamada da bahsedeceğimiz süreç nedeniyle de çocuğumuz ve elbise birbirine uyum sağlamazsa kabul aşaması sancılı olacaktır. Çocuklarımıza dair isteklerimizin ve hayallerimizin olması gayet doğaldır. Ama istek ve hayallerimizin çocuğumuza yansıtılma sürecine göre kabul aşaması şekil alacaktır. Bu noktada iki kavramdan bahsetmek gerekir: Olan ve olması istenen. Eğer olması isteneni çocuğa bir baskı unsuru haline getiriyorsak, olanı övmüyorsak, olanı sürekli bir eleştiri nesnesi haline getiriyorsak kabul aşamasında sorun yaşamış oluruz. Sözgelimi çocuğumuzun matematik dersinden alacağa nota dair bir düşüncemiz olsun ve 90’dan aşağı almaması gerektiğini düşünelim. Bu olması istenen altına yazabileceğimiz bir maddedir. Bir yandan da çocuğumuzun matematiksel becerisinin olmasını istediğimiz gibi olmadığını düşünelim(ki bu kısa ve ya uzun vadeli olabilir). Nasıl yaklaşacağımız kabul aşamasındaki tavrımızı belirleyecektir. Diyelim ki 80 alarak gelmiş olsun çocuğumuz. Eğer söylemlerimiz, jest ve mimiklerimiz “Nasıl 90 almazsın, bir dahaki sefer 90 al” şeklindeyse biz elde olan 80 başarısını kabul etmemiş ve genelde çocuğumuza dair reddedici bir mesaj vermiş oluruz. Kabul aşaması için en son şunu söylemek gerekir. Yaşamamız içerisinde birçok örnek yaşarız. Bunların, bazıları olumlu bazıları da olumsuzdur. Kabul aşamasında reddedici tavır diyebilmek için ise davranışlarımızın çoğunluğunun yani davranışlarımızın istikrarının bu yönde olması gerekir. Yoksa kabul edici tavır alamadığımız örnekler de zaman zaman yaşamamız olasıdır. Ama bazen de telafi edilemeyen istisna olumsuz bir örnek ruh sağlığı konusunda travmatik bir etki yaratabilir. Buna da dikkat etmek gerekir.


2)Kendilik Aşaması


İlk aşamada, daha çocuğumuz dünyaya gelmeden oluşan ve bir nevi elbise gibi olan özellikler bütününü çocuğumuza zorlayıcı bir şekilde dikta etmemekten bahsetmiştik. Olması istenenin yanında olanı da görüp, kabullenmeyi anlatmaya çalışmıştık. İkinci aşamada ise amaç olanın kendini gerçekleştirmesidir. Bir durakta olduğumuzu düşünelim. İlk aşama, çocuklarımıza dair o duraktan bir istikamet belirlediğimizi söylüyordu ve bunu yapmamamız gerektiğini. İkinci aşama ise çocuğumuz için kendine bir istikamet belirlemesine yardımcı olmamız gerektiğini ifade ediyor. Kendilik diyeceğimiz bu aşama ile çocuğumuz ilgi ve yeteneklerini keşfedebilecektir. Kendiliğe dair keşifler deneme yanılma yoluyla olacaktır. Böylece kendisi için en ideali bulması olasıdır. Kendiliğin keşfi açlık, susuzluk gibi temel bir ihtiyaçtır. Sağlıklı kendilik keşfi sağlanamadığı noktada sağlıksız çözümler olası hale gelir.


3)Onay Aşaması


Kabul edip, kendini gerçekleştirmesi için desteklediğimiz çocuğumuzu bu aşamada ise onaylamamız esastır. Kendini gerçekleştirme, ilgi ve yeteneklerin keşfi sürecinde bir deneme yanılma sürecidir. Ebeveynler olarak oluşan kendiliğe destekleyici bir tavır içinde olmamız gerekmektedir. Destek ve onay görme hepimiz için birer ihtiyaçtır. Karşılanmayan ihtiyacın başka sorunlara yol açması olasıdır. Onay aşaması, çocuğumuzun kendisi için zararlı bir yolu seçme süreci de değildir. Dikkat edilmesi gereken çocuğa zarar verme potansiyeli olmadığı halde kendi bireysel hikayemiz nedeniyle reddedici tavır aldığımız konuları fark etmek ve onay ihtiyacını sağlamaktır.
Üç aşamayı konuştuktan sonra Anoreksiya Nervozanın Sistemsel Psikopatoloji açısından değerlendirilmesine bakalım. Anoreksik vakaların aile ilişkilerine baktığımızda bahsedilen üç aşamada sorunlar yaşanmaktadır. Bazı vakalarda Kabul aşamasında ebeveynlerin, çocuğa dair olması gereken beklentisi çocuğu görmemeye neden olmaktadır. Bazı vakalarda ise ebeveynlerin ihmal edici bir tarzda çocuklarından uzak durduklarını görmekteyiz. Uzak durma hali de kabul aşamasını olumsuz etkilemektedir. İki tavır da reddedici davranışa işaret etmektedir. Kabul aşamasının sorunlu olmasıyla birlikte Anoreksik vakalarda özgüven kaybı, çekingenlik ve içe dönüklük görülmektedir. Kabul için, mükemmeliyetçi bir tavır geliştirme ve ilişkilerinin bu doğrultuda ilerlemesi olasıdır. Kabul aşamasında yaşanan sorun ile birlikte Anoreksik kişiler kendiliğini inşa etmekte de zorlanmaktadır. Çevreden gelen tepkiler çok önemlidir. Bu durumda çevre temelli bir kendilik işlemesine neden olmaktadır. Çevre temelli onay ile kendiliğimiz şekillense bile Kendiliğin İnşası ihtiyacı devam eder. Anoreksik kişilerde kendiliği sağlıklı bir şekilde şekillendirmeye harcanarak enerji bedene ayrılır. Kendiliğine dair bulamadığı özerk alanı ve kontrol gücünü bedende sağalamaya çalışır. Bu kasıtlı, istenerek yapılan bir süreç değildir. Onay aşaması ise Anoreksik vakalarda iki ayrı süreç olarak işler. İnşa edilemeyen kendilik nedeniyle çevre onayına ihtiyaç duyan bir kendilik ön plana çıkar. Sözgelimi A konusunda farklı düşünülmesine rağmen, fikrini söylemeyebilir. İkinci durum ise Kendilik ihtiyacının sağlıklı işlememesi nedeniyle bu sürecin bedende yansıma bulmasıdır. Beden üzerinden değişiklikler yapılarak onay alabileceği şeklinde bir algı değişimine yol açabilir. Kişi, bir yandan kabul edilmeyen anoreksik bedeninin onaylanmasıyla kendiliğinin de onaylanmasını bilinçdışı bir şekilde ister. Yapılması gereken ise anoreksik davranışları doğru şekilde yönlendirip, beden sağlığı için gerekli enerji alımını teşvik ederken bir yandan da temelde kişinin kendiliğini inşa etmesini sağlamak ve onay sunmaktır. Aksi taktirde kendini gerçekleştirme ve onay ihtiyacı beden aracılığıyla sağlıksız bir yol ile karşımıza çıkacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sistemsel Psikopatoloji Bağlamında Anoreksiya Nervoza" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Emre ŞENGÜR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Emre ŞENGÜR'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     15 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Emre ŞENGÜR'ün Yazıları
► Anoreksiya Nervoza Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Yeme Bozukluğu: Anoreksiya Nervoza Psk.Emir Emre DOĞAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Sistemsel Psikopatoloji Bağlamında Anoreksiya Nervoza' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kanserin 5 Aşaması Haziran 2022
► Kanser ve Psikoloji ÇOK OKUNUYOR Haziran 2022
► Dijitalleşen Yas Eylül 2021
◊ Psikoterapi ve Sohbet Eylül 2021
◊ İstisna Davranış Mayıs 2021
◊ Dönüşüm Nisan 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:10
Top