Sağlıklı Bir Eş Olmanın Yolu: Sağlıklı Beslenme
Mutlu bir evliliğe adım atmak üzeresiniz. Yeni yaşamınızda eşinizle birlikte mutlu günler geçirmenin temelinin sağlıklı olmaktan geçtiğinin de farkındasınız. Bu konuda bir şeyler yapmanız gerektiğini düşünüyorsanız, korkmayın henüz geç kalmadınız.
Sağlıklı bir yaşamın temel anahtarı sağlıklı beslenmedir. Sağlıklı beslendiğinizde enerjik, sağlıklı, güçlü, güzel ve dinamik olursunuz. Bu artılar da evliliğinizdeki mutluluğu katlar.
Yeni evinizde, yeni hayatınızda eşinizle birlikte sağlıklı ve uzun yıllar geçirmek istiyorsanız bazı beslenme alışkanlıklarını birlikte kazanmanızda fayda var.
İŞTE SAĞLIKLI BESLENMENİN EN TEMEL KURALLARI
Kural 1: Katı yağları evinize almayın, görünür yağlardan uzak durun. Kuyruk yağı, iç yağı, tereyağı gibi katı yağların, etlerin görünür yağlarının, süt ürünlerinin kaymak tabakasının aşırı tüketilmesi kalp-damar sağlığını tehdit eder. Sağlıklı bir kalp, eşinizle geçireceğiniz uzun yılların garantisi sayılabilir. Bu nedenle katı yağ tüketimini mümkün olduğunca azaltmalı, etlerin görünür yağlarını ve süt ürünlerinin kaymağını evinizden içeri almamalısınız.
Kural 2: Yağlar arasında denge sağlayın. Birçok kişi sadece balık tükettiğinde veya sadece zeytinyağı kullandığında kalp sağlığını koruduğunu düşünür. Fakat kalp sağlığının korunması için yağların dengeli tüketilmesi gerekir. Salatalarda ve bazı sebze yemeklerinde zeytinyağı veya fındık yağı kullanılması, haftada 2–3 kez balık tüketilmesi, yemeklerde ise ayçiçeği yağı veya mısır özü yağının kullanılması bu dengeyi sağlamayı kolaylaştıracaktır.
Kural 3: Şeker ve şekerli besin-içecek tüketimini azaltın. Şeker, hem boş enerji kaynağıdır hem de kan şekeri dengesini olumsuz etkiler. Bu boş enerji kaynağının beslenmemizde daha az yer alması sağlık açısından olumludur. Bu nedenle şeker ve şekerli besin-içecek tüketiminin mümkün olduğunca azaltılması gerekir.
Kural 4: Her gün 5–9 porsiyon sebze ve meyve tüketmelisiniz. Sebze ve meyveler, günlük vitamin ihtiyacımızın karşılanmasında önemli yer tutarlar. Bunun dışında içerdikleri antioksidan öğeler sayesinde şeker, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltırlar. Günde 5–9 porsiyon sebze ve meyve tüketmenin zor olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ana öğünlerde salata ve sebze yemekleri veya haşlanmış sebzeler tüketerek ve ara öğünlerinize birer porsiyon meyve ekleyerek sebze ve meyve tüketiminizi arttırmayı başarabilirsiniz.
Kural 5: Her gün 2 su bardağı süt içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. En çok süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum minerali, kemik sağlığından, kalp sağlığına, kas kasılmasından, vücut ağırlığının korunmasına kadar geniş bir yelpaze içinde görev almaktadır. Günlük kalsiyum ihtiyacınızın düzenli karşılanması için günde 2 su bardağı süt veya yoğurt, 1–2 dilim peynir tüketmeyi alışkanlık haline getirmeniz gerekir.
Kural 6: Et grubunda yer alan besinler arasında denge sağlayın. Kırmızı et, tavuk, hindi ve balık et grubunda yer alan besinler olarak ortak özelliklere sahip olsalar da, aslında farklı özelliklere de sahiptirler. Bu nedenle beslenme düzenimizin içerisinde bir dengeye sahip olmaları gerekir. Haftanın 2 günü kırmızı et, 2-3 günü tavuk veya hindi, 2-3 günü de balık tüketerek bu hassas dengeyi oluşturabilirsiniz. Kırmızı etlerin görünür yağlarını, tavuk ve hindinin derisini tüketmemeye özen göstermelisiniz.
Kural 7: Tam tahıl ürünlerine sofralarda yer açın. Ekmek, makarna, pirinç, bulgur gibi tahıl ürünleri başlıca enerji kaynağımızdırlar. Tam tahıl ürünleriyse yüksek B vitamini içerikleri ve değişik türde posa kaynakları olmaları nedeniyle saflaştırılmış tahıl ürünlerine fark atarlar. Bu nedenle beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, yulaf ekmekleri, kepekli makarna ve kahverengi pirinç sofralarda daha sık yer almalıdır.
Kural 8: Su tüketiminin ihmale gelmeyeceğini unutmayın. Sağlıklı bir bedene sahip olmanın bir başka kuralıysa düzenli ve yeterli su tüketimidir. Bir yetişkinin günlük su ihtiyacı yaklaşık 1,5–2 litredir. Günde en az 8 su bardağı su içmeyi alışkanlık haline getirmeniz de daha zinde ve sağlıklı olmanızı sağlar.
Kural 9: Yeterli posa tüketmeye özen gösterin. Besinlerin içerisinde bulunan posalar (lifler), kabızlık başta olmak üzere bizi birçok hastalığa karşı korur. Yeterli posa tüketen kişiler formda bir bedene, daha dengeli kan şekeri ve daha düşük kolesterole sahip olurlar. Sizde yeterli posa tüketmek adına bir adım atın ve posa kaynakları olan sebzelerin, meyvelerin, tam tahıl ürünlerinin ve kuru baklagillerin sofranızda sıklıkla yer almasına özen gösterin. Haftada 2–3 kez kuru baklagil tüketmenin son derece sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olduğunu da unutmayın.
Kural 10: Tuz tüketiminde sınırlarınızı bilin. Aşırı tuz tüketiyorsanız, eşinizin veya sizin ileride yüksek tansiyona ve çeşitli sindirim sistemi kanserlerine yakalanma riskinizin daha fazla olduğunu bilmelisiniz. Günlük tuz tüketimi kişi başına 6 gramı aşmamalıdır. Sofranızdan tuzluğu kaldırarak işe başlayabilirsiniz.
1 Sebzelerin haşlandıklarında vitaminlerini kaybettikler doğru mudur? Sebzeler için en iyi pişirme yöntemi nedir?
Sebzeler haşlandıklarında suda çözünen vitaminler suya geçer. Haşlama suyunun dökülmesi ile birlikte vitaminler kullanılmaz hale gelir. Sebzeleri; az suda haşlamak, kendi sularında sebze yemekleri olarak pişirmek ve buharda pişirme yöntemleri vitamin kaybını azaltacaktır.
2 İlkokul çağındaki bir çocuk için fast-food tüketiminin sınırı ne olmalıdır?
Fast-food besinler; genellikle yüksek enerjili yüksek yağlı ve düşük besin değeri olan besinlerdir. Bu nedenle çocuk sağlıklı seçeneklere yönlendirilmelidir. Kızartma ve kavurma yöntemi ile hazırlanan fast-food ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Eğer çocuğun şişmanlık problemi yoksa hijyeninden emin olunan fast-food besinlerden haftada 1–2 kez tüketmesine izin verilebilir. Şekerli besinler ve atıştırmalıklarınsa öğünlerden önce tüketilmesine izin verilmemelidir. Öğün sonrasında bu tür ürünlerden makul miktarlarda ve tek çeşit olarak verilebilir.
3 Sürekli olarak hazımsızlık sorunu yaşıyorum; bu sorunumu nasıl giderebilirim?
Hazımsızlık sorununun kimi sağlık problemlerinden kaynaklanabileceğini unutmayın. Birçok sindirim sistemi hastalığında hazımsızlık sorunu da ortaya çıkmaktadır. Hazımsızlık sorunundan kurtulabilmek için ilk yapmanız gereken az ve sık beslenmeye başlamaktır. Öğünleri küçük parçalara ayırmalısınız. Yavaş yemek yemek ve iyi çiğneyerek besin tüketmekte sindirime yardımcı olur. Kızartma, kavurma besinler ve yüksek yağ içeren diğer besinlerde hazımsızlığa neden olabilir.
4 Sütü çok seviyorum ancak mideme dokunuyor? Bu konuda ne yapabilirim?
Süt içerdiği laktoz nedeniyle kimi kişilerde mide ve gaz sorunlarına neden olabilir. Bu kişiler; süt yerine yoğurt ve ayranı tercih edebilir. Çünkü yoğurt ve ayranın laktoz içeriği daha düşüktür. Laktoz intoleransı adı verilen bu durumu yenmek için günde 1 su bardağı süt tüketilmelidir. Zamanla sindirim sisteminde görülen sorunlar asgari düzeye iner. Bütün bu uygulamalara rağmen mide sorunları devam ediyorsa içerisine laktaz enzimi eklenmiş veya laktozsuz sütler tercih edilebilir.
5 Çocukların kilo alması için balık yağı hapı önerildiğini duydum. Bu ürünler reçetesiz olarak satılıyor mu? Doktora danışmadan böyle bir ürün alabilir miyim?
Vücut ağırlığının artması yani kilo kazanımı vücudun enerji dengesi ile ilgili bir durumdur. Besinlerle alınan enerji, vücutta harcanan enerjiden az olduğu sürece kilo kazanımı sağlanamaz. Ayrıca hiçbir besinsel destek doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından önerilen destekler ise önerildiği şekilde kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki ilaç ve zehir arasındaki tek fark dozdur.
6 Kolesterolüm yüksek olduğu için yumurta yenilmesinin sakıncalı olduğunu duydum. Acaba yumurtanın her türü kolesterol için zararlı mıdır?
Kan kolesterolü yüksek olan kişiler haftada 2 kez haşlanmış veya çılbır şeklinde pişirilmiş yumurta tüketebilirler. Fakat yağda kızartılmış yumurta çeşitlerinden kaçınmaları gerekmektedir.
7 Kefir içmenin faydaları nelerdir? Günlük tüketimi ne kadar olmalı?
Kefir; doğal bir probiyotik kaynağıdır. Probiyotiklerin sağlık açısından birçok yararı olduğu bilinmektedir. Sindirim sistemi sağlığını korumasının yanı sıra, yapılan son bilimsel araştırmalar kan kolesterolünü azaltıcı ve sindirim sistemi kanserlerinden koruyucu etkiye sahip olduklarını göstermektedir. Kefirin günlük 1-2 bardak tüketilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Fakat probiyotiklerin etkili olabilmesi için düzenli tüketilmeleri gerektiği unutulmamalıdır.
8 Probiyotik ürünlerin faydaları nelerdir? Çocukların kullanmasında bir sakınca var mı?
Probiyotikler, barsak kanalı boyunca zararlı bakterilerin üremesini engeller. Barsakta oluşan toksik (zararlı) maddelerin atımını kolaylaştırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirim sistemi sağlığı ile birlikte genel sağlığı korur. Probiyotikler artık bebek mamalarına da eklenmektedir. Çocuklarda kullanımı güvenlidir. İshal süresinin kısalmasında ve ishalin şiddetinin azalmasında etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca probiyotik kullanan çocuklarda karın ağrısı ve huzursuzluk daha az gözlenir. Atopik egzemalarda ve alerjik hastalıklarda da kullanıldığı bilinmektedir.
Sağlıklı bir yaşamın temel anahtarı sağlıklı beslenmedir. Sağlıklı beslendiğinizde enerjik, sağlıklı, güçlü, güzel ve dinamik olursunuz. Bu artılar da evliliğinizdeki mutluluğu katlar.
Yeni evinizde, yeni hayatınızda eşinizle birlikte sağlıklı ve uzun yıllar geçirmek istiyorsanız bazı beslenme alışkanlıklarını birlikte kazanmanızda fayda var.
İŞTE SAĞLIKLI BESLENMENİN EN TEMEL KURALLARI
Kural 1: Katı yağları evinize almayın, görünür yağlardan uzak durun. Kuyruk yağı, iç yağı, tereyağı gibi katı yağların, etlerin görünür yağlarının, süt ürünlerinin kaymak tabakasının aşırı tüketilmesi kalp-damar sağlığını tehdit eder. Sağlıklı bir kalp, eşinizle geçireceğiniz uzun yılların garantisi sayılabilir. Bu nedenle katı yağ tüketimini mümkün olduğunca azaltmalı, etlerin görünür yağlarını ve süt ürünlerinin kaymağını evinizden içeri almamalısınız.
Kural 2: Yağlar arasında denge sağlayın. Birçok kişi sadece balık tükettiğinde veya sadece zeytinyağı kullandığında kalp sağlığını koruduğunu düşünür. Fakat kalp sağlığının korunması için yağların dengeli tüketilmesi gerekir. Salatalarda ve bazı sebze yemeklerinde zeytinyağı veya fındık yağı kullanılması, haftada 2–3 kez balık tüketilmesi, yemeklerde ise ayçiçeği yağı veya mısır özü yağının kullanılması bu dengeyi sağlamayı kolaylaştıracaktır.
Kural 3: Şeker ve şekerli besin-içecek tüketimini azaltın. Şeker, hem boş enerji kaynağıdır hem de kan şekeri dengesini olumsuz etkiler. Bu boş enerji kaynağının beslenmemizde daha az yer alması sağlık açısından olumludur. Bu nedenle şeker ve şekerli besin-içecek tüketiminin mümkün olduğunca azaltılması gerekir.
Kural 4: Her gün 5–9 porsiyon sebze ve meyve tüketmelisiniz. Sebze ve meyveler, günlük vitamin ihtiyacımızın karşılanmasında önemli yer tutarlar. Bunun dışında içerdikleri antioksidan öğeler sayesinde şeker, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltırlar. Günde 5–9 porsiyon sebze ve meyve tüketmenin zor olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ana öğünlerde salata ve sebze yemekleri veya haşlanmış sebzeler tüketerek ve ara öğünlerinize birer porsiyon meyve ekleyerek sebze ve meyve tüketiminizi arttırmayı başarabilirsiniz.
Kural 5: Her gün 2 su bardağı süt içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. En çok süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum minerali, kemik sağlığından, kalp sağlığına, kas kasılmasından, vücut ağırlığının korunmasına kadar geniş bir yelpaze içinde görev almaktadır. Günlük kalsiyum ihtiyacınızın düzenli karşılanması için günde 2 su bardağı süt veya yoğurt, 1–2 dilim peynir tüketmeyi alışkanlık haline getirmeniz gerekir.
Kural 6: Et grubunda yer alan besinler arasında denge sağlayın. Kırmızı et, tavuk, hindi ve balık et grubunda yer alan besinler olarak ortak özelliklere sahip olsalar da, aslında farklı özelliklere de sahiptirler. Bu nedenle beslenme düzenimizin içerisinde bir dengeye sahip olmaları gerekir. Haftanın 2 günü kırmızı et, 2-3 günü tavuk veya hindi, 2-3 günü de balık tüketerek bu hassas dengeyi oluşturabilirsiniz. Kırmızı etlerin görünür yağlarını, tavuk ve hindinin derisini tüketmemeye özen göstermelisiniz.
Kural 7: Tam tahıl ürünlerine sofralarda yer açın. Ekmek, makarna, pirinç, bulgur gibi tahıl ürünleri başlıca enerji kaynağımızdırlar. Tam tahıl ürünleriyse yüksek B vitamini içerikleri ve değişik türde posa kaynakları olmaları nedeniyle saflaştırılmış tahıl ürünlerine fark atarlar. Bu nedenle beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, yulaf ekmekleri, kepekli makarna ve kahverengi pirinç sofralarda daha sık yer almalıdır.
Kural 8: Su tüketiminin ihmale gelmeyeceğini unutmayın. Sağlıklı bir bedene sahip olmanın bir başka kuralıysa düzenli ve yeterli su tüketimidir. Bir yetişkinin günlük su ihtiyacı yaklaşık 1,5–2 litredir. Günde en az 8 su bardağı su içmeyi alışkanlık haline getirmeniz de daha zinde ve sağlıklı olmanızı sağlar.
Kural 9: Yeterli posa tüketmeye özen gösterin. Besinlerin içerisinde bulunan posalar (lifler), kabızlık başta olmak üzere bizi birçok hastalığa karşı korur. Yeterli posa tüketen kişiler formda bir bedene, daha dengeli kan şekeri ve daha düşük kolesterole sahip olurlar. Sizde yeterli posa tüketmek adına bir adım atın ve posa kaynakları olan sebzelerin, meyvelerin, tam tahıl ürünlerinin ve kuru baklagillerin sofranızda sıklıkla yer almasına özen gösterin. Haftada 2–3 kez kuru baklagil tüketmenin son derece sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olduğunu da unutmayın.
Kural 10: Tuz tüketiminde sınırlarınızı bilin. Aşırı tuz tüketiyorsanız, eşinizin veya sizin ileride yüksek tansiyona ve çeşitli sindirim sistemi kanserlerine yakalanma riskinizin daha fazla olduğunu bilmelisiniz. Günlük tuz tüketimi kişi başına 6 gramı aşmamalıdır. Sofranızdan tuzluğu kaldırarak işe başlayabilirsiniz.
SAĞLIKLI BESLENME İLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ
Sebzeler haşlandıklarında suda çözünen vitaminler suya geçer. Haşlama suyunun dökülmesi ile birlikte vitaminler kullanılmaz hale gelir. Sebzeleri; az suda haşlamak, kendi sularında sebze yemekleri olarak pişirmek ve buharda pişirme yöntemleri vitamin kaybını azaltacaktır.
2 İlkokul çağındaki bir çocuk için fast-food tüketiminin sınırı ne olmalıdır?
Fast-food besinler; genellikle yüksek enerjili yüksek yağlı ve düşük besin değeri olan besinlerdir. Bu nedenle çocuk sağlıklı seçeneklere yönlendirilmelidir. Kızartma ve kavurma yöntemi ile hazırlanan fast-food ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Eğer çocuğun şişmanlık problemi yoksa hijyeninden emin olunan fast-food besinlerden haftada 1–2 kez tüketmesine izin verilebilir. Şekerli besinler ve atıştırmalıklarınsa öğünlerden önce tüketilmesine izin verilmemelidir. Öğün sonrasında bu tür ürünlerden makul miktarlarda ve tek çeşit olarak verilebilir.
3 Sürekli olarak hazımsızlık sorunu yaşıyorum; bu sorunumu nasıl giderebilirim?
Hazımsızlık sorununun kimi sağlık problemlerinden kaynaklanabileceğini unutmayın. Birçok sindirim sistemi hastalığında hazımsızlık sorunu da ortaya çıkmaktadır. Hazımsızlık sorunundan kurtulabilmek için ilk yapmanız gereken az ve sık beslenmeye başlamaktır. Öğünleri küçük parçalara ayırmalısınız. Yavaş yemek yemek ve iyi çiğneyerek besin tüketmekte sindirime yardımcı olur. Kızartma, kavurma besinler ve yüksek yağ içeren diğer besinlerde hazımsızlığa neden olabilir.
4 Sütü çok seviyorum ancak mideme dokunuyor? Bu konuda ne yapabilirim?
Süt içerdiği laktoz nedeniyle kimi kişilerde mide ve gaz sorunlarına neden olabilir. Bu kişiler; süt yerine yoğurt ve ayranı tercih edebilir. Çünkü yoğurt ve ayranın laktoz içeriği daha düşüktür. Laktoz intoleransı adı verilen bu durumu yenmek için günde 1 su bardağı süt tüketilmelidir. Zamanla sindirim sisteminde görülen sorunlar asgari düzeye iner. Bütün bu uygulamalara rağmen mide sorunları devam ediyorsa içerisine laktaz enzimi eklenmiş veya laktozsuz sütler tercih edilebilir.
5 Çocukların kilo alması için balık yağı hapı önerildiğini duydum. Bu ürünler reçetesiz olarak satılıyor mu? Doktora danışmadan böyle bir ürün alabilir miyim?
Vücut ağırlığının artması yani kilo kazanımı vücudun enerji dengesi ile ilgili bir durumdur. Besinlerle alınan enerji, vücutta harcanan enerjiden az olduğu sürece kilo kazanımı sağlanamaz. Ayrıca hiçbir besinsel destek doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından önerilen destekler ise önerildiği şekilde kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki ilaç ve zehir arasındaki tek fark dozdur.
6 Kolesterolüm yüksek olduğu için yumurta yenilmesinin sakıncalı olduğunu duydum. Acaba yumurtanın her türü kolesterol için zararlı mıdır?
Kan kolesterolü yüksek olan kişiler haftada 2 kez haşlanmış veya çılbır şeklinde pişirilmiş yumurta tüketebilirler. Fakat yağda kızartılmış yumurta çeşitlerinden kaçınmaları gerekmektedir.
7 Kefir içmenin faydaları nelerdir? Günlük tüketimi ne kadar olmalı?
Kefir; doğal bir probiyotik kaynağıdır. Probiyotiklerin sağlık açısından birçok yararı olduğu bilinmektedir. Sindirim sistemi sağlığını korumasının yanı sıra, yapılan son bilimsel araştırmalar kan kolesterolünü azaltıcı ve sindirim sistemi kanserlerinden koruyucu etkiye sahip olduklarını göstermektedir. Kefirin günlük 1-2 bardak tüketilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Fakat probiyotiklerin etkili olabilmesi için düzenli tüketilmeleri gerektiği unutulmamalıdır.
8 Probiyotik ürünlerin faydaları nelerdir? Çocukların kullanmasında bir sakınca var mı?
Probiyotikler, barsak kanalı boyunca zararlı bakterilerin üremesini engeller. Barsakta oluşan toksik (zararlı) maddelerin atımını kolaylaştırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirim sistemi sağlığı ile birlikte genel sağlığı korur. Probiyotikler artık bebek mamalarına da eklenmektedir. Çocuklarda kullanımı güvenlidir. İshal süresinin kısalmasında ve ishalin şiddetinin azalmasında etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca probiyotik kullanan çocuklarda karın ağrısı ve huzursuzluk daha az gözlenir. Atopik egzemalarda ve alerjik hastalıklarda da kullanıldığı bilinmektedir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sağlıklı Bir Eş Olmanın Yolu: Sağlıklı Beslenme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Gizem ŞEBER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Gizem ŞEBER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.