Fitoöstrojenlerin Meme Kanserine Etkisi
FİTOÖSTROJENLERİN MEME KANSERİNE ETKİSİ
Meme kanseri özellikle Batı toplumlardaki kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasındadır ve vakaların %50’sinden daha fazlası, Kuzey Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Asya ülkelerinde meme kanseri insidansı Birleşmiş Milletlerdekinin 1/4’ü kadardır.
Meme kanseri için risk faktörleri;
· beslenme alışkanlıkları
· yaşam tarzı
· bazı genlerde mutasyonun baskın olması
· hiç çocuk doğurmama
· ilk gebeliğin ve menapozun geç yaşta olması
· iyonize radyasyona maruz kalınması olarak sıralanabilir.
Menapozdan sonraki dönemde over hormonlarının düzeyleri önemlidir. İdrar ve kanda östrojen düzeylerinin yükselmesi, meme kanseri riskini de arttırmaktadır. Genellikle meme kanseri riski düşük olan Çin, Japonya gibi ülkelerde yaşayan kadınların serum östrojen ve androjen düzeyleri, riskin yüksek olduğu İngiltere, Birleşmiş Milletler gibi ülkelerde yaşayan kadınların serum östrojen ve androjen düzeylerinden daha düşük olduğu bilinmektedir.
Fitoöstrojenlerin, meme kanseri oluşumunu ve gelişimindeki etkileri yapılan araştırmalarla gösterilmekte ve çalışmaların çoğunluğu fitoöstrojenlerin meme kanseri oluşumu ve gelişmesinde olumlu sonuçlar alındığını desteklemektedir.
Yapılan bir çalışmada daidzeinin hormona bağlı ve hormona bağlı olmayan kanser hücrelerinin büyümesini engellediği, fitoöstrojenlerin antioksidan görevi görerek tümor hücrelerinin yayılmasını önlediği açıklanmıştır. Fitoöstrojenlerin, özelliklede genisteinin zayıf östrojenik ve antiöstrojenik, antioksidan, topoisomeraz II ve anjiogenesisi inhibe edebilme ve hücre farklılaşmasını azaltabilme gibi özellikleri sayesinde meme kanseri gelişimini önleyebildiği söylenmektedir.
Fitoöstrojenlerden zengin bir diyetin meme kanseri riskini azaltmasında bir diğer etkisinin de over hormonlarının düzeylerinin düşürülmesi ile ilgili olabileceği, antiöstrojen etki gösterebilen fitoöstrojenlerin de doğal bir koruyuculuk oluşturarak bu mekanizmayı sağladığı açıklanmıştır.
Yapılan çalışmalar mensturasyon süresinin uzunluğu ile meme kanseri arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Uzun mestrual siklus luteal fazda östrojene maruz kalma süresini kısaltarak meme kanseri riskini azaltabilir. 3 ay boyunca 40mg isoflavonun serum östradiol seviyesini azalttığı, menstrual siklus süresini 3.54 gün arttırdığı, foliküler fazı ise 1.46 gün uzattığı açıklanmıştır.
Fitoöstrojenler doza ve dokuya bağımlı olarak östrojen/antiöstrojen veya antiproliferatif ajan gibi davranabilmektedirler. Bu özellikleri tamoxifen (kısmi östrojen reseptör agonisti) veya dietilstilbestrol (güçlü östrojen reseptör agonosti) gibi diğer östrojenik bileşiklere benzetilebilirler.
Klinik ve epidemiyolojik bilgilerin fitoöstrojenler ve kanser riski arasındaki ilişki hakkındaki söylemleri hala daha eksiktir. Fitoöstrojenlerin meme kanserine üzerine etkilerinin araştırılmasına yönelik yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmakta ve etkin dozun belirlenmesi gerekmektedir.
KAYNAKLAR
1. Jane L Limer, Valerie Speirs. Phyto-oestrogens and breast cancer chemoprevention. Breast Cancer Res 2004, 6:119-127, 2004.
2. Mindy S. Kurzer. Phytoestrogen supplement use by women. J. Nutr. 133: 1983-1986, 2003.
3. Review. Pharmaceutical prospects of phytoestrogens. Endocrine Journal, 53 (1), 7-20, 2006.
4. Caral A Lamartiniere. Protection aganist breast cancer with genistein: A component of soy. Am J Clin Nutr 71: 1705-7, 2000.
5. Lee – Jane W. Lu, Karl E. Anderson. Decreased ovarian hormones during a soya diet: Implications for breast cancer prevention. Cancer Research 60: 4112-4121, 2000.
6. Kerrie B. Bouker and Leena Hilakivi – Clarke. Genistein: Does it prevent or promote breast cancer?. Environ Health Perspect 108: 701-708, 2000.
Dyt. Asuman AKÇAY
Meme kanseri özellikle Batı toplumlardaki kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasındadır ve vakaların %50’sinden daha fazlası, Kuzey Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Asya ülkelerinde meme kanseri insidansı Birleşmiş Milletlerdekinin 1/4’ü kadardır.
Meme kanseri için risk faktörleri;
· beslenme alışkanlıkları
· yaşam tarzı
· bazı genlerde mutasyonun baskın olması
· hiç çocuk doğurmama
· ilk gebeliğin ve menapozun geç yaşta olması
· iyonize radyasyona maruz kalınması olarak sıralanabilir.
Menapozdan sonraki dönemde over hormonlarının düzeyleri önemlidir. İdrar ve kanda östrojen düzeylerinin yükselmesi, meme kanseri riskini de arttırmaktadır. Genellikle meme kanseri riski düşük olan Çin, Japonya gibi ülkelerde yaşayan kadınların serum östrojen ve androjen düzeyleri, riskin yüksek olduğu İngiltere, Birleşmiş Milletler gibi ülkelerde yaşayan kadınların serum östrojen ve androjen düzeylerinden daha düşük olduğu bilinmektedir.
Fitoöstrojenlerin, meme kanseri oluşumunu ve gelişimindeki etkileri yapılan araştırmalarla gösterilmekte ve çalışmaların çoğunluğu fitoöstrojenlerin meme kanseri oluşumu ve gelişmesinde olumlu sonuçlar alındığını desteklemektedir.
Yapılan bir çalışmada daidzeinin hormona bağlı ve hormona bağlı olmayan kanser hücrelerinin büyümesini engellediği, fitoöstrojenlerin antioksidan görevi görerek tümor hücrelerinin yayılmasını önlediği açıklanmıştır. Fitoöstrojenlerin, özelliklede genisteinin zayıf östrojenik ve antiöstrojenik, antioksidan, topoisomeraz II ve anjiogenesisi inhibe edebilme ve hücre farklılaşmasını azaltabilme gibi özellikleri sayesinde meme kanseri gelişimini önleyebildiği söylenmektedir.
Fitoöstrojenlerden zengin bir diyetin meme kanseri riskini azaltmasında bir diğer etkisinin de over hormonlarının düzeylerinin düşürülmesi ile ilgili olabileceği, antiöstrojen etki gösterebilen fitoöstrojenlerin de doğal bir koruyuculuk oluşturarak bu mekanizmayı sağladığı açıklanmıştır.
Yapılan çalışmalar mensturasyon süresinin uzunluğu ile meme kanseri arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Uzun mestrual siklus luteal fazda östrojene maruz kalma süresini kısaltarak meme kanseri riskini azaltabilir. 3 ay boyunca 40mg isoflavonun serum östradiol seviyesini azalttığı, menstrual siklus süresini 3.54 gün arttırdığı, foliküler fazı ise 1.46 gün uzattığı açıklanmıştır.
Fitoöstrojenler doza ve dokuya bağımlı olarak östrojen/antiöstrojen veya antiproliferatif ajan gibi davranabilmektedirler. Bu özellikleri tamoxifen (kısmi östrojen reseptör agonisti) veya dietilstilbestrol (güçlü östrojen reseptör agonosti) gibi diğer östrojenik bileşiklere benzetilebilirler.
Klinik ve epidemiyolojik bilgilerin fitoöstrojenler ve kanser riski arasındaki ilişki hakkındaki söylemleri hala daha eksiktir. Fitoöstrojenlerin meme kanserine üzerine etkilerinin araştırılmasına yönelik yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmakta ve etkin dozun belirlenmesi gerekmektedir.
KAYNAKLAR
1. Jane L Limer, Valerie Speirs. Phyto-oestrogens and breast cancer chemoprevention. Breast Cancer Res 2004, 6:119-127, 2004.
2. Mindy S. Kurzer. Phytoestrogen supplement use by women. J. Nutr. 133: 1983-1986, 2003.
3. Review. Pharmaceutical prospects of phytoestrogens. Endocrine Journal, 53 (1), 7-20, 2006.
4. Caral A Lamartiniere. Protection aganist breast cancer with genistein: A component of soy. Am J Clin Nutr 71: 1705-7, 2000.
5. Lee – Jane W. Lu, Karl E. Anderson. Decreased ovarian hormones during a soya diet: Implications for breast cancer prevention. Cancer Research 60: 4112-4121, 2000.
6. Kerrie B. Bouker and Leena Hilakivi – Clarke. Genistein: Does it prevent or promote breast cancer?. Environ Health Perspect 108: 701-708, 2000.
Dyt. Asuman AKÇAY
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Fitoöstrojenlerin Meme Kanserine Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Asuman AKÇAY KEPEZLİOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Asuman AKÇAY KEPEZLİOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
