2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Benim Hayatım
MAKALE #21948 © Yazan Psk.Dnş.Kemal TUNCER | Yayın Aralık 2020 | 1,573 Okuyucu
Hayatımıza sahip çıkmak,'benim hayatım''diyebilmek cesaret ister,kararlılık ister,sorumluluk alma ister.İşte bütün bunlar genelde zor gelir ve hayatımızın sorumluluğunu almaktan kaçınırız.Yetişkin bir bedende çocuk olarak kalmayı tercih ederler bu tür kişiler.Hayatının sorumluluğunu alamayanlar, yol ayrımına gelene kadar, şikâyet eder durur, kendileri dışındaki herkesi ve kendilerine kurban rolü biçilen kaderlerini suçlarlar: “Zengin bir ailede doğsaydım, babam bizi terk etmeseydi, daha iyi bir okula gönderilseydim, o kuruma girmek için torpilim olsaydı, bu kişi ile evlenmeme izin vermeselerdi, kaderim bambaşka olsaydı…” Mevcut olumsuz durum hep başkalarının suçudur, hatta bazen tanrının. Yol ayrımına gelip de karar vermeleri gerektiğinde yani yeni bir yol çizmek için fırsatları olduğunda ise adım atmaya güç bulamazlar. Ne yapacağına karar vermek yani seçim yapmak sorumluluk almaktır. Sorumluluk almak, işler ters gittiğinde suçlanacak kişi olmak yerine neden işlerin ters gittiğini fark etmek, anlamak ve olaylara yukarıdan bakabilmektir. Kurban olmaya devam edeceklerse bir de kendi kendilerinin celladı olmak istemezler. Bununla yüzleşecek cesaretleri yoktur, bahaneleri hazırdır, artık çok yorgundurlar, hayatın sorumluluğunu almak için vakit geçtir, onlara göre ailesi bunu hep engellemiştir ve sonuçta o sorumluluğu almazlar. Bu durumun üzerini örtmek için başkalarının ihtiyaçlarına odaklanırlar. Başkalarının hayatlarına küçücük katkılarda bulunup hiç yoktan onların sorumluluğunu almış gibi hissetmeye ve hissettirmeye çalışırlar. Öz saygıları yoktur; başkalarının saygısını, güvenini ve sevgisini bu şekilde kazanmaya bakarlar. Kendi hayatlarının sorumluluğunu almadıkları için gizli bir suçluluk hissederler. Aynı suçluluğu başkalarının da hissetmesi için istemeseler bile onlar için sürekli bir şeyler yaparlar ve onlardan da aynını bekler dururlar. Emir kipinden nefret ederler, fakat emir kipi olmadan da yapamazlar, ne de olsa biri söylemedikçe bir şey yapmaya karar veremez ve yapamazlar. Onları en çok hayatlarını kontrol etme fikri korkutur. Çünkü başta da belirttiğim gibi ''benim hayatım''demek ağır gelir,zor gelir,kolaya kaçmayı tercih ederler.Sorumluluğu alınan bir çocuk olma fikri daha cazip gelir.Büyük olmak,yetişkin olmak demek çocuğunda sorumluluğunu alan demek olduğundan bu rolü almak istemezler.
Hayatın sorumluluğunu alamayanlar çocuk kalmakta ısrar ederler. Özgürlüklerinin kısıtlandığından, hiçbir şey yapamadıklarından, büyüğün uygun gördüğü hayatı yaşadıklarından, kendilerine verilen rolü oynadıklarından, büyükten bir adım uzaklaşamadıklarından, kurallardan ve emir içerikli öğütlerden bir ergen gibi şikâyetçi olurlar. Kafaları böyle konuşur; ama içlerinden bir ses “hiçbir şey başaramadın, hiçbir şey olamadın, ne bir vasfın var ne de varlığınla bir etkin” diye haykırır. “Büyük” olmasa bir “hiç” olacağını söyleyen o sesi bastırırlar; çaresiz, muhtaç ve bağımlı şekilde büyüğün vereceği kararı bekler ve büyüğün çizdiği yolda ilerlemeye devam ederler. “Büyük” aileden biri de olabilir eş veya sevgili de herhangi bir dost da. Yeter ki çocukmuş gibi elinden tutacak, onun için en iyisini düşünecek, her zaman yol gösterecek, yapılacakları onun yerine yapacak, onun yerine karar verecek, yani “çocuğun” hayatının sorumluluğunu yüklenecek biri olsun. Ne de olsa o daha bir çocuktur, kendi hayatının sorumluluğunu alamayacaktır, bu yüzden “büyüğe” bağımlılığı vardır, hayatının merkezinde “kendi” olması gerekirken “büyük” yer alır.
“Benim hayatım” diyebilmek için “kendi kararlarım, kendi seçimim” diyebilmek gerek. Kişinin kendi seçimleriyle ulaşacağı olumlu sonuç mutluluk, saygı ve özgüven getirecekse olumsuz sonuca da göğüs gerebilme cesaretini göstermek gerek. Kişinin hayatını sadece bedeni ile değil; kendi ruhu, aklı, fikri, kararları ve seçimleri ile de yaşaması gerek. Başkalarının seçimini yaşamak, başkalarının hayatını yaşamak demek. Başkalarının hayatını yaşamak neredeyse hayatta var olamamak demek.
Hayatının sorumluluğunu alamamış ama artık almak isteyenler; öncelikle kendini tanımalı, ne istediğini bilmeli, hayattan ne beklediğini kesin olarak bulmalı. O vakte kadar kimin için yaşadığını, kimin kurallarına uyduğunu, kimin talimatlarını yerine getirdiğini, kimin robotu olduğunu net bir şekilde görmeli. O vakte kadar gerçekten mutlu olup olmadığını ya da ne zaman ve ne kadar mutlu olabildiğini kendine itiraf etmeli. Baba evinden çıkan, fakat bir türlü kabullenemediği baba evi kurallarından çıkamayanlar; eşi istediği için öyle yaşayanlar, çocuğunu bahane edip kendi hayatını yok sayanlar, hep arkadaşlarının programlarına uymak zorunda kalanlar, işsizlik sürecinden korktuğu için istemedikleri bir işte nefretle çalışanlar, komşular ne der diye düşünüp boşanamayanlar, müzik yapmak isterken ailesinin buyrukları ile hukuk okuyanlar, hayat mücadelesinden korktuğu için sevmediği birine bağımlı yaşayanlar… Hayatınızla ilgili kime sorumluluk veriyorsanız, o kişiye otorite vermiş ve hayatınızı teslim etmiş oluyorsunuz. Yaşanacak bir hayat var. Seçim yapın ve hayatınızı kendi kararlarınız doğrultusunda yaşayın. Ömür boyu içinizi yakacak “keşke”lerle boğuşmamak için hayatınızın sorumluluğunu alın.
Bir kere geldiğimiz şu fani dünyada,kendi hayatımıza sahip çıkarak,varolmanın hazzına erişerek,seçimlerimizin sorumluluğunu alarak yaşamak ve ''benim hayatım işte be''diyerek final yapabilmek dileklerimle..Can Baba her şey sende gizli diyerek ne güzel dökmüş dizelere.İşte budur hayat!
''Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...”
Benim hayatım diyenlere selam olsun..Sevgilerimle..
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Benim Hayatım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Kemal TUNCER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Kemal TUNCER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kemal TUNCER Fotoğraf
Psk.Dnş.Kemal TUNCER
Denizli (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi58 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Kemal TUNCER'in Yazıları
► Benim Depresyonum, Benim Hayatım Psk.Abdullah ALPASLAN
► O Benim Travmam Psk.Ebru DEMİR KARA
► "Benim Bağlanma Sorunum Var!" Psk.Emine SOYBAY
► Benim İçin Doğru İnsan mı? Psk.Şeyma KOÇAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Benim Hayatım' başlığıyla benzeşen toplam 11 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşk Olsun... Aralık 2020
► Çocuk ve Kitap Ekim 2017
► Çocuk ve Şiddet Ocak 2017
► Mutluluğun Resmi.. Nisan 2016
◊ Çöktüremiyeceksiniz Ocak 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:35
Top