2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Haset ve Şükran
MAKALE #21952 © Yazan Psk.Dnş.Ezgi OKTAR | Yayın Aralık 2020 | 1,178 Okuyucu
Klein,Freuddan sonra psikanaliz tarihinde önemli bir yer tutan kuramcıların başında gelir.Kleinin çalışmaları çocuk psikanalizlerine dayanır.Aslında psikanalizi çocuklarda gözlenen ruhsal bozukluklarda kullanmaya girişen ilk analistlerden biridir.Çocukların tedavisine katkı yaparken aynı zamanda çocukluğun kişilik gelişimindeki etkilerine ve yetişkinlikte görülen nevroz ve psikozlara dair farklı bakış açıları kazandırmıştır.Kişilik gelişimine yeni bir bakış açışı getirerek psikanaliz dünyasının yolunu değiştirmiştir.Kleine göre göre çocuk daha baştan içgüdü tatminine yönelik nesne ve ilişki arayışına yönelmiştir ve doğduğundan itibaren nesneyle kurduğu ilişkinin gelişimiyle bağlantılı olarak yetişkinin dış dünyayla olan ilişkisini açıklamaya çalışmıştır.Kleinin kuramını anlamak için çocuğun veya yetişkinin iç dünyasını sürekli olarak içselleştirilmiş nesne ilişkileri çercevesinde düşündüğünü bilmek gerekir.İçe yansıtılmış nesneler,özdeşlemeler, yansıtmalar,bölmeler ve erken fantezi oluşumları onun klinik uygulamanın temeline koyduğu kavramlardır.Çocuk bu savunma mekanizmalarını kullanarak gelişim sağlamaya çalışmakta ve nesneyle ve dış dünyayla olan ilişkisini geliştirir.Haset ve şükran kitabında bebeğin yaşamının ilk aylarında anneyle olan bilinçdışı süreçlerin bireyin yaşamının dış gerçeklikle bağlantısını etkilediğini ve yaşam doyumunu belirlediğini anlatır.Kitabı özetlemeye başlamadan önce bazı temel noktaları vurgulamak uygun olabilir.M.Klein'ın kuramında bilinçdışı fantezi kavramı önemli bir yer tutar.Bilinçdışı fantezinin varlığı bir hastalığın ya da gerçeklik duyumunda azalmanın göstergesi anlamına gelmez aksine bebeğin gelişimine yardımcı olan bir savunma mekanizması olarak söyleyebiliriz.Bireyin psikolojisini belirleyen şey,bilinçdışı fantezilerin doğası vedış gerçeklikle nasıl ilişki içinde olduğudur.Klein'e göre bilinçdışı fantezinin bir işlemi olarak nesneler benliğe içe atılırlar ve böylece karmaşık bir iç dünya oluşur.Başlangıçta kısmi nesneler(meme ve penis) daha sonra bütünsel nesneler(anne,baba,bakım yapan kimse) içe atılırlar.Erken dönemde içe atılan nesneler fantastik bir yapıya sahiptir;yansıtmalar nedeniyle içe atılan nesneler çarpıyılmış bir haldedir.Gelişim ilerleyip gerçeklik duyumu işlemeye başladığında,içsel nesneler dış dünyadaki gerçek nesnelere daha fazla yakınlaşır.Benlik,bu nesnelerden bazılarıyla özdeşleşir, benlik tarafından özümsenir ve benliğin gelişimine katkıda bulunur.Bazıları ise içsel ayrı nesneler olarak kalırlar ve benlik onlarla ilişkisini sürdürür.Melanie Klein da üstbenliği böyle açıklar.İçsel nesnelerin kendi aralarında ilişki içinde olduğunu söyler.Örneğin içsel zulmedicilerin benliğe ve ideal nesneye saldırdığı deneyimlenir.Böylece karmaşık bir dünya inşa edilir.Kişilik yapısı ağırlıklı olarak daha kalıcı olan fanteziler tarafından belirlenir.
Klein bebeğin anne memesiyle kurduğu ilişkiye vurgu yapar ; memenin ve sütün fiziksel bir nesne olmaktan öte ruhsal bir doyum sağladığını,bebeğin içgüdüsel arzuları ve bilinçdışı fantezilerin sağlandığı ilksel bir nesnedir.Anne memesiyle gelişen ilişkilerin bebeğin mutluluk ve şükran duyma yetilerinin gelişimiyle orantılı olduğu üzerinde durur Klein.Hasetli olan birey yaşamdan aldığı doyum azalır ve mutluluk ve şükran duyamaz.Haset,arzulanan bir şeyin başka birine ait olduğu ve bize değil de ona haz verdiği inancının yol açtığı kızgın bir duygudur.Hasetli itki, istenen şeyin sahibinden çekip almaya bozmaya ya da kirletmeye yönelir.Öznenin sadece bir kişiyle olan ilişkisiyle ilgilidir kökeni de anneyle o herkesi dışlayan en eski ilişkide yatıyordur.

Kitapta iki gelişim evresinden bahsedilir : Paranoid-Şizoid konum (daha ilke olan) ve depresif konum (daha gelişmiş olan).Konum sözcüğünü tercih etmesinin sebebi her iki evre arasında dinamik bir ilişki olduğunu vurgulamasıyla alakalıdır.Her iki konum arasında çift yönlü bir ilişki vardır.
PARANOİD ŞİZOİD KONUM
Klein bebeğin yaşantısını,kavramsal örgütlenme ve duygusal gelişim açısından keskin bir biçimde birbirine zıt iki kutupta yer alan durumlarla tasvir etmekteydi.Bir kutupta bebek kendini sevgi içinde yüzüyor zanneder.Harika bir besin ve dönüştürücü sevgi dolu bir "iyi meme" içini yaşam desteği sağlayan süt ile doldurur.Karşılığında o da iyi memeyi sever ve şükran duyar.Diğer kutuptaki anlarda ise bebek,kendini kötülüğe uğramış ve acı içinde hisseder.Karnı açtır ve açlığı içerden ona saldırmaktadır.Nefret dolu kötü niyetli meme onu zehirlemekte olan kötü sütle beslemiş sonra da onu terk etmiştir.Bu "kötü memeden nefret eder,yoğun biçimde saldırganlık fantezileriyle doludur.Yaşamın ilk yıllarında olan bu bölünmüş dünya,gerçeği değerlendirme yetisinin gelişmediği zamanlarda bebeğin yaşamını sürdürübilmesi için kullandığı sağlıklı bir savunma olduğunu söyleyebiliriz.Dünyayı öğrenmeye çalıştığı bu evrede bebeğin duygusal sakinliği bu iki dünyayı ayrı tutabilme becerisine bağlıdır.İyi nesne ile kötü nesne arasındaki herhangi bir karışıklık iyi nesnenin yok olmasıyla sonuçlanabilir ve bu felaket olacaktır çünkü iyi memenin ölmesi çocuğa kötü memeye karşı korunmasız ya da sığınaksız bırakacaktır.Klein bu örgütlenmeye paranoid-şizoid konum adını vermiştir. Paranoid dışarıdan gelen,istila edici bir kötü niyetten korkmaya merkezi bir zulum kaygısına denk gelir.Şizoid de merkezi savunmaya,oluşan bölmeye ve kullanılan mekanizmalara gönderme yapar.Benlik zayıf ve korunmasızken ve paranoid konumdayken bebek kendi içindeki saldırgan dürtülerini görecek kadar ego gücüne sahip olmadığı için birtakım savunma mekanizmaları kullanır.Bunlardan bir tanesi de Klein'in psikanaliz dünyasına kazandırdığı yansıtmalı özdeşim kavramıdır.Kendiliğin kısımları ve içsel nesneler,bir dış nesneye yansıtılır ve yansıtılan kısımlarla özdeşilir,onlara sahip olunur ve kontrol edilir.Aslında bu konum bebekle annenin ayrışmamış zamanına denk geldiği için bu savunma mekanizması çokça kullanılır ve gelişim için de elzemdir.Bu konumun temel teması zulüm kaygısından korunmaya çalışmaktır.Bebek ne kadar iyi bakım görmüşse o kadar çok iyi nesneyi içselleştirebilecektir ve kaygıları da olabildiğince azalır.Eğer yeterli bakım görememişse zulum kaygıları artar ve iki dünya arasındaki bölme katı bir hal alır.Gelişim evresinde bütünleşmeye doğru yol alamaz.Derin bir bölme yıkıcı itkilerin,hasetin ve zulmedilme kaygılarının güçlü olduğunu gösterir ve buna karşı korunmak için kişi karşısında idealleştirilmiş gerçekçi olmayan bir nesne arayışı içinde olacaktır.Bu yüzden paranoid-şizoid konumdaki sevgi saf kırılgan ve zayıftır.İyi deneyimlerin kötü deneyimler üzerinde egemenlik kurduğu durumlarda benlikte ideal nesnenin zulmedici nesnelerden üstün olduğu inancı gelişir,ölüm dürtüsü üzerinde egemen olduğu inancı oluşur.Benlik tekrar tekrar ideal nesneyle özdeşleştikçe güçlenir, kaygılarla baş etme kapasitesi artar.Zulmedicilerden duyulan korku azalır,zulmedici nesne ile ideal nesne arasındaki bölünme azalır.Bu iki kutup bütünleşmeye hazır hale getirilir.Benlik kendisiyle ve nesneleriyle bütünleşmeye hazırlanır,kendilikle ve nesne arasındaki farklılaşma artar.
DEPRESİF KONUM
M.Klein depresif konumu,iyi nesneleri yitirme korkusunun yol açtığı endişe ve üzüntü şeklinde tanımlar ve depresif konum,hem oidipus durumundaki,hem de çocuğun genelde çevresiyle ilişkisindeki acı verici çatışmaların en derin kaynağıdır.Memeden kesilme döneminde çocuğun depresif duyguları doruk noktasına ulaşmaktadır.Yası tutulan hem anne memesidir,hem de meme ve sütün temsil ettikleridir sevgi,iyilik,cömertlik ve güven.Depresif konumu oluşturan iki temel duygu değişikliği vardır;ilki zulmedilme kaygısında azalma ikincisi yitirilen nesneye duyulan hasret duygusundaki artıştır.
Bebeğin benliği güçlendikçe güçlü ve ideal nesneye sahip olduğunda,kendi itkilerinden daha az korkacak ve yansıtmaya daha az başvuracaktır.Benliği bütünleşmeye yönelir.Artık sadece annenin memesi, elleri,yüzü ve gözleriyle parça parça ilişki kurmak yerine anneyle bir bütün olarak ilişki kurar.Anneye karşı zıt kutuplu hislerini bütünleştirmeye doğru yol alınır ve iyi meme ve kötü memenin aynı kişi olduğu fark edilir.Anne hem sevilebilir,hem nefret edilebilir.Bebek çaresizliğini ve anneye olan bağımlılığını keşfeder ve onu diğer insanlardan kıskanır.Depresif konumdaki sevgi,yıkıcı nefret ve onarım döngüleriyle işlemden geçirildiğinden ve gerçeğe daha yakın bir konumda olduğundan dolayı daha derin,daha gerçek ve dayanıklıdır.Depresif konumun temel kaygısı çifte değerlilikten kaynaklanır,çocuk kendisinin farkettiği yıkıcı itkilerinin,sevdiği ve tamamen bağımlı olduğu nesneyi tahrip etmekten korkar.
Depresif konumda içe atıcı süreçler yoğunlaşır.Bu durum hem yansıtmacı mekanizmaların azalmasından hem de çocuğun bağımlı olduğu nesnenin kendisinden bağımsız olduğunu kavraması ve nesnenin ayrılıp gitmesinin olası olduğunu keşfetmesinden kaynaklanır.Çocuk yas,özlem,suçluluk gibi yeni duygularla karşılaşır.Çiftedeğerliliğin zirvesindeyken depresif bir umutsuzluk içindedir.Çocuk nesnenin tahribatından kendi yıkıcı itkilerinin sorumlu olduğuna inanır.Aynı zamanda bu sevgisiyle nesneye olan tahribatını telafi edeceğine inanır.Yıkıcılık,sevgi ve onarıcı itkiler arasında geçen bir mücadele vardır.
Depresif konumda benim için önemli olan nokta aslında birey artık olgunlaşmaya doğru bir yola girmiştir.Nesnenin kendisinden bağımsız olduğunu farkettiğinde ve yeterli benlik gücüyle farklılaşmaya ve kendi yolunda ilerlemeye başlamıştır.Artık gerçekliği algılamasındaki kökten değişikliklerle,kendisini ve nesnesini olduğu gibi görmeye ve kabul etmeye doğru bir gelişim seyri içinde olur.Kendi dürtülerini fantezilerini ve fantezi ile dış gerçeklik arasındaki ayrımı fark etmeye başlar.Klein'in da dediği gibi "Ruhsal gerçeklik duyumunun gelişimi,dış gerçeklik duyumunun gelişimine bağlıdır."Ve aslında gelişim boyunca birbirini etkileyen unsurlardır.
Yazının başında da belirttiğim gibi bu konumlar her iki konumda dinamik ve çift yönlü bir ilişki vardır.Kişi hayatında zorlandığı noktalarda depresif konumdan ilkel evreye geçiş yapabilir ya da yaşamında bazı deneyimler aracılığıyla depresif konuma geçiş yapabilir ve bütünleştirme derinleştirilebilir.İleri geri hareket yaparak,dış dünya ve ruhsal dünyasını uyum içinde sürdürerek ve gelişerek yaşar kişi.


Kaynakça:
Klein,Melanie(1999). "Haset ve Şükran".İstanbul.MetisYayınları.
Terbaş,Özden(2016). "Psikanaliz ve sanat" .İstanbul:Bilgi Üniversitesi Yayınları
Mıtchell,Stephen&Black,Margaret(2012)."Freud ve Sonrası".İstanbul:Bilgi Üniversitesi Yayınları
Yazan
Psk.Dnş.Ezgi OKTAR
 
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Haset ve Şükran" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Ezgi OKTAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Ezgi OKTAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Dnş.Ezgi OKTAR
Psikolojik Danışman
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Ezgi OKTAR'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Haset ve Şükran' başlığıyla benzeşen toplam 4 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Arzu ve Sevgi Aralık 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:55
Top