2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlerin Çiftler Arası Şiddeti Kabul ile Boyun Eğici Davranış Düzeyleri Arasındaki İlişki
MAKALE #21979 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Yavuz Emre YAVUZ | Yayın Aralık 2020 | 1,281 Okuyucu
ÖZ
Bu çalışmanın amacı, ergenlerin çiftler arası şiddeti kabul ile boyun eğici davranış düzeyleri arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenlere göre incelemektir. Bu doğrultuda ergenlerin çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeylerinin cinsiyete, sınıf düzeyine, anne baba eğitim durumuna, anne baba arasındaki sözel/fiziksel şiddet durumuna, çocuklukta ve şimdi sözel/fiziksel şiddete maruz kalma durumuna, anne baba tutumuna ve aile tipine göre anlamlılık düzeyinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini 2018-2019 eğitim öğretim yılında Samsun İli Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarında lise öğrenimine devam eden öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu evrenden uygun örnekleme yöntemiyle seçilen ve Bafra Şehit Erkut Yılmaz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bafra Anadolu Lisesi’nde öğrenimine devam eden 351 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Öğrencilerin 179’u erkek (%51), 172’si (%49) kızlardan oluşmaktadır. Araştırma verileri Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeği, Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği ve araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 17.00 paketi kullanılmış, analiz sonuçları bulgular bölümünde verilmiş, tartışma ve sonuç bölümünde ise tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ergen, çiftler arası şiddet, boyun eğici davranış

1. GİRİŞ
Şiddet insan yaşamında değinilmesi gereken önemli konulardan biridir. Günlük yaşamda insanlar giderek daha fazla şiddet ve şiddet içeren durumlarla karşılaşmaktadır. Çeşitli ve farklı biçimlerde karşımıza çıkan şiddetin gençleri de içine alacak şekilde yaygınlaştığı ve özellikle gençlerin risk altında olduğu gözlenmektedir. Şiddeti, Dünya Sağlık Örgütü’ne (2002) göre şiddet, kişinin kendisine, bir başka kişiye ya da bir gruba karşı yaralanma, ölüm, psikolojik yıkım, gelişme bozukluğu ya da yoksunlukla sonuçlanacak ya da sonuçlanma olasılığı yüksek bir biçimde tehdit yoluyla ya da doğrudan istemli olarak fiziksel güç ve erk kullanması olarak tanımlamaktadır. Budak’a göre (2000) şiddet düşmanlık ve öfkenin, fiil ve yıkıcı fiziksel zor yoluyla kişi ve nesnelere gösterilen, insanları psikolojik ve fiziksel açıdan zarara uğratan bireysel ya da toplu hareketlerin bütünüdür.
Toplumsal yaşamda şiddet, nicelik ve nitelik olarak değişikliğe uğramış aile üyeleri arasında, dışarıda, okulda ve toplumun her kısmında gözlenmektedir. (Tozlu ve Solak, 2006). Şiddet artık günümüzde çok farklı başlıklar altında tartışılmaktadır. Şiddet, hedef olan kişiye göre 3 gruba ayrılmaktadır. Bunlar kendine yönelik şiddet, kişilerarası şiddet ve kolektif şiddettir. Kişiler arası şiddet türlerinden en yaygın olanı çiftler arası şiddettir (Uluocak, Gökulu ve Bilir, 2014).
İnsanın hayatında çok önemli bir yeri olan ergenlik dönemi çocukluktan çıkış, yetişkinlik dönemine geçiş sürecini kapsayan bilişsel, sosyal ve duygusal değişimlerin yaşandığı, bireyin kişilik gelişimini önemli ölçüde etkileyen ve farklı riskli davranışlara yatkın olduğu kritik bir dönemdir. Gençlik döneminde varlığını kanıtlama, özgürlüğünü ilan etme gibi amaçlar hedefleyerek şiddete yönelmenin yanında gençler için sosyal kabul yüksek özgüven ve bir kimlik anlamı taşıyan duygusal/romantik ilişkilerin devreye girmesi şiddet algısında yeni bir boyut olan çiftler arası şiddetin tartışılmasına neden olmuştur.
Çiftler arası şiddet, bireylerin ilişkide birbirlerine sözel, cinsel, duygusal, fiziksel şiddet ya da içinde şiddet olan davranışlarda bulunması ve sosyal açıdan birbirlerini kısıtlamalarını içeren şiddetin kişiler arasında yaşanan türlerinden biridir (Aslan, Vefikuluçay, Zeyneloğlu, Erdost ve Temel, 2008). Duygusal, romantik ve cinsel beraberlik içerisinde bulunan çiftler arasında birliktelik esnasında ya da birliktelik bittikten sonra birbirleri üzerinde güç ve kontrol kazanmaya çalıştıkları zarar verici davranışları bulunmaktadır. Mağdur olan partner olumsuz davranışlara karşı çıkabileceği gibi bu durumu kabul edip boyun eğici davranışlar sergileyebilmektedir.
Boyun eğme, bir gücün ortaya koyduğu kurallara ve bu gücün isteklerine uygun davranmak ve bireyin kendi düşüncelerini, doğrularını, psikolojik olarak, güçlü olanın istediği biçimde değiştirmesi ya da değiştirmek zorunda kalması anlamına gelmektedir (Budak, 2000). Boyun eğici davranış ise çevresindekilere “hayır” demekte zorlanan, “evet” demeye meyilli, hoşlanmadığı davranışları söylemeye çekinen, öfkesini ifade etmekte problem yaşayan, karşısındakini üzmemeye önem veren, devamlı onay alma ihtiyacı hisseden, fikirlerini ve kendini müdafaa edemeyen davranışlar gösteren karakterin nitelikleridir (Öztürk, 1997: 231, Gilbert, Allan, 1994: 295). Boyun eğici davranışlar sergileyen kişiler, kendisini önemsiz ve daha az değerli hissetmekte ve bunun sonucunda kendilerine ait farklı fikirleri söylemekte ve hoşlanmadığı davranışlarına engel olmakta sıkıntılar yaşamaktadır (Özkan ve Özen, 2008: 53).
Özellikle ergenlik döneminde akran grubuna dâhil olmak, onay almak, kabul görmek isteyen ergenler boyun eğici davranışlar göstererek sosyal bir kimlik kazanmayı arzularlar. Boyun eğici davranışlarla kimlik edinmeye çalışan ergenler bu süreçte olumsuz davranışlar ve alışkanlıklar kazanabilmektedir. Ergenlerin hızlı ve kritik gelişim süreci desteklenmez ise yetersiz veya tehlikeli fiziksel aktivite, yanlış beslenme, aşırı risk alma, bilinçsiz cinsel aktivite, şiddete eğilim, zihinsel ve ruhsal sağlık sorunları meydana gelmekte ve tüm toplumu ilgilendiren istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır (Bernhard, 1990).
Ergenlerin, çiftler arası şiddeti kabul ile boyun eğici davranış düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi, bu duruma etkileyen değişkenlerin ortaya konmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu noktada araştırmanın temel amacı, ergenlerin çiftler arası şiddeti kabul ile boyun eğici davranış düzeyleri arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenlere göre incelemektir. Bu doğrultuda ergenlerin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin ve boyun eğici davranışlarının, cinsiyete, sınıf düzeyine, anne baba eğitim durumuna, anne baba arasındaki sözel/fiziksel şiddet durumuna, çocuklukta ve şimdi sözel/fiziksel şiddete maruz kalma durumuna, anne baba tutumuna ve aile tipine göre anlamlılık düzeyinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın amacı kapsamında aşağıdaki alt problemlere cevaplar aranacaktır;
1. Ergenlerin çiftler arası şiddeti kabul ile boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
2. Ergenlerin sınıf düzeylerine göre çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
3. Ergenlerin babalarının eğitim durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
4. Ergenlerin annelerinin eğitim durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
5. Ergenlerin anne babaları arasındaki sözel şiddet durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
6. Ergenlerin anne babaları arasındaki fiziksel şiddet durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
7. Ergenlerin çocukluğunda sözel şiddete maruz kalma durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
8. Ergenlerin çocukluğunda fiziksel şiddete maruz kalma durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
9. Ergenlerin şu an sözel şiddete maruz kalma durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
10. Ergenlerin şu an fiziksel şiddete maruz kalma durumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
11. Ergenlerin anne tutumuna göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
12. Ergenlerin baba tutumuna göre çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
13. Ergenlerin aile tipine göre, çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeyleri anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
2. YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama araçları, verilerin analizi konusundaki bilgilere yer verilmiştir.
2.1. Araştırmanın Modeli
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul ve boyun eğici davranış düzeylerini incelemeyi amaçlayan bu çalışma kesitsel türde ilişkisel tarama modelindedir. Bu kapsamda boyun eğici davranış ve çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile cinsiyet, sınıf düzeyi, baba eğitimi, anne eğitimi, baba tutumu, anne tutumu, aile tipi, anne baba arasındaki sözel ve fiziksel şiddet, çocukken maruz kalınan sözel ve fiziksel şiddet, şu an maruz kalınan sözel ve fiziksel şiddet arasındaki ilişkiler incelenmiştir.
2.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini 2018-2019 eğitim öğretim yılında Samsun İli Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarında lise öğrenimine devam eden öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu evrenden uygun örnekleme yöntemiyle seçilen ve Bafra Şehit Erkut Yılmaz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bafra Anadolu Lisesi’nde öğrenimine devam eden 351 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Öğrencilerin 179’u erkek (%51), 172’si (%49) kızlardan oluşmaktadır. Öğrencilerle ilgili diğer demografik verilere “Bulgular” kısmında yer verilmiştir.
2.3. Veri Toplama Araçları
2.3.1. Kişisel Bilgi Formu
Araştırmacı tarafından hazırlanan 13 soruluk kişisel bilgi formunda; cinsiyet, sınıf düzeyi, baba eğitimi, anne eğitimi, baba tutumu, anne tutumu, aile tipi, anne baba arasındaki sözel ve fiziksel şiddet, çocukken maruz kalınan sözel ve fiziksel şiddet, şu an maruz kalınan sözel ve fiziksel şiddet gibi bilgilere ilişkin sorular yer almaktadır.
2.3.2. Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği (BEDÖ)
Gilbert ve Allan’ın (1994) tarafından Submissive Acts Scale (SAS) adıyla geliştirilen ölçek Şahin ve Nail Şahin (1992) tarafından Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği olarak Türkçeye uyarlanmıştır. Depresyona bağlı boyun eğici davranışları ölçen, ergen ve yetişkinlere uygulanabilen kendini değerlendirme ölçeğidir. 16 maddeden oluşan ölçeğin iç tutarlık için Cronbach Alfa değeri. 89 olarak bulunmuş, test tekrar test güvenirliği yapılmış, dört ay ara ile yapılan ikinci uygulama sonucu test tekrar test güvenirlik katsayısı. 84 olarak bulunmuştur. Ölçüt bağımlı geçerlik çalışması yapılarak Boyun eğici davranışlar ölçeğinin Beck Depresyon Envanteri ile korelasyonu. 66, Sosyotropi Ölçeği ile korelasyonu. 65, Sosyal Karşılaştırma Ölçeği ile korelasyonu. 50 olarak bulunmuştur. Ölçekte maddeler 1–5 arasında, 5’li likert tipi puanlama esasına göre değerlendirilir. Ölçekten alınan puanların yüksekliği boyun eğici davranışların arttığı anlamına gelmektedir (Savaşır ve Şahin, 1997).
2.3.3. Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeği (ÇAŞKÖ)
Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeği; Foshee, Futhergill ve Stuart (1992) tarafından 11 madde olarak geliştirilmiş; Sezer (2008) tarafından geçerlik güvenirlik çalışması yapılarak Türkçeye uyarlanmıştır. Ölçek 4’lü likert tipinde olup puanlaması “1: Kesinlikle Katılmıyorum”, “2: Katılmıyorum”, “3: Katılıyorum”, “4: Kesinlikle Katılıyorum” şeklindedir. Ölçeğin üç hafta ara ile uygulanması ile hesaplanan test-tekrar test güvenirlik katsayısı r=.82, Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı ise “.80” bulunmuştur. Bu bulgular Türkçe ÇAŞKÖ’ nün güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir. Saldırganlık Ölçeği (SÖ) toplam puanları ile ÇAŞKÖ’ nün toplam puanları arasındaki ilişki (r=.61) ölçeğin kabul edilebilir düzeyde geçerli olduğunu göstermektedir.
2.4. Verilerin Analizi
Araştırma sürecinde veriler öğrencilere doğrudan ulaşılarak toplanmıştır. Elde edilen veri setinin parametrik analizler için gereken temel şartları sağlayıp sağlamadığını belirlemek için öncelikle veri setinin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek için çarpıklık (skewness) ve basıklık (kurtosis) değerlerini hesaplanmıştır. Çarpıklık ve basıklık değerlerinin Hair, Black, Babin ve Anderson’a (2010) göre -1 ile +1 arasında olması veri setinin normal dağıldığına işaret etmektedir. Bu araştırmaya ilişkin boyun eğici davranış düzeyleri çarpıklık (.563) ve basıklık (-.296); çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri çarpıklık (.529) ve basıklık (.309) değerleri her iki uzmanın sınır değerlerini kapsadığı için verilerin normal dağılım gösterdiği saptanmıştır. Veriler normal dağılım gösterdiği için parametrik testler kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde değişkenler arasındaki ilişkinin manidar olup olmadığını saptamak için Pearson Momentler Çarpım Korelâsyon tekniği, ölçeklerden elde edilen toplam puan ortalamalarının arasındaki farkın manidar olup olmadığını belirlemek için bağımsız T- testi, değişkenlerin manidar bir biçimde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi ANOVA uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki farkın kaynağını belirlemek için yapılan çoklu karşılaştırma testlerinden Scheffe testi uygulanmıştır. İstatistiksel verilerin analizinde SPSS 17.00 paketi kullanılmış, analiz sonuçları bulgular bölümünde verilmiş, tartışma ve sonuç bölümünde ise tartışılmıştır.
3. BULGULAR
Bu bölümde araştırmanın alt problemlerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir.
3.1. Boyun Eğici Davranış Düzeyleri ile Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeyleri Arasındaki İlişkiye Yönelik Bulgular
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri arasındaki ilişkinin saptanması amacıyla yapılan Pearson Korelasyon Katsayı sonuçları ve betimsel istatistikler Tablo1’de verilmiştir.
Tablo1: Öğrencilerin Boyun Eğici Davranış Düzeyleri ile Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeyleri İlişkin Betimsel İstatistikler ve Korelasyon Analizi Sonuçları
Boyun Eğici Davranış Çiftler Arası Şiddeti Kabul
Boyun Eğici Davranış - .705**
Çiftler Arası Şiddeti Kabul .705** 1
X 28.47 19.17
SS 5.05 5.18
Tablo 1 incelendiğinde öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile çiftler arası şiddeti kabul düzeyi arasında yüksek düzeyde, pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki görülmektedir, r=0.705, p<.01. Buna göre boyun eğme davranışı arttıkça çiftler arası şiddeti kabul düzeyi de artmaktadır.


3.2. Boyun Eğici Davranış Düzeyine İlişkin Bulgular
Öğrencilerin cinsiyet, anne baba arasındaki sözel şiddet, anne baba arasındaki fiziksel şiddet, çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet, çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet, şu an maruz kalınan sözel şiddet, şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre boyun eğici davranış düzeylerinin anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını saptamak amacıyla yapılan T-testi sonuçları ve betimsel istatistikler Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo2: Çeşitli Değişkenlere Göre Öğrencilerin Boyun Eğici Davranış Düzeylerine İlişkin Betimsel İstatistikler ve T- Testi Sonuçları
Cinsiyete Göre Testi Sonuçları
Grup N x ss sd t p
Erkek 179 24.34 1.78 349 28.447 .000
Kız 172 32.78 3.52
Anne Baba Arasındaki Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 78 28.76 4.96 349 .575 .566
Hayır 273 28.39 5.09
Anne Baba Arasındaki Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 22 28.50 4.94 349 .020 .984
Hayır 329 28.47 5.07
Çocuklukta Maruz Kalınan Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 146 29.47 4.41 338 3.180 .002
Hayır 194 27.72 5.41
Çocuklukta Maruz Kalınan Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 94 30.77 4.85 349 5.348 .000
Hayır 257 27.63 4.87
Şu An Maruz Kalınan Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 106 30.55 4.89 349 5.252 .000
Hayır 245 27.57 4.86
Şu An Maruz Kalınan Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 31 31.25 4.42 349 3.248 .001
Hayır 320 28.20 5.03
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri cinsiyete göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=28.447, p<.01. Kız öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ( x =32.78), erkek öğrencilere ( x
=24.34) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri anne babası arasındaki sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, t(349)=.575, p>.05.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri anne babası arasındaki fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, t(349)=.020, p>.05.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(338)=3.180, p<.01. Çocuklukta sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ( x =29.47), sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =27.72) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=5.348, p<.01. Çocuklukta fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ( x =30.77), fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x
=27.63) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri şu an maruz kalınan sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=5.252, p<.01. Şu an sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ( x =30.55), sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =27.57) göre daha yüksektir.


Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=3.248, p<.01. Şu an fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ( x =31.25), fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =28.20) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin sınıf düzeyi, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu, baba tutumu, anne tutumu ve aile tipine göre boyun eğici davranış düzeylerinin anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını saptamak amacıyla Tek Yönlü ANOVA sonuçları ve betimsel istatistikler Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo3: Çeşitli Değişkenlere Göre Öğrencilerin Boyun Eğici Davranış Düzeylerine İlişkin Betimsel İstatistikler ve Tek Yönlü ANOVA Sonuçları
Sınıf Düzeyine Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
9. Sınıf 65 28.55 4.80 G.Arası 31.674 3 10.558 .411 .745
10. Sınıf 110 28.17 4.82 G.İçi 8919.916 347 25.706
11. Sınıf 90 28.34 5.41 Toplam 8951.590 350
12. Sınıf 86 28.95 5.19
Toplam 351 28.47 5.05
Baba Eğitim Durumuna Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okur-Yazar D. 4 28.00 4.39 G.Arası 127.442 4 31.860 1.751 .290
İlkokul 84 29.50 5.10 G.İçi 8824.148 346 25.503
Ortaokul 133 27.97 4.84 Toplam 8951.590 350
Lise 113 28.40 5.36
Üniversite 17 27.94 4.14
Toplam 351 28.47 5.05
Anne Eğitim Durumuna Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okur-Yazar D. 30 27.53 4.72 G.Arası 142.931 4 35.733 1.404 .232
İlkokul 132 29.00 5.36 G.İçi 8808.659 346 25.459
Ortaokul 133 28.46 5.10 Toplam 8951.590 350
Lise 47 28.21 4.36
Üniversite 9 25.55 3.00
Toplam 351 28.47 5.05
Baba Tutumuna Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Otoriter 122 31.45 5.05 G.Arası 1972.988 4 493.247 24.450 .000
AşırıKoruyucu 91 28.24 4.62 G.İçi 6978.602 346 39.218
Demokratik 81 26.49 3.89 Toplam 8951.590 350
İlgisiz 37 25.40 4.07
AşırıHoşgörülü 20 25.15 2.87
Toplam 351 28.47 5.05
Anne Tutumuna Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Otoriter 107 30.93 4.81 G.Arası 1125.235 4 281.309 12.437 .000
AşırıKoruyucu 99 28.43 4.82 G.İçi 7826.354 346 22.620
Demokratik 81 26.70 3.97 Toplam 8951.590 350
İlgisiz 21 25.90 4.40
AşırıHoşgörülü 43 27.06 5.84
Toplam 351 28.47 5.05
Aile Tipine Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Çekirdek 278 28.19 5.02 G.Arası 119.899 2 59.949 2.362 .096
Geniş 46 29.86 4.89 G.İçi 8831.691 348 25.378
Parçalanmış 27 29.03 5.39 Toplam 8951.590 350
Toplam 351 28.47 5.05
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri sınıf düzeyine göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(3,347)=.411, p>.05.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri baba eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(4,346)=1.751, p>.05.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri anne eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(4,346)=1.404, p>.05.


Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri baba tutumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, F(4,346)=124.450, p<.05. Başka bir deyişle öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri babalarının tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Tutumlar arası farkların hangi gruplar arasında olduğunu bulmak amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre, otoriter baba tutumuna ( x =31.45) sahip öğrencilerin boyun eğici davranış düzeylerinin aşırı koruyucu ( x =28.24), demokratik ( x =26.49), ilgisiz ( x =25.40) ve aşırı hoşgörülü ( x =25.15) baba tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri anne tutumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, F(4,346)=281.309, p<.05. Başka bir deyişle öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri annelerinin tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Tutumlar arası farkların hangi gruplar arasında olduğunu bulmak amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre, otoriter anne tutumuna ( x =30.93) sahip öğrencilerin boyun eğici davranış düzeylerinin aşırı koruyucu ( x =28.43), demokratik ( x =26.70), ilgisiz ( x =25.90) ve aşırı hoşgörülü ( x =27.06) anne tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri aile tipine göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(2,348)=2.362, p>.05.
3.3. Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeyine İlişkin Bulgular
Öğrencilerin cinsiyet, anne baba arasındaki sözel şiddet, anne baba arasındaki fiziksel şiddet, çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet, çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet, şu an maruz kalınan sözel şiddet, şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını saptamak amacıyla yapılan T-testi sonuçları ve betimsel istatistikler Tablo 4’te verilmiştir.
Tablo4: Çeşitli Değişkenlere Göre Öğrencilerin Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeylerine İlişkin Betimsel İstatistikler ve T-Testi Sonuçları
Cinsiyete Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Erkek 179 14.95 2.17 349 28.038 .000
Kız 172 23.57 3.46
Anne Baba Arasındaki Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 78 19.65 6.25 349 .916 .360
Hayır 273 19.04 4.84
Anne Baba Arasındaki Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 22 18.59 4.95 349 .549 .583
Hayır 329 19.21 5.20
Çocuklukta Maruz Kalınan Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 146 19.99 4.89 338 2.679 .008
Hayır 194 18.50 5.19
Çocuklukta Maruz Kalınan Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 94 21.75 4.82 349 5.893 .000
Hayır 257 18.23 4.99
Şu An Maruz Kalınan Sözel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 106 21.51 4.88 349 5.814 .000
Hayır 245 18.16 4.98
Şu An Maruz Kalınan Fiziksel Şiddet Durumuna Göre Testi Sonuçları

Grup N x ss sd t p
Evet 31 21.64 4.03 349 2.800 .005
Hayır 320 18.94 5.22
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri cinsiyete göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=28.038, p<.01. Kız öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ( x =23.57), erkek öğrencilere ( x =14.95) göre daha yüksektir.


Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri anne babası arasındaki sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, t(349)=.916, p>.05.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri anne babası arasındaki fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, t(349)=.549, p>.05.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=2.679, p<.01. Çocuklukta sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ( x =19.99), sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x
=18.50) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=5.893, p<.01. Çocuklukta fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ( x =21.75), fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =18.23) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri şu an maruz kalınan sözel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=5.814, p<.01. Şu an sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ( x =21.51), sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =18.16) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, t(349)=2.800, p<.01. Şu an fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ( x =21.64), fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere ( x =18.94) göre daha yüksektir.
Öğrencilerin sınıf düzeyi, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu, baba tutumu, anne tutumu ve aile tipine göre çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını saptamak amacıyla Tek Yönlü ANOVA sonuçları ve betimsel istatistikler Tablo 5’te verilmiştir.
Tablo5: Çeşitli Değişkenlere Göre Öğrencilerin Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeylerine İlişkin Betimsel İstatistikler ve Tek Yönlü ANOVA Sonuçları

Sınıf Düzeyine Göre ANOVA Sonuçları
Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
9. Sınıf 65 19.16 5.17 G.Arası 68.888 3 22.963 .853 .466
10. Sınıf 110 19.31 4.83 G.İçi 9342.804 347 26.925
11. Sınıf 90 18.50 5.35 Toplam 9411.692 350
12. Sınıf 86 19.72 5.44
Toplam 351 19.17 5.18
Baba Eğitim Durumuna Göre ANOVA Sonuçları
Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okur-Yazar D. 4 22.50 6.60 G.Arası 180.789 4 45.197 1.694 .151
İlkokul 84 20.16 5.84 G.İçi 9230.904 346 26.679
Ortaokul 133 18.62 4.85 Toplam 9411.692 350
Lise 113 19.11 4.94
Üniversite 17 18.29 5.03
Toplam 351 19.17 5.18
Anne Eğitim Durumuna Göre ANOVA Sonuçları
Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okur-Yazar D. 30 19.16 5.76 G.Arası 149.323 4 37.331 1.395 .235
İlkokul 132 19.79 5.63 G.İçi 9262.370 346 26.770
Ortaokul 133 18.73 4.60 Toplam 9411.692 350
Lise 47 19.25 5.09
Üniversite 9 16.33 4.30
Toplam 351 19.17 5.18
Baba Tutumuna Göre ANOVA Sonuçlar
ı
Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Otoriter 122 21.36 4.29 G.Arası 1136.092 4 284.023 11.875 .000
AşırıKoruyucu 91 18.93 5.20 G.İçi 8275.600 346 23.918
Demokratik 81 17.93 5.40 Toplam 9411.692 350
İlgisiz 37 17.37 5.27
AşırıHoşgörülü 20 15.30 3.74
Toplam 351 19.17 5.18
Anne Tutumuna Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Otoriter 107 21.00 4.32 G.Arası 614.350 4 153.588 6.041 .000
AşırıKoruyucu 99 19.10 5.16 G.İçi 8797.342 346 25.426
Demokratik 81 17.97 5.43 Toplam 9411.692 350
İlgisiz 21 18.33 5.99
Aşırı Hoşgörülü 43 17.48 5.14
Toplam 351 19.17 5.18
Aile Tipine Göre ANOVA Sonuçları

Grup N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Çekirdek 278 19.06 5.24 G.Arası 23.064 2 11.532 .427 .653
Geniş 46 19.82 5.29 G.İçi 9388.628 348 26.979
Parçalanmış 27 19.25 4.41 Toplam 9411.692 350
Toplam 351 19.17 5.18
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri sınıf düzeyine göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(3,347)=.853, p>.05.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri baba eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(4,346)=1.694, p>.05.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri anne eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(4,346)=1.395, p>.05.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri baba tutumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, F(4,346)=11.875, p<.05. Başka bir deyişle öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri babalarının tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Tutumlar arası farkların hangi gruplar arasında olduğunu bulmak amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre, otoriter baba tutumuna ( x
=21.36) sahip öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin aşırı koruyucu ( x =18.93), demokratik ( x =17.93), ilgisiz ( x =17.37) ve aşırı hoşgörülü ( x =15.30) baba tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri anne tutumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir, F(4,346)=6.041, p<.05. Başka bir deyişle öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri annelerinin tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Tutumlar arası farkların hangi gruplar arasında olduğunu bulmak amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre, otoriter anne tutumuna ( x
=21.00) sahip öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin aşırı koruyucu ( x =19.10), demokratik ( x =17.97), ilgisiz ( x =18.33) ve aşırı hoşgörülü ( x =17.48) anne tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri aile tipine göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir, F(2,348)=.427, p>.05.
4. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu bölümde, elde edilen bulgular literatürde yer alan araştırmaların sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılmış ve ortaya çıkan sonuçlar yorumlanmıştır.
4.1. Boyun Eğici Davranış Düzeyleri ile Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeyleri Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar
Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile çiftler arası şiddeti kabul düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Öğrencilerin boyun eğici davranışları arttıkça çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri de artmaktadır. Boyun eğme davranışları sergileyen birey kendi fikirlerini ifade etmekte, “hayır” demekte, hoşuna gitmeyen davranışlarını söylemekte, kendini korumakta ve savunmakta zorlanmaktadır. Başka bir deyişle birey kendi doğrularını, duygularını hiçe sayarak güçlü olanın isteğine uygun hareket etmektedir. Boyun eğici davranışlar geliştiren bireyler bu davranışı evde aile üyeleri içinde, okulda arkadaşları arasında pekiştirerek alışkanlık haline getirmekte ve duygusal ilişki yaşadığı partnerine karşı da diğer yerlerde ve kişilerde olduğunu gibi boyun eğici davranma eğilimi göstermektedir. Duygusal ilişkide bulunan çiftlerin birbirlerinden beklentileri ve birbirlerine karşı sorumlulukları bulunmaktadır. Duygusal ilişki esnasında ya da ilişki bittikten sonra karşı tarafın beklentilerine, isteklerine ve kısıtlamalarına uygun davranan birey, yaşanan fikir ayrılıklarında, anlaşmazlıklarda çiftler arası şiddeti de normal kabul etmektedir. Sonuç olarak boyun eğme davranışları yüksek olan bireylerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyi artmaktadır.
4.2. Boyun Eğici Davranış Düzeyine İlişkin Sonuçlar
Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Boyun eğici davranışların erkeklerden ziyade kızlarda daha yaygın olduğu görülmektedir. Bireyin içinde yaşadığı kültür, toplumsal cinsiyet rolleri, ailesi boyun eğici davranışların oluşmasında etkilidir. Toplumumuzda anne babaların kız ve erkek çocuklarına karşı tutumu, yetiştirme tarzı, yüklediği anlam ve roller değişmektedir. Erkek çocuklar kız çocuklarına göre daha güçlü görülmekte onlara hoşgörülü ve farklı fikirlerini ifade etmeleri için daha fazla alan tanınmaktadır. Bunun zıttı olarak kız çocuklarından aile içinde daha fazla uyma davranışları beklenmekte farklı fikir ve davranışları erkeklere göre daha az tolere edilmekte ve hoş görülmemektedir. Bu durumun boyun eğme davranışlarını cinsiyete göre farklılaştıracağı ve kızlarda daha fazla görülmesine sebep olabileceği düşünülmektedir. Literatüre bakıldığında kız ve erkek öğrencilerle ilgili farklı sonuçlara rastlanmıştır. Yıldırım’ın (2004) lise öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada erkeklerin kızlara göre daha fazla boyun eğici davranışlar gösterdiğini belirtmiştir. Tuzcuoğulları (2014) üniversite öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha yüksek boyun eğici davranışlar gösterdiğini tespit etmişlerdir. Tümkaya ve ark.(2010) ekonomik düzeyi düşük ailelerden gelen ergenlerde yapmış olduğu çalışmada kız öğrencilerin daha fazla boyun eğici davranışlar sergilediğini belirtmektedir.
Araştırma sonuçları incelendiğinde, öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile anne baba arasındaki sözel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile anne baba arasındaki fiziksel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet durumunu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocuklukta sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri, sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Sözel şiddet korkutma, sindirme, cezalandırma amacıyla yüksek sesle bağırmak, ağır hakaret etmek, küçük düşürücü adlar takmak, sık sık olumsuz bir şekilde eleştirmek ve alay etmek gibi davranışları içermektedir. Çocuklukların davranışlarını kontrol etmek ya da terbiye etmek amacıyla küçük yaşlardan beri uygulanan sözel şiddet onlara başkaları gibi düşünüp davranmayı ve başkalarını öfkelendirmemek için susmayı öğretmektedir. Sözel şiddet davranışlarıyla çocuğa verilen küçümseyici, aşırı eleştirel ve utandırıcı mesajların içselleştirilmesi, onun kişiliğini, özsaygısını ve davranışlarını etkiler. Bu durum çocuğun kendi duygularını, fikirlerini değersiz görmesine, gücün isteğine ve beklentilerine uygun hareket ederek boyun eğici davranışlar sergilemesine neden olabileceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet durumunu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocuklukta fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri, fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Çocukluk döneminde kurulan ilişki şekli daha sonra çocuğun diğerleriyle kuracağı ilişki şeklini etkilemektedir. Küçük yaşlarda fiziksel şiddete maruz kalan çocuğun güven duygusu zedelenir ve güçlü olanın güçsüz olana üstünlük kurabileceğine dair düşünceler edinebilir. Fiziksel şiddet güçlü olanın güçsüz olana karşı uyguladığı bir davranış şeklidir. Bu davranış karşısında güçsüz olan çocuk itaat etme, karşı tarafın düşüncesine uyma, kendi düşüncelerini, duygularını hiçe sayma şeklinde boyun eğici davranmayı alışkanlık haline getirebileceği ve bu davranışları ileriki yaşlarda da gösterebileceği düşünülebilmektedir. Çelik (2010) “Üniversite öğrencilerinin çocukluk çağı örselenme yaşantılarının kendilik algısı ve boyun eğici davranışlar üzerine etkisi” konulu araştırmasında çocukluk döneminde maruz kalınan fiziksel şiddetle boyun eğici davranışlar arasında anlamlı bir ilişki ortaya çıkarmış olup, araştırmamızı destekler niteliktedir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile şu an maruz kalınan sözel şiddet duru arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Şu an sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri, sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Kişiliğin şekillenmesinde önemli dönemlerden biri olan ergenlik döneminde söze şiddete maruz kalan gençler, psikolojik açıdan olumsuz etkilenmekte korku, sessizlik, çekingenlik, kendini değersiz hissetme, mutsuzluk, umutsuzluk gibi duygu ve düşüncelere kapılmaktadır. Sürekli eleştirilen, alay edilen ergenin bu davranışlar karşısında özgüveni zedelenmekte ve kendisini yetersiz hissedebilmektedir. Bu durum bireyin hem aile içinde hem de akranları arasında onay alacak davranışlar sergilemesine, hayır demekte zorlanmasına, istemediği şeylere karşı çıkmak yerine uyma davranışı göstermesine sebep olabilmektedir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Şu an fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri, fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Fiziksel şiddet bireylerin korku ve kaygı yaşamasına, gelişimsel gerilemelere, arkadaşlık ilişkilerinde geri çekilmeye, kendini güvende hissetmeme, asosyal kişiliğin gelişmesine ve düşük benlik saygısına neden olmaktadır. Özellikle bir gruba ait olma, kabul edilme, onay alma gibi ihtiyaçların yoğun olarak görüldüğü ergenlik döneminde, şiddet nedeniyle kendine olan güveni ve değeri zarar gören bireyin, çevrenin yönlendirmelerine açık olacağı, kendini savunmakta ve korumakta, karşı tarafa engel olmakta zorlanacağı ve boyun eğici davranışlar göstereceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile baba tutumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Başka bir deyişle öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri babalarının tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Otoriter baba tutumuna sahip öğrencilerin boyun eğici davranış düzeylerinin aşırı koruyucu, demokratik, ilgisiz ve aşırı hoşgörülü baba tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Otoriter tutuma sahip ebeveynlerin çocuklarının sevgi ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması, sık sık ceza yoluna başvurması, çocuğun özgüven duygusuna engel olarak ürkek, edilgen bir şahsiyet oluşturmasına sebep olabilir. (Çağdaş, 2002) Ayrıca otoriter, baskıcı bir ailede büyüyen bireyin çevresinden onay almak için güçlü olanın koyduğu kurallara karşı çıkmayarak, kendine ait haklarından taviz veren davranışlar gösterdiği görülmektedir. (Tekin ve Filiz, 2008). Araştırmacılar boyun eğici davranışlar sergileme nedeni olarak bireyin otoriter, aşırı disiplinli ve kuralcı bir aile yaklaşımıyla yetiştirilmiş olmasını göstermektedir. (Gander ve Gardiner 1998: 38).
Öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri ile anne tutumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Başka bir deyişle öğrencilerin boyun eğici davranış düzeyleri annelerinin tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Otoriter anne tutumuna sahip öğrencilerin boyun eğici davranış düzeylerinin aşırı koruyucu, demokratik, ilgisiz ve aşırı hoşgörülü anne tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Toplumumuzda çocuğun yetiştirilmesi ve eğitiminde önemli bir sorumluluğu bulunan annenin tutumu son derece önemlidir. Otoriter anne tutumu kısıtlayıcı, katı disiplini ve çocuğun kendine ait alanını sınırlayıcı bir özelliğe sahiptir. Bu yaklaşım çocuğun güvensiz, çekingen, utangaç bir yapı geliştirmesine kendini kısıtlamasına ve itaat edici bir eğilim göstermesine sebep olabilir. Annenin tutumunun bireyin boyun eğici davranışlar göstermesinde etkili olduğu düşünülmektedir.
4.3. Çiftler Arası Şiddeti Kabul Düzeyine İlişkin Sonuçlar
Araştırma sonuçların incelendiğinde, öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Kız öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri, erkek öğrencilere göre daha yüksektir. Toplumumuzda erkek ve kadından beklenen roller yetiştirilme şartları, gelenek, görenek, örf ve adetlerden dolayı farklılık göstermektedir. Kadınlar “nazik, uysal, bağımlı, pasif” olarak, erkekler ise “saldırgan, egemen, güçlü ve bağımsız” olarak gösterilmektedir. Toplumda kadın ve erkeklere tayin edilen roller özellikle de erkek egemen ideoloji ve ataerkil yapı erkeğin kadın üzerindeki üstünlüğünü normalleştirmektedir. Bu durumunda kadınların çiftler arası şiddeti kabul düzeyinde etkili olduğu gözlenmektedir. Önder ve ark (2013) tarafından yapılan araştırmada toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin gelenekçi tutumun erkek öğrencilere göre kız öğrencilerde daha yaygın olduğu belirtilmekte ve araştırmamızın bulgularını destekler niteliktedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile çocuklukta maruz kalınan sözel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Çocuklukta sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri, sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Çocukluk ve ergenlik döneminde aşağılanma, sürekli eleştirilme, alay edilme, bağırmaya maruz kalma gibi durumların devamlı tekrarı bir sonraki aşama olan fiziksel şiddet için basamak görevi görmektedir. Birey maruz kalarak öğrendiği bu davranışı farklı durumlara ve şiddet türlerine genelleyebileceği, çiftler arasında yaşanan çatışmaların çözümü için bir araç olarak kabul edebileceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile çocuklukta maruz kalınan fiziksel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocuklukta fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri, fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Çocuklar için büyükleri özellikle de anne babalarının yaptıkları önemlidir ve onlar ailelerini ve çevresindekileri taklit ederek yetişirler. Fiziksel şiddete uğrayan çocuklar bu davranışla şiddetin kabul edilebilir bir davranış olduğunu, büyüklerin küçüklere ya da güçlülerin zayıflara vurabileceğini, şiddetin bir araç olarak problemlerin çözümünde, terbiye, kontrol etme ve cezalandırma gibi çeşitli sebepler için kullanılabileceğini öğrenirler. Bireyin küçük yaşta fiziksel şiddete maruz kalması ve deneyimlemesi çiftler arası şiddeti kabul düzeyini de etkileyeceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile şu an maruz kalınan sözel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Şu an sözel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri, sözel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Ergenlerin maruz kaldıkları aşağılayıcı sözler, küfür, küçük düşürülme, sürekli eleştirilme, lakap, tehdit gibi sözel şiddet türleri onların sosyalleşme sürecinde özgüvenini ve özsaygısını olumsuz etkilemektedir. Sözel şiddete sık sık maruz kalan birey için bu durum zamanla normalleşmekte ve öğrendiği sözel şiddeti hayatında kullanılmaya başlamaktadır. Özellikle genç yaşlarda farklı seçeneklerin keşfedilmediği ve kendini kontrolün zor olduğu bu dönemde ergenler bu yöntemi daha kolay tercih edebilmektedir. Ergenlerin maruz kaldığı ve artık farklı bir şekilde ele alıp kullandığı sözel şiddet bireyin çiftler arası şiddeti kabul düzeyini de etkilediği düşünülmektedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile şu an maruz kalınan fiziksel şiddet durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Şu an fiziksel şiddete maruz kalan öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri, fiziksel şiddete maruz kalmayan öğrencilere göre daha yüksektir. Bireyler, ilişkilerinde problem yaşadığında farklı yaklaşımlar sergilemektedir. Özellikle ergenlik döneminde birey ne zaman nasıl davranacağı konusunda sorunlar yaşamaktadır. Bu aşamada çözüm yolu olarak ergen aile, çevre, okul ve toplumdan öğrendiği ya da bizzat yaşadığı fiziksel şiddet deneyimini tercih etme eğilimi gösterebilmektedir. Bireyin olumlu rol model alacağı kişilerin bulunmaması, öfke kontrolü ve sağlıklı iletişim yerine olumsuz yaklaşımlara, şiddete maruz kalması ve şiddeti normal olarak algılaması, onun çiftler arasında yaşanan şiddeti kabul düzeyini etkileyeceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile baba tutumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Başka bir deyişle öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri babalarının tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, otoriter baba tutumuna sahip öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin aşırı koruyucu, demokratik, ilgisiz, ve aşırı hoşgörülü baba tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Otoriter bir aile ortamında büyüyen çocuk aile üyelerinin gerçekleştirdiği olumsuz şiddet içeren tutumları model alarak kendi hayatında da bunları kullanabilir. Uygunsuz davranışlar gösteren çocukların ailelerine bakıldığında genellikle aile ortamında da benzer davranışlar görülmektedir (Üstün, Yılmaz ve Kırbaş, 2007: 111). Ergenlik döneminde babayı model alan bireyin davranışları, çevresine karşı tutumu ve çiftler arası şiddete yönelik kabuk düzeyi aşırı otoriter, kısıtlayıcı, soğuk baba tutumundan etkileneceği düşünülmektedir.
Öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile anne tutumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Başka bir deyişle öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri annelerinin tutumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmektedir. Araştırma sonuçlarına göre otoriter anne tutumuna sahip öğrencilerin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin aşırı koruyucu, demokratik, ilgisiz, ve aşırı hoşgörülü anne tutumuna sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Anne baba tutumlarının çocukların şiddete yönelik düşünce ve davranışlarında önemli bir etkiye sahip olduğu ve bu tutumların olumlu ya da olumsuz bir şekilde çocukları etkilediği yapılan araştırmalarda görülmektedir. Sürekli müdahalede bulunulan, suçlanan, cezalandırılan ve baskı altında yetişen ergenler, genel olarak isyankar olmakta, sevilmediğini, anlaşılmadığını düşünmekte ve model olarak aldığı ailesi gibi davranabilmektedir. Olumsuz tutumu bir yöntem olarak öğrenen birey çiftler arasında yaşanan romantik ilişkide karşı tarafı kontrol etmek, yönetmek ve aralarında yaşanan anlaşmazlıklarda daha ileri aşaması olan çiftler arası şiddeti olağan karşılayabilmektedir. Sonuçlar kapsamında aşağıdaki önerilerde bulunulmuştur;
• Okul psikolojik danışmanları tarafından velilere anne ve baba tutumlarının ergenlerin gelişimine olan etkisi hakkında bilgilendirme çalışması yapılabilir.
• Öğrencilerin boyun eğici davranışlarını azaltmaya ve atılganlık düzeylerini artırmaya yönelik okullarda aktif bir şekilde grup rehberliği çalışmaları yapılabilir,
• Boyun eğici davranışlar ve çiftler arası şiddet konularıyla alakalı el broşürleri hazırlanıp velilere, öğretmenler ve öğrencilere ulaştırılması ile bilinçlendirilmeleri sağlanabilir.
• Okul psikolojik danışmanları tarafından ailelere anne-baba eğitimleri verilerek çiftler arası şiddet ve boyun eğici davranışların sebepleri ve ergenlerin sergilediği boyun eğici davranışlar karşısında anne baba olarak neler yapmaları gerektiği hakkında bilinçlendirilmeleri sağlanabilir.
• Okullardaki genç çiftler arasında yaşanan şiddetin önlenmesi ve azaltılması konusunda programlar oluşturulabilir.
• Mağdur gençlere danışmanlık ve tedavi hizmeti veren merkezlerinin sayısı artırılabilir.
• Şiddet görenler olduğu kadar şiddet uygulayanlara yönelik de çalışmalar yapılabilir
• Şiddete uğrama durumunda öğrencilerin neler yapmaları gerektiği hakkında bir okul politikası oluşturulabilir.
• Ergenlere kişilerle çatışmaları ile başa çıkmaları için şiddet içermeyen beceriler ve çözüm önerileri konusunda bilgilendirme yapılabilir.
KAYNAKÇA
Aslan, D., Vefikuluçay, D., Zeyneloğlu, S., Erdost, T.& Temel, F. (2008). Ankara'da İki Hemşirelik Yüksekokulunun Birinci ve Dördüncü Sınıflarından Okuyan Öğrencilerinin Flört Şiddetine Maruz Kalma, Flört İlişkilerinde Şiddet Uygulama Durumlarının ve Bu Konudaki Görüşlerinin Saptanması Araştırması. Kadın Sorunları Araştırma Merkezi, Hacettepe Üniversitesi.
Bernhard, L. (1990). Leadership. St.Louis: Mosby Company
Budak, S. (2000). Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları. Çağdaş, A., (2002), Ana-baba-çocuk İletişimi, Ankara: Nobel Yayınevi.
Çelik, Ç. (2010) Üniversite Öğrencilerinin Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantılarının Kendilik Algısı Ve Boyun Eğici Davranışlar Üzerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ). (2002). World Report on Violence and Health: Summary. Geneva.http://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/world_report/en/summary_en.pd f (Erişim 24.11.2018).
Gilbert, P. Ve Allan, S. (1994). “Assertiveness, Submissive Behaviour and Social Comparison”,
British Journal of Clinical Psychology, c, 33, ss. 295 – 306.
Gander MJ, Gardiner HW. (1998). Çocuk ve ergen gelişimi. 3. Basım. İmge Kitapevi, Ankara.
Hair, J.F., Black, W.C., Babin, B.J. and Anderson, R.E. (2010) Multivariate Data Analysis. 7th Edition. Open Journal of Social Sciences.4-7.
Önder, R. Ö., Yalçın, A. S. ve Göktaş, B. (2013). Sağlık Kurumları Yöneticiliği Bölümü Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Tutumları. Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi, 2 (1-2-3), 55-78.
Özkan, İ. A., Özen, A. (2008). Öğrenci hemşirelerde boyun eğici davranışlar ve benlik saygısı arasındaki ilişki. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 7(1), 53-58.
Öztürk, M. Orhan. (1997). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Yedinci Basım. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Savaşır, I. ve Şahin, N.H. (1997). Bilişsel davranışçı terapilerde değerlendirme: sık kullanılan ölçekler. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
Sezer, Ö. (2008). Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeğinin Türkçe’ye Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları. İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi. 9 (16), 1-15.
Tekin, M.; Filiz, K. (2008). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarının Antrenörlük Eğitimi ve Spor Yöneticiliği Bölümlerinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Umutsuzluk ve Boyun Eğici Davranışlar Düzeylerinin Değişkenlere Göre İncelenmesi, Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, c, 6/1, ss. 27 – 37.
Tozlu, N. ve Solak, A. (2006). Küresellesme ve suç: eğitim ve siddet. (Ed. S. Erçetin). Ankara: Hegem Yayınları.


Tuzcuoğulları, Ö.T. (2014). Takım Sporlarıyla Uğraşan Elit Genç Sporcularda Boyun Eğici Davranışların Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2014.
Tümkaya, S., Aybek, B. ve Çelik, M. (2010). Yoksul ailelerden gelen ergenlerde psikososyal bir olgu olarak umutsuzluk ve boyun eğici davranışların incelenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 7(1), 970-984.
Uluocak, Ş., Gökulu, G., & Bilir, O. (2014). Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Stratejik Bir Başlangıç Noktası: Partner Şiddeti. International Journal of Human Science. 11(2), 362-387.
Üstün, A.; Yılmaz, M.; Kırbaş, Ş. (2007) Gençleri Şiddete Yönelten Nedenler. Okullarda Şiddet ve Okul Suçluluğu. Edit: SOLAK, Adem. Ankara: Hegem Yayınları.
Yıldırım, İ. (2004). Lise Öğrencilerinde Boyun Eğici Davranışların Yaygınlığı Hacettepe Üniversitesi Egitim Fakültesi Dergisi, 26, 220-228.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenlerin Çiftler Arası Şiddeti Kabul ile Boyun Eğici Davranış Düzeyleri Arasındaki İlişki" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Yavuz Emre YAVUZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Yavuz Emre YAVUZ'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Yavuz Emre YAVUZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Yavuz Emre YAVUZ
Samsun (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Yavuz Emre YAVUZ'un Yazıları
► Evlilikte Çiftler Arası İletişim Psk.Tülin AKYÜREK ÇİZER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ergenlerin Çiftler Arası Şiddeti Kabul ile Boyun Eğici Davranış Düzeyleri Arasındaki İlişki' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:09
Top