2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlişkilerde Çatışma Yönetimi:Ben Haklıyım
MAKALE #22276 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN | Yayın Nisan 2021 | 2,218 Okuyucu
Duvara karşı konuşur gibi…

Duvara karşı konuşur gibi hissettiğin oluyor mu hiç? Ailemle, arkadaşlarımla, eşim, sevgilimle devamlı bitmek bilmeyen tartışmalar halindeyim. Onca cümle, onca kelime havada uçuşuyor ama mesajların kimseye ulaştığı yok. Müthiş bir enerji israfı değil mi? Ne ikna ile sonlanan tartışma sonuçları ile tatmin olursun, ne de söylediklerinin onayını alıp rahat edersin. Bugünkü konumuz kim haklı sorusundan dolayı bitmek bilmeyen tartışmalar…

Her iki taraf da kendi söylediğinin doğru olduğundan emin!

Teşbihte hata olmaz. Şu döner merdivende durmaksızın koşup bir yere varamayan hamsterlar vardır ya hani. Bitmek bilmeyen bir efor harcarlar ama nedense bundan asla vazgeçmez, bence gerçekten bir yere gittiğinden çok emin. Bazı insanlar sürekli gergin, tartışmaya hazırdır. Asla sonlanmayan tartışmaların biri biter biri başlar. Sürekli kavga ettiğin biri ile bir yerden sonra artık tartışmanın ne olduğu ya da nereye gittiğinin bir önemi de kalmaz. Her iki taraf da kendi söylediğinin doğru olduğundan emin. İki kişi, iki doğru, tek bir çözüm yoluna nasıl evrilsin

Bazı ilişkiler tamamen çatışma odaklı.

Bazı ilişkiler tamamen çatışma odaklı olduğundan böyle. Yani o kişi doğru iletişim yolunu kullanmayı bilmediğiniz ve öğrenemediğinizden sadece kavga ettiğinizde iletişime geçiyor bu yüzden ancak bitmek bilmez tartışmalarla temasta kalıyorsun. Çevrenizde sürekli tartışan ama asla ayrılmayan çiftler, kavgaları asla bitmeyen anne kızlar, baba oğullar, kardeşler vardır. Kafalarında şimşekli bir bulutla gezer, geldikleri yerin güneşini kapatır, geride gerginliklerini bırakır giderler ve zinhar çözüm yaratmazlar. Eğer böyleysen karşındaki insanla sen için ister inan ister inanma kavga en iyi iletişim yoludur. Kuyruğunu kovalayan kedi misali geçer hayatınız ve çoğu zaman da yardım istenmez.
Tartışmaların sadece haklılık ekseninden gitmesi o ilişki türü için kırmızı ışıkların yanması demek!

Ancak böyle sağlıksız bir dinamiği lokomotif yapan anahtar kilit insanları saymazsak genellikle tartışmaların sadece haklılık ekseninden gitmesi o ilişki türü için kırmızı ışıkların yanması demek. Haklı olmak istediğinde, ikna etmeye, olmadı kabul ettirmeye çalışırsın. Oysa iletişimde amaç anlamak ve anlaşılma. Karşıdakini dinlemez konuşma sırasının sana gelip ondan daha güçlü ve geçerli kanıtlarını sunmayı beklerken nasıl anlayabilirsin karşıdakini?


Kafanda başka bir hikâye var ve bu yaptıklarınla belli ki hikaye tek kişilik.

O sırada devrede olan karşındakini seven sen değil, sevilme ve yakın olma duygusunu “ben haklıyım” diye direterek kurban eden egon. Neden böyle diyorum çünkü iletişimin temeli konuşmak değil dinlemekte. Karşıdakini dinlemen onun varlığını onaylaman, ona “benim için varsın” demendir. Onun söyleyeceklerini ondan iyi biliyor gibi lafını kestiğinde, cümlelerini tamamladığında ya da dinlemeyip kendi bildiğini okuduğunda ona söylediklerinin önemi olmadığını söylüyorsun. Kafanda başka bir hikaye var ve bu yaptıklarınla belli ki hikaye tek kişilik. Çünkü ikinciye asla yer açmıyorsun. Çocuğunla, ailenle, eşinle, sevgilinle, iş arkadaşınla, çalışanınla, bu şekilde konuşuyorsan aslında kendi kendine konuştuğunun farkında olmalısın.
Haklılık Takıntını nasıl anlarsın?

O çocuk şarkısında dediği gibi “Bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi”. Belki de biz böyle bir çift değiliz, ben ya da partnerim böyle değil diyorsun. Dr. Irene Conlan’ın şu soruları tartışmalardaki haklılık takıntısını anlamana yardımcı olur mu: 1) Aynı fikirde olmadığında kabullenip susuyor musun yoksa anında yanlış olduğunu söyleyip düzeltmeye mi çalışıyorsun? 2) Ona katılmasan da geri çekilir misin yoksa katılamadığın şeyi senin doğrultunda düzeltene dek devam mı edersin? 3) Senin istediğin şekilde olur ya da o iş olmaz diye bir düşüncen var mı? 4) Yapılmasını istediğin bir işe sonuçlandığı halde sadece senin en doğru ve en hızlı olduğuna karar verdiğin yol seçilmedi diye memnuniyetsiz olduğunu belirten bir şey ekleme ihtiyacı hisseder misin?

Buradan baktığında işleri yoluna koyacak bir bakış açısı yok ne dersin? Daha çok ön yargılar, kurallar, olmalı’lar, olmamalı’lar var. Değişmezler ekibi iş başında yani. Bu kadar köşeli, bu kadar ben bilirimci bir ortamda o sivri köşeler mutlaka sorun çıkarıp yaralar açar elbet. Sebep basit, inat, öfke ve uzaklaşma getirir. Ayağını yere vura vura çığlık tutturan, ona anlatmaya çalıştığında dinlemeyen, sakinleşmesini umduğunda aynı tepkileri aldığın bir çocuğa ne yaparsın? Çocukla çocuk olmazsın değil mi, o henüz ne yaptığını bileceği bir yetkinlikte değil. Ancak iradeye ve karar verme yetisine sahip bir yetişkin varsa karşında, ona çocukluk ettiği için kızar, sürekli inada bindirirse öfke duyar, biriktikçe uzaklaşmaya başlarsın. Değişmek değil, dediği çizgiye getirmek istiyordur çünkü seni. Çözülmeyen ebeveyn-çocuk, çift ya da arkadaş problemlerinde hep bu kısır döngünün görürsün.

Haklılık takıntısı ne seni ne karşındakini iyi bir yere taşımaz!

Haklılık takıntısı ne seni ne karşındakini iyi bir yere taşımaz. Haklılık iddian üzerinden yükseldiğin ego tepesi, mutluluğunu nasıl dipsiz çukurlara attığını görmene izin vermez. Anlamak ve anlaşılmak kaygısı yoktur. Ortada iletişim yoktur. İletişim kurmaya çalışmayan iki taraf ne yapar peki? Savaşır! Haklı çıkma çabası anlamaya ket vurur ve saldırganlaştırır. Karşındaki ötekidir artık. İkiniz de bir savaşın kahramanlarısınızdır. Savaştığın birini anlamaya değil yenmeye çalışırsın. Savaşın kazananı olmaz. Bir taraf yenilirken diğer taraf da öldürdüğü duygularla yeniktir aslında. Ölen her ikinizin duyguları, aranızdaki yakınlık ilişkisi göremiyor musun?
Silah doğrulttuğun birinden seni anlamasını bekliyorsun!

Terapi odasında anlaşılmamak, dinlenmemekten dem vuruyorsunuz her ikiniz de. Ben de genelde hepinize bu haklılık takıntısını gösterip o ağır silahları en sevdiğine nasıl doğrultabildiğini soruyorum. Silah doğrulttuğun birinden seni anlamasını bekliyorsun. Seni dinlemek yerine silah patlamasın diye ya kendini haklı çıkarmaya ya da konuyu dağıtmaya çalışıyor. Çehov bir hikayede duvarda bir silah varsa onun mutlaka hikayede patlaması gerektiğini söyler çünkü hikayenizde gereği olmayan her şey “fazla”dır.

Peki haklı olmaya çalışırken ne yapıyorsun? İlişki için gereken yönleri çıkarıp sizi patlatıp ilişkiyi öldürecek ne varsa elinde koz bulundurup ilk tartışmada kullanmak üzere saklıyorsun. Duygular ilişkinin kolonları ve erkek tarafıdır. İlişkinin enerjisi çocuk tarafı ise sevgi ve saygı dişil tarafıdır. Savaşta erkekler ölürken kadın ve çocuklar da kurban olup arada kaynar. Haklı olmak için çabaladığın ve karşıyı dinlemeyip ayak dirediğin her an duygular ölürken ilişkinin enerjisi azalıp sevgi ve saygı arada kaynar, göremezsin bile. Her savaş kadar manasız!
Sonuç? Herkes mutsuz…

Konuşurken kullandığın noktalar arada karşıdakine söz hakkı vermek içindir, virgüllerde nefes alır dediklerini ölçer tartarsın. Ünlemler sadece bağırdığında kullanılmaz ve bir soru işareti geldiğinde sorunun cevabını verirsin. Kavga anılarını düşün hadi bir. Düşünüp anlamak yerine virgülsüz konuşurken, haklı olmak için soruya soru ile karşılık verip, ünlemleri bağırtıların sonuna dikip, noktayı sadece son sözü söylemek için kullanıyorsun. Biz buna iletişim değil kendi kendine konuşmak diyoruz. Karşındaki de bunu yapınca çatışma bitmiyor, bir yere de varmıyor. Sonuç? Herkes mutsuz.

Adalet duygusunun olmadığı bir ilişkide güven duygusu da kalmaz.

Bu şekilde ilişkin önce çatırdayacak, sona giden yola girecek belli. Adalet duygusunun olmadığı bir ilişkide güven duygusu da kalmaz. Oysa herkes karşısındakine güvenmek ister. Güvenmediğin biri ile tartıştığını düşün. Tüm trafik kurallarını ihlal edip saatte 300 km hızla uçuruma doğru emniyet kemersiz gidiyorsun. Ve o sırada tek derdin direksiyonu kimin tuttuğu! Uçurumdan yuvarlandıktan sonra bir önemi kalacak mı? Az kurtulamayan, çok kurtulamayan olmayacak değil mi?
Öfke en kör edici gözlük…

O yüzden ilk önce haklı olmak için harcadığın enerjiye bir dön bak. Ya haklı kalmak için harcadığın düzelme fırsatları? Öfke en kör edici gözlük. Çıkardığında illa senin düşüncende olmak zorunda olması, ya hep ya hiç diye tutturman ya da bir iş senin istediğin şekli ile olsun diye tutturmanın işlevsizliğini göreceksin. Kim haklı olursa olsun ilişkide iki kişi vardır ve savaşta bir kişi kazanıp diğeri yenildiğinde sonuç iki kişinin mutsuzluğudur. O yüzden kavga edip öfkeni çıkarmak için değil anlaşılmak için iletişime geçtiğinden emin olmadıkça bir konuyu konuşmak için girişimde bulunma.

İlişkinin yolunda gitmesini istiyorsan bu davranışlara yatırım yapmalısın…

Uzlaşabilmek, karşı tarafın görüşünü sana uymasa da saygı ile kabul etmek ve başka yolları da deneyecek hoş görüye sahip olmak yetişkin davranışlarıdır. İlişkinin yolunda gitmesini istiyorsan bu davranışlara yatırım yapmalısın partnerinle ya da çatışma yaşadığın her kimse. Her iki tarafın da fedakârlık yaptığı ve taviz verdiği yerler olacak. Yani uzlaşı sanatında bazen bir adım geri giden bazen yerinden kımıldamayan rollerini kabul etmen gerekir yetişkin insan aksi takdirde bu büyük mızıkçılık olur.
Unutma karşındaki senin düşmanın değil sevdiğin…

Unutma karşındaki senin düşmanın değil sevdiğin. Haklılık takıntısının en kötü tarafı sana bunu unutturması. Bir kez unutursan karşıdaki senin tarafından varlığının onayladığını hissetmez ve onu ilişki minderi dışına atmayı düşündüğünü hissetmeye başlar.

Önce iletişimin ilk kuralını işlet ve dinle.

Önce iletişimin ilk kuralını işlet ve dinle. Ama duyarak! Ne söylemeye çalışıyor altında yatanı anla. Konuşma sıranı beklemeden, o söylerken ona cevapla hazırlık yapmadan dinle. Anlamazsan sor ve şaşkınlığını izle. Ama’lamadan cevap ver ve gerçekten ne hissedip ne düşünüyorsan onu söyle, ondan da bunu beklediğini ona ilet. Geri bildirim almamak, anlaşılıp anlaşılmadığını bilmemek de öfke yaratır çünkü. Davranışın, söylediklerin bana bunu hissettirdi, bunu yapsan daha mutlu olurum demek saatlerce kontra atak yapmaktan kolay değil mi?

Cevabın “Kolay değil, çığırından çıktı her şey. İşin içinden çıkamıyoruz” ise yardım iste. Bir terapist rehber olsun sana.

Bir gün sevdiğin birine rakibin gibi davranıp sırf köprüde yol vermemek için Nazım gibi “Ne ben sana küserim / Ne zatın bana küssün. / Artık seninle biz / Düşman bile değiliz” dediğini düşünsene…

Saksıya çiçek koy sula; bir salıncak, bir battaniye koy taraça altında yağmura karşı oturmalı, bir sokak kedisi koy hikâyene tartıştığınızda seni sakinleştirecek ama duvara o silahı koyma.

Herkes kadar sana da mutluluklar yaraşır çünkü…
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlişkilerde Çatışma Yönetimi:Ben Haklıyım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ümran ÖRKÜN Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
Adana (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi42 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN'ün Yazıları
► İlişkilerde Çatışma Çözümü Psk.Simge ÖZYÜREK
► Denge ve Çatışma İhtiyacı Psk.Elif TERZİKÖY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'İlişkilerde Çatışma Yönetimi:Ben Haklıyım' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hayır De! Nisan 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:15
Top