2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Mutlu Evliliğin Kurallarını Biliyorum, Ama Mutlu Olamıyorum. Ne Yapmalıyım?
MAKALE #22278 © Yazan Prof.Dr.Sabri EYİGÜN | Yayın Nisan 2021 | 2,401 Okuyucu
“Mutlu bir evliliğin temel kurallarını ve de bunun için yapmam gerekenlerin neler olduğu konusunda çok kitap okudum, çok şey duydum. Ama yine de mutlu değilim. Çünkü okuduklarımı evlilik hayatıma uygulayamıyorum. Ne tavsiye edersiniz?.“
Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum. Bir şeyi teoride bilmek, onu uygulamak ve yaşamak anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı, eğitimli erkeklerin eşlerine hiç şiddet uygulamaması, eğitimli annelerin mükemmel çocuk yetiştirmesi, inançlı insanların da hiç günah işlememesi gerekirdi. Aynen bunun gibi aile, akraba ve evlilik ilişkilerinde; sağlıklı iletişim, merhamet, şefkat, sevgi, fedakârlık, affetmek, hoşgörü vb gibi değerlerin önemli olduğunu herkes bilir. Ama yine de istediği gibi uygulayamaz.
Gerçek bu olmasına rağmen, sadece bilgi biriktirmek, birkaç söz ve tavsiye ile insan ilişkilerinin düzeleceği ve mutlu bir evlilik kurulacağı zannediliyor. Oysaki insanın davranışlarını yönlendiren sadece mantığı değil, aynı zamanda sayısız duyguları, kalbi, vicdanı, bilinci ve bilinçaltıdır. Örneğin sevgi göstermenin, merhamet duymanın, affetmenin ne kadar iyi olduğunu bilmeyen var mı? Ama yine de insan rahatsız olduğu bazı kişileri, mantığını çalıştırarak affedemez. Çünkü rahatsız olduğu kişiye, örneğin eşine karşı takındığı olumsuz davranışlarını büyük oranda mantığı değil, duyguları ve bilinçaltı belirler. Çünkü mantıkla düşünen şey bilinçtir, oysaki asıl karar veren bilinç dışıdır, limbik sistemdir. Kısaca duygular değişmediği, bilinçaltında yatanlar anlaşılmadığı sürece, o kişiye karşı iletişim biçimi ve davranışları da uzun vadede değişmez.
İşte teorik bilginin, tavsiye ve nasihatin yetersiz olduğu yer burasıdır. Çünkü bunlar mantığa hitap eder, bilgi dağarcığını artırır. Kişi, aldığı tavsiyeler neticesinde bir-iki gün değişir, sonra tekrar eski tas, eski hamam. Onun içindir ki, bazı çiftler, aile büyüklerinin araya girmesi sonucu barışsalar bile tekrar tekrar kavga eder, huzursuz olurlar. Mutluluğun altın kuralları hakkında sayfalarca kitap okusalar da yine mutlu olamazlar
Peki ne yapmalıyız? Nasihat ve tavsiye almaktan vaz mi geçmeliyiz? Kendimizi geliştirmek için okumaları bırakmalı mıyız?
1-) Okuduklarınız ve duyduklarınızla önce kendinizi ve eşinizi tanımaya çalışın.
Alanında uzman veya deneyim sahibi, donanımlı, sağduyulu düşünen kişilerden nasihat ve önerileri tabii ki çok faydalıdır. Ayrıca kendimizi, ilişkilerimizi tanımaya yönelik okumalar da yerine göre kullanıldığında çok yararlıdır. Ancak edindiğiniz bilgilerle hemen sorunu çözmeye ve yaralarınızı pansuman etmeye çalışmadan önce sorunun kaynağını tanımaya çalışın .Örneğin kişi, eşine karşı öfke duyuyorsa, bunun gerçek nedeni nedir? Bunu besleyen düşünce veya tetikleyen davranış nedir? Veya bunun altında yatan duygunun asıl kaynağı nedir? veya karşı tarafı böyle davranmaya iten etkenler nelerdir?, sorularının cevabını bulmaya çalışmalı ve böylece hissettiği olumsuz duyguların nedenini öğrenmelidir.
Yoksa duyguları değiştirmeye çalışmakla, bastırmakla, unutmaya çalışmakla veya yok saymakla mutlu olunmayacağı açıktır. Mutluluğun anahtarını ezbere bilmek, kişiye o dünyanın kapılarını açma kolaylığı sağlayamaz. Çünkü insan robot olmadığı için, sürekli pozitif bir modda kalması, hoşgörülü, affedici ve özverili olması mümkün değil. Kendisini mutlu olmaya ve karşısındakine karşı olumlu davranmaya odaklasa bile, çok küçük bir söz veya davranış yeniden olumsuz duygularını tetikleyebilir. Eşle ilgili olumsuz duygular ve algılar devam ettiği sürece de kızgınlığın dinmesi mümkün değil, onu affetmek çok zordur.
3-) Eşinizle ilgili bir sorun yaşıyorsanız, önce sorunda kendi payınıza odaklanın
Kişi, okuduklarını doğrudan davranışlarına yansıtmaya veya okuduklarıyla eşinin davranışlarını değiştirmeye çabalamaktan önce, kendisini, aynı şekilde eşini de tanımaya çalışmalıdır. Çünkü, sadece evlilik değil, her türlü ikili ilişkide bir sorun varsa bu çok büyük oranda sistemik bir sorundur. Yani taraflardan birisinde bir sorun varsa az-çok diğer tarafta da sorun var demektir.
Bir sorun karşısında kişi, bunun bir sistemik sorun olduğuna inanıp, kendi payına odaklanmalıdır. Örneğin, “ben, hangi söz ve eylemimle veya davranış biçimimle evlilik sorunumuzu devam ettiriyorum, körüklüyorum veya tetikliyorum. Veya hangi davranışımı değiştirirsem, karşı taraf da davranışını değiştirebilir?” Bu sorunun cevabı, kişide iyiye doğru güzel bir gelişmenin başlangıcı olacaktır.
Bunun yanında, sadece eşiyle olan ilişkisini değil de, diğer insanlarla da yaşadığı her türlü ilişki sorununda ortak noktaların olup olmadığına da bakmalıdır. Örneğin eşine karşı öfke duyuyorsa, başka kime ve hangi davranışına karşı öfke duyup duymadığı üzerinde düşünmelidir.
3-) Eşinize veya olumsuz bir davranışına karşı düşüncelerinizi değiştirin
Kızgınlık, öfke vb gibi bir çok duygunuzun nedeni, çok büyük oranda eşinizle ilgili olumsuz düşüncelerinizden kaynaklanıyor olabilir. Mesela „beni dinlemiyor, beni takmıyor, ailesine daha çok değer veriyor, beni sevmiyor, saygı duymuyor, çok para harcıyor veya çok cimridir vb“ gibi düşünceleriniz varsa, o zaman yapacağınız şey düşüncelerinizi değiştirmektir. Çünkü bu düşünceler ve algılar var oldukça, ona karşı olumlu davranamazsınız, daha doğrusu sahici olamazsınız. İlişkileriniz de pamuk ipliğine benzer, en küçük bir olay karşısında olumsuz duygularınız tekrar tetiklenir.
Bunun için işe önce eşinizin davranış ve sözlerine verdiğiniz anlamları tekrar gözden geçirmekle başlayabilirsiniz. Çünkü insanları rahatsız eden, aslında karşıdakinin söz ve eylemler değil, insanların o söz ve eyleme atfettiği anlamlardır. Nasıl anlam verirseniz öyle düşünür, öyle hisseder ve öyle davranırsınız. Örneğin ailesine karşı sizi savunmayan eşinize yönelik hissettiğiniz duygular ve vereceğiniz tepkiler, onu nasıl anlamlandırdığınızla doğrudan bağlantılıdır. Eğer, sizi değil de ailesini daha çok önemsiyor, diye düşünürseniz, ona karşı kızgınlık ve öfke duyarsınız. Siz de onu önemsememeye ve sürekli eleştirmeye başlarsınız. Eğer, sizi seviyor, ama ailesine karşı da sınır çizemediği veya onları kırmak istemediği için böyle davrandığını düşünüyorsanız, hissettiğiniz duygu bu kez acıma duygusudur. Çünkü bunun eşin aile eğitiminden kaynaklandığını anlayacaktır. Nitekim sürekli evet’lerle büyüyen, kendisine “hayır” denmemiş, sınır çizilmemiş bir çocuk ileride ailesine karşı “hayır” demekte zorlanacaktır. Bu kişinin kendisini savunması da zordur.
Eğer, sizin bir yanlışınız veya hatanızdan dolayı eşinizin böyle davrandığını düşünürseniz, bu kez yaşadığınız şey suçluluk duygusudur. Bu durumda kendinizi affettirmek için daha çok özveride bulunur ve sizi sevmesi için çabalarsınız.
Burada eşinizle bu duygularınız ve hissettikleriniz üzerine sakince konuşarak, onun sizinle ilgili gerçek duygularını öğrenebilirsiniz. Şöyle ki, suçlamadan, eleştirmeden „senin şu veya şu davranışın karşısında ben kendimi değersiz veya yetersiz hissediyorum veya öfkeleniyorum. Böyle böyle yaparsan kendimi daha iyi hissederim” diyebilirsiniz. Veya eşinizin sizi rahatsız eden davranışının nedenini sorabilirsiniz. Eğer aksi kanıt yoksa ona inanırsanız, kızgınlığınız hafifleyecektir.
Burada önemli olan yakın ilişkilerde elimizde aksi yönde ciddi bir kanıt olmadığı sürece pozitif düşünme alışkanlığını geliştirmektir. Anlayamadığınız ve şüphelendiğiniz bir söz ve davranışa en azından hemen olumsuz bir anlam yüklemeyip, negatif bir enerjiyi üzerinize çekmemenizdir.
4-) Hissettiğiniz olumsuz duygunun, benlik duygunuzla alakalı olup olmadığından emin olun
Bazen, eşinize karşı duyduğunuz öfke, kızgınlık, nefret vb gibi duygular, doğrudan kendinizle ilgili olumsuz bir algıdan da kaynaklanıyor olabilir. Örneğin eşinizin sizi eleştirmesinden duyduğunuz rahatsızlık karşısında, “beni neden eleştiriyor değil de, eşim beni eleştirince buna neden dayanamıyorum?, sorusunun cevabına odaklanın
Veya kendisini yetersiz veya değersiz hisseden birisi, eşinden bunu tetikleyecek en küçük bir davranış veya söz duyduğunda, öfkelenir, tepki verir. Öfkesinin görünürdeki nedeni eşin davranışıdır, ama aslında kızdığı şey kendi yetersizliğidir, özgüven eksikliğidir, çaresizliğidir.
Eğer nedeni bu ise, zaten eşinize karşı aşırı tepki vermekten vaz geçeceksiniz. Daha sonra bu duygunuzla yüzleşin. kendiniz kabul edin ve kendinizle barışık olmaya çalışın. Yetersiz, eksik, değersiz hissetmenize neden olan kişilik özelliklerinizi tekrar gözden geçirin. Bunun ne kadarının gerçek ne kadarının sizin yanlış algınız olduğu üzerinde düşünün.
4-) İlişkilerde hissettiğiniz olumsuz duygu, çocukluk yaşantılarının tekrarı da olabilir
Bazen öfke ve kızgınlığımızın nedeni çocuklukta benzer durumlarda yaşadığımız acı ve travmatik olaylar da olabiliyor. Örneğin babası ve annesi tarafından engellenen, istediği sevgi ve ilgiyi görmeyen çocuk, onlara karşı duyduğu kızgınlığı, eşinin en kücük bir engellemesi veya ilgisizliği karşısından da duyabilir. Bu durumda hissettiği öfkesinin gerçek hedefi aslında eşi değil de ebeveynidir. Geçmişte bu öfkenin yaşandığı anlara gitmeli, orda kalarak bu duyguyu aşmaya çalışmalıdır.
Görüldüğü gibi eşimize karşı duyduğumuz sadece bir öfke duygusunun bile, onunla bağlantılı veya ondan bağımsız çok sayıda nedeni olabilir. Nedenini anladıktan sonra edindiğimiz teorik bilgilerin yardımıyla ilişkilerimizi daha iyiye doğru geliştirmemiz mümkündür..
Unutmayın, bazen iyileşmek için kişinin tek başına mücadele etmesi yetmeyebilir. Bir kişinin çırpınışları her zaman rayından çıkmış evliliği yoluna koymaya yetmeyebilir. Bu durumda da kişiye düşen güzel bir sabırla, olumlu adımlar atmaya devam etmesidir. Kişi kendisini iyiye ve güzele doğru geliştirdikçe, karşı tarafın adım atması daha kolay olur.
İlişkilerde sevginin, şefkatin, merhametin gücüne inanın.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Mutlu Evliliğin Kurallarını Biliyorum, Ama Mutlu Olamıyorum. Ne Yapmalıyım?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sabri EYİGÜN Fotoğraf
Prof.Dr.Sabri EYİGÜN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Sosyolog - Edebiyat Doktoru
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'ün Makaleleri
► Mutlu Evlilik İçin... Hümeyra YILDIZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Mutlu Evliliğin Kurallarını Biliyorum, Ama Mutlu Olamıyorum. Ne Yapmalıyım?' başlığıyla benzeşen toplam 96 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Eşim, Ailesine “hayır” Diyemiyor? ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2023
► Kimse Beni Sevmiyor. Ne Yapmalıyım? ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:46
Top