2007'den Bugüne 92,300 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Değersizlik Duygusu
MAKALE #22297 © Yazan Psk.Mehmet GÖRÜROĞLU | Yayın Nisan 2021 | 2,632 Okuyucu
DEĞERSİZLİK DUYGUSU

Neden Kendimi Değersiz hissediyorum?

İnsan yaradılış gereği doğada bulunan diğer canlılara oranla daha zayıftır. Çünkü insan çocukluk döneminden dolayı yaşamına 'doğal' olarak bakıma muhtaç olarak başlar. Çocuk, güçlü yetişkinler arasında en zayıf varlıktır. Daha sonraki yaşam dönemlerinde roller değişir. Bu durum insanın dünyaya gelişiyle başlayan ve hayat boyunca süren evrensel bir duygudur. Adlere göre, insan olmak demek eksiklik duygularına sahip olmaktır. Eksiklik duygusu insanlar tarafından arzu edilmeyen ve başka insanları önemsizleştirmek, değersizleştirmek için kullanılır. Ancak Alfred Adlere göre insan bu eksiklik duygusunu gidermeye çabalar ve hayattaki esas başarılar bu eksiklik duygusu sayesinde ulaşılır. Şimdiye kadar bahsedilen eksiklik normaldir, kesinlikle Değersizlik duygusundan farklıdır. Değersizlik duygusu hayatın herhangi zaman diliminde insanın pençesine takılabilir. Değersizlik duygusu, bir insanın kendisini diğer insanlardan daha değersiz olarak algılamasına yol açan ve öz-güven duygusunu zedeleyen psikolojik problemdir. Değersizlik duyguları en çok gelişim yıllarında tetiklenir. Değersizlik duygularını deneyimleyen biri için insanlar arasında eşit bir ölçüt yoktur. Bazı insanlar ya kendisinden üstündür ya da aşağıdır. Kişi bazı insanları küçümser, bunun sebebi ise kendisine benzeyen bazı karakteristik özellikleri 'aynalama yöntemi' ile kendisinde görür. Ancak kişi çoğu zaman bunu bilincinde olmaz. Algıda başkalarını küçümseyen kişi gerçekte ise kendisini de küçümser. Aynı şekilde, kişinin bazı insanları yüceltmesi, geliştirmiş olduğu gerçekdışı düşünce şemalarının bir sonucudur. Bu tarz insanların kendilerinin ulaşmak istediği ihtişama diğer insanların sahip olmasının ve bilinçaltında yaşanılan düşmanlıktan kaynaklanır. Çünkü diğer insanların varlıkları onlara kendi yetersizliklerini hatırlatır. Bireylerin değersizlik duygusunun yaşanmasının düşünsel şemaların doğurduğu bilinçaltı düzeyinde kişi güzeli, iyiyi, zenginliği hak etmediğini düşünür. Bu durum bireyin kendisini değersiz hissetmesine yol açar.

Değersizlik yaşayan kişi, kendi "değersiz" varlığına sunmadığı hakları başka insanlara sunma eğiliminde olabilir. Genellikle kendisi ve yakın çevresi bu cömertliğin dışında kalır. Çünkü kişi yakın çevresini de kendisi gibi küçümser ve değersizliğinin bir uzantısı gibi algılar.

Kişi, ulaşılmaz olanın en iyi olduğu yanılgısıyla kendisini reddetme olasılığı olan kişilere önem vermesine karşılık, kendisini kabul edici tutumlar içinde olan kişileri küçümseyebilir. Ona göre, değersiz birisini kabul etmek kendisinin de değersiz olacağı düşüncesini ortaya çıkarır.

Değersizlik Duyguları Yaşayan İnsanların Özellikleri

İlişkilerinde tutarsız olurlar
Üstün olabilecekleri kişilerle yoğun bir ilişkiye girerler ancak kendilerini eksik hissedecekleri ortam veya ilişki içinde olmak istemezler.
Hiçbir zaman ikinci planda kalmak istemezler.
Para gücüyle saygınlık kazanmaya çalışırlar.
Girdikleri ortamlarda üstün veya farklı olarak algılanmak için konuşmalara katılmayabilirler.
Herkesin saygısını kazanmaya çalışırlar. Ortamda bir kişi bile onlara saygı göstermezse kendilerini değersiz olarak görürler. Bu nedenle dengesiz davranışlarda bulunurlar.
Düşmanca hisler barındırırlar. Kin, nefret gibi...
Eleştiriye tahammül yoktur.
Herkesin hayranlığını kazanmaya çalışırlar. Beğenilmek hissini tatmin etmek için çevreye karşı zorlayıcı davranışlarda bulunabilirler.
Sürekli doğrulanmak isterler.
Hayatlarında 'Eşit' olmak kavramı yoktur.
Değersizlik Duygusunun Oluşmasının Nedenleri

İnsanlar tarafından iyi olmadığınızı duymak: Bazı insanların diğer bireyleri aşağılayıcı durumlara düşürme isteği anlaşılması güç bir durumdur. Birçok insan sürekli değersiz hissettirilen aile ortamlarında yetişmektedir. Birçok sebepten ötürü, ebeveynler kendi hayal kırıklıklarını çocuklar üzerinden hınç duygusuyla isim takarak veya sevilmeye değmediklerini söyleyerek çıkarmaya çalışıyor. Bu durumun temel sebebi narsistik kişilik özelliğine sahip olan ebeveynler tarafından büyütülmektir. Hayatın başka alanlarında ise, müdürünüz veya çalışma arkadaşlarınız performansınız hakkında iyi olmadığınızı söyleyerek sizi olumsuz olarak etkileyebilir. Bu tarz söylemleri işitmek ister istemez insanın değersiz hissetmesine yol açar. Normalde, insanların çoğu diğer insanların ne düşündüklerini önemsemediklerini söylerler, ancak doğal olarak insanlar diğer insanların ne düşündüklerini önemser ki, bu durum insanları birbirine yaklaştıran temel olgulardan biridir. Ayrıca iş ve ilişki hayatında seri olarak duvara toslamak gibi durumlara maruz kalmak kişinin değersiz hissetmesine ve öz- güvenin sarsılmasına yol açar. Toksik bir çevrede çalışmak ya da yaşamak değersizlik duygularının oluşmasına yol açar.
Kişinin Kendi Kendisine tekrarlayıcı bir şekilde iyi olmadığını söylemesi: Kişinin kendisi ile ilgili kötü şeyler duyarak yetiştirilmişse kendisine farklı veya olumlu şeyler söylemesi çok zor olacaktır. Ancak bu düşünceler kişinin değil ve onları kendi yaratmadı. Düşünüldüğü vakit ebeveynler de dahil, insanın başkalarına ait düşünceleri yüzünden kendisini suçlaması veya kötü hissetmesi kendisine yapabileceği en büyük haksızlıktır. SEN çocuktun ve bu düşünceler senin değil, bu yüzden suçlu değilsin. Yetişkin bir insanın kendisinde öz-güven eksikliği ve değersizlik duyguları içinde buluyorsa, bu tarz düşüncelerin kaynağını bulup nedenleri ortaya çıkarmalıdır. Yapılan araştırmalara göre sağlıksız aile ortamlarında yetişen bireylerin öz- güven eksikliği, değersizlik hissi ve diğer psikolojik problemleri geliştirilmesi yüksek olasılıktır.
Kendini Başkalarıyla Kıyaslamak: Kendini başkalarıyla kıyaslamak, sahip olduğun "değerli" olguların değersizleşmesi algısına yol açar. Son çalışmalara göre, insanlar zamanların çoğunu başka insanların ne yaptığına bakarak ve okuyarak geçiriyor. Baktıkları hayatlara öykünerek başka hayat, ev veya araba diledikleri saptanmıştır. Buradan yola çıkarak insanın sahip olduklarının değeri başka insanların sahip olduklarına bağlı kılınırsa "DEĞER" olgusu günübirlik değişir. Bu durum değersizlik duygusunun en temel tetikleyicisidir. Kişi, zamanını başkalarıyla kıyaslamaya harcıyorsa, daima daha fazlasını isteyecektir. İnsanın kendisini başkalarıyla kıyaslamasının altında "Ego" sunu tatmin etmeye çalışması yatıyor. Kontrolsüz "Ego" doyumsuzdur ve kontrol edilemezse tatmin ve değer hissetme duyguları insan için çok uzak kalacaktır.
Hayatta yaşanılan büyük değişiklikler: Bazen yaşadığımız kimlik değişimleri kendilik duygularımızı değiştirebilir. Örneğin; yakın zamanda yaşanılan boşanma ve iş kaybı gibi değişiklikler insanın hayatında boşluk yaratarak değersizlik duygusuna yol açabilir. Ayrıca, Travma ve Kalp kırıcı bir olayla mücadele ederken insanlar kendilerini suçlamaya ve değersiz görmeye eğilimlidir. Suzan Lachmann"koşullarınızın kontrolünü ele geçirme çabası içinde, kafanızda kendinizi suç ortağı olduğunuza hatta suçlayacağınıza ikna etmiş olabilirsiniz". Bu düşünceden yola çıkarak kafanızda yarattığınız "değersizlik" sadece düşünce ürünüdür ve hiçbir gerçeklik temeline oturtulamaz. İnsanın hayatında yaşadığı olumsuz değişiklikler anlık olarak olumsuzluk yaratabilir bu normal olan durumsal tepkidir.
Herkesin sana karşı olduğu hissine kapılmak: Bazen kişi kendi sahip olduğu düşünceler yüzünden değil de, başkalarının onun hakkında ne düşündüğü hakkında kendini kötü hissederken bulabilir. Kişi, diğer insanların ağızlarına sözcük koyarak aslında kendisi hakkında gerçek olmayan düşünceler yaratır. Bu düşünceler genellikle olumsuzdur ve kişinin değersiz olduğunu destekleyen düşüncelerdir. Eğer bu durumları zihninizde yaratıyorsanız genellikle gerçekleştiğini görürsünüz, Çünkü "bilişsel ön yargı" yüzünden hızlı karar verip anlam çıkarmanıza neden olacaktır. Bilişsel ön yargı insanların size karşı nasıl çalıştığını gösterecek ki, normalde gerçek değildir.
Negatif bir Kişilikseniz: Kendinizi problemli olarak görebileceğiniz başka bir etken. Kendinizi yaptığınız hatalar yüzünden sürekli eleştirirken buluyor musunuz? Yaşadığınız negatif olaylara pozitif olaylara nazaran daha fazla mı odaklanıyorsunuz? Cevap evet ise, sadece size olmuyordur. Yapılan araştırmalara göre negatif olayların beyin üzerindeki etkisi pozitife göre daha fazladır. Bu duruma "olumsuz ön yargı" denir. Kendinize değer vermekte güçlük çekiyorsanız, veya kendiniz hakkında kötü hissediyorsanız belki de insanların sizin hakkınızda böyle düşünmesini istiyorsunuz. İnsan itiraf etmek istemese de, bazen "mağdur" olma durumunun yarattığı melankoli duygusunu sever. Nancy Colier LCSW, "mağdur" düşüncüyle tarzıyla baş edebilmek için " kurban mantalitesi" acı çekmediği halde acı çekmeye odaklanır". olarak açıklıyor. Melankoli veya mağdur olma duyguları kişinin değersizlik yaşadığının göstergesidir. Çünkü kişi kendi zihninde yarattığı Değersizlik olgusuna karşı "mağdur" rolünü oynayarak savunma mekanizması geliştirebilir.
Değersizlik duygusunun altında olabilecek sağlık sorunları: Hayat akışında yaşadığınız fiziksel bir hastalık, sizi değersiz hissetmeye yöneltebilir. Bu hastalık uzuv kaybı, kronik hastalık ve bedensel hasara yol açan kaza olabilir. Bu tarz olaylardan sonra olağan bir şekilde hayat kalitesi düşebilir. Normaldir. Ancak hastalığı geçirdikten sonra hala değersiz hissediyorsanız durum artık bilişsel ve psikolojiktir. Bilişsel çarpıtmalar duygu ve davranışları etkileyerek Değersizlik/eksiklik hissine neden olur
Değersizlik Duyguları Hakkında Neler Yapılabilir

Durumunu kabul et: Değersiz olduğunuz düşüncesini sizden başka kimse anlamaz, çünkü kafanızın içinde değiller. İnanması zor ama, değersiz veya anlamsız hissetmeniz kimsenin önemsediği bir durum değil. Ancak, bu durumu önemseyen sadece kişinin kendisidir, o zaman çözümde kişinin kendi kontrolündedir. Durumu kabul edip problem hakkında bilgi toplamak değersizlik duygusunu aşmak için ilk adım olabilir. Kişi, istediği kadar değersizlik duygusu yaşadığını inkar etsin, değersizlik duygularının yok olacağı anlamına gelmez. Bu aşamada Rol Oynama(role playing) etkili bir yöntem olabilir. Kişi, Ayna karşısına geçip kendisine; "Ben değersiz hissediyorum. Şimdi bunun hakkında ne yapabilirim". gibi itiraflar kişiyi rahatlatacaktır.
Ne zaman düşük MOD yaşadığınıza dikkat edin: İyi bir gün, hafta veya Ay geçirmediğiniz zaman kafanızın içinde ne olup bittiğine dikkat verin. Belki de kafanızdaki düşüncelere dikkat vererek öz- güveninizi yükseltmek için yapmanız gereken sadece düşünce tarzınızı değiştirmektir. Düşünceler hakkında farkındalık geliştirmek için "Farkındalık(mindfulness) uygulamaları harika bir aktivitedir. Amerikan Psikoloji Derneğinin tanımına göre Farkındalık; " Kişinin yargılamadan yaşadığı deneyimin an be an farkında olması" olarak tanımlanıyor. Yapılan çalışmalara göre farkındalık, stres, ruminasyonu düşürme ,çalışma belleğini arttıran, odaklanma süresini yükselten, duygusal reaksiyonu geliştiren, ve bilişsel esnekliği geliştirmeye yardımcı olur. Farkındalık çalışmalarına göre; " Duyularınız aracılığıyla doğrudan deneyimlediğiniz şeye ya da düşünceleriniz ve duygularınız aracılığıyla zihin durumunuza farkındalık getirdiğinizde, dikkatli oluyorsunuz. Ve beyninizi dikkatli olması için eğittiğinizde aslında beyninizin fiziksel yapısını yeniden şekillendirdiğinizi hissedeceksiniz". Kendinize düşüncelerinizi gözlem yapma şansı verdiğiniz zaman düşüncelerinize sürekli inanmak zorunda olmadığınızın farkına varacaksınız. Beyin bir düşünce üretme makinesidir onun ürettiği gerçeklik sizin gerçekliğiniz değildir. Düşünceleriniz yüzünden Değersiz yaşadığınızda veya zor hissettiğinizde hatırlamanız gereken beyninizin üretimi olan her düşünce gerçeği yansıtmamaktadır.
En Büyük Kusurlarınızı Belirleyin: Değersiz hissetmek, gerçekte değersiz olmanın nadir görülen bir nedenidir. Hiçbir değerinin olmadığı anlamına gelmez, sadece kişi böyle hissedebilir. Çoğu durumda, kişi değersiz hissediyorsa bu gerçek değerleri hakkında az ilgili olup daha çok algılanan öz imajı ve kendileriyle ilgili hoşlanmadıkları şeyler hakkında daha çok ilgilidir. En büyük kusurunuz nedir? Tembel misiniz? Kendinizi motive hissetmiyor musunuz? Hayattan ne istediğinizi bilmiyor musunuz? Sosyal bir insan değil misiniz? Utangaç mısınız? O zaman kendinizde sevmediğiniz ne varsa listesini yapın ve size en az problem yaratan durumları eleyin. Ciddi düşündüğünüz problemler üzerinde çalışın. Problemler üzerinde çalışırken bardağın dolu tarafına da bakmayı ihmal etmeyin.
Kendinizi Toplamaya Başlayın: Kişi problemlerini kusurlarını ve kendisini neden sevmediğini değersiz duyguların kaynağını ve tetikleyicilerini belirledikten sonra kendisine hedef belirlemesi gerekiyor. Ben bu problemle ilgili ne yapacağım? sorusunu sormalıdır. Açıkçası bu problemleri çözmek kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak ilk adım bilinci harekete geçirip kendinizi daha iyi hissetmek için aktif kararlar almanız gerekiyor. Kısa süreli mutluluk veren aktiviteler yerine, Uzun vadeli mutluluk getiren aktivitelere yönelmek negatif düşünce döngüsünü kıracaktır.
Küçük Başarılarla Başlayın: Değersizlik duygusu başa çıkması zor bir durumdur. Ancak, bu durumu aşmak için büyük değişikler patlama tarzı adımlarla başlamak yerine küçük adımlar tercih edilmektedir. Hiç kimse 0 dan 100 e bir gün veya bir hafta içerisinde gidemez . Çünkü birçok insan kendilerini MOD olarak yükseltmeye çalışırken büyük beklentiler içerisine girebilir, sonuç olarak bu mümkün olmadığı için başarısızlıkla sonuçlanır. Bu tarz tedavilerde karşılaşılan en ciddi sorun, insanlar başarısızlık ve hayal kırıklığından sonra bir daha denemekten kaçıyorlar. Küçük adımlarla başlayın. Öncelikle büyük hayallerinizi bir süre erteleyin. En rahat şekilde başarabileceğiniz işlerden başlayın. Adım adım büyük sorunları çözme kapasitesine erişebilir.
İhtiyaç Sahiplerine Yardım Edin: İhtiyaç sahibi insanlara yardım etmek psikolojik ve ruhsal açıdan rahatlattığı bilinen bilimsel gerçektir. Yardım etmek, empati kurma ve farklı olumlu duygulara erişilmesini sağlar. Yapılan araştırmalara göre yardım etmek mutluluk hormonlarının(kortizol, endorfin) salgılanmasını sağladığı saptanmıştır. Kişi, kendisini ve dünyayı değersiz gördüğü zamanlarda, yardım yaparak başkalarına sağladığı değeri ve mutluluğu diğer insanlarda görerek "ayna" yöntemi ile kendisinde bulabilir. Yardım etmek sadece ekonomik ve parasal olarak düşünülmemelidir. Zor durumda olan bir arkadaşınızı aramak, market ve diğer toplumsal alanlarda yaşlılara yardımcı veya insani yardım kuruluşlarına üye olarak sorunlarına çözüm bulmak için katkıda bulunmak gibi...
Toplumun Bir Parçası Olun: Bireysel olarak değersizlik duygusunu aşamıyorsunuz karşınızda koskocaman bütün olarak bir toplum var. Sayısız sosyal grup, organizasyon ve toplumsal kuruluş var. Hobiler edinin. Hobileriniz diğer insanlarla ilişkili olsun. Bulunduğunuz ortamlarda nasıl pozitif bir katkı sağlarım diye harekete geçin.
Kendinizi Negatiflikten Uzak Tutun: Olumsuzluklar birbiriyle alakasız olsa bile birbiri üzerine inşa edilir. Konuşulmamış, belirtilmemiş negatiflik bile rahatça yayılabilir ve bütün grup üyelerinin enerjisini düşürebilir. Bu yüzden kendinizi kötü hissettiğiniz negatif durumlardan mental enerjinizi korumak önemlidir. Bu aşamada hangi durum ve ortamlarda kendinizi değersiz hissetmeye başladığınızı gözlemleyin ve hiç zaman kaybetmeden insan veya olaylarla ilişkinizi sonlandırın. Örneğin; Arkadaş veya akrabalarınız sürekli sizi şikayetlerini anlattıkları ses tahtası olarak kullanıyorsa ve onlarla ilişkinizi sonlandıramıyorsanız bu yöntemi deneyin; "Senin problemlerini önemsiyorum ama mental sağlığımı korumak amacıyla başka şeylerden konuşabilir miyiz" gibi ifadelerle kendinizi koruma altına alabilirsiniz.
Sürekli Olarak Hedefler Belirleyin: Tamamen ve umutsuzca değersiz hissettiğiniz noktaya düştüğünüzde zihninizi ve davranışlarınızı belirli bir toksik duruma koşullandırmış oluyorsunuz. Eylemsizlik yasasını hatırlatmak istiyorum. Hareketsiz haldeki bir nesne, dış kuvvet tarafından etki altına alınmadıkça hareketsiz kalacaktır. Ve vücudunuz ve zihniniz aynı şekilde , uzun zaman bir şey yapmazsanız daha sonra sistem otomatik olarak hiçbir şey yapmamaya devam edecek. Günleriniz bazen iyi bazen de kötü geçebilir. Önemli olan hedef belirlemeyi sürekli her gün uygulamaktır. Hedefler basit olsa bile (yürüyüş, kitap okumak) gibi asla vazgeçmeyin. Ünlü filozof Konfüçyüs sözü aklınıza gelsin" taşı delen suyun gücü değil, sürekliliğidir."
Hayatınızdakileri Takdir edin: Bazen gerçekten her şey kafanızın içindedir, bir algı meselesidir. Değersizlik duygularınız tamamıyla temelsiz olabilir. Aslında bulunduğunuz topluma katkı yapıyor ve çevrenizde hayatınıza anlam katan birçok insan olabilir. Belki de düşündüğünüzden daha fazla değerli olabilirsiniz ancak, bazen düşünce ve kişisel fırtınalarınızda kayboluyor olabilirsiniz. Açık konumdayken tamamen üretken verimli olursunuz, "kapalıyken" de üretkenliğiniz azalabilir ve moraliniz bozulabilir. Bu her insanın hissedebileceği normal duygulardır. Olumsuz düşüncelerinizi olumluya çevirmenizin en basit yolu, sahip olduklarınızı takdir etmeniz ve şükür etmenizdir. Yapamadıklarınız yerine, yaptıklarınızı düşünün.
Egonuzdan Kurtulun: İnsanın egosu en büyük varlığıdır. Seni "SEN" yapan gerçekliktir. Sabah seni yataktan kaldıran sana eylemler yaptıran nedendir. Hepimiz egomuzu düşünürüz ve egomuzu memnun etmek için çabalarız. Ancak ego ayrıca en büyük dezavantajda olabilir. Ego, çok büyük olursa her şeyi gölgeler. Değersizlik duygularının oluşmasının temel nedenlerinden biri, Egomuzu memnun etmeye çalışmak yerine, onun sonsuz doyumsuz açlığını beslemeye çalışmaktır. Egonuzun ihtiyaçlarına ayak uydurmak için başarılarınızın sürekli olarak onaylanmasına ihtiyaç duyarsınız, çünkü egoyu dizginlemek insanın aklına gelmez. Egonuzu dizginlemek sahip olduklarınızın ne kadar değerli olduklarını şok etkisi yaratarak size gösterecektir. Belki değersizlik duyguları yaşayan bireyler böyle bir yüzleşmeden çekiniyor olabilir. Ancak, Egonuzu doyurmanın dışında başka şeyler için çalışmayı öğrenmelisiniz sizi harika hissettirecektir.
Sorumluluk Alın: Eğer değersiz hissediyorsanız bu korku durumundan kurtulmak için sorumluluk alacak mısınız? Öncelikle kendinizde bu cesaretin var olup olmadığını değerlendirin. Bence sorumluluk almanın hayatta sahip olabileceğimiz en güçlü özellik olduğunu söyleyebilirim. Çünkü gerçek şu ki, başarılarınız ve başarısızlıklarınız, mutluluğunuz ve mutsuzluklarınız hatta değersizlik duygularınız da dahil olmak üzere hayatınızda olan her şeyden nihai olarak "SİZ" insanın kendisi sorumludur. İnsan hayatında güzel şeyler yaşayınca sorumluluğu rahatlıkla üstlenir ama maalesef başarısızlığı kimse sahiplenmek istemez. Ancak kaçmadan ve yargılamadan hem başarısızlık hem de başarı üzerinde sorumluluk almak gerekir. İnsan müthiş bir donanıma sahip ve kendisi izin vermediği sürece O nu kimse üzemez. Problemlerinizi çözmek adına kendinizle yüzleşip onları çözmek adına sorumluluk almak çözüm adına büyük bir adım olacaktır.
Sınırlı Derecede Sinirlenin: Hayatta kendinizi değersiz hissediyorsanız, buna kızın. Sinirlenmek ve Reaksiyon göstermek, hayatınızda bir değişiklik yapmak için, değersizlik duygularının üstesinden gelmek ve kendi imajınızı geliştirmek dahil olmak üzere mükemmel bir katalizör olabilir. Çoğu insan gibi öfkenizi bastırıyorsanız, iyi hisler ve pozitif düşünceler üzerine odaklanıyorsanız bu anlaşılabilir. Hepimiz daima hayata iyi yönden bakmaya yönelik eğitildik. Bu düşünme tarzının mutluluğun ve iyi geleceğin anahtarı olarak düşünmeye yönlendirildik. Ancak öfke ile ilgili yapılan son araştırmalar öfke hakkında öğretilen bir çok bilginin mit olduğudur. Öfke gerektiği gibi dizginlenmiş olursa üretken ve anlamlı bir yaşamdaki gizli silahınız olabileceğini düşündünüz mü? Öfke, kontrol altında tutularak birçok üretkenliğin tetikleyicisidir.
Kalk ve Harekete Geç: Egzersiz yapmayı sevmiyor olabilirsiniz ancak modunuzu egzersiz gibi yükselten başka aktivite bulamazsınız. Onlarca araştırmanın önerdiği gibi, egzersiz yapmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Çünkü egzersiz süresince mutluluk hormonu olan "endorfin" salgılanımı önemli derecede yükselir. Harvard Sağlık Bölümü "aerobik egzersiz tıpkı kalbiniz için olduğu gibi başınız için de anahtardır." Düzenli aerobik egzersiz vücudunuzda, metabolizmanızda, kalbinizde ve ruh halinizde dikkate değer değişiklikler getirecek. Gevşeme, uyarılma ve sakinlik sağlama, depresyona karşı koyma ve stresi dağıtma konusunda benzersiz bir kapasiteye sahiptir. Dayanıklılık sporcuları arasında yaygın bir deneyimdir ve egzersizi anksiyete bozukluklarını ve klinik depresyonu tedavi etmek için başarıyla kullanan klinik deneylerde doğrulanmıştır." Araştırma şunu gösteriyor, sporcular ve hastalar egzersizden Psikolojik fayda sağlayabiliyorsa siz de yapabilirsiniz.
Kendinize Sorular Sorun: Öz- güveninizi ve değerinizi düşük enerji durumlardan yükseltmek için başka bir yolu da kendinizi sürekli sorgulamaktır. Hayata dair yaklaşımınız kendinizi keşfetme merak duygusuyla olursa, kendinizi donatma ve yetiştirmeniz daha basit olacaktır. Oluşturduğunuz olumsuz duygular ve düşünceler hakkında sorgulama sürecini başlattığınızda çözümün sorular arasında saklı olduğunu göreceksiniz. Sorularınızı yazarak daha iyi anlayıp duygularınızı daha rahat ifade edebilirsiniz.
"An" içinde kalın ve "An" ı yaşayın: Öz değersizlik duygusu ve öz-güven eksikliği genellikle hayal dünyası ve gelecekte yaşamaktan gelir. Eğer dikkatinizi kaygı dolu gelecek gibi anlamsız ve kontrol edemeyeceğiniz bir duruma odaklanmak yerine, "Şimdi" ne olduğuna odaklarsanız yaptığınız işin değeri katlanacaktır ve duygusal bir rahatlama yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz. 'Şimdi' i yaşamak insanın üzerine baskı koymaz ve insanı duygusal ve psikolojik rahatlama yaşatır. Dahası, şu anda yaşamak, harekete geçmenizi sağlar.
"An" Tadını Yaşamak İçin Basit Aktiviteler:

Ne kadar küçük olursa olsun, yalnızca tek bir işe odaklanın.
Görevlerinizi sakin bir şekilde, huzur içerisinde yapın. Yaparken zevk almaya çaba gösterin.
Facebook veya instegram gibi sosyal medya ağlarının kullanımını minimize edin.
Görev veya işinizi yaparken yaptığınız işi sesli bir şekilde söyleyin.
Günün 1 saatini sadece kendinize ayırın. Yürüyüş veya meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler edinin.
Sonuç olarak gerçeğe objektif bir şekilde bakarak, pek çok potansiyeliniz ve beceriniz olduğunu, minnettar olacağınız çok şey olduğunu ve kendi olumsuz düşüncelerinize inanmanıza gerek olmadığını görmenizi sağlar. Eleanor Roosevelt in söylediği gibi " Hiç kimse siz izin vermedikçe sizi değersiz hissettiremez."

Kaynaklar


The practice and theory of individual psychology. Citation. Adler, A. (1924). The practice and theory of individual psychology. Harcourt, Brace.
https://www.psychologytoday.com/
University of Liverpool. "Psychiatric diagnosis 'scientifically meaningless'." ScienceDaily. ScienceDaily, 8 July 2019. <www.sciencedaily.com/releases/2019/07/190708131152.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Değersizlik Duygusu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Mehmet GÖRÜROĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Mehmet GÖRÜROĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet GÖRÜROĞLU Fotoğraf
Psk.Mehmet GÖRÜROĞLU
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Mehmet GÖRÜROĞLU'nun Makaleleri
► Değersizlik Duygusu Psk.Büşra İYGÜN SARSILMAZ
► Değersizlik Çıkmazı Psk.Zeynep ÖZGÜVEN
► Değersizlik Hissinin Kökenleri Psk.Vedat DEMİRAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Değersizlik Duygusu' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Stres Yönetimi Nisan 2021
► Depresyon Mart 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:44
Top