2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilişsel Davranışçı Terapi ve Obsesif Kompülsif Bozukluk
MAKALE #22497 © Yazan Uzm.Psk.Burcu BÜGE | Yayın Eylül 2021 | 1,797 Okuyucu
DSM-5'e (American Psychiatric Association, 2013) göre obsesif kompülsif bozukluk ve bununla ilgili olan bozukluklar şunlardan oluşmaktadır: obsesif kompülsif bozukluk, beden algısı bozukluğu, biriktiricilik bozukluğu, trikotilomani (saç yolma bozukluğu), deri yolma bozukluğu, maddenin/ilacın yol açtığı obsesif kompülsif bozukluk ve ilişkili bozukluk, tanımlanmış diğer bir obsesif kompülsif bozukluk ve ilişkili bozukluk (örn., bedene odaklı yinelemeli davranış bozukluğu, takıntısal kıskançlık).

Obsesif kompülsif bozukluk, obsesyonların (takıntı) ve kompülsiyonların (zorlantı) varlığıyla nitelendirilmiştir. Obsesyonlar, yineleyen ve sürekli olan, zorla ve istenmeden deneyimlenen ve çoğu kişide kaygı ve sıkıntıya yol açan düşünceler, dürtüler ve imgelerdir (American Psychiatric Association, 2013). Kişiler bu düşünce, dürtü ve imgeleri bastırma, görmezden gelme ya da başka düşünce ve davranışlarla bunları giderme teşebbüsünde bulunurlar, bu teşebbüslerin bir örneği de kompülsiyonlardır (American Psychiatric Association, 2013). Kompülsiyonlar, obsesyonlara yönelik ya da sıkı sıkıya uygulanması gereken kurallara bağlı olarak, kişinin gerçekleştirmek zorunda hissettiği tekrarlayan davranışlar (örn., el yıkama, sıralama, kontrol etme) ya da zihinsel eylemlerdir (örn., dua etme, sayı sayma, sessizce kelimeleri tekrar etme) (American Psychiatric Association, 2013). Bu tür tekrarlayan davranışlar ve zihinsel eylemler kişinin kaygısını ve rahatsızlığını önlemek ya da kötü bir durumu veya olayı engellemek amacıyla gerçekleştirilir. Fakat bu davranışlar, istendiği gibi, önleyici ya da rahatsızlıkları giderici olmaları için gerçekçi bir yönteme dayalı değildir (American Psychiatric Association, 2013).

Kimi diğer obsesif kompülsif bozukluk ve ilgili bozukluklar kaygı ile nitelendirilmiştir ve tekrarlayan davranışlar ile zihinsel eylemler bu kaygılara yönelik olarak gerçekleştirilir. Diğer obsesif kompülsif bozukluk ve ilgili bozukluklar ise ağırlıklı olarak, tekrarlayan bedene odaklı yinelemeli davranışlar (örn., saç yolma, deri yolma) ve bu davranışları yinelemeli olarak azaltma veya kesme teşebbüsleri ile tanımlanmaktadır (American Psychiatric Association, 2013).

DSM-5'te (American Psychiatric Association, 2013) obsesif kompülsif bozukluk ve ilişkili bozukluklarda ilk olarak ele alınan obsesif kompülsif bozukluktur. Bu bozukluğa dair kriterlere bakıldığında, daha önce açıklanan obsesif ve kompülsif davranışlarının en az birinin varlığı gerekmektedir. Bununla birlikte, gerekli diğer kriterlerden biri, bu obsesyon ve kompülsiyonların kişinin zamanını alıyor, sosyal hayatında, iş hayatında ya da hayatının diğer önemli alanlarındaki işlevselliği bozuyor veya klinik olarak belirgin bir sıkıntıya sebep oluyor olmasıdır. Obsesif kompülsif belirtilerin bir maddenin fizyolojik etkilerine ya da başka bir tıbbi duruma bağlı olmaması gerekmektedir. Bununla birlikte rahatsızlık, başka bir ruhsal bozukluk belirtileriyle daha iyi açıklanamıyor olmalıdır.

Foa (2010), obsesif kompülsif bozukluğa yönelik en yaklaşımları şu şekilde açıklamıştır: Obsesif kompülsif bozukluğun ortaya çıkardığı rahatsızlıkları gidermek için ortaya konan ilk davranışçı müdahalelerden biri, fobiler için de uygulanılan sistematik duyarsızlaştırma tekniği olmuştur. Kişiyi obsesif olarak kaygı yaratan durumlara, kişi buna uyum sağlayana kadar maruz bırakmak amaçlanmıştır. Obsesif kaygının giderilmesiyle, bu obsesyonlara yönelik olarak gelişen kompülsiyonları ve ritüelleri ortadan kaldırmak istenmiştir. Sistematik duyarsızlaştırma kullanarak danışanı kaygı yaratan uyarana hiyerarşik olarak maruz bırakma ve bu sırada da danışana öğretilen rahatlama tekniklerini de kullanarak, maruz bırakma esnasındaki korkunun bu rahatlama teknikleri ile giderileceği düşünülmüştür. Sistematik duyarsızlaştırma tekniği, obsesif kompülsif bozuklukta sınırlı bir başarıya ulaşmıştır (Foa, 2010).

Obsesif kompülsif bozukluğuna yönelik müdahale sırasında kullanılan bir diğer davranışsal terapi ise kaçınma terapisidir (Foa, 2010). Burada, istenmeyen davranışa ya da tepkiye karşı sunulan ceza kullanılmaktadır. Tekrarlı olarak istenmeyen bir uyaranla (ceza) eşleştirilen davranışın (obsesif (takıntısal) düşünce) zamanla sönmesi beklenmektedir. Fakat bu metot obsesif kompülsif bozukluk belirtilerini azaltmakta etkili olmamıştır.

1966’da, Meyer ve arkadaşlarının uyguladığı, kişiyi rahatsız edici duruma maruz bırakma ve bu sırada ritüelleri (tepkileri) katı bir şekilde önleme pratiklerini içeren bir davranışçı terapi programında, obsesif kompülsif bozukluğa sahip danışanlarda yüksek oranda bir başarı sağlandığı görülmüştür. Bu çalışma, obsesif kompülsif bozukluğun bilişsel davranışçı terapideki bilinen ilk etkili müdahalesi olmuştur. Günümüzde, obsesif kompülsif bozukluk için maruz bırakma ve tepki önleme müdahalesi, bilişsel davranışçı terapide sıklıkla kullanılmaktadır. Maruz bırakma ve tepki önleme müdahalesi birçok bileşeni içermektedir. Bu bileşenler şunlardır:

Yerinde maruz bırakma: Danışanın obsesif düşüncelere yol açan ipuçları (nesneler, imgeler, durumlar) ile yüzleşmesini sağlar. Bu ipuçları az rahatsız edici olandan çok rahatsız edici olana doğru, hiyerarşik bir şekilde danışana sunulur.

İmgesel maruz bırakma: Danışanın rahatsızlık yaratan düşünce ve durumları detaylı bir şekilde hayal etmesi istenir. Bu özellikle, ritüellerin gerçekleşmemesi halinde ortaya çıkmasından korkulan kötü durumlar ile yüzleştirme yapmak için kullanılmaktadır. Danışanın bu korku duyduğu durumu ve de bu durumun sonuçlarını hayal etmesi istenmektedir.

Tepki önleme: Danışanın korku duyduğu durumu engelleyeceği ya da obsesyonu sonucu oluşan rahatsızlığı giderici olan ritüeli gerçekleştirmemesi istenir. Danışanın kompülsiyon davranışını gerçekleştirmesi durumunda, rahatsızlığı yaratan durum ya da düşünceye tekrar maruz kalması ve bu sefer ritüeli gerçekleştirmemesi istenir. Sonuç olarak, danışanın ritüeli gerçekleştirmemesi durumunda kaygının ve rahatsızlığın azalacağını ve korkulan durumun ortaya çıkmayacağını öğrenmesi beklenir.

Maruz bırakma ve tepki önleme müdahalesinin bileşenleri karşılaştırıldığında, sadece yerinde maruz bırakmaya tabi tutulmuş danışanlarda hem yerinde maruz bırakmaya hem de imgesel maruz bırakmaya tabi tutulanlara göre takip sürecinde daha çok nüksetme görülmüştür (Foa ve ark., 1980). Bu nedenle, yerinde ve imgesel maruz bırakmanın birlikte kullanılması uzun süreli etkiler için ve de kullanılan yaklaşımın etkinliğinin süreğen olması için etkili olduğu söylenebilir. Maruz bırakma bileşenleri ve tepki önleme karşılaştırıldığında, her ikisinin birlikte kullanılması durumunda obsesif kompülsif bozukluğun her belirtisi için değerlendirme sonrası ve takip süreci de dahil olmak üzere etkili bir sonuca yol açtığı görülmüştür (Foa ve ark., 1864). Buradan yola çıkarak hem maruz bırakma hem de tepki önleme bileşenlerinin birlikte kullanılmasının iyileşmenin etkinliği için önemli olacağı söylenebilir.

Maruz bırakma sırasında dikkat edilmesi gereken iki nokta vardır (Foa ve Kozak, 1986). İlk olarak, maruz bırakmanın korku halini yeteri kadar güçlü, ama öğrenmenin sağlanamayacağı kadar fazla olmadan, ortaya çıkarması gerekmektedir. Örneğin, hiyerarşik sırada hızla ilerlemeye kalkışmak danışanda korkudan kaçınma davranışına sebebiyet verebilir ve bu durumda öğrenme gerçekleşmez. İkinci olarak, danışanın maruz bırakma etkinlikleri sırasında, etkiyi manipüle etme davranışlarının terapist tarafından doğru bilgilendirme yapılarak gözetilmesi gerekmektedir.

Obsesif kompülsif bozukluğun müdahalesinde kullanılan bir diğer yöntem bilişsel terapidir. Bilişsel terapi, belirli işlevsiz inançların problematik davranışlara yol açtığı düşüncesinden gelişmiştir (McKay ve ark., 2015). İyileşme sürecindeki en önemli nokta, problematik davranışa etkisi olan işlevsiz değerlendirmelerin belirlenmesi ve düzenlenmesidir (Beck ve ark., 1979). Obsesif kompülsif bozukluğa sahip danışanlar obsesyonları ve düşünceleri nedeniyle rahatsızlık çekmektedirler ve bunun nedeni ise tehlikeli birtakım olayların gelişeceğine inanmalarıdır (Foa, 2010). Bilişsel terapi, bu otomatik ve gerçek dışı düşüncelerin danışanlar tarafından belirlenmesi ve bu düşüncelerin barındırdığı anlamları değiştirmeleri için yardım eder (McKay ve ark., 2015). Bu sayede danışanların kaygılarının ve böylelikle de kompülsiyonlarının da azalması beklenir.

Bilişsel terapinin ilk aşamalarında danışanların obsesyonları sonucu oluşan kaygılarının ve de ritüellerinin farkındalığı sağlanır, bunu düşünce kaydı adı verilen bir günlük tutarak yaparlar (Foa, 2010). Burada danışanın obsesyonlarını yazması, bunlara yönelik yorumlamalarını, detayları, obsesyonlarına yönelik atfettiği anlamları ve bu obsesyon sonucu gelişen tepkiyi kaydetmesi beklenir. Terapist bu düşünce kaydı üzerinden Sokratik sorgulama ve anlamlandırmalar yaparak sözel olarak bu gerçek dışı düşüncelerin danışan tarafından fark edilmesini sağlar. Bunun sağlanması durumunda danışana davranışsal deneyler sunularak sebep sonuç arasında kurduğu düşünce hatalarının aksi ispatlanmaya çalışılır.

Obsesif kompülsif bozukluk müdahalesinde sıklıkla kullanılan yöntem maruz bırakma ve tepki önleme müdahalesi olmuştur ve bilişsel terapinin bu bozukluk için olan etkinliği ile ilgili araştırmalar devam etmektedir ve bununla birlikte, bilişsel terapinin, maruz bırakma ve tepki önleme müdahalesi öncesinde ya da birlikte uygulanmasının, danışanlardaki belirtilere yönelik olan zorlukları azaltmak üzerine ideal bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir (Foa, 2010).

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5. Bs.). American Psychiatric Publishing. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596
Foa, E. B. (2010). Cognitive behavioral therapy of obsessive-compulsive disorder. Dialogues in Clinical Neuroscience, 12(2), 199–207. https://doi.org/10.31887/DCNS.2010.12.2/efoa
Foa, E. B. ve Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35. https://doi.org/10.1037/0033-2909.99.1.20
Foa, E. B., Steketee, G., Grayson, J. B., Turner, R. M. ve Latimer, P. R. (1984). Deliberate exposure and blocking of obsessive-compulsive rituals: immediate and long-term effects. Behavior Therapy, 15(5), 450–472. https://doi.org/10.1016/S0005-7894(84)80049-0
Foa, E. B., Steketee, G., Turner, R. M. ve Fischer, S. C. (1980). Effects of imaginal exposure to feared disasters in obsessive-compulsive checkers. Behaviour Research and Therapy, 18(5), 449–455. https://doi.org/10.1016/0005-7967(80)90010-8
McKay, D., Sookman, D., Neziroglu, F., Wilhelm, S., Stein, D. J., Kyrios, M., Matthews, K. ve Veale, D. (2015). Efficacy of cognitive-behavioral therapy for obsessive-compulsive disorder. Psychiatry Research, 225(3), 236-246. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2015.02.004
Meyer, V. (1966). Modification of expectations in cases with obsessional rituals. Behav Res Ther, 4(4), 273-280. https://doi.org/10.1016/0005-7967(66)90023-4
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bilişsel Davranışçı Terapi ve Obsesif Kompülsif Bozukluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Burcu BÜGE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Burcu BÜGE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Burcu BÜGE Fotoğraf
Uzm.Psk.Burcu BÜGE
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi87 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Özgeçmiş - Çalışma Alanları - Makaleler (67) - Videolar - İletişim Bilgileri
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Burcu BÜGE'nin Makaleleri
► Obsesif Kompülsif Bozukluk Psk.Ferit KARADAŞ
► Obsesif Kompülsif Bozukluk (Okb) Nedir? Psk.Güzide TÜRKYILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Bilişsel Davranışçı Terapi ve Obsesif Kompülsif Bozukluk' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► YENİDavranım Bozukluğu Mart 2024
► YENİKariyer ve Gelecek Kaygısı Mart 2024
► Sınav Kaygısı Şubat 2024
► Çocuklarda Öfke Yönetimi ÇOK OKUNUYOR Kasım 2023
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:29
Top