2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanmanın Nöropsikolojisi: Psikoterapi Beyni Değiştirir
MAKALE #22502 © Yazan Psk.Dnş.Aysel KESKİN | Yayın Eylül 2021 | 1,849 Okuyucu
“Terapinin ilk amacı danışanı terapi sürecine ve kişi olarak terapiste bağlamaktır. Terapinin ilk amacı bağlanma ilişkisini kurmaktır.” Sigmund Freud

Sigmund Freud’un psikoloji tarihinde çığır açmasının en önemli sebebi şüphesiz bilinçaltı kavramını gündeme getirmesi. Fakat bilinçaltı kavramı o dönemde olgucu bilime aykırı değerlendirildiğinden bir çok tartışmaya yol açmış. Freud bu nedenle 1895 yılında “Bilimsel Bir Psikoloji Taslağı” kitabını yazarak psikanalize bilimsel bir temel sağlamayı amaçlamış. Ancak dönemin tıbbi imkanları henüz buna izin vermediği için bu projesini tamamlayamamış, ta ki yüz yıl sonra Allan Schore isimli bir doktor Freud’un bu hayalini gerçekleştirene kadar.

Allan Schore, Freud’un bilinçaltı kavramının beynin sağ yarımküresinde temsil edildiği savını destekleyen önemli miktarda araştırma ve klinik delil sunan bir sinirbilim uzmanı. Schore’un çalışmaları, bugün bütün klinik ve bilimsel disiplinlerde gerçekleşmekte olan duygusal devrimin önemli bir hızlandırıcısı niteliğinde. “Düzenleme kuramı” olarak tek başlıkta toplayabileceğimiz çalışmalarıyla Schore, sağlıklı bağlar kurmakta bebeğin erken gelişimsel dönem ilk etkileşimlerinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Bu etkileşimlerin arasında en önemlisi hiç şüphesiz ilk bakım veren kişi. Bebeklik çağındaki olaylar ve özellikle sosyal çevreyle olan etkileşimler, yaşamın ilk yıllarında olgunlaşmaya başlayan beyni kalıcı bir şekilde etkiliyor. Çocuğun ilk ilişkisi -genelde annesiyle olan ilişkisi- bir şablon görevi görüyor ve kişinin gelecekte gireceği duygusal ilişkilerdeki bireysel yeteneklerini kalıcı bir şekilde biçimlendiriyor.

Bağlanma kuramından oldukça etkilenen Schore, bağlanmanın anne-bebek arasındaki en güçlü hisler ve duygular eşliğinde meydana geldiğini söylüyor. Sağ beyin sol beyinden önce geliştiği için, erken dönemdeki çok sayıda sosyal ve duygusal deneyimi kaydediyor ve depoluyor, bu kayıtlar daha sonra yaşadığımız ilişkilerde, özellikle de stresli durumlarda yeniden ortaya çıkıyor. Bununla ilgili olarak araştırmacı Yamakoshi, “Hayatta kalmak için bebeklerin, erken dönemde bakışların farkına varabilmeleri, tanıyabilmeleri önemlidir” diyor. Yani bir bebeğin beşiğinde sadece nesnelere bakarak gelişmesi mümkün değil, beynin gelişebilmesi için canlı, duygusal bir yüze ihtiyacı var. Allan Schore anne ve bebek arasındaki iletişimin, beyinlerinin sağ yarısındaki prefrontal korteksleri üzerinden duygulanımları düzenleyici nitelikteki yayın vasıtasıyla olduğunu, bu etkileşim ile bebeğin adeta annesinin beyninden kendi beynine program indirerek, duygu düzenleme kapasitesini oluşturduğunu belirtiyor. Bundan yola çıkarak psikanalitik psikoterapinin annenin müdahalesine benzer şekilde çalışarak sağ beyine müdahale ettiğini ve iyi bir terapötik ilişkinin önceki gelişimsel eksiklikleri telafi edici yapılar geliştirebildiğini söylüyor.

Titizlikle yürüttüğü 10 yıllık araştırmaların sonunda yazmış olduğu Duygulanımın Düzenlenmesi ve Kendiliğin Kökeni adlı kitabı ile Schore, psikolojiyle biyolojiyi, bilimsel öğelerle klinik öğeleri bütünleştiren harika bir disiplinler arası çalışma ortaya koymuş. Buna göre tüm davranışların temelini oluşturan beynin gelişiminin büyük çoğunluğu erken ve geç bebeklik döneminde gerçekleşiyor. Bu yüzden erken olgunlaşan sağ yarımkürenin bebeğin ilk iki yılında, bağlanmanın gelişiminde önemli rol oynadığı kitabın neredeyse tüm bölümlerinde vurgulanıyor. Yine kitaba göre bebeğe bakım veren ilk kişi en önemli kaynak. Bu kişi bebeğin çevresindeki uyaranların düzenleyiciliğini yapıyor ve çocuğun deneyimlerinin kökenini oluşturuyor. Annenin ya da bakıcının duygusal olarak anlamlı yüzü, görsel-duygulanımsal bilginin en etkili kaynağı ve yüz yüze etkileşimlerde bebeğin gelişen sinir sistemi için görsel bir mühürleme uyaranı olarak görev yapıyor.

Schore yazmış olduğu diğer bir kitabı Duygulanımın Düzenlenmesi ve Kendiliğin Onarımı’nda düzenleme kuramının psikoterapötik ortamda meydana gelen değişim süreci ile ne kadar ilgili olduğunu açıklamaya çalışıyor. Bu kitabında aktarılanlara göre, duyguları işleyen sağ beyin bireyin hayatı boyunca sürekli olarak örgütlenmeye devam ediyor. Çünkü sağ beyin doğrusal değil, dinamik. Bu yüzden yaşamın ileri dönemlerinde de beyin esnekliği (nöroplastisite) mevcut. Yani bağlanma dinamiği, bireyin hayatı boyunca bilinçdışı bir mekanizma olarak devam ediyor ve kişinin tüm ilişkilerini, özellikle de yakın ilişkilerini, etkiliyor.

“Psikoterapinin beyinde tespit edilebilir değişikliklere yol açtığına dair hiç şüphe yoktur.” Nobel Ödüllü Bilim İnsanı Eric Kandel

Yakın zamanda meydana gelen sinirbilim alanındaki keşifler, uygulamalı ve teorik birçok bilim dalında taşları yerinden oynatmış durumda. Schore bu durumu paradigma değişimi olarak nitelendiriyor. Bu paradigma değişikliği, sağ beyin gelişimi ve psikopatolojinin oluşumuna dair nörobiyolojik araştırma bulguları onun çalışmalarının odak noktasını oluşturuyor. Bağlanma kuramını psikanaliz ve davranışçı biyolojinin bir karışımı olarak ifade ediyor ve yaşamımızın erken dönemlerindeki ilişkilerin bizi kalıcı bir biçimde şekillendirdiğini söylüyor. Yaptığı çalışmalara dayanarak bilinçdışının biyolojik temellerinin sağ beyinde konumlandığını, bağlanma kuramının da aslında düzenleme kuramı olduğunu iddia ediyor. Yani Schore, bebek ve bakıcı arasındaki her türlü etkileşimin ve senkronizasyonun bebeğin kendi duygularını düzenlemesinde birincil etken olduğunu vurguluyor.

Schore kanıta dayalı bir çok çalışmanın yanı sıra terapötik süreçle ilgili de şunları söylüyor: “Terapötik ilişki, terapist ile danışan arasında bir çeşit sağ beyinler arasındaki iletişimdir. Nasıl ki sol beyin kendini diğer sol beyinlere dil aracılığıyla iletiyorsa, sağ beyin de kendini sözsüz iletişime uyumlanmış olan sağ beyinlere sözsüz bir biçimde iletir.” Özetle düzenleme kuramı, psikoterapinin yalnızca konuşma değil, aynı zamanda iletişim kurma tedavisi olduğunu ortaya koyuyor. Tüm bu bilgilerin ışığında terapide kurulan ilişkinin önemini kavrayabiliriz. Zaten araştırma sonuçları da bunu destekliyor: “Beyin görüntüleme, moleküler biyoloji ve nörogenetikte yapılan yakın zamanlı araştırmalarda, psikoterapinin beyin işlev ve yapısını değiştirdiği bulgulanmıştır” (Glass 2008, Akt: Pulat & Sarıkaya, 2019).

AYSEL KESKİN
PSİKOTERAPİST


Kaynak:

Pulat F. & Sarıkaya M. (2019). İnsanı Anlamanın Tarihi: Klasik Eserlerin İzinde Psikoterapi Pratiği. Kanon Kitap.

https://www.uplifers.com/baglanmanin-noropsikolojisi-psikoterapi-beyni-degistirir/

https://www.uplifers.com/hemserim-memleket-nere-oznelliklerarasi-alan-teorisi-ve-bag-kurma/

https://www.uplifers.com/kendilik-psikolojisi-herkes-aslinda-butun-ve-degerli-hissetmek-ister/

https://www.uplifers.com/baglantisal-butunsellik-ve-psikoloji-yasam-yaptigimiz-secimlerdir/

https://www.uplifers.com/kuantum-fizigi-psikoterapiyi-nasil-etkiledi-iliskisel-psikoterapi-nedir/

https://www.uplifers.com/baglantisal-butunsellik-ve-gestalt-psikolojisi-butun-parcalarin-toplamindan-fazladir/
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağlanmanın Nöropsikolojisi: Psikoterapi Beyni Değiştirir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Aysel KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysel KESKİN Fotoğraf
Psk.Dnş.Aysel KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in Yazıları
► Psikoterapi Beyni Değiştirir Psk.Gülcem YILDIRIM
► Bebeklerde Güvenli Bağlanmanın Önemi Psk.Dnş.Gizem AKTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Bağlanmanın Nöropsikolojisi: Psikoterapi Beyni Değiştirir' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:15
Top