2007'den Bugüne 92,297 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Okul Öncesi Dönemde Çocukların Cinsellikle İlgili Sorularını Yanıtlamak
MAKALE #22564 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR | Yayın Kasım 2021 | 1,602 Okuyucu
Çocukların doğduğu andan itibaren ilk ağlayışı, başını çevirişi, nesneyi gözleriyle takip edişi, ilk adımları, ilk sözcükleri yani yaptıkları her şey anne-baba için gurur kaynağıdır. İlk kelimeleri yeni kelimeler, kısa cümleler ve sorular takip eder. Çocuklar büyüme sürecinde pek çok soru sorarlar. Anne-babalar da çocuklarının bitmek bilmeyen sorularını sabırlı bir şekilde cevaplayarak onların öğrenmelerine destek olmak isterler. Ancak, çocukları ilk kez cinsellikle ilgili sorular sormaya başladığında anne-babalar telaşa kapılabilirler. Anne-babaların kendileri de yeterli bilgiye sahip olmadıkları için cinsellikle ilgili sorulan sorularda kendilerini rahatsız hissederler. Oysaki çocuklara yaşamın gerçeklerini öğretmek için en uygun kişiler anne-babalarıdır.
Cinsellik, doğum öncesi dönemde gelişmeye başlar. İnsan gelişiminin sağlıklı bir yönüdür ancak çoğunlukla üstü kapalı ele alınan ya da görmezden gelinen bir konudur. Bu durum cinsel eğitim olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Anne-babalar tarafından cinsel eğitimin gerekliliği kabul edilmeli ve bu eğitimin genel eğitimin bir parçası olduğunu, tüm çocukluk ve ergenlikte devam ettiğini, çocuğun gelişiminin her döneminde gerekli olduğunu, cinselliğin bir anda, ergenliğe girilen ilk günde ortaya çıkmadığının bilinmesi gerekir.
Cinsel eğitim denince akla sadece anatomik ve fizyolojik unsurlardan, üreme ve cinsel ilişkiden oluşan bilgiler gelmemelidir. Cinsel eğitim, yalnızca bir insanın üremesine ait bilgileri içermez. Bu eğitim cinsellikten çok daha fazlasıdır. Genel anlamda cinsel eğitim, çocuğun kendi cinsiyetine uygun davranış biçimlerine yönelmesi için gereken bilgi ve deneyimleri öğrenmesi, özümsemesi ve uygulaması sürecidir. Cinsel eğitimin içeriği oluşturulurken ne kadar ve nasıl bilgi verileceği çocuğun yaş ve gelişim özellikleri göz önünde tutularak verilmelidir.
Anne-babalar konuşurken rahat bir tavır sergileyememekle birlikte aslında fark etmeden çocuklarına cinsel eğitim vermektedirler. Cinsellik konusunda hiçbir şey konuşmamakla da bir mesaj verilmiş olmaktadır. Bu mesaj “cinselliğin bir tabu ve tartışılmaması gereken bir konu olduğu” yönündedir. Konuşmadan, yalnızca beden diliyle iletilen mesajlar, en az konuşularak iletilen mesajlar kadar güçlü bir etkiye sahiptir. Hiç cinsel eğitim vermediğini zanneden ebeveynler, hatta bu konuda hiç konuşmayanlar bile aslında sürekli cinsel eğitim vermektedirler.
Çocuğun sevdiği ve güvendiği birine cinsellikle ilgili sorular sorması kadar doğal bir şey olamaz. Aslında anne ve babalar, çocuklarının kendilerine yönelttikleri sorulardan mutluluk duymalıdırlar. Çünkü, anne-babasının yanında kendini rahat hisseden ve ebeveynini bir başvuru kaynağı olarak gören çocuk soru sorar. Bu sebeple çocukların sordukları sorular değerli bir armağan gibi kabul edilmeli ve gereken özen gösterilmelidir. Anne-baba tarafından çocukların cinsellikle ilgili sordukları sorular tam anlamıyla cevaplandırılmalıdır. Çocukların merak ve keşif isteğinin, kendilerini ve dünyayı anlamak adına doğal bir gelişim olduğu bilinmelidir. Sorulara dürüstçe ve doğru yanıtlar vermek, çocukların meraklarını gidermelerine yetecek bir yumuşaklıkla konuşmak çocukların kendi cinsel kimliğinin farkında olmasına, uygun olan ve olmayan cinsel davranışları ayırabilmesine, cinsel istismardan korunabilmesine, kendi vücutlarına karşı olumlu düşünceler geliştirmelerine, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine düşünebilmesine fayda sağlayacaktır
Sorular, doğru ve anlaşılabilir bir şekilde cevaplanmadığında, çatışma durumu söz konusu olabilir; yanlış bilgilendirme, çocukta duygusal bir kargaşanın oluşmasına sebep olabilir. Sorularına kaçamak cevaplar alan ya da merakından ötürü dalga geçilen çocuk, yetişkine güven duymayacaktır. Ebeveynlerinin kendisinden sakladığı bir şeylerin olduğunu düşünerek, merakını gizlilik perdesi altında araştırmaya yönelebilir. Çocuklar büyüdükçe ailelerinin dışında öğretmen, akrabalar, arkadaşlar, internet, televizyon, müzik, kitaplar, reklamlar ve oyuncaklar gibi pek çok kaynaktan cinsellikle ilgili davranış ve değerler hakkında bilgiler edinmektedirler.
Aile içinde çocukların cinsellikle ilgili konularda annelerini daha yakın buldukları ve daha çok anneleriyle iletişim kurdukları gözlenir. Bu durum annelerin, çocukların bakımında ve sosyalizasyonundan sorumlu primer kişi olması ve özellikle annelerin babalardan daha çok çocuklarla vakit geçirmesinden kaynaklanabilir.
Anne-babalar, bebeklerin nereden geldiği, kız ve erkeklerin anatomik farklılığı, hamilelik gibi sorular karşısında duydukları utancı, isteksizliği ya da kararsızlığı, ses tonu, vücut dili ·ve mimikleriyle çocuklarına da yansıtırlar.
Çocuklar, 2-3 yaşlarından itibaren aynanın karşısına geçip vücudunu incelemeye başlarlar. Tuvalet eğitiminin başladığı dönemde çocuk artık kendi bedeni, yaşıtlarının bedeni ve yetişkinlerin bedenleri ile son derece ilgilidir. 2-4 yaşları arasındaki kız çocuklarının neden kendi pipilerinin olmadığını, cinsel organlarının neden farklı olduğu ve neden kendilerinin erkek çocukları gibi çişlerini ayakta yapamadıklarını merak ettikleri görülebilir.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar karşı cinsteki oyun arkadaşlarının, kendilerininkinden farklı bir vücuda sahip olduğunu keşfettiklerinde bundan oldukça etkilenirler. Bu yüzden bu gerçeği oyuncak bebeklerin kıyafetlerini çıkartarak, birbirlerinin kıyafetlerinin altını gözetleyerek, dokunarak ya da sorular sorarak incelerler. Bu süreçte çocuğun merakı doğal karşılanmalı ve merak ettiklerini sorabilecekleri söylenmelidir. Çocukların sordukları sorular karşısında utandırılmaması, ayıplanmaması önemlidir. Bu dönemde çocukların sorularına detaya girmeden, kısa, öz, doğru ve yaşına uygun şekilde cevap verilmelidir.
Bu yaşlar arasındaki erkek çocuk, tuvaletini yaparken bir penisinin olduğunun farkındadır. Erkek çocuklar cinsel organlarını rahatça görebilmekte ve dokunabilmektedirler. Aynı şey kız çocuklar için geçerli değildir. Anatomik yapı nedeni ile kız çocukların genital bölgelerini görmeleri zordur. Bu yüzden cinsel organını tanımakta daha geç kalabilirler. Çocuklara cinsel eğitim verirken cinsel organlar lakap takılmadan bilimsel isimleri ile öğretilmelidir.
Çocuğunuza cinsiyet farkıyla ilgili yapacağınız açıklama az sözcük kullanarak çok şey anlatma çabasına yönelik olmalıdır. “Neden benim de ağabeyim ki gibi pipim yok?” sorusuna, “Kızlar ve erkekler ayrı ayrı yaratılmışlardır. Büyüyünce anne olabilsinler diye kızların pipisi yoktur. Sadece anneler çocuk yapabilirler. Erkekler anne olamaz ve bebek yapamazlar.” denilebilir.
Benim vücudum neden büyüklerinki gibi değil? sorusuna “Çünkü henüz küçüksün. Büyüdüğünde senin vücudun da büyüyecek ve tıpkı büyüklerin vücudu gibi olacak. “ şeklinde yanıt verilebilir. Bu tip sorularda çok detaya girmeye gerek yoktur.

Cinsiyetler arasındaki ayrımı fark etmeye başladıklarında dünyaya nasıl geldiğine ilişkin sorular sorabilirler. “Ben nasıl oldum?" sorusu, en çok sorulan sorulardandır. Cevap olarak; “Annenin içindeki yumurtayla (ya da tohumla), babanın yumurtası birleşince bebek oluşur ve bebekler, annelerinin karnındaki yuvada büyürler.” denilebilir.
“Bebekler nereden geldi?” sorusuna “Çocuklar annenin karnında büyürler. Annelerin içinde bebeklerin büyümesi için sıcacık bir bebek yuvası vardır. Bebek dünyaya gelecek kadar büyüdüğünde dışarı çıkar” demek uygun bir açıklamadır.
“Nereden çıkar?” sorusu civcivin yumurtadan çıkışı olayından yararlanılarak anlatılabilir. “Tavuk önce yumurtlar, sonra kuluçkaya yatar ve sonra da civciv oluşup yumurtadan çıkar. İnsan yavrusu yumurta içinde değil, anne karnında oluşur. Bebekler çok küçük olduğu için annedeki delikten kolayca dışarı çıkabilir!” şeklinde cevaplanabilir. Sorularına bu gibi cevaplarla karşılık verdiğinizde, konuyu henüz çok kavramamış olsa dahi, belli bir cevap aldığı için çocuk rahatlayacak ve bir süre konuyu unutacaktır. Sonraki dönemlerde daha iyi anlayabileceği bir biçimde ve dilde bu bilgilerle karşılaştığında, bunları rahat ve kolay kabul edecektir.
Çocukların nereden geldiği sorusuna leyleklerin getirdiği, doktordan alındığı gibi yanlış cevaplar vermek, çocuğun nasıl doğduğu sorusuna cevap olarak annenin doğum sırasındaki sancılarından bahsetmek, çocuğun yanlış bilgiler edinmesine ve anne-babasına olan güveninin sarsılmasına sebep olmaktadır.
“Çocuk, anne karnına nasıl girer? Baba ne işe yarar?” sorusu anne-babaların cevaplamakta en çok zorlandığı sorulardan biridir. “Tüm kız ve kadınların vücudunda minik yumurtalar vardır. Bunlar, yediğimiz yumurtalara ya da kuşların yuvasındaki yumurtalara benzemezler. Çok küçüktürler. Kalemle çizebileceğin bir nokta dahi büyüktür. Küçük olmalarına rağmen bu yumurtalar çok önemlidirler. Bir kadın bebeği olsun istediğinde bu yumurtalar uterus (rahim) denilen özel bir yerde bebeğe dönüşmeye başlar. Uterus, annenin bedeninin içindedir ama yiyeceğin gittiği mide ile aynı yer değildir. Bebek uzun bir sürede büyür ve gelişir.” şeklinde açıklanabilir.
“Annenin karnında bebek nasıl yemek yer ve nasıl nefes alır?” sorusuna “Bebek anne karnında bizim gibi nefes almaz ve yemek yiyemez. Hava ve yiyeceği annesinin karnından göbek kordonu denen uzun beyaz bir boru aracılığıyla alır. Bebek doğduktan sonra nefes alır ve süt içer. Doğduktan sonra bu kordona artık ihtiyacı yoktur. Doktor bu kordonu keser. Kordonda hiç sinir olmadığı için bu bebeğe acı vermez.” denilebilir.
Annelerin niye memesi olur, babaların neden memesi olmaz? sorularına “Yalnızca annelerin göğüsleri olur bebeklerini beslesinler diye ve orada bebekleri beslemek için süt olur.” diye bir cevap uygun düşebilir.
Çocuk anneden nasıl çıkar? Doğmak ne demektir? sorusuna “Annelerde çocuğun dışarı çıkması için bir delik vardır. Bebekler çok küçüktür ve annedeki o delikten kolayca dışarı çıkabilirler.” şeklinde bir cevap verilebilir.
Çocuklar “Doğum yaparken annenin canı acır mı?” sorusunun cevabını da öğrenmek isteyebilirler. Bu soruya “Doğum yaparken anneler acı duyabilirler, canları yanabilir. Ama bu kısa sürer ve anne bebeğini kucağına alınca biter. Doğum yapmak çok güzel bir olaydır, herkesi çok mutlu eder.” diyerek yanıt verebilirsiniz.
Çocuklar, anne-baba arasındaki ilişkiyi merak edebilirler. Kimi zaman annesiyle ya da babasıyla evlenmek istediğini söyleyen çocuklarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda çocukla alay etmek ya da gülmek yerine, böyle bir şeyin uygun olmadığı, büyüdüğünde kendisinin de kendi yaşında olan biriyle evleneceği belirtilebilir. Çocuğun cinsel özdeşimi 3-4 yaşlarında oluşmaya başladığından bu dönemde kendi cinsiyetindeki ebeveyniyle olumlu ilişkilerinin olması önemlidir. Çocuk, kendi cinsiyetindeki ebeveyniyle sağlıklı iletişim kuramadığında, baskıcı ve otoriter bir tutumla karşılaştığında, onunla yeterince vakit geçirilmediğinde özdeşim modeli olarak karşı cinsiyetteki ebeveynini seçebilir. Ayrıca çocuğun cinsiyetine uygun davranılması da önemlidir. Çocuğun cinsiyetine uyumlu davranılmaması durumunda cinsel özdeşimde kararsızlık, cinsel kimlik oluşumunda sorunlar yaşanabilir.
Cinsel ilişki ne demek? sorusu çok önemli ve anne babayı zorlayan bir sorudur. Çocuklar genellikle 6-7 yaş civarındayken bu tip sorular sorarlar. 3-4 yaşındaki bir çocuk sorsa da ayrıntılı açıklamak yaşını ve anlama düzeyini aşacağı için gereksizdir. Yaşı daha büyük olanlar artık cinselliğin ne olduğu konusunda düşüncelere sahiptir. Bu düşüncelerinin doğru ya da yanlış olduğunu test etmek amacıyla bu tür soruları sormaya başlayan çocuklar konuyu gerçekten öğrenmek isterler. O nedenle cinsel ilişki doğru olarak anlatılmalıdır. Böyle değerlendirildiğinde yaş düzeyleri göz önüne alınarak ayrı cevap verilebilir. Küçük yaş grubu için; Kadın ve erkek ya da anne ve baba birlikte oldukları zaman birbirlerine dokunmak, kucaklaşmak ve birbirlerini öpmek isteyebilirler. Birbirlerine dokunarak ve sarılarak yatabilirler. Cinsel ilişki böyle bir şeydir.” şeklinde yanıtlanabilir.
Televizyonda gördüğü bir sevişme sahnesinden sonra bu kadın ve adam ne yapıyorlar? sorusunu soran çocuğunuza “Birbirlerine sarılmak ve kucaklamak istemişler. Kucaklaşıp öpüşüyorlar.” şeklinde cevap verebilirsiniz.
Çocuğun cinsellikle ilgili sorduğu soruya ne cevap vereceğinizi bilemediğiniz zamanlarda öncelikle çocuğunuzun bu konuda ne bildiği ya da ne düşündüğünü öğrenilebilirsiniz. Varsa yanlış düşüncelerini düzeltmeye yönelik bir konuşma yapabilirsiniz. Tüm bunlara rağmen hala ne cevap vereceğinizi bilmiyorsanız soruyu geçiştirmek yerine bu sorunun cevabını bilmediğinizi, onun anlayacağı şekilde yanıtlamak için biraz zamana ihtiyacınız olduğunu ve öğrenip kendisi ile bu konuyu tekrar konuşacağınızı belirtebilirsiniz. Ebeveyn olarak cinsellikle ilgili konularda çocuğunuza yetemediğiniz durumlarda profesyonel kişi ve kurumlardan yardım alabilir ve çocuklarınızı profesyonel kişi ve kurumlara yönlendirebilirsiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Okul Öncesi Dönemde Çocukların Cinsellikle İlgili Sorularını Yanıtlamak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Havva BAYAR Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR
Adana
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'ın Yazıları
► Okul Öncesi Dönemde Din Eğitimi Psk.Dnş.Cenk AĞ
► Okul Öncesi Dönemde Sanat Eğitimi Psk.İdil Cemre ÖZTEP
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Okul Öncesi Dönemde Çocukların Cinsellikle İlgili Sorularını Yanıtlamak' başlığıyla benzeşen toplam 24 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Özgüven Kazanmak Nisan 2021
◊ Çocuklarda Parmak Emme Haziran 2019
◊ Çocuklukta İstismar Aralık 2016
◊ Çalışan Anne Olmak Aralık 2016
◊ Depresyon Aralık 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:14
Top