2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Köpeklerde Kanlı İshal (Parvoviral Enteritis)
MAKALE #2261 © Yazan Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN | Yayın Ocak 2009 | 21,683 Okuyucu
Bu ay sizlere aynı zamanda Doktora Tezimin bir parçası olan ve pek çoğumuzun hakkında acı tecrübeleri olan Parvoviral Enteritis (kanlı ishal) hastalığı ile ilgili bilgiler vereceğim. Pek çoğumuz bu hastalığı bilmemize rağmen ayrıntılar konusunda belki zaman zaman çelişkiye düşmekteyizdir. Özellikle mevsim itibariyle en sık karşılaşılan mevsimlerden olan sonbahar ayları içinde bu şiddetli bulaşıcı ve ölümcül hastalık hakkında bilgilerimizi tazelemek ve bilmediklerimizi de tamamlamak ihtiyacı olduğunu düşünmekteyim. Hepimiz biliyoruz ki av köpekleri günümüz avcısının olmazsa olmaz yardımcılarıdır. Bu bağlamda maddi manevi pek çok fedakarlıklarla elde edilen yavruların korunması, hastalıklara karşı savunma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Tüm bu konular bilinçli ve zamanında atılacak adımlarla sorun olmaktan çıkıp sizin ve evinizdeki yeni yavrunuzun güvenle ve huzur içinde vakit geçirmenize yardımcı olacaktır. Aşağıda sizlerle paylaştığım ilk ve belki de en önemli hastalığımız PArvoviral Enteritis. Aşağıdaki bilgiler temel bazı konuları kapsamaktadır. Tedavi kısmında sizlerin evinizde uygulayacağınız temel prensiplere değinilirken mutlaka profesyonel yardım almanız ve hekiminize danışmanız gerektiğini unutmamalısınız.
Tüm avcı dostlarıma rastgele diler kazasız belasız avlar umarım….
Dr. Serhat TORUN
İç Hastalıkları Uzmanı
Veteriner Hekim


CANINE PARVOVIRUS ENFEKSİYONLARI ***


*** Bursa Bölgesindeki Köpeklerde Canine Minute Virus’un Seroprevalansı Ve Bazı Klinik-Laboratuar Bulgularının Değerlendirilmesi isimli doktora tezinden alıntıdır.

Parvoridae familyası pek çok hayvan türünde şiddetli hastalıklara yol açan, tek sarmallı, en küçük DNA’ya sahip viruslardır. Virionun çapı yaklaşık olarak 18-26 nm’dir ve tamamen protein yapısındadır. Parvoviridae familyası iki subfamilyaya sahiptir. Bunlardan birincisi omurgalıları enfekte eden “parvovirinae” diğeri ise böcekleri enfekte eden “densovirinae” dir.
Parvovirinae subfamilyası Parvovirus, Eritrovirus ve Dependovirus olmak üzere 3 jenerasyona sahiptir. Parvovirinae subfamilyası evcil kuşlar ve insanlar da dahil olmak üzere pek çok hayvan türünde hastalık oluşturabilen ve tüm dünyada çok yaygın olan şiddetli hastalıklar ortaya çıkarabilen virusları içermektedir.

Otonom olarak replike olabilen Parvovirus genusuna ait viruslar replikasyon için mitozun S fazı kuvvetli olan hücrelere ihtiyaç duyarlar, dolayısıyla mitoz bölünme yeteneği yüksek olan hücrelere affinite gösterirler . Evcil hayvanları enfekte eden pek çok parvovirus tespit edilmis olup, canine parvovirus tip -1 ve tip 2, feline panlokopeni parvovirus, bovine parvovirus, mink enteritis virusu bunlardan öncelikli olanlarıdır . Bu viruslardan hepsi yeni doğan veya fetal hayvanlarda ölüme yol açabilmektedir. Bu bağlamda, neonatal dönem ve bu dönemi takip eden yaşlarda köpeklerde özellikle canine parvovirus tip 1 ve tip 2’nin önemi giderek artmaktadır . İlk olarak 1960’lı yılların sonlarında sağlıklı köpeklerin dışkılarından izole edilen MVC (canine parvovirus tip-1) uzun yıllar non-patojen bir suş olduğu düşünülmüş ancak son yıllarda yapılan çalışmalarla yeni doğan yavrular ve fetus için ölümcül bir hastalık yapan etken olduğu saptanmıştır.

Parvovirus genusunda kemirgenlerde etkili olan ve fare minute virus- rat parvovirus’u olarak adlandırılan viruslar da mevcuttur . Eritrovirus genusu nispeten yeni viruslardır ve insan parvovirus B 19’u bu grupta yer almaktadır. B 19’a ek olarak bazı primatlarda görülen simian parvovirus ve rhesus parvovirusuda bu grup içinde yer almaktadır . Bu viruslar eritroid projenitor hücrelerde replike olurlar ve eritrositlerde geçici baskılanmaya yol açarlar . İnsanlarda kan hücrelerinin yaşam sürelerinin azalması nedeniyle oluşan genetik temelli hemolitik hastalıkların kökeninde B19 parvovirus enfeksiyonunun varolduğuna inanılmaktadır. Ayrıca bu virus plesantayı geçerek fetusu enfekte edebilmekte ve bazen hidrops fetalise yol açmaktadır. B 19 parvovirus enfekte yetiskinlerin yarısında oluşan geçici poliartropatinin nedenidir .

Parvovirinae subfamilyasının üçüncü genusu olan dependovirusların pek çok izolatları adenoviruslarla ilişkilidir ve bu yüzden bu viruslar “adeno ilişkili viruslar” olarak adlandırılmıştır .

Parvovirusların Tarihçesi

Parvovirusların varlığı 1900’ lu yılların başında saptanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında kedilerde epidemik olarak enteritis, panlökopeni ve konjenital serebral ataksi ile seyreden bir hastalık tanımlanmıştır . 1920’li yıllarda özellikleri saptanmaya başlanan bu virusa feline distemper, feline enteritisgibi isimler verilmiştir . 1947 yılında rakunlarda bu virusa bağlı olarak gelişen yeni bir hastalık belirlenirken, etkenin feline parvovirus (FPV) ile de benzer yapıda olduğu ortaya konmuştur. Mink enteritis virus’u (MEV) 1940’lı yıllarda Kanada’da Ontario bölgesinde epidemik salgınlara yol açan bir virus olarak belirlenmiştir. FPV ve MEV 1960’lı yıllarda doku kültürlerinde izole edilebilmiş, böylece virusların çoğalmaları için mitotik aktivitesi yoğun olan hücrelere ihtiyaç duydukları anlaşılmıştır .
Canine Parvovirus ilk olarak 1978 yılında yeni bir patojen olarak ortaya çıkmış ve bu yıllarda başta Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya kıtası olmak üzere dünyanın pek çok yerinde endemik salgınlara yol açtığı rapor edilmiştir . Serolojik çalışmalarla CPV’un Avrupa’da ilk olarak 1974 yılında salgınlara yol açtığı ortaya çıkmıştır.
Canine minute virus ilk olarak 1960’lı yılların sonlarında sağlıklı köpeklerin dışkılarında identifiye edilmiştir . Yapılan son çalışmalarda MVC’un neonatal veya fetal ölümlere, enteritis ve solunum yolu problemlerine yol açtığı tespit edilmiştir.
1980 yılında Aleutian hastalığı olarak bilinen ve kronik immun kompleks hastalığı meydana getiren yeni bir parvovirus belirlenmiştir. Son olarak seksenli yıllların başında insanlarda şiddetli hastalıklara yol açtığı belirlenen parvovirus B 19 tanımlanmıştır .

Coğrafik ve Mevsimsel Dağılım

CPV, MVC, FPV gibi virusların aşılama çalışmalarına rağmen tüm dünyada oldukça yaygın olduğu ve endemik salgınlara yol açtıkları bilinmektedir . Serolojik çalışmalar köpeklerde MVC’un Amerika Birleşik Devletleri’nde hala serolojik ve/veya klinik düzeyde problem olduğunu göstermiştir . Buna paralel olarak, İtalya, Kore, Japonya ve diğer kıtalarda ki pek çok ülkede de yaygınlığı ortaya konmuştur . CPV ile yapılan mevsim araştırmalarında hastalığa en çok yaz aylarında rastlanıldığı, ayrıca hastalığın insidansının seronegatif yavrularda diğerlerine göre daha yüksek olduğu saptanmıştır . Bu bağlamda, MVC’un mevsimsel duyarlılığı ile ilgili önemli veriler bulunmasa da, özellikle CPV-2 nin her mevsim görülmekle birlikte daha çok ilkbahar dönemlerinde epidemiler yaptığı bilinmektedir .

Konakçı Dağılımı

Bu virusların konakçı dağılımları oluşan klinik hastalıkların izlenmesi ile ortaya konmuştur. Tüm olası konakçılar Carnivora türündendir ve pek çok farklı virus pek çok büyük-küçük kediler dahil olmak üzere Canidae familyasını etkilemektedir . Bu türlerin içinde Asya rakun köpeği, kutup tilkisi, kızıl tilki ve mink gibi hayvanlar yer almaktadır. MVC şu ana kadar sadece evcil köpeklerde belirlenmiş olup konakçı dağılımı hakkında çalışmalar devam etmektedir .

Patojenite

CPV ve benzeri virusların doğal konakçılarındaki varyasyonları tam olarak belirlenememiştir . Bununla birlikte değişik konakçılardaki viruslar farklı konakçıları enfekte ettiklerinde farklı virulanslar gösterebilmektedirler. Örneğin minklerde FPV replike olabilmesine rağmen enterik hastalığa yol açmazken MEV izolatları şiddetli enteritise yol açarlar . CPV ve FPV’nin attenue edilmis halleri virusların doku kültürlerinde pasajları ile elde edilirler. Virusların attenue olması ile sonuçlanan viral faktörler tam olarak belirlenememiş olup, bu attenue fenotiplerin patobiyolojik temelleri de yeteri kadar bilinmemektedir. Bununla birlikte bazı attenue edilmis aşı CPV virusları dışkıda az miktarda bir titre meydana getirebilirler ki bunun nedeninin intestinal epiteliyal hücrelerde oluşan replikasyon olduğu sanılmaktadır .

Enfeksiyonun Klinik Özellikleri

Canine minute virus ile enfekte yavrularda klinik belirti görülmeden 1-3 haftalıkta ani ölüm şekillenebilir. Nekropsilerde genel olarak solunum sistemi problemleri ve değişen şiddette gastrointestinal sistem bulguları saptanabilir. Barınaklarda ölü yavru bulunma olasılığı ile birlikte, kurtulan yavrularda anoreksi, hafif-şiddetli solunum problemleri, emme zorluğu ve ishal gibi belirtiler görülür . MVC ile transplasental enfeksiyonlarda fetal ölüm ve abortların gözlenmesi, etkenin doğum periyodu için ne kadar önemli bir patogen olabileceğini yansıtmaktadır . Enfeksiyonunda doğal bulaşma yolunun parvovirus tip-2’de olduğu gibi (Şekil 1) oral yolla olduğuna inanılmaktadır. CPV-2’nin oluşturduğu lezyonlarla karşılaştırıldığında barsakların genel bütünlüğünde önemli bir değişim şekillenmez. Viral pnömoni sıklıkla gelişen klinik bir tablodur ve bronşiyal epitellerde aşırı inkluzyon cisimcikleri ile karakterizedir. Neonatal dönemde görülebilecek diğer patolojiler de timik ödem ve atrofi, lenfadenopati ve yumuşak dışkılamadır. MVC tanımlanan neonatal olguların %50’sinde dispne belirlenmiş; letharji, ishal, solunum stresi ve viral myokarditis ile ilişkili ani ölümler de bu yavrularda belirlenen temel klinik bulgular olmuştur .
Gebe dişiler gebeliğin 25-30. günlerinde oro-nasal veya intravenoz yolla deneysel olarak enfekte edildiklerinde fetal resorbsiyon ve abortusla sonuçlanan transplacental enfeksiyon şekillenmiştir. Gebeliğin ortalarına doğru (30-35. günlerde) enfekte olan annelerden doğan yavrularda anasarka ve miyokarditis gelişebilir. Bu gelişimi doğrulayan doğal yolla oluşan ve yavrularda miyokarditise yol açan iki doğal olgu rapor edilmiştir . İsveç, Almanya ve İtalya’da da MVC’a bağlı doğal enfeksiyonlarda yavru ölümleri ve abortuslar görülmüştür . Bu bulgulara rağmen, MVC’nin köpeklerdeki hastalık oluşturabilme potansiyeli üzerinde daha çok çalışma yapılması gerektiği belirtilmektedir.

MVC’ye bağlı gelişen hastalığın patogenezi ve klinik önemi daha tam olarak anlaşılamamıştır, ancak mevcut bilgiler ışığında bu virusun neonatallerde ölüme yol açan, doğmasal kayıplara da neden olan bir hastalık oluşturduğu, dolayısıyla patojen olduğu söylenebilir. Fetusun resorbe olduğu dönemde annede çok sayıda antikor olması nedeniyle virus izolasyonu son derece güçtür .
Feko-oral bulaşma

Oro-faringeal lenf nodüllerinde viral replikasyon

Viremi

Lenf nodülleri ve dalak

Kemik iliği

Barsaklar

Lenfoid hücre nekrozu

Germinal hücrelerde nekrozis

Enteritis-ishal

İyileşme

Sepsis

DIC

Ölüm

Lökopeni


Şekil-1: Canine parvovirus (CPV-2) enfeksiyonunun patogenezi (96)
DIC: Yaygın intravaskular koagülasyon


CPV-2 enfeksiyonları klinik olarak myokarditis ve enteritis formlarına yol açmaktadır . Myokardiyal yetmezlik genellikle neonatal yavrularda oluşurken, intrauterin olarak antikor transferindeki yetersizlik ve doğumu takiben yeterince kolostral antikorların alınmaması bu formun ortaya çıkışına predispozisyon hazırlamaktadır. Bu dönemde CPV-2 bölünme hızı ya da mitotik aktivitesi yüksek olan kalp kası hücrelerine yerleşerek kalp yetmezliği şekillendirebilir, ani ölüm nedeni olabilir. Buna benzer olgular önemli klinik belirti vermemekle birlikte, oluşan myokardiyal hasar ya da kalp yetmezliği ancak nekropsi sırasında belirlenebilmektedir . CPV-2’nin myokardiyal formunun 1980’lerin başlarında görülmeye başlandığı, ancak günümüzde bu tablonun etkin aşılama çalışmaları nedeniyle nadiren meydana geldiği bildirilmektedir .

Enteritis formunda oluşan ilk klinik belirtiler anoreksi, depresyon, letarji ve ateş gibi non-spesifik bulgulardır Etkilenen yavrularda 24-48 saat içinde başlayan kusmayı, daha sonra kanlı olabilen ishal takip etmektedir. Enterik parazit, çevresel stres, düşük antikor titresi ve humoral bağışıklıkta oluşan problemler, etkilenen yavrularda enterik formun şiddetlenmesine katkıda bulunmaktadırlar. Şiddetli dehidrasyon, protein kaybı, sekonder enfeksiyonlar ve immun yanıt oluşumunun engellenmesi hızlı bir şekilde şok ve ölüm gelişimine yol açabilmektedir. CPV-2 enfeksiyonu pratikte görülen septik şok, endotoxemi ya da sistemik inflamatuvar yanıt sendromu (SIRS) oluşumlarının en yaygın nedeni olarak kabul edilmektedir. Hasta yavrular dramatik olarak kötüleşirler ve etkili müdahale uygulanmadığı taktirde de hızla ölüme yaklaşırlar.

Tedavi

Evde Uygulanabilecek Tedavi

CPV’ün tedavisinde ana amaç destekleyici tedavidir. Her türlü gıda alımı 12-24 saat süresince gastrointestinal kanalın dinlenmesi amacıyla kısıtlanır. Kusma mevcut ise su alımı da sınırlandırılır. Daha sonra as miktarda sıvı ve gıda ile beslenmeye başlanılır. CPV semptomatik tedavisinde gastrointestinal ilaçların kullanımı hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Motilite düzenleyiciler dikkatle kullanılmalıdırlar. Antikolinerjik antidiarheal ilaçlar gastrik atoni veya ince barsaklarda ileus ile tıkanmaya yol açabilirler. Sentetik opoidler ve narkotik analjezikler intestinal sıvı akımını azaltarak ishal ile kaybedilen sıvı miktarını azaltsalar da motiliteyi yavaşlattıkları için bakteriyel üremeye ve bunun sonucunda bakteriyel toksinlerin sindirim kanalından emilimlerine neden olabilirler. İnsanlarda yapılan çalışmalarda ishalin süresini ve şiddetini azaltma da en etkili bileşimin bizmuth subsalisilat içeren ilaçlar olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu ilaçlar oral olarak köpeklerde güvenle kullanılmaktadırlar. Ancak tüm bu ev uygulamaları ile birlikte hastanın iki üç günde bir veteriner hekim tarafından kontrol edilmesi şarttır.

6-Proflaksi

Tarihsel olarak incelendiğinde parvovirus salgınlarını kontrol altına almak oldukça güçtür. Virus dış ortama oldukça dayanıklıdır ve oda ısısında 6 aydan fazla canlılığını koruyabilir, köpekler, köpek malzemeleri veya insanlar vasıtasıyla kolaylıkla yayılabilir. Barınak ortamında tüm yüzeylerin kuvvetli dezenfektanlar ile muamele edilmesi gerekmektedir. Dezenfeksiyon çalışmalarından daha önemlisi her köpeğin uygun protokol ile aşılanıp koruma altına alınmasıdır . Serum antikor titreleri immunite ile doğrusal ilişkilidir, düşük titreli hayvanlar sistemik olarak hasta olmamakla birlikte dışkıları ile virus saçarlar . Yetersiz maternal antikor seviyesi immunizasyonun en önemli aksama noktasıdır. Etkili bir aşılama maternal antikor titresi ve kullanılan aşıya bağlıdır. ELISA, indirekt immunofloresans antikor (IFA), hemaglütinsayon inhibisyon (HI) gibi pek çok yöntemle gebe köpeklerde ve yavrularda CPV antikor titresi belirlenebilir . Bu testler aktif immunizasyon gerektiği durumlarda ve aşının ne kadar etkili olduğunun belirlenmesinde kullanılırlar. HI antikor titresinin belirlenmesi CPV antikorlarının miktarı açısından altın standart olarak kabul edilmektedir. Antikor titresi ≤1:80 olan yavrular hastalıktan şüphelidirler ve immunizasyona ihtiyaç duyarlar. Maternal antikorlar aracılığıyla oluşan immunitede antikor titresi ≥1:80 dir.

Uygulanan aşının tipi de oluşturacağı immunizasyonun başarısına etki eder. Son zamanlarda kulllanılan aşılar yüksek titreli kanin orjinli düşük pasajlı CPV aşılarıdır . Yüksek titreli terimi aşının içerdiği virus miktarını, düşük pasajlı terimi ise virusun virulansının düşürülmesi için farklı dokularda geçirdiği süreyi belirtir. Maternal antikor arası dönemde yüksek titreli düşük pasajlı aşılar daha uygundur (Tablo 5). Aşı üreten firmaların bildirdiğine göre aşı sonrası reaksiyon gelişme ihtimali %1’den düşüktür . Oluşabilecek reaksiyonlar hafif hipersensitivite reaksiyonları ile sınırlıdır ve yüzde şişlik, lokal yangı ve kızarıklık gibi bulgulara sahiptir. Modifiye canlı aşılarla aşılamadan birkaç gün sonra dışkıda viral partiküller saptanabilir. İnaktive edilmiş feline panlökopeni ve CPV aşıları CPV bağışıklığında kullanılabilirler. Bu aşılar 6 aylık yaşa kadar enfeksiyona karşı korurlar ve yeterli immun yanıtın oluşması için 3-4 hafta arayla iki enjeksiyon yapılması gerekmektedir .

Genelde kabul edilen aşılama prosedürü 6-8 haftalık yaşta başlayarak köpekleri her 2-3 haftada bir 16-18 haftalık yaşa gelene kadar aşılanması ve bunun her yıl tekrarlanmasıdır . Yüksek riskli ırklarda tam koruma sağlamak için 20 haftalık periyotta son aşılamayı takiben titre kontrolü yapılarak bir aşı daha yapılabilir. İlerleyen Teknolojik gelişmelerin paralelinde Gupta ve arkadaşları canine parvovirus VP2 geni içerenrecombinant plasmidlerin DNA aşısı olarak enfeksiyondan korunmada kullanılabileceğini ileri sürmüşlerdir.


Tablo 5: Köpeklerde önerilen önemli viral aşılar ve uygulama zamanları

Antijen
Aşılama Yaşı
Aşı Tekrarı
Öneriler
Distemper (MLV)
2-3-4 aylık
Yılda bir
Tüm köpeklere uygulanmalı
Parvovirus (MLV)
2-3-4-5 aylık
Yılda bir
Tüm köpeklere uygulanmalı
Ayrıca 5. ay da bir tane daha yapılması
Parvovirus (ölü)
2-3-4-5 aylık
Yılda bir
Tüm köpeklere uygulanmalı Ayrıca 5. ay da bir tane daha yapılması.
Aşı reaksiyonu oluşmaz; gebelere de uygulanabilir
Coronavirus (ölü)
6 haftalık yaşta başla; 2-3 hafta arayla 12. haftaya kadar tekrarla
Yılda bir
Hastalığın görüldüğü bölgelerde uygulanır.
MLV: Modifiye canlı aşı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Köpeklerde Kanlı İshal (Parvoviral Enteritis)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN
Balıkesir
Veteriner Hekim
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN'un Yazıları
► Köpeklerde Kanlı İshal ve Gençlik Hastalığı ÇOK OKUNUYOR Vet.Hek.Burçin ÇAVDAR
► Kedi ve Köpekte Kanlı İdrar Görülmesi. ÇOK OKUNUYOR Vet.Hek.İ.Serdar SAYAR
► Kedi ve Köpekte İshal (Diyare) ÇOK OKUNUYOR Vet.Hek.İ.Serdar SAYAR
► Kedi ve Köpekte İshal Belirtileri ve Tedavisi ÇOK OKUNUYOR Vet.Hek.Tolgay AYTAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Köpeklerde Kanlı İshal (Parvoviral Enteritis)' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hayvanların Duyuları Ocak 2009
► Köpeklerin Beslenmesi Ocak 2009
◊ Fcı Setter Standartı Ocak 2009
◊ Avrupalı Avcılar Ocak 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:19
Top