Evlilikte Gönüllülük Esası
Evlilik Okulu Eğitim Programı'nı yazar iken evliliği; "evlilik olgunluğuna ulaşmış bir kadınla bir erkeğin karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla kurdukları ve yine karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla yürütttükleri çok yönlü bir yaşam ortaklığıdır" şeklinde tanımlamıştım.Bir önceki makalemde evlilikteki karşılıklılık esasını anlatmaya çalıştım.Bu makalemde ise evlilikte gönüllülük esasının evlilikte ne anlama geldiğini ve işlevinin ne olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Evlilikte gönüllülük esası aynı zamanda karşılıklılık da içeren ve iki aşaması olan bir evlilik esasıdır.Bunlardan ilki EVLİLİK KURULURKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI,diğeri EVLİLİĞİ YÜRÜTÜRKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI'dır.Gönüllülüğün her iki aşaması da evlilik açısından oldukça önemli ve gereklidir.Zaten evlilik ilişkisi kurulurken de yürütülürken de gönüllülük gerektiren bir ilişkidir.Bu ilişkinin kuruluşunda da yürütülüşünde de kimse kimseye zorlamada bulunamaz,bulunsa da o beraberliğin bir anlamı kalmaz.
Evliliğin kurulurken de yürütülürken de gönüllülük gerektirmesine EVLİLİKTE GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Yukarıda bahsettiğim üzere bu esas evlilik kurulurken gönüllülük esası ve evliliği yürütürken gönüllülük esası olarak iki aşamada ele alınır.Evliliğin kuruluşunda her iki tarafında da hür iradesiyle o evliliğin kurulması yönünde gönüllülük sahibi olması gerekir.Bu aynı zamanda evliliğin ZORAKİ bir ilişki olarak kurulmamasını da içeren önemli bir inceliktir.Kadın ve erkeğin kimsenin etkisi ve baskısı olmaksızın,kendi iradeleri ve istekleriyle evlenmeye karar vermesine EVLİLİK KURULURKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Bu esas eş seçimi ve evlenme kararının alınmasındaki gönüllülüğü kapsar,seçim ve kararda zorakiliği ortadan kaldırır.Evlilik ilişkisinin hür irade gerektirmesi nedeniyle de bu gönüllülük olmazsa olmaz öneme sahiptir.
Evliliğin bir kurulma bir de yaşanma aşaması vardır.Yukarıda izah etmeye çalıştığım kurulma aşamasındaki gönüllülüğün kapsamıydı.Kurulduktan sonra yani karı-koca olunduğunda ilişkinin devamlılığında da gönüllülük esastır.Bu gönüllülüğü sağlayan da eşler arasındaki MEMNUNİYET İLİŞKİSİ'dir.Eşler arasındaki bu çok yönlü memnuniyet ilişkisi bir yandan evliliğin lokomotifi olmakta,öbür taraftan da evliliğin zoraki sürdürülmesini önlemektedir.İşte eşler arasındaki memnuniyet ilişkisinin yarattığı gönüllülüğe de EVLİLİĞİ YÜRÜTÜRKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Evlilik ilişkisinin hoşnutlukla yürümesi açısından olması şart olan bir evlilik esasıdır.Evlilik kurulurken de yürütülürken de gerekli olan gönüllülük esasında karşılıklılık vardır ve olmak zorundadır.Bu karşılıklılık (gönülülük karşılıklılığı) eşler arasındaki birbirinden hoşnut olmanın yani memnuniyet ilişkisinin bir sonucudur.
Peki evlilikte gönüllülük neyle ve nasıl sağlanır..?Evlilik ilişkisi insan yaşamında en geniş paylaşımları kapsayan bir ilişkidir ve paylaşım ve doyum odaklı bir ilişkidir.Fiziksel,duygusal,cinsel ve sosyal doyum gibi evlilikte hem paylaşımsal hem de tatmin sağlayıcı doyum ve gönüllülüğü destekleyici parametreler bulunmaktadır.
Fiziksel Doyum; evlilikte barınma,giyinme ve doyma gibi temel insani gereksinimlerin karşılanmasını içermektedir.Temel insani gereksinimlerin karşılanması olunca da olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.Ayrıca gönüllülüğün sağlanmasında da oldukça belirleyicidir.
Çocuklukta anne,baba,kardeş odaklı olan duygusal doyuma ergenlikle birlikte karşı cins de eklenir.Oradan varılan yer zamanla evliliktir.Evlilik eşler arasında sevgiyle kurulmalı ve sevginin karşıklıklı birbirine yansıtılmasıyla duygusal bir doygunluk sağlamalıdır.Eşlerin birbirlerine sevgilerini karşılıklı olarak yansıytmalarıyla sağlanan duygusal doygunluğa evlilikte Duygusal Doyum diyoruz.Sevgi insani ve yaşamsal bir ihtiyaç olduğundan duygusal doyum da evliliği yürütürken gönüllülüğün sağlanmasında oldukça önemlidir.
Cinsellik kadın ve erkekte temel insani ihtiyaçlardandır.Sadece keyif olarak bakılmamalı,bir ihtiyaç ve doyum alanı olduğu kadar insanın var oluş sebebi olduğu da unutulmamalıdır.Çünkü insan olarak hepimiz bir cinsel ilişkinin sonucuyuz.Zira üreme de cinsel ilişki yoluyla olmaktadır.Bu nedenle her iki cinsiyet açısından evlilik yaşanırken gönüllülüğün ortaya çıkmasında cinsel doyumun çok belirleyici bir etkisi vardır.Evlilikte cinselliğin doğru aralıklarla,karşılıklı katılımla,bilinçli ve nitelikli paylaşımla yaşanmasının sağladığı tatmin duygusuna Cinse Doyum deriz.Evliliğin önemli lokomotiflerinden birisidir.
Evlilik yaşanır iken gönüllülüğü sağlayan önemli doyum alanlarından birisi de sosyal doyumdur.Ancak evlilikte sosyal doyum bireysel değil çift odaklıdır ve bekarlıktakine pek benzememektedir.Evlilikteki sosyallik komşu,akraba,arkadaş ilişkileri ve eşlerin müşterek sosyal faliyetlerinden oluşan bir bütündür.Hem ilişkiler hem de etkinlikler içermektedir.İyi bir tamamlaycılık ve ahenk gerektirmektedir.Evlilik ilişkisinde gönüllüğün sağlanmasında önemli bir yer tutmaktadır.Çiftin müşterek sosyal ilişkileri ahnekli kurması ve yürütmesi,ortak paydaları doğrultussunda müşterek sosyal etkinlikler yapması sonucu oluşan hoşnutluğa sosoyal doyum diyoruz.
Evlilikte yukarıda belirttiğimiz doyum alanları aslında evlilik ilişkisinin hem kurulma anlamına uygun yürümesi,hem de eşler arasında beraber olmaktan hoşnutluk duyulmasına önemlidir.Bu hoşnutluğun yakalanması ise çift açısından ilişkinin gönüllülükle kurulmasına ek olarak gönüllülükle yürütülmesinde belirleyici olacaktır.Ayrıca nasıl evlilik kurulurken gönüllülük gerekiyor ve zorlama olmuyorsa yürütülürken de gönüllülük gerekir ve zorlama yapılamaz.Zaten bir evlilik ilişkisinin yürümesi bir tarafın baskısıyla oluyorsa diğer taraf hem gönüllülüğü kaybetmiş hem de zorlanmaktadır.Bu hale gelmiş bir ilişkide bir şeyler doğru adımlar atılarak onarılıp tekrar gönüllülük yakalanmazsa o evlilik ilişkisinin sürdürülme anlamı kalmamıştır.
Evliliğin kurulmasında dürtülerden ziyade evliliğin hangi ihtiyaçların nasıl karşılanacağına dair bilince ve bu bilincin evlilik paratiğine yansıtılmasına ihtiyaç vardır.Çünkü evliliğin kurulması sadece bir başlangıçtır.Önemli olaan evliliğin kurulma amacına uygun olarak yaşanmassı ve o gidişatla yürütülmesidir.Ne kendinizde ne de eşinizde kussursuzluk aramayın.Zira eksiği olmayan insan yoktur.Evlilik ilişkisinde değerlendirme çoğunluk hesabıyla yapılmalıdır.Yani bir eş ve onunla kurulan ilişki ana hatlarda olumlu gidiyorsa o çoğunluk azda kalan sorunlu tarafın tolere edilmesini gerektirir.Gönüllülük dediğimiz şey hiç eksiğin, yanlışın olmaması anlamına gelmemekte,evlilik ilişkisindeki temel parametrelerin sağlıklı bir paylaşımla yürütülmesini gerektirmektedir.Kusursuzluk eşte de,evlilikte de,ilişkide de yoktur.Bu nedenele kusursuzluk değil de çoğunlukçu değerlendirmeyi esas almalısınız.
Eşler evlenerek birbirlerinin tapusunu üzerine geçirmediğini,evlilik ilişkisinin hoşnutluktan,memnuniyet ilişkisinden beslenen bir gönüllülük ilişkisi olduğunu bilmelidir.ayrıca evlilikte kimse kimseyi adanmışlığa zorlayamaz.Tabiatıyla evlilik ne tarafından bakarsanız bakın bir gönüllülük ilişkisidir ve gönüllülüğü yakalayan bir ilişkinin kimsenin iteklemesine ihtiyacı yoktur.İssterseniz bunu pekala sizler de yakalayabilirsiniz.Güzellikler sizlerle olsun efendim... Sevgiyle...
Evlilikte gönüllülük esası aynı zamanda karşılıklılık da içeren ve iki aşaması olan bir evlilik esasıdır.Bunlardan ilki EVLİLİK KURULURKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI,diğeri EVLİLİĞİ YÜRÜTÜRKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI'dır.Gönüllülüğün her iki aşaması da evlilik açısından oldukça önemli ve gereklidir.Zaten evlilik ilişkisi kurulurken de yürütülürken de gönüllülük gerektiren bir ilişkidir.Bu ilişkinin kuruluşunda da yürütülüşünde de kimse kimseye zorlamada bulunamaz,bulunsa da o beraberliğin bir anlamı kalmaz.
Evliliğin kurulurken de yürütülürken de gönüllülük gerektirmesine EVLİLİKTE GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Yukarıda bahsettiğim üzere bu esas evlilik kurulurken gönüllülük esası ve evliliği yürütürken gönüllülük esası olarak iki aşamada ele alınır.Evliliğin kuruluşunda her iki tarafında da hür iradesiyle o evliliğin kurulması yönünde gönüllülük sahibi olması gerekir.Bu aynı zamanda evliliğin ZORAKİ bir ilişki olarak kurulmamasını da içeren önemli bir inceliktir.Kadın ve erkeğin kimsenin etkisi ve baskısı olmaksızın,kendi iradeleri ve istekleriyle evlenmeye karar vermesine EVLİLİK KURULURKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Bu esas eş seçimi ve evlenme kararının alınmasındaki gönüllülüğü kapsar,seçim ve kararda zorakiliği ortadan kaldırır.Evlilik ilişkisinin hür irade gerektirmesi nedeniyle de bu gönüllülük olmazsa olmaz öneme sahiptir.
Evliliğin bir kurulma bir de yaşanma aşaması vardır.Yukarıda izah etmeye çalıştığım kurulma aşamasındaki gönüllülüğün kapsamıydı.Kurulduktan sonra yani karı-koca olunduğunda ilişkinin devamlılığında da gönüllülük esastır.Bu gönüllülüğü sağlayan da eşler arasındaki MEMNUNİYET İLİŞKİSİ'dir.Eşler arasındaki bu çok yönlü memnuniyet ilişkisi bir yandan evliliğin lokomotifi olmakta,öbür taraftan da evliliğin zoraki sürdürülmesini önlemektedir.İşte eşler arasındaki memnuniyet ilişkisinin yarattığı gönüllülüğe de EVLİLİĞİ YÜRÜTÜRKEN GÖNÜLLÜLÜK ESASI deriz.Evlilik ilişkisinin hoşnutlukla yürümesi açısından olması şart olan bir evlilik esasıdır.Evlilik kurulurken de yürütülürken de gerekli olan gönüllülük esasında karşılıklılık vardır ve olmak zorundadır.Bu karşılıklılık (gönülülük karşılıklılığı) eşler arasındaki birbirinden hoşnut olmanın yani memnuniyet ilişkisinin bir sonucudur.
Peki evlilikte gönüllülük neyle ve nasıl sağlanır..?Evlilik ilişkisi insan yaşamında en geniş paylaşımları kapsayan bir ilişkidir ve paylaşım ve doyum odaklı bir ilişkidir.Fiziksel,duygusal,cinsel ve sosyal doyum gibi evlilikte hem paylaşımsal hem de tatmin sağlayıcı doyum ve gönüllülüğü destekleyici parametreler bulunmaktadır.
Fiziksel Doyum; evlilikte barınma,giyinme ve doyma gibi temel insani gereksinimlerin karşılanmasını içermektedir.Temel insani gereksinimlerin karşılanması olunca da olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.Ayrıca gönüllülüğün sağlanmasında da oldukça belirleyicidir.
Çocuklukta anne,baba,kardeş odaklı olan duygusal doyuma ergenlikle birlikte karşı cins de eklenir.Oradan varılan yer zamanla evliliktir.Evlilik eşler arasında sevgiyle kurulmalı ve sevginin karşıklıklı birbirine yansıtılmasıyla duygusal bir doygunluk sağlamalıdır.Eşlerin birbirlerine sevgilerini karşılıklı olarak yansıytmalarıyla sağlanan duygusal doygunluğa evlilikte Duygusal Doyum diyoruz.Sevgi insani ve yaşamsal bir ihtiyaç olduğundan duygusal doyum da evliliği yürütürken gönüllülüğün sağlanmasında oldukça önemlidir.
Cinsellik kadın ve erkekte temel insani ihtiyaçlardandır.Sadece keyif olarak bakılmamalı,bir ihtiyaç ve doyum alanı olduğu kadar insanın var oluş sebebi olduğu da unutulmamalıdır.Çünkü insan olarak hepimiz bir cinsel ilişkinin sonucuyuz.Zira üreme de cinsel ilişki yoluyla olmaktadır.Bu nedenle her iki cinsiyet açısından evlilik yaşanırken gönüllülüğün ortaya çıkmasında cinsel doyumun çok belirleyici bir etkisi vardır.Evlilikte cinselliğin doğru aralıklarla,karşılıklı katılımla,bilinçli ve nitelikli paylaşımla yaşanmasının sağladığı tatmin duygusuna Cinse Doyum deriz.Evliliğin önemli lokomotiflerinden birisidir.
Evlilik yaşanır iken gönüllülüğü sağlayan önemli doyum alanlarından birisi de sosyal doyumdur.Ancak evlilikte sosyal doyum bireysel değil çift odaklıdır ve bekarlıktakine pek benzememektedir.Evlilikteki sosyallik komşu,akraba,arkadaş ilişkileri ve eşlerin müşterek sosyal faliyetlerinden oluşan bir bütündür.Hem ilişkiler hem de etkinlikler içermektedir.İyi bir tamamlaycılık ve ahenk gerektirmektedir.Evlilik ilişkisinde gönüllüğün sağlanmasında önemli bir yer tutmaktadır.Çiftin müşterek sosyal ilişkileri ahnekli kurması ve yürütmesi,ortak paydaları doğrultussunda müşterek sosyal etkinlikler yapması sonucu oluşan hoşnutluğa sosoyal doyum diyoruz.
Evlilikte yukarıda belirttiğimiz doyum alanları aslında evlilik ilişkisinin hem kurulma anlamına uygun yürümesi,hem de eşler arasında beraber olmaktan hoşnutluk duyulmasına önemlidir.Bu hoşnutluğun yakalanması ise çift açısından ilişkinin gönüllülükle kurulmasına ek olarak gönüllülükle yürütülmesinde belirleyici olacaktır.Ayrıca nasıl evlilik kurulurken gönüllülük gerekiyor ve zorlama olmuyorsa yürütülürken de gönüllülük gerekir ve zorlama yapılamaz.Zaten bir evlilik ilişkisinin yürümesi bir tarafın baskısıyla oluyorsa diğer taraf hem gönüllülüğü kaybetmiş hem de zorlanmaktadır.Bu hale gelmiş bir ilişkide bir şeyler doğru adımlar atılarak onarılıp tekrar gönüllülük yakalanmazsa o evlilik ilişkisinin sürdürülme anlamı kalmamıştır.
Evliliğin kurulmasında dürtülerden ziyade evliliğin hangi ihtiyaçların nasıl karşılanacağına dair bilince ve bu bilincin evlilik paratiğine yansıtılmasına ihtiyaç vardır.Çünkü evliliğin kurulması sadece bir başlangıçtır.Önemli olaan evliliğin kurulma amacına uygun olarak yaşanmassı ve o gidişatla yürütülmesidir.Ne kendinizde ne de eşinizde kussursuzluk aramayın.Zira eksiği olmayan insan yoktur.Evlilik ilişkisinde değerlendirme çoğunluk hesabıyla yapılmalıdır.Yani bir eş ve onunla kurulan ilişki ana hatlarda olumlu gidiyorsa o çoğunluk azda kalan sorunlu tarafın tolere edilmesini gerektirir.Gönüllülük dediğimiz şey hiç eksiğin, yanlışın olmaması anlamına gelmemekte,evlilik ilişkisindeki temel parametrelerin sağlıklı bir paylaşımla yürütülmesini gerektirmektedir.Kusursuzluk eşte de,evlilikte de,ilişkide de yoktur.Bu nedenele kusursuzluk değil de çoğunlukçu değerlendirmeyi esas almalısınız.
Eşler evlenerek birbirlerinin tapusunu üzerine geçirmediğini,evlilik ilişkisinin hoşnutluktan,memnuniyet ilişkisinden beslenen bir gönüllülük ilişkisi olduğunu bilmelidir.ayrıca evlilikte kimse kimseyi adanmışlığa zorlayamaz.Tabiatıyla evlilik ne tarafından bakarsanız bakın bir gönüllülük ilişkisidir ve gönüllülüğü yakalayan bir ilişkinin kimsenin iteklemesine ihtiyacı yoktur.İssterseniz bunu pekala sizler de yakalayabilirsiniz.Güzellikler sizlerle olsun efendim... Sevgiyle...
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Evlilikte Gönüllülük Esası" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
