2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Risk Alma ve Dün, Bugün, Yarın İlişkisi
MAKALE #2269 © Yazan Psk.Ceyda ŞENEL | Yayın Ocak 2009 | 6,659 Okuyucu
Kaybedecek neyin kaldı?

Kaybedecek bir şeyi olmamasına rağmen risk almaktan korkan onca insan var. Kendimize şans vermeyi çoğu zaman başkalarına şans vermekten çok daha zor görürüz. Bu yazdıklarımın gerçekleşmesi için illaki depresyonun pençesinde olmak gerekmiyor.

Nedense toplumun geneline bakacak olursak. Kendi istek ve arzularımızı, sürekli bir erteleme ve yok sayma çabasındayız. Sanki biz hiç önemli değiliz, isteklerimizi gerçekleştirmek ya da gerçekleştirilmesini istemeye hakkımız yok gibi düşünüyoruz. Son cümlemde, genel olarak kadınlardan söz ediyorum. Annelik içgüdüsü diyebiliriz belki ama, onunda bir sınırı olmalı.

Peki nereye kadar risk almalı?

Sorunun cevabı gidebildiği yere kadar değil tabiî ki. Herkesin kişisel limitleri olmalı, bu hayata yüklediğiniz anlamdan tutunda, dini inancınız, ikili ilişkilere bakış açınız, ekonomik yeterliliğiniz, sosyal çevreniz’e göre değişir.. Listeyi daha da uzatabiliriz. Bütün bunların yanında aldığınız risk fiziksel ve duygusal anlamda size ve çevrenizdekilere zarar vermemeli. Nereden bilebilirim diyebilirsiniz ama, kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerken ezilme ihtimalinizle, yeşil yanarken geçerken ezilme ihtimaliniz aynı olmayacaktır.
Buna ,“bile bile lades demek” terimi yerinde olacaktır.

Seçim sizin

Arada ki çizgi belirsiz, seçim her ne olursa olsun, netice olumsuz dönse bile, kimseyi suçlamaya hakkınızın olmadığını düşünüyorum.

Bu sizin seçimizdi!

Kırk yaşında bir kadın düşünün hiç evlenmemiş. Bir süredir hayatını birleştireceği kişiyi arıyor, bunu yaparken haddinden fazla ince eleyip sık dokuyor çünkü malum yaş kırk! Ve iki kişinin arasında karar verme aşamasında.

Çevresi ve ailesinin etkisi büyük olmasına rağmen, çevrenin onaylamadığı kişiyi seçip evleniyor. Aradan bir süre geçiyor. Hayatının en kötü dönemini yaşadığının farkına varıyor. Kendini bir eş olmanın yanı sıra bir köle, bir hizmetçi olarak görmeye başlıyor. Boşanmak istiyor ama boşanamıyor. “Boşandı dedirtmem kendime” çünkü bu benim seçimimdi diye düşündüğü için mutsuz olmasına rağmen boşanmıyor

Neticede, bir risk aldı evlendi. Zaten kötü giden bir evlilik var.Neden bir ikinci “risk’i” alıp boşanmasın? Kaybedecek neyi var? Tabiî ki boşanma aşamasına gelmeden önce denenecek ne varsa denenmeli profesyonel yardım alınmalı buna rağmen olmuyorsa, son çare olarak boşanmaya başvurulmalı.

Dünyanın sonu değil. Kendi verdiği kararla evlendiği gibi, kendi verdiği kararla da boşanabilir, çevrenin ne diyeceğine bakmaksızın! Hayatımızı çevreye göre yaşasaydık, ortada tek bir yaşam modeli ve birçok mutsuz insan olurdu.

Çevrenin ne dediği kararlarınızı belirlemedeki ilkiniz olmasın. Kendi risklerinizin mutsuzluğunu yaşamak başkalarınınkini yaşamaktan çok da iyi hissettirir!

***********
Dün Bugün Yarın ilişkisi

Anın tadını çıkartmak konusunda çoğu zaman cimri davranırız. Bugünün bize getirdiklerini olumlu ya da olumsuz yaşamak yerine hep geçmişi ya da geleceği bugüne karıştırırız.

Başınızdan geçen ve sizi derinden etkileyen kötü hatıralınız olabilir. Bazen bunu hayatımızın sonuna kadar unutmayacak olsak da, bilinçaltımızdaki karanlık odaya tıktığımız için böyle bir olayı yaşamış olduğumuzu bile hatırlamayabiliriz.

Buna çarpıcı bir örnek vermeden geçemeyeceğim. Genç bir hanım, eşiyle tartışırlarken birden bire ağlama krizine girer, eşi tartışmanın buna sebep olduğunu düşünür fakat olayın bununla alakası yoktur. Yıllar önce, küçük bir kız çocuğuyken büyük babası tarafından tacize uğradığını an be an hatırlar.

Bu travma üzerine travma, onun bundan sonra olaylara verdiği agresif tepkilerin ve anlam veremediği davranışlarına bir cevap olur.

Hiçbir olumsuz davranış sebepsiz değildir altında mutlaka bilinçli ya da bilinçsiz bir sebep yatmaktadır.

Peki siz olsaydınız bu travmatik yüzleşmenin ardından ne yapardınız?
Kendinizden nefret mi ederdiniz? Yoksa, size bu haksızlığı yapan kişiye lanetler mi yağdırırdınız?
Yada bunların hiç birini yapmayıp, geçmişi olduğu gibi kabullenip, bugünü nasıl daha sağlıklı hale getirebilirim diye i düşünürdünüz?

Her ne kadar geçmiş geçmişte kaldı desek de geçmişin izleri peşimiz bırakmaz. Sevincimizde ve hüznümüzde hep orada olacaktır. Önemli olan, onunla yaşamayı öğrenmek ve her ne yaşamış olursak olalım ondan kendimizce faydalı olabilecek bir ders çıkartabilmek.

Bugünü yaşamamıza engel olan geçmiş yarını görmenize de engel olacaktır.
Kimi insanlarda da DBY (dün bugün yarın) ilişkisi biraz farklı işler. Onlar için de, dün sanki hiç yaşanmamış gibidir. Sürekli bir inkar söz konusudur.

Dün yüzünden bugünü yaşayamayanların aksine, bunlar, yarın için bitmek tükenmez planlar yapıp, bugünü ertelerler. Nasıl olsa filanca zamanda şu olacak gibi sanki gelecekle ilgili birileri tarafından garanti alıyorlarmışçasına, yapacakları işleri ertelerler. Ve o filanca iş olmayınca da, tüh keşke bunu yapsaydım deyip hayatlarındaki keşkelerin sayınsı arttırırlar.

Benim hiç keşkem yok diyen insan sayısının epey bir düşük olduğunu düşünüyorum. Neticede bir insanın kendine yalan söylemesi, başkalarına söylemesinden çok daha zordur.

Hayatınızdaki keşkelerin sayısını azaltmak sizin elinizde. Buna bugünü yaşayarak başlayabilirsiniz.

Ardından,

Geleceğe yapacağınız duygusal yatırımları sınırlayın.

Uzun valeli gelecek planları yapmayın. Aşırıya kaçmadıkça hayal kurabilirsiniz onun bir zararı yok.

“Sen bana vaktinde bunu yapmıştın” konuşmaları, bu gününüzü rezil etmekten başka bir şey yapmayacağı gibi, intikam duygularınızı tetikleyip keşke sayınızı arttıracak.

Gördüğünüz gibi olay basit her ne olursa olsun bugünü yaşayın!
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Risk Alma ve Dün, Bugün, Yarın İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ceyda ŞENEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ceyda ŞENEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ceyda ŞENEL Fotoğraf
Psk.Ceyda ŞENEL
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ceyda ŞENEL'in Yazıları
► Bugün Okula Gitmesem Olur mu? Psk.Sevda ACAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Risk Alma ve Dün, Bugün, Yarın İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 59 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kompleksler Mayıs 2008
► Andropoz ve Panik Atak Nisan 2008
► Kişilik ve Dayak Nisan 2008
◊ Anne-Baba Çocuk ve Sınav Aralık 2008
◊ Kadın Programları Temmuz 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:45
Top