2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikotik Bozuklukların Tedavisinde Psikologların Yeri
MAKALE #22824 © Yazan Psk.Gülnaz ATEŞ | Yayın Eylül 2022 | 1,246 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Ruh sağlığı alanında psikolog ve psikiyatr ayrımı, işlevleri uzun yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. Açıklamalı psikiyatri sözlüğünde ‘psikiyatrist, zihinsel ve duygulanım bozukluklarının tanı, tedavisi ve önlenmesinde uzmanlaşmış doktor’ olarak tanımlanırken, Türk Psikologlar Derneği psikolog terimini ‘bir üniversitenin psikoloji bölümünde en az dört yıllık bir lisans programından mezun olan kişi’ olarak tanımlamaktadır.(2006, Savaş ve ark.) Psikologlar, bireyin sadece normal davranışları değil kendi kendisiyle veya başka bireylerle olan ilişkilerini etkileyen ve bazı bozuklukları kapsayan, anormal davranışları da incelemektedir. Psikologların çalışma alanları arasında eğitim psikolojisi, spor psikolojisi, çevre psikolojisi, sosyal psikoloji, adli psikoloji, gelişim psikolojisi vb. psikolojinin alt alanlarını saymak mümkündür. Psikologların sağlık alanında çalışabilmesi için ise, ‘Sağlık Bakanlığı tarafından verilen lisanslı klinik psikolog unvanına sahip olmaları gereklidir ve bu unvan üç yıllık süpervizyonlu uygulama gerektirir’ diye belirtmektedir. (2006,Savaş ve ark.) Klinik psikolog lisans eğitimini tamamlayıp klinik psikoloji yüksek lisans/doktora programının eğitiminde gözlem görüşme, davranış problemlerine sebep olan gelişimsel problemleri tanıyabilen ve tanı koyma, kişilik yapısı, birey/gruplarla psikoterapi yürütebilme becerisini kazanmış psikologtur. Klinik ortamlarda psikiyatri hekimiyle ruhsal hastalıklara *tanı konulmasında ve hatta tedavi sürecinde de klinik psikologlar tıbbi ekibin bir parçası olarak çalışmaktadırlar.
Ernst Von Feuchtersleben, fiziksel ve ruhsal süreçlerin etkileşiminde ve tüm kişilikte bir değişimi belirten psikozu ve tüm akıl hastalıklarını kapsayan psikopatiyi eş anlamlı kelimeler olarak kullanmıştır.(2019, Pekçetin) Güncel tanımına bakıldığında psikoz, tanı belirten DSM (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) ve ICD (International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems) listelerinde sadece psikiyatrik rahatsızlık olarak yer edilmemekte ayrıca listelerde bulunan pek çok birbirinden farklı psikiyatrik rahatsızlığa neden olan belirtiler olarakta ifade edilmektedir. Yani kısaca psikoz, halüsinasyonların ve/veya hezeyanların eşlik etmesiyle bireyin gerçeklik algısındaki bozulmadır. Psikoz yaşayan birey bu durumu benimsediğinde umutsuzluk, çaresizlik gibi duygular besler aynı zamanda ailede bu duyguları benimseyerek hastalığa yaklaşılır. 'Gerçek tedavi' günümüzde değerlendirme, tanılama ve ilaç tedavisi şeklinde algılanmakta ve hayata adaptasyon süreci ancak bu 'gerçek tedavi' sürecinden sonra ve stabilizasyon sağlandıktan sonra olabileceğine dair bakış hakim olmaktadır.(2019, Pekçetin) Temelde tedavide antipsikotik kullanımının büyük önem taşımasına ek, antipsikotik ilaç tedavisinin yanında ruhsal-toplumsal tedavi programlarıyla desteklenmediği takdirde tedavinin etkisinin daha az olup tedaviyi sınırlandırdığı ileri sürülmektedir.Psikoterapi bizlere bu süreçte bireyin düşünce, duygu hatta davranışlarında, günlük yaşantısında ya da kişilerle olan ilişkilerinde problemler yaratabilen durumlara karşı ilaç tedavisine eşlik ederek yardımcı olmaktadır. Psikotik bozukluklarının tedavisinde psikoterapi, ruh sağlığında yer alan meslek elemanlarından (psikiyatrist, klinik psikolog vb) bu konuda özel eğitim alan bireyle genellikle karşılıklı konuşma şeklinde ilerleyen bilimsel tekniklerle gerçekleştirilen değişim ve gelişim sürecidir. Psikoterapiyle hedeflenen değişim ve gelişime dair sonuçlar terapiyi alan ve uygulayan tarafından paylaşılıp, net, bilinir ve hatta ölçülebilir olması gerekmektedir. Psikoterapiler sadece bireysel psikoterapi olarak değil aynı zamanda grup psikoterapisi, evlilik veya aile terapileri şeklinde de uygulanabilmektedir.
Psikoz tedavisinde uygulanan psikososyal yaklaşımlara baktığımızda; 1960 yıllarınına kadar psikodinamik terapi etksini sürerken daha sonra yerini destekleyici tedavilerin aldığını görmekteyiz. Günümüzde ise psikotik bozukluklarda dirençli sanrı sistemi tedavisinde yarar sağlayan BDT(Bilişsel Davranışçı Terapi) kullanılmaktadır. Ayrıca BDT' nin hem bireysel hemde grup terapisi(BDGT) şeklinde uygulanabilmesi hasta yoğunluğu fazla olan kliniklerde zamandan tasarruf sağlamaktadır.
Özetleyecek olursak; psikotik bozuklukların tedavisinde psikologlarının yerinin ne denli önemli olduğu yadsınamaz bir gerçek. Psikoz yaşayan birey ve ailesine, psikologlar psikolojik destek sağlayarak bu sürecte yaşayacakları şok, anksiyete, kabullenmeme ve bununla gelişen çaresizlik duygularına karşı koruyucu kalkan olmaktadırlar. Ayrıca psikotik bozuklukların tedavisinde ilaç kullanımının yeterli olmaması sebebiyle uygun psikoterapi yöntemleriyle tedaviye katkı sağlamaktadırlar.
KAYNAKÇA
Aktürk, H. (2019, Aralık) Ruh Sağlığı Hizmetlerine Yeni Bir Yaklaşım Olarak Transdisipliner Çalışma Modeli, Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Psikiyatri Anabilim Dalı
Dereboy, Ç. Şenel, H. Öztürk Ş. , C. Şakiroğlu, M. Eskin, M. (2017) Psikoterapi: Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Üç Maymunu mu?, Arch Neuropsychiatry 2017; 54:301-306
Gökçen, C. Şahingöz, M. Savaş, H. A. (2013) Çocukluk Çağı Psikiyatrik Hastalıkları ve Bu Alanda Çalışan Uzmanlar Hakkında Halkın Bilgi ve Tutumlarının İncelenmesi, Nöropsikiyatri Arşivi 2013; 50: 154-160
Pekçetin, M. (2019, Aralık) Bakım Merkezinde Kalan Psikoz Hastalarıyla Gerçekleştirilen Psikososyal Destek Grup Çalışması, (Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Tezi) T.C. Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul
Savaş, H. A. ve ark. (2006) Türkiye’nin güneydoğusunda psikiyatrik hastalıklar bağlamında psikiyatri ve psikoloji ile ilişkili bilgi ve tutumlar: Gaziantep şehrinden bir kesit, Anadolu Psikiyatri Dergisi 2006; 7:140-149
Sevi M. , O. Sütcü T. , S. (2012) Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklarda Bilişsel Davranışçı Grup Terapisi-Sistematik Bir Gözden Geçirme, Türk Psikiyatri Dergisi 2012;23
Şahin H. , N. (2006) Türkiye’de Klinik Psikoloji: Varolan Durum, Sorunlar, Geleceğe Yönelik Öngörüler ve Öneriler, Türk Psikoloji Bülteni, Aralık 2006, Yıl: 12, Sayı: 39, s:28
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikotik Bozuklukların Tedavisinde Psikologların Yeri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Gülnaz ATEŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Gülnaz ATEŞ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gülnaz ATEŞ Fotoğraf
Psk.Gülnaz ATEŞ
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Gülnaz ATEŞ'in Yazıları
► Psikotik Bozukluk Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
► Sporun Psikolojideki Yeri Psk.Aslıhan DEĞERLİ AYTOĞAN
► İş Yeri Şiddeti ‘mobbing’ Psk.Elif Sultan DEMİRHAN
► Çocuk Eğitiminde Annenin Yeri Dr.Psk.Murat İDİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Psikotik Bozuklukların Tedavisinde Psikologların Yeri' başlığıyla benzeşen toplam 64 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Sınırlar Nisan 2023
◊ Kardeş Kıskançlığı Nisan 2023
◊ Psikoterapi Nedir? Eylül 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:12
Top