2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sosyal Fobi ve Tedavisi
MAKALE #22902 © Yazan Dr.İbrahim ATEŞ | Yayın Şubat 2023 | 1,180 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Kalabalık ortam içine giren, insanların önünde herhangi bir performans göstermek zorunda kalan ya da topluluk önünde konuşma yapan her insanda belli bir kaygı oluşur. İnsan bunu fark etse de, etmese de böyle bir kaygı yaşar. Yaşanan bu kaygı şiddetli oluyorsa, insan böyle bir kaygı yaşamamak için belirli ortam ya da durumlardan kaçınıyorsa “Sosyal Fobi” adlı psikiyatrik hastalığı var demektir.

Psikiyatride periyodik olarak güncellenen bir sınıflandırma sistemi vardır. Şu an geçerli olan sistem bu hastalığın adını “Sosyal Anksiyete Bozukluğu” olarak değiştirmiştir. Yine de, halk arasında uzun yıllardır ve günümüzde de “Sosyal Fobi” olarak bilindiği için, bu yazıda “Sosyal Fobi” isimlendirmesini kullanmayı tercih ediyorum.

Konunun Özü: İnsanın başkalarının önünde başarısız olma korkusu.

Akıldan Geçen Düşünceler: Ya saçma bir şey söylersem? Ya iyi bir sunum yapamazsam? Ya herkes aşırı heyecanlandığımı fark ederse? Ya bu kadar kişinin önünde rezil olursam? Ya arkadaşlarımın yanında mahçup duruma düşersem?

Sosyal Fobi Ne Kadar Yaygındır?

Sanıldığından çok daha yaygın görülen bir sorundur. Yapılan çalışmalarda yaşam boyu yaygınlığı %13 dolayında bulunmuştur. Kadınlarda daha sık gözlenmesine karşın, tedavi için erkekler daha sık başvurmaktadır. İnsanlar çoklukla sosyal fobiyi tedavisi olan bir hastalık olarak algılamadıkları için yıllarca tedavisiz kalmaktadır. Hatta bir hastalık olduğunu bile uzun yıllar fark etmezler. Genellikle 13-20 yaş arasında başlar. Bununla birlikte, insanlar tedavi için ortalama 10 yıl sonra başvururlar.

Sosyal Fobi Nedenleri Nelerdir?

Erken çocukluk yıllarının bir insanın tüm yaşamını önemli ölçüde belirlediğini biliyoruz. Sigmund Freud’un “Çocuk erişkinin babasıdır.” söylemiyle vurguladığı gibi. Anne imajı çocuğun ruh sağlığı açısından olmazsa olmaz bir ön koşulken, baba imajı çocuğun ruh sağlığının vazgeçilmez belirleyicisidir. Baba gücü, koruyuculuğu, otoriteyi temsil eder. Hayatın ilk yıllarında, çocuğun ruhsal yaşantısında “Baba Korkusu” belirgin yer teşkil etmektedir. İlerleyen yıllarda baba korkusu şekil değiştirerek “Toplumsal Korku” olarak varlığını devam ettirir. Baba tarafından eleştirilme, aşağılanma korkusunu yoğun olarak yaşayan çocuk bu korkusunu erişkin yaşamında da yaşamaya devam eder. Ancak, artık korku nesnesi değişmiştir: Baba imajını ya da otorite figürünü çağrıştıran herkes (iş yerindeki amir, müdür gibi). Aşağılanma, mahçup duruma düşme, başarısız olma korkuları aşırı derecede yaşanıyor ve kişinin yaşamını derinden etkiliyorsa “Sosyal Fobi” adlı psikiyatrik hastalığın varlığından söz edebiliriz. Elbette kalıtım, genetik, öğrenilmiş davranışlar, olumlu rol model eksikliği ve benzer etkenler de az ya da çok katkıda bulunurlar.

Sosyal Fobide Hangi Belirtiler Görülür?

Sosyal fobisi olan kişi korkuları nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınır ve zorunluluk nedeniyle söz konusu ortamlara girerse yoğun sıkıntı yaşar. Çoğu sosyal fobik topluluk önünde konuşmakta çok zorlanır. Öyle ki, topluluk önünde konuşma korkusu, korku sıralamasında ölüm korkusunu geçerek ilk sırada yer alır. Başkasının önünde yazı yazmak ya da imza atmak, kalabalık ortamda yemek yemek, amirinden bir istekte bulunmak, başkasının yanında telefon görüşmesi yapmak, genel tuvaletleri kullanmak, toplantıya katılmak en çok korkulan durumlardır. Bu durumlara maruz kalan kişide çarpıntı, terleme, yüz kızarması, titreme, ağız kuruluğu, baş dönmesi, bayılma hissi gibi birtakım belirtiler ortaya çıkar.

Sosyal fobik kişi reddedileceğine ve mahçup duruma düşeceğine inanır. Sosyal ortamlarda utandırıcı davranışlar sergilemekten korkar. Bu davranışlarının diğer kişiler tarafından fark edilmesinden ve eleştirilmesinden çekinir. Bu nedenle insanlar tarafından sevilmeyeceğini ve istenmeyeceğini düşünür. Tüm dikkatini kendi davranışları ve bedeni üzerinde yoğunlaştırır. Sürekli kendini gözler. Sosyal ortama girdiğinde çevresinde olup bitenlerle değil, kendi davranışları ve davranışlarının diğer kişilerde bıraktığı izlenimle ilgilenir.

Tedavi Edilmeyen Sosyal Fobi Hangi Sonuçları Doğurur?

Sosyal fobi tedavi edilmediğinde ya da tedaviye geç başlandığında kişide okul ya da iş başarısızlıklarına neden olur. Aile yaşamını olumsuz yönde etkiler. Sosyal yaşamı önemli ölçüde kısıtlar ve kişinin yalnızlaşmasına neden olur. Tedavi edilmeyen sosyal fobi kişinin depresyona girmesine zemin hazırlar. Bunun da ötesinde, kişi sosyal ortamlara girmeden önce alkol ya da uyuşturucu madde kullanmaya ve bu yolla rahatlamaya çalışabilir. Bu durumun alışkanlık haline gelmesi ise alkol ya da madde bağımlılığı gibi ciddi sorunlara ve kişinin toplumdan tamamen kopmasına yol açabilir.

Sosyal Fobi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sosyal fobinin tedavisinde antidepresan ilaçlarla birlikte, bilişsel-davranışçı psikoterapinin kullanılması oldukça etkilidir. Kimyasal açıdan baktığımızda, sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan, dolayısıyla insan beyninin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayan bazı maddeler (serotonin, noradrenalin, dopamin gibi) bulunmaktadır. Bu maddelerdeki birtakım düzensizlikler (serotonin miktarının azalması, noradrenalin miktarının artması gibi) sosyal fobi belirtilerine neden olur. Antidepresan ilaçlar bozulan beyin kimyasını düzelterek sosyal fobinin iyileşmesini kolaylaştırırlar.

Tedavide psikoterapinin vazgeçilmez yeri vardır. Psikoterapide öncelikle psikiyatrist (ya da klinik psikolog) ile sosyal fobi sorunu yaşayan kişi arasında iyi bir tedavi ilişkisi kurulmalıdır. Sorunun nedenleri, doğası, belirtileri ve tedavi yöntemleri konusunda bilgilendirme yapılır (Psikoeğitim). “Aşamalı Maruz Bırakma” (Gradual Exposure) sık kullanılan bir yöntemdir ve bu yöntemde korkulan ortamların kolaydan zora doğru bir listesi yapılır ve kişinin bu ortamlara maruz kalması sağlanır.

Bilişsel terapide, korkulara neden olan hatalı düşünceler (Bilişsel Çarpıtmalar) ve davranışlar araştırılır, ortaya çıkarılır. Bu hatalı düşünce ve davranışlar yeni ve doğru olanlarla değiştirilir. Sosyal Beceri Eğitimi ile bir konuşmayı başlatmak ve bitirmek, bir istekte bulunmak, hayır diyebilmek, beden dilini kullanmak ve sosyal fobi ile ilişkili pek çok konuda “bireye özel” eğitim verilir.

Dr. İbrahim Ateş
Psikiyatri Uzmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sosyal Fobi ve Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim ATEŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim ATEŞ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim ATEŞ Fotoğraf
Dr.İbrahim ATEŞ
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim ATEŞ'in Yazıları
► Sosyal Fobi Dr.Zengibar ÖZARSLAN
► Sosyal Fobi Nedir? Dr.Mehmet Levent SOYLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Sosyal Fobi ve Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 93 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Uçuş Korkusu ve Tedavisi Aralık 2018
► Seks Bağımlılığı Aralık 2018
◊ Kafka'nın Başyapıtı "Dönüşüm" ÇOK OKUNUYOR Ocak 2023
◊ Siddharta (Hermann Hesse) Aralık 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:59
Top