2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğunuz Altını Islatıyorsa
MAKALE #2383 © Yazan Op.Dr.Emir İMANİ | Yayın Şubat 2009 | 5,444 Okuyucu
İdrar kaçırma hem çocukları hem de aileleri rahatsız eden bir sorun.Uzmanlar gece idrar kaçırmalarında eşlik eden nörolojik ya da üriner bir sorun yoksa tedavi için 7 yaşına kadar beklemeyi öneriyor.Ancak her durumda ailelerin gereken çocuğa sabırla yaklaşmak ve asla cezalandırma,suçlama gibi rahatsızlığı daha da komplike hale getirecek davranışlar içine girmemek.

İdrar kaçırma yani tıbbi adıyla enüresiz,çocuklarda karşılaşan en önemli üriner sistem sorunlarından biri olarak gösteriliyor.Milattan önce 1500'lü yıllardan beri kullanılan enüresiz terimi (gündüz ya da gece yatağını veya elbiselerini istemsiz olarak ıslatmak)olarak tanımlanıyor.Enüresiz aslında çok çeşitli hastalıkların yol açtığı ortak bir semptom.Ama pratikte gece ve gündüz idrar kaçırma olarak iki gruba ayrılıyor.Genel olarak idrar kaçırma sorunu ile gelen hastaların dörtte üçünde gece idrar kaçırma sorunu gözleniyor.İdrar kontrolü çocuğun büyümesine paralel olarak sağlanıyor.Örneğin: 2 yaşındaki çocukların yüzde 25'inde gündüz idrar kontrolü sağlanırken,bu oran 4 yaşına geldiğinde yüzde 98'lere kadar çıkıyor.Peki idrar kaçırma ne zaman sorun olarak kabul edilip,tedavi edilmesi gerekiyor?

Gece ve gündüz olmak üzere iki şekilde görülen idrar kaçırma sorununun farklı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.

Gündüz idrar kaçırma biraz daha karışık ve çok ayrıntılı tetkik ve tedavi gerektiren bir grup hastalık.Bu sorunu yaşayan çocuklarda özellikle 2 yaşından sonra dikkat edilmesi gerekiyor.Çok çeşitli nedenleri olabilen gündüz idrar kaçırma ciddi bir durumun belirtisi olabiliyor.Başta gelen nedenlerinden biri, mesaneye gelen sinir liflerinin mesaneyi yeteri kadar idare etmemesi.Daha ciddi olmakla birlikte üzerinde durulması gerektiren bir başka neden mesanenin fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak idrar kaçırmanın yaşanması.
Bu durumda önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabileceği için dikkate alınması gerekiyor.Gece ve gündüz idrar kaçırma sorununu birlikte yaşayan çocukların da yine sadece gündüz bu sorunu yaşayan çocuklardaki gibi daha ayrıntılı incelemeye tabii tutulması gerekiyor.Hastanın çok iyi bir taramadan geçirilerek,herhangi bir nörolojik tutulumu olup olmadığının kontrol edilmesi,dikkat edilmesi gereken bir başka noktayı oluşturuyor.

Gece idrar kaçırma (Enüresiz nokturna) çok daha yaygın olarak gözlenen bu sorun genelde çok fazla inceleme yapmayı gerektirmiyor ve zaman içinde pozitif sonuçlara ulaşabiliyor.

Sorun ya tedaviyle gideriliyor,ya da kendiliğinden geçiyor.Bu tip idrar kaçırma biraz sabır gerektiriyor ama ileride kalıcı bir soruna neden olmuyor.

GECE İDRAR KAÇIRMA NE ZAMAN SORUN OLUR?

Aslında 5 yaşından sonra çocukların yüzde 8'i idrar kaçırabiliyor ve bu durum da normal olarak kabul ediliyor.Çünkü idrar kaçırarak doğuluyor ve zamanla mesane kendini topluyor.
Bazı çocuklarda bu fonksiyonun yerine gelmesi biraz geç oluyor.Bu süreci yaşla sınırlamak zor olmakla birlikte uzmanlar 5 yaşı sınır yaş olarak kabul ediliyor.Mesanenin kendini toplaması 5 yaşından sonraya kaymışsa bu aşamada enüresiz nokturnadan söz edilebiliyor.

Uzmanlar sadece gece idrar kaçırma yaşayan çocukların tedavisi 7 yaşına kadar beklenebileceğini ancak bu noktada ailelerin sabırlı davranmaları gerektiğini belirterek,"sorun en geç 8 yaşında geçmediyse bu çocukların tedavi edilmeleri gerekiyor.Çünkü bu dönemden sonra hasta üzerinde bir takım psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor"diye konuşuyor.

ERKEK ÇOCUKLAR DAHA ŞANSSIZ....

Erkeklerde,kız çocuklara oranla iki kat daha fazla görülen enüresiz nokturnanın ortaya çıkmasında genetik faktörler de son derece önemli bir ayrıntıyı oluşturuyor.Bu nedenle çocuğun anne ve babası daha önce bu sorunu yaşamışsa yaklaşımda değişiyor. Ebeveynleri enüresiz nokturna geçirmiş çocukların aynı sorunla karşılaşmalarının beklenen bir sonuç olduğunu hatırlatan uzmanlar genetik yatkınlık oranlarına ilişkin şu bilgileri veriyor:

(Gece idrar kaçırma hem annesinde hem de babasında olan çocukta bu sorunun ortaya çıkma oranı yüzde 77 civarında gerçekleşiyor.Sadece babada olduğunda bu oran yüzde 44,tek başına annesinde yaşanmışsa bu oran yüzde 15 civarında oluyor.Bu noktanın altını çizmek istiyorum ki her ne kadar problem kendiliğinden geçebilse ya da tedavisinde yüz güldürücü sonuçlara ulaşılsa da enüresiz nokturnanın bazı alt tiplerinde çok daha dikkatli olmak gerekiyor.Eğer gece idrar kaçırma ile birlikte idrar yolu enfeksiyonu varsa,bu çocuklarda kabızlık ,gece horlaması gözleniyor ve idrarını tutmada zorlanıyor ve sıkışma hissi duyuyorsa daha dikkatli davranılmasında yarar var.Eğer çocuklarda bu belirtiler bulunmuyorsa ve ailesinde de idrar kaçırma öyküsü yaşanıyorsa biz daha rahat ediyoruz.Bu duruma ise monosemptomatik enüresiz nokturna deniliyor.Yani sadece gece idrar kaçırma dışında başka bulgusu olmayan hasta olarak ele alıyoruz ve yaklaşımımız değişiyor.O zaman çocuğa uygulayacağımız tetkikler daha az oluyor.
Aileler genellikle hekimlerin karşısına yılgın bir şekilde geliyor.Çocukların yaşadığı bu sorun aileyi ve özellikle de anneyi çok rahatsız ediyor.Ailelerin sorunun psikolojik olduğuna dair düşüncelerinin tedavinin gecikmesine neden olur.Doğuştan gelen idrar kaçırma probleminin psikolojik olmadığı ve doğuştan idrar kaçırma sorunu olmamasına rağmen 5-6 yaşında birdenbire bu sorunu yaşamaya başlayan bir çocukta neden psikolojik olabiliyor.İkincil enüresiz nokturna olarak ifade ettiğimiz bu durumda psikolojik etkenlerin rol oynadığını görüyoruz.Örneğin yeni bir kardeşin doğuşu ya da anne baba arasında yaşanan sorunlar çocuğun birden bire idrar kaçırma sorunu yaşamasına neden olabiliyor.

AİLELERİN YAKLAŞIMI NASIL OLMALI?

Gece idrar kaçırma probleminin üstesinden gelmek için ailelere çok önemli görev düşüyor.Aileler olayın psikolojik olduğuna inandıkları için korkutma yada cezalandırma gibi bir takım yöntemlerle geçebileceğini düşünebiliyor.Bu yaklaşımın son derece olduğu ve olayı çok daha komplike hale getirdiğini biliyoruz.

Çocukların hiçbir suçunun olmadığının ailelere anlatılması gerekiyor.Ailelerin cezalandırma yöntemini kullanmaları ise çocukların üzerinde çok büyük bir baskı yaratıyor,kendilerine güvenlerinin kaybına yol açıyor.Çocuklar bunu isteyerek yapmıyor,zaten mahcup durumdalar ve ellerinde olsa yapmayacaklar.Özetle 5 yaşından sonra da devam eden idrar kaçırmaların yüzde 50'si 8 yaşına kadar kendiliğinden düzeliyor.Bu nedenle aileler hekime başvurduklarında öncelikle onlardan beklemeleri öneriliyor ve sabretmeleri tavsiye ediliyor.Enüresiz nokturnanın belli bir yaştan sonra kendiliğinden geçme ihtimali azaldığı için 8 yaşına kadar geçmediyse mutlaka tedavi edilmelidir.

TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Uygulanan farklı tedavi yaklaşımları ile başarılı sonuçlara ulaşılabiliyor.Öncelikli olarak yapılması gereken çocuğun akşam sıvı alımının azaltılması.Uzmanlar gündüz alınan sıvı miktarının artırılıp,akşam 5'ten sonrasında alınan miktarın azaltılmasının etkili olduğu dikkat çekerek ayrıca çocuklara kola gibi idrar söktürücü içecekleri vermenin de sakıncalı olduğuna işaret ediyor.

İlaç tedavisi:Tedavide birkaç yaklaşım söz konusu en çok kullanılanı bu çocukların bir bölümünde eksik olduğu gözlenen antidiüretik hormonun çocuklara verilmesi.Antidiüretik hormon idrar miktarını azaltıyor,yani atılacak sıvının böbreklerden geri emilimini artırıyor ve idrar miktarını etki süresi boyunca azaltıyor.Bu hormon çocuklara gece verildiğinde çocuğun gece kuru kalması sağlanabiliyor.Bu aileler açısından hoş ve etkileyici bir yaklaşım olmakla birlikte tedavi edici bir yanı bulunmuyor.Yani antidiüretik hormonun verilmesi kesildiği anda,asıl neden ortadan kaldırılmadığı için sorun kaldığı yerden devam ediyor.Her ne kadar hekimlerin pek tercih etmediği bir tedavi olsa da,etkili ve ani çözümlere kısa zamanda ulaşılması nedeniyle aileleri etkilemeye yetiyor.
Alarm yöntemi:Tedavideki ikinci bir yaklaşım alarm uygulaması.Biraz zahmetli olduğundan aileler tarafından pek benimsenmiyor,bu nedenle hasta uyumu çok başarılı olmayabiliyor.
(Çocuğun çamaşırına ucu bir alarm saatine bağlı prop yerleştiriliyor.Çocuk altına yaptığında alarm çalıyor ve çocuk uyanıyor.Bir çeşit öğrenme yöntemi olan alarm tedavisinin başlangıcında çocuk hemen uyanamayabiliyor;çünkü bu çocukların uykuları biraz ağır oluyor.
Ancak tedavinin ilk aşamasında olunduğu unutulmamalı.Tedavide ısrar edilirse günler geçtikçe yavaş yavaş çocuk alarm çaldığında uyanmaya başlıyor.Birkaç ay içersinde ise çocukta şartlı refleks gelişmiş oluyor ve uykusunda "çiş kaçırmak üzere iken şimdi alarm çalacak ve ben uyanacağım" demeye başlıyor ve artık altını ıslatmadan uyanmayı öğreniyor.Israrlı bir şekilde devam edildiği taktirde en etkili tedavi alarm tedavisidir.Çünkü tedaviden sonra tekrarlama olasılığı daha düşüktür.)
Tedavi süresince anne ve babanın sürekli çocuğun yanında olması ve alarm çaldığında da hemen kalkıp çocuğa yardımcı olması gerekiyor.Uzun dönemde zahmetli bir uygulama olması nedeniyle,tedavi uyumu sağlanamayan ailelerde farklı tedavi alternatiflerine geçmek gerekiyor.Bu süreçte ihtiyaç duyulursa psikiyatrik destek almak yararlı olabiliyor.

OP.DR.EMİR İMANİ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğunuz Altını Islatıyorsa" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Emir İMANİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Emir İMANİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Emir İMANİ Fotoğraf
Op.Dr.Emir İMANİ
İstanbul
Doktor "Çocuk Cerrahisi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Emir İMANİ'nin Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuğunuz Altını Islatıyorsa' başlığıyla benzeşen toplam 45 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► “pilor Stenozu” Nedir, Neden Olur? ÇOK OKUNUYOR Şubat 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:32
Top