2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cevap Şıklarına Sıkışmış Hayaller
MAKALE #2491 © Yazan Psk.Bengü TOROSLUOĞLU | Yayın Mart 2009 | 5,333 Okuyucu
CEVAP ŞIKLARINA SIKIŞMIŞ HAYALLER

Tam tamına 195 dakika.. evet.. ne 1 dakika eksik, ne bir dakika fazla.. 17-18 yaşlarına kadar iyisiyle kötüsüyle boyumuza kadar getirdiğimiz çocuklarımızın, olmayı hayal ettiği kişiye yaklaşabilmesi için ayrılmış değerlendirme süresi bu kadar..

Yanlış anlaşılmasın, burada bahsettiğim konu “neden 195 dakika?”, “neden daha fazla değil?”, “neden farklı bir sistem değil”, “neden ÖSS diye bir şey var?” ya da “ neden bu eğitim sistemi bu kadar kötü” …vs gibi tartışmalar değil. Böyle bir sistem maalesef mevcut ve halihazırda hem sinir bozucu hem de yoğun kaygı içeriyor. Ama sonuca bakacak olursak, kaba tabirle “eldeki malzeme bu”. Ve şu anda bu anlamda yapılabilecek bir şey yok ya da yapılabilecekler çok sınırlı. Peki bu konunun başka alanlarında yapılabilecek hiç mi bir şey yok acaba? İşte sizlere burada anlatmak istediğim de bu. Yapılabilecek yada yapılmaması gereken birçok şey var. Evet gerçekten de var.

İnsanoğlu varolduğu andan itibaren belirli ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Yemek , içmek, barınmak, güvende olmak vs. ve bunları elde edebilmesinin tek yolu fiziksel gücüyle ya da zamanın ve toplumun şartlarına göre psikolojik gücüyle savaşmak, Mücadele etmek. Peki neden?? Çünkü korkuyoruz.. Asırlardır yemek için, toprak için, sağlığımız için, güç için, özgürlük için, takdir ve onay görmek için, sevgi görmek için, başarmak için, istediğimizi elde etmek için, arzu ettiğimiz yaşama erişmek için, yani hayallerimiz için mücadele ediyoruz.. Ve bunlara ulaşamamaktan yada sahip olduğumuz kadarını yitirmekten ödümüz patlıyor.. Çok çok kaygılanıyoruz. Yani bir anlamda, kaygı duymazsak, korkmazsak yaşamak için ya da sahip olduklarımızı yitirmememiz için gereken savaşma gücünü bulamayız. Buraya kadar her şey tamam.. Peki ya bu korku ve kaygılar gerekli gücü sağlayacak düzeyden daha fazla olursa ne olur? İşte tam bu aşamada sirenler çalmaya başlar!! Korktuklarımız başımıza gelir.. Biraz korku ve kaygı hayat kurtarıcı bile olabilir ama fazlası her şeyi mahvedebilir..

Evet sanırım tüm bunlardan sonra şu sonuca varabiliriz. Çocuklarımız her yıl haziran ayında yaklaşık bir buçuk milyon kişiyle hayallerine ulaşma yarışına giriyorlar. Çok korkuyorlar çünkü bu sayının ancak onda biri bir üniversiteye girebiliyor. Bu korkulu rüyaya ergenlik döneminin getirdiği zorlukları da eklediğimizde,olay tam bir karabasana dönüşüyor. Sonuç olarak çocuğun kullanması gereken potansiyeli korku ve kaygılarla o kadar yoğunlaşıyor ki, bu potansiyeli kullanamaz hale geliyor. Yoğun baskı ve stres ortamı başarıyı olumsuz etkiliyor. Yüksek miktarlarda paralar harcanıyor. Dersanelere ve özel öğretmenlere yüzlerce binlerce Yeni Türk Liraları harcanıyor. Yarış büyük,yapılması gereken maddi manevi ne varsa yapılmaya çalışılıyor. Ve anne babalar farkında olmadan da olsa kendileri de bu yükü kaldıramayarak yoğun korku ve kaygı yaşamaya başlıyorlar. Ya bu emekler boşa giderse!!?

Aslında buraya kadar en iyi halini izlemiş oluyoruz filmimizin. Asıl aksiyon sahneleri ve gerilim başlamadı bile!! Hani yukarıda dedik ya,“ya bu emekler boşa giderse!” korkusuyla anne babalar da çok yoğun stres yaşıyorlar diye, işte bu stresi doğru yönlendirebilmek gerekiyor. Eğer bu stresi çocuğunuza da hissettirir bu ve benzeri cümlelerle beklentilerinizi yüksek tutarsanız çocuğun üzerindeki baskıyı arttırırsınız. Ki tam tersine anne baba olarak asıl göreviniz zaten var olan fazla baskıyı çocukların omzundan almaya çalışmak olmalıyken.. Şimdi size,yaptığım terapiler ve gözlemlerime göre derlediğim, anne babaların çocukları ÖSS ve OKS’ye hazırlanırken genelde yaptıkları hatalardan yola çıkarak düzenlediğim bir listeyi sunmak istiyorum. Burada “yapmasanız daha iyi olur” ve”eğer yaparsanız çocuğunuzun başarıyı yakalama şansı çok yüksek olur” şeklinde “eksiler ve artılar” biçiminde listelenmiş bir tablo bulacaksınız. Lütfen dikkatlice okuyun!!


Yapmasanız daha iyi olur (-) Başarıyı yakalama şansı çok yüksek (+)
Hayatını , arkadaşlarını, fikirlerini, ilişkilerini,görüntüsünü vs. sürekli eleştirmek , beğenmemek, söylenmek.
Onunla öncelikle arkadaş olabilmeliyiz ki bize güvensin,her şeyini anlatabilsin,yalan söylemek zorunda kalmasın.böylelikle sürekli denetlemeye ya da dedektifliğe gerek kalmaz. Zaten kendi isteğiyle bizimle her şeyini paylaşır.
Çocuğum bu sene sınava girecek, tüm planlarımı ona göre yapmalıyım.
O sınava girdiği için tüm ayarlamalarımı ona göre yapmam gerekmiyor. Bu onda daha çok baskı yaratır. Üstelik kendi sorumluluklarını ancak onlarla yüzleşirse sahiplenir.
Eve misafir kabul edemem, misafirliğe de gidemem.. çocuğun sınavı var, ders çalışacak.
Eğer istediğimi yapmazsam kendimi kısıtlarsam, çocuğum kendini bana hep çok borçlu hisseder ve bu baskıyı arttırır. Bana bağımlı bir birey haline gelir. (ki bu çok tehlikeli)
Falancanın kızı/oğlu geçen deneme sınavında …… kadar puan almış.. (ya sen diye sormanıza bile gerek yok)
Sen sadece kendinle yarışmalısın, yapabileceğinin en iyisini yapmak için gerekli emeği harcaman yeterli.
Çocuğun hayatında başka hiçbirşey yokmuş gibi sadece sınav, denemeler ve dersler hakkında konuşmak.
Onun kafasında daha başka pek çok şey var, hayatı sorguluyor, kişiliğini bulmaya çalışıyor. Onunla konuşulabilecek o kadar çok konu var ki. (konuşmak demek nasihat vermek değil, dinlemek anlamak önemli olan!!)
Sürekli çalışmadığı yönünde suçlamak. Beceremeyeceği, başaramayacağı konusunda tehditkar, cezalandırıcı konuşmak.sürekli ders çalış demek.
Neden çalışamadığını anlamaya çalışmak. İsteksizliğinin nedenini çözmek için gerekirse yardım almak. Sorunun kaynağını bulup yok etmek.
Okumayı hayal ettiği bölümü eleştirmek, hayır orayı değil burayı yazacaksın, benim dediğim daha mantıklı, o bölümü okumalısın demek.
Bu senin yaşamın iyi düşün, hatta istersen bir araştırma yapalım. İstediğin meslekte çalışan kişilerle görüş ve onlardan fikir al. Sonra seçim senin.
Başarısız oldukları deneme yada okul sınavlarında küsmek, konuşmamak, ben sana demiştim demek,psikolojik baskı yaratmak.
Sen başarılı da olsan başarısız da olsan bizim çocuğumuzsun ve seni her koşulda çok seviyoruz. Başarında da başarısızlığında da yanındayız.
Çok yüksek notlar ve puanlar almasına rağmen sürekli daha iyi olabilirdi demek. Hep mükemmel başarıyı beklemek.(Çocuk ne yapsa, ağzıyla kuş tutsa yaranamaz)
Sen yeterli çabayı göster yeter. Yeteri kadar emek verirsen istediğin karşılığı zaten alacaksın. Biz senin yanındayız demek. Aferin sözcüğünü eksik etmemek.
Fiziksel güç kullanmak , dövmek, cezalandırmak.. ya da olayı iyice dramatik hale getirip “senin için o kadar fedakarlık yaptım karşılığı bu mu hayırsız evlat” şeklinde psikolojik güç kullanmak!!
Sen bu yarışta ve hayatta kimse için değil, sadece kendin için ve kendi geleceğin için varsın.. Hayallerinin peşinden gitmelisin. Tüm bunlar için çabaladığın süreçte ve sonrasında da biz hep yanında olacağız ve seni seveceğiz.

Aslına bakarsanız bu liste böyle uzar gider..Eminim bu listede biraz kendinizden biraz de çevrenizden bir şeyler bulabilmişsinizdir. Şöyle genel bir değerlendirme yapacak olursak şunu görüyoruz. Çocuğu sevip kollayarak, hem hafif denetimi sağlayarak, hem de kendi haline bırakarak bir denge kurmamız gerekiyor.. Kendi hayatımızdan vazgeçmememiz gerekiyor. Sorumluluk almayı öğrenmeleri gerekir ve sürekli denetlemeye çalışarak ve sık sık uyararak bunu çocuğa kazandıramayız..Sadece boğarız..!!

Son olarak sizlerden ricam şunu unutmamanız: ONLAR SADECE 17-18 YAŞLARINDA YETİŞKİN YAŞAMINA UYUM SAĞLAMAYA ÇALIŞAN VE HALA HERŞEYİ ÖĞRENMEKTE OLAN GENÇLER!! Bu sınav gerçekten de çok önemli.. Ama dünyanın sonu ya da herkesin son şansı değil.. Zaten gerçekten böyle görmeyi başarabildiğimiz zaman sorun olarak gördüğümüz her şeyin de yavaş yavaş çözülmeye başladığını göreceğiz.. Tüm bunları yaparken uzman yardımı almaktan, danışmaktan, okumaktan bıkmayın, usanmayın, ÇEKİNMEYİN.. Bu yazının burasına kadar gelmiş olmanız bile çok büyük bir adım.. Bunun için teşekkür ederim.

Çocuklarımızdan desteğimizi ve koşulsuz sevgimizi esirgemeyelim ki, ayakları yere basan, özgüven sahibi,hayatının kontrolü kendi elinde, mutluluktan gözleri parlayan, sağlıklı çocuklar yetişebilsin.. Dakikalara, kalıplara, cevap şıklarına, sınav kitapçıklarının kolilerine sıkışıp kalmış hayalleri özgür kalabilsin..


Psikolog Bengü TOROSLUOĞLU
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cevap Şıklarına Sıkışmış Hayaller" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Bengü TOROSLUOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Bengü TOROSLUOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Bengü TOROSLUOĞLU'nun Makaleleri
► Evlilikte Hayaller ve Gerçekler Psk.Ebru ÖZKURT TOPÇU
► Hayaller Gerçek Olsa Psk.Melisa KÜÇÜK DEDEOĞLU
► Biblioterapi ve İyi Bir Cevap Psk.İzzet GÜLLÜ
► Ailenin Cinsellikle İlgili Sorularına Ne Cevap Veririz? Psk.İlayda ÇEVİRİCİ YENİGÜN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Cevap Şıklarına Sıkışmış Hayaller' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Meslek Seçimi Mart 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:21
Top