2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile ve Okul Ortamında Çocukta Davranış Eğitimi
MAKALE #3048 © Yazan Psk.Neşe GÜNEY | Yayın Mayıs 2009 | 18,401 Okuyucu
AİLE VE OKUL ORTAMINDA ÇOCUKTA DAVRANIŞ EĞİTİMİ
Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir.
Örneğin;
2 yaş çocuğu çok hareketlidir.
3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniştir.
6-7 yaş dış çevre ile diyalogları gelişmiştir, arkadaş ve okul çevresi sosyalleşme basamağını oluşturur.
Okul Öncesi Dönem Çocuktaki Davranış Bozukluklarının Nedeni
Dikkat Çekmek
Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği
İntikam Alma İsteği: aşırı otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya ve öğretmene karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur.
Yetersizlik: Çocuğun kendine güvenin az olması

DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU ILIŞKI NASIL KURULUR?
Karşılıklı Saygı
Her çocuk ayrı bir birey olarak ele alınıp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir.
Çocuğa Zaman Ayırmak
Çocukla ilgilenmek, zaman ayırmak gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil,nitelik olarak önemlidir. Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler yapılabilir.
Cesaretlendirme
Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul etmektir.Cesaretlendirme ile çocuğun kendine olan güveni daha da artacaktır.
Sevgiyi Anlatmak
Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi için, sevildiğini bilmesi gerekir.
Övmek
Çocuğu devamlı olarak eleştirmek,tehdit etmek kendine olan güvenini azaltılacaktır.

Çocuktan beklediğiniz olumlu davranışları övünüz.
Ödüllendirme
Olumlu davranışları hemen, açık bir biçimde ve her seferinde ödüllendirin. Çocuğunuza sizin hoşunuza giden şeyin ne olduğunu söyleyin. Olumsuz davranışları her seferinde tutarlı biçimde görmezden gelin.Bu davranışı başkasının ödüllendirmesine izin vermeyin.

Olumsuz davranışlarıyla ilgi çektiklerinde çocuklar sıklıkla bu durumdan faydalanmak isterler.

Onlara dargın olduğunuz zaman bile aslında onlara ilgi göstermiş olursunuz, bu nedenle yalnızca görmezden gelmeye çalışın.

Bağırarak, vurarak, küserek de olsa ilgilenmek, istenmeyen davranışları arttırır.


BAZEN İSTENMEYEN DAVRANIŞLARI GÖRMEZDEN GELMEK MÜMKÜN OLMAYABİLİR
Eğer davranışlar tehlikeli ve yıkıcı ise o zaman HAYIR demek zorunda kalabilirsiniz ya da onu oradan uzaklaştırmak ve hareketlerini kısıtlamak gerekebilir.
Sürekli eleştiri bir süre sonra çocuk için anlamsızlaşır. Eğer HAYIR sözünü çok sık duyarsa kulaklarını tıkamaya başlayacaktır. Bu nedenle HAYIR demenizin çok önemli olduğuna karar verdikten sonra bunu sürdürmelisiniz.
NASIL DAVRANAN BİR ÇOCUK İSTERSİNİZ?
Net ve açık kurallar koyun: Örneğin yatağa yatış saati, yemek zamanları belli değişmez düzen içinde gerçekleşsin.Bu tür bir değişmezlik çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Neyin kabul edilir, neyin kabul edilemez olduğunu çocuk daha iyi bilir. Evdeki tüm erişkinlerin bu kurallar konusunda anlaşması gereklidir. Farklı ve uyumsuz mesajlar çocuğun kafasını karıştırır.
2. Yapmasını istediğiniz şeyleri net ve tutarlı biçimde anlatın.Çocuğunuzun sizi tam anladığından emin olmalısınız.
3. Yeni istenen davranışlar öğretin:
a) Yönlendirme: Göstererek, yardımcı olarak ve yapabilmesine izin vererek yeni bir davranış öğretebilirsiniz
b) Her seferde tek bir adım: Zor işleri daha küçük adımlara bölerek çocuğun her seferde bir adım öğrenmesini sağlayabilirsiniz.
c) Başkalarından öğrenme: Çocuklar anne, babalarını ve öğretmenlerini örnek alır onlar gibi davranırlar.
d) Çocuğunuzun sizin istediğiniz gibi bir şey yaptığını fark etmeye dikkat edin ve onu hemen övün

ÇOCUĞUNUZA DUYGULARIYLA NASIL BAŞ EDECEĞİNİ ÖĞRETİN
1. Çocuğunuzun size anlattıklarını dikkatle ve sessizce dinleyin
2. Onların duygularını anladığınızı kısaca ifade edin
( evet, anladım gibi)
3. Çocuğunuzun tanımlamaya çalıştığı duygusunun adını koyun. (çok kırılmış olmalısın vs.. gibi)
Unutmayın : Tüm duygular kabul edilebilir ancak bazı davranışlar kabul edilemez ve sınırlanmalıdır.
ELEŞTİRİ DEĞİL İŞBİRLİĞİ
Çocuğunuza olumlu tutumları öğretirken eleştiri yerine işbirliği yaparak birlikte çalışın.
Şunları yapmaktan kaçının:
1. Suçlamak
" Yine kardeşini ağlattın. “
“Yine etkinliğe katılmıyorsun”
2. İsim takmak
" Kıskanç bir çocuksun”
“çok yaramazsın” vb.
3. Tehdit etmek:
" Bunu bir daha yaparsan seni evden atarım“
“Böyle yaparsan bir daha oyun oynamak yasak”
4. Emir vermek:
" Hemen derslerini bitirmeni istiyorum“
“Hemen yerine otur ayakta gezinme”
5. Konferans vermek:
" Kardeşini üzmenin ne kadar kötü bir davranış olduğunu bilmiyor musun,böyle yaparsan ilerde de kimseyle geçinemezsin. "
7. Acındırma cümleleri:
" Böyle davranman yüzünden hastalanıyorum, görmüyor musun? Senin yüzünden ölüp gideceğim."
8. Kıyaslamalar:
Ali’ye bak hiç senin gibi yapıyor mu?
9. Geleceğe yönelik tahminler:
" Böyle gidersen sen adam olamazsın."
SORUNLARLA BAŞETMEK İÇİN NE YAPABİLİRSİNİZ?
Problemi tanımlayın.
Bilgi verin.
İsteğinizi kısaca tek kelimeyle belirtin.
Kendi duygularınızı anlatın.
Onun bir çocuk olduğundan ziyade birey olduğunu düşünün.
Problem Davranışların Azaltılması 1
PROBLEM DAVRANIŞLARIN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI
DAVRANIŞ KONTROLÜ BECERİLERİ EĞİTİMİ
(BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM)
Problem
davranışların önlenmesi,
azaltılması, değiştirilmesi ve
uygun davranışların öğretilmesi.
GİRİŞ
Psikoloji, insanı ve insan davranışının altında yatan nedenleri anlamaya çalışır. İnsanı anlamaya çalışan psikoloji bir bilim dalı olarak çok geniş bir yelpazede bir çalışma alanına sahiptir. Psikolojinin konuları arasında insan davranışı, duyum ve algı, öğrenme, bellek ve düşünme süreçleri, dil ve kavram gelişimi, motivasyon, heyecanlar, kişilik, normal dışı davranışlar ve tedavi yöntemleri sayılabilir.
Bir insanın psikoloji bilmesinin ne gibi faydaları vardır? İsterseniz kısaca bunlara değinelim.
Psikolojinin temel kavram ve süreçlerini bilen insanlar, kendi duygu,davranış ve düşüncelerini daha iyi anlama olanağı bulur. Daha mutlu ve anlamlı bir yaşam sürme fırsatı elde eder. Davranışlarını etkileyen iç ve dış etmenleri kavrayabilir ve problemleri çözme fırsatı elde eder. Önyargılar, kalıplaşmış gelenek ve görenekler çerçevesinde değil de, daha bilimsel yöntemler ve yorumlar geliştirebilir. İnsan davranışı, duygu ve düşünceleri konusunda bir bilinç yakalar ve kendisiyle , eşiyle, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla daha olumlu ilişkiler kurar. Kendini daha iyi anlar ve başkasını da daha anlama fırsatı elde eder.
İnsan davranışları inceleyen psikoloji tarihsel gelişim içinde çeşitli yaklaşımlar geliştirmiştir. Belli başlıcaları Nörobiyolojik, Davranışsal, Bilişsel, Psiko analitik ve Fenomenolojik yaklaşımlardır.
Nörobiyolojik yaklaşım insan beyninin 13 milyardan fazla sinir hücresi ve karmaşık bağlantılardan oluştuğunu, insan davranışının açıklanmasında kişinin salgı bezlerinin ve kimyasal yapısının, beslenme düzeninin ve beynin değişik bölgelerinin farklı işlevlerinin davranışı oluşturduğu nörokimyasal değişiklilerden etkilendiğini ileri sürer.
Davranışsal yaklaşım (James B. Watson, B.F. Skinner-Amerika), bireylerin gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlarıyla ilgilenir. Basit anlamda Uyarıcı-Davranış ilişkilerini inceler. Uyarıcının şiddeti, süresi ile davranışın ödüllendirme ile koşullanması süreçlerini temel alır.
Bilişsel yaklaşım, U-D yaklaşımını yetersiz görür ve insanın dinamik olduğunu, algılama, bellek ve düşünme gibi zihinsel bilgi işlem süreçleriyle oluşturduğu anlamlar, tutumlar ve düşüncelerin davranışta etkili olduğunu ileri sürer.
Psiko analitik yaklaşım (Sigmund Freud-Viyana), insanların doğuştan cinsellik ve saldırganlık gibi iki temel eğilimle doğduğunu ve iki eğilimin toplum tarafından baskılanması nedeniyle bilinçaltına atılmasından kaynaklanan sorunlar davranışlarımızı şekillendirir görüşündedir.
Fenomenolojik yaklaşım (Carl Rogers-Amerika) ise, insanın fenomenin önemli olduğunu, fenomenin ise kişinin kendi öznel yaşantı olduğuna inanır. Bu yaklaşım insan davranışını anlamak için, bireyin kendini ve çevresini anlamlandırma biçimini, kendi yaşantısında neyin anlamlı olduğunu, neyi gerçekleştirme çalıştığını anlamamız gerektiğini ileri sürer.
Yukarıda kısaca açıklanan yaklaşımların hiç biri tek başına insan davranışını açıklamada yeterli değildir. Modern psikoloji bunların tümünden yararlanmaktadır.
A. BİLİŞSEL- DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM VE TEMEL KAVRAMLAR
İnsan davranışını konu alan yaklaşımlardan bilişsel-davranışçı yaklaşımı temel alıyoruz. Neden? Çünkü davranışlarımızın çok az bir kısmını doğuştan getiriyoruz. Doğuştan getirdiğimiz huylarımız, mizacımız dışında diğer tüm davranışlarımızı sonradan öğrenme yoluyla kazanırız. Kalıtsal özelliklerimiz ve içgüdülerimiz dışında kalan davranışları, biz tecrübe ve zihinsel süreçlerle öğreniriz. Bizi belirli bir şekilde davranmaya iten, temelde bir takım ihtiyaçlarımız ve maruz kaldığımız uyarıcıları algılama sonucunda verdiğimiz anlamlarda ilişkilidir. Söz konusu öğrenmeler ise bir uçtan öbür uca koşullanmalar ve zihinsel süreçlerle gelişir.
İnsanlar sonucunda hoş/olumlu ve eğlenceli yaşantılar gördükleri davranışları daha sık gösterme eğilimindedirler. Davranıştan sonra hoş olmayan/acı veren deneyimler yaşarlarsa bu davranışları bir daha sergilememe veya daha az sergileme yönüne saparlar. Davranışlarımızda kritik olan çok önemli iki nokta vardır. Bunlardan ilki; Belirli bir biçimde bir davranış göstermemize zemin hazırlayan olaylar/duygu ve düşünceler iken, ikincisi; davranışta bulunduktan sonra bizim elde ettiklerimiz ve bize verilen tepkilerdir.
Davranışların kazanımı aşağıdaki gibi bir şema ile gösterebiliriz.
Şemada anlatılmak istenen şudur: Davranışların öğrenilme süreci  uçtan + uca doğru bir yelpazededir. Ceza ve ödüle dayalı koşullanma yoluyla öğrenilen davranışlar / güzel bir yemeğin kokusu burnumuza geldiğinde ağzımızın sulanması / - uçta yer alırken, yabancı dil öğrenme veya araba sürme gibi hem koşullanma hem de zihinsel süreçleri kapsayan öğrenmeler 0 noktasında, belirli bir konu veya olay hakkında yorum geliştirme gibi zihinsel süreçlerle öğrenilen davranışlarımız vardır. Bu konuyu şöyle bağlayalım. Davranışçı yaklaşım koşullanma türü davranışları ele alırken, bilişsel yaklaşım zihinsel süreçleri ele alır. Bu iki kuramdan yola çıkarak ele aldığımız Bilişsel-Davranışçı (Behavior-Cognitive) yaklaşım farkında olmadan tamamen otomatik olarak koşullanma ile edindiğimiz davranışları ve bilinçli bir şekilde farkında olarak ve dikkatimizi vererek öğrendiğimiz davranışları ele alır.
Bu kısa ön bilgilerden sonra şimdi bilişsel-davranışçı ekole göre geliştirilen insan davranışının biçimlendirilmesini ele alalım.
Davranışların öğrenilme biçimlerini ikiye ayıracak olursak,
1- Koşulama ve Pekiştirme ile öğrenilenler (Çağrışımlı öğrenmeler)
2- Zihinsel İşlem süreçleriyle öğrenilenler(Sosyal öğrenmeler)
Ön bilgi olması açısında bu öğrenme türlerini açıklayalım.
Klasik Koşulama
Bir Rus fizyologu olan Ivan Pavlov (1849-1936) tarafından geliştirilmiştir. Köpekler üzerinde yaptığı deneysel çalışmalarla kuramını geliştirmiştir.
Özetle klasik koşulama şu şekilde işler: Sesten yalıtılmış bir laboratuarda köpek kaçamayacak bir biçimde bağlanmış ve duruma alıştırılmış. Köpeğin görebileceği bir yerde bir ışık yanmış ve ışıktan birkaç saniye sonra köpeğe et verilmiştir. Işık yandığında köpek salgılama yapmamış, ancak et verildiğinde salgılama yapmıştır. Bu düzen defalarca tekrar edildikten sonra, yalnız ışık yandığında, sanki kendisine et verilmiş gibi köpek salgılamada bulunmuştur. Böylece başlangıçta hiçbir tepki vermediği ışık köpeğe verilince sanki et veriliyormuş salgılamaya başlamıştır. Böylece köpek ışığa koşullanmıştır. Bu süreç insanlarda da işlemektedir. Örneğin limon kesildiğinde ağzımızın sulanması bir klasik koşullanmadır.
Edimsel Koşulama
Amerikalı B.F. Skinner, Harvard üniversitesi psikoloji profesörlerindendir. Deneylerini bir kutu içine koyduğu fareler üzerine yapmıştır. Bu kutu "Skinner kutusu" olarak bilinir.
Kutu şu şekilde tasarlanmıştır:Farenin pisliğinin geçmesi için kutunun alt kısmı tel çubuklardan yapılmıştır, kutunun ön kısmında bir yiyecek kabı ve kabın üstünde bir delik vardır. Bu delik bir hortumun ucudur ve hortum kutunun dışındaki bir yiyecek kabına bağlanmıştır. Deliğin üstünde üzerine basılabilecek bir manivela vardır. Kutunun yine ön kısmında yukarıda bir ufak ampul vardır ve deneyicinin denetimi altındadır.
Fareyi kutuya yalnız başına koyduğunuz zaman fare tipik olarak sağa sola bakar, gezer, her şeyi koklar, bu arada manivelaya da basar. Kutuda belirli bir sure, örneğin yarım saat veya bir saat bırakılarak, farenin o süre içinde manivelaya kendiliğinden ne kadar basacağı saptanır. Manivelaya kendiliğinden basma sayısına "temel sayı" adı verilir. Bu süreden sonra deneyici, farenin manivelaya her basışında yiyecek kutusuna bir yiyecek tanesi düşecek şekilde düzeni ayarlar. Manivelaya basınca yiyecek tanesi hortumdan otomatik olarak yiyecek kabına düşer, fare bunu yedikten sonra manivelaya yine basar. Bir süre yiyecek verilmeye devam edilir. Farenin manivelaya basma sayısında bir artma gözlenir. Bunun nedeni ise manivelaya basma davranışının bir yiyecekle pekiştirilmesidir. Yiyecekle pekiştirme yapılmadığında zamanla farenin manivelaya basma davranışı temel sayıya yakın olarak düşmektedir. Bu ise davranışta sönmedir.
Sonucunda olumlu pekiştirmelere ulaştığımız tüm davranışlar edimsel koşullanmaya örnektir. Ödevlerini yaptığı için öğretmeninden aferin alan bir öğrencinin ödev yapma sıklığının artması gibi. Edimsel koşulama ile insanların belirli davranışları ödüllendirilerek ve pekiştirilerek o davranışın gösterilme olasılığı arttırılabilir. Bu davranış şekillendirilmesi dış bir ödülle başlatılıp zamanla iç bir ödüle bırakma şeklinde gerçekleştirilir.
Sosyal Öğrenmeler
İnsan davranışının öğrenilmesi süreçlerinde sosyal öğrenmeler büyük bir rol oynar. Bireyin içinde doğup büyüdüğü kültürel değerler, toplumun gelenek ve görenekleri, aile ortamı, anne-baba tutumları, medya ve okul bu öğrenmelerde belirleyicidir. Öğrenme sürecinde tüm bu etmenler bazı davranışları pekiştirip ödüllendirirken, bazılarını istenmeyen ilan edip aşağılar ve zamanla sönmelerine yol açar. Örneğin bir konu hakkında fikrini söyleyen bir çocuğun anne-babası tarafından desteklenmesi, çocuğun kendine güvenli ve dışa dönük bir kişilik geliştirmesine yol açabilir.
B. PEKİŞTİRME UYGULAMA SÜREÇLERİ
Uygun davranışların arttırılması amacıyla davranıştan hemen sonra verildiğinde davranışın gerçekleşme olasılığını arttıran veya davranışın sürmesini sağlayan uyaranların ortama eklenmesi veya çekilmesi sürecine pekiştirme denir. İki türü vardır. Olumlu pekiştirme ve Olumsuz pekiştirme.
Olumlu pekiştirme, bir davranıştan sonra verildiğinde o davranışın ileride yapılma olasılığının arttırılmasıdır.
Olumsuz pekiştirme, bir davranıştan bireyden/ortamdan alındığında davranışın sürmesi ve artmasına hizmet eder. Olumsuz pekiştirme itici uyaran üzerinde yoğunlaşması nedeniyle eğitim ortamlarında sıklıkla kullanılmamaktadır.
Olumlu veya olumsuz pekiştirme kullanılan uyarana pekiştireç denir. Pekiştireçler iki başlık altında incelenebilir.
Öğrenilmemiş pekiştireçler (birincil pekiştireçler)
Doğal yaşamı sürdürmek için gerekli olan ve biyolojik önem taşıyan uyaranlardır. Bu uyaranlar öğrenilmemiştir ve yaşamsal önemleri vardır. Örneğin; yiyecekler, içecekler, barınma, uyku ve cinsellik.
Not: yiyecek içecek türü pekiştireçler küçük çocuklarda ve işlevde bulunma düzeyi sınırlı olan bireylerde etkilidir ancak eğitim ve işlevde bulunma düzeyi arttıkça önemlerini yitirirler.
Öğrenilmiş pekiştireçler (ikincil pekiştireçler)
Yaşamsal bir önem taşımamalarına rağmen davranışların arttırılmasında ve sürdürülmesinde etkili biçimde kullanılabilirler. Birincil pekiştireçlerle kullanımı sonucu tek başlarına pekiştireç olma özelliği kazanabilirler. Bunlar aşağıda yer alan pekiştireçlerdir.
1- Sosyal pekiştireçler
Sözsüz ifadeler
Bedensel iletişim
Sosyal ortamlarda yakınlık
Ayrıcalık tanıma
Övgü sözcükleri ya da sözcük grupları
2- Etkinlik pekiştireçleri
l Şarkı söyleme
l Oyun oynama
l Görev verme
l Boyama yapma
3- Nesne pekiştireçler
l Oyuncak ayı (oyuncaklar)
l Mavi bluz (eşyalar)
l Saç tokası (nesneler)
4- Sembol pekiştireçler
Kendi başlarına anlamları yoktur ancak dönüştürülebilir özelliktedirler. Sembol pekiştirme sistemi ile birlikte kullanımı etkilidir. Para, marka, kupon, yıldız, puan, jeton kullanma gibi.
Pekiştirme kullanırken dikkat edilecek hususlar
± Pekiştirme uygun davranışa bağımlı olmalıdır.
± Pekiştirme uygun davranışın hemen ardından sunulmalıdır.
± Programın başlangıç ve edinim aşamalarında davranış sürekli pekiştirilmelidir.
± Etkili pekiştireçler kullanılmalı ve pekiştireçler çeşitlendirilmelidir.
± Pekiştireçler etkili pekiştireç tarifeleri kullanılarak uygulanmalıdır.
± Pekiştireçler uygulayıcı tarafından kolay bulunulabilmeli ve kullanımı kolay olmalı.
± Pekiştireç öğrenci için etkili olmalı. Yaşına cinsiyetine ve ilgilerine uygun olmalı.
± Pekiştireç doygunluk sağlamamalı.
± seni sevmem,seni terk ederim...vb. ifadeler pekiştireç olarak kullanılmamalı.
Premack İlkesi
Ev ödevini bitir, sonra sinemaya gidebilirsin! ifade olduğu gibi istenilen bir etkinliğin istenmeyen bir etkinliği tamamlama için pekiştireç olarak kullanılması ilkesidir. Az beğenilen bir etkinliğin ardından daha beğenilen bir etkinliğin devam ettirilmesi ilkesi olarak da tanımlanır.
Problem Davranışların Azaltılması 2
GİRİŞ
İlk bölümde, bu uygulamalı bölümde ele alacağımız davranış kontrolüne ilişkin ön bilgiler edindiniz. Böylece bu konunun nasıl ele alınması gerektiği, dikkat edilecek hususlar ile genel bir çerçeve oluşturduk. İsterseniz şimdi uygulamaya geçelim.
A. PROBLEM DAVRANIŞ HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Bir davranışın problem olup olmadığı, eğer problem ise de kimin problemi olduğunun tespit edilmesi gerekir. Örneğin bana çok karşı geliyor, hiçbir dediğimi yapmıyor. Çok problemli bir çocuk diyen bir annenin, bu sözlerinden problemin çocuğun değil annesinin bir problemi olduğunu söyleyebilir miyiz? Tabii öncelikle davranış gerçekten problem mi, sorusunun cevabının alınması gerekir. Aşağıda yer alan maddeler açısından problem olarak değerlendirilen davranışın değerlendirilmesi gerekir:
Davranış;
l Kulak enfeksiyonu, kullanılan bir ilaç veya tıbbi bir durumla ilişkili olabilir mi? [ ]
l Çocuğa veya çevresine zarar veriyor mu? [ ]
l Çocuğun yada diğerlerinin öğrenmesini olumsuz etkiliyor mu? [ ]
l Başka problemlerin yada duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına neden oluyor mu? [ ]
l Çocuğun sosyal çevreden uzaklaşmasına yol açıyor mu? [ ]
l Davranış geçici bir özellikte midir? [ ]
Davranışın ortaya çıkardığı olumsuz sonuç daha çok kimi etkiliyor? Problem davranış olduğunu düşündüğünüz davranışları sergileyen kişi, bunun farkında ve olumsuz sonuçlarının etkisinde mi yoksa bu durum sadece sizi mi rahatsız ediyor. İlk durumda sorun davranışta bulunanın, ikinci durumda ise sorun sizindir.
Ne tür problem davranışlar vardır?
l Yinelenen davranışlar
l Aşırı hareketlilik
l Öfke nöbetleri
l Yönergelere uymama
l Uyku ve yemek problemleri
l Saldırgan davranışlar
l Kendine zarar verme
Problem davranışın nedenleri
l Problem davranış ile;
l Yetersizlik/engel arasındaki ilişki,
l Çevresel koşullar arasındaki ilişki,
l Problem davranışın çocuk için amacı, nedeni,işlevi?
Problem davranışın işlevi
Üç tür işlev söz konusudur:
l Nesne
l İlgi
l Etkinlik
Problem davranış sergileyen kişi genelde;
Nesne elde etmek / Nesneden kaçmak
İlgi elde etmek / İlgiden kaçmak
Etkinlik elde etmek / Etkinlikten kaçmak
amacındadır. Bunların dışında iletişim ve beceri eksikliğinden de kaynaklanabilir.
B. PROBLEM DAVRANIŞIN ÖNLENMESİ
Bahsedilen problem davranışları önlemenin bir tek yolu yoldur. Ancak herkes için geçerli bir tek yol varsa da bu ancak gerekli olan gelişimsel rehberlik anlayışıyla anne-baba ve öğretmenlerin çocuğun gelişim özeliklerini bilip ona uygun bir biçimde çocuğu gelişimi içinde desteklemek ve ilgi/sevgi göstermektir. Bunun için aşağıdaki konulara dikkat edilmesi gerekir.
l Anne-Babanın çocuğa ilişkin tutumlarının demokratik olması
l Anne-Babanın kendi ilişkilerinin sağlıklı olması
l Aile içinde olumlu bir sevgi ortamının oluşturulması
l Çocuğun ihtiyaçlarının zamanında doğru bir biçimde giderilmesi
l Okulda ise öğretmenin iyi bir sınıf yönetimine sahip olması
l Gerek anne-babaların, gerekse öğretmenlerin çocukları öğrenmeye ve araştırmaya karşı güdüleme/motivasyon yapmaları
l Hem aile içinde bir takım kuralların olması hem de sınıf kurallarının uygulanması
l Olumlu çocuk-ebeveyn ve öğretmen-öğrenci iletişimi
l İletişimde be dili kullanımı
Bunların dışında aileler tarafından veya okulda öğretmenleri tarafından aşağıdaki becerilerin mutlaka çocuklara öğretilmesi gerekir. Bu becerileri problem davranışların önlenmesi konusunda oldukça etkili önlemlerdir.
l Olumlu benlik, özgüven ve sorumluluk duygusunu geliştirmek için;
- iletişim becerilerini öğretmek
- sosyal becerilerini geliştirmek
- sportif faaliyetlere yöneltmek
- akademik başarılar sağlamak
- kültürel çalışmalar yaptırmak
- sorun çözme becerilerini öğretmek
l Doğru ve sağlıklı bir model olmak
l Anne-babaların öğretmenlerle, öğretmenlerin ise anne-babalarla işbirliği yapmaları. (Veli toplantıları yapma, veli eğitim seminerleri ile çocuk eğitimi ve anne-baba tutumları hakkında bilgilendirme)
C. PROBLEM DAVRANIŞIN AZALTILMASI VE UYGUN DAVRANIŞ KAZANDIRMA İŞLEM SÜREÇLERİ
1.BASAMAK
Problem Davranışın Tanımlanması
Burada dikkat edilmesi gereken sorunlu davranışın gözlenebilir ve ölçülebilir bir biçimde tanımlanmasıdır. Örneğin aşırı hareketli, saldırgan,içe kapanık demek tam olarak problem davranışı tanımlamaz.Bu nedenle problem davranış objektif olarak gözlenebilir ve ölçülebilir şekilde tanımlanmalıdır.
Ahmet çok hareketli ve hiç söz dinlemiyor yerine;
Ahmet 40 dakikalık matematik dersinde izinsiz ayağa kalkar, sınıfın içinde gezer, dolap ve çekmeceleri açar kapar. Uyarı aldıktan sonra 1-2 dk yerine oturur ve tekrar aynı davranışları yapar.
Görüldüğü gibi burada ölçülebilir ve gözlenebilir bir tanım yapılmakta ve davranışları süre ve sıklık gibi boyutları hakkında bilgi verilmektedir.
2. BASAMAK
Problem Davranışın Ölçümlenmesi
Bir problem davranış şu dört boyut açısından değerlendirilir:
l Sıklık
l Şiddet
l Süre
l Bekleme süresinin normalden az yada çok olması
Çocuğun arkadaşlarıyla etkileşimde bulunması normal kabul edilirken, hiçbir arkadaşlık ilişkisi geliştirmeyen çocuğun davranışı problem olarak algılanır. Davranışın kısa süreli veya uzun süreli olması da problem olarak belirlenebilir. Aynı şekilde Uyaranın davranışı başlatmadan önce geçen sürenin normalin altında olması da bir problemdir. Bir öğrenciye şimdi sen oku dedikten 5 dk sonra okumaya başlıyorsa. Burada örtülü bir davranış söz konusudur. Davranışta bulunurken gösterdiği güç ise şiddetini belirler. Örneğin bağırarak konuşmak ve arkadaşlarına fiziksel anlamda şiddetli darbeler vurmak. (Bu boyutları karışık geldiyse davranışları pratik olarak iki boyutta değerlendirebilir ve sayılabilir yada sürekli olarak da kayıt edebilirsiniz!)
Problem Davranışı Neden Ölçmeliyiz?
Problemli davranışı açıkça tanımladıktan sonra davranışın oluşuyla ilgili, davranışa yol açan etmenler, hangi durumda ne yapıyor ve ne gibi kazanımlar elde ediyor, bu davranışın nasıl bir işlevi var sorularına yanıt bulabilmemiz için mutlaka gözlem yapmalı ve kayıt tutmalıyız. Ben çocuğumu iyi tanıyorum diyen anne-babalar bile bu kaydı yapmalıdır. Şimdi aşağıdaki şemayı inceleyelim:
ORTAM ' DAVRANIŞ ' SONUÇ
Değişiklik " Değişiklik
Yapılırsa " yapılırsa
DAVRANIŞ DEĞİŞİR!!!
Şunu söylemeye çalışıyoruz. Eğer biz davranışa zemin hazırlayan olaylara/durumlara/ortamlara ve davranış gösterildikten sonra doğru tepkilerde bulunabilirsek davranışı kontrol edebilir. Böylece zamanla davranışın değiştiğini görme şansımız olur.
Problem Davranışı Araştıran Uzman Nasıl bir Görüşme İle Veri Toplayabilir?
Uzman problem davranışa ilişkin bilgi toplamak amacıyla görüşme yoluyla bilgi alabilir. Bu görüşme aşağıdaki alanlarda bilgi içermelidir:
1.Tamamen problem davranışla ilgili bilgi toplanır.(görüşmeci problem davranışın süresi,sıklığı,şiddetiyle ilgili sorular sorar.
2.Görüşmeci,problem davranışı etkileyebilecek çevresel değişkenlere ilişkin sorular sorar.(varsa ilaçları,ilaç saatleri,diyeti,yemek saatleri,etkileşimde bulunduğu kişiler,çocukla kimlerin çalıştığı,zevk aldığı günlük iş ve etkinlikler vb.)
3.Görüşmeci,problem davranışın oluşmasının tahmin edilmesini sağlayan olay ve durumların belirlenmesine yönelik sorular sorar.(davranışın en fazla ve en az oluştuğu etkinlikler sorulur)
4. Davranış oluştuğunda çocuk ne sağlar?ve davranışın oluşması nelerin oluşmasını engeller?
5. Problem davranışın verimliliğine ilişkin bilgiler araştırılır.(davranış yapılırken harcanan bedensel güç,arzu edilen sonuca ulaşma miktarı,kararlılık)
6. Çocuğun iletişimsel davranışlarına ilişkin bilgi araştırılır.( kendini ifade etmesi,alıcı dil becerileri vb.)
7. Görüşmeci güçlü pekiştireçlerin neler olduğunu araştırır.
8. Problem davranışa alternatif oluşturulabilecek uyumsal davranışları araştırılır.
9. Problem davranışın düzeltilme özgeçmişine ilişkin bilgi toplanır.
Problem Davranışın Ölçülmesinde Kullanılabilecek Formlar
Problem davranışın kaydına yönelik geliştirilen aşağıdaki form 3 gün süreyle objektif bir tutumla sadece bir problem davranışa odaklı olarak doldurulmalıdır. Her 3 gün için tek bir davranışa ilişkin doldurulur. Eğer birden çok problem davranış varsa, o halde birden çok form kullanılır. Elde edilen veriler uzmanla paylaşılır.
ORTAM- DAVRANIŞ- SONUÇ FORMU
Günler Ortam
(Ne zaman?) Davranış (Ne yaptı?) Sonuç (Siz ne yaptınız?) Sonuca Tepki (O ne yaptı?)
1.Gün
2.Gün
3.Gün
Formdan elde edilen bilgiler oldukça önemlidir. Daha çok anne-babalar tarafından doldurulabilir. Çünkü öncelikle bu form bize davranışın sıklıkla ortaya çıktığı zaman, davranışın ne olduğu ve davranıştan sonra davranışa verilen tepkiyi özetlemektedir. Böylece davranışa zemin hazırlayan olay ve bu olay sonucunda problemli davranışta bulunan bireyin bundan ne elde ettiğine ilişkin bilgi sunmaktadır. Sonuca verilen tepki davranış için bir ödül/pekiştirme veya ceza olarak algılanabilir.
DAVRANIŞ PROFİLİ FORMU
Bu form daha çok eğitim ortamlarında Ortam-Davranış-Sonuç formuyla birlikte kullanılabilir. Eğitim ortamında çocuklar bazı etkinliklere yönelik olarak da problem davranış sergileyebilirler. Örneğin akademik yönden zayıf (bilişsel alanda) bir öğrenci zihinsel etkinlik gerektiren bir etkinlikten kaçmak amacıyla problem davranış sergileyebilir. Sosyal olması gereken bir etkinlikte ifade edici dil becerileri yeterli olmayan bir çocuk yine bu yetersizlikten dolayı problem davranış geliştirebilir.
3. BASAMAK
Problem Davranışın Azaltılması Veya Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Hangi Yöntemin Uygulanacağına Karar Verme
KULLANILAN YÖNTEMLER
Yukarıdan aşağıya doğru bireyi en az etkileyen yöntemden en çok etkileyen yönteme doğru uygulanan yöntemler verilmiştir. Hangi yöntemin uygulanacağı problem davranışın türüne, davranışın süre/sıklık/ şiddet ve tepki süresine göre değişir. Gözlem kayıt formlarından ve görüşmelerden elde edilen bilgiler derlendikten sonra hangi yöntemin seçileceğine karar verilir. Çoğu durumda birden çok yöntem kullanılır. Şimdi de isterseniz bu yöntemleri ele alalım.
4. BASAMAK
Etkin Pekiştireçlerin Belirlenmesi
Kuramsal bölümde pekiştireçlerle ilgili bölümün tekrar okunmasında fayda var. Davranış değiştirmede pekiştirme kilit bir role sahiptir. Çocuk için uygun pekiştireçlerin belirlenmesi ve bir öncelik sıralaması yapılması gerekir. Aşağıdaki tabloda pekiştireç türlerine bakalım: Pratik olarak ödül anlamında kullanabileceğimiz üç çeşit olumlu pekiştireç vardır; etkinlik, yiyecek ve hoşa giden sözler olduğunu söyler. Etkinlik olarak, boyama, müzik dinleme; yiyecek olarak, çikolata, şeker yazar ve hoşa giden sözler olarak da harikasın, aferin, müthiş vb örnek verilebilir.
Çocuğun yapmasını istediğimiz davranışın ileride olmasını ve artmasını istiyorsak bu davranış oluştuktan hemen sonra çocuğun hoşlandığı ödülü vermemiz gerekir. Ödülü verirken yapmasını istediğimiz davranışı da söyleyerek çocuğa bu ödülü neden verdiğimizi de açıklamalıyız. Örneğin çocuğa, Aferin güzel oğluma, bütün ödevlerini bitirmişsin demek gibi. (Daha fazla bilgi için kuramsal bölüm pekiştireçlerin kullanılmasında dikkat edilecek noktalar bölümüne bakınız.)
5. BASAMAK
Uyuşmayan Davranışların Ayrımlı Pekiştirilmesi
Çocukların yapmalarını istemediğiniz davranışlarını azaltmak için bu davranışlarla aynı anda yapamayacakları davranışlarına uyuşmayan davranış denir. Problem davranışla uyuşmayan (aynı anda yapılamayacak ) davranışların belirlenmesi gerekir. Belirlenen bu davranışlar ödüllendirilirse istenmeyen davranışlarda azalma sağlanmış olur. Örneğin çocuk bağırarak konuşuyorsa, bağırarak konuşma ile aynı anda yapamayacağı davranış alçak sesle konuşma olabilir. Çocuk alçak sesle konuştuğunda ödüllendirilmelidir.
Bunun gibi tüm diğer problem davranışlar için bir uyuşmayan davranışlar listesi oluşturulabilir. Aşağıdaki tablo bu iş kullanılabilir.
UYUŞMAYAN DAVRANIŞLAR LİSTESİ
No Problem Davranış Uyuşmayan Davranışlar
1 İsteklerini bağırarak belirtme İsteklerini uygun bir ses tonunda belirtme
Alçak sesle konuşma
2 Parmak emme Boyama yapma
İpe boncuk dizme
Kağıt kesme
3 Yerde ağlayarak tepinme Alternatif önerme (Başka bir istekte bulunma)
Sessiz kalma
Kabul etme
6. BASAMAK
Düşük Oranlı Davranışları Ayrımlı Pekiştirme
Düşük oranlı davranışları ayrımlı pekiştirme, uygun olmayan davranışların azaltılması, ancak tamamen sona erdirilmemesi gereken davranışlar için kullanılır. Örneğin bir çocuğun elini yıkaması uygun bir davranıştır. Ancak el yıkama davranışının sıklığı fazla olduğunda uygun olmayan bir davranış haline gelir. Böyle bir durumda davranışın oluşum sıklığını uygun bir düzeye indirmek için düşük oranlı davranışları ayrımlı pekiştirme kullanılır. Bunun için çocuk ellerini sadece uygun olan zamanlarda yıkadığında (örn., yemeklerden önce ve sonra) ödüllendirilir, diğer zamanlarda ödüllendirilmez. Böylece zamanla el yıkama davranışının sıklığı normal düzeye iner.
7. BASAMAK
Görmezden Gelme ve Sönme Davranışı
Çocuklar herhangi bir problem davranışta bulunduklarında çevrede bulunan kişilerin çocukların bu davranışlarına bedenleriyle, gözleriyle ve sözleriyle hiçbir tepki vermemelerine görmezden gelme denir. Yani çevrede bulunan kişilerin, çocuğun yaptığı davranışa bakmamaları, çocuğa bağırmamaları, konuşmamaları, onun davranışına gülmemeleri ve sadece yaptıkları işle ilgilenmeye devam etmeleri görmezden gelme yöntemidir. Örneğin çocuğun istediği bir şey alınmayınca ayaklarını yere sürekli vurması ve kolunuzdan çekiştirmesi durumunda siz önünüze bakarak vitrinde yer alan şeylerle ilgilenebilirsiniz. Burada tutarlılık çok önemlidir. Hiç taviz verilmemesi gerekir. Çocuk fiziksel anlamda kendine ve çevresindekilere zarar vermedikte müdahale edilmemelidir.
Olumsuz Davranışın Sönmesi
Sönme, problem davranışın artmasını veya sürekliliğini sağlayan pekiştirecin geri çekilmesidir. Örneğin daha önceden görmezden gelinmeyen bazı davranışlar anne-babaların veya öğretmenlerin davranışlarıyla pekiştirilmiş olabilir. Farkında olunmadan bir çok olumsuz davranışı, davranışlara verdiğimiz tepkilerden dolayı çocuklara bir yetişkinler öğretiyoruz. Ağlayarak tepinme, karşı gelme, ısrar etme, içe kapanıklık, yalan söyleme vb.
¡ Uygulaması zor bir yöntemdir.
¡ Etkisi zaman alır, problem davranış iyice şiddetlenir, çeşitlenir, artar ve varsa diğer kardeşleri/çocukları da etkiler.
¡ Tutarlı bir biçimde kararlılıkla uygulanması gerekir.
8. BASAMAK
Tepkinin Bedeli
Tepkinin bedeli yöntemi, uygun olmayan davranışların oluşumundan hemen sonra çocuklarının sahip olduğu ve tekrar kazanabileceği belirlenen pekiştireçlere el konulması veya bir kısmının geri alınmasıdır. Bu işlem sürecinin daha çok dönüştürülebilir sembol pekiştireç sisteminde kullanılır. DSP, sembol pekiştireç kullanımında yer alan para, puan , marka, jeton, yıldız gibi sembol ödüllerin geri alınması veya azaltılmasıdır. Uygun olmayan davranışın hemen peşinden pekiştirecin neden geri alındığı ve çocuğun hangi davranışları gösterdiğinde geri alabileceğinin açıklanması gerekir. Örneğin çocuğunuzla şöyle bir anlaşma yaptığınızı düşünelim.
No Etkinlik Kazanılacak Yıldız
1 İsteklerini uygun ses tonunda belirtme ¶¶¶¶
2 Diş fırçalama ¶
3 Ellerini yıkama ¶¶¶
4 Ödevlerini yapma ¶¶
Çocuğunuz ellerini yıkamadan yemeğe oturduğunda siz onun 3 yıldızını geri alabilir ve ona ellerini yıkamadan yemeğe oturduğun için üç yıldızını geri aldım. Bundan sonra ellerini yıkadıktan sonra yemeğe oturursan yıldızlarını geri alabilirsin diyebilirsiniz.
9. BASAMAK
Mola Yöntemi
Olumlu pekiştirecin önceden belirlenmiş zamanda/durumda geri çekilmesidir. Örneğin bir öğrencinin sınıftan çıkarılması, oyunu kurallarına göre oynamayan bir çocuğun etkinlikten uzaklaştırılması, evde olumsuz davranış gösteren çocuğun televizyona ters bir köşede oturtulması gibi. Mola ikinci tür bir ceza yöntemi olabilir. İstenmeyen davranışlar karşısında çocuğa zararlı etkileri olacak yöntemlere başvurmaktansa, önceden belirlenmiş bir sözleşmeye dayalı olarak mola uygulanması daha doğrudur. Mola için en uygun yer bir sandalye olabilir. Odaya, banyoya vb yerlere kilitleme asla bir mola yöntemi değildir. Yaşı kadar bir süre odaya ters bir sandalyede oturtulması yeterlidir.
Mola uygulamasında aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir:
n Eğer önceden uyguladığınız hiçbir pekiştireç yoksa molayı uygulamanız zor olacaktır
n Çocuk mola ile istemediği işten kurtulmamalıdır.
n Molada her hangi bir ödül almamalıdır.
10. BASAMAK
Ayrımlı Pekiştirme
Çocukların istenmeyen davranışlarıyla ilgilenmeyip, istedikleri davranışlar oluştuğunda ise bu davranışlara ödül vermeye ayrımlı pekiştirme diyebiliriz. Ayrımlı pekiştirmenin başarılı olabilmesi için çocukların olumlu davranışları yaptıklarında ödüllendirmeleri gerekirken, aynı zamanda olumsuz davranışları gösterdiklerinde ise onlara bağırmamamız, gülümsemememiz, el kol hareketi yapmamamız ve sadece kendi işimizle ilgilenmeye devam etmemiz gerekir. Yani görmezden gelme yöntemini başarılı bir şekilde uygulamamız gerekir.
Burada temel espri olumlu davranış gösterdiklerinde, biz de hemen olumlu davranışla ilişkili bir biçimde ödüllendirme yapmalıyız.Bu ödüllendirme çok basit bir oyuncak, boyama, birlikte çizgi film izleme, yemek yapma veya güzel bir söz olabilir.
Son Olarak CEZA uygulamaları hakkında
Davranıştan sonra hoşa gitmeyen bir uyaran verilmesine ceza denir. Bu tür cezalar ı.tür cezalardır. Örneğin çocuğun azarlanması veya öğretmenin eksi vermesi gibi. Davranış kontrolü yöntemlerinde cezaya hiçbir şekilde başvurmuyoruz. II.tür cezalar sönme, mola, tepkinin maliyeti gibi yöntemler dışında. Çünkü ceza uygulamaları yarattığı tahribatlar nedeniyle çocuğun kişiliğinde kalıcı etkiler yaratmaktadır. Kazandırdıkları ile kaybettirdikleri arasındaki ilişki iyi hesap edilmelidir.
I.tür cezalar ne zaman uygulanmalıdır?
l Çocuktan sorumlu olan kişilerden izin alınmalıdır.
l Diğer yöntemler işe yaramadığı zaman uygulanmalıdır.
l Kullanacak kişi bilgili ve deneyimli olmalıdır.
l Bireyin temel hak ve hürriyetleri çiğnenmemelidir.
l İlgili yasal düzenlemeye sadık kalınmalıdır.
Cezanın bilinen yan etkilerinde dolayı kullanılması sakıncalıdır.
Belirli Yan Etkileri
± Yalan Söyleme
± İnkar Etme
± Hile Yapma
± İçe Kapanma
± Saldırganlık
± Saldırganlığı Öğrenme
± Saldırganlığı Uygulama
± Okuldan Kaçma
± Geç Gelme
± Öğretmenden Çekinme
± Anne-Babadan Uzaklaşma

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile ve Okul Ortamında Çocukta Davranış Eğitimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Neşe GÜNEY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Neşe GÜNEY'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Neşe GÜNEY'in Yazıları
► Çocukta Tuvalet Eğitimi Psk.Barış ÜLKÜMEN
► Çocukta Tuvalet Eğitimi Psk.Gonca BAĞLAR
► Çocukta Tuvalet Eğitimi Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN
► Aile ve Çocukta İletişim Psk.Fatih KİRİŞCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Aile ve Okul Ortamında Çocukta Davranış Eğitimi' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kardeş Kıskançlığı Mayıs 2009
► Davranış Bozuklukları Mayıs 2009
► Smoking Survey Kasım 2008
◊ Bağımlılıklar Temmuz 2009
◊ Dikkat Eksikliği Temmuz 2009
◊ Şiddet Temmuz 2009
◊ Pozitif Psikoterapi Temmuz 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:32
Top