2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlilik ve Balayı
MAKALE #3170 © Yazan Psk.Ahmet ANADOL | Yayın Haziran 2009 | 5,909 Okuyucu
EVLİLİK VE BALAYI

Evlilik ve balayı, evlilik ve balayı, evlilik ve balayı? Ne söylenmeli, ne yazılmalı? Kime göre söylenip, kime göre yazılmalı? İyidir, çok güzeldir, harika bir şeydir, mutlaka balayına çıkın, üstelik Karayiplere, olmaz olmaz, Uzakdoğu’ya gidin mi denmeli? Karar veremiyorum, belki en hayırlısı oturun evinizde birbirinizin tadını çıkarın mı desek?

Zor bir durum, özellikle de benim için. Neden mi? Çünkü bu metnin başlığını seçme şansım olmadı. Pek çok danışanım “balayı konusunda ne düşünüyorsunuz, bir şeyler yazsanız da okusak Ahmet Bey” gibi talepleri dile getirip durduklarından bir şeyler söylemek-yazmak mecburiyeti hasıl oldu. Ünlü bir düşünür; “Hindistan’daki bir köy hiç umurumda değil ama, biri bana oraya gidemeyeceğimi söylerse uykularım kaçar” demiş.

Sınırlamalar keyfimizi kaçırabilir. “Ne var, bu kadar güzel bir konu konulmuş önünüze, yazın, çizin, söyleyin” diyorsunuzdur belki ama; kendimi “Müslüman mahallesinde salyangoz satarken” bulmaktan korkuyorum! Hatırlatırım; Tavsiyeediyorum.com’u en az erkek ziyaretçiler kadar hanımlar da ziyaret ediyor. Hanımların hoşuna gidecek şeyler de yazılmalı(mı?)!. Ancak , diğer taraftan zihnim diyor ki; “olur mu canım, balayı? İnsanlar zaten düğün hazırlıkları, düğün telaşı, onun halası buna darılmış, çatal bıçak takımı jambo alınmamış, porselenler ucuzlardanmış, gerdanlık eski modelmiş… dertleriyle yeteri kadar uğraşmışlar, birbirleriyle ( büyük bir çoğunluğu) ilk kez aynı çatı altında kalacaklar belki de, ilk kez bir insanla aynı yatağı paylaşacaklar, bir de siz tutun, Karayipler mi olsun, Bali mi balayı yeri meselesini ekleyin? Yolculuk, yorgunluk, yeni bir mekan, otel odası… gibi sıkıcılıkları da bir yana koyun. Aslında bu mesele için kağıdı kalemi alıp inmeli sokağa, sormalı insanlara; “Balayı için ne düşünüyorsunuz?” diye, ama vaktimiz dar! Ancak, bildiğimiz; pek çok stresörün yer aldığı böyle bir yaşantının üstüne seyahate çıkmanın da ekstra stres yaratacağı gerçeğidir. Belki de şunu önermek yerinde olur ; evlenin, barklanın, ateşiniz şöööyle küllensin biraz ondan sonra Dünya sizin!

Ee, meselesinin bir de diğer tarafı var tabi; Anadolu’nun yağız delikanlısı Haydar ile elleri kınalı Hatça’nın balayılarını nerede geçireceği hususu. Bir tahmininiz var mı? Doğrusu benim yok! Ancak, doğru ve makul tahminde bulunan okuyucularımız yanıtlarını mesaj kutusuna ulaştırırlarsa büyük ödül; “ bitter coco star” kazanacaklar! Üstelik her iyi tahmine ayrı bir “coco star” ( marketlerde pek kolay bulunmuyor ama sizin için arayacağım!)

Sakıntı kaynaklarından biri daha: Tuğçe şeher kızı, Haydarsa değil ve Tuğçe balayı diye tutturuyor. Buyurun size kan uyuşmazlığı; “nereden çıktı şimdi bu, o parayla kötü bir araba alabiliriz, eve birkaç eşya koyabiliriz, şart mı başka yerlere gitmek” derken Haydar, şeherin kırılgan kızı, duygusal kızı Tuğçe; yerlere dek sürünen duvağıyla beyaz atlı prensinin kendisini kucaklayıp otel odasına taşıyor olduğunu hayal ediyordu yıllardır!

Balayını kim icat etti, ilk kez kimler balayına çıktı, Prenses Diana nereye balayına gitti inanın bilmiyorum, bilmek ister miydim, onu da bilmiyorum ama bildik bir şey var ki; insan ve kültür kavramları.

Kültür kavramının çok sayıda tanımı vardır ama çoğunluğu tanıma benzemeyen, tanımın tanımına uymayan tanımlardır. Ancak, İnsanbilimciler (Antropologlar) İngiliz sosyal bilimci Taylor’un aşağıdaki tanımını büyük ölçüde benimsemektedirler:

“Kültür ya da uygarlık, toplumun üyesi olarak, insan türünün öğrendiği bilgi, sanat, gelenek- görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütündür.”

Ve insanoğlunu en az genetik özellikleri kadar şekillendiren bir faktördür kültür. Alışkanlıklarımız, ilgilerimiz, beğenilerimiz, hayallerimiz, beklentilerimiz, sevinçlerimiz.. kültürün şekillendirdiği sayabildiğimiz sadece birkaç öğe. Düşünün bir kere Bolivya’da “en büyük asker bizim asker” diye bağıran kaç insanla karşılaşırsınız? Bir de Ankara’yı düşünün, hele asker alma zamanlarında! Ya da Milano’da kokoreç yemeye ne dersiniz? Ya da bir İngiliz’e “afiyet olsun” demeye? Zahmet edersiniz çünkü literatürlerinde öyle bir deyim yok. “Karnını doyurur kalkar gidersen, afiyet olmuş olmamış beni ilgilendirmez kardeşim” der, ama bizimkiler; “aşk olsun, bir lokmacık al, tokum ne demek, yemesen ölümü gör”, diye kolunuzdan çekiştirirler. Bunlar daha küresel örnekler ama işin garip tarafı, “mahallesel” ve “ailesel” diye niteleyebileceğimiz örnekler ve kültürler var ve konumuz icabı en çok da onların üzerinde durmak zorundayız. “Evlilik kültür ve doğan sorunlar” diye bir başlık gören insanların zihinlerinde genellikle; oğlan orta iki terk, kız doktoralı, ya da oğlan yağız Anadolu delikanlısı, kız sarışın Alman güzeli şeması canlanır. Halbuki işler bu kadar uç boyuta gitmez çoğu kere: Aynı mahallenin çeşmesinde ibriklere su doldurmuşlardır, aynı fırının ekmeğidir sofralarındaki, ilk mektepte aynı zilin sesiyle sevinmişlerdir teneffüse, İstiklal Marşı’nı söylerken hep bir ağızdan yanı mısraları tekrarlamışlardır ciğerlerinin tüm kuvvetince. Hatta oğlan, arka balkonda çamaşır asarken fark etmiştir kızın masallardaki perilerden biri olduğunu! Ve aileleri münasip görmüştür gençleri. Amma kızın anasının kardeşi İzmir’e gelin gitmiştir ve damat balayı diye bir şey tutturmuş almış götürmüş kızı bir yerlere. Kardeşinden duyduğu bu hikaye uhdedir annede ve kızı bunu mutlaka yaşasın ister. Ayrıca, kızın anası prensestir: “elini soğuk sudan sıcak suya sokmaz”, eşi etrafında pervane, oğlanın babasıysa tam bir “heriftir”, ellerini yıkar yıkamaz karısı omzunda peşkirle kapının önünde beklemelidir. Bu genç çift böyle iki ayrı uç modelleri görerek büyümüşlerdir ve iki ayrı uç model anlayışla büyümüş olarak aynı çatı altında yaşamaya çalışacaklardır. Kolay gelsin!

Hülasa sevgili okurlar, evlilik çatışmalarında yukarıda anlatmaya çalıştığımız etkenler önemli rol oynamaktır. Evli ya da evlenecek her çiftin önemli bir kısmı bu meselelere ilişkin problem yaşıyor, yaşayacak. Bu probleme; “ senin anan, benim babam” sorunu adını koyabiliriz. Ve diğer taraftan, ayrılmak zorunda kalan pek çok çiftin de önemli ayrılık nedenlerinden birinin de “senin anan, benim babam” meseleleri olduğunu söylemek yanılgı payı düşük bir söylem olur kanısındayız.

Ne yapılmalı sorusuna gelince; hiç kimsenin diğerine “senin boyun uzun biraz kısal da gel, iki kulağın var ama ben birini sevmedim” deme hakkı ve şansı nasıl yoksa ve olduğu gibi kabul edilme zorunluluğu duyuluyorsa, kültürel izler de o insanın parçaları olarak kabul edilmeli, değiştirme çabası ve gayretinin direnci, direncin çatışmayı getireceği unutulmamalıdır. Böyle bir talep veya istem olacaksa da yapıcı ve “lisan-ı münasiple” olmalı. Diğer yandan; kişiler gelişmeye, eleştiriye, öz eleştiriye açık olurlarsa eğer, empatik davranabilme yürekliliğini de gösterirlerse üstüne, değişim ve değişmek de mümkündür tabi ki! “Ben mutfağa asla girmem, ev işlerinde yardımcı olmam demiştim başında, şimdi her akşam sofrayı toplamama yardım et diyorsun” şeklinde sitem eden bir bey o vakitler 3 çocuk sahibi olmadıklarını unutuyor büyük bir olasılıkla. Şartlara ve zamana ayak uydurmak da zorundayız kuşkusuz.

Ataların tabiriyle “asgari müşterekte buluşmak” olmalı hedef saygıyla, hoşgörüyle, anlayış, empati ve sevgiyle…, savaşmak değil;

Hoşça kalın…

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlilik ve Balayı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ahmet ANADOL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ahmet ANADOL'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ahmet ANADOL'un Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Evlilik ve Balayı' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ön Sevişme Son Sevişme Haziran 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:56
Top