2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile Terapisinde,aile Yapılanmalarına Özgün Çözüm Teknikleri ve Yaklaşımlar
MAKALE #3201 © Yazan Psk.Dnş.Abdullah TOPAL | Yayın Haziran 2009 | 8,521 Okuyucu
AİLE TERAPİSİNDE,AİLE YAPILANMALARINA ÖZGÜN ÇÖZÜM TEKNİKLERİ VE YAKLAŞIMLAR


Günümüzde aile ve evlilik terapisi alanında çok sayıda ekol vardır. Tümünü ortak kılan nokta, aile (ya da ailenin bir alt birimi, örneğin eşler ya da anne-çocuk) ile birey arasındaki ilişkileri ele almalarıdır. Terapistler, aile üyelerini bir araya getirip onların ortak meselelerini belirlemelerini, sorunlarını sıralamalarını, çözümleri için işbirliği yaparak çalışmalarını sağlamaya çalışırlar. Aile terapilerindeki ekollerin tümü bazı amaçlarda ortaktırlar.
Yöntemleri ne olursa olsun terapistler, aile için şu amaçları taşırlar:
1. Bireydeki ruhsal belirtileri ve işlevsel bozuklukları, ilişkiler alanında ele almak ve azaltmak;
2. Aile ve evlilik içi çatışmaları ile ailenin daha geniş çevresi ve toplumla çatışmalarını çözümlemek;
3. Ailedeki yakınmalar için ailenin sorun çözmede kullanabileceği kaynak ve davranışları belirleme ve kullanma güçlerini harekete geçirmek;
4. Aile üyelerinin duygusal gereksinimlerinin algılanması ve doyurulmasını kolaylaştırmak;
5. Üyelerin ve ailenin zorlayıcı yaşam olayları, tıbbi ve ruhsal hastalıkları karşısında sorun çözme, iletişim kurma becerilerini geliştirmek;
6. Üyelerinin herbirinin özerkliğinin ve iletişim kurma becerilerinin artmasını sağlamak;
7. Cinsler ve kuşaklar arası rol dağılımı konusunda uyuşmanın artmasını sağlamak;
8. Ailenin toplumsal çevre ile bütünleşmesini kolaylaştırmak.

Aile Terapisinde Belli Başlı Ekoller ve Yaklaşımlar

Psikodinamik ve İçgörü Yönelimli Yaklaşımlar

Bu ekoldeki temel kavramlar bireysel hastaların psikoanalitik tedavisinden alınmıştır. Ailede şimdi varolan sorunlar, karı-kocanın bilinçdışı çatışmaları ve geçmişteki ailelerinden kaynaklanan yansıtmaları ile bağdaştırılarak açıklanır. Örneğin kendi bilinçdışı çatışmaları ile dünyayı doyurucu bulmayan bir anne çocuğunu kendi narsistik doyumu için kullanarak çaresizlik ve suçluluk içine sokabilir. Bir aile terapisinin psikanalitik sayılabilmesi için 3 kriter öne sürülmektedir. Birincisi aile içi kişiler arası ilişkilerin dinamiğini psikanalitik kurama dayanarak değerlendirilmesidir. İkincisi, terapiye katılanların bilinçdışı çatışmalarının farkında olmalarını ve onları çözümlemelerini sağlamasıdır. Üçüncüsü ise terapötik çerçevenin psikanalitik olmasıdır.
Bu yaklaşımı kullanan aile terapistleri, yüzleştirme, yorumlama, netleştirme teknikleri kullanarak bireylere ve eşlere içgörü kazandırarak aile dizgesinde değişiklik yapmayı amaçlamaktadır. Terapi sayesinde, bireylerin özerklik ve yakınlık gereksinimlerinin daha gelişmiş biçimde sağlanması, daha empatik ilişkiler yaşanabilmesini, duygusal tepkiselliğin azalıp, bilişsel işleyişin yükselmesi hedeflenir.

Yapısalcı Yaklaşımlar

Yapısalcı modelde, aile sistemi, karşılıklı etkileşimlerin, çeşitli ve karmaşık davranış örüntülerinin olduğu bir bütün olarak kabul edilir. Aile Terapisi, bu karmaşık davranış örüntülerinin sürecini anlamaya yardımcı bir teoridir. Bu teorinin 3 temel kavramı: 1) Aile Yapısı 2) Altsistemler ve 3) Sınırlardır.
Aile yapısı, ailenin tekrarlanan davranış örüntüleri sonucunda oluşan, aile üyelerinin etkileşimini sağlayan, bu etkileşimle ilgili düzenlemeler koyan yerleşmiş davranış örüntüleridir. Bir yapısı olan aile sistemi işlevlerini, bireylerin oluşturduğu altsistemlerle yerine getirir. Her bireyin kendi başına da bir alt sistem olarak kabul edildiği ailede üç genel alt sistemden söz edilebilir. Bu alt sistemler; karı-koca altsistemi, anne-baba alt sistemi, kardeşler altsistemidir. Varolan altsistem ve sistemlerin bir sınırı vardır. Bu sınırlar bir altsistemden diğerine ne kadar duygu ve bilginin aktarılacağını, kimin kiminle ve nasıl bir ilişkiye gireceğini belirler özellikleri açısından katı, belirsiz ve belirgin olmak üzere sınırlar üçe ayrılmıştır. Katı sınır ile sınırlanmış altsistemler/sistemler arasında geçirgenlik olmadığı için bireyler bağımsızlık kazanmalarına rağmen, birbirlerine yardımcı olamaz ve birbirlerinden öğrenemezler. Eğer sınır belirsiz ise birtür iç içe geçmişlik söz konusu olur ve altsistemler/sistemler birbirlerine yardım etmeleri, birbirlerinden öğrenmelerine rağmen bireyselliklerini ve farklılıklarını koruyamazlar. Belirgin sınır özelliğine sahip ailelerde ise bireyler birbirlerinden kopmadan fakat bireyselliklerini koruyabildikleri bir birlikteliği başarabilirler. Ailede sınırlar ve hiyerarşinin bozulduğu durumlara bir örnek olarak aşırı koruyucu , denetleyici bir ebeveyn alt sistemi ile edilgin yada isyankar çocuğun bulunduğu bir aile yapısı verilebilir. Yapısalcı terapi ebeveyn ilişkilerinin artmasını, üçgenselleşmenin çözümlenmesini hedefler. Kullanılan teknikler arasında canlandırma, odaklama ve sınır oluşturma sayılabilir. Terapi sırasında ailede olan sorunların canlandırılması, sorunu temsil eden bir duruma odaklanılması ve sınırların netleştirilmesi (örneğin kızı adına konuşan anneye, kızına yardım etmeye çalıştığı ama bunu kızının kendisinin yapması gerektiği söylenerek) sağlanır.

Bilişsel-Davranışçı Yaklaşımlar

Bu terapide öğrenme ilkelerini kullanılır. İletişim becerileri, sorun çözme becerileri, karşılıklı pekiştirme ve işlemsel koşullama teknikleri kullanılır. Bunun için uyumlu davranışları ödüllendirip, uyumsuzları ödüllendirmeme tekniği bunlardan biridir. Girişimlerin odağı sorun oluşturan davranışlardır. Bir iletişim uzmanı olan terapist, aile üyelerine, düşünce ve davranışlarını net biçimde ifade etmeyi öğretir. Sorun çözme beş aşamada oluşur: sorunun belirlenmesi, amaç oluşturma, çözüm önerileri getirme, önerileri uygulama ve sonuçları değerlendirme. Davranış değişiklikleri için olumlu pekiştirme ve ev ödevleri kullanılır.

Stratejik Yaklaşımlar

Girişimlerin odak noktası ailede yakınma veya yakınmalara neden olan sorun olarak kabul edilir. Bu yaklaşıma göre semptomların sebeplerinden birkaçı ailenin başarısız problem çözme yöntemleri, yaşam siklusuna geçişlerinde uyum sağlamada beceriksizlik ve kötü işlev gören hiyerarşik yapıdır. Ailenin sorunu çözebilmesi için varolan kalıbı değiştirip yeni bir kalıba ulaşmaları hedeflenir. Bu hedef için alt amaçlar, katı geri bildirimlerin önlenebilmesi, yeni sonuçla birlikte semptomun devamlılığının değiştirilmesi ve daha berrak bir hiyerarşik tanımın yapılabilmesidir. Aile yapısına direkt bir öneri getirilmez; aile yeniden organize olmanın doğrultusu açısından oldukça serbesttir. Değişim için, sorunu yeniden çerçevelendirme, belirti ile bağlantı taşıyan davranış ödevleri gibi belli başlı teknikler kullanılır. Bu yaklaşımda iletişim-dil ve anlamlandırma süreçleri özellikle önem taşımaktadır.

Sistemik Yaklaşım

Aile, bilgi alış verişi ve aktif bir iletişimin olduğu bir sistem olarak kabul edilir. Ruhsal belirtilerin, kişinin içinde bulunduğu sosyal ortamla olan bağlantısını vurgulayarak, tedavi bu doğrultuda sağlamaya planlanır. Ruhsal sorunlar, bireyin içinde bulunduğu sisteme, sistemdeki kişilerle ilişkilerine mantıklı bir uyum olarak değerlendirilir. Etiyolojiye yaklaşımda semptomlardan sorumlu olan herhangi bir aile bireyi olmayıp, hatta fonksiyonu bozuk ailede olmayıp ‘’aile oyunudur’’. Aile kısır bir döngü şeklinde süregiden etkileşim örüntülerine hapis olmuşlardır. Bu yaklaşımda sistemlerin kendi kendine sürekli olarak değiştiği ve geliştiği ancak görünürde stabil olduğu kabul edilir. Sistemik terapistin görevi ailenin değişebilme yeteneğinin değişmesi, değişme potansiyelinin özgürleşmesidir. Ailenin nasıl olması gerektiği konusunda terapistin kendi çözümlerini aileye kabul ettirmeye çalışması yerine ailenin kendi çözümlerini bulmasına yardımcı olmak esastır.

Eksperiyental/ Humanistik Yaklaşım

Aileyi kişiler arası etkileşimle oluşan bir sistem olarak tanımlanır. Bu yaklaşıma göre iletişim, aile sisteminin sağlıklı yada sağlıksız olmasının en temel belirleyicisidir. Nasıl iletişim kurulacağı karmaşık bir olay olmasına rağmen, iletişimin kendisinin öğrenmeye dayandığı kabul edilir. Ayrıca terapide bireyin benlik saygısı üzerinde de durulur.
Üç iletişim düzeyi tanımlanmıştır: 1) anlam düzeyi (sözel iletişim/kelimeler-anlamları) 2) çağrışım düzeyi (vücut ve ses iletişimi ile anlamla ilgili mesaj) 3) çevre düzeyi (iletişimin geçtiği yer ve zaman). Bunların dışında kişiler arası ilişkilerde kullanılan beş iletişim çeşidi vardır: 1) Yatıştırıcı iletişim: iletişimin bütünün içindeki benlik diğer kişi ve çevre boyutlarından, benliğe hiç önem verilmez ve diğer kişi ile çevre dikkate alınır. Bu iletişim şeklinde kişi ne olursa olsun kabul eder, katılır. 2) Suçlayıcı iletişim: iletişimin bütünü içinden diğerleri ve çevreye önem verilmez, önemli olan sadece benliktir. Bu iletişim şeklinde kişi varoluşunu, suçlayarak, kabul etmeyerek devam ettirir. 3) Süper mantıklı iletişim: iletişim bütünü içinden benlik ve diğer kişiye önem verilmez, önemli olan sadece çevredir. Bu iletişim şeklinde kişi genelde katı, prensipli, objektif, obsesif kompulsiftir. 4) İlgisiz iletişim: iletişim bütünü içinden benlik, diğer kişi ve çevre boyutlarının tümü dikkate alınmaz. Bu iletişim şeklinde kişinin söylediği hiçbirşeyle ilgili değildir. 5) Uygun iletişim: iletişimin bütünü içinden benlik, diğerleri ve çevre boyutlarının tümü dikkate alınır. Belirtilen bu beş iletişim çeşidinden ilk dördü işlev bozukluğu olan ailelerin kullandığı iletişim şekilleridir.
Tedavi sürecinin iki temel amacı vardır. Birinci amaç her üyenin başkalarının yanında, kendi ve diğerleri hakkında düşündüğü/hissettiği/gördüğü şeyleri uygun ifade biçimleri olarak açıklayabilmesini sağlamaktır. İkinci amaç bireyselliğe saygının varolduğu bir bütün içinde kararların güç yerine pazarlık/araştırma ile alınmasını gerçekleştirmektir.

Eğitsel Yaklaşımlar

Ayrı bir aile terapisi ekolü değilse de bazı yeni çalışmalar bu yaklaşıma önem kazandırmıştır. Hastaların ailelerine, diabet ve hipertansiyonda nasıl suçları yoksa bu hastalıklarda da suçlarının olmadığı bilgisi iletilir. Etiyolojik-patogenetik model yerine, başa çıkmayı sağlayan, bilgilendiren model kullanılır. Bilgilendirme, çalışma grupları, yazılı kaynaklar, broşürler aracılığı ile yapılır. Bu yaklaşımlar, kronik ruhsal bozuklukların yanısıra çocuk gelişimi, iletişim gibi konularda da uygulanmaktadır.

Terapi Sürecinin Özellikleri

Aile terapisi genellikle beraber yaşayan aile üyelerinin tümünün bir araya getirilmesi ve terapi ekibi ile birlikte görüşülmesi şeklinde yürütülür. Ancak uygulamada, tüm geniş aileyi (nineler, dedeler, dayılar, amcalar, halalar vb.) bir araya getirmeyi amaçlayarak çalışmayı doğru bulan terapistler olduğu gibi bir tek bireyle de aile terapisi uygulanabileceğini, önemli olanın ilişkileri ele almak olduğunu savunan aile terapistleri de vardır. Evlilik terapisinde, evli (ya da birlikte yaşayan) çift birlikte görüşmelere alınır. Bireysel terapilerin olduğu durumlarda önemli bir sorun, çifti gören terapist yada terapistler ile terapiyi sürdüren terapistlerin işbirliği kurarak çalışabilmeleridir.
Aile terapisini yürütecek olan terapistin özellikleri açısından önemli olan noktalar, geniş bir eşduyum becerisine sahip olabilme; psikoterapi konusunda bilgili olma; karışıklığa dayanma gücü; terapötik sürece kendi katkısını ve etkisini ele almaya istekli ve yeterli olmadır.

Değerlendirme aşamasında, terapist bir geçmişi paylaşan, anıları olan bir grupla konuşmaktadır. Ailenin kendine özgü değerleri ve iletişim diline başarıyla uyum gösterebilmesi gerekir. Bu uyumu sağlamayı kolaylaştırmak için kullanılabilecek teknikler, aynı dili kullanma, ailenin ve tek tek bireylerin değerlerini ve güçlerini vurgulama ve övme, yargı belirtme yerine etkileşimsel (döngüsel) sorgulama (örneğin; karınız öyle yaptığı zaman siz ne yapıyorsunuz? sorusu gibi) tekniklerdir. Değerlendirme sürecinde, her üyeden, sorunu ve sorunun tarihçesini kendi gördüğü açıdan tanımlaması istenir. Bir üyeye sorulan sorunun aynısı diğerlerine de sorulmalıdır. Söylenenlere karşı oluşan etkilenme de her bir üyeden alınır. Bireylerden “ben” diliyle konuşmaları istenir. Her birinin çözüm konusundaki öneri ve düşünceleri alınır. Birbirlerine söylediklerinin aynı anlamlarda işitilip işitilmediği araştırılır. Rol değiştirme ve eşleme gibi psikodrama teknikleri kişilerin birbirlerinin davranışlarından nasıl etkilendiklerini anlamalarını sağlamada çok yararlı olabilecek tekniklerdir. Terapist, görüşme odasında bireylerin birbirleri ile etkileşimlerini gözleyerek, sorunu netleştirme ve etkileşimlere ilişkin yorumlamalar yapar. Sorun konusunda değişimleri tetikleyen önemli araçlardan biriside, yeniden çerçevelemedir. Bu, genellikle olumsuz etiketlenen davranışı olumlu bir çerçeveye alan, yeni bir bakış açısı getiren, davranışın işlevsel yararına odaklanan bir yorumlamadır. Bu şekilde, olumsuz duygu yükünün azalarak kişilerin anlayış ve değişim gücü kazanmasına yardımcı olan bir tekniktir. Aile terapisinde davranışsal kalıplara odaklanılmaktadır. Aile üyelerinden birinin davranışı diğer üyelerde, etkileşime bağlı davranışlarla sonuçlanır. Değişim süreci de bu davranışsal ardışıklığın farkedilmesi ve değiştirilmesi biçiminde olacaktır.

Aile terapistleri genellikle görüşmeler arası sürede ailenin değişimini sağlayacak doğrultuda bireylere ya da aileye ev ödevleri verirler. Bunlar, yakınmaların ve sorunların denetlenebileceğini gösterebilecek ve çözüm doğrultusunu pekiştirecek davranışsal ödevler, izleme notları gibi ödevlerdir.
Aile ile görüşmeler sırasında terapist oldukça etkin ve bazen direktiftir. Örneğin, aile üyelerinin oturma düzeninde değişiklikler önerebilir; iletişim becerileri konusunda etkin bir eğitimci rolü üstlenebilir; aile içi şiddet ya da tartışmaları sınırlayıcı ve yasaklayıcı olabilir. Bu tür durumlarda, tartışmaların belli bir süreye sıkıştırılması önerilerek aileye bu tür durumların aslında onların denetiminde olan durumlar olacağı mesajı verilebilir.
İletişim becerileri aslında davranışsal değişiklikleri sağlamak açısından özellikle önem taşır. Açık ve net iletişim, soru sorabilme yetisi, söylenenlerin karşındakiler tarafından nasıl anlamlandırıldığının soruşturularak araştırılması becerileri sorunların çözülebilmesini sağlayacak araçlardandır. Terapist, görüşmeler sırasındaki tarzı ve iletişimi ile üyelerin etkileşimsel iletişim konusunda beceri kazanmalarını sağlayabilecek bir örnek oluşturmaktadır.

AİLENİN TANIMI, YAPISI VE İŞLEVLERİ

Aile bir ilişkiler sistemidir. Aile demekle neyi kastediyoruz? Soyut anlamda kişiler arası ilişkileri içeren belli kuralları olan bir düzendir.

Aile sistemi dediğimiz zaman aile içindeki bireylerin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını düzenleyen kuralların tümünü kastederiz.

Birey Davranışları İle Tüm Aileyi Yansıtır:

Her birey kendi benlik tanımlaması içinde ailenin tüm düzenini yansıtır;koşullar olanak verildiğinde, kendi bildiği türden bir aile ortamı yaratmaya girişir. Daha doğrusu koşul ve olanakları kendi bildiği aile türünden bir aile yaratacak biçimde kullanır. Bu nedenle babası alkolik olan bir kız alkolik bir adamla evlenir; annesi tarafından ilgi, sevgi görmemiş, yalıtılmış bir erkek ise anneleri gibi duygusal yönden soğuk kadınlarla evlenirler. Aile içindeki roller böylece kuşaktan kuşağa kendi kendini böylesine yineler
Aile kan bağlılığı,evlilik ve diğer yasal yollardan, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan;bireylerin cinsel,psikolojik,sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı, topluma uyum ve katılımlarının sağlandığı ve düzenlendiği temel bir birimdir.(akt. Bulut,1990)

Sistem perspektifine göre aile bir geçmişi paylaşan,duygusal bağı olan,bireysel aile üyelerinin ve ailenin bütününün ihtiyaçlarını karşılamak için stratejiler planlayan bireylerden oluşmuş kompleks bir yapı olarak tanımlanır.(Sabatelli ve Bartle 1995) öğeler arasında etkileşim vardır ve bu etkileşim sistemdeki öğelerin özelliklerinden etkilenir.
Aile bir geştalttır; üyelerinin toplamından daha fazlasını ifade eder.sistem bir küme değildir.çünkü öğeler arasında kararlı bir iletişim vardır ve sistemdeki parçalar birbirine bağlıdır.

Aile biçimleri çok genel olarak “çekirdek”ve “geniş aile” olarak sınıflanabilir.çekirdek aile ana baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşur.diğer akrabalarla da ilişkiler söz konusudur.ancak göreli olarak aile sorunlarında ve diğer ilişkilerde daha bağımsızdır.geniş aile ise ,birden fazla kuşağın bir arada oturduğu,ortak mülkiyet esasında ekonomik bir birimdir.evrensel nitelikte olan çekirdek ailenin biyolojik,toplumsal ve psikolojik işlevleri vardır.bu işlevlerden özellikle bakım ve toplumsallaştırmayı eğitim örgütleri büyük ölçüde üstlenmektedir.fakat çekirdek aile temas sosyalleşme gurubu olarak önemini korumaktadır.en azından çocuk köylerindeki bakımlarda bile ailedeki ana baba rollerini oynayan kişiler görevlendirilmektedir.ayrıca bir çok sosyal bilimcinin ortaklaşa önemsediği işlev maneviyata psikolojik gereksinmelerin karşılanmasıdır.yakın sevgisi ve anlayış duygusu ailede başka hiçbir gurubun gereğince karşılayamadığı temel işlevdir.geniş aile ;geleneksel tarıma dayalı toplumlarda ekonomik ve sosyal birlik olarak daha çok sayıda işlevi yerine getirmekle yükümlüdür.geniş ailenin ekonomik, üreme,eğitim,koruma,dinsel,boş zaman değerlendirme,eğlenme,konum sağlama gibi daha pek çok işlevi vardır.kentsel çekirdek ailede ise bu işlevlerin çoğu başka toplumsal kurum ve örgütlerce karşılanmaktadır.

BİR PSİKOLOJİK SİSTEM OLARAK AİLE

Ailenin bir sistem olarak incelenmesine olanak sağlayan hatta belirleyici özellikleri sayabileceğimiz bazı ölçütler:
a-) Her sosyal grupta olduğu gibi, aile bireylerini bir arada oluşlarını ortak bir amacı vardır. Ailenin amacı üyelerini ayrı ayrı bireysel güdü, niyet ve gereksinimlerinden bağımsız ve ötedir. Üyelerin adeta gizli antlaşma ile ve ortaklaşa belirlenen bu amaç bütün üyelerinin gereksinimlerini aynı anda karşılayabileceklerin sosyal, psikolojik, fiziksel v.b. bir ortam yaratmaktır.
b-) Her sosyal organizasyon gibi ailenin de bir örgütlenmesi / yapılanması vardır.
c-) Aile bir insan sistemidir.aileyi insan üyeler ,sosyokültürel kurultular,kişiler arası ilişkiler ve fiziksel çevre bir sistem yapar.
d-) Ailekendi içinde alt sistemlerden oluşur.Bir birey birden fazla alt sistemde yer alabilir.bu alt sistemlerde yine kendi amaçları ve diğer küçük sosyal grup özellikleri olan ,ancak “aynı aile sistemi “içindeki birliklerdir.
e-)aile ,belili koşulların gerektirdiği bazı değişiklikleri kendi yapısında gerçekleştirme ve gereksinimler için etkileşimsel yeterliği olan bir birimdir.
f-)aile içinde değişen durumlara en belirgin örnek,tıpkı bir birey gibi,yani gelişen bir sistem olarak karşılaştığı yaşam döngüsüdür.aile yaşam döngüsü kuramcıları,belirli bazı plato ve geçiş dönemleri olan evrelerden söz ederler.plato dönemleri göreli yapısal bir durgunluğa,geçiş dönemleri ise yapısal istikrarsızlığa ve ana değişimlere işaret eder.
g-)aileler aynı sonuca farklı yollardan da gidebilirler.yani insan gelişiminde söz konusu olan eşsonluluk ilkesi aileler içinde geçerlidir.farklı eğitim,ekonomik,kültürel,psikolojik donanımlara sahip iki ailenin”bireylerine destek olma,sahip çıkma”hedefleri ortak,ancak buna ulaşma biçimleri son derece değişik olabilir.
h-)aile yapısındaki dönüşümlere belirti üretmekte dahildir.özellikle ailenin yapısını değişen koşullara uydurma ve etkileşimsel yeterlik özelliği dikkate alındığında,bazı durumlarda yapının ancak psikolojik belirti üretmeye yetecek

YAYGIN DÖRT AİLE YAPISI

KAPALI AİLELER

Kapalı ailelerde genellikle”geleneksel”olarak bilinirler.bu ailelerde kararları veren belli bir lider ve hiyerarşi sistemi vardır.bu lider anne veya baba olabilir.bu tip aileler üyelerinin ihtiyaçlarını sabitlik /durağanlık,yapı ve ait olma duyguları ile karşılamaya çalışırlar. Ebeveynlik otoriteye dayanır.kapalı aileler iyi işlerlerse kurallar ve sınırlar belli olur.ancak,bu ailelerde çocukların özellikleri yadsınır.çünkü kapalı ailelerde zıtlıklara karşı çok az hoşgörü vardır.ebeveynler katı kurallarla davranışları kontrol altında tutmaya çalışırlar.bu aileler oldukça katıdır ve üyeleriyle içi içedir.

GELİŞİGÜZEL AİLELER

Kapalı ailenin tam tersine,gelişigüzel aileler gurup yerine bireye önem verirler.Yani aile her üyenin ihtiyaç ve amaçlarını karşılamasına yardım eder.Aile yapısı hiyerarşik değil izin vericidir.Aile üyelerinin bağımsız olarak kendi problemlerini çözebilmeleri için cesaretlendirilir.Bu tip iyi işleyen aileler,çocuklarının yaratıcılığını ve bireyselliğini geliştirirler.ancak,gelişigüzel ailelerin iki zorluğu vardır.birincisi sınırlarını veya güvenli yapısını kurmada yetersizdirler.ikincisi ,gücü kullanmada ve ebeveynlikte zayıftırlar.bu nedenle etkileşim karışık hale gelir.gelişi güzel ailelerde ergen çocuklar kendilerini bir yapıya dahil etmek için çeşitli alt kültür guruplarına katılabilirler
AÇIK AİLELER

Açık ailelerde değerler karışıktır, hem bireyselliğe hem de guruba önem verirler. Kararlar bütün aile üyeleri tarafından alınır, bilgiler paylaşılır, işbirliği yapılır. Gelişigüzel ailelerin tersine, açık ailelerde iletişim fazladır. Açık aileler bireylerine güven verir.
EŞ ZAMANLI AİLELER

Eş zamanlı ailelerde iletişim kapalıdır. Bu nedenle sözel olmayan iletişim çok önemlidir. Başarılı aile üyeleri sözel olmayan bu mesajları okuyabilecek beceriyi geliştirirler. Eş zamanlı ailelerde çocuklar rutin ve düzenli bir ortam içinde güvenli ve ait olma duygularıyla yaşarlar. Ebeveynlerin iletişimi doğrudan ve açık olmadığı için bunları anlamak çok zordur. Bu tip ailelerde etkileşim az olduğu için samimiyetlik duygularını kaybetmişlerdir. Yinede bu tip aileler çocuklarına güvenlik ve ait olma duygularını yaşatmaya çalışırlar. Eğer ailede büyük bir değişim ortaya çıkarsa üyeler bunu inkar etmeye çalışırlar. Eş zamanlı aileler sakinlik ve huzur istedikleri için inkar edemeyecekleri kadar büyük bir problem oluncaya kadar üyelerine yardımcı olmazlar.

KAYNAKLAR
1. Aile Tedavileri, Efser Kerimoğlu; Ankara Üniversitesi Basımevi,1996
2. Psikoterapiler Elkitabı, Ataman Tangör; Ege Psikiyatri Süreli Yayınları, 1997
3. Synopsis of Psychiatry Seventh Edition, Harold I. Kaplan, B.J.Sadock
4. Psikoterapiler, Cengiz Güleç; Hekimler Yayın Birliği, 1993
5. Psikiyatri Temel Kitabı, C. Güleç, E. Köroğlu; Hekimler Yayın Birliği, 1997
6. Şizofrenide Psikososyal Tedaviler, Ayla Yazıcı; Parem, 2001
7. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, O. Öztürk; Hekimler Yayın Birliği, 2001
8- Altınköprü,Tuncel "Çocuğun başarısı nasıl sağlanır.?" Hayat Yayınları, İstanbul ,1999.
9-Yavuzer , Haluk " Çocuk Psikolojisi" Remzi Kitapevi, İstanbul 14. Basım,1997.
10-Yavuzer,Haluk "Çocuk Eğitimi El Kitabı" Remzi Kitapevi, İstanbul ,7. Basım 1997 11-1.Aile şurası bildirisi 17-20 aralık 1990 ANKARA _ Türk ailesinin temel karakteristiği prof. Dr. Orhan KARMIŞ( Selçuk ÜNV..)


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile Terapisinde,aile Yapılanmalarına Özgün Çözüm Teknikleri ve Yaklaşımlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Abdullah TOPAL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Abdullah TOPAL'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Abdullah TOPAL Fotoğraf
Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
İçel (Mersin) (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi102 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Abdullah TOPAL'ın Yazıları
► Sanat Aile Terapisi Teknikleri Psk.Dnş.İnci AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Aile Terapisinde,aile Yapılanmalarına Özgün Çözüm Teknikleri ve Yaklaşımlar' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Tikli Çocuklar ve Tikin Tedavi Yolları ÇOK OKUNUYOR Nisan 2009
◊ Çekım Yasasının Uygulamadakı Sırları ÇOK OKUNUYOR Ağustos 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:26
Top