2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kardeş Kıskançlığı
MAKALE #3361 © Yazan Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ | Yayın Temmuz 2009 | 5,853 Okuyucu
Kardeş kıskançlığı doğal bir duygu olup şiddeti ve dışa vurumu her çocuğa göre farklılıklar gösterebilir Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine çocuğa bu duygusunu kabul edilebilir olduğu ve nasıl başedeceği öğretilebilir. Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır. Çocuklar bir kardeşlerinin olmasını isterler, ancak kardeş doğumu ile de yoğun bir kıskançlık yaşamaya ve anne babaları zorlamaya başlarlar. Önceleri sürekli kardeş isteyen bir çocuğun bu isteği gerçekleştikten sonra neden kardeşini kıskandığı, hatta ona düşman gibi davrandığını anlamak zor olabilir.Çocuk için en değerli varlık anne olduğuna göre onu başkalarıyla paylaşmak kolay, dayanılır bir duygu olmamalıdır.. Kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur, sevgi ve kıskançlık-nefret ara ara yoğunlaşarak zaman içinde yoğunluğunu kaybeder. Olumsuz duygular anlayışla karşılanmalı ve bu duyguları belirtmesi yüreklendirilmelidir (beni de uğraştırıyor, arasıra ben de kızıyorum, beceriksizliği yüzünden ona çok zaman harcıyorum, seni sevmediğimi düşünme, eskisi kadar seviyorum, ben de kardeşim doğduğunda kıskanmış, böyle düşünmüştüm). Anne-baba bebeği, çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır.

Çocukluk döneminde kardeşin gelmesi ile tahtının sarsıldığı ve artık her şeyin eskisi gibi olmayacağı endişesi hakimdir. Bu endişenin kontrol edilebilmesi için anne babanın ve diğer kişilerin aslında hiçbir şeyin değişmediğini, onun kendileri için hala özel ve önemli olduğunu ona davranış ve konuşmaları ile hissettirmesi gerekmektedir. Bunu hisseden çocuk rahatlayacak ve kardeşine karşı olan tüm düşmanlık duygularını kontrol edebilecektir.

Belirtiler:
*Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Bu duygulardan en etkili olanları öfke, kendine acıma ve üzüntü duygularıdır.
*Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibidir. Artık anne babasının ve diğer yakınlarının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içe kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.
* Kabus gördüklerini, çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
* Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.
*Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (Örn: okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler, (emin olmak için fiziki muayene yaptırılmalıdır) huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sık sık gözlenebilir.
*Yeni bir kardeşin doğumu çocukta ilgi ve koruyuculuk, sıkıntı ve kıskançlık gibi çelişkili duygular yaşanmasına neden olur. Artık eskisi kadar sevilmeyeceği korkusu daha anne hamileyken başlayabilir. Son aylarda annenin yorgun, isteksiz ve yeni gelecek kardeşin hazırlıkları ile uğraşıyor olması çocuğun huysuzlaşıp, anneden ayrılmak istememesine neden olabilir.
*Bazı çocuklar kıskançlık duygularını açıkça ortaya koyarak kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, "ondan nefret ediyorum" deme gibi davranışlar gösterirken bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterir, bu davranışın altında çoğu zaman ana-babanın sevgisini kaybetme, tepki görme korkusu yatar.
*Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama yaşanabilir.
  • Çocuğunuza karnınız belirginleşince bir kardeşin geleceğini anlatmalısınız.
  • Karnınızı sevmesine kardeşin hareketlerine dokunmasına hissetmesine izin verin.
  • Bebek için hazırlıkları beraber yapın, onunla beraber gidin, kardeşe alış veriş yapın ve bu alış verişte çocuğunuza da küçük bir hediye alın ki kendisini dışlanmış hissetmesin.
  • Kız çocuklarına bir bebek alın ki sizinle beraber bebekte yaptıklarınıza kendi bebeğinle katılsın. Örneğin: banyo yaptırma, beslenme, mama vermek v.s..
  • Bebeğiniz doğmadan önce evdeki çocuğunuz uzun zamandır istediği arzuladığı bir hediyeyi alın ve saklayın. Bu hediyeye doğum yapıp eve geldiğinizde bebekten abisine veya ablasına hediye gelmiş olsun.
  • Aynı zamanda çocuğunuza fazla değişiklikler yaşatmayın, taşınma, veya anaokulu başlaması gibi. Bunlar gerekiyorsa zamanını mutlaka erteleyin.
  • Çocuğunuzla konuşun ve ona gelecek durumları anlatın. İlk başta çok ilgi, dikkat ve bakıma ihtiyacı olacağını ama bu her bebekte olduğu gibi ondada zamanında olduğunu açıklayın. Onunla oturup bebeklik resimlerini inceleyin ona bu resimlerle birlikte zamanında kendisin de bu kadar çok ilgiye ihtiyacı olduğunu emzirildiğini altı temizlendiğini, anneyi babayı uykusuz bıraktığını anlatın. Aynı şekilde kardeşinin de ilgiye ihtiyacı olduğunu ona izah edin. Ama ona şimdiye kadar onun çok sevildiği gibi bundan sonra da ayni değerde sevileceğinin güvencesini aşılayın. Anne baba evdeki herkes bebeği çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır. Anne bebekle meşgulken baba çocukla ilgilenebilir.
  • Bebekle ilgili işlerin bitirilmesinde çocuktan yardım alıp, işler bittikten sonra çocukla zaman geçirilebilir.
  • Çocukla daha önce yapılan parka gitme, oyun oynama gibi etkinliklerin devam etmesine özen gösterilmelidir.
  • Çocuğa geri plana itildiği değil, aile içinde her zaman yeri olduğu hissettirilmelidir.
  • Çocuğa onunla ilgilenildiğini ve onun hala sevildiğini ifade eden sözler davranışlarla desteklenmelidir.
  • çalışmalıdır.
  • Eve gelen misafirlere de büyük çocuğu unutmamaları ve ona da ilgi ve sevgi göstermeleri hatırlatılabilir.
  • Çocuk kıskanmasın diye bebeği aslında istemiyormuş gibi sözler söylemek bebek çok yaramazmış ve sürekli sorun çıkarıyormuş gibi davranmakta doğru değildir.
  • Çocuklar büyüdüğünde aralarında sürekli kavgalar, dövüşmeler, sürtüşmeler yaşanmaya başlar. Bu durumda anne babanın bu durumun kardeşler arasında yaşanan doğal ve evrensel bir durum olduğunu bilmesi yararlı olur. Böyle durumlarda araya girmemek, anlaşmazlıklarını kendilerinin çözmesi gerektiğini söylemek en iyisidir. Çünkü kardeşler arası kavgalarda kimin gerçekten suçlu olduğunu bulmak çok zordur. İkisi de birbirinden şikayet edecektir. Yanlışlıkla suçsuz olanı cezalandırmanız olasıdır. Genellikle de büyük çocuklar bu kavgalardan haksız çıkarılır 'sen abisin, sen ablasın' diyerek suçlanırlar. Bu durumlar büyüğün küçüğe öfkesini daha çok arttırır.
  • Kardeşler arasında yapılan kıyaslamalarda kardeşler arası ilişkileri olumsuz etkiler.
Aslında kardeş ilişkisi, anne-bebek ilişkisi kadar doğal bir ilişkidir. Bu doğal ilişkide pürüzlere yol açabilecek ana unsur kardeşlerin ihtiyaçlarının iyi ve doğru karşılanmaması; ihtiyacı yeterince karşılanmayan çocuğun da kendisine verilen sevgi, ilgi ve bakım eksikliğini kardeşinden bilmesidir. Diğer yandan kardeş kıskançlığını toptan ortadan kaldırmak da tabiki mümkün değildir. Kardeşlerin varlığını aynı işyerinde çalışan iki tane müdür yardımcısı örneğine benzetebiliriz, aralarında mutlaka ki bir rekabet ve çekişme mevcuttur. Bu iki kişi arasındaki çekişme ve rekabeti daha büyük boyutta bir çatışmaya dönüştürüp dönüştürmemek tamamıyla daha üst yönetimin tutumuna bağlıdır. Onları yarıştırmak yerine, açık ve hakça bir tutum sergileme çatışmayı engeller. Aile içerisinde de buna çok benzer bir sistem vardır. İki tarafı hakça bir şekilde idare etmediğinizde; bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayıp ötekinin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığınızda ama karşıladığınızı iddia ettiğinizde, genellikle ortadaki kavga üst otoriteye yönelmekten ziyade kendi aralarında, kendi düzeyinde gördüklerine yönelecektir.

Sonuç olarak anne babaya düşen görev "acaba çocuklarımızın ihtiyaçları neler; hangisine nasıl davranırsak ihtiyaçlarını gerektiği biçimde karşılamış oluruz" diye detaylıca düşünmektir. Bazı çocukların ihtiyaçları, klasik bir anne-baba yaklaşımıyla karşılanamayacak derecede yoğun olabilir; ihtiyaçlarını ne kadar karşılarsanız karşılayın bunu hissetmekte zorlanan çocuklar vardır. Bu tür durumlarda da psikiyatristler ve psikologlar devreye girebilir



Kaynak:
Çetin ÖZBEY; 'Çocuk Sorunlarına Yapıcı Çözümler'
Ailem ve Ben Dergisi
Prof. Dr. Yankı Yazgan
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kardeş Kıskançlığı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysun AKTAŞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi14 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Aysun AKTAŞ'ın Makaleleri
► Kardeş Kıskançlığı Psk.Elçin BOZ ORHAN
► Kardeş Kıskançlığı Psk.Pınar TURANLI DURMUŞ
► Kardeş Kıskançlığı Psk.Elif Can ÖZTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Kardeş Kıskançlığı' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Affetmek,bağışlamak Şubat 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:32
Top