2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şeker Hastalığı: Belirtileri, Gelişim Evreleri, Tipleri
MAKALE #3553 © Yazan Prof.Dr.Metin ÖZATA | Yayın Eylül 2009 | 90,235 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
ŞEKER HASTALIĞI

Şeker Hastalığı

Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanarak ufak şeker parçalarına dönüşür ve daha sonra bağırsaktan emilerek kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır. Enerji sağlanması için kan şekerinin özellikle kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular olmak üzere tüm organların hücrelerine girmesi gerekir. Kanda bulunan şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu kanda yoksa veya olduğu halde hücrelerce emilemiyor ve etki gösteremiyorsa kandaki şeker hücreye giremediğinden birikir ve şekeriniz yükselmeye başlar. İşte kan şekerinin sabah aç karna yapılan ölçümde 126 mg/dl yi geçmesi durumuna şeker hastalığı diyoruz. Kanda şekeri 180 mg/dl’yi geçince idrarla atılmaya başlar, yani idrarınızda şeker çıkar. Açlık kan şekeri 90 mg/dl üzerinde ise kan şekeriniz bozulmaya başlamış demektir. Hemen bir ENDOKRİN uzmanına başvurunuz. Şekerim sınırda diye kendinizi aldatmayınız.

Şeker Hastalığının Belirtileri

Tip 1 şeker hastalarında çok su içme, çok idrara gitme, çok yemek yenmesine karşın kilo verme gibi şikayetler çok belirgin olduğu halde Tip 2 şeker hastalarında bu belirtiler silik olabilir ve hastalık sinsi bir şekilde başlar. Bu kişilerin çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Bazı hastalarda ise sık idrara gitme, aşırı açlık, zayıflama, halsizlik, görmede bulanıklık, kadınlarda vajinal kaşıntı, susuzluk ve çok su içme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Şeker hastalığında görülen belirtiler şunlardır:

Çok su içme ve ağız kuruması
Çok idrara gitme
Çok acıkma
Çok yemek yemeye rağmen zayıflama ve halsizlik
Yaraların geç iyileşmesi
Cildin kuru ve kaşıntılı olması
Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
Görmede bulanıklık
Vajinal kaşıntı
Yemeklerden sonra uyku gelmesi
Tatlıya düşkünlük
Sinirlilik
El ayalarında ve ayak altlarında yanma
Uzun açlıklarda el-ayak titremesi
Horlama

Şeker Hastalığının Gelişim Evreleri

Şeker hastalığı 4 aşamada adı adım gelişir. Aşağıda verilen bu aşamaları çoğu zaman fark etme imkanı olmaz.
Şeker hastalığının gelişim evreleri şunlardır: :
1.Reaktif hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) evresi
Ailesinde şeker hastalığı olan kişilerde şeker hastalığı ortaya çıkmadan 3-4 yıl öncesi yemek sonrası kan şekerinde düşmeler olmaya başlar. Bunu anlamak için 3 veya 4 saatlik şeker yükleme testi yapılır. 3. ve 4. saatte kan şekerini 80 mg/ dl’nin altına düşmesine hipoglisemi veya kan şekeri düşüklüğü diyoruz. Bu esnada terleme, çarpıntı, nabız ve bazen tansiyon yükselmesi görülür. Bu durumun nedeni insülin seviyesinin yenen yemek sonrası kanda hızla yükselmesi ve daha sonra insülinin kan şekerini düşürmesidir.
2.Dönem: Açlık kan şekerinde bozukluk:
Açlık kan şekerinin 90 ile 126 mg./dl arasında olmasıdır. Bu kişilerde tokluk kan şekeri normaldir.
3.Dönem: Tokluk kan şekerinde yükselme:
Tokluk kan şekerinin, yani yemek sonrası 2. saatteki kan şekerinin 140 ile 199 mg/dl arasında olması durumudur. Bu duruma “gizli şeker “ hastalığı da denir. Bu hastaların % 30’unda 10 yıl içinde şeker hastalığı gelişir. Gizli şeker hastalarında sağlıklı beslenme ve egzersiz büyük önem taşır. Bu hastalarda kalp, göz, böbrek ve sinir hasarları gelişebilir. Bu nedenle gizli şeker ciddiye alınmalı ve kontrollere gidilmelidir.
4.Dönem: Aşikar Şeker Hastalığı:
Bu dönemde şeker hastalığı ortaya çıkmıştır. Artık açlık kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksektir veya tokluk kan şekeri 2. saatte 200mg/dl’den daha yüksektir.

Şeker Hastalığının Toplumdaki Sıklığı:

Diyabet, yani şeker hastalığı ülkemizde ve dünyada hızla artan bir hastalıktır. Ülkemizde şeker hastası kişiler toplumun % 10’nu civarındadır; Diğer bir deyimle her on kişiden 1’inde şeker hastalığı vardır.
Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik ve ailenizden aldığınız genetik eğilim sizde şeker hastalığı gelişmesine zemin hazırlar.
Şeker hastalığını önlemek ve gelişmesini ortadan kaldırmak için sağlıklı beslenmeyi bilmek ve hareketi artırmak gerekmektedir.
Şeker hastalığı körlük, böbrek yetmezliği, inme (felç) ve ayak kesilmesi gibi önemli komplikasyonlara neden olabilmektedir.
Şeker hastalığı, özellikle de Tip 2 Diyabet dediğimiz erişkin tip şeker hastalığı sinsi bir şekilde gelişmekte ve ilerlemektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar şeker hastası olan her üç kişiden 1’inin hasta olduğunu bilmeden yaşadığını göstermiştir. Bu kişiler şeker hastası olduğunu tesadüfen veya başka hastalıklar ortaya çıktığında anlamaktadır.
Şeker hastalığına bağlı komplikasyonlar (organ hasarları) kan şekeri çok yükselmeden 10-20 yıl önce sinsi olarak başlar. Erişkin yaştaki gizli şeker hastalarının çoğunluğu kilolu olduğu için ilaç kullanmaksızın sadece zayıflama, sağlıklı beslenme ve egzersiz ile şeker hastalığı gelişmesini önleyebilirler.
Yapılan çalışmalar kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilmeyen kişilerin oranının kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilen hastaların %35’i kadar olduğunu göstermiştir. Diğer bir deyimle toplumdaki her 3 şeker hastasından birisi henüz hastalık teşhis edilmeden yaşamaktadır. Bu nedenle toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve taramaların yapılması büyük önem taşımaktadır.

a) Şeker Hastalığının Tipleri
Şeker hastalığının bazı değişik tipleri vardır. Bunları aşağıda şu şekil

de sıralayabiliriz:

Tip1 Diyabet
Tip 2 Diyabet
Metabolik Sendrom
Şeker hastalığının nadir görülen genetik tipleri
Pre-Diyabet dediğimiz ‘’Gizli Şeker’’
Gestasyonel Diyabetes Mellitus denilen ‘’Gebelikte görülen şeker hastalığı’’
Brittle (oynak) diyabet

b) Tip 1 ve Tip 2 Diyabet
Şeker hastalığının esasta iki tipi vardır ve bunlar Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak adlandırılır. Bunlardan en çok görüleni Tip 2 diyabettir ve tüm şeker hastalarının %90-95’i tip 2 diyabetlidir.
Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülen ve insülin ile tedavi edilmesi gereken şeker hastalığı tipidir. Bu hastalıkta insülin salgılanması olmadığından dışarıdan yapılan yapay insülin ile tedavi yapılır. Haplar ile tedavisi mümkün değildir. Şeker hastalarının yüzde 10’nunu tip 1 diyabet oluşturur. Tip 1 diyabet 9 aylıktan itibaren görülebilirse de en sık 12-14 yaşlarında ortaya çıkar.
Tip 2 diyabet ise genellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkan şeker hastalığı türüdür. Şeker hastalarının yüzde 90-95’i tip 2 diyabetlidir. Bu tip şeker hastalığında kanda insülin başlangıçta yüksek olmasına rağmen etkisini gösteremez, ve kandaki yüksek kan şekerini hücrelere sokamaz. Bu duruma “ insülin direnci “ adı da verilir. Bununla birlikte bu hastalarda zamanla insülin salgısı bozulabilir ve insülin tedavisine ihtiyaç gerekebilir.


Tip 1 ve Tip 2 diyabet arasındaki farklılıklar aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo: Tip1 ve Tip 2 Diyabetin Özellikleri

ÖZELLİK
TİP 1
TİP 2
Hastalığın başlangıcı
Aniden
Yavaş
Kilo
Genellikle şişman değil
Şişman veya şişman değil
Hastalığın başlangıç yaşı
Çocuklukta
Sıklıkla 30 Yaşından sonra
Ailede başka şeker hastası
%10-15’inde var
%30’unda var
Kanda antikor varlığı
Çoğunda var
yok
Tedavisi
İnsülin Gerekir
Hap ve İnsülin
Kanda insülin
Yok
Önce yüksek sonra az

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Ayrımı Nasıl Yapılır?

Laboratuvar tetkiki olarak ayırım için kanda anti-GAD antikoru, insülin antikoru ve adacık antikoruna bakılır. Bu antikorlar pozitif ise yani varsa o hastada tip 1 diyabet var demektir. Tip 2 diyabetli hastalarda bu antikorlar kanda bulunmaz. Ayrıca mixed yemek testine insülin cevabı ve glukagon iğnesine insülin ve C peptit cevabı da bu konuda kullanılan tetkiklerdir.
C peptit hormon ölçümü de tip 1 ve tip 2 diyabet ayırımında faydalıdır. C peptid pankreasdan insülin ile beraber salgılanan bir hormondur. Tip 1 diyabetli hastalarda C –peptit kanda yoktur.

c) Metabolik Sendrom

Tip 2 diyabet veya gizli şekeri olan kişilerde birlikte tansiyon yüksekliği, kanda trigliserit yüksekliği, insülin hormon yüksekliği, ürik asit yüksekliği ve göbekte yağlanma ve şişmanlık birarada ise bu duruma metabolik sendrom denir. Metabolik sendromu yapan etken insülinin iyi çalışmaması yani insülin direncidir. Bel kalınlığı veya bel çevresi artmış olanlarda (şişmanlarda) bu hastalık daha fazla görülür. Birlikte karaciğer yağlanması, yumurtalıklarda kist (polikistik over hastalığı), kan pıhtılaşmasına eğilim, HDL kolesterolde azalma ve idrarla atılan proteinde artma (mikroalbüminüri) birlikte olabilir. Bu kişilerde kalp koroner damar hastalığı ve tip 2 şeker hastalığı çok sık görülür. Metabolik sendrom sıklığı ülkemizde fazla olup yaklaşık her 100 kişinin 20-25’inde vardır.


d)Gebelik Diyabeti

Sadece gebelik sırasında ortaya çıkan şeker hastalığına gebelik diyabeti denir. Gebe kalmadan önce şeker hastalığı olan kadınlar bu gruba girmez. Gebe kalan kadınların % 4-7’sinde şeker hastalığı ortaya çıkmaktadır. Genellikle gebeliğin 24 ile 28nci haftaları arasında ortaya çıkan bu tip şeker hastalığı bazen şişman bayanlarda gebeliğin ilk aylarında ortaya çıkabilir. Gebelik diyabeti olan kadınlar doğum yaptıktan sonra şeker hastalığı kaybolur, ancak yaklaşık %50’sinde ileriki yıllarda tip 2 şeker hastalığı oluşur. Bu yüzden doğumdan sonra 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekerine bakmak gerekir.


e) Gizli Şeker (Pre-Diyabet)

Açlık kan şekerinin 90 ile 126 mg/dl arasında olmasına ‘’Açlık Kan şekeri Bozukluğu’’ adı verilirken, kan şekerinin yükleme testi (OGTT) sırasında (75 gram glukozla yapılan şeker yükleme testinde) 2. saattte 140 ile 199 mg/dl arasında çıkmasına ise '‘ Şeker Tolerans Bozukluğu’’ veya ‘’Gizli Şeker’’ adı verilir. İşte hem açlık kan şekeri bozukluğuna hem de glukoz tolerans bozukluğuna ‘’Pre-Diyabet’’ adı verilir. ‘’Pre’’ sözcüğü latince ‘’ön’’ veya ‘’erken’’ anlamına gelmektedir. Diğer bir deyimle şeker hastalığının ön veya erken devresi demektir. Bu kişilerde diyabeti önleme programı ile (sağlıklı beslenme, egzersiz ve fazla kiloların verilmesi) hastalık geriletilebilir veya ortaya çıkması geciktirilir.


f) Nadir Görülen Genetik Şeker Hastalığı Tipleri
Tip 1 ve tip 2 şeker hastalığına pek benzemeyen bazı şeker hastalığı tipleri vardır. Bunlardan birisi erişkin yaşta şeker hastalığı gelişen kişilerin %10-15’inde görülen kısaltılmış ismi ‘’LADA’’ olan yada latince açık yazılımı ile ‘’Latent Otoimmün diyabeti” hastalığıdır. LADA tipi şeker hastalığında pankreasdaki beta hücreleri bağışıklık sistemi tarafından yavaş yavaş yıkılır. Bu yıkım arttıkça insülin azalacağından kan şekerinde giderek bir artış olur. Bu hastalar bazen yıllarca insülin kullanmadan sadece tablet şeklindeki ilaçlarla şeker hastalığını kontrol ederlerse de sonra insülin kullanmak zorunda kalırlar.
Diğer bir tip şeker hastalığı ise gençlerde ortaya çıkan tip 2 diyabet olup ‘’MODY’’ adı ile anılır. Bu hastalık daha nadir görülür ve tip 2 diyabet erken yaşta ortaya çıkar; nedeni bazı genetik bozukluklardır.

g) Oynak (Brittle) Diyabet
Sıklıkla tip 1 diyabetli hastalarda bazen de tip 2 diyabetli hastalarda ortaya çıkan ve kan şekerinin gün içinde aşırı azalmalar ve artmalar göstermesi durumuna oynak (Brittle) diyabet adı verilir. Bir hastada ‘’oynak diyabet’’ var diyebilmek için uygun diyet ve günde 4 kez insülin yapılmasına rağmen kan şekerin gün içinde yükselme ve düşmelerle seyretmesi gerekir. Bu hastalarda enfeksiyon, hormon bozukluğu, insülin direnci, mide ve bağırsaklarda gıda emilim bozukluğu, Şafak fenomeni (gece büyüme hormonu artmasına bağlı sabah şekeri yüksekliği), Somogy etkisi (gece şeker düşmesine bağlı sabah reaksiyon olarak kan şekeri yükselmesi) ve psikolojik rahatsızlık gibi nedenler aranır. Bu hastaların büyük çoğunluğunda (yaklaşık % 50’sinde) psikolojik bozukluk vardır. Bazen de şekerdeki oynamalar hastada stres yapar ve psikolojik sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olur. Mide felci denilen gastroparezi de şeker oynamalarına neden olabilir. Bulantı, kusma ve midede dolgunluk varsa bu durumdan şüphelenmek gerekir.

KAYNAKLAR:
1. Prof Dr Metin Özata, Diyabetle kaliteli Yaşam Rehberi, Gürer yayınları, 2009
2. http://www.drdiyabet.com
3. http://www.reaktifhipoglisemi.com
4. http://www.diyetdr.com
5. http://www.zayiflamadr.com
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şeker Hastalığı: Belirtileri, Gelişim Evreleri, Tipleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Metin ÖZATA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Metin ÖZATA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Metin ÖZATA Fotoğraf
Prof.Dr.Metin ÖZATA
İstanbul
Doktor "Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Metin ÖZATA'nın Makaleleri
► Üveit Hastalığı : Tipleri, Belirtileri, Teşhis ve Tedavi ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Füsun UZUNOĞLU
► Okul Öncesi Dönem Gelişim Evreleri Dr.Dilek YEŞİLBAŞ
► Şeker Hastalığı Dr.Fatih DEMİRCAN
► Gebelikte Şeker Hastalığı Prof.Dr.Alparslan BAKSU
► Şeker Hastalığı Ameliyatı Doç.Dr.İbrahim SAKÇAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Şeker Hastalığı: Belirtileri, Gelişim Evreleri, Tipleri' başlığıyla benzeşen toplam 58 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hamilelikte Tsh Yüksekliği ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2010
► İnsülin Direnci Diyeti ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2010
► Naturel Zayıflama Mayıs 2010
► Metabolizma Diyeti Mayıs 2010
► Guatr Ultrasonu Mayıs 2010
► Guatr Biyopsisi Mayıs 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:33
Top