2007'den Bugüne 92,297 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dental İmplant ve Parsiyel Diş Eksikliği: 2000’li Yılların Dental İmplant Uygulama Yaklaşımları
MAKALE #356 © Yazan Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN | Yayın Ekim 2007 | 7,887 Okuyucu
Özet
1960’lı yılların sonlarında klinik kullanıma giren osseointegre implant sistemlerinde, başlangıçta tam dişsizliğin rehabilitasyonuna yönelik olan uygulamalar, bu sağaltımlarda elde edilen deneyim ve başarı sonucu bölümlü dişsizlik olgularında da kullanılmaya başlanmıştır. Bölümlü dişsizlik olguları estetik, biyomekanik ve mikrobiyolojik açılardan tam dişsizlik olgularına göre farklılık gösterdiğinden sağaltım tasarımı aşamasında dikkat edilmesi gereken kendine özgü kuralları vardır. Tasarımı etkileyen etmenler olarak, implant sayısı, lokalizasyonu, boyutları, makro dizaynı ve yüzey özellikleri; destek dişlerin periodontal sağlığı, intermaksiller aralık, iskeletsel ilişki, antagonist ilişki, okluzyon, kas yapısı, parafonksiyonel alışkanlıklar, implant-diş bağlantısı (ataşman tipleri) değerlendirilmelidir. Bölümlü dişsizlik olgularında implant-diş bağlantısı yapılabileceği gibi, salt implant destekli protezler de uygulanabilir. 2000-2005 döneminde PubMed’e giren dişhekimliği dergilerinde bu endikasyon grubuna ait çalışmaların %15’i uzun dönem takipler, %14’ü yumuşak dokular ve patolojileri, %9.8’i hemen-erken yükleme, kalanlar ise çeşitli diagnoz, okluzyon, protez yapım konuları ile ilgilidir.
Anahtar sözcükler: diş implantları, bölümlü dişsizlik
********************************************************************** *****

Osseointegre oral implantlarla ilgili klinik çalışmalar 1965 yılında, total dişsizlik vakalarının sabit protezler ile rehabilitasyonuna yönelik olarak başlamıştır (7). Zaman içersinde osseointegrasyon prensibi tüm bilim çevrelerince benimsenmiş ve osseointegrasyonu amaçlayan çeşitli implant sistemleri ortaya çıkmıştır (1,3,5,8,11). Diş implantları ile rehabilitasyon başlangıçta total dişsizliklerin sabit-hareketli protezler ile tedavisini içerirken, yapılan araştırmalardan elde edilen müspet sonuçların rehberliğinde, günümüzde total dişsizliklerde kullanılan değişik protez tipleri, parsiyel dişsizlik vakalarının rehabilitasyonu, tek diş eksikliklerinin telafisi, diş çekimini takiben hemen (immediat) implant uygulamaları, ortodontik tedavide intraoral ankraj amaçlı implant kullanımı ve genç bireylerde uygulamalar gibi çok geniş tedavi endikasyonlarına ulaşmıştır (2).
Bölümlü dişsizlik olguları estetik, biyomekanik ve mikrobiyolojik açılardan tam dişsizlik olgularına göre farklılık gösterdiğinden sağaltım tasarımı aşamasında dikkat edilmesi gereken kendine özgü kuralları vardır. Dolayısı ile üç ana endikasyon grubundan bir olan “bölümlü dişsizlik” (diğerleri: tam ve tek diş eksiklikleri), literatürde bir ana başlık olarak ele alınmaktadır. Çalışmada bölümlü dişsizlik endikasyon grubu ile ilgili son beş yıl içersinde (2000-2005) yayınlanan ingilizce makaleler taranmıştır. Makalelere ABD kaynaklı bir veritabanı olan ve internet üzerinden erişimi bulunan PubMed/Medline taranarak ulaşılmıştır. MeSH (Medical Subject Headings, US. National Library of Medecine) içinde yer alan “dental implants, partially edentulous”, diş implantları ve bölümlü dişsizlik anahtar sözcükleri kullanılarak yapılan taramada toplam 153 araştırma makalesi tespit edilmiştir.
Bu makalelerin 23 adedi, diğer bir değişle %15’i uzun dönem takipleri içeren çalışmalardır. Uzun dönem olarak 4 yıl ile 15 yıl arası takip sürelerine sahip çalışmalar işaret edilmektedir. Başarı oranları %93 ve üzerindedir. Tek bir çalışmada %89.3 oranında bir başarı oranından bahsedilmiştir.
Yirmiiki adet (%14) makalede ise periodontal dokular ile implant ilişkisi, yumuşak dokular ve patolojileri, perimplantitis ve tedavisi irdelenmiştir.
Üçüncü grup olarak hemen yükleme-erken yükleme (immediate loading-early loading) konuları üzerine 15 adet (%9.8) çalışma olduğu saptanmıştır. Bu altbaşlıkta hemen işlevsel yükleme (immediate functionally loaded) ve hemen atıl yükleme (immediate nonfunctionally loaded) gibi yeni terimlere rastlamaktayız. Diğer bir terim olarak diskluzyonda hemen yükleme (non-occlusal immediat loading) karşımıza çıkmaktadır.
Kalanlar ise çeşitli diagnoz, okluzyon, protez yapım konuları ile ilgilidir.Bu çalışmalar içersinde 3 adet immediat implantasyon (biri olgu sunumu.immediat imp ve immediat loading), 5 adet makalenin kısa implantların başarısı üzerine, 4 adet çalışma çeşitli stent yapım teknikleri, 5 adet çalışma dar-geniş çap implantların kullanım özellikleri ve başarıları üzerinedir. Bu çalışmalarda dar (3.3mm çap) ITI implantlarında kırılmaların olduğu ve sadece gerekli endikasyonlarda kullanımlarının doğru olduğu belirtilmiştir. Geniş çaplı Branemark implantlarında ise beklenilenin aksine düşük başarı oranlarının tespit edildiği bildirilmiştir. Geniş çaplı implantların avantajı olrak da dönme momentlerini azaltmaları belirtilmiştir. Geçici mini-implantlar ile ilgili 3 adet makalede bunların kısmi olarak osseointegre olabildiklerinden bahsedilmiştir.
Sağaltım tasarımını (tedavi planlamasını) etkileyen etmenler olarak, implant sayısı, lokalizasyonu, boyutları, makro dizaynı ve yüzey özellikleri; destek dişlerin periodontal sağlığı, intermaksiller aralık, iskeletsel ilişki, antagonist ilişki, okluzyon, kas yapısı, parafonksiyonel alışkanlıklar, implant-diş bağlantısı (ataşman tipleri) değerlendirilmelidir. Bölümlü dişsizlik olgularında implant-diş bağlantısı yapılabileceği gibi, salt implant destekli protezler de uygulanabilir.
Tasarım aşamasında uygulanması gereken implant sayısı ve protez tipi üzerine çeşitli görüşler bulunmaktadır. Geçmiş dönemde Lekholm ve ark.(12), gibi araştırma grupları başarısızlığa uğrayan implantların çoğunlukla üst çene posterior bölgede kullanılan ufak çap ve kısa boylu olanlar olduğu belirterek genellikle iki implant tarafından desteklenen protezlerde kayıplar ile karşıldığını ileri sürmüşlerdir. Bu saptamaya bağlı olark, bölümlü dişsizlik vakalarında, sadece implant destekli protezler planlandığında, implantların bir üçgenin köşelerini oluşturacak pozisyonda (tripodial) yerleştirilmesi ve en az üç adet implant üzerine protez yapılması tavsiye etmişlerdir. Benzer görüş doğrultusunda Rangert (17) lateral gelen yükleri azaltmak ve implant veya üstyapıda meydana gelen kırılma ve kemik rezorbsiyonu gibi komplikasyonları önlemek için tripodial implant yerleştirilmesini savunmuştur. Güncel uygulamalarda ise pürüzlü yüzeyi bulunan implantlar kullanılmaktadır ve bu tip yüzeye sahip olan implantların kemik bağlantısı cilalı yüzeylere göre daha fazla olduğu için biyomekanik açıdan daha fazla çiğneme kuvvetleri altında fizyolojik olarak osseointegrasyonu korudukları saptanmış olup; dolayısı ile planlamada dört ünite köprü konfigurasyonlarına kadar olan diş eksikliklerinin ekstremitelerde konumlanan iki implant ile desteklenmesi rutin bir uygulama halini almıştır. Özetle, tripodial konfigürasyon öneriminin pürüzlü implantlar için gereksiz olduğu anlaşılarak klinik pratiğinden çıkartılmıştır.
Bölümlü diş eksikliklerinin implantar ile sağaltımına yönelik 2000li yılların ilk yarısındaki yaklaşımları özetlemek gerekirse; öncelikle uzun dönem takip çalışmalarında bu tür uygulamaların oldukça başarı kaydettikleri görülmektedir; öte yandan implant mukoza ilişkisi özellikle parsiyel vakalarda estetiği etkilediğinden ön plana çıkmaktadır; erken ve hemen yükleme uygulamaları implant sağaltımının daha da pratik hale getirilmesi yönünde atılmış adımlar olarak değerlendirilebilir ve önümüzdeki dönemde de bu hedef doğrultusunda çalışmalar yapılmaya devam edileceği anlaşılmaktadır; son olarak, protetik gelişmeler ve okluzyon prensiplerine yönelik bilgi birikiminin arttırılmasına çalışıldığı görülmektedir.

KAYNAKLAR

1-Albrektsson T. A multicenter report on osseointegrated oral implants. J Prosth Dent 1988:60:75-84.

2- Anıl A, Tosun T, Sandallı P. Rutin kontrollerdeki implantların değerlendirilmesi. Oral İmplantoloji Der 1995:2:1-5.

3-Arvidson K, Bystedt H, Frykholm A, von Konow L, Lothigius E. A 3-year clinical study of Astra dental implants in the treatment of edentulous mandibles. 1992:7:321-329.

4-Astrand P. et al. Combination of natural teeth and osseointegrated implants as prosthesis abutments: A two-year longitudinal study. Int J Oral Maxillofac Implants 1991:6:305-312.

5-Babbush CA, Shimura M. Five-year statistical and clinical observations with the IMZ two-stage osteointegrated implant system. Int J Oral Maxillofac Implants 1993:8:245-253.

6-Balshi TJ, Lee HY, Hernandez RE. The use of pterygomaxillary implants in the partially edentulous patient: A preliminary report. Int J Oral Maxillofac Implants 1995:10:89-98.

7-Branemark P-I. Osseointegration and its experimental background. J Prosthet Dent 1983:50:399-410.

8-Buser D, Weber HP, Bragger U, Balsiger C. Tissue integration of one stage ITI implants: 3-year results of a longitudinal study with hollow-cylinder and hollow-screw implants. Int J Oral Maxillofac Implants 1991:6:405-412.

9-Ericsson I, Lekholm U, Branemark P-I, Lindhe J, Glantz P-O, Nyman S. A clinical evaluation of fixed bridge restorations supported by the combination of teeth and osseointegrated titanium implants. J Clin Periodontol 1986:13:307-312.

10-Jemt T, Lekholm U. Oral implant treatment in posterior partially edentulous jaws: A 5-year follow-up study.Int J Oral Maxillofac Implants 1993:8:635-640.

11-Kirsch A, Ackermann KL. The IMZ Osteointegrated Implant System. Dental Clinics of North America.1989:33:733-791.

12-Lekholm U, Van Steenberghe D, Herrmann I, Bolender C, Folmer T, Gunne J, Henry P, Higuchi K, Laney WR, Linden U. Osseointegrated implants in the treatment of partially edentulous jaws: A prospective 5-year multicenter study. Int J Oral Maxillofac Implants 1994:9:627-635.

13-Nyman S, Ericsson I. The capacity of reduced periodontal tissues to support fixed bridgework. J Clin Periodontol 1982:9:409-414.

14-Nyman S, Lindhe J. A longitudinal study of combined periodontal and prosthetic treatment of patients with advanced periodontal disease. J Periodontol 1979:50:163-169.

15-Mombelli A, van Oosten MAC, Schürch E, Lang NP. The microbiota associated with successful or failing osseointegrated titanium implants. Oral Microbiology and Immunology. 1987:2:145-151.

16-Özdemir T, Anıl A, Tosun T, Gökdeniz H, Dilek Ö, Sandallı P. Serbest sonlanan çenelerdeki implant-diş destekli köprülerin değerlendirilmesi. Oral İmplantoloji Der 1994:1:24-27.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dental İmplant ve Parsiyel Diş Eksikliği: 2000’li Yılların Dental İmplant Uygulama Yaklaşımları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Dt. Tosun TOSUN'un Yazıları
► Dental İmplant Dt.Songül MİRZAOĞLU
► Dental İmplant Dr.Dt. Fatih GENCEROĞLU
► Dental İmplant Nedir? Dt.Murat KANLI
► Dental Detox Dt.Güzin KIRSAÇLIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Dental İmplant ve Parsiyel Diş Eksikliği: 2000’li Yılların Dental İmplant Uygulama Yaklaşımları' başlığıyla benzeşen toplam 53 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:14
Top