Şişman Psikolojisi
Şişmanlık, kişinin vücüdunda aşırı yağ birikimi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık kişiyi, önemli sağlık sorunlarıyla yüz yüze bırakır ve bu rahatsızlıkta nedenleri genetik, çevresel ve psikolojik nedenler rol oynamaktadır.
Şişman kişilerde psikolojik bozukluklar oluşabilir. Ya da, psikolojik rahatsızlıklar şişmanlığa yol açabilir. En sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında; panik bozukluk, sosyal fobi ve depresyon bulunmaktadır. Bir diğer nokta ise, kilosu fazla olan kişilerde rastlanılan düşük özgüven ve düşük benlik saygısıdır.
Buna örnek vermek gerekirse, kişi bir kıyafet mağazasına alışveriş yapmaya gittiği zaman üstüne giyecek hiçbirşey bulamayabilir. Ya da çok begendiği bir kıyafeti alamamanın hüznünü yaşayabilirler. Kişiler fiziksel görüntülerinden ötürü dışarı çıkmamayı ve evde hapsolmayı tercih edebilirler. Evde hapsolmak, sosyal hayattan kopmaya yol açar. Kişinin çevresiyle ilişkileri bozulur ve işinden, insanlardan, arkadaşlarından ve hatta ailesinden kopabilir. Bu da kişiyi daha da çok bunalıma itebilir. Aynı zamanda, toplum içinde öğrenilen değerler, zayıflığı güzel olarak adlandırır. Bu nedenle sokakta dolaşan şişman bir kişi, hoşuna gitmeyecek sözler duyabilir ve insanların olumsuz davranışlarına maruz kalabilir. Bu da kişiyi kısır bir döngüye sokar.
Bir başka nokta ise, kişiler, zaman zaman tıkınırcasına yemek yeme alışkanlığı gösterebilirler. Bunun göstergeleri ise; durmaksızın ve hızlı bir şekilde yemek yemek, ve bunun getirisi olan mutsuzluk, kendine olan inancın kaybolması, pişmanlık, kişilere olumsuz duygu durum olarak geri döner. Şişmanlık, tedavi edilmesi zor bir durumdur. Bu nedenle farmokolojik tedavinin ve diyetin yanında psikolojik tedavi de önemli bir unsurdur. Davranış terapileri, kişinin kilo kaybından sonra eski haline dönmesini engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Çünkü kişiler, stres altındayken tekrarlayıcı bir şekilde aşırı yeme tutumu sergileyebilirler. Aynı şekilde psikolojik destek, kişinin kontrollü bir şekilde kilo verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Şişmanlık, kişinin vücüdunda aşırı yağ birikimi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık kişiyi, önemli sağlık sorunlarıyla yüz yüze bırakır ve bu rahatsızlıkta nedenleri genetik, çevresel ve psikolojik nedenler rol oynamaktadır.
Şişman kişilerde psikolojik bozukluklar oluşabilir. Ya da, psikolojik rahatsızlıklar şişmanlığa yol açabilir. En sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında; panik bozukluk, sosyal fobi ve depresyon bulunmaktadır. Bir diğer nokta ise, kilosu fazla olan kişilerde rastlanılan düşük özgüven ve düşük benlik saygısıdır.
Buna örnek vermek gerekirse, kişi bir kıyafet mağazasına alışveriş yapmaya gittiği zaman üstüne giyecek hiçbirşey bulamayabilir. Ya da çok begendiği bir kıyafeti alamamanın hüznünü yaşayabilirler. Kişiler fiziksel görüntülerinden ötürü dışarı çıkmamayı ve evde hapsolmayı tercih edebilirler. Evde hapsolmak, sosyal hayattan kopmaya yol açar. Kişinin çevresiyle ilişkileri bozulur ve işinden, insanlardan, arkadaşlarından ve hatta ailesinden kopabilir. Bu da kişiyi daha da çok bunalıma itebilir. Aynı zamanda, toplum içinde öğrenilen değerler, zayıflığı güzel olarak adlandırır. Bu nedenle sokakta dolaşan şişman bir kişi, hoşuna gitmeyecek sözler duyabilir ve insanların olumsuz davranışlarına maruz kalabilir. Bu da kişiyi kısır bir döngüye sokar.
Bir başka nokta ise, kişiler, zaman zaman tıkınırcasına yemek yeme alışkanlığı gösterebilirler. Bunun göstergeleri ise; durmaksızın ve hızlı bir şekilde yemek yemek, ve bunun getirisi olan mutsuzluk, kendine olan inancın kaybolması, pişmanlık, kişilere olumsuz duygu durum olarak geri döner. Şişmanlık, tedavi edilmesi zor bir durumdur. Bu nedenle farmokolojik tedavinin ve diyetin yanında psikolojik tedavi de önemli bir unsurdur. Davranış terapileri, kişinin kilo kaybından sonra eski haline dönmesini engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Çünkü kişiler, stres altındayken tekrarlayıcı bir şekilde aşırı yeme tutumu sergileyebilirler. Aynı şekilde psikolojik destek, kişinin kontrollü bir şekilde kilo verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Şişman kişilerde psikolojik bozukluklar oluşabilir. Ya da, psikolojik rahatsızlıklar şişmanlığa yol açabilir. En sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında; panik bozukluk, sosyal fobi ve depresyon bulunmaktadır. Bir diğer nokta ise, kilosu fazla olan kişilerde rastlanılan düşük özgüven ve düşük benlik saygısıdır.
Buna örnek vermek gerekirse, kişi bir kıyafet mağazasına alışveriş yapmaya gittiği zaman üstüne giyecek hiçbirşey bulamayabilir. Ya da çok begendiği bir kıyafeti alamamanın hüznünü yaşayabilirler. Kişiler fiziksel görüntülerinden ötürü dışarı çıkmamayı ve evde hapsolmayı tercih edebilirler. Evde hapsolmak, sosyal hayattan kopmaya yol açar. Kişinin çevresiyle ilişkileri bozulur ve işinden, insanlardan, arkadaşlarından ve hatta ailesinden kopabilir. Bu da kişiyi daha da çok bunalıma itebilir. Aynı zamanda, toplum içinde öğrenilen değerler, zayıflığı güzel olarak adlandırır. Bu nedenle sokakta dolaşan şişman bir kişi, hoşuna gitmeyecek sözler duyabilir ve insanların olumsuz davranışlarına maruz kalabilir. Bu da kişiyi kısır bir döngüye sokar.
Bir başka nokta ise, kişiler, zaman zaman tıkınırcasına yemek yeme alışkanlığı gösterebilirler. Bunun göstergeleri ise; durmaksızın ve hızlı bir şekilde yemek yemek, ve bunun getirisi olan mutsuzluk, kendine olan inancın kaybolması, pişmanlık, kişilere olumsuz duygu durum olarak geri döner. Şişmanlık, tedavi edilmesi zor bir durumdur. Bu nedenle farmokolojik tedavinin ve diyetin yanında psikolojik tedavi de önemli bir unsurdur. Davranış terapileri, kişinin kilo kaybından sonra eski haline dönmesini engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Çünkü kişiler, stres altındayken tekrarlayıcı bir şekilde aşırı yeme tutumu sergileyebilirler. Aynı şekilde psikolojik destek, kişinin kontrollü bir şekilde kilo verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Şişmanlık, kişinin vücüdunda aşırı yağ birikimi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık kişiyi, önemli sağlık sorunlarıyla yüz yüze bırakır ve bu rahatsızlıkta nedenleri genetik, çevresel ve psikolojik nedenler rol oynamaktadır.
Şişman kişilerde psikolojik bozukluklar oluşabilir. Ya da, psikolojik rahatsızlıklar şişmanlığa yol açabilir. En sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında; panik bozukluk, sosyal fobi ve depresyon bulunmaktadır. Bir diğer nokta ise, kilosu fazla olan kişilerde rastlanılan düşük özgüven ve düşük benlik saygısıdır.
Buna örnek vermek gerekirse, kişi bir kıyafet mağazasına alışveriş yapmaya gittiği zaman üstüne giyecek hiçbirşey bulamayabilir. Ya da çok begendiği bir kıyafeti alamamanın hüznünü yaşayabilirler. Kişiler fiziksel görüntülerinden ötürü dışarı çıkmamayı ve evde hapsolmayı tercih edebilirler. Evde hapsolmak, sosyal hayattan kopmaya yol açar. Kişinin çevresiyle ilişkileri bozulur ve işinden, insanlardan, arkadaşlarından ve hatta ailesinden kopabilir. Bu da kişiyi daha da çok bunalıma itebilir. Aynı zamanda, toplum içinde öğrenilen değerler, zayıflığı güzel olarak adlandırır. Bu nedenle sokakta dolaşan şişman bir kişi, hoşuna gitmeyecek sözler duyabilir ve insanların olumsuz davranışlarına maruz kalabilir. Bu da kişiyi kısır bir döngüye sokar.
Bir başka nokta ise, kişiler, zaman zaman tıkınırcasına yemek yeme alışkanlığı gösterebilirler. Bunun göstergeleri ise; durmaksızın ve hızlı bir şekilde yemek yemek, ve bunun getirisi olan mutsuzluk, kendine olan inancın kaybolması, pişmanlık, kişilere olumsuz duygu durum olarak geri döner. Şişmanlık, tedavi edilmesi zor bir durumdur. Bu nedenle farmokolojik tedavinin ve diyetin yanında psikolojik tedavi de önemli bir unsurdur. Davranış terapileri, kişinin kilo kaybından sonra eski haline dönmesini engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Çünkü kişiler, stres altındayken tekrarlayıcı bir şekilde aşırı yeme tutumu sergileyebilirler. Aynı şekilde psikolojik destek, kişinin kontrollü bir şekilde kilo verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Şişman Psikolojisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Merve MAMACI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Merve MAMACI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.