2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Servikal Bölge Problemleri
MAKALE #3663 © Yazan Fzt.H. Seren GÜRKAN | Yayın Ekim 2009 | 41,116 Okuyucu
SERVİKAL BÖLGE

Columna Vertebralis

Omurganın en çok servikal ve lumbar bölgelerinde rahatsızlık ortaya çıkmasının nedeni bu bölgelerdeki vertebraların daha hareketli olmaları ve travmalara karşı torakal bölgeye göre daha korumasız olmalarıdır. Servikal ve lumbar bölgelerde vertebraların yumusak dokularla komsuluğu varken torakal bölgede kostalar ve kaslar omurgaya destek sağlarlar.

Vertebralar arasında büyüklük ve şekil bakımından farklılıklar olmakla beraber, esas yapı itibariyle benzerlikler de bulunur.

Birinci servikal vertebra (Atlas) dışında bütün vertebralar iki kısımdan oluşurlar. Önde vertebranın cismi (Korpus vertebra), arkada vertebranın kavisi yer alır (Arkus vertebra). Korpus düz ve silindir biçiminde iken, arkus her iki yanda transvers çıkıntılara, arkada spinöz çıkıntıya sahiptir.

Korpus ile arkus arasında pediküller bulunur. Arkus vertebralar arasında bir vertebranın yer alan inferior fasetleri ile alttaki vertebranın superior fasetleri , faset eklemleri oluşturur. İki vertebra korpusunun arasındaki intervertebral eklemde yer alan diskus intervertebralis şok emici bir yapıya sahiptir. İntervertebral disk, içinde notokord kökenli jelatinöz bir doku içeren nukleus pulposus ve bunu dıştan sarmalayan fibrokartilajinöz yapıdaki annulus fibrosus’dan oluşmuştur.

Eklemlerle beraber vertebraları birbirine bağlayan diğer anatomik oluşumlar ligamentlerdir ve stabilite ve fonksiyonlarda en az eklemler kadar önemli görevlere sahiptir. Anterior longitudinal ligament, bütün vertebraları önden birbirine bağlar, oldukça kalın ve sağlamdır. Zayıf bir yapıya sahip olan posterior longitudinal ligament ise vertebra korpuslarını arkadan birbirine bağlar ve spinal kanalın ön duvarında bulunur. Supraspinöz ligament spinöz çıkıntıları üstten birbirlerine bağlarken interspinöz ligament spinöz çıkıntıların arasında bulunur . Fibröz yapıdaki bu ligamentlerin dışında , elastik ligament yapısına sahip ligamentum flavum laminaları birbirine bağlar ve spinal kanalın arka duvarında yer alır.

Vertebraların vertebral kolonu oluşturmasıyla önde vertebra korpusu, yanlarda ve arkada arkus vertebra tarafından oluşturulan spinal kanal içerisinde medulla spinalis yer alır. Medulla spinalisin uç kısmı (Konus medullaris), üç aylık bir fetusta koksiksin ucunda iken, doğumda üçüncü lumbar vertebranın üst sınırında yer alır. Beş yaşında medulla spinalis ikinci lumbar vertebra seviyesine gelir. Medulla spinalis erişkinde ise L1-2 vertebralar arasında sonlanır. Eğer omurga gelişirken, medulla spinalis kraniale doğru bu yer değişimini sağlayamaza , Medulla spinalisin bu bölümü gerilim altında kalır ve Tethered cord adı verilen klinik tablo ortaya çıkar.

Medulla spinalisin yan taraflarından, nöral foramenlerden her iki taraftan spinal sinirler çıkar. Her bir çift spinal sinir omuriliğin bir segmentine uyar. Spinal sinirlerin 8 çifti servikal, 12 çifti torakal, 5 çifti lumbar ve 5 çifti sakral kökenlidir. Ancak spinal sinir segmentleri aynı isimleri taşıyan vertebraların hizasında bulunmaz, kendilerine uyan vertebralara oranla daha kranialde bulunurlar. Örneğin; omuriliğin sakral segmenti, T12 ve L1 vertebra seviyelerinde bulunur. Fakat sinir kökleri yine de aynı isimli vertebra komşuluğundaki foramenden spinal kanalı terk ederler.

C1-C7 spinal sinirler aynı vertebranın üstünden, C8 (Aynı vertebra olmadığından) T1 vertebranın üstünden , T1-12/L1-L5/S1-S5/Co1 spinal sinirler aynı ismi taşıyan vertebranın altındaki foramenden çıkarlar.

Servikal Bölge

Omurganın servikal bölümü ile ilgili sorunlar hem boyun hem de tutulan taraf üst ekstremitesinde ağrıya yol açar.

Embriyojenik gelişim sırasında vertebral kolonun üç segmenti de benzer özellikler taşırken, daha sonra servikal vertebraların torasik ve lumbar segmentlerden bazı farklılıkları oluşur. Bu farklılaşan özellikler sayesinde servikal vertebralar tüm vertebral kolonun en geniş çapta hareket yeteneğine sahip bölgesini oluştururlar.
Servikal bölgedeki 7 servikal vertebra, 5 intervertebral disk, 12 Luschka eklemi, 14 faset eklem ve çeşitli ligament ve kaslarla bu geniş hareket olanağı sağlanmaktadır.

Servikal vertebra, bir fonksiyonel anatomik incelemeye göre 3 bölüme ayrılır. Buna göre anterior bölümü diskler ve vertebra korpusu, posterior bölümü lamina, pediküller ve spinöz çıkıntı oluştururken, faset eklemler ise 3. bölümü oluşturmaktadır.

Bu anatomik fonksiyonel bölümlemelerin amacı hem vertebraların servikal bölgede fizyolojik hareketlerini anlamak, hem de ağrı ve hareket kısıtlamaları ile sonuçlanan patolojik bozuklukların ayrımına varabilmektir.

Servikal bölge vertebraları, fonksiyonel özellikleri bakımından, üst segment (C1-C2) ve alt segment (C3-C7) olarak iki bölüme ayrılmıştır.

Servikal bölge hareketleri; fleksiyon, ekstansiyon, rotasyon ve lateral fleksiyon olarak sıralanabilir. Baş, boyun hareketlerinde üst segment ve alt segment omurları farklı özelliklere sahiptir.

Üst servikal segment (üst fonksiyonel ünite): Bu bölge atlanto-oksipital bölüm ile atlanto-aksiyel bölümden oluşmaktadır.

Atlanto-oksipital eklem: Atlas solid bir çember özelliğinde ve korpusu olmayan bir vertebradır. Oksipital kemik ile birleşen atlasın (C1) yanlarında bulunan iki konkav yapılı superior faset eklem sagital planda başın fleksiyon ve ekstansiyon hareketini sağlar. Atlasın transvers oluşumları oldukça uzundur ve transvers foramenlerde vertebral arter, ven ve sempatik pleksuslar bulunmaktadır. Ayrıca bu bölgedeki kaslar başın rotasyon hareketini yapar.

Atlanto-aksiyel eklem: Aksis (C2) çiviye benzeyen bir çıkıntı yapan (odontoid oluşum) küçük bir gövdeye sahiptir. Odontoid oluşum atlasın rotasyonunu sağlayarak dönme hareketini oluşturur. Sağa ve sola 45 derece omak üzere 90 derecelik rotasyon hareketi C1'in C2 üzerinde odontoid oluşum sayesinde dönmesi ile gerçekleşir. Ayrıca aksisin her iki yanında bulunan superior faset eklemlerin sagital planda fleksiyon ve ekstansiyon hareketine yardımcı olur.
Aynı eklem yapısı yanlara ve rotasyona yönelik hareketleri kısıtlar. Böylece asırı lateral fleksiyon ve rotasyon önlenmiş olur.
Atlanto-aksiyel ve atlanto-oksipital eklem ünitelerinde vertebralar arasinda disk oluşumu yoktur.
3. servikal vertebranın superior fasetleri ile aksis arasındaki eklem yapısı ve bu vertebralar arasındaki disk oluşumu bu bölgedeki hareketlerin aşırı yapılmasını önleyici bir özellik taşımaktadır.

Üst servikal segment ligamentleri: Atlanto-aksiyel eklem ligamentleri spinal kanalı (spinal kord ve sinir köklerini) travmaya karşı koruyucu rol oynamaktadır. İnternal ligamentler, özellikle boyun bölgesinin stabilitesinin sağlanmasında önemlidir.
Tectorial membran, posterior longitidunal ligament’in bu bölgedeki uzantısı olup, aşırı fleksiyon hareketini önler. Ayrıca, dens ve ligamentlerini sarar.
Atlas’ın Transvers ligament’i,horizontal seyreden güçlü bir bant şeklindedir ve
cruciform ligament denilen bir ligamentöz kompleksin ortasında uzanır. Bu kompleksin diğer bir parçası apikal ligament’tir. Apikal ligament, atlas ile densin birbirine temasını engeller. Cruciform ligament kompleksinin üçüncü parçası ise, alar ligament’tir. Bu kompleks, aynı zamanda, rotasyon hareketini sınırlandırdığı gibi aksis üzerinden oksipito-atlas bileşiminin yana subluksasyonunu önlemektedir.
Ligamentum flavum aksis üzerinden oksipito-atlas bileşimini ileri doğru subluksasyonundan korur.


Alt servikal segment (Alt fonksiyonel ünite): C1 ve C2 dışındaki diğer 5 servikal omurda (C3-C7) bir omur gövdesi, iki pedikül, iki lamina ve bir spinöz çıkıntı bulunmaktadır. C3 ve C6 arasındaki tüm tranvers çıkıntılarda vertebral arter, ven ve sempatik sinir veya pleksusu kapsayan bir oluk (transvers foramen) bulunmaktadır. C3-C7 arası servikal omurların anterior kısmı posteriordan daha uzundur. Aynı zamanda intervertebral disklerin de anterior bölgede posteriordan daha geniş olması servikal lordotik yapının oluşumunu sağlamaktadır. C7 vertebra, spinal prosessinin daha uzun olması nedeniyle diğer alt segment vertebralarından farklıdır ve bu nedenle, “vertebrae prominens” adını alır.

Alt segmentte intervertebral diskler, anterior ve posterior ligamentler, faset eklemler, ligamentum flavum, ligamentum nuchae ve intertransvers ligament bulunmaktadır. Bu bölgedeki fonksiyonel hareketler lumbar bölgedeki omurların özelliği ile benzerlik gösterir ve ön yüzde ağırlık taşımaya karşı direnci, arka yüzde ise omurların kayma hareketinin sağlanmasını içerir.

Alt Servikal Segment Ligamentleri: Stabiliteye yardım eder ve mobiliteyi sağlarlar.
Anterior longitudinal ligament, diğer yumuşak doku yapılarıyla birlikte intervertebral eklemin ön yüzünü sarar ve servikal ekstansiyonu limitler. Ligamentum nuchae, güçlü, fibroelastik bir yapıdır ve eklemleri posteriordan sarar. Ligamentum flavum, laminaları birbirine bağlayan oldukça esnek bir bağdır. Posterior longitudinal ligament, sakrumdan aksise kadar uzanır ve disklerin posteriora yer değiştirmesini önler. Fleksiyon hareketiyle gerilip, ekstansiyonda gevşer.

Servikal Bölge Eklemleri:

İntervertebral eklem, simfizis tipinde bir eklem olup, vertebra korpusuyla, intervertebral diskin avasküler bölgesi arasındadır. Uncovertebral eklemlere fleksiyon ekstansiyon hareketlerinin gerçekleştirilmesinde yardım eder.

Uncovertebral eklem, unciform proseslerle vertebra gövdesindeki fasetler arasındadır. İntervertebral diskin lateral köşelerindeki çatlaklar yoluyla oluşmuş fibröz bir yapı, ya da, gerçek bir sinoviyal eklem olduğu düşünülmektedir. Bu eklem, mobiliteye katkıda bulunur ve fleksiyon ekstansiyon hareketlerinin kayma komponentini gerçekleştirir. Eklemin pozisyonu, posterolateral disk lezyonlarında, sinir kökleri için sınırlı bir koruma oluşturur.

Zigapofizeal eklem, gevşek fibröz kapsülü olan bir eklemdir. Artiküler fasetler ortalama 45 derecelik bir açıyla yerleşmiştir ve lateral fleksiyon ve rotasyon hareketlerine izin verir.

Servikal Bölge Kasları:

Servikal bölgede, fleksor hareketi yapan esas kaslar; longus capitis, longus colli, rectus capitis anterior ve lateralis ile hioid ve suprahioid kaslardır.

Ana ekstansor kaslar ise; rectus capitis major ve minör, semispinalis capitis, longismus capitis ve splenius capitistir. Boynun ekstansor hareketini sağlayan kısa kaslar; rectus capitis minör ve major ile obliquus capitis superior ve inferior’dur.

Bölgenin lateral fleksiyon hareketinde önemli olan kaslar ise, scalenus anterior, medius ve posterior’dur. Scalenus anterior ve medius aynı zamanda 1 kostayı yukarı çekerken, scalenus posterior 2. kostayı yukarı çeker.

Üst servikal segmentin ekstansor hareketi atlanto-aksiyel eklem bölgesinden kaynaklanır. Fleksor kaslar ise daha çok orta servikal bölgede (C4-C5) bulunmaktadır. Boyun hareketlerinde oynadıkları rol nedeniyle travmaya uğrayan bu kaslar aynı zamanda boyun bölgesinde ağrılı tetik noktaları da kapsarlar.

Servikal Sinirler:

Servikal bölgede de diğer spinal sinirler gibi spinal kord gri maddeden kaynaklanan anterior (ventral) motor ve posterior (dorsal) sensoryal sinir liflerinin vertebral alanı terk etmeden önce bilateral olarak birlesmesi ile olusan tek tek kökler vardır.


Sinir
Köken
Duyu
Motor
n. occipitalis minor
C2 – C3

Superior kulak arkası
Yok
n. auricularis major
C2 – C3
Parotis bezi ve kulak altı
Yok
n. transversus cervicalis
C2 – C3
Boyun ön üçgeni
Yok
n. supraclavicularis
C2 – C3
Clavicula üzeri, trapez ve deltoid
Yok
Ansa cervicalis
C1 – C3
Yok
mm. omohyoideus sternohyoideus sternothyroideus
n. pherenicus
C3 – C5
Pericardium ve mediastinal pleura
Diyafram

Fonksiyonel ünitede üst ve alt servikal segmentte farklılıklar olduğu gibi servikal sinirler de üst ve alt segmentlerde farklılıklar taşımaktadır. Üst servikal sinirler (C1-C2 ve C3'ün dalı) baş, yüz ve boyun bölgesini innerve ederler. Servikojenik baş ağrılarının bu bölgeden kaynaklandığı savunulmuştur. Ağrı üst 3 servikal segmentin ligamentleri, eklemleri, kasları ve hatta dura, posterior fossa ve vertebral arterlerinden kaynaklanabilir.
Ayrıca oksiput, atlas ve aksis arasında disk olmayışı ve bu ilk üç servikal omur arasında intervertebral foramina bulunmaması nedenleriyle bu bölgeden kaynaklanan şikayetler disk seviyesi ve foramenler ile açıklanamamaktadır. Oysa alt servikal bölgeden kaynaklanan şikayetler disklerde veya foraminalarla oluşan patolojilere bağlı olarak gelişir. Bunun için C3 ve C8 arası servikal köklerin innerve ettiği yapılar iyi bilinmelidir.

Alt Servikal Bölgede Sinir Kökü Basısına Ait Bulgular

Ağrı
Motor disfonksiyon
Sensoryal
disfonksiyon
Refleks değişiklikleri
C5
Omuz ve üst kol ağrısı
Omuz kaslerinde (deltoid-supraspinatus- infraspinatus) abdüksiyon ve eksternal rotasyon
Omuzun üst ve
yan kısımları
Biseps
C6
Önkolun radyal
dağılımında ağrı
Biseps ve brakialis kasleri dirsek fleksiyonu ve bilek ekstansorlarının supinasyonu
Başparmak ve önkolun radyal dağılımı
Brakioradyal ve başparmak refleksi
C7
Önkolun dorsal dağılımında ağrı
Triceps kassi
Dirseğin ekstansiyonu
İşaret parmağı ve orta parmak
Triceps refleksi
C8
Önkolun ulnar dağılımında ağrı
Elin intirnsik kasleri abduksiyon – adduksiyon
Yüzük parmağı ve küçük parmak
Bulgu yoktur.

Servikal bölgede sempatik sinir sistemi: Servikal bölgede sempatik sinir sisteminin sempatik zincir ve vertebral sinirler olmak üzere iki büyük komponenti vardır.
Bu komponentlerin dolaşım sistemi, ter bezleri, kıl folikülleri ile ilişkisi olduğu halde ağrı oluşumu ile ilgili mekanizmalar henüz tartışmalıdır. Ancak ağrı ve parestezinin iletisinde sempatik sinirlerin rol oynadığı iyi bilinen bir gerçektir. Klinik olarak bazı semptomların oluşmasında sempatik sinirlerin sorumlu olduğu düşünüldüğünde bu alanı kapsayan sempatik ganglionun (örnegin stellar ganglionun) bloğu etkili olmaktadır. Boyun ve omuz-kol ağrılarında sempatik sinir bloklarının da yeri olduğu kanıtlanmıştır.

Servikal Bölgenin Sık Görülen Patolojileri

Servikal bölge problemleriyle doktora başvuran kişilerin büyük çoğunluğunun sorunu akut servikal strain veya servikal osteoartrittir. Çoğu travmatik durum, 2 – 4 haftalık konservatif tedavi ile iyileşir. Yine aynı şekilde, birçok osteoartrit vakası da ilaçlara ve fizyoterapiye yanıt verir.
Bununla birlikte, diagnostik testler ve ek tedaviler gerektiren ciddi servikal patolojilerin habercisi olan birtakım bulgular vardır. Bunlar, biomedial risk faktörleri olup, literatürde “red flag” adını alır.

Aşağıda, boyun ağrısı şikayetiyle başvuran hastalarda “red flag” olarak tanımlanabilcek durumlar yer almaktadır:

Yakın zamanda olan boyun bölgesindeki düşme veya travma öyküsü
İnflamasyon bulguları (rubor, dolor, tumor, color, functio lassa)
Açıklanamayan kilo kaybı
Açıklanamayan ateş (özellikle diabetik hastalarda)
Kanser öyküsü
Kronik steroid kullanımı
Ciddi kas zayıflıkları, ellerde atrofi, üst ekstremite ağrıları ve sıcaklığında azalma, yürüme bozuklukları veya babinski işaretini içeren spinal kord basısına dair bulgular

Bu semptomlar; enfeksiyon, tümör, herniasyon, myelopati, kırık veya subluksasyon gibi ciddi bir sorunun habercisi olabilir. Eğer hastada “red flag” işaretleri yoksa, rutin tedaviler uygulanır. (NSAID, istirahat, FTR)

Servikal bölgenin en sık görülen patolojileri;

Servikal disk dejenerasyonu
Dejeneratif osteoartrit
Osteofitik kök felci
Spinal enfeksiyonlar
Spinal tümörler
Vertebrobasilar yetmezlik
Torasik outlet sendromu
Refleks sempatik distrofi
Fibromyalji
Servikal myelopati
Servikal Disfonksiyon
Romatoid artrit
Travmatik artrit
Whiplash
Klippel – Feil sendromu
Polimiyalji romatika
Dev hücreli arterit veya temporal arterit
Sabah görülen baş ağrıları (matutinal headaches)

Servikal Disk Dejenerasyonu

Dejenere servikal disk, genellikle, posterior longitudinal ligamenti yırtarak posteriora doğru yer değiştirir. Daha az olmakla birlikte, laterale, uncovertebral eklemlere doğru yer değiştirerek, sinir köküne bası yapar.

Servikal disk lezyonlarında semptomlar sinir kökü basısıyla benzer özelliklerdedir ve bulgular, tipik olarak, minimal fiziksel aktivite sonrası ya da uzun süreli rahatsız edici pozisyonlarda kalma neticesinde ortaya çıkar. Ağrı, sıklıkla, unilateraldir ve servikal bölgenin ya da scapular alanın herhangi bir yerini tutabilir.

Cloward, tipik bir ağrı paterni tanımlamıştır. Buna göre, ağrı servikal bölgede başlar, ardından azalarak, hızlı bir şekilde skapula, omuz ve üst kola yayılır. Arkasından ağrı önkola ve ele inebilir.

Servikal disk lezyonlarının semptomları, limitli faset eklem semptomlarına benzer şekilde ilerler. Ağrılı veya kısıtlanmış boyun hareketleri birkaç ay süresince intermittant olarak görülebilir. Başlangıçta, hasta sadece parestezi tanımlar, fakat sinir kökü etkilenmeye başladığında, ağrı çok şiddetlenirken, ani ve aşırı boyun hareketleriyle daha da artar.

Kök etkileniminin klinik göstergesi; posterolateral bulging, veya akut disk ekstrüksiyonundan kaynaklanan, akut radikülopati olarak tanımlanabilir. Bu durumda, tendon refleksleri azalmıştır ya da tamamen kaybolmuştur. Kas zayıflıkları başlamıştır. Eğer disk, spinal korda bası yapıyorsa, hastada spastisite, babinski, klonus gibi myelopatik işaretlere bile rastlanabilir.

Servikal disk lezyonlarının tedavisi ağrının doğasına bağlıdır. Eğer ağrı subakut dönemdeyse ve semptomlar henüz rahatsız edici değilse, gerekli olduğu durumlarda manipulasyon kullanılabilir. Eğer, ağrı akut dönemdeyse ve semptomlar çok rahatsız ediciyse, hastaya daha nazik yaklaşılmalıdır. Tedavi teknikleri devamlı yapılan değerlendirmelere göre şekillendirilmelidir. Tedavinin ilk aşamasında, hasta, genel postür, uyuma pozisyonu, yastık seçimi gibi konularda bilgilendirilmelidir. Bu aşamada egzersiz eğitimine geçilebilir.

Dejeneratif Osteoartrit

Dejeneratif osteoartritte, hyalin kıkırdak ve subkondral kemikte osteofit oluşumu ve sklerozla birlikte gelişen hasar mevcuttur. Servikal hareketler limitlidir. Özellikle rotasyon hareketlerinde sorun yaşanıldığından hastanın araba kullanması oldukça zorlaşmıştır.
Oluşan dejeneratif değişiklikler, sıklıkla servikal spondiloz olarak belirti verir. Bununla beraber, büyük X-ray değişikliklerinde bile semptomlarda çok küçük değişmeler olabilir. Uncovertebral eklemde oluşan dejeneratif değişmeler sonucunda, osteofitik oluşumlar, sinir köküne veya vertebral artere bası oluşturabilirler.

Osteofitik Kök Felci

Bu problem, kola yayılan şiddetli bir ağrıya neden olur. Hastalar, genellikle yaşlıdır. Nörolojik bulgular, sadece bir sinir kökünü etkiler. Bu hastalarda, manipulasyon teknikleri kesinlikle kontraendikedir.

Spinal Enfeksiyonlar

Osteomyelit veya epidural apseler örnek olarak sayılabilir. Sorumlu organizma, staphylococcus aureus, mycobacterium tuberculosis veya nadiren, brucella olabilir.

Spinal Tümörler

Genellikle ekstraduraldir ve bronkus, göğüs, prostat, böbrek veya tiroid bezlerinden kemiğe metastaz yapmıştır. Genellikle, gece ağrıları görülür. Farklı postürlerle ağrıda azalma olmaz. Lezyonun büyüklüğüne göre her tür bulgu görülebilir. Primer olarak rastlanan tümörler; meningioma, nörofibroma ve glioma’dır.

Torasik Outlet Sendromu

Brakial pelksusu ve beraberinde nörvasküler yapıları etkileyen, postür değişimleriyle etkilenen kompresyon durumudur. Alt truncusa (C8 – T1) bası oluştuğu zaman, sadece distal semptomlar görülür. TOS oluş mekanizmasında 1. kostanın yapısal anomalileri rol oynayabilir. Scalen kaslar, TOS’un tanı ve tedavisinde son derece önemlidir. Bulgular, bilateral olabilir. Ağrılar, yanma tarzındadır ve önkolun medialine kadar uzanır. Distalde dolaşımsal bozukluklar ve ödeme rastlanabilir. Gece ağrılarına sık rastlanır.

Refleks Sempatik Distrofi

Sinir etkilenimi olarak veya olamadan oluşan ekstremiteleri etkileyen kompleks bir rahatsızlıktır. İnatçı bir şekilde seyreden, periferal yanma ve kas zayıflığı görülür. (hiperparestezi) vazomotor ve duyusal değişiklikler, renk değişimleri, trofik deri değişiklikleri, kas zayıflığı, tremor, kas spazmları ve kontraktürler görülebilir.

Servikal Myelopati

Servikal omurgadaki dejeneratif değişikliklerin sonuçlarından biridir. Osteofit oluşumuyla birlikte, santral kanal stenozu meydana gelir ve ligamentum flavumda hipertorfi gelişir. Ağrı, özellikle ellerde uyuşukluk, ürperme, kas zayıflığı ve beceriksizliğin eşlik ettiği disestezi tarzındadır.

Whiplash

Özellikle araç içi trafik kazalarında görülen bir yaralanma şeklidir. Şiddetli hiperekstansiyonu takiben gelişen, şiddetli hiperfleksiyon şeklindeki yumuşak doku yaralanmasıdır. Akut dönemde, yaralanmanın şiddetine göre, boyunluk, NSAID, buz kullanılabilir.

Polimiyalji Romatika

En çok, orta yaş grubundaki kadınları etkiler. Yorgunluk, ateş, depresyon, kilo kaybı ile birlikte seyreden boyun ve omuz bölgesindeki ağrı ve sertlik olarak tanımlanabilir.

Dev hücreli arterit veya temporal arterit

Polimiyalji Romatika ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Genellikle yaşlı insanları etkileyen bilinmeyen bir etyolojiye sahip vaskülit durumudur. Hasta çok şiddetli temporl baş ağrısı tarifler.


Servikal Disfonksiyon

3 ana klinik bulgusu vardır.

  • Boyun bölgesinde ağrı
  • Postürde ve hareketlerde değişiklikler
  • Günlük aktivitelerde fonksiyonel yetersizlik

Ağrı, boyun, suboksipital bölge ve frontal bölgede olabilir. Boyunun pozisyonuna göre ağrı şekil değiştirir. Özellikle fleksiyon ağrıyı arttırır niteliktedir. Genellikle unilateraldir. Sıklıkla gece boyu devam eder veya sabah erken görülür. Pasif hareket limitasyonu vardır ve boyun kaslarının görünümü değişmiş, sertliği azalmıştır. Bazı vakalarda, ağrıya, mide bulantısı, görsel problemler, baş dönmesi eşlik edebilir. Klinik tabloya LBP’in eşlik etme oranı %49’dur.


Cranio-cervical Flexion Testi

Boyun problemleri ve derin boyun fleksörleri (longus capitis – longus colli) arasındaki ilişkiyi göstermek amacıyla yapılan bir çalışmada,

Yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin seçilen olguların boynuna yüzeyel EMG elektrotları bağlanamış ve boyun bölgesinin altına bir basınç sensörü konularak, cranio-cervical fleksiyon (posterior servikal tilt) yapmaları istenmiştir.

Boyun bölgesinde herhangi bir semptomu bulunmayan olgular, basınç sensörüne ulaçşabilmişler ve basıncı 26-28 mmHg arasında tutabilmişlerdir.

Semptomatik olgular;
  • Basınç sensörüne ulaşamamışlardır.
  • Düşük seviyelerde (22 – 24 mmHg), basınç sensörüne ulaşabilmişler fakat yüzeyel kas aktivitesiyle bunu gerçekleştirmişlerdir.
  • Yüksek seviyelerde (26 – 30 mmHg), hedefe ulaşabilenler, asemptomatik olgular gibi tutamamışlardır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Servikal Bölge Problemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fzt.H. Seren GÜRKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Fzt.H. Seren GÜRKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Fzt.H. Seren GÜRKAN'ın Makaleleri
► Genital Bölge Estetiği Dr.Muhammet ERKAN
► Genital Bölge Estetik Ameliyatları Op.Dr.Evren HELVACI
► Kadında Genital Bölge Estetiği Prof.Dr.Aylin BİLGİN KARABULUT
► Kadınlarda Genital Bölge Estetiği Op.Dr.Aylin KARANLIK
► Rahim Ağzında Yara (Servikal Erozyon) Op.Dr.Kutlugül YÜKSEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Servikal Bölge Problemleri' başlığıyla benzeşen toplam 66 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:04
Top