2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kalsiyum : Vücudumuzun Cevheri
MAKALE #3771 © Yazan Dyt.Pınar AKKUZU | Yayın Ekim 2009 | 5,143 Okuyucu
Kalsiyum, bedenimizin en çok ihtiyaç duyduğu besin öğelerinden biridir. Çünkü dengede durmamızı, yürümemizi sağlayan, bedenimizin çatısı iskeletimiz için temel yapım maddesidir. Ancak bu kadarla da sınırlı değil. Aslına bakılırsa, beden için bu kadar değerli sayılacak bu cevherle ilgili pek bilgi sahibi sayılmayız. Sütte bulunduğu ve özellikle kemik erimesi problemlerinde bolca tüketilmesi gerektiği dışında çok ta bilgimiz yok. Peki, kalsiyumla ilgili bilinmesi gerekli olanlar neler? İşte kalsiyumla ilgili bir takım bilgiler.

Yeni doğmuş bebeğin vücudunda yaklaşık olarak 30 g kadar bulunuyor. Ergenlerde ise bu miktar 1000 ile 1200 g.’a kadar çıkıyor. Vücutta bulunan bu değerlerin % 99’u iskelet sistemimizi oluşturan kemiklerde ve dişlerin yapısında yer alıyor. Geriye kalan % 1’lik kesim ise vücut sıvılarımızda bulunuyor. İskeletteki % 99 oranında bulunan kalsiyumun değişimi oldukça zor. Ancak vücut sıvılarında yer aldığını söylediğimiz % 1’lik kısımdaki kalsiyum ise kolayca değiştirilebilir nitelikte bulunuyor. Kolay değişebilir olarak bahsettiğimiz kalsiyum, uzun kemiklerin dış kısımlarında kristal yapıda bulunuyor. Bu kısmın değişebilirliğinden kast ettiğimiz ise, kemiklerin dış kısımlarında bulunan kalsiyumun, özellikle gebelik, emziklilik ve büyüme sırasında artan kalsiyum ihtiyacını karşılamak için kolayca hareket ederek gerekli bölgelere ulaşabilmesidir. Ancak uzun süreli kalsiyum yetersizliklerinde kemiklerin dış kısmındaki kristalize kalsiyumun miktarı bittikten sonra, kemiğin iç kısımları olan dayanıklı kısımları da yavaşça çözünmeye başlayacaktır. Bu yüzden kemik sürekli olarak yapım ve yıkıma uğrayacaktır. Bu yapım ve yakım bireyin yaşına ve fizyolojik durumuna göre farklılık göstermektedir. Büyümenin hızlı olduğu çocukluk döneminde ve ergenlik döneminde kemik yapımı hız kazanır. Otuz yaşına kadar yapım yavaşlayarak devam eder. Ve otuz yaşında kemikteki mineral yoğunluğu en üst seviyesine varır. Otuz yaşından sonra ise yıkım işlemi yapımın önüne geçerek menopozla birlikte iyice artmaya başlar. Erkeklerde yıkım işlemi kadınlara oranla daha yavaş seyreder.

KALSİYUMUN VÜCUDUMUZDAKİ İŞLEVLERİ NELERDİR?

· İlk işlevi yazının başında da belirttiğimiz gibi, kemiklerin ve dişlerin yapısını oluşturarak, gelişimlerini ve sağlığını korumaktır.

· Kandaki kalsiyum ise kanın pıhtılaşması için önemli bir etkendir.

· Hücre membranının taşıma işlevinde etkilidir. Bununla birlikte sinir iletiminde görev alan nörotransmitterlerin salınmasında, protein hormonlarının işlevleri ve hücre içi ve hücre dışı enzimlerinin aktivasyonunda etkilidirler.

· En önemli görevlerinden biri de kalp atımında etkili olmasıdır. Kalp kasının düzenli olarak kasılması ve dinlenmesi için sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum iyonlarının arasında sağlanan denge gereklidir. Kan kalsiyumunun düşmesi ise, bu dengeyi bozacağı için kalp spazmı, tetani ve solunum yetmezliği gibi problemleri de beraberinde getirecektir.

D vitamini varlığı, gebelik gibi kalsiyum gereksinmesinin arttığı durumlar, ince bağırsakların düzenli hareketi kalsiyum emilimini arttıran etmenlerden sayılabilir. Diyette posanın çok fazla tüketilmesi (özellikle düşük enerjili zayıflama diyetleriyle birlikte aşırı tüketilen posa), sindirim ve milimde meydana gelebilecek düzensizlikler ve problemler ve östrojen hormonunun salgısının durduğu menopoz döneminde kalsiyumun emilimi azalır.

Normal diyetlerde (bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivitesine ve vücut gereksinmelerine uygun olarak tasarlanmış diyetlerde), kalsiyumun emilme oranı % 20 ile 40 arasında değişmektedir. Daha öncelerden tahıllarda bulunan fitik asitten dolayı kalsiyum emiliminin azaldığı görüşü hakimdi. Ancak şimdi bu görüş doğruluğunu yitirmiş durumdadır.

Ancak değişmeyen ve gittikçe desteklenen tek bilgi D vitaminin kalsiyumun kullanılmasında büyük roller üstlendiği bilgisi olmuştur. Kalsiyumun ince bağırsaklardan emilmesi ve vücutta birikmesi bireyin gereksinimlerine göre değişmektedir. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi kalsiyum gereksinmesinin arttığı durumlarda kalsiyum emilimi ve birikmesi daha fazla miktarlarda olmaktadır. Ancak düşük kalsiyumla beslenen bazı bireylerde kalsiyum eksikliğinin yaşanmaması da saptanan gerçekler arasındadır. Bu durum şu şekilde açıklanabilir. Bu kişiler, düşük düzeylerde aldıkları kalsiyumun emilimini diğer bireylere göre daha hızlı gerçekleştirmektedirler. Ayrıca bu bireylerde kalsiyum atımı olabildiğince düşük seviyelerde tutulmaktadır. Bu yüzden bu bireylerin vücutlarına aldıkları kalsiyum miktarı az bile olsa, kullanım olarak daha elverişli hale getirilmektedir.

Biraz önce kalsiyumun faydaları arasında kalp kasılmasından sorumludur şeklinde bahsetmiştik. Bu görevi üstlenen kalsiyum, kanımızda bulunan kalsiyumdur. Kanımızda bulunan kalsiyumu kemiklerimizde bulunan kalsiyum dengelemeye çalışır. Kan kalsiyumu düştüğünde ve ya alt sınıra yaklaşarak tehlike yaratabilir düzeye geldiğinde vücudumuzdan salgılanan paratroid denilen bir hormon sayesinde kemiklerden bir miktar kalsiyum yıkılmaya başlar ve bu yıkılan kalsiyum kana geçerek, yoksunluk durumunu ortadan kaldırır. Bu hormon aynı zamanda böbrekten atılan kalsiyum miktarının azaltılmasını ve bağırsaklardan emilimi gerçekleşen kalsiyum miktarının artmasını sağlamaktadır. Kandaki miktarı normal sınırlara geldiğinde ise bu sefer kalsitonin hormonu salgılanmaya başlar. Bunun anlamı, kandaki kalsiyumun normal seviyelere yükseldiği ve artık kalsiyumun kemiklerde birikmeye başlamasının zamanının geldiğidir.

Vücuttaki kalsiyum dengesinde etkili olan bir diğer faktör ise ruhsal durumudur. Bunu bir araştırmayla da açıklayabilir. Günlük 574 mg kalsiyum tüketen bir bireyin vücudunda biriktirdiği kalsiyum miktarına bakıldığında 60 mg olduğu gösterilmektedir. Yani bu durum bahsedilen birey için pozitif bir kalsiyum miktarıdır. Aynı bireyin üzüntü ve baskı altında olduğu durumlarda 921 mg kadar kalsiyum alsa bile, pozitif kalsiyum miktarı saptanamamıştır. Bireyin üzerindeki baskı ve sıkıntı durumu kalktığında ise, bireyin pozitif kalsiyum dengesinin saplanmaya başlandığı ne tolarark gözlenebilmiştir.

Son zamanlarda yapılan bir araştırma ise, terle birlikte bir ksım kalsiyumun atıldığı şeklindedir. Bunun yanında diyetle birlikte normalden fazla miktarlardaki protein, tuz ve kafein (fazla içilen çay ve kahve) kalsiyum atımının fazlalaşmasına neden olmaktadır. Bu atım idrarla birlikte olur. Menopoz döneminde ve hareketsiz bir yaşam sürüldüğünde de kemiklerden çekilen kalsiyum miktarı artar. Ve diyetten alınan kalsiyumun biyoyararlılığı da azalır.

Vücudumuzun bir başka kalsiyum atımını gerçekleştirme yolu gaitadır. Bu yolla atım yaklaşık olarak 100-130 mg civarında olarak bildirilmiştir. Bu miktar vücuda alınan kalsiyumun % 65-75 kadarıdır. Yani kısacası idrarla attığımız miktarı 50 mg ile 300 mg civarında hesaplarsak, terle de her gün ortalama 15 mg civarında kalsiyum attığımızı düşünürsek, bir günlük kalsiyum kaybımız 265 mg olarak hesaplanabilir.

KALSİYUM GEREKSİNMEMEİZ

Bir günde bir ergenin alması gereken kalsiyum miktarı tam olarak bilinmemektedir. Bunun nedeni çeşitli etmenlerin kalsiyumun kullanılmasını negatif ve ya pozitif yönde etkilemesidir. Kalsiyum dengesiyle ilgili yapılan deneylerde yetişkinlerde kalsiyum dengesinin sağlanması için gerekli miktarın günde 800 mg ile 1200 mg arasında olması gerektiği yönünde sonuçlar vermiştir.

Çocuklardaki kalsiyum ihtiyacının saptanmasında daha farklı metotlar söz konusudur. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bebekte ortalama 30 mg kadar kalsiyum bulunmaktadır. Yetişkinliğe ulaştığında ise bu miktar 1000mg ile 1200 mg civarına yükselir.bir çocuğun günde 500 mg kalsiyum aldığı tahmin edilirse ve bunun ortalama % 30’u emiliyor gözüyle bakılırsa ancak 20 yılda yetişkinlerin değerlerine ulaşmaktadır.

Yetişkinlerde diş ve ya kemik oluşumu için fazladan kalsiyum miktarı gerekmediği için, vücudun deposunu eksiltmeyecek kadar kalsiyum miktarı alınması yeterli olarak öngörülmüştür.

Gebelik ve emziklilikte ise kalsiyum gereksinimi artar. Gebelik boyunca yeni doğan bebeğin vücudundaki kalsiyum, emziklik döneminde de bebek için gerekli sütteki kalsiyum annenin diyetinden sağlanmaktadır. Emzikli bir kadın günde 250 mg civarında kalsiyum salgılar. Bu nedenle sık gebe kalan kadınlarda ard arda ve gittikçe artan miktarlarda kalsiyum gereksinmesi olduğu için kemiklerde yumuşamalar meydana gelir. bu duruma osteomalacia denilmektedir. Son günlerde adından sıkça bahsettiren Osteoporoz ise, kemik kaybı olarak açıklanabilir. Nedenleri arasında hormonsal dengesizlikler, hareketsiz bir yaşam, kalsiyum alımı ve emilimindeki yetersizlikler ve idrarla aşırı kalsiyum atımı sayılabilir. Osteoporoz dan kurtulmanın ya da en az zararla kurtulmanın yollarından biri ise başta çocukluk ve ergenlik olmak üzere yeterli miktarda kalsiyum almaktan geçer. Bunun yanında son zamanlarda yapılan araştırmalarda kalsiyum alımı kadar etkili olabilecek bir faktörden daha bahsedilmektedir. Bu da koyu yeşil yapraklı sebzelerin yanı sıra meyve tüketimine dikkat edilmesi gerektiğidir.

KALSİYUMU NERELERDEN ALABİLİRİZ?

EN İYİ KAYNAKLAR; süt ve türevleridir.
İYİ KAYNAKLAR; pekmez, susam, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyvelerdir.
ORTA DERECELİ KAYNAKLAR; yeşil sebzeler, yumrta, portakal, limon ve çilektir.
ZAYIF KAYNAKLAR; diğer taze sebze ve meyveler ve etlerdir.



     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Obezite ve Kalsiyum Dyt.Serpil TARMAN
► Hamilelikte Kalsiyum Dyt.Diğdem AKÇA
► Kalsiyum-Obezite İlişkisi Dr.Dyt.Gizem KÖSE
► Kemik Gelişimi ve Kalsiyum Dyt.Andaç YEŞİLYURT
► Kalsiyum ve Fosfor Neden Gerekli Dyt.Canan DOĞAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Kalsiyum : Vücudumuzun Cevheri' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:54
Top