Doğaya Yabancı Bilgisayar Bağımlısı Çocuklarımız
Sizin için bana ait iki tane özdeyişim var :
Birincisi:
‘’Çocuklarımızın insanları sevebilmesi için onların hayvanlara olan sevgileri engellememeliyiz.’’
Apartman da köpek beslemeye neden şiddetle karşı olduğunu sormuyorum! Bu konuda senden daha tecrübeliyim. Hayvan besleme ile ilgili her türlü insan profilini değişik zamanlarda tanıdım. Neler söyleyebileceğini az çok biliyorum.
Ama gerçekten çocuklarımız veya bazen de eşimiz için önemli ve mutluluk verici olan bu çok özel dostluğu kendi bakış açımız ve kararlarımızla engellememeliyiz diye düşünüyorum. Bir çok evde bazen evin hanımı bazen de erkeği istemediği için çocuklar o müstesna köpek, kedi veya hayvan sevgisi ile tanışamadan büyüyor. Doğaya yabancılaşma böyle başlıyor. Doğaya yabancılaşan bireyler acımasız, materyalist ve bencil oluyorlar. Zaten insanların da birbirini anlamasını ve anlaşmasını engelleyen en önemli engeller bu bakış açıları ile oluşuyor.
Mazeretleri duyuyorum ; Apartmandayız, bahçeli evimiz olsa hemen köpek alacağım falan filan! İlle köpek mi almamız lazım çocuğumuz hayvanla tanışsın diye!?
Çocukların en büyük hobisi ne? bilgisayar ve internet dünyası! O kadar çok örneğini yaşıyorum ki kliniğimde ve dost sohbetlerinde! Gençlerin bilgisayar bağımlılığından kurtulması için köpek vb almak istiyorlar. Ama farkında değiller artık çok geç! Bilgisayar, teknoloji, materyalist yaşam tıpkı bir kene gibi dikenli başını beynimize saplamış ve onu oradan söküp atmak öyle çok kolay değil!
Ama aynı çocuk boş vakitlerinde köpeği veya kedisi veya herhangi bir hayvanı ile uğraşsaydı, sorumluluk duygusunu, sevgiyi, paylaşımı, sabrı, dostluğu öğrenecekti. Hayvanların ne olduğunu tanıyarak doğaya yabancılaşmayacaktı. Kendi sosyal çevresindeki insan ilişkilerinden farklı olarak, karşılıksız direk temasla , bazen bir dil darbesi ile sıcklığı bazen de pençeyle acıyı bazen de kucağına yatan sıcacık tüy yumağı ile sevgiyi tadacaktı.
Hangimiz çocuklarımıza bir hayvanın sorumluluğunu vermenin gerçekten yararlarını tam olarak değerlendiriyoruz. Varsa yoksa hangi okula gidecek, ne giyecek, hasta mı değil mi ? Dershaneye nasıl gidecek, hangi kurslara göndersem vb? Bu çocuğa gerçekten sevgiyi öğretecek hayvanlarla ilgili paylaşımı kim düşünüyor? Ya da bitkilerle ilgili çocuğuna kaç kişi bilgi veriyor veya birlikte bir bahçe veya saksıda bir çiçek dikip, çapa yapıyor, gübreleme veya budama yapıyor. Ya da bir tohumun dikilip büyümesini okuldan ödev verilmesi dışında hanginiz çocuğunuza gösteriyor? Aranızda kaç ebeveyn oğlu veya kızıyla birlikte bir ağaç dikti? Ağacın güzelliğini büyüdüğü zaman yıllar sonra ancak diğer nesillerin görebileceğinin felsefesini anlattınız mı çocuğunuza?
Yolda zavallı, aç ya da yaralı bir kedi veya köpek görünce duraksadınız mı? çocuğunuzla bu konuda konuştunuz mu ? Hiç yaralı bir hayvanı tedavi ettirdiniz mi? Ya da hiç görmeden geçip gittiniz mi? Çocuğunuz da sizi örnek aldı ve hayatı boyunca artık mazlum ve ihtiyacı olana algılarını kapattı mı ?
Eskiden böyle değildi! Benim çocukluğum böyle değildi! Benim babam sizin babanız da böyle değildi. Hepimiz öyle veya bir hayvan besledik .
Ama kentleşme ile birlikte her yer beton,demir ve asfalt oldu. Sokaklarda veya parklarda ağaçlar çiçekler varsa bile onları görmez olduk. Balkonunuza yuva yapan kumruyu dışkıları ile pisletiyor diye yuvasını bozup kovdunuz. Evlerinizin uğuru kaçtı haberiniz olmadı! Mahalledeki sokak hayvanlarına ev artıklarımız koymak da suç oldu!
Evimizde dekoratif plastik çiçeklerimiz var artık. Onları sulamak gerekmiyor çünkü! Ya da havalı isimli kocaman yapraklı gösterişli bitkiler var evlerimizde ki hiçbirisinin saksısındaki toprağa elimizi sürmediğimiz, yaprağına bile ellemediğimiz.
Bahçeden dalından bir meyve koparınca sanki yeni bir şey keşfetmiş gibi mutlu olmaya başladık. Ev tarhanası, organik gıdalar değerli oldu. Sanki normali ve doğalı bunlar olması gerekmiyormuş gibi! Geni değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürünler için Pazar oldu ülkemiz! Başbakanımız bu besinlerin yasaklanmasını kaldırdı. Ne gerek vardı! Zaten kendisi yemiyordu ki bunları hiç! Bir zamanlar radyasyonlu çaydan bakanımız sadece bir kere içti medya önünde, neyi ispatlıyorsa anlaşılamayarak. ama vatandaş ne içtiğini ne yediğini bilmeden yaşamaya mahkum edildi bu ülkede!
Kimimiz bu betonarme yaşamda denize, dağa, ovalara kaçtık! Küçük hobiler bulduk. Kendimiz iyi hissettik. Kimimiz balıkçı oldu. Orhan Veli’nin dediği gibi’’ Oltayı attım denize, balıklar üşüşüverdi….denizi gördüm’’ timsali denizi gördük.
Kimimiz işlerimizden bulduğumuz boş vakitlerde dağlarda yürüyüşlere çıktık.
Ama çocuklarımızı hep ihmal ettik, onları unuttuk. Onlar gittikçe yoğunlaşan ve zorlaşan sınav, okul karmaşasında bizim eskilerden hatırladığımız ve şimdilerde arada kontak kurduğumuz hiçbir hobiyle tanışamadan büyüyorlar.
Yine bir özdeyişim var naçizane: başka birisi daha söylediyse de olsun:
‘’ Çocuklarımıza verebileceğimiz en büyük hediye hobilerinin olmasıdır dostlarım.’’
Sonuç olarak :
2 tane özdeyiş sundum size naçizane :
Çocuklarınız için yararlı olabilecek, çok geç olmadan onların sabırlı, iyi niyetli, dostluğu bilen, doğayla tanışık ve barışık, paylaşımın tadına varabilen bireyler olması için!
Naçizane diyorum. Başka yollarla da bunun olabileceğini düşünen tüm ebeveynlerin her görüşünü dinlemek üzere anlamında...
Sevgilerimle,
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Doğaya Yabancı Bilgisayar Bağımlısı Çocuklarımız" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
çocuk ve bilgisayar, bilgisayar bağımlılığı, gençler ve internet, internet ve gençler, hayvan sevgisi, çocuk ve hoby, çocukların hobileri, doğa, deniz, doğa sevgisi, ebeveyn, çocuk ve okul
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
