2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler, Yenilikler, Yararlı Bilgiler.
MAKALE #4004 © Yazan Op.Dr.Cemil TUGAY | Yayın Aralık 2009 | 14,483 Okuyucu
Yaşlanma ile burunda neler değişir?
Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum? Yaşlı insanların burun uçları pek kalkık olmaz, daha düşüktür. Burun kanatları daha cansız durur, burun içine doğru çökmeler olmuştur. Bir insanın genç yaştaki resimleri ile karşılaştırdığınız zaman burnundaki kemerin daha belirginleşmiş olduğunu görürsünüz. Bütün bu değişimlerin nedenleri var.

İnsan yaşlandıkça dokularında değişimler olması kaçınılmazdır. Derinin kalınlığı ve elastikliği azalır. Deri altındaki yağ dokusu tabakası incelir ve hatta bazı yerlerde neredeyse tamamen yok olur. Kıkırdaklar ise incelir ve dirençleri azalır. İşte bu değişiklikler burnun yapısında dolayısıyla hem görünüm hem de fonksiyonunda değişimlere neden olur.
Burun görünümündeki değişikliklerden yukarda bahsettim aslında. Tekrar söylemek gerekirse burun derisi incelir, Burun kemeri belirginleşir. Burun kıkırdakları gevşer ve bundan dolayı burun yan duvarları ve burun kanatları bir miktar çöker. Burun derisi elastikliğini kaybettiği ve kıkırdaklar yumuşadığı için burun ucu aşağı doğru düşer.
Görünümdeki bu değişiklikler fonksiyonel sorunlara da yol açar kaçınılmaz olarak. Burun ucu aşağı düşünce burun delikleri kısmen kapanır ve havayolu konforu bozulur. Burun kanatlarının ve burun yan duvarlarının çökmesi de yine havayolunu daraltır. Burun içi yapılarında başka bir sorunu olmayan kişilerde bu değişimler çok ciddi sorunlara yol açmaz. Ancak deviasyonu veya hafif burun içi et büyümesi olanlarda üzerine bu sorunlar eklenince nefes alma sorunları rahatsız edici düzeye ulaşır. İşte bu nedenlerledir ki insanların 40 yaşından sonra burun ile ilgili fonksiyonel sorunları artış gösterir. Ve yine bu nedenledir ki deviasyon ameliyatları en çok 40-50 yaşlar arasında yapılır.

Deviasyon ve Estetik Aynı Anda mı? Yoksa Ayrı Ayrı mı Yapılmalı?
Deviasyon; burun boşlukları arasında ortada yer alan duvarın düz olmaması, sağ veya sola veya her iki tarafa birden eğrilmiş olması durumudur. Bu durum burundan havanın arkaya doğru geçişine engel olur ve rahat nefes alınamaz. Eğer eğrilik burun sırtına yakın kısımda da mevcutsa bazen dışarıdan bakıldığında burnun eğri görünmesine de sebep olur.

Estetik düzeltmeler genellikle burun hatlarını düzeltmeyi, burnu küçültmeyi, burun ucunu kaldırmayı ve eğrilikleri gidermeyi amaçlar. Yani amaç görünümle ilgili sorunu gidermektir.

Eskiden, eskiden dediğim 10 yıl öncesine kadar estetik düzeltme ayrı, fonksiyonel düzeltme( deviasyon) ayrı yapılırdı. Genellikle hastalar önce bir KBB uzmanına gider deviasyonlarını düzeltirlerdi. Daha sonra plastik cerraha gider ve estetik yaptırırlardı. Daha sonra iki işlemin aynı anda yapılmasını savunanlar arttıkça bu yaklaşım değişti.
Şimdilerde iki işlemi ayrı ayrı yaptırmayı savunan kalmamıştır diye düşünüyorum ama yine de bilmenizde fayda görüyorum; Estetik ameliyat ve deviasyon ameliyatları bir arada yapılabilir. Üstelik birlikte yapılırsa her iki işlemin sonucu da daha iyi olur. İki işlemin bir arada yapılması ameliyat sonrası çekilen sıkıntıları artırmaz ve iyileşme süresini de uzatmaz.

Burun estetiğinde burun tamponu kullanımı
Burun ameliyatlarından sonra burun içine tampon konması çok geçmişe uzanan bir uygulama. Herhangi bir travma burun içinden çok kolay kanamaya ve burun içinde şişmeye yol açabilir. Burun içine konan tampon bu kanamaları ve şişmeyi ( ödemi) önlemeyi amaçlar. Burun kırıkları sonrası, deviasyon sonrası ve burun estetiği sonrası burun boşlukları içine tampon konması sık bir uygulamadır.
Eski ve klasik tampon uygulaması uzun ve ince bir gazlı bez veya ekstraforun sıkı bir şekilde burun içine yerleştirilmesidir. Bu tampon kanamayı durdurma ve ödemi önlemede oldukça etkili olmasına rağmen burun içinde kaldığı sürece hastalara oldukça fazla rahatsızlık vermekte ve çıkarılması sırasında hasta çok ağrı duymaktadır. Bundan dolayıdır ki toplumda yaygın bir burun tamponu korkusu oluşmuştur.
Burun estetiği işlemi sonrasında da burun içinden hafif bir sızıntı şeklinde kanama ve burun içinde şişlik mutlaka olmaktadır. Kanama ve ödemi baskılamak ve buruna verilmiş yeni şekli içeriden verilen destekle korumak için ameliyattan sonra burun içine tampon konmaktadır.
Ancak tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi burun estetiği ameliyatında da hastaya en az acının ve sıkıntının verilmesini amaçlıyoruz. O nedenle insanlara acı vermeyen, çıkarılması kolay tamponlar kullanmaya çalışıyoruz.
Aslında tamponun yarattığı acı ve sıkıntıyı gidermenin en basit yolu hiç tampon koymamak. Şu anda bazı meslektaşlarımın burun tamponunu hiç kullanmadığını da biliyorum. 8-9 yıl kadar önce Amerika’da çalıştığım klinikteki bir plastik cerrah hastalarının burnuna tampon koymuyordu. Ameliyattan sonra burun içinden 6-12 saat devam eden bir sızıntı oluyordu. Amerikalılar ellerinde temiz beyaz bir havlu ile burunlarını sile sile eve gidiyorlardı ve herkes memnundu.
Türkiye'ye dönünce ben de aynısını yapmak istedim. Küçük bir grup hastada bu şekilde ameliyat yaptım. Hastaların çoğu en az 3 er defa panik içinde beni aradı; Burnumuz kanıyor diye. Hastalar bir tarafa hastayı takip eden servis hemşiresi bile panikler yaşadı. Bir de ertesi gün odalarında ziyaret ettiğim zaman hastaları üstü başı kan içinde görmek oldukça kötü bir görüntü idi . Sadece bu nedenlerle bir geceliğine burun tamponu koymanın gerekli olduğuna karar verdim. Ancak tampon olarak gazlı bez değil merosel diye adlandırdığımız suyla şişen süngerimsi yapıya sahip bir tür hazır burun tamponunu kullandım. Sonuçtan oldukça memnun olduğum için halen bu şekilde uygulamaya devam ediyorum.
Burun ameliyatı sonrası pek ağrı olmaz. Ama varsa ağrının en önemli nedeni bence burun tamponu. Burun içi yapılara sıkıca basan, onları sıkıştıran burun tamponları rahatsız edici bir ağrıya sebep oluyorlar. O nedenle burun tamponunu mümkün olduğunca küçük koymayı doğru buluyorum. Çıkarılması da kolay olan bu tamponlar kişinin burun önünden dışarıya, arkadan da geniz bölgesine sızıntı olmasını önlüyorlar.
Yine bazı meslektaşlarım burun tamponu koymadıklarını söylüyorlar ama burun içine silikondan yapılma sert bir kalıbı iki taraflı yerleştiriyorlar.
Benim tecrübelerim burun içine konan bu tür sert splintlerin burun iç yüzeyine fazla baskı yapabildiği ve burun içinde yaralar oluşturabildiğini gösterdi. Ayrıca genellikle 5-7 gün tutulan bu splintler devamlı rahatsız edici bir ağrıya da yol açıyorlar. O nedenle bunları kullanmayı kendimce doğru bulmuyorum.
Burun içine bir gece konan tampon hastalara şu sıkıntıları verebiliyor;
** Burundan nefes alınamıyor, ağız, boğaz, dudaklar bu nedenle sık sık kuruyor
** Burun içinde bir baskı ve bir miktar ağrı oluyor. Ama bu ağrı ağrı kesicilerle geçiyor

Tamponun çıkarılması sırasında da ağrı duyulmuyor.

Burun Ameliyatı ne tür anestezi altında yapılmalı?
Ben yıllar önce asistan iken lokal anestezi altında yapılan birkaç burun ameliyatına katılmıştım. Hastaların burunları tam uyuşmadığı için tekrar tekrar ilaç yapıldığını, hastanın boğazına kan gitmesinden çok huzursuz olduğunu hatırlıyorum. Kendi kendime bu şekilde ameliyat olup olamayacağımı sordum. Cevabım kesinlikle hayır oldu. Halen bazı hastalarım sorduğu için buraya bu konuyu taşımak istedim. Burun ameliyatı bence mutlaka Genel anestezi altında hasta uyutularak yapılmalı. Eğer genel anestezi almasına engel bir rahatsızlığı varsa o kişinin burun ameliyatı olmaması daha hayırlı olur diye düşünüyorum.

Açık teknik mi? Kapalı teknik mi? Hangisi daha üstün?
Bugün uyguladığımız burun estetiği ameliyatının temelleri 100 yıldan daha eski bir tarihte Alman cerrah Joseph tarafından atılmış. Dr. Joseph burun içinden girip burun cildini iskeletten ayırmış ve iskelette yaptığı düzeltmelerle buruna istediği şekli vermiş. O günden günümüze burun ameliyatında yapılan en büyük değişiklik açık rhinoplasty tekniğinin geliştirilmesi. Peki, klasik teknikte ne eksikti de bu yönteme ihtiyaç duyuldu?
Kapalı ameliyat tekniğinde burun kanatlarının kenara yakın iç yüzünden bir yer kesilerek kemik ve kıkırdaklara ulaşılıyor, dışarıdan görünen hiç bir yer kesilmiyor. Bu şekilde burun kanatlarındaki kıkırdak kabarıklıklarını giderebiliyor, burun ucunu yukarı doğru kaldırabiliyor ve kemerli burunlarda fazlalıkları alabiliyorsunuz. Açık teknikte ise kapalı teknikteki kesiye ilave olarak burun delikleri arasındaki bölmenin üzerinden de kesi yapıyorsunuz. Bu kısım dışarıdan görünen bir kısım ve burada iz kalabilir.
Ama günümüzde plastik cerrahların çoğu açık teknikle ameliyat yapıyor ve iz kalma riskini çok rahat bir şekilde göze alıyor. Çünkü bu risk çok düşük.
Açık teknik yaklaşık 15 yıldır yaygın olarak kullanılıyor. Aslında kapalı tekniğe göre daha fazla işçilik gerektiriyor ama sonucun istendiği kadar iyi olma olasılığı çok daha yüksek. Bunun nedeni şu; her şeyi görerek yapıyorsunuz ve en ince ayrıntıları bile gözden kaçırmıyorsunuz. Kapalı teknikte ise her şey dışarıdan el ve parmak uçları ile hissedilerek yapılıyor.
Başka avantajları da var;
--Burun ucuna istediğiniz kadar güzel şekil verebiliyorsunuz
-- Burun ucunu kaldırırken ayarlamayı daha kontrollü yapabiliyorsunuz
-- Burun üst kısmındaki eğrilikleri daha güvenilir şekilde düzeltebiliyorsunuz
-- Burun ucu üzerinde kalın derialtı dokusu olanlarda daha güvenli bir şekilde inceltme yapabiliyorsunuz

Bütün bu artılar daha güzel ve doğal burunlar yapabilmenize olanak veriyor ve eskiden olduğu gibi tek tip ameliyata maruz kalmanıza engel oluyor.

Peki dezavantajları yok mu?........ Var.
-- Ameliyat biraz daha uzun sürüyor
-- Burun ucu bölgesinde kapalı tekniğe göre daha fazla sertlik oluşuyor, ama birkaç ay içinde normale dönüyor
-- Burun ucunda kapalı teknikte olmayan bir uyuşukluk oluyor ama bu da 1-2 ay içinde tamamen normale dönüyor.
-- Dışarıdan yapılan kesi iz bırakmadan iyileşiyor ama nadiren arada bir dikkatsiz hasta burayı tahriş ettiği, kurcaladığı için iz kalabiliyor

benim kişisel tercihim ve önerim açık teknik yönünde ama burada size yazdığım şeyleri hastalarıma açıklıyorum ve beraber karar veriyoruz.
Ameliyat yapmak kadar ameliyat sonrası hastanın kendine bakması da sorumluluk isteyen, bilgi, özen ve dikkat isteyen bir durum. Bunun bilincinde olan kişilerin daha güzel sonuçlara ulaşacağını ve daha az sorun yaşayacaklarını söyleyebilirim.
Ameliyat öncesi hazırlık için neler yapabilirsiniz?
Burun ameliyatı olmaya karar verdiniz. Doktorunuzu seçtiniz ve kısa bir zaman sonra ameliyat olacaksınız. Size ameliyata hazırlanırken yapmanız gerekenler hakkında bazı ipuçları vermek istiyorum.
1) Acil bir ameliyat olmadıkça ameliyat olacak bir kimse kendisini fizyolojik ve psikolojik acıdan ameliyat iyi hazırlamalıdır. Aceleye getirilmiş yeterince bilgilenme sağlanmamış bir ameliyat sizin için ameliyat sonrası sürprizlerle dolu olacaktır ve muhtemelen beklediğinizden daha fazla sıkıntı verecektir. Ameliyat öncesi iyi bilgilenmiş ve iyi hazırlanmış kişilerin daha az sıkıntı çektiği ve daha çabuk iyileştiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir.
2) Fizyolojik hazırlık bedeninizi ve ameliyat olacak organınızı ameliyata hazırlamayı amaçlar. Eğer burun ameliyatı olacaksanız burnunuzun hiçbir kısmında ameliyat öncesi bir hastalık veya akut travma olmamalıdır. Bu çerçevede uçuk sivilce gibi cilt problemleri- nezle gibi burun enfeksiyonları- veya güneş yanığı gibi akut bir travma olmamalıdır. Yani eğer ameliyattan önce burnunuzla ilgili bu tur sorunlardan herhangi birisi varsa mutlaka doktorunuzu bilgilendirin ve benim tavsiyem ameliyatınızı erteleyin.
3) Vücudunuzu ameliyat surecine iyi hazırlamak için kendinize 1 haftalık bir detoks programı uygulayın. Sigar ve alkol içmeyin. İyi beslenin uykunuzu iyi uyuyun. Her gün 1 saat kadar yürüyüş yapın. Acık havada bir dost 'la sohbet ederek yapılan bir yürüyüşün insana vereceği faydaları çok az şey verebilir. Bu basit egzersiz kan dolaşımınızı ve vücut sekerinizi ayarlar. Damarlarınızı acar vücudunuzda iyilime sağlayacak hücreleri aktifleştirir.
4) Ameliyat öncesi asla zayıflama amalci diyet yapmayın. Ama size kilo aldıracak bir beslenme tarzından da uzak durun. Et sut ve yumurta zengin protein kaynakları olarak ve taze meyve sebze vitamin kaynakları olarak yemeklerinizde yer aslin. Sağlıklı beslenme için sık sık ve az miktarda yemek gerektiğini unutmayın. Hiç bir besin türünde aşırıya kaçmayın. bazı gıdalar sürpriz sorunlara yol açabilir. Mesela kiraz- ameliyattan önce kiraz yerseniz aspirin içmiş gibi olursunuz. Yani kan pıhtılaşmanız bozulur ve ameliyattan sonra çok sislik ve morluğunuz olur.
5) Günümüzde kullanılan tekniklerle ameliyat sonrası fazla sislik ve morluk görülmemektedir. Ancak bazı durumlarda bu olasılık artar. Aspirin ve benzeri bazı ilaçlar- özellikle ağrı kesiciler - kan pıhtılaşmasını bozarlar. Bu tur ilaçları ameliyattan önce almamalısınız. Eğer almışsanız mutlaka doktorunuzu uyarın. o ilacın etki suresi dolana kadar beklemeniz gerekir yoksa ciddi sorunlar yasayabilirsiniz. Kiraz domates badem gibi bazı besinler içerdikleri aspirin benzeri bazı maddeler nedeniyle yine ameliyat sonrası kanamalara sislik ve morluklara yol açabilmektedir.
6) Kadınlarda ameliyatlar adet döneminde yapılmamalıdır. Bu donem vücudun hormonlar nedeniyle genel olarak ödemli ve hassas olduğu kanamaların daha fazla olduğu ve psikolojik acıdan da kadınların kendini iyi hissetmediği bir donemdir. En iyi donem adetin bitimini takip eden donemdir. Mümkünse ameliyatınızı adet sonrası doneme denk getirin. bazı hastalar adet geciktirici ilaçlar kullanıyorlar ancak ben bunu doğru bulmuyorum. vücut fizyolojisini normal seyrinde bırakmak daha doğru bence.
7) Ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası bazı homeopathic ilaçlar kullanabilirsiniz. Bati Avrupa'da çok kullanılan fakat ülkemizde çok yaygın bilinmeyen bu tur ilaçlar ameliyattan sonra iyileşmeyi hızlandırmaktadırlar.
8) Ameliyat öncesi vitaminler alabilirsiniz ancak yüksek doz vitamin almanız yarar değil zara verir. özellikle A - C ve E vitaminleri yüksek dozda alındığında iyileşmenizi kotu yönde etkileyebilir. Ancak günlük ihtiyaç dozlarında almak yararlıdır. Buna karşın özellikle çinko ve selenyum yara iyileşmesini hızlandırıcı etkiye sahiptir normalden daha yüksek dozlarda alınmaları yararlı olabilir.
8) Ameliyattan 1 gün önce tüm vücudunuzu rahatlatacak bir sauna ve masaj seansı toksinleri atmanız ve gevşemeniz için size yardımcı olacaktır. tavsiye ederim.
9) Ameliyat öncesi gece insanları genellikle uyku tutmaz ve bu da bitkin ve yorgun bir şekilde ameliyata girmelerine neden olur. Aksam yürüyüş yapın sosyal bir aktiviteye katilin ve gece yatmadan bir sakinleştirici alin. Bu tur bir ilacı doktorunuzdan isteyebilirsiniz veya kendiniz eczaneden alabilirsiniz.
10) Ameliyattan sonra yanınızda kalacak kişiyi önceden mutlaka belirleyin ve onunla herzeyi paylasın. En iyi refakatçiler kız kardeşler ve kanka arkadaşlar içinden çıkıyor - bunu tecrübelerime dayanarak soyluyorum.
11) Ameliyat hakkında aklınızda takılı kalmış bir şüphe varsa bunu doktorunuzla mutlaka paylasın. Doktor bu durumu fark etmemiş olabilir ama fark etmesini sağlarsanız size mutlaka yardımcı olacaktır
12) Ameliyatınız ve doktorunuz hakkında karar verirken eminim çok ince düşündünüz ve çok ayrıntılı bir araştırma yaptınız. Doktorunuz da sizinle iyi bir iletişim içinde. Bu durumda kimsenin aklinizi karıştırmasına izin vermeyin. özellikle kulaktan dolma bilgi sahibi olduğu halde yarim yamalak bilgisini iyi laf yapan ağzıyla aktaran kişilerden kendinizi uzak tutun. Mutlaka ilave bilgiye ihtiyacınız varsa uzman kişilerden yardim isteyin. Unutmayın iletişim cağındayız insanlar size bir telefon veya bilgisayar ekranı mesafesinde.

Burun ameliyatı sonrası ne kadar ağrı çekilir?
Hatırı sayılır bir süredir burun ameliyatı yapmaktayım. Yaptığım her ameliyat sonrası hastama değişmez bir şekilde en çok sorduğum soru ne kadar ağrı hissettiğidir. Bu kadar uzun bir sure ve bu kadar çok ameliyat sonrası kesin emin olarak söyleyebiliyorum ki: Burun ameliyatı sonrası ağrı ya hiç olmamakta ya da çok az olmaktadır. Ağrı genellikle ameliyattan sonraki ilk gece ve veya burun içinde sıkı bir tampon olduğu zaman olmaktadır. Burun tamponu çıkarıldıktan sonra veya ilk gece geçtikten sonra ağrı şikâyeti devam eden hiç kimse görmedim desem abartmış olmam.


Ameliyatsız Burun Estetiği Nedir?
Burun estetiği konusunu araştırıp da ameliyatsız burun estetiği uygulamalarını duymayan kimse yoktur sanırım. Özellikle ameliyat olmaktan korkan ve ameliyattan başka yöntemlerle burnunun şeklini düzeltmeye çalışan insanlar için bir umut kapısı olan bu uygulamada Burun derisi altına dolgu veriliyor, burun civarındaki bazı kaslar Botox ile gevşetiliyor. Oldukça basit bir uygulama. Maliyeti ise çok düşük sayılmaz, bir burun ameliyatının yarısı fiyatına yapılıyor.
Aslında bu uygulamalara tamamıyla karşı kesinlikle değilim ama yine de mucize bir işlem yapılıyormuş gibi lanse edilmesini etik bulmuyorum.
Bunun nedenleri şunlar;

1) Bu yapılan işlem aslında gerçek bir düzeltme değil sadece göz yanılmasını sağlamak
2) Bahsi geçen bu yöntemler her burun problemini çözmüyor, aksine çok sınırlı bir hasta grubunda başarılı olabiliyor ama işin bu yönü vurgulanmıyor
3) Botox 4-6 ay, dolgu 6-12 ay sonra etkisini tamamen yitiriyor ve tekrar tekrar yapılmaları gerekiyor.
4) Sonucun doğal olmadığını düşünüyorum. Örnek hasta fotoğraflarını hep profilden gösteriyorlar, önden görünümünü görünce durumun sanıldığı kadar iyi olmadığını daha iyi anlıyorsunuz
5) Burun yapı olarak dolgu maddesi ile uyumsuzluk problemi yaşama riski daha yüksek olan bir yer, o nedenle kontrolsüzce dolgu yapılması ciddi sorunlara yol açabilir, insanlar bu konuda bilinçsiz gibi görünüyor.

Bu nedenlerden dolayı ameliyatsız burun estetiğini önermenin çok mantıklı bir zemini olmadığını düşünüyorum. İyi yapılmış bir ameliyat, hızlı iyileşen ve kalıcı iyi sonuçlar getiren bir uygulama ve aslında çok fazla korkmayı gerektirecek bir durum da yok.

Burun Estetiği Operasyon Türleri. Mini ve Mikro Burun Estetiği Ameliyatları Ne Kadar Gerçekçi?
Son zamanlarda burun estetiği ameliyatlarının mini ve mikro türlerinden çokça bahsedilir oldu. Bunların anlamlarını ve ne kadar uygulanabilir olduklarını kısaca tartışmak istiyorum.
Mini küçük anlamını taşır biliyorsunuz mikro ise çok küçük demek. Peki, rhinoplasti yani burun ameliyatının küçük ve çok küçüğü nasıl olabilir. Kullandıkları burun ameliyatı tekniklerini bu şekilde isimlendirmeye çalışan doktor arkadaşlarımız kişilerin burunlarında daha küçük boyutlu işlemler yaptıklarını anlatmaya çalışıyorlar sanırım. Küçük boyutlu işlem demek daha az travmaya uğramak dolayısıyla daha hızlı iyileşmek demek kabul ediyorum. Ama acaba burun estetiği ihtiyacı olanların kaç tanesi hafif düzeltmelerle istediği sonuca ulaşabiliyor ve bu ameliyat teknikleri ne kadar gerçekçi.
Doğrusu mini ve mikro rhinoplasti olarak isimlendirilen ameliyat tekniklerini az veya çok farklılıklarla ben dâhil pek çok plastik cerrah uzun yıllardır yapmaktadır. Ancak benim tecrübelerime göre kullanım alanları çok kısıtlıdır ve o nedenle çoğu insan için yetersiz sonuçlara yol açıyor bu yöntemler.
Burun çok ilginç bir anatomik yapıya sahip. Kendi içinde inanılmaz hassas dengeleri var. 1 mm lik bir oynama bile bazen çok şeyi değiştirebiliyor. Ya da hafif kusurlar bile çok kötü görünebiliyor. O nedenle bazen hafif düzeltme diye yola çıkarken tüm burnu değiştirmeniz gereken bir ameliyata dönebiliyor yaptığınız iş.
Tecrübeli bir cerrah ameliyat öncesinde bu durumun elbette farkında olur ve hastalarını mutlaka uyarır. Diğer turlusu ameliyat sırasında cerrah için, sonrasında da hasta için bir kâbusa dönüşecektir.
Diyelim burun sırtınızda hafif bir kemer var. Sadece bu kemerin hafifçe alınmasını istiyorsunuz. Doktorunuz tecrübeli ise size kemerin alınması ile burnunuzun üzerinde bir düzleşme olacağını ve bunun da burnunuzu önden görünüşte daha geniş göstereceğini söyleyecektir. Çaresi ise burnu üstten biraz daraltmak. Yani kemiklerinizle ilgili işlem yapmak demek. Ya da burnunuzun hafifçe kaldırılmasını istiyor olabilirsiniz. Hatta elinizle burun ucunuzu hafifçe yukarı kaldırdığınız zaman size çok hoş görünüyor olabilir. Sadece bu istekle gitmeniz emin olun sizin ameliyatınızı basitleştirmez. Tecrübeli hiç bir doktor da bu isteğin basit bir şekilde çözülemeyeceğini bilir. Burun ucunuzun duruşu burun kanadı kıkırdakları burun orta kişim kıkırdakları ve burun orta bölmesi yani septum ile ilgili bir işlem demektir. Bu yapıların her birinin kendi içinde bir dinamiği vardır. Bir kısmı ile ilgili yaptığınız değişiklik diğer kısımlarını da düşünmenizi ve gözetmenizi gerektirir. O nedenle burunda yapılacak hiçbir işlemin mini ve mikro boyutuna indirgenebileceğini düşünmüyorum. Bu tur isimlendirmelerin gerçekçi olmadığını düşünüyorum.

Op.Dr.Cemil Tugay
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı





Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler, Yenilikler, Yararlı Bilgiler." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Cemil TUGAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Cemil TUGAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cemil TUGAY Fotoğraf
Op.Dr.Cemil TUGAY
İzmir
Doktor "Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi - Estetik"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Cemil TUGAY'ın Makaleleri
► Burun Estetiği ve Yenilikler Prof.Dr.Ahmet KARACALAR
► Burun Estetiği Hakkında Sık Sorulan Sorular Prof.Op.Dr. Ege ÖZGENTAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler, Yenilikler, Yararlı Bilgiler.' başlığıyla benzeşen toplam 49 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:15
Top