2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Trans Yağ Asitlerinin Sağlık Üzerine Etkileri
MAKALE #4007 © Yazan Dyt.Merve TİRYAKİ | Yayın Aralık 2009 | 9,948 Okuyucu
Değişen beslenme alışkanlıklarıyla birlikte endüstriyel ürünlerin tüketiminin artması kısmi hidrojene bitkisel yağların ve dolayısıyla trans yağ asitlerinin yüksek miktarda alımıyla sonuçlanmıştır. Trans yağ asitleri(kısmi hidrojene bitkisel yağlar) domuz yağı ve tereyağın bir alternatifi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Margarin, shortening, kızartma yağları, kek, kurabiye, bisküvi gibi bir çok ürün trans yağların iyi birer kaynağını oluşturmaktadır.

Bugün Danimarka’da Mc Donald’s trans-free üretim yaparken ABD’de Mc Donald’sda yenen bir öğünün TFA içeriği 10 g.a kadar çıkmaktadır. İran’da margarinler %30-40 TFA içermekte, Pakistan’da da aynı rakamlara ulaşmaktadır. Hindistan’da ise margarinlerin TFA içeriği %50-60’ı bulmaktadır. Bu yüzden TFA çözülmesi gereken global bir problemdir.

Günlük TFA alımının büyük bir kısmını (%40) kek, kurabiye, kraker gibi besinler oluşturur. Bunu hayvansal kaynaklı ürünler (%21) ve margarinler (%17) takip eder. Diğer önemli kaynakları ise kızarmış patates (%8), cips, patlamış mısır (%5) ve shorteningler (%4) oluşturur. Trans yağ asitlerinin en iyi kaynakları margarinler (%11-49), imitasyon peynirler (%38), pastacılık ürünleri (%37), derin yağda kızartmalar (%36) ve et-süt ürünleri (%2-7)dir.

Koroner kalp hastalığı-TFA ilşkisi

1900’lü yıllarda TFA alımının artmasıyla aynı oranda koroner kalp hastalıklarında da artış görülmüştür. Yüzyılın başlarında miyokard enfarktüsü ve angina nadir görülen durumlarken, yüzyılın sonlarına doğru koroner kalp hastalıkları ölümlerin en önemli sebebini oluşturmuştur. TFA alımı yüksek olan Hollanda ve diğer Kuzey Avrupa ülkelerinde koroner kalp hastalığı insidansı yüksekken, TFA alımı düşük olan Akdeniz ülkeleri ve Japonya’da insidans düşük bulunmuştur. Başka bir ilginç bulgu ise TFA alımı ve koroner kalp hastalığı arasındaki ilişki 65 yaş altındaki kadınlarda bu yaşın üstündeki kadınlara göre daha güçlü bulunmuştur. Bir çok kardiovasküler risk faktörü genç yaşlarda daha güçlü olduğundan aslında bu bulgu çok da şaşırtıcı değildir. Adipoz dokudaki TFA miktarı ile koroner kalp hastalığı arasında da açık bir pozitif ilişki bulunmuştur. (5)

Dr. Ascherio TFA’nın kan lipitleri üzerine etkisini inceleyen çalışmaları özetlemiş ve TFA’nın total kolesterol/HDL oranını artırdığını görmüştür. Bu oranın koroner kalp hastalığı riskiyle ilişkisini göz önünde bulundurarak TFA’dan gelen enerjideki %2 artışın koroner kalp hastalığı riskini %7 artırdığı sonucuna varmıştır. Bu da ABD’de 30.000 yeni risk anlamına gelmektedir. (5)

Yapılan bir araştırma 10 yıldır düzenli şekilde margarin kullanan kadınlarda koroner kalp hastalığı riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Trans yağların en önemli kaynakları olan margarin,kek, kurabiye, bisküvi ve beyaz ekmek tüketiminin daha yüksek hastalık riskine neden olduğu görülmüştür. (11)

Ulusal sağlık organizasyonları koroner kalp hastalığından korunmak için bireylerin diyetlerini trans yağ asidi alımını azaltacak şekilde düzeltmelerini tavsiye etmektedir. (12)

Eski çalışmalar TFA alımının sadece total kolesterol üzerine etkisini araştırırken, 1990 yılında Hollanda’da yayınlanan bir raporda elaidic asidin (C18:1 trans) oleik aside (C18:1 cis) göre total ve LDL kolesterolü artırıp, HDL kolesterolü düşürdüğü açıklanmıştır. Doymuş yağ asitlerinin ise aynı şekilde LDL’yi artırdığı, fakat HDL üzerinde bir etkisi olmadığı, yani elaidic asitten daha masum olduğu saptanmıştır. Bir çok çalışma diyette oleik asit yerine tüketildiğinde TFA’nın doymuş yağ asitlerine göre 2 kat daha kötü (yüksek) bir LDL/HDL oranıyla sonuçlandığını göstermiştir. Yağ asitlerinin plasma lipitlerine etkilerinin zincir uzunluğu, çift bağ sayısı ve pozisyonuna göre değiştiği göz önüne alınarak yapılan çalışmalarda aynı miktarda TFA içeren balık yağı ve soya fasulyesi yağı karşılaştırılmış, balık yağının LDL/HDL oranını daha çok artırdığı görülmüştür. Trans alfa-linolenik asidin LDL/HDL oranını elaidic aside göre 6 kat daha fazla artırdığı gözlenmiş, bu sonuç trans alfa-linolenik asidin deodorizasyon ile de oluştuğu ve bu yüzden rafine sıvı bitkisel yağlarda da mevcut olabileceği nedeniyle dikkate değer bulunmuştur.(13) Ayrıca bir TFA çeşidi olan CLA HDL düzeylerinde düşüşe neden olmuştur. (14)

TFA koroner kalp hastalığının habercisi olan plasma trigliserit ve lipoprotein a konsantrasyonunu artırıp, pıhtılaşma faktörü VI ve kolesterol ester transfer proteini aktive etmektedir. (2,15)

Tereyağ, MUFA ve PUFA ile zenginleştirilmiş tereyağ, trans yağ asidi içeren ve içermeyen margarinlerin kan lipitleri üzerine etkilerini inceleyen bir çalışmada en yüksek HDL seviyelerini tereyağ sağlarken, trans yağ içermeyen margarin total kolesterol, LDL kolesterol, trigliserit ve apoB seviyelerini önemli derecede düşürerek umut verici sonuçlar meydana getirmiştir. Bu margarinin tek olumsuz sonucu ise apoA-I seviyelerini düşürmesi olmuştur. Ancak HDL seviyesinde bir düşüş göstermemiştir. Margarinin yağ asidi örüntüsünün 1/1/2 (doymuş/MUFA/PUFA) şeklinde olmasının HDL düzeyini koruduğu düşünülmektedir.(16)

Çalışmalar adipoz doku trans yağ asidi miktarı ile myokard infarktüsü arasında pozitif ilişki saptamıştır. Ancak bu ilişki dokudaki 18:2 trans yağ asitleri için geçerliyken, 18:1 trans yağ asitleri böyle bir ilişki göstermemiştir.(15) Ani kalp krizi ve TFA arasındaki ilişkiyi araştıran bir çalışma 18:2 TFA’nın kalp krizi riskini artırdığını gösterirken, 18:1 TFA için böyle bir sonuç bulunmamıştır. Bu alanda yetersiz kalan çalışmalar besinlerdeki TFA kısıtlamasının sadece 18:2 izomerini kapsaması gerektiğini göstermektedir.(17)

Bazı çalışmalar hayvansal kaynaklı TFA’nın koroner kalp hastalığı riskini artırmadığını aksine hastalığa karşı koruyucu olduğunu göstermektedir. Kısmi hidrojene bitkisel yağlarda temel TFA elaidic asitken(C18:1,t9), hayvansal kaynaklı besinlerde temel TFA’yı vaccenic asid (C18:1) oluşturmaktadır. Dolayısıyla farklı TFA izomerlerinin farklı biyolojik etkileri olabileceği düşünülmektedir. Eğer bu çalışmaların geçerliliği kanıtlanırsa inekler sütlerinde daha yüksek TFA oluşumunu sağlayacak şekilde beslenerek ve böylece sütteki doymuş yağ miktarı da azaltılarak daha sağlıklı bir diyet sağlanabilir.(12)
Trans yağ asitlerinin kan lipitlerine etki mekanizması tam olarak anlaşılmasa da HDL apoA-I ve LDL apoB-100 katabolizmasına ters etki yaptığı düşünülmektedir. Bugün sorulan soru ise hayvansal yağlardaki TFA’nın kısmi hidrojene bitkisel yağlarla aynı etkiyi gösterip göstermediğidir. Bazı çalışmalar hayvansal kaynaklı TFA’nın koroner kalp hastalığı riskini artırmadığını gösterse de bu konuda yeterli çalışma yoktur. (13)

2.7.2 Trans yağ asitleri-insülin direnci:

Epidomiolojik araştırmalar yüksek trans yağ tüketiminin insülin direncine neden olarak tip 2 diyabet riskini artırdığını gösterirken (2,8,14) bazı çalışmalarda TFA ile insülin direnci arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ratlarda yapılan çalışmalar TFA’nın insülin reseptörü düzeyinde %26 ve insülin reseptör substrat-I düzeyinde %50 düşüşe neden olduğunu göstermiştir. (18)Son yıllarda yapılan çalışmalarda TFA’nın yağ hücrelerinde membranının akıcılığını ve insülin geçirgenliğini bozduğu, yağ dokularında peroksizom proliferator-aktif receptor γ (PPARγ) düzeyini azalttığı gösterilmiştir. Sağlıklı bireylerde TFA’nın insülin geçirgenliği üzerine bir etkisi görülmezken, bazı çalışmalarda insüline dirençli veya diyabetik bireylerde doymuş yağ asitlerine göre insülin geçirgenliğini daha çok bozduğu saptanmıştır. Ancak bu konudaki araştırmalar yeterli değildir. Farklı TFA izomerlerinin insülin direncine etkisine bakıldığında, en önemli etkiyi 18:2 trans izomerin oluşturduğu, yüksek açlık insülin konsantrasyonlarına neden olduğu görülmüştür. 18:2 trans izomerin insülin düzeylerine gösterdiği etkiyi daha yüksek miktarlarda tüketilen diğer TFA izomerleri gösterememiştir. Bu sonuç tüketilen TFA miktarından çok çeşidinin daha önemli olduğunu vurgulamaktadır. Yapılan çalışmalar bir TFA çeşidi olan CLA’nın insülin geçirgenliği üzerinde en kötü etkiyi oluşturduğunu gösterirken, bu etkiyi daha çok trans10cis12CLA izomerine bağlamaktadır.(14)

2.7.3 Trans yağ asitleri-anne sütü:

Anne sütü trans yağ asidi içeriği yenidoğan büyüme ve gelişmesi üzerine olası olumsuz etkileri nedeniyle son yıllarda tartışılan bir konu olmuştur. Anne sütünün yağ asidi örüntüsü alınan günlük trans yağ asidi, n-3, n-6 yağ asitleri miktarına göre değişiklik göstermektedir.(1,3,18) Diyetle yüksek trans yağ asidi alımı anne sütünde daha çok trans yağ asidi salınımına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalar anne sütü trans yağ asidi içeriğinin Kuzey Amerika’da daha yüksek TFA tüketiminden dolayı Avrupa’ya göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Kanada’da anne sütü trans yağ asidi içeriği %7.2 bulunmuş, sütün trans yağ örüntüsü diyetle tüketilen kısmi hidrojene yağların trans yağ örüntüsüne benzer bulunmuştur. Amerika ve Kanada’da bazı kadınların sütlerinde TFA içeriğinin %18’e kadar çıktığı görülmüştür. (3) Fransa’da ise anne sütü trans yağ asidi içeriği %1.9 bulunurken, içeriğin büyük bir kısmını 18:1 11t izomer oluşturmuş, bu da diyetteki inek sütü yağının etkisini göstermiştir. Akdeniz diyetinin hakim olduğu İspanya’da ise sonuçlar anne sütünün %0.95 oranında trans yağ asidi içerdiğini göstermektedir. Yani anne sütünün yağ asidi örüntüsü bireyin diyetinden etkilendiğinden anne sütü trans yağ asidi içeriği hakkında kesin sonuçlara varılamamaktadır. Ancak genelde trans yağ asitleri anne sütündeki yağ asitlerinin %2-5’ini, inek sütünde ise %2-11’ini oluşturmaktadır. Yenidoğan formulalarında trans yağ asitleri toplam yağ asidi içeriğinin %0.1-2’sini oluşturmaktadır. (1)

Kanada’da yapılan epidomiolojik bir çalışmada anne sütü 18:1 TFA içeriğiyle esansiyel n-3 ve n-6 yağ asitleri içeriği arasında negatif bir ilişki bulunmuş, bunun sebebi olarak trans yağ asitlerinin n-3 ve n-6 yağ asitlerini kullanarak oluştuğu gösterilmiş ve dolayısıyla yüksek trans yağ içeren ürünlerin bu esansiyel yağ asitlerini daha az içereceği belirtilmiştir.(1) Yine Kanada’da yapılan başka bir çalışma anne sütündeki total TFA miktarının 16:0, cis 18:1(n-9), cis 18:2(n-6) ,cis 18:3(n-3), 20:4, 22:4, 22:5 yağ asitleriyle ters orantılı, CLA ve 18:0 ile ise doğru orantılı olduğunu göstermiş, bu doğru orantının nedenini ise 18:0 yağ asidinin hidrojene yağlarda diğer bitkisel yağlara göre daha çok bulunmasına bağlamıştır.(3) Fakat hayvanlar üzerinde yapılan diğer çalışmalar kısmi hidrojene yağ tüketiminin anne sütünün n-6 yağ asidi içeriğini artırdığını gösterirken, bunun açıklaması olarak da meme bezlerinin, yağ zerreciklerinin fizikokimyasal özelliklerini korumak için süt trigliserit ve fosfolipitlerinin asilasyonunu düzenlemesini göstermiştir.(1)

Hayvanlarda yapılan çalışmalarda trans yağ asitlerinin anne sütünü baskıladığı gösterilmiştir. Ancak bu konuda daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır. (1)

2.7.4 Trans yağ asitleri-fetus:

Trans yağ asitleri insan ve hayvanların beyin, karaciğer, yağ dokusu, dalak, plasma ve süt gibi birçok doku ve sıvısında bulunmaktadır.Diyetle alınan miktarlardan düşük olsa da beyin hariç diğer dokuların TFA içeriği ve örüntüsü diyeti yansıtmaktadır.
Trans yağ asitlerinin plasenta aracılığıyla fetusa transferi yıllar önce ispatlansa da çalışmalar çelişkili sonuçlar vermiştir. Örneğin hamilelik boyunca yüksek TFA içeren diyetle beslenen domuzların yenidoğan yavrularında doku lipitlerinde önemli TFA miktarları saptanmamış, yine başka bir çalışmada hamileliğinde %40.7 TFA içerikli diyetle beslenen ratların yavrularında benzer sonuçlar gözlenmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan bir çalışma yağ depolarında %0.5-6.8 TFA bulunan annelerin yeni doğan bebeklerindeki karaciğer ve toplam vücut lipitleri trans yağ asitlerinin plasentayı geçemediğini göstermektedir. Hayvanlarda yapılan bir çalışma yüksek düzeyde TFA’ya maruz kalan annelerin yavrularındaki düşük TFA düzeylerini 3 şekilde açıklamaktadır. İlki trans izomerler plasentayı düşük miktarlarda geçiyor olabilir, ikincisi TFA fetal dokularda depolanmaktan ziyade katabolize ediliyor olabilir, sonuncusu ise the novo yağ asidi sentezi sırasında seyreltiliyor olabilir.

1985 yılında FDA Center for Food Safety and Applied Nutrition için hazırladığı raporunda insan plasentasının trans yağ asitleri için bir duvar görevi gördüğünü ve fetusu TFA’nın olumsuz etkilerinden koruduğunu açıklamıştır. Ancak sonraki yıllarda araştırıcılar anne plasma lipitleriyle yenidoğan kanındaki trans yağ asidi seviyelerinin benzer olduğunu saptayarak bu tezi reddetmiştir. TFA’nın plasenta yoluyla fetusa geçtiği ve fetal dokularda görüldüğü saptanmıştır. Bir çalışmada doğal düşük sonrası anne kanındaki 18:1 9t seviyesi ile fetal dokulardaki seviye arasında ilişki bulunmuştur. Bu çalışmalardan yola çıkarak International Life Sciences Institute Expert Panel 1997 yılında trans yağ asitlerinin plasenta yoluyla fetusa ve fetal dokulara geçtiği sonucuna varmıştır. Ancak fetusta myelinogenezis olayı devam etmesine rağmen beyine transfer edilen TFA miktarı bütün çalışmalarda düşük bulunmuştur. Bu da trans izomerlerin santral sinir sistemine daha az transferi anlamına gelir.

Hamile ratlarda uygulanan %0, %15, %30 TFA içerikli diyetlerle trans yağ asitleri plasentayı geçerek fetus karaciğeri ve (beyin hariç) diğer vücut lipitlerinde gösterilmiş, bu da fetal dokuların TFA’ya açık bir şekilde maruz kaldığını göstermiştir.

Trans yağ asitleri-büyüme gelişme:

Prematüre, yenidoğan ve 1 yaşındaki bebeklerin kanlarında %1-2 TFA ve yağ dokularında düşük seviyede 18:1t saptanmıştır. Yaşamın ilk evrelerinde TFA’ya maruz kalmanın olumsuz etkisi olup olmadığı hala kesinlik kazanmamıştır. Bu konuda yapılan çok az çalışma vardır. (1) Yüksek trans yağ asidi alımının büyüme ve gelişme üzerine olası etkileri; linoleik ve α-linolenik asidin ARA ve DHA’ya desaturasyonunun inhibasyonu, oluşan istenmeyen metabolitlerin membran yapısına girmesi, gen yazılımı üzerine olumsuz etkileri, besinlerde n-6 ve n-3 kaybına yol açması olarak sıralanabilir. (2,3)

Laktasyon sırasında anneden yavruya geçen trans yağ asitleri en yüksek düzeyde yağ dokusu ve en düşük(önemsiz) düzeyde beyin olmak üzere birçok doku ve organda depolanmaktadır. Yenidoğan dokularında trans izomer düzeyleri emzirmeyle birlikte artmakta, laktasyonun sonunda ise beyin dışındaki anne dokularıyla aynı düzeye ulaşmaktadır. Ne annede ne de yenidoğanda beyinde bu izomerlere rastlanmamaktadır. Bu durum TFA’nın merkezi sinir sistemine dahil olmasını engellemek için açık bir koruyucu mekanizma varlığına işaret etmektedir.(1)

Trans yağ asitlerinin emzirme çağında dokulardaki varlığı linoleik asit düzeylerinde artışa, homologları olan ARA ve DHA düzeylerinde düşüşe neden olmaktadır. Prematüre bebeklerin kan lipitleri, yenidoğan doku ve arter duvarları ve 1-15 yaş arası sağlıklı çocukların plasma fosfolipitlerinde trans yağ asitleri ile uzun zincirli PUFA düzeyleri arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Bu da esansiyel yağ asitlerinin elongasyon ve desaturasyon sistemindeki bozukluğu işaret etmektedir. (1)

Bazı çalışmalar trans yağ asitlerinin n-6 yağ asidi desaturaz aktivitesi üzerine etkisini araştırarak olumlu sonuç elde etmiş, ancak bu çalışmalarda ürünlerde bulunan TFA miktarlarının çok üzerine çıkılmıştır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar özellikle hamilelik ve laktasyonda kısmi hidrojene yağları içeren diyetlerin -TFA ve n-6 yağ asitlerinin ARA’ya dönüşmek için gireceği potansiyel yarışı engellemek için- daha yüksek n-6 gereksinmesine neden olduğunu göstermiştir. Hamilelik ve laktasyonda annede esansiyel yağ asitleri eksikliği oluşmakta ve annenin esansiyel yağ depolarının fetal gelişim için yeterli olup olmadığı bilinmemektedir. n-6 desaturasyonu inhibasyonunun olası mekanizmalarından biri aşırı miktarda uzun zincirli PUFA üretimini ve hücre membranlarında birikimini engellemek olmasına rağmen bu konuda anlaşılmayan bir çok nokta vardır. (1,10)

Trans izomerler aynı zamanda doğum ağırlığını da olumsuz etkilemektedir. Esansiyel yağ asitlerinin uzun zincirli PUFA’ya dönüştürülmesinin fetal büyüme, eikosanoid sentezi ve beyin gelişimi için önemi büyüktür.(1)

Çocuklarda PUFA alımı astım ve alerji gelişiminde etken olarak bulunmuştur. Bu etkinin cis ve trans konfigurasyonla ilişkisini araştıran çalışmalar cis PUFA’da böyle bir etki saptamazken, TFA ile astım ve alerji arasında pozitif ilişki bulmuştur. Ayrıca bu etki hayvansal kaynaklı TFA’dan çok hidrojene yağlardan kaynaklanmıştır. Yenidoğanlarda artmış plasma TFA düzeyleri plasma lipitlerinin yağ asidi kompozisyonunda atopik hastalıklı bireylerinkine benzer değişikliklere neden olmuştur. (19)

Diyetle alınan ve bebeğe transfer edilen trans yağ asitlerinin yukarıda gösterilen büyüme, gelişme ve normal metabolizma üzerine olumsuz etkileri konusunda kesin sonuçlar yoktur. Bu konuda daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.(1)

2.7.6 TFA- diğer etkileri:

TFA’nın ayrıca artmış sistemik inflamasyon ve endotel disfonksiyon göstergeleri CRP, tumor nekrosis faktör reseptörleri, E-selektin, interlukin-6 ve vasküler hücre adhezyon moleküllerini de olumsuz olarak etkilediği, trombojenezisi tetikleyecek şekilde prostaglandin dengesini bozduğu gösterilmiştir.(2)TFA membran fosfolipitlerine katılarak membran akıcılığını azaltmakta, membran proteinlerinin biyokimyasal özellikleri ve fonksiyonlarını değiştirmektedir. Ayrıca insanlarda uzun süreli TFA alımı ile BMI arasında pozitif ilişki saptanmış, ancak yapılan çalışmalarda TFA’nın tokluk veya enerji harcaması üzerine bir etkisi bulunamamıştır.(18)Bir çalışmada TFA ile preeklampsi riski arasında pozitif ilişki bulunurken, (20)bir diğerinde alınan enerjinin %2’sinin MUFA yerine TFA’dan gelmesiyle kısırlık riski 2 katına çıkmıştır. (21) Yüksek TFA tüketiminin yüksek Cu alımıyla birlikte kavrama geriliğini hızlandırdığı başka bir çalışmada gösterilmiştir.(22)CLA’nın bu etkiler dışında oksidatif stres göstergelerini (urinary F2-isoprostane) de artırdığı söylenmektedir. (14)

Trans yağ asitlerinin birçok hastalık ve kardiovasküler risk faktörü üzerinde potansiyel negatif etkisi ispatlanmıştır. TFA’nın kan lipitlerine etki mekanizması tam olarak anlaşılmasa da HDL apoA-I ve LDL apoB-100 katabolizmasına ters etki yaptığı düşünülmektedir. Bugün sorulan soru ise hayvansal yağlardaki TFA’nın kısmi hidrojene bitkisel yağlarla aynı etkiyi gösterip göstermediğidir. Eğer bu olumsuz etkide hayvansal kaynaklı TFAnın payı olmadığı ispatlanırsa inekler sütlerinde daha yüksek TFA oluşumunu sağlayacak şekilde beslenerek ve böylece sütteki doymuş yağ miktarı da azaltılarak daha sağlıklı bir diyet sağlanabilir. Gelecek çalışmalar TFA etiketlerinde sadece kısmi hidrojene yağların TFA içeriği mi yoksa total TFA içeriğinin mi belirtilmesi gerektiğini gösterecektir.

Çalışmalar son zamanlarda diyetle alınan TFA’nın anne karnındaki fetal gelişim ve emzirme sırasında bebeğe geçmesi veya formula ve diyetteki diğer kaynaklarla TFA’ya maruz kalmanın yenidoğanda normal metabolizma ve büyüme gelişme üzerindeki etkisine yoğunlaşmıştır. Ancak bu konuyu araştıran daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.
ABD’de kısmi hidrojene yağlardan alınan TFA güvenilir besin olarak tanımlanmaktadır.
10 yıl önce TFA ile ilgili şüpheleri olanlar bir elin parmaklarını geçmezken son yıllarda dikkatler bu konu üzerinde toplanmaktadır. Ancak bazı sorumluluk sahibi üreticilerin trans-free üretimi dışında ABD’de bu konuya gereken önem verilmemektedir. ABD’de bir McDonal’s çocuk öğünü 10 g TFA içermektedir. McDonald’s, Kentucky Fried Chicken ve Burger King ABD’de yüksek TFA içerikli üretim yaparken, aynı firmalar Danimarka’da trans-free üretim yapmaktadır. Danimarka 2004 yılında fast food ve ünlü pastacılık mamüllerinde TFA içeren yağların kullanımını yasaklamıştır.

TFA ile ilgili FDA’nın 1 Ocak 2006’da yürürlüğe geçecek olan son kararı TFA’nın etiketlerde doymuş yağların hemen altında ayrı olarak yazılmasıdır. Ancak FDA’nın besin desteğinde TFA’nın yeri karşısındaki duruşu bugün hala tepki toplamaktadır. Dünya’da, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde TFA alımına bakıldığında bu konunun çözülmesi gereken global bir sorun olduğu ortadadır.

Yağ endüstrisinin TFA alternatifi üretimi gün geçtikçe artmakta ve önem kazanmaktadır. TFA alternatif yağlarla değiştirildiğinde tüketilen yağ asidi profilinde büyük değişiklikler olması muhtemeldir. Bu değişimlerin sağlık üzerinde yapacağı etki dikkate değerdir.
Yapılması gereken şey farklı yağ asitleri ve karbonhidratların kan lipitleri üzerine etkilerini araştırmak ve TFA’nın diyetten çıkarılması ve alternatif üretiminde bu araştırmaları dikkate almaktır.

4. KAYNAKLAR

  1. Elvira Larque, Salvador Zamora, Angel Gil.Dietary Trans Acids in Early Life: A Review. Early Human Development 65 Suppl. 2001:31-41
  2. Maria Teresa Tarrago-Trani, Katherine M. Philips, Linda E. Lemar, et al. New and Existing Oils and Fats Used in Products with Reduced Trans-Fatty Acid Content. Journal of American Dietetic Association 2006:106:867-877
  3. Russell Friesen, Sheila M. Innis. Trans Fatty Acids in Human Milk in Canada Declined with the Introduction of Trans Fat Food Labeling. The Journal of Nutrition 2006:136:2558-2561
  4. Antonio Romero, Carmen Cuesta, Francisco J. Sanchez-Muniz. Trans Fatty Acid Production in Deep Frying of Frozen Foods with Different Oils and Frying Modalities. Nutrition Research 2000:20:599-608
  5. W.C.Willett. Trans Fatty Acids and Cardiovascular Disease-Epidomiologic Data. Atherosclerosis Supplements 7 2006:5-8
  6. Julie Moss. Labeling of Trans Fatty Acid Content in Food, Regulations and Limits-The FDA View. Atherosclerosis Supplements 7 2006:57-59
  7. W.C.Willett. The Scientific Basis for TFA Regulations-Is It Sufficient? Comments from the USA. Atherosclerosis Supplements 7 2006: 69-71
  8. Margaret C. Craig-Schmidt. World-wide Consumption of Trans Fatty Acids. Atherosclerosis Supplements 7 2006: 1-4
  9. Lars Johansson, Ase Borgejordet, Jan I. Pedersen. Trans Fatty Acids in the Norwegian Diet. Tidsskriftet-nyheter.
  10. Prof. Dr. Ayşe Baysal. Trans Yağ Asitleri ve Koroner Kalp Hastalığı Riski. Journal of Nutrition and Dietetics 1996:1-4
  11. W.C. Willett MD, M.J. Stampfer MD, J.E. Manson MD et al. Intake of Trans Fatty Acids and Risk of Coronary Heart Disease Among Women. The Lancet. 1993:341:581-585
  12. Marianne U. Jakobsen, Anette Bysted, Niels L. Andersen et al. Intake of Trans Fatty Acids and Risk of Coronary Heart Disease-An Overview. Atherosclerosis Supplements 7. 2006:9-11
  13. Albero Ascherio. Trans Fatty Acids and Blood Lipids. Atherosclerosis Supplements 7.2006:25-27
  14. Ulf Riserus. Trans Fatty Acids and Insulin Resistance. Atherosclerosis Supplements 7 2006:37-39
  15. Uriyoan Colon-Ramos, Ana Baylin, Hannia Campos. The Relation between Trans Fatty Acid Levels and Increased Risk of Myocardial Infarction Does Not Hold at Lower Levels of Trans Fatty Acids in the Costa Rican Food Supply. The Journal of Nutrition 2006:136:2887-2892
  16. Randall Wood, Karen Kubena, Barbara O’Brien et al. Effect of Butter, Mono- and Polyunsaturated Fatty Acid-Enriched Butter, Trans Fatty Acid Margarine and Zero Trans Fatty Acid Margarine on Serum Lipids and Lipoproteins in Healthy Men. Journal of Lipid Research 1993:34:1-11
  17. Rozenn N. Lemaitre, Irena B. King, Dariush Mozaffarian. Plasma Phospholipid Trans Fatty Acids, Fatal Ischemic Heart Disease and Sudden Cardiac Death in Older Adults. American Heart Association 2006:114:209-215
  18. Kelse T. Albuquerque, Fatima L.C. Sardinha, Monica M. Teles et al. Intake of Trans Fatty Acid-Rich Hydrogenated Fat During Pregnancy and Lactation İnhibits the Hypophagic Effect of Central Insulin in the Adult Offspring. Nutrition 22 2006:820-829
  19. Stephan K. Weiland, Erika von Mutius, Anika Hüsing et al. Intake of Trans Fatty Acids and Prevalence of Childhood Asthma and Allergies in Europe. The Lancet 1999:353:2040-2041
  20. K. Mahomed, M.A. Williams, I.B. King et al. Erythrocyte Omega-3, Omega-6 and Trans Fatty Acids in Relation to Risk of Preeclampsia among Women Delivering at Harare Maternity Hospital, Zimbabwe. Physiological Research 2007:56:37-50
  21. Jorge E. Chavarro, Janet W Rich-Edwards, Bernard A Rosner et al. Dietary Fatty Acid Intakes and the Risk of Ovularity Infertility. The American Journal of Clinical Nutrition 2007:85:231-237
  22. Martha Clare Morris, Denis A. Evans, Christine C. Tangney et al. Dietary Copper and High Saturated and Trans Fat Intakes Associated with Cognitive Decline. Archives of Neurology 2006:63:1085-1088
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Trans Yağ Asitlerinin Sağlık Üzerine Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Merve TİRYAKİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Merve TİRYAKİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Merve TİRYAKİ'nin Yazıları
► Krill Yağı ve Sağlık Üzerine Etkileri Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Trans Yağ Asitlerinin Sağlık Üzerine Etkileri' başlığıyla benzeşen toplam 63 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:34
Top