Kurban Bayramı ve Çocuklar
Kurban Bayramı yılda iki kez kutladığımız dini bayramlarımızdan biridir. Bayram, sevginin, kardeşliğin, barışın öne çıktığı; küslüklerin unutulduğu, insanların birlikte olma, paylaşımlarda bulunma günüdür. Türk toplumunda gelenek haline gelen bayram kutlamalarının insanlar üzerindeki olumlu etkilerinin yanında birçok olumsuz etkisi de bulunmaktadır. Olumsuz etki derken kastedilen 'olumsuz, normal olana aykırı şeklindeki görüntü ve davranışlardır.’
Bunlar en çok küçük yaşlardaki çocukları etkilemektedir.
Kurban Kesimi Çocuklara Gösterilmemelidir!
Pek çoğumuz bayramları anlam ve önemine uygun ve layıkıyla kutluyoruz. Akrabalarımız ve dostlarımızla görüşüyor ve hasret gideriyoruz, ancak kutlamalarımızı yaparken göz önünde bulundurmadığımız bir durum var. O da 'ÇOCUKLAR'. Birçok vilayette kurban kesimleri düğün havasında geçiyor. Hayvanlar süslenmekte, davullar zurnalar eşliğinde kesilmektedir. Burada ahlaki ve dini açıdan bir sakınca bulunmamaktadır, bayramlar sevinç kaynağı olduğundan insanların coşkusunu göstermesi açısından bu şekilde kutlanabilir ancak şu da önemli bir gerçektir ki; çocuklar bunu kafalarında anlamlandıramamaktadırlar.
Çocukların başetme mekanizmaları yetişkinlerden çok daha farklıdır. Dolayısı ile çocuk ölümü yetişkinden farklı şekilde düşünür ve anlamlandıramaz, bu durumla kolay bahşedemez. Yakın çevremizden de gözlemlediğimiz üzere, bir yakınlarının kaybında çocuklar değişik tepkiler verebilmektedirler. Çocuk insanla duygusal bir bağ kurduğu gibi hayvanla da duygusal bir bağ kurabilmektedir. Kurban kanının akması gibi görüntülere şahit olan çocuklarda bir süre sonra travma belirtileri ve davranış sorunları görülmektedir.
Çocuklara Nasıl Davranmalıyız?
Çocukların 11 yaş öncesinde ölümle ilgili kavrama düzeyleri yeterli olmadığı için kurban bayramının dini boyutu 11 yaş itibari ile anlatılmalıdır ve özellikle 5 yaş öncesi çocuklara kesinlikle hayvanın ölümü izletilmemelidir. Birçok ebeveyn çocuklarının alnına ve çeşitli organlarına kan sürmekte ve çocukları kurban kesimini izlemeye zorlamaktadırlar. Çocuk doğası gereği meraklı bir yapı içindedir ancak sırf çocuk merak ediyor diye bu kesim esnasında ne olduğunu anlayacağı anlamına gelmez dolayısı ile çocuğa 'Gel bak bundan ne güzel et yiyeceğiz, bıçağı sen tut, bir gün sende keseceksin' tarzında ifadeler kullanılmamalıdır.
Bir başka problem, hayvanların özellikle kırsal alanlarda bahçelerde, kentlerde de apartmanlarda kesim gününe hazırlanmasıdır. Çocuğa bu aşamada hayvanın kesileceği yaş düzeyine göre anlatılmalıdır. Teorik olarak bilgi verilmesinde sakınca yoktur. Ancak çocuk hayvanla vakit geçirdiyse bu da onunla özdeşim kurduğu anlamına gelir dolayısıyla çocuk eğer o hayvanın etinden yemek istemezse buna kesinlikle zorlanmamalıdır.
Basın ve yayın organları ‘Kurban Bayramı’nı kan akıtma günü olarak ilan etmemelilerdir. Görüntülerde sadece kurbanların kanları, derileri, sinirlenen ve kavgaya tutuşan insanlar gösterilmemeli, bayramın asıl manası üzerinde durulmalıdır. Sadece kötü görüntülerin üzerinde durulması yalnız çocukları değil yetişkinleri de geleneklerden uzaklaştırmaktadır ve insanlar bayram tatillerini evlerinden uzakta tatil yaparak, yakınlarını ve bayramın asıl anlamını unutarak geçirmektedirler.
Bu bağlamda herkesin kulaktan dolma bilgilerin ve kirli görüntülerin etkisinde kalmayarak; araştırma yaparak gerçek bilgiye ulaşmaları gerektiği kanaatindeyim.
ANAHTAR KELİMELER:
KAVRAMA DÜZEYİ: HER YAŞA ÖZGÜ OLAN ANLAMA KAPASİTESİDİR.
KİŞİLERİN KAVRAMA DÜZEYİNLERİNE GÖRE OLGULARI DEĞERLENDİRİRLER.
BAŞETME MEKANİZMASI: OLUMSUZ OLAYLAR SONRASINDA KİŞİLER DURUMLARLA MÜCADELE EDERLER.BU MÜCADELEYİ KİŞİLİK YAPILANMALARI DOĞRULTUSUNDA YAPARLAR.HER BİREYİN BAŞETME MEKANİZMASI FARKLIDIR.
Bunlar en çok küçük yaşlardaki çocukları etkilemektedir.
Kurban Kesimi Çocuklara Gösterilmemelidir!
Pek çoğumuz bayramları anlam ve önemine uygun ve layıkıyla kutluyoruz. Akrabalarımız ve dostlarımızla görüşüyor ve hasret gideriyoruz, ancak kutlamalarımızı yaparken göz önünde bulundurmadığımız bir durum var. O da 'ÇOCUKLAR'. Birçok vilayette kurban kesimleri düğün havasında geçiyor. Hayvanlar süslenmekte, davullar zurnalar eşliğinde kesilmektedir. Burada ahlaki ve dini açıdan bir sakınca bulunmamaktadır, bayramlar sevinç kaynağı olduğundan insanların coşkusunu göstermesi açısından bu şekilde kutlanabilir ancak şu da önemli bir gerçektir ki; çocuklar bunu kafalarında anlamlandıramamaktadırlar.
Çocukların başetme mekanizmaları yetişkinlerden çok daha farklıdır. Dolayısı ile çocuk ölümü yetişkinden farklı şekilde düşünür ve anlamlandıramaz, bu durumla kolay bahşedemez. Yakın çevremizden de gözlemlediğimiz üzere, bir yakınlarının kaybında çocuklar değişik tepkiler verebilmektedirler. Çocuk insanla duygusal bir bağ kurduğu gibi hayvanla da duygusal bir bağ kurabilmektedir. Kurban kanının akması gibi görüntülere şahit olan çocuklarda bir süre sonra travma belirtileri ve davranış sorunları görülmektedir.
Çocuklara Nasıl Davranmalıyız?
Çocukların 11 yaş öncesinde ölümle ilgili kavrama düzeyleri yeterli olmadığı için kurban bayramının dini boyutu 11 yaş itibari ile anlatılmalıdır ve özellikle 5 yaş öncesi çocuklara kesinlikle hayvanın ölümü izletilmemelidir. Birçok ebeveyn çocuklarının alnına ve çeşitli organlarına kan sürmekte ve çocukları kurban kesimini izlemeye zorlamaktadırlar. Çocuk doğası gereği meraklı bir yapı içindedir ancak sırf çocuk merak ediyor diye bu kesim esnasında ne olduğunu anlayacağı anlamına gelmez dolayısı ile çocuğa 'Gel bak bundan ne güzel et yiyeceğiz, bıçağı sen tut, bir gün sende keseceksin' tarzında ifadeler kullanılmamalıdır.
Bir başka problem, hayvanların özellikle kırsal alanlarda bahçelerde, kentlerde de apartmanlarda kesim gününe hazırlanmasıdır. Çocuğa bu aşamada hayvanın kesileceği yaş düzeyine göre anlatılmalıdır. Teorik olarak bilgi verilmesinde sakınca yoktur. Ancak çocuk hayvanla vakit geçirdiyse bu da onunla özdeşim kurduğu anlamına gelir dolayısıyla çocuk eğer o hayvanın etinden yemek istemezse buna kesinlikle zorlanmamalıdır.
Basın ve yayın organları ‘Kurban Bayramı’nı kan akıtma günü olarak ilan etmemelilerdir. Görüntülerde sadece kurbanların kanları, derileri, sinirlenen ve kavgaya tutuşan insanlar gösterilmemeli, bayramın asıl manası üzerinde durulmalıdır. Sadece kötü görüntülerin üzerinde durulması yalnız çocukları değil yetişkinleri de geleneklerden uzaklaştırmaktadır ve insanlar bayram tatillerini evlerinden uzakta tatil yaparak, yakınlarını ve bayramın asıl anlamını unutarak geçirmektedirler.
Bu bağlamda herkesin kulaktan dolma bilgilerin ve kirli görüntülerin etkisinde kalmayarak; araştırma yaparak gerçek bilgiye ulaşmaları gerektiği kanaatindeyim.
ANAHTAR KELİMELER:
KAVRAMA DÜZEYİ: HER YAŞA ÖZGÜ OLAN ANLAMA KAPASİTESİDİR.
KİŞİLERİN KAVRAMA DÜZEYİNLERİNE GÖRE OLGULARI DEĞERLENDİRİRLER.
BAŞETME MEKANİZMASI: OLUMSUZ OLAYLAR SONRASINDA KİŞİLER DURUMLARLA MÜCADELE EDERLER.BU MÜCADELEYİ KİŞİLİK YAPILANMALARI DOĞRULTUSUNDA YAPARLAR.HER BİREYİN BAŞETME MEKANİZMASI FARKLIDIR.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kurban Bayramı ve Çocuklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Nilüfer ŞİŞMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Nilüfer ŞİŞMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
