2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gebelik Rehberi: Hafta Hafta Hamilelik ve Gebelikle İlgili Detaylı Bilgiler
MAKALE #4197 © Yazan Op.Dr.Hülya TOYRAN SEZİK | Yayın Ocak 2010 | 94,577 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
GEBELİK REHBERİ: ÖZET BİLGİLER

Hazırlayan: Dr. Hülya Toyran Sezik

GİRİŞ

Normal bir gebeliğin süresi ortalama 40 hafta veya 9 aydır. Tahmini doğum tarihinizi bulmak için son âdetinizin ilk gününden 3 ay geriye gidip buna 7 gün eklemeniz gerekir. Bu tarih kesin olmayıp, doğumunuz 2–3 hafta önce veya 2 hafta sonra olabilir.

Gebeliği doğum hekimleri genelde üç ayrı devreye ayırırlar. Her bir devre 3 aylık süreleri kapsar.

İlk 3 aylık dönemde fizik görünümünüzde pek bir değişiklik yoktur. Bu devre bebeğin vücut oluşumunun tamamlandığı dönem olması açısından önemlidir. İlk 3 ayda mümkün olduğu kadar hekiminiz tarafından gerekli görülmedikçe ilaç kullanımından kaçınmanız, röntgen, tomografi vb çektirmemeniz gereklidir. Bu dönemde gebelerin folik asit kullanması rutin uygulamaya girmiştir. Doktorunuzdan bu vitaminin kullanımı için gerekli bilgileri alabilirsiniz. Gebeliğin ilk 3 ayı bulantı, halsizlik, sık idrara çıkma gibi şikâyetlerin fazlaca olduğu bir dönemdir.

İkinci 3 aylık dönem kısmen gebeliğin en mutlu ve rahat dönemidir. Bulantı, kusma, halsizlik gibi şikâyetler bu dönemde çok azalır. Henüz karın çok büyümediği için fiziksel olarak da rahat edeceğiniz bir dönemdir. Bu dönemin en önemli özelliği ortalama 16–22 haftalar arasında bebek hareketlerini hissedecek olmanızdır. Böylece bebeğinizle iletişime geçecek ve sağlığı konusunda haberdar olacaksınız.

Gebeliğin son üç aylık döneminde artık doğuma hazırlık başlayacak. Karın iyice büyüdüğünden ve vücut ağırlığı arttığından bir miktar fizik aktiviteniz kısıtlanabilir.

GEBELİK BAKIMININ ÖNEMİ

Kadın hastalıkları ve doğum kliniklerinde düzenli gebelik kontrolleri sayesinde anne ve bebek ölümleri, anne ve bebekte görülebilecek hastalıklar önemli ölçüde azalmıştır. Ülkemizde halen anne ve bebek ölümleri Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine göre yüksektir.

Gebeliklerin büyük bir çoğunluğu normal seyreder. Gebeliğe bağlı pek çok küçük şikâyet ve problemler olabilir. Gebelikte oluşabilecek ciddi hastalık ve sorunların erken tespiti ve engellenmesi için düzenli doktor kontrolü elzemdir.

Gebe kalmayı planladığınızda doktorunuza giderek genel sağlık kontrolünden geçmelisiniz. Gebelik öncesi risk faktörlerinin tespit edilerek bunlara yönelik önlem alınması uygundur.

Gebelik döneminde hekiminizin belirlediği tarihlerde düzenli kontrollere gitmeniz önerilir.
Gebelik takibini yapan doktorunuza güvenmeniz ve tam bir diyalog halinde olmanız önemli bir konudur.

GEBELİK TAKİBİ

Gebelik öncesi ve gebelik sırasında yapılacak tetkik ve tedavi için standart bir gebelik takip protokolü oluşturulmuştur. Gebelik muayenesine bu aylara göre gelmeniz beklenir. Gebelik takiplerinize başlamadan önce bu protokole bakarak gebelik takibiniz konusunda bilgi edinebilirsiniz.

Gebelik öncesi:

İlk muayeneye gebe kalmaya karar verdiğinizde gelmeniz önemlidir. Gebelik öncesinde varolan hastalıklarınıza, önceki gebelik ve doğum öykünüze, ailesel özelliklerinize ve yaşınıza göre risk faktörleri saptanacaktır. Gebelik öncesi genel muayeneniz yapılacaktır.

Rahim ağzı (serviks) kanserinin taraması için “servikal smear” alınacaktır. Ayrıca kızamıkçık, Hepatit-B, toksoplazma gibi hastalıklar açısından bağışıklık durumunuza bakılacaktır. Gebelikten üç ay öncesinde folik asit adı verilen vitamin takviyesi başlanmaktadır. Bu vitamin ‘nöral tüp defektleri’ adı verilen ve bebekte beyin ve sinir sistemini etkileyen sakatlıkları önlemek için kullanılmaktadır.

Gebelikte önerilen muayene ve tetkikler:

Adet gecikmesi ve gebelik şüphesi: Transvajinal ultrasonografi

7–9. hafta: Transvajinal ultrasonografi
Tam kan sayımı, kan grubu
Kan biyokimyası
İdrar tetkiki, idrar kültürü
Rubella (kızamıkçık) taraması
Hepatit B taraması

11-13 hafta: Transvajinal ultrasonografi
Down sendromu taraması (ense deri saydamlığı ve ikili tarama testi)

16–18 hafta: Nöral tüp defektleri taraması
(AFP ölçümü ve ultrasonografi)

22–24 hafta: Ayrıntılı ultrason incelemesi

24–28 hafta: Şeker tarama testi (50 g OGTT)

30–34 hafta: Tam kan sayımı, idrar tetkiki
Ultrasonografi

36–38 hafta: Ultrasonografi, NST
Hepatit B, C taraması

40–41 hafta: NST

Her muayenede ve 36. haftadan itibaren haftada bir kan basıncı ölçümü yapılacaktır.

7–9. haftalar arası
— Gebeliğin ilk aylarında, muayenede kan basıncı ve kilonuz ölçülerek kaydedilecektir.
— Gebeliğin rahim içinde oluşup oluşmadığı (dış gebelik açısından) ve bebeğin canlılığını değerlendirmek için ultrason yapılacaktır.
— Daha önce yapılmadı ise servikal smear adı verilen rahim ağzı kanser taraması yapılacaktır.
— Gebeliğin başında rutin kan ve idrar tetkileri yaptırılacaktır.

11–13. haftalar
— Bebeğin anatomik taraması için ultrason incelemesi yapılacaktır.
— Down sendromu taraması için, ultrasonografide bebeğin boyu ve ense deri saydamlığı ölçülerek ikili tarama testi yapılacaktır.

Down Sendromu (diğer isimleri Mongolizm, trizomi 21)

Bu durum, zekâ geriliğinin en sık rastlanan sebeplerinden biridir. Ancak, tek nedeni değildir. Görülme sıklığı yaklaşık 700 canlı doğumda 1’dir. Down sendromu, normalde 46 olan kromozom sayısının, 21 numaralı kromozoma fazladan bir tane eklenerek 47’ye yükselmesi ile kendini belli eder.

Down sendromlu bebek doğurma riski anne ve baba yaşı ilerledikçe artmaktadır. Down sendromlu çocuklarda şu sorunlar olabilir: Zekâ geriliği, gelişme geriliği, kalpte doğumsal anomaliler, tiroid bezi yetmezliği, bağırsak tıkanıklıkları, yüzde bazı değişiklikler vs.

Down sendromuna doğum öncesi kesin tanı ancak plasenta biyopsisi (CVS), amniyosentez veya kordosentez (bebekten kan örneklemesi) ile koyulabilir. Amniyosentezde, uzun bir şırınga iğnesiyle karın üzerinden rahme girilir. Bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısından bir miktar örnek alınır. İşleme bağlı %1 oranında gebelik kaybı olabilir. Bu riskten ötürü tüm gebelere uygulanması mantıksızdır. Yerine, Down sendromunu öngörebilecek başka testler yapılmaktadır. Bunlar, ikili tarama testi ve üçlü tarama testleridir. Bu testler Down sendromuna kesin tanı koyamazlar; bu hastalık için bir risk oranı verebilirler. Günümüzde en güvenilir olanı ense saydamlığı ölçümünü kapsayan ikili tarama testidir.

İkili tarama testi gebeliğin 11–13. haftalarında yapılmaktadır. Önce ultrasonografi ile bebeğin boyu ve ense saydamlığı ölçülür. Aynı gün anneden alınan kan örneğinde bazı maddelerin (PAPP-A ve serbest beta-HCG) ölçümü yapılır. Annenin yaşı, ense saydamlığı ve bu maddelerin miktarları kullanılarak bilgisayar programı ile Down sendromu riski hesaplanır. Hesaplanan risk konusunda hekiminiz tarafından size bilgi verilecektir.

Örnek: Gebeliğinin 12.haftasında ikili tarama testi yaptıran bir gebede Down sendromu riski 1/432 geldi. Bunun anlamı, bu gebenin bebeğinde Down sendromu görülme riski 432’de 1’dir. Yani, bu sonuca göre % 99.7 oranında bebekte bu hastalık yoktur.

16–19 haftalar
— Nöral tüp defektleri adı verilen, beyin ve omuriliği etkileyen bir dizi hastalığı saptamak için ultrason ve anne kanında AFP tetkiki yapılacaktır.

AFP (Alfa-Feto Protein)

Anne kanında AFP ölçümü gebeliğin 16-19 haftaları arasında yapılmaktadır. AFP, bebek tarafından üretilen ve anne kanına da geçen bir maddedir. Anne kanında AFP miktarı ölçülerek özellikle “nöral tüp defektleri” adı verilen ve beyin-omurilik sistemini etkileyen bir dizi hastalığın görülme riski araştırılmaktadır. AFP’nin yüksek değerlerde saptanması bu hastalıklar açısından yüksek riske işaret etmektedir.

Anormal durumlar söz konusu olduğunda kesin teşhise gitmek için amniyosentez veya ayrıntılı ultrason incelemesi gerekebilir.

Eğer Down sendromu taraması için 11–14 haftalar arasında ikili tarama testini yaptıramadıysanız, 16-20. haftalar arasında 3’lü tarama testi adı verilen kan testini yaptırabilirsiniz. Önce ultrason ile bebeğin ölçümleri yapılır. Aynı gün anneden kan örneği alınarak, bazı maddelerin ölçümü yapılır. Anneye ait bilgiler, bebeğin ölçümleri ve anne kanındaki bazı maddelerin ölçüm sonuçları bir bilgisayar programında kullanılarak Down sendromu ve nöral tüp defektlerinin bebekte görülme olasılığı hesaplanır. Üçlü tarama testinin güvenilirliğinin ikili tarama testinden daha az olduğu kabul edilmektedir.

Örnek: Üçlü tarama testi sonucunda Down sendromu görülme riski 1/649 çıktığını farz edelim. Bunun anlamı bu gebelikte Down sendromu olasılığı 649’da 1’dir; ya da % 99.8 oranında bebekte Down sendromu olmayacaktır. Nöral tüp defekti görülme riskinin 1/126 çıktığını kabul edelim. Bu bebekte nöral tüp defekti görülme olasılığı 126’da 1’dir veya %99.2 olasılıkla bebekte nöral tüp defekti görülmeyecektir.

ÇOK ÖNEMLİ UYARI

İkili tarama testi sadece trizomi adı verilen ve Down sendromunu da içeren bir grup genetik hastalığın tarama testidir.

Üçlü tarama testinde Down sendromu ve diğer trizomiler, nöral tüp defektleri (omurga açıklıkları) araştırılmaktadır.

Bu iki test bebekte görülebilecek diğer yapısal ve genetik hastalıklar ile diğer nedenlere bağlı zekâ gerilikleri hakkında bilgi vermez.

22–24. haftalar
— Bebeğin vücudunun ayrıntılı olarak incelendiği ultrason incelemesi yapılacaktır. Eğer doktorunuz tarafından gerekli görülürse bu ziyarette rahim damarlarındaki kan akımını inceleyen, uterin arter (rahim atardamarı) Doppler (renkli ultrason) muayenesi de ultrasonografi sırasında yapılacaktır.
— Kan basıncı ve kilonuz ölçülüp kaydedilecektir.

24–28. haftalar
— 24–28. haftalar arasında 50 gram glikoz (şeker) yükleme testi yapılacaktır. Bu testin amacı gebeliklerin %4’ünde ortaya çıkan gebeliğe bağlı şeker hastalığını taramaktır. İlk muayenede kan şekeri normal olsa bile gebeliğe bağlı şeker hastalığı ortaya çıkabilir. Bu kişiler tanınıp, uygun şekilde tedavi edilmezse bebeğin çok iri olması, gebelik sonrası kalıcı şeker hastalığı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

— Tam kan ve idrar tetkikleri istenecektir
— Bebeğin gelişimini takip etmek için ultrason yapılacaktır.
— Kan basıncı ve kilonuz ölçülüp kaydedilecektir.

30–34. haftalar
— Bebeğin gelişimini değerlendirmek için ultrason yapılacaktır.
— Kan basıncı ve kilonuz ölçülüp kaydedilecektir.

36–39 haftalar
—Bebeğin tahmini doğum ağırlığı, kemik çatının uygunluğu ve doğum şeklinin konuşulması, doğumun planlanması için bu ziyarette ultrasonografi ve vajinal muayene yapılacaktır.
— Kan basıncı ve kilonuz ölçülüp kaydedilecektir.
— 38. haftadan doğuma kadar haftada bir gebelik kontrolünüz yapılacaktır. Her kontrolde kan basıncınız ölçülecek, bebek hareketleri değerlendirilecektir. Hekiminiz gerekli gördüğünde ultrasonografi ve NST tetkikleri yapılacaktır.

GEBELİKTE BESLENME

Gebelikte iyi ve dengeli beslenme sizin sağlığınız ve bebeğinizin gelişimi için önemlidir. Gebe kaldığınız dönemdeki kilo ve boyunuzu kullanarak hesap edilecek vücut-kitle endeksinden (VKİ) faydalanarak doktorunuzla birlikte aylık almanız gereken kilo miktarını hesaplayabilirsiniz.

Gebelikte yetersiz beslenme, bebeğin zayıf olması, erken doğum, ölü doğum, işlevsel olarak gelişmemiş ve doğuştan kusurlu bebeklerin yanı sıra, annede kansızlık, kalsiyum eksikliğine bağlı diş kaybı, kemik yoğunluğunda azalma, kabızlık, bacak krampları ve bazı hastalıkların sıklığında artmaya yol açabilir.

Sağlıklı bir vücut ve gelişim için gerekli maddeler ve bulundukları yiyecekler aşağıda verilmiştir:

Proteinler: Et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, fasulye, nohut, bezelye ve tahıl ürünleri.

B vitamini ve Demir: kırmızı et, karaciğer, sebzeler, kuru üzüm ve pekmez.

Kalsiyum: Süt, yoğurt, peynir.

Çeşitli vitamin ve minareler: Yeşil yapraklı sebze ve meyveler.

C vitamini: portakal, mandalina gibi turunçgillerde

Günlük protein ihtiyacının 2/3’ü hayvansal gıdalardan gelmelidir. Diğer bölümü tahıl ürünleri, fasulye, nohut gibi bitkisel gıdalar olabilir.

Özellikle gebeliğin 4. ayından sonra bebeğin kemik gelişimi için yeterli kalsiyum alınması önemlidir. Diyetinizdeki süt, yoğurt veya peynir kalsiyum ihtiyacınızı karşılayacaktır.

Karbonhidratlar: buğday ve pirinç ürünleri, patates vb.
Gebelerin özellikle kepekli ekmek gibi lif içeriği zengin ama şişmanlatıcı olmayan karbonhidratları tüketmeleri yararlıdır. Lifli besinlerle gerekli B vitaminleri, karbonhidratlar ve proteini almış olursunuz. Ayrıca lifli besinler şeker hastalığı oluşumunu ve kabızlığı azaltır.

Tatlılar ve hamur işleri boş kalori verirler. Başka bir yararları yoktur. Bu nedenle unlu tatlılar yerine meyveleri tercih etmeniz daha sağlıklıdır.

İyotlu tuz kullanmanız şiddetle önerilmektedir.

D vitamini ancak güneş ışınlarının cilde teması ile sağlanır; bu nedenle aşırı ve doğrudan olmamak kaydı ile açık havada güneşlenmeniz de önemlidir.

Dengeli bir beslenme için günlük alınması gereken besinler:

— Günde 4 porsiyon protein. Bir bardak süt, 1 kâse yoğurt, 2 kibrit kutusu peynir, 1 porsiyon kırmızı veya beyaz et, bir porsiyon kuru baklagil birer porsiyon proteine örnektir.

— Günde 2 porsiyon C vitamini. 2 portakal veya 3 mandalina veya 1 greyfurt veya 2 havuç gibi

— Günde 4 porsiyon kalsiyumlu besinler. Süt, yoğurt veya peynir.

— Günde 3 porsiyon meyve ve sebzeler. Gerekli vitaminleri içerirler.

— Günde 1–2 porsiyon tahıl. 3–5 dilim ekmek, veya 1 porsiyon makarna, veya 1 porsiyon pilav vb.

—Demir yönünden zengin besinler: Kırmızı et, karaciğer, dalak, kuru üzüm, pekmez zengin demir kaynaklarıdır. Gebe kadınlar gerekli demiri besinlerden yeterince alamadıkları için günlük 30 mg demir dışardan ilaç olarak verilir.

—Günde 8 bardak su

Gebelikte eti iyi pişmiş yemeniz gerekir. Eti satın aldıktan sonra en az 24 saat buzlukta bekletip kullanmanız uygun olur. Eğer açık süt alıyorsanız, kaynamaya başladıktan sonra 10 dakika kaynatmanız gerekir. Peyniri açık alıyorsanız, salamura olmasına dikkat etmelisiniz.

Sebze ve meyveleri tüketmeden önce bol ve tazyikli su ile yıkamanız sizi pek çok hastalıktan koruyacaktır. Ayrıca sebzeleri sirkeli su içinde bekleterek temizleyebilirsiniz.

Bir sağlık sorununuz yoksa yemekleri normal tuzlu yiyebilirsiniz. Özellikle turşu, zeytin gibi aşırı tuzlu yiyecekler önerilmemektedir.

GÜNLÜK ÇALIŞMA ve EGZERSİZ

Günlük işlerinize gebeliğinizde de devam etmek sizin için oldukça faydalıdır. Böylece gebeliğin hayatınızda engelleyici bir durum olmadığını düşüneceksiniz. Ayrıca meşgul olacağınız işler gebeliğin verdiği rahatsızlıkları daha az hissetmenizi sağlayacaktır. Böylece kendinizi ruhsal ve bedensel olarak yeterli ve dinç hissedeceksiniz.

Eğer işyerinde ve evdeki işleriniz çok ağır yük kaldırmayı ve uzun süre ayakta kalmanızı gerektirmiyorsa, doktorunuzun kontrolünde istediğiniz sürece çalışabilirsiniz. İşyeri ortamının stresli olmaması ve psikolojik olarak rahat olmanız gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için önemlidir.

Sağlıklı bir gebenin son haftalara kadar maraton bile koşabileceği günümüz tıbbının kabul ettiği bir olgudur. Gebeliğinizde koşu, yürüyüş, yüzme gibi sporlara (tramplenden atlamamak kaydıyla!) devam edebilirsiniz. Ancak ağır güç gerektiren (halter gibi) veya yaralanmalara sebep olan sporlardan kaçınmalısınız. Gebelik öncesi spor yapmayan bir kadının gebelikte yürüyüş dışında aktif bir spora başlaması da uygun değildir.

Gebelikte bazı durumlarda istirahat önerilebilir. Örnek olarak kan basıncı yüksek (hipertansiyon) olan, bebeğinde gelişme geriliği olan, ciddi kalp ve akciğer hastalığı olan, ikiz gebeliği olan kadınların istirahat etmeleri önerilebilir.

ÇALIŞAN GEBELERİN KANUNİ İZİN HAKLARI

Çalışan kadınların, doğum öncesi 32. haftadan itibaren sekiz hafta ve doğum sonrası sekiz hafta olmak üzere toplam 16 hafta kanuni istirahat hakları vardır. Hekim onayı ile 37. haftaya kadar çalışan gebeler, 5 haftalık doğum öncesi izinlerini doğum sonrası izinlerine ekleyebilirler.

Çoğul gebeliği olan kadınlar, doğum izinlerini 30. haftada başlatabilirler. Ayrıca doğum sonrası 8 haftalık izniniz bittikten sonra 1 yıl ücretsiz izin kullanabilirsiniz. Süt izni fiilen 1,5 saattir.

DİNLENME VE UYKU

Yeterli dinlenme ve uyku sağlıklı bir gebelik için elzemdir. Gebeliğin ilk aylarında kendinizi halsiz hissedip, fazla uyumak isteyebilirsiniz. Sık sık uyumanızda bir mahsur yoktur. Bu durum üçüncü aydan sonra çoğunlukla kendiliğinden geçecektir.

Hamileliğin son aylarında ise uyumada zorluk çekebilirsiniz. Bu durumda doktorunuzdan yardım isteyiniz. Günlük ortalama sekiz saat uyumak sizin için önemlidir. Gündüzleri, sık sık uzanıp bacakları kalp seviyesinin üstüne çıkararak 15–30 dakika dinlenmek gebelerde görülen bacak ödemlerinin azalmasına katkıda bulunabilir.

YOLCULUK

Rahat ve güvenli araçlarla kısa süreli yolculuklar yapabilirsiniz. Uzun bir yolculuk planlıyorsanız doktorunuza danışmalısınız.

Genel olarak, uzun yolculuklarda tromboembolik (damar içinde pıhtılaşma ve pıhtı atması) hastalıkları engellemek için yolculuk sırasında ayak ve bacaklar hareketsiz kalmamalıdır. 1–2 saat ara ile verilen molalarda yürüyüş yapılarak bacakların hareket etmesi sağlanmalıdır.

HAMAM, SAUNA, BANYO

Uzun süre sıcak ortamlarda bulunmak vücut ısısını yükselterek, anne karnındaki bebeğe gebeliğin her döneminde zarar verebilir. Bu nedenle gebeliğiniz süresince hamam ve saunadan uzak durmalısınız.

Duş şeklinde banyo yapmanızda hiçbir mahsur yoktur. Yalnızca ıslak zeminde kayıp düşmemeye dikkat ediniz!

DİŞ BAKIMI

Günümüzde ‘Her bir çocuk için bir diş feda edilir’ anlayışı artık geçersizdir. Gebeliğinizin başında bir diş hekimine giderek dişlerinizi muayene ettiriniz. Sabah akşam günlük diş bakımınızı ihmal etmeyiniz. Besinlerden yeterli kalsiyum almaya özen gösteriniz.

Gebelik sırasında diş hastalığınızı tedavi ettirebilirsiniz. Gerektiğinde lokal anestezi ile diş çekimi ve gerekli diğer işlemleri yaptırabilirsiniz. Diş hekiminizin vereceği parasetamol içeren ağrı kesici, penisilin veya sefalosporin grubu antibiyotikleri kullanabilirsiniz.

GİYİM
Gebeliğinizde giyeceğiniz elbiseler rahat ve bol olmalıdır. Elbiselerinizin şık ve güzel olması size moral verecektir. Değişik renkte alacağınız bluz, etek ve pantolonlar hem ekonomik olacak, hem de giyiminizde çeşitliliği sağlayacaktır.

Gebelikte göğüsleri yeterince destekleyen sutyenlerin kullanılması, rahat etmeniz açısından önemlidir.

Hamilelikte özellikle vajinal mantar enfeksiyonlarına yatkınlık olmaktadır. Külotunuz pamuklu ve rahat olursa vajinal enfeksiyona yakalanma riski de azalacaktır. Külotlarınızı günlük değiştirmeniz de temizliğiniz için gereklidir.

Sıkı lastikli çoraplar bacaklardaki kan dolaşımını bozup varislerin daha da kötüleşmesine yol açabilirler.

Ayakkabılarınız yeterince rahat ve ortopedik olmalıdır. Böylece artan vücut ağırlığını taşıma ve vücut dengenizi korumada size yardımcı olacaktır. Kısa süreli toplantı ve akşam yemekleri için orta yükseklikte topuklu ayakkabı giyebilirsiniz.

Gebeliğin ikinci yarısından itibaren bel ve sırt ağrıları için korse kullanabilirsiniz. Size uygun korseyi seçerken doktorunuza danışmalısınız. İyi bir korse beli ve kalçayı sarmalı, karnı alttan kaldırmalı fakat sıkmamalıdır. Karın, arkadan tutturulmuş bir şekilde askıya alınmalıdır.

Hamilelikte karın ve göğüslerde oluşacak çatlakları önlemek için bademyağı ve kakao yağının faydalı olduğu bilinmektedir. Ayrıca kullanabileceğiniz diğer kozmetik kremler için doktorunuzdan ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

CİNSEL İLİŞKİ

Normal koşullarda, gebelik süresince cinsel ilişki devam edebilir. Düşük tehdidi, erken doğum riski, kanama, su kesesinin açıldığı durumlarda cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. Ayrıca cinsel ilişkinin abartılı ve zorlayıcı olmaması önemlidir.

SİGARA

Sigara anne karnında bebeğin karboksi-hemoglobin düzeyini yükseltir. Ayrıca bebeğe giden kan akımını azaltarak bebeğin aldığı oksijen seviyesini düşürür. Bu nedenle gebeliğinde sigara tiryakiliğine devam eden annelerin bebekleri düşük doğum ağırlıklı olabilir. Diğer zararları ise erken doğum riski, bebekte gelişme geriliği ve geç dönem gebelik kanamalarıdır.

ALKOL KULLANIMI

Ülkemizde kadınlarda alkol bağımlılığının nadir olması sevindiricidir. Gebelikte alkol bağımlılığı ‘Fötal alkol sendromu’ adı verilen ve bebekte bir dizi ciddi sakatlığa neden olan bir duruma yol açmaktadır.

Gebelikte mümkün olduğunca alkolden kaçınmanız önerilebilir.

KAFEİN

Kola ve kahve gibi kafeinli içecek tüketiminin (aşırıya kaçmadıkça) gebeliğe zarar vermediği saptanmıştır. Yine de günde 1 fincandan fazla kahve, kola içilmesi önerilmemektedir. Ayrıca, kahve gebelerde mide yanması, reflü gibi şikâyetleri arttırabilir. Gebelikte aşırı çay tüketimi annede demir emilimini engelleyerek kansızlığa yol açabilir.

AŞILAMA

Ülkemizde gebelere 5. ve 6. aylarda tetanoz aşısı rutin uygulanmaktadır. Sağlık ocaklarında tetanos aşısı yaptırabilirsiniz.

Bazı aşıları gebelik döneminde yaptırmanız gerekebilir. Size ve bebeğinize zarar vermeyecek aşılar şunlardır: Hepatit A ve B aşısı, Pnömokok, meningokok, Hemophilus, Tetanos aşısı

Grip (influenza) aşısını gebeliğin 14. haftasından sonra yaptırabilirsiniz.

Gebelik boyunca canlı virüs ve bakteri aşılarını yaptırmamalısınız. Bu aşılardan bazıları:
Kızamık, suçiçeği, kızamıkçık, kabakulak ve canlı çocuk felci aşısıdır (poliomiyelit)

Gebe olmayan bayanların kızamıkçık ve suçiçeği enfeksiyonuna karşı bağışıklığı yok ise gebelik öncesi dönemde bu aşıları yaptırmaları uygun olacaktır. Böylece gebelikte kızamıkçık ve suçiçeği geçirme riski ortadan kalkacaktır.

Hepatit B taşıyıcılığı ve hastalığı ülkemizde nispeten yaygın olup, tam olarak iyileştirici bir tedavisi yoktur. Bu nedenle en kısa sürede ailecek Hepatit B taraması yaptırmanız çok önemlidir. Eğer taşıyıcılık yok ise ailenin tüm bireylerini aşılatarak bu hastalıktan korunabilirsiniz. Gebelik döneminde de Hepatit B aşısı ve serumu (immünglobulin) yaptırmanızda bir sakınca yoktur.

Eğer anne Hepatit B taşıyıcısı ise doğumdan hemen sonra bebeğe Hepatit B aşısı ve serumu yapılmalıdır. Böylece bebek Hepatit B’ye karşı bağışıklık kazanarak anne sütünden geçiş engellenebilir.


GEBELİĞE BAĞLI SIK KARŞILAŞILAN PROBLEMLER

Gebeliğin ilk 3 ayında karşılaşılan sorunlar:

— Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, uyku problemleri
— Sık idrara çıkma
— Bulantı, kusma, iştahsızlık ya da aşırı iştah, mide yanması, karında gerginlik, kabızlık
— Memelerde dolgunluk, hassasiyet
— Korku, kaygı, üzüntü gibi duygusal sorunlar

Gebeliğin 4–6 aylarında görülen problemler:

— Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, uyku problemleri
— Karın bel ve sırt ağrıları, bacak krampları
— Mide ekşimesi, sindirim zorluğu, kabızlık
— Burun tıkanıklığı, burun kanaması
— Diş eti kanaması
— Ayak bileklerinde hafif şişme
— Bacaklarda varis ve basur (hemorid)
— Baş dönmesi ve çarpıntı hissi
— Vajinal akıntıda artış

Gebeliğin 7-9 aylarında görülen sorunlar:

— Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, uyku problemleri
— Karın bel ve sırt ağrıları, bacak krampları
— Mide ekşimesi, sindirim zorluğu, kabızlık
— Burun tıkanıklığı, burun kanaması
— Diş eti kanaması
— Ayak bileklerinde hafif şişme
— Bacaklarda varis ve basur (hemoroit)
— Baş dönmesi ve çarpıntı hissi
— Vajinal akıntıda artış
— Karın cildinde kaşıntı
— Sakarlık
— Düzensiz aralıklar ile karında sertleşme
— Sık idrara çıkma

BULANTI ve KUSMA

Gebeliğin erken dönemlerinde bulantı ve kusma sık karşılaşılan sorunlardır. Genellikle 14. haftadan itibaren kendiliğinden geriler. Özellikle sabahları bulantı olur. Belli kokular, yorgunluk, stres ve üzüntü bulantı ve kusmayı arttırabilir.

- Az az, sık sık yemek, kokulu, yağlı ve salçalı yiyeceklerden uzak durmak bulantı tedavisinde önemlidir.
— Yeterince dinlendiğinizde, mutlu ve rahat olduğunuzda bulantınızın azaldığını göreceksiniz. – Sabahları yataktan kalkmadan bisküvi, kızarmış ekmek gibi kuru şeyler yemek faydalıdır.
— Haşlanmış patates, ekmek, peynir, yoğurt, pirinç pilavı, makarna yenebilir.
— Tuzlu leblebi ve içecekler ile soda da yararlı olabilir.

Eğer bu tedbirlere rağmen bulantı ve kusmanız geçmiyorsa doktorunuza danışmalısınız. Ciddi bulantı kusma, vücutta önemli ölçüde sıvı ve elektrolit kaybına yol açabilir. Bu durumda tıbbi tedavi gerekebilir.

Dördüncü aydan sonra gelişen bulantı ve kusma şikayetleri önemli bir hastalığın belirtileri olabilir. Bu nedenle hemen doktorunuza başvurmanız önemlidir.

MİDE YANMASI

Hamilelerde mide şikâyetlerine sık rastlanır. Gebelerde mide ve yemek borusu arasındaki kapak iyi çalışamaz. Mide boşalma süresi uzamıştır. Mide büyüyen rahmin etkisi ile yukarı doğru itilmiştir. Midenin asitli içeriği yemek borusunun alt kısmına geçerek mide yanması şikâyetine yol açar. Gebelerin çoğunda bu şikâyetler hafiftir.

Sık aralıklarla küçük porsiyon yemek, yemekten sonra bir süre dik pozisyonda oturmak, geceleri yüksek yastıkla yatmak, yatmadan önce yemek yemekten ve kahve, çay gibi içeceklerden kaçınmak oldukça yararlıdır. Ayrıca yağlı, salçalı yemekler ve kızartmalar mide yanmasını arttırır. Mide yanması şiddetli olduğunda doktorunuzun vereceği antiasit ve antireflü ilaçlar size yardımcı olacaktır.

KABIZLIK ve BASUR (HEMOROİT)

Gebelik hormonlarının ve büyüyen rahmin etkisi ile barsak hareketleri yavaşlar. Bu da kabızlık ve basura (hemoroit, mayasır) neden olur. Kabız olmamak için:

— Bol su içmeli, bol meyve, sebze yemelisiniz.
— Hareketli olmak, sık sık yürüyüşlere çıkmak ve düzenli egzersiz gereklidir.
— Düzenli tuvalet alışkanlığı önemli olup, gerektiğinde beklemeden tuvalete gitmelisiniz.

Kabızlık geliştiğinde, günlük diyetinizdeki meyve, sebze ve su miktarını arttırınız. Özellikle kahvaltıdan önce 2 bardak su içmeniz faydalı olabilir. Günlük jimnastik ve yürüyüş yapmanız kabızlık tedavisine yardımcıdır. Bu tedbirlere rağmen kabızlık sorunu devam ediyorsa doktorunuza başvurunuz.

Gebelikte hemoroit (basur, mayasır) olmaması için kabızlığın erken dönemde tedavi edilmesi gerekir. Eğer hemoroit gelişti ve kanama, ağrı, kaşıntıya yol açıyorsa doktorunuza danışmanız gerekir.

SIK İDRARA ÇIKMA

Sık idrara gitme isteği gebeliğin başlıca belirtilerindendir. Erken dönemde gebelik hormonlarının etkisi ile oluşur. Son aylarda ise büyüyen rahmin baskısı ile idrar torbasının kapasitesi azalacağından sık idrara gitme isteği oluşacaktır.

Bazı durumlarda sık idrara çıkma hastalık belirtisi olabilir. Sık idrara çıkmaya idrar yaparken yanma hissi, idrarın renginde ve kokusunda değişiklik de eşlik ediyorsa idrar yolu iltihabı araştırılmalıdır. Eğer çok su içme ve ağız kuruluğu da varsa diyabet ve diğer endokrin hastalıklara dikkat çekilebilir.


VARİSLER
Gebelikte varis sorununu pek çok kadın yaşamaktadır.

— Varis oluşumunu engellemek için gün içinde sık sık bacakları yükseğe kaldırarak istirahat önemlidir.
— Uzun süre ayakta hareketsiz kalmak varislere yol açabilir. Bacaklarda kan dolaşımını hızlandırmak için sık sık yürüyüş yapmak faydalıdır. Düzenli bacak ve ayak egzersizi yapılabilir.
— Varisi olan gebelerin varis çorabı kullanmaları yararlıdır.
— Gebelikte varis ameliyatları önerilmemektedir. Daha ciddi durumlarda doktorunuza danışmanız gerekecektir.

BEL, SIRT ve KALÇA AĞRILARI

Bel ve sırt ağrıları yaklaşık gebelerin yarısını rahatsız eder. Büyüyen karın ve artan vücut ağırlığı bel ve sırtın yükünü arttırır. Ayrıca doğuma hazırlık amacı ile doğum kanalını oluşturan leğen kemikleri ve bağlarında açılma olacaktır. Bütün bunlar da ağrı ile sonuçlanır. Yüksek topuklu ayakkabı giymemek, sık istirahat, ağır kaldırmamak ve korse kullanmak basit tedbirlerdir. Ciddi bel ağrılarından bel fıtığı (disk hernisi) gibi başka hastalıklar da sorumlu olabilir. Bu durumda bir ortopedi uzmanı tarafından muayene edilmeniz gerekecektir.

BACAK KRAMPLARI

Kaslarda ani kasılmalara kramp denir. Kalsiyum ve fosfor fazlalığı sonucu ortaya çıkabilir. Bacak kramplarında aşağıdaki uygulamalar faydalıdır:

Bacaklara masaj yapılır.
Bölgesel (kramp giren yerlere) sıcak uygulanır.
Uyanırken bacaklar aniden gerilmemelidir.
Yürürken önce topukla yere basılmasına dikkat edilmelidir.

ÖDEM

Hormonların etkisiyle vücutta su tutulması, gebelikte görülen ödemin nedenidir. Hemen her gebede az da olsa ödem gelişir. Gebeliğin geç döneminde sadece bacaklarda ortaya çıkan ödem tedavi gerektirmez. Ödem; sabahları, elde ve yüzde oluşuyorsa gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) belirtisi olabilir. Bu durumu hemen doktorunuza bildirmelisiniz. Ayak ödemlerini engellemek için:

— Uzun süre ayakta durulmamalıdır.
— Sıkı-lastikli çorap ve iç çamaşırı giyilmemelidir.
— Bacaklar yükseğe kaldırılarak dinlenilmelidir.

BAŞ AĞRISI

Gebeliğin erken dönemlerinde baş ağrısı sık rastlanan bir şikâyettir. Baş ağrısı çeken gebelerde genellikle bir neden bulunamaz. Ağrı kesici ilaçlar ve dinlenme faydalıdır.

Gebeliğin son aylarında baş ağrısı şikâyeti gebelik zehirlenmesi gibi ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Son aylarda baş ağrısı şikâyetiniz olduğunda mutlaka doktorunuza bildirmeli ve kan basıncınızı (halk arasında tansiyon) ölçtürmelisiniz.

HALSİZLİK ve YORGUNLUK

Özellikle gebeliğin erken dönemlerinde halsizlik ve çok uyuma ihtiyacı normaldir. 12-14. haftalardan sonra gebeler daha rahat bir döneme girerler ve bu şikayetler azalır.

Bazen halsizlik ve yorgunluk, kansızlık ve bazı karaciğer veya kalp hastalıklarının belirtisi olabilir. Bu nedenle bu şikâyetlerinizi doktorunuza bildirmeniz uygun olacaktır.

AKINTI

Gebelerde normal kadınlara göre akıntı daha fazladır. Şeffaf, beyaz renkli, kokusuz akıntı normaldir. Eğer akıntı kötü kokulu ise, renk değişikliği varsa, kaşıntı ve yanma şikayetlerine yol açıyorsa, vajinal bir enfeksiyon olabilir. Bu durumlarda doktorunuza başvurmanız gerekir.

Vajinal iltihap gelişmemesi için külotlarınız pamuklu ve rahat olmalıdır. Günlük iç çamaşırlarınızı değiştirmeniz gereklidir. Sık sık genital bölgeyi sabun ile temizlemek tahriş edici ve zararlıdır. Asla vajen içini (hazneyi) yıkamamalı ve elinizi sokmamalısınız. Tuvalet temizliğini her zaman önden arkaya (hazneden makata doğru yapmalısınız).

VÜCUTTA KAŞINTI

Bir dizi cilt hastalığı sadece gebeliğe özgüdür. Bu hastalıkların çoğu kaşıntı ile seyreder ve gebelikten sonra geriler. Vücutta kaşıntı şikâyetiniz olduğunda doktorunuza bildiriniz. Vereceği ilaçlar bu şikâyetlerinizi giderebilir.

GEBELİKTE CİLT DEĞİŞİKLİKLERİ

Yüzde cildin koyulaşmasına gebelik maskesi adı verilmektedir. Gebelerin yarısında bu durum görülür. Güneş ışığına çok maruz kalmak ciltteki koyuluğu arttırabilir. Doğumdan sonra gebelik maskesi sıklıkla geriler. Güneş ışığından korunmak yüz cildinde fazla koyulaşmayı engelleyecektir.

Ciltte benlerin büyümesi ve cildin koyulaşması da gebelikte olağan durumlardır. Doğrudan güneş ışığından mümkün olduğunca korunmak gerekir. Aşırı lekelenme ve ciltte koyulaşma olduğunda doktorunuz size yardımcı olacaktır.

Gebelikte özellikle yüz bölgesinde kıllanma artışı olabilir. Doğumdan sonra bu durum genellikle geriler. Doğumdan sonraki ilk üç ayda saç dökülmesi hızlanabilir. 6–12 ay içinde bu dökülme azalarak saçlar yenilenir.

Gebelikte bir diğer cilt değişikliği yüzeysel damarlanmada artıştır. Bu olay artan vücut metabolizması etkisi ile oluşan fazla ısının dağıtımına hizmet eder. Ciltte görülen çoğu damar değişikliği doğumdan sonra geriler.


GEBELİKTE AŞAĞIDAKİ ŞİKÂYETLERDEN BİRİSİ GELİŞİRSE DOKTORUNUZA HEMEN BİLDİRMELİSİNİZ
Gebeliğin herhangi bir döneminde kanama
Bulantı ve kusma
Ateş
Gebeliğe bağlı olmayan karın ağrısı
Görme bozukluğu (bulanık görme, sinek uçuşması vb.)
Devamlı şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi
Yüz, eller ve ayak bileklerinde yaygın ödem
Genital bölgeden akıntıdan farklı olarak su gelmesi
Karında ani büyüme ve şişme
Ciltte döküntüler
Hızlı kilo alma veya hızlı kilo kaybı
Dördüncü aydan sonra bebek hareketlerini hissedememe veya hareketlerde azalma
Karında kasılma ile birlikte olan, bel ve kasıklardan yayılan düzenli ağrıların olması
İdrar yaparken yanma ve sızı


DOĞUMA HAZIRLIK

Yuvanızı bebeğe hazırlama

Bebek doğmadan önce gerekli bütün hazırlıkları yapmanız gerekecektir. Bebeğiniz için alışveriş yaparken mümkün olduğu kadar basit, kullanımı kolay olan eşyaları seçmeniz gerekir. Giyeceklerin giydirilmesi kolay, pratik ve pamuklu olmasına özen göstermelisiniz. Bebekler çok hızlı büyüdüklerinden 3 ay sonrasını düşünerek giyeceklerini almanız uygun olacaktır.

Doğum için hastaneye giderken götürmeniz gereken eşyalar

Anne için gerekli eşyalar:
— 3 adet emzirmeye müsait gecelik, 1 adet hırka ve 1 adet sabahlık
— 4 adet iç çamaşırı, bol miktarda kadın bağı, 2 adet emzirme sutyeni
— 3 adet çorap, 1 adet terlik
— Sabun, diş fırçası, diş macunu, tarak, havlu, peçete, tuvalet kâğıdı
— Eve giderken giymeniz gereken eşyalarınız
— Hastanede vakit geçirmeniz için zevkinize göre kitap, radyo vb

Bebeğiniz için gerekli eşyalar:
—3–4 adet iç ve dış zıbın, 2 adet tulum, 1 adet hırka
—Şapka, çorap, patik, eldiven, 4–5 adet mendil
—Yeni doğan bezi, pamuk, pişik kremi
—Battaniye, alt değiştirme bezi

DOĞUM

Doğumu haber veren belirtiler:
Bel ve sırt ağrısı: Şiddetli adet ağrılarına benzer. Ağrı belden başlar kasıklara doğru yayılır. Önce 20–30 dakikada bir olur ve kısa sürer. Ağrıların sıklığı ve şiddeti gittikçe artar. Ağrı sırasında karında sertleşme olur. Nihayet ağrılar 3–4 dakika ara ile gelir ve yaklaşık bir dakika devam eder.

Su kesesinin açılması: Doğum ağrıları başlamadan önce su kesesi açılabilir. Bu durumda aniden ılık ve bol suyla iç çamaşırınızın ve bacaklarınızın ıslandığını hissedersiniz.

Kanlı akıntı (Nişan gelmesi): Doğumun ilk belirtisi olabilir. Koyu mukuslu ve kanla bulaşık bir akıntı gelir.

Bu belirtilerden biri olduğunda vakit kaybetmeden ancak sakince hastaneye gitmelisiniz.


Hastanede doğum eylemi sırasında yapılan işlemler:
— Doğum salonunda önce gebelik ayı belirlenir.
— Vajinal muayene ile rahim ağzındaki açılmanın derecesi tespit edilir. Bebeğin hangi kısmı ile geldiği ve doğum kanalında ne kadar ilerlediği tespit edilir.
— Bebeğin sağlık durumu değerlendirilir (ultrasonografi ve NST).
— Anne adayına lavman yapılabilir (bu uygulama giderek azalmaktadır).
— Doğum eylemi süresince katı gıdalara genellikle izin verilmemektedir.
— Bebeğin doğum kanalında ilerlemesini ve rahim ağzının açıklığını değerlendirmek için ebe veya hekim belli aralıklarla vajinal muayene yapabilir.

Sezaryen ameliyatının gerekli olabileceği durumlar

— Doğum kanalı normalden dar olması,
— Bebeğin normalden iri olması,
— Bebek başının doğum kanalına uygun pozisyonda girememesi,
— Daha önce sezaryen doğum yapılması,
— Su kesesi açıldıktan sonra kordon sarkması,
— Doğum eylemi sırasında bebeğin veya annenin sağlığında bozulma,
— Bebeğin baş dışında, kol, omuz veya yüzünün önde gelmesi,
—Plasentanın doğum kanalını kapatması veya plasentanın doğumdan önce ayrılmaya başlaması (kanama ile seyredebilir)
—Annenin muayene ve normal doğumdan çok korktuğu durumlar (vajinusmus gibi)

NOT: Bu yazıda ele alınan konular, bilgilendirme ve tavsiye niteliğinde olup; tıp kesin bir bilim olmadığından farklı ve beklenmedik durumlar ile karşılaşabilirsiniz. Her halükarda doğrudan hekim yardımı almanız esastır. (H.T.S.)







Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gebelik Rehberi: Hafta Hafta Hamilelik ve Gebelikle İlgili Detaylı Bilgiler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Hülya TOYRAN SEZİK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Hülya TOYRAN SEZİK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Hülya TOYRAN SEZİK Fotoğraf
Op.Dr.Hülya TOYRAN SEZİK
Isparta
Doktor "Kadın Hastalıkları ve Doğum - Jinekoloji"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Hülya TOYRAN SEZİK'in Makaleleri
► Hafta Hafta Gebelik Prof.Dr.Alparslan BAKSU
► Hafta Hafta Gebelik ÇOK OKUNUYOR Dr.Lale Zeynep KANMAZ
► 11-14 Hafta Erken Fetal Ekokardiyografi Op.Dr.Hakan GÜRBÜZ
► Gebelikle İlgili Merak Ettikleriniz Dr.Lale Zeynep KANMAZ
► Çocuklarda Aşı: Aşılarla İlgili Bilgiler ÇOK OKUNUYOR Dr.Anıl YEŞİLDAL
► Biber Gazı ile İlgili Bilimsel Bilgiler Prof.Op.Dr. Ege ÖZGENTAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Gebelik Rehberi: Hafta Hafta Hamilelik ve Gebelikle İlgili Detaylı Bilgiler' başlığıyla benzeşen toplam 72 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:23
Top