2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kaliteli Protein Nedir? Neler Kazandırır?
MAKALE #4199 © Yazan Dyt.Pınar AKKUZU | Yayın Ocak 2010 | 7,619 Okuyucu
Latincenin bize kazandırdığı ve olmazsa olmazlardan biri olan kelimelerden biri de ‘protein’. Anlamı ise ‘yaşayan varlıklar için zorunlu olan azotlu öğe’. Latincede de anlatıldığı gibi protein bizim yaşamımızı sürdürmemiz için mutlaka almak zorunda olduğumuz bir besin öğesi. Neden mi?
· Vücudumuzun en küçük parçası olan ve hayati fonksiyonlarımızın şekil aldığı hücrelerin metabolik tepkimelerini katalize eden, yani onun görevini yapması için dışarıdan gelen uyarıcılar olan enzimlerim yapısında yer alıyorlar.
· Büyüme, gelişme evrelerinde kilit noktaları oluşturuyorlar.
· Hücrelerin sürekli olarak değişim ve onarımı için gerek duyuluyorlar.
· Hatta hücre yenilenmesinin yanında, ömrü biten ve yıkılan hücrelerin yenilerinin yapımında görevle üstleniyorlar.

Bütün bunların yanı sıra vücutta karbonhidratlar veya yağlar gibi her hangi bir depoları bulunmuyor. Bunun nedeni ise, yıkılan ve ömrü biten hücrelerin vücuttan dışarı atılması. Bütün hücrelerin yapısında bulunduğu için ömrü biten hücreyle birlikte dışarı atılmış oluyor ve bu olayın sürekli devam ettiği düşünülürse, sürekli olarak vücuttan kaybı gözlemleniyor. Bu yüzden zaten depolanamaz hale geliyor. Bu yüzden vücudun enerji deposu şeklinde bir protein deposu bulunmuyor. Ancak kısa süreli de olsa, yetersizlikleri giderebilmek için, yedek protein vücutta saklanabiliyor. Kısacası proteinler hakkında en temel olarak şunlar söyleniyor. Eğer vücut gerekli proteini alamazsa yıkılan hücreler yenilenemez ve yenileri oluşturulamaz. Bunun anlamı sürekli yıkılan ve yenisi oluşturulmayan ve gittikçe sona doğru yaklaşan bir beden demektir.

Vücut proteinlerin oluşumu için kaynağımız yiyeceklerle aldığımız proteinlerdir. Bedenimiz karbonhidrat ve yağlardan protein oluşturamaz. Bu yüzden protein dışarıdan yiyecekler vasıtasıyla alınması gereken bir besin öğesidir. Büyük moleküllü yapıda vücudumuza giren proteinler, parçalanarak daha basit yapıda olan aminoasitlere ayrılırlar.

Bedenimiz, biraz önce de bahsettiğimiz gibi aminoasitleri kendi başına yapamaz. Ancak aminoasitlerin bir tanesini bir diğerine dönüştürebilir. Bunun gerçekleştiği organımız ise karaciğerdir. Ancak bu dönüşümü de bütün aminoasitler için geçerli değildir. Yani bazı aminoasitleri birbirine dönüştürebilirken, bazılarını dönüştüremez. Bu yüzden bu aminoasitleri mutlaka besinler yoluyla almak zorundadır. İşte kendi başına sentezleyemediği ve mutlaka dışarıdan besinler yoluyla almak zorunda olduğu bu aminoasitlere elzem aminoasitler denir. Elzem aminoasitler insan bedeni tarafından oluşturulamaz demiştik. Peki hangi canlılar oluşturabilir sorusunu ise şöyle cevaplayabiliriz. Sütünü, yumurtasını, etini kullandığımız hayvanlar ve bazı mikroorganizmalar.


Bütün hayvansal ve bitkisel besinlerde protein mevcuttur. Ancak her besindeki miktarları farklıdır. Bunun dışında her proteinde biraz önce bahsettiğimiz elzem aminoasitlerin oranları da birbirinden farklıdır. Genel olarak açıklarsak ise, hayvansal kaynaklı besinlerdeki elzem aminoasit bileşimleri bedenimizin gereksinimi için daha uygun, bitkisel kaynaklı besinlerin elzem aminoasit bileşimleri ise vücut gereksinimimizin daha aşağısında yer alır şeklinde bir cümle kurabiliriz.

Elzem aminoasitleri gerekli miktarlarda barındıran proteinli besinler, vücuda alındıktan sonra sindirim sisteminde çok fazla kayba uğramadan emilirler. Ve yeterli miktarda bulunan bu aminoasitler birleşerek vücut proteinlerini daha rahat oluştururlar. Oluşturdukları vücut proteinleri hızlı ve kolayca meydana gelir.

Yumurta , süt, et gibi hayvansal kaynaklı protein cinsi dediğimiz besinlerdeki proteinlerin vücut tarafından emilebilirlik oranları % 91 ile 100, buğdayda bulunan protein gibi tahıl proteini dediğimiz proteinlerin emilebilirlik oranı % 79 ile 90, kuru fasulye, barbunya, nohut, mercimek gibi besinlerde bulunan kuru baklagil proteinlerinin emilebilirlik oranları ise % 69 ile 90 arasında değişmektedir.ancak şunu hatırlatmakta fayda var, kuru baklagil proteinleri arasında saydığımız nohut ve mercimeğin emilebilirliği diğer kuru baklagil proteinlerinin emilebilirliğinden yüksektir.

Et, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı proteinlerin emilebilirliği 100 olarak kabul edilirse, bazı bitkisel proteinli besinlerdeki protein emilebilirliği aşağıdaki gibi verilebilir.
  • Mısır 85
  • Pirinç 88
  • Esmer un(tam buğday unu) 86
  • Beyaz un(rafine buğday unu) 96
  • Kuru fasulye 78

Elzem aminoasit oranı düşük olan proteinler sindirim sırasında belirli bir kayba uğrarlar. Bu durum proteinlerin emiliminde meydana gelen bir gecikme olarak tanımlanabilir. Bunun vereceği kötü sonuç ise, proteinlerin yeterli miktarda vücut proteini oluşturamamaları veya oluşturdukları vücut proteinlerini zamanında yapamamalarıdır. Bu tür proteinler bu yüzden özellikle büyüme ve gelişme veresinde bulunan organizmanın ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekerler. Bundan dolayı yiyecekler yoluyla aldığımız proteinler vücutta kullanılabilme, sindirilebilme durumlarında göre üç isimle anılırlar.
  • ÖRNEK PROTEİN; vücuttaki kullanımı ve sindirilebilirliği % 100 olan proteinlerdir. İnsan sütü ve yumurta tam proteinlere en güzel örnek olan besin maddeleridir. Özellikle büyümekte olan farelerle yapılan deneyler sonucunda yumurta proteinlerinin büyüme ve gelişme üzerindeki pozitif etkileri kanıtlanmıştır. Anne sütünün saymakla bitmeyen faydalarının arasındakilerden bir tanesi de örnek protein olmasıdır. Bebek tarafından tamamı emilen proteinlerden oluşan anne sütü, bebek tarafında olduğu gibi emilerek rahatlıkla dokulara dönüştürülebilir.
  • İYİ KALİTE PROTEİN; vücuttaki kullanımları % 100’e yakın olan protein kaynaklarıdır. Balık, tavuk, et, süt ve bu besinlerle yapılmış benzer besin maddelerinin büyük oranları emilerek vücut proteinine dönüştürülürler. Bu besinler iyi kalitede protein kaynakları olarak anılırlar.
  • DÜŞÜK KALİTE PROTEİNLER; vücutta kullanım oranları tam olmayan protein kaynaklarıdır. Bitkilerden elde edilen proteinler bu gruptaki proteinlere örnek olarak verilebilirler. Özellikle daha önce bahsettiğimiz elzem aminoasitlerin miktarları, bitkisel kaynaklı proteinlerde daha az olduğundan dolayı emilebilirlik ve sindirebilirlik oranları diğer protein kaynaklarına göre daha düşüktür.

Bazı yiyeceklerin 100 gramlarındaki protein miktarlarına bakacak olursak;
  • Kuzu eti 17 g
  • Dana eti 18,7 g
  • Tavuk eti 19 g
  • Balık 19 g
  • Süt 3,5 g
  • Beyaz peynir 16,8 g
  • Yumurta 12,8 g
  • Nohut 19,2 g
  • Mercimek 23,7 g
  • Soya fasulyesi 20 g
  • Ceviz 15 g
  • Buğday 11,5 g
  • Pirinç 7,1 g
  • Mısır 9,4 g
  • Ekmek 7,8 g

Ancak protein kaynaklı besinlerin birlikte tüketilmesi de içeriklerindeki elzem aminoasit emilimlerinin yanı sıra, total emilebilirlik ve kullanılabilirliklerini de arttıracaktır. Mesela günlük beslenme örüntümüzde hayvansal kaynaklı protein kaynaklarıyla, bitkisel kaynaklı protein kaynaklarının birlikte tüketilmesi içeriklerinin daha çok verimli emilmesine neden olur. Mesela; tahıllarla süt ürünlerinin birlikte tüketilmesi gibi. Sütlaç, muhallebi, sütle birlikte tüketilen mısır gevrekleri gibi birleşimler. Et ve kuru baklagillerin birlikte tüketilmesi gibi etli veya tavuklu nohut veya kuru fasulye gibi bileşimler.

Günümüzde özellikle kolesterol değerlerimizin yüksek seyretmesiyle birlikte hayvansal kaynaklı proteinlere ilgi azalmaya başlamıştır. İçeriklerindeki doymuş yağ oranları azaltılmış besinler çeşitlendirilse de (light süt, yoğurt, peynir vb.) yine de bitkisel kaynaklı proteinlerin tüketimi hayvansal kaynaklı proteinlerin tüketimine göre daha fazla kalmaktadır. Bu gerçek göz önüne alınarak çeşitli bitkisel kaynaklı protein kaynaklı besinler birbirlerine karıştırılarak protein kalitesi arttırılmaya çalışılmıştır. (ekmeklerin karışık tahıl unlarında yapılması gibi.) ancak bu tür karışımlar normalde bizim de öğünlerimizde tercih ederek, elzem aminoasit emilimimizi arttıracak karışımlar olabilir. Örnek; yoğurtla yenen kıymalı veya etli nohut ve bulgur pilavı.bunun dışında gün içindeki menümüze ekleyeceğimiz yumurta bile, gün içindeki elzem aminoasit emilimimizi önemli ölçüde etkileyecektir.

Protein yetersizliği

Bütün bu anlatılanlardan sonra şu cümleyi rahatlıkla kurabiliriz. Protein yetersizliği sadece miktar yönünden değil, kalitesi yönünden de düşünülmelidir. Yetişkin bireyler, zaten vücut protein dokularını oluşturdukları ya da oluşturabiliyor olabildikleri için, çok yeterli olmasa da bitkisel kaynaklı proteinlerden gereksinimlerini elde edebilirler. Ancak çocuklar için durum bundan farklıdır. Çocukluk çağındakilerin vücut protein dokularının daha sağlıklı oluşturulabilmesi ve sağlam temellerin atılması için mutlaka hayvansal kaynaklı proteinli bir besine ihtiyaçları bulunmaktadır. Özellikle beyin gelişiminin 3 yaşına kadar % 90’ı tamamlandığı için, bu dönem beslenmelerinde protein alımlarının yeterli miktarlarda olması gerekmektedir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Tavuk Etindeki Protein Dyt.Turgay KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Kaliteli Protein Nedir? Neler Kazandırır?' başlığıyla benzeşen toplam 78 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:05
Top