2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Çekingenlik.
MAKALE #4418 © Yazan Psk.Serap DUYGULU | Yayın Şubat 2010 | 55,453 Okuyucu
Çocuklarla iletişim kurmaya çalıştığımızda genellikle hepimizin iyi bildiği bir davranış biçimiyle karşılaşırız.Çocuklar özellikle yeni tanıştıkları insanlara karşı mesafeli ve bazen tepkilidirler.Bir çok anne baba için sorun gibi görünen bu durum bir çok açılardan normaldir ve çocuklar farklı sosyal ortamlara girdikçe ve zaman içinde aşılabilir. Ancak zaman zaman bu tepki ya da yabancı davranma tutumu daha belirgindir ve çocuğun çevresiyle olan ilişkilerini olumsuz etkiler.

Çocuğun çevresine karşı tepkili ve ilişkilerinde mesafeli davranıyor olması hemen hemen bütün çocuklarda görülebilen ve çekingenlik ya da utangaçlık olarak bilinen bir davranış biçimidir.Bu davranışta aşırılık sınırı nerede başlar ya da nereye kadar olan çekingenlik normaldir diye düşündüğümüzde çizgileri net olarak belirlemek bir çok soruya yanıt vermeye yardımcı olabilir.

Çekingenlik Nedir,Neden Olur?

Bireyin bulunduğu ortamda göz önünde olmaktan,dikkati çekmekten korkması,çevresine karşı mesafeli ve zaman zaman aşırıya varabilen biçimde tepkili davranması çekingenlik ya da utangaçlık olarak bilinir.Ancak genellikle çocuğun sessiz kaldığı ve uyaranlara tepkisiz kaldığı durumlar için çekingenlik tanımını daha sık kullanıyoruz.Çocuk ciddi olarak içe kapanır ve insanların kendisine yönelik dikkatlerinden kaçmak için bu davranışını ısrarla sürdürür. Çevresinden gelen her tür soruyu yanıtsız bırakır ya da ters davranışlar gösterir.Ancak davranışlarda bile sessizliği devam eder.Çekingenliğin bir çok sebebi olabilir ama genel olarak ortamdan,çevredeki kişilerden ve kişisel özelliklerden kaynaklanmaktadır.5-6 yaş civarındaki küçük çocuklarda hemen hemen diğer çocuklarda da görülen nedenlere benzer sebeplerle ortaya çıkar.Çocuğun sosyal ortamlara girmesinin ve insanlarla iletişime geçmesinin önündeki en önemli engel ortama duyduğu güvensizlik duygusu ve yaşı itibarıyle henüz sosyal bir varlık olmamasıdır.Çocuğun dışarıdan gelen uyaranlara tamamen tepkisiz kaldığı,iletişime asla açık olmadığı durumlarda olay bir sosyal fobi haline gelmiş demektir.

Çekingenlik Ne Zaman Başlar?

Bebekler doğdukları anda hemen hemen çevrelerindeki her şeye yabancıdırlar ancak zaman içinde seçici olmaya ve yakın aile bireyleri dışındaki bütün insanlara karşı olumsuz tepki vermeye başlarlar.Bu doğal bir korunma duygusundan kaynaklanır. Çocuklukta işler yetişkinlere göre daha karmaşıktır. Çocuklar dümdüz varlıklardır,dolambaçlara sapmazlar.Kendilerini güvende hissetmedikleri her an doğal tepkilerini ortaya koyarlar.

Bebeklikten başlayan bu yabancılama davranışı zaman içinde çocuklarda daha farklı bir hale gelir ve belirli kişilere olduğu gibi,belirli olaylara ve bazı ortamlara karşı da çekingen tutumlar ortaya çıkar.Bebeklikteki çekingenlik tamamen kendini koruma ve güvensizlik duygusundan kaynaklanır.Yaş ilerledikçe çocuklar kişisel özelliklerinin de netleşmesiyle daha değişik çekingenlik ve içe kapanma davranışları gösterebilirler.

Çocuğunuz Çekingen Bir Çocuk mu?

Utangaçlığın ya da çekingenliğin temel olarak güven ve korunma iç güdüsünden kaynaklandığını biliyoruz.Özellikle yeni doğmuş bir çocuğun annesiyle ilk günden itibaren oluşturduğu en önemli bağ onun gelecekteki hayatını da doğrudan doğruya etkileyecek olan bu güven duygusudur. Yaşamın ilk yıllarındaki çekingenlik bu açıdan doğaldır.Ancak 5-6 yaşlardaki çocuklarda görülen abartılı çekingenlik ve içe kapalı tutumun genellikle aile tutumlarıyla da yakından ilişkili olduğunu unutmamak lazım.
Çocuklar yapı olarak Neo-fobik’tir. Yani yeni olan her şeye karşı çekimser, tepkili ve mesafeli bir tutum takınabilirler.Henüz sosyal bir varlık olamamış,tek başına bir birey olmaya,kişiliğini oluşturmaya çalışan çocuğun çekingen olması hoş karşılanabilir ama bu çekingenliğin düzeyini doğru saptamak lazım. Çocuğunuzun hangi ortamlarda ve kimlere karşı olumsuz tavır içinde olduğu, kendisine yönelik iletişim çabalarına nasıl karşılık verdiğini iyi gözlemlemek gerekir.Küçük yaşlarda normal olarak görülebilen bazı özellikler yaşlar büyüdükçe farklı sorunlar olarak karşımıza çıkabilir.En belirgin sorun olarak sosyal kaygı bozukluğu yaşabilirler ve çevreleriyle olan ilişkilerini tamamen koparabilirler.

Çekingenliğin Nedenleri

Çekingenlik ya da diğer deyişle utangaçlık aslında yapısal bir durum olarak bir çoğumuzda var.Yetişkinleri de etkileyen bu durumu inceleyen araştırmacılara göre çekingenliğe yol açan pek çok etken bulunuyor.
• Çevresel,
• Yapısal,
• Aile Yapısı,
• Yetiştiriliş Biçimi,
• Genetik Yatkınlık gibi pek çok faktörün etkin olduğu utangaçlığın sebeplerinin bilinmesiyle birlikte çözüm yollarını daha rahat bulabileceğimiz bir duygu durumu olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Özellikle ailede çekingen bireyler varsa çocukların bu kişileri model alacakları unutulmamalıdır.Bilindiği gibi çocuklar pek çok davranışı başkalarından gördüklerini örnek alarak öğrenirler.

5-6 yaşlar, çocukların yavaş yavaş sosyal toplumsal bir birey olmaya başladığı, kendisini ifade etmeyi öğrendiği,bazı kavramları sorguladığı ve çevresiyle ilişkilerinde son derece seçici davrandığı dönemlerdir.Okul öncesi dönem olması sebebiyle ayrıca önemlidir ve kişiliğini oluşturan yapı taşlarının yerleşmeye başladığı yaşlardır.
Yine bu yaş çocuklarında artık bağımsızlık ve benlik duygusu gelişmeye başlar, kendisinin ve başkalarının farkına varır.Hayatının ilk yıllarında kendisini annesinin bir parçası olarak gören çocuk,zamanla başkalarından bağımsız bir varlık olduğunu fark eder ve bilinçli seçiciliğe başlar.Başkaları artık çocuk için çok önemli olur. Başkalarının ona bakmasından,onunla konuşmasından rahatsız olur.İletişime kendisini kapatabilir.Bunlar çocukların gelişim süreçleri içinde son derece normal aşamalardır.Ancak çocuğun bu süreçleri doğal olarak yaşaması başka,bu tavrının perçinlenmesi başka şeylerdir.

Çocuklardaki çekingenliğin kalıcı hale gelmesinde ve bu duygunun bir kaygı bozukluğuna doğru ilerlemesinde anne baba tutumlarının büyük payı vardır.

Anne Baba Tutumlarında Hatalı Davranışlar

• Çocukla Alay Etmek:Çocuğun utangaçlığını alay konusu yapmak ve özellikle başkalarının yanında duygularını konu yaparak hafife almak:’Bakın benim utangaç kızım,yine odasına kaçtı’ diyerek onu iyice utandırmak.
• Çocuğu Yargılayıcı Davranmak:Başkalarının davranışlarını örnek göstererek olumsuz yargılarda bulunmak:’Bak arkadaşın senin gibi utanıyor mu,sen hep böyle yapıyorsun’ demek.
• Çocuğu Suçlayıcı Konuşmak: ‘Gene sustun,gene doğru düzgün davranmıyorsun.Bir tek sen böyle utanıyorsun,ne var böyle davranacak sanki?’demek ve sorgulayıcı,eleştirici tutum içinde olmak.
• Baskıcı Ebeveyn Olmak:Utanmış olan çocuğa;’ Teyzeye merhaba desene,ne var böyle susacak,neden konuşmuyorsun?’ demek,çocuğu iletişime zorlayıcı anne baba olmak.
• Çocuğa Kızmak:Çocuğu olumsuz motive etmeye çalışan anne baba davranışıdır:’Bir daha seni bir yere götürmeyeceğim,bıktım artık bu utangaçlığından,gene cevap vermiyorsun.’ demek,çocuğa bağırıp çağırmak.
• Çocuğu Utandırmak:Çocuğunu bu davranışından bu yolla vazgeçireceğini düşünen anne baba tutumudur:’bakın benim utangaç oğluma,dilini yuttu yine,sizin böyle utangaç çocuğunuz var mı?’ şeklinde konuşmak.

Bu tip konuşmalar aslında çocuğunun bu yapısından dolayı kendisi de utanan, kendisini kötü hisseden anne babaların davranışlardır.Büyük olasılıkla mükemmeliyetçi bir tutum içindedirler ve çocuklarının her ortamda onları en doğru biçimde temsil etmeleri gerektiğine inanırlar.

Çocuğunuza Nasıl Yardım Edebilirsiniz?

Çocuklardaki çekingenliğin bir çok nedeni olabilir ve en önemli faktörler hatalı aile tutumları ile çocuğun kişisel özellikleridir.Çocuğunuzun çekingenliğini tamamen ortadan kaldırmanız her zaman mümkün olmayabilir ancak özellikle özgüveninin gelişmesini desteklemek son derece olumlu sonuçlar verir.Bu açıdan:
• Çocuğun zaman içinde çekingenliğini yenmesi ancak güven duygusunun gelişmesiyle mümkündür.Ona zaman ve fırsat verin.Önce ona siz güven duyun,sonra o,kendisine güven duymaya başlayacaktır.
• Yeni ortamlara girmesini sağlayın,yeni uğraşlar edinmesi,yeni insanlar tanıması utangaçlığını yenmesine yardımcı olacaktır.Her tür sosyal faaliyete, müzik çalışmalarına teşvik edin,destek olun.
• Çocuğunuzun kişilik özelliklerini unutmayın,yapısında olmayan davranışlar sergilemesini beklemek hayalcilikten öteye gitmez.İçe kapanık, sessiz bir çocuğunun konuşkan biri haline dönüşmesini beklemeyin.
• Çocuğunuzun çok üstüne gitmeyin ve utangaçlığını gündeme getirmeyin. Yapabildikleri,başarabildikleri üzerine konuşup,yeni çalışmaları için olumlu konuşmalarla destekleyici olun.Çekingen davranan çocuğun bu özelliğini vurgulamak durumu kalıcı hale getirmekten başka bir işe yaramaz.
• Çocuğunuzun bütün kişilik özellikleriyle birlikte sizden ve ailedeki diğer bireylerden tamamen farklı ve bağımsız bir birey olduğunu göz önünde bulundurun.Eğer kişilik özelliği olarak daha içe dönük bir çocuksa,bu yapısının değişmeyeceğini en fazla daha iletişime açık bir yapı kazanacağını, ama kişilik özelliklerinin yok olmayacağını unutmayın.
• Bazen tüm çabalarınıza rağmen çocuğunuzun utangaçlığını aşmakta ciddi sıkıntılar yaşadığını gözlemliyorsanız ve her tür çabanıza karşın olumsuz gidişat sürüyorsa mutlaka bir uzman desteğine başvurun.Sizin dikkate almadığınız ya da gözden kaçırdığınız bazı noktalar bir uzman tarafından daha net değerlendirilebilir ve sağlıklı bir çözüme ulaşılabilir

Son Olarak

Çocukların,hem yaşlarıyla doğru orantılı olarak, hem de çevrelerindeki insanları modelleme yoluyla çekingen bir yapı benimsediklerini unutmadan, onlara karşı tutum belirlemekte fayda var.Utanmak ya da çekingen davranmak zaten bulunulan ortamda ilgi odağı olmaktan sıkılmak demek. Durum böyleyken çekinen,utanan çocuğu zorlamak,baskıcı olmak,onu utandırıp,alay etmek ya da eleştirmek ve kızmak durumu daha da zorlaştırmaktan öteye gitmez.Oysa burada amaç çocuğu daha dışa dönük, kendisiyle barışık,kendisine ve çevresine güven duyan sağlıklı bir birey olmasını sağlamak ise,biz yetişkinlerin tavrı da ona güven ve saygı duyan, destekleyici ve olumlu anlamda yol gösterici olmalıdır.

Bu konu,Baby And You Dergisi Aralık 2009 sayısında da yayınlanmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Çekingenlik." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serap DUYGULU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serap DUYGULU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     20 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serap DUYGULU'nun Yazıları
► Çocuklarda Çekingenlik Psk.Büşra SEZİKLİ
► Çocuklarda Çekingenlik Psk.Eser ÖLÇER
► Çocuklarda Çekingenlik Psk.Dnş.Ayça ULUÇAM GÜÇMEN
► Çekingenlik Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Sosyal Kaygı ve Çekingenlik Psk.İclal ESKİOĞLU AYDIN
► Sosyal Fobi mi Çekingenlik mi? Psk.Gül ÇELİK
► Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Çekingenlik.' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Baba Çocuk İlişkisi Kasım 2016
► Alınganlık Kasım 2016
► Kıskançlık Kasım 2016
► Yılbaşı ve Çocuklar Kasım 2016
◊ Dizi Dizi Hayatlar Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:49
Top