2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Fitosteroller: Bitkisel Sterol ve Stanollerin Kolesterol Üzerine ve Diğer Etkileri
MAKALE #444 © Yazan Dyt.Çağlayan ŞAHİN | Yayın Aralık 2007 | 19,818 Okuyucu
GENEL BİLGİLER:

1.1 FİTOSTEROLLER

1.1.1. FİTOSTEROLLERİN TANIMI

Fitosteroller; kolesterolle benzer yapıda olup, bitkisel kaynaklı sterollerdir. Genel olarak bitkisel sterol olarak adlandırılır ve üç grupta sınıflandırılırlar:

1. 4-Desmetilsteroller (kolestan serileri); normal fitosteroller (4.karbon atomlarında metil grubu yoktur)

2. 4-Monometilsteroller (4α-metilkolestan serileri)

3. 4,4’-Dimetilsteroller (lanostan serileri, triterpen alkoller olarak da bilinirler) [3]

Doğal olarak; bitkisel yağlar, yağlı tohumlar, bitki tohumları, tahıllar ve tanelerde bulunmaktadır [3]. Bazı kaynaklarda bitkilerde 40 çeşitten fazla [3,4], bazılarında ise 200 çeşitten fazla sterol bulunduğu belirtilmekte [5,6]; en bol bulunanları ise en başta betasitosterol (%80) olmak üzere [7], stigmasterol, kampesterol [3,4] ve ergosteroldür [5]. Bu fitosteroller ve kolesterolün hepsi 4-desmetilsterol grubunda yer almaktadır [3]. Brassikasterol, Δ5-avenasterol, sitostanol ve kampestanol gibi diğer bitkisel steroller ise bitkilerde düşük miktarlarda bulunmaktadır [8].

Stanol diye adlandırılan doymuş steroller doğada eser miktarda bulunmaktadır [3]. Sterol halkasında çift bağı yoktur. Stanoller, doğada sterollerden daha az bulunmakta ve sterollerin hidrojenlenmesi sonucu oluşmaktadır [9]. Sitosterollerin doyurulması ile sitostanoller; kompesterollerin doyurulması ile kompestanoller oluşmaktadır [10].

4-Metilsteroller (4-monometilsteroller ve 4,4’-dimetilsteroller) sterol biyosentezinde orta derecede bulunmakta ve 4-desmetilsterollerle birlikte doymuş yağ ve sıvı yağlarda bulunmaktadır [3]. En baskın 4-metilsteroller; sitrostadienol, obtusifoliol, graisterol ve cycloeucalenollerdir. 4,4’-Dimetilsteroller ise bitkisel yağlarda az miktarda bulunmaktadır [3].

1.1.2. FİTOSTEROLLERİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ

Fitosteroller ve kolesterol yapısal olarak birbirine oldukça benzemektedir. Fitosterollerde, kolesterolden farklı olarak yan zincirlerinde ekstra bir metil ve etil grubu ve bir çift bağ bulunmaktadır. Kampesterolün 24.karbonunda ek olarak bir metil grup, sitosterolün 24.karbonunda bir etil grup ve stigmasterolün ise 24.karbonunda bir etil grup, 22.karbonunda etilenik bağ bulunmaktadır (Şekil 1) [3]. Bu fitosteroller kolesterolden (27 karbon atomu) farklı olarak ayrıca 28 ve 29 karbon atomu içermekte [6,3], bu durum fitosterolleri kolesterolden daha hidrofobik yapmaktadır (Tablo 1) [3].

Fitosterollerin serbest ve esterleşmiş formları olmak üzere 2 ana formu vardır. Genellikle serbest formda bulunurlar, fakat yağ asitlerinde, şeker tanelerinde veya fenolik asitlerde esterleşmiş şekilde de bulunabilirler [9] Besinlerde doğal bir şekilde serbest alkol, uzun zincirli yağ asitleriyle esterleşmiş halde veya steril glikositler veya açillenmiş steril glikositler (genellikle düşük miktarda) halinde bulunabilmektedirler [11,8]. Yemeklik yağların içerisinde ise serbest veya esterleşmiş formları bulunmaktadır [8].

Tablo 1: Sterollerin özelliklerindeki değişiklikler [6]

Steroller

Karbon sayısı

Yan zincir çift bağları

Kolesterol

27

0

Kampesterol

28

0

Betasitosterol

29

0

Stigmasterol

29

1










Şekil 1: Bazı fitosterollerin ve kolesterolün kimyasal yapısı [11]

Kampestanol



Sitosterol



Sitostanol



Kampesterol



Kolesterol







Sitostanol





1.1.3. FİTOSTEROLLERİN EMİLİMİ

Fitosteroller, miçel formdayken barsaklarda çözünebilmektedir. Bu miçeller fırçamsı kenar hücreleriyle etkileşerek enterositlerin içine taşınmaktadır. Bitkisel steroller bu enterositlerin içinde esterleşir, şilomikronların içinde toplanarak limfatiklerin içinden salınırlar. Esterleşmemiş fitosteroller ise sterolin sayesinde lümene geri taşınırlar.

Stanoller sterollerden daha az emilmektedir (%0-3). Yan zincirlerin uzamasıyla fitosterollerin hidrofobisitesi artmakta ve emilimi azalmaktadır. Sterollerin emilimin düşük olması ve safra atımındaki önceliği nedeniyle bitkisel sterollerin insan vücudundaki toplam sterole (örn; kolesterol) oranı %1’dir. [12].

Fitosteroller kolesterolle benzer özelliklerde olduklarından kolesterole benzer şekilde emilmektedir [13]. Fakat kolesterol gibi insan vücudunda sentezlenmez, kolesterolden (%60) daha az miktarda emilirler (%4.2-12.5) [3,14] ve karaciğer tarafından atılmaları sağlanır. Bu nedenle serum seviyeleri genellikle 1.0mg/dl’nin altındadır [3,12]. Başka bir deyişle; kandaki seviyeleri kolesterolün %0.1–0.14 oranındadır [14].

Emilim sıralarına bakıldığında kolesterol > fitosterol > fitostanol’dür [5]. Bu emilimler değişik hızlarda olabilmektedir. Bu değişikliklerin en büyük nedeni miçelin çözünürlüğüdür. Hücre yüzeyinden hücre içine transfer hızı, kolesterolle karşılaştırıldığında bitkisel sterollerin çok düşüktür [13].


1.1.4. BESİNLERİN FİTOSTEROL İÇERİKLERİ

Fitosteroller adından da anlaşılacağı gibi bitkisel kaynaklı sterollerdir. Bitkilerde en çok bulunan steroller 4-desmetilsterollerdir (sitosteroller, kampesterol, stigmasterol, Δ5-avenasterol ve Δ7-avenasterol). Sitosteroller en baskın sterollerdir (%80). Doymuş stanoller ve biyosentez yoluyla sentezlenen steroller ve 4-monometil ve 4.4’-dimetilsteroller gibi steroller genellikle düşük miktarda bulunmaktadır.

Besinlerde bitki sterolleri; serbest steroller, yağ açil esterler, glikositler ve yağ açil glikositler (birbirinin yerine geçerek) olarak bulunurlar. Bu nedenle; toplam sterol içeriği bütün bu sterollerin toplamı olarak tanımlanmaktadır, buna karşın kolesterol; ya serbest alkolik steroller ya da kolesteril esterleri olarak tanımlanmaktadır [5].

Tablo 2: Bazı besinlerin kolesterol ve fitosterol içerikleri [3]


Besin


Kolesterol (mg/100g)





Besin





Fitosterol (mg/100g)



Kaymaksız süt



1.8



Rafine yağlar:



Tam süt



13.6

Mısır özü
768



Lor peyniri



5–37

Zeytinyağı
185



İşlenmiş ve sert peynir



51–99

Soya yağı
419



Krem ve tatlı peynir



35–106

Kolza tohumu yağı
725



Tereyağı



183–248

Ayçiçeği yağı
349



Domuz eti



72–100



Keten tohumu yağı



311



Domuz yağı



92



Pirinç kepeği yağı



1190



Sığır eti



65–82



Yer fıstığı



714



İç yağ (don yağ)



109



Susam tohumu



221



Sosis



27–83



Badem



158



Bütün tavuk



75



Pekan cevizi



143



Hindi, yağsız et



60



Barbunya



161



Karaciğer



300–360



Soya fasulyesi, olgun



108



Pişmemiş tüm yumurta



450



Buğday tohumu



120



Pişmemiş yumurta sarısı



1260



Mısır



30



Ton balığı



38



Muz



31



Morina balığı



73



Havuç



12



Istakoz



95



Domates



7



Karides



152



Patates



5





Sebzeler ve meyveler düşük miktarda fitosterol içermekte (net ağırlıklarının %0.05’i), yağlı tohumlar ve bitkisel yağların %1 veya daha fazlası fitosterollerden oluşmaktadır. Mısır ve pirinç kepeği yağları yüksek seviyede sterol içermektedir. Bazı besin ve bitkisel yağların sterol içerikleri tablo 2’de listelenmiştir. [3].

Fitosteroller bitkisel yağlarda doğal olarak bulunan öğelerdir. İnsan diyetindeki en önemli bitki sterol kaynağı; bir kısım da tohumlar, kuru baklagiller, sebzeler ve rafine edilmemiş bitkisel yağlarda bulunmasına karşın; yağlar ve margarinlerdir [4,5]. Yemeklik yağlardaki fitosterol seviyeleri farklılık göstermektedir. Soya fasulyesi yağında stigmasterol ve sitosterol içerikleri sırayla 61 ve 118mg/100g olarak belirtilmiştir [5]. Yağların rafine olması ve olmaması fitosterol içeriğini etkilemektedir. Örneğin; rafine zeytinyağının fitosterol içeriği, rafine edilmemiş yağlara karşılaştırıldığında %19, yer fıstığı yağını ise %33 oranında düşmektedir [6]. Rafine edilmiş bitkisel yağlarda %20–60, hidrojenlenmiş yağlarda ise %20–40 civarında sterol düşüşü gözlenmektedir [3].

Tahıl ürünleri zengin bir bitkisel sterol kaynağıdır (serbest esterleşmiş ve steril glikositler), bunların içerikleri sebzelerden daha fazladır. Toplam sterol içeriklerine bakıldığında; çavdar 95.5mg/100g, buğday 96mg/100g, arpa 76.1mg/100g, yulafın 44.7mg/100g olarak Finlandiya’da rapor edilmiştir. Tahıllardaki ortama fitosterol konsantrasyonu 49mg/100g’dır ve en baskın olanı (%62) betasitosterol, takiben kampesterol (%21), düşük miktarda da stigmasterol (%4), betasitostanol (%4) ve kampestanol (%2) bulunmaktadır. Kılçıksız buğday (triticum spelta) ve kışlık buğdaydaki (triticum aestivum) serbest ve esterleşmiş sterol konsantrasyonu 52.7 ve 52.8mg/100g, ayrıca glikosillenmiş sterol konsantrasyonu 123.8 ve 112.6mg/100g olarak belirtilmiştir [5]. Mısır yağında 150-300mg/100g bitkisel sterol doğal olarak bulunmaktadır. Ayrıca işlenmemiş buğday tohumunda 328mg bitkisel sterol bulunmakta ve bitkisel sterol içermeyen buğday tohumuyla karşılaştırıldığında kolesterolü %42.8 daha fazla düşürdüğü belirtilmiştir [14].

Fitosteroller yağlı tohumlar ve tohumlarda da bulunmaktadır. En yüksel içeren 400–413 mg/100g ile susam tohumu, en düşük içeren ise 95mg/100g ile Brezilya fıstığıdır. betasitosterol, Δ5-avenasterol ve kampesterol en baskın formlarıdır. Yağlı tohumlarda (ceviz, badem, yer fıstığı, fındık) betasitosterol en bol bulunan steroldür. Toplam sterol içeriği 99.1–209.2mg/100g’dır. Kampesterol ve stigmasterol içeriği arasında küçük bir fark bulunmaktadır. Cevizde kampesterol içeriği 6mg/100g, yer fıstığındaki stigmasterol 3.81–3.83mg/100g’dır.

Hayvansal kaynaklı besinler arasında, özellikle kabuklu deniz hayvanlarında 20 farklı sterol bulunmaktadır. Başlıca olarak kolesterol (%13–39) bulunmakta, trans–22-dehidrokolesterol, brassikasterol, 24-metilenekolesterol ve kampesterol bulunmaktadır [5].



1.1.5. FİTOSTEROLLERİN GÜNLÜK ALIM DEĞERLERİ

Fitosterolerin, diyetle ortalama alımları değişik popülasyonlarda 200-300mg/gün arasında değişmektedir [3]. Ancak insanlık tarihinin başlarında, yani 5–7 milyon yıl önce “Myocene” diyetinde günlük alımı 1g’a ulaşmaktadır [14]. Batı tarzında bir diyet ortalama 160-360mg/gün sitosterol ve kampesterol; 20-50mg/gün sitostanol içermektedir. Geleneksel bir Asya diyetinde, bitkisel sterol içeriği 350-400mg/gün; vejetaryen diyetinde ise bu değer 600-800mg/güne çıkmaktadır [7]. Stanollerin tüketimi ise mısır, buğday, çavdar ve pirinçten sağlanmaktadır (yaklaşık 25mg/gün) [3].

Diyetle alımı Finlandiya’da 140-360mg/gün, Britanya’da 163mg/gün olarak belirtilmiştir. Hollanda’da 123 kişinin 24 saatlik besin tüketim kaydına göre ortalama kolesterol 202 mg/gün, kampesterol 27 mg/gün, stigmasterol 15 mg/gün, betasitosterol ise 102 mg/gün alınmaktadır. Başka bir araştırmada ise Hollanda’daki ortalama fitosterol alımı 359 mg/gün olarak saptanmıştır (bunun; %64’ü betasitosterol, %18’i kampesterol, %9’u stigmasterol kaynaklıdır) [5].

1.1.6. FİTOSTEROLLERİN KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ ETKİSİ

Fitosterollerin kolesterol düşürücü etkisi yıllardır bilinmekte ve fonksiyonel besin alanında uzun süredir kullanılmaktadır. Aşağıda fitosterollerin kolesterol düşürücü etkisinin tarihçesi ve mekanizması anlatılmaktadır. Fakat bunları anlayabilmek için önce kolesterolü ve etkilerinin bilinmesi gerekmektedir.

1.1.6.1 Kolesterol

Kolesterol 27 karbonlu, hayvanlarda bol miktarda bulunan sterollerdir. Hücre membranın başlıca yapısal komponenti olan ve özellikle LDL (küçük dansiteli lipoprotein) olmak üzere plazma lipoproteinlerinin yapısını oluşturan [3,10] kolesterol hayvan dokularında bulunan bir steroiddir. LDL kolesterolün vücutta fazlası koroner kalp hastalığı riskini artırmakta ve ölümlere neden olmaktadır [10]. Safra asiti, provitamin B ve steroid hormonunun ön maddesidir. Kolesterol; yağ asitleriyle birlikte hidroksil grubunda serbest veya esterleşmiş şekilde, çeşitli zincir uzunluğu ve doygunluk derecesiyle bulunmaktadır. Kolesterol ayrıca çok az miktarlarda olmak üzere bitkilerde ve deniz yosununda bulunmaktadır [3].

Batı ülkelerinde ortalama günlük kolesterol alımı 400mg’dır ve başlıca yumurta sarısı, memeli hayvan karaciğeri ve kabuklu hayvanlardan gelmektedir [10].

Diyet kolesterolü ile total serum kolesterol arasındaki ilişki sürekli araştırılmakta, diyet kolesterolün koroner kalp hastalığı gelişme risk faktörü olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle yüksek kolesterol içeren besinlerin düşük miktarlarda alınması korunmak amacıyla önerilmektedir. [3]. Aslında uzun yıllardır etkinliği kesin olarak bilinen statin ilaçları kolesterolü düşürmek amacıyla kullanılmaktadır [9,4]. Statinler HMG-CoA redüktaz enzimini inhibe ederek, kolesterol sentez hızını sınırlandırmakta, kolesterolü böylece düşürmektedir. Ayrıca yükselmiş LDL kolesterolü baskılamakta ve HDL kolesterolün artmasına neden olmaktadır [15].

Kolesterolü düşürmenin ilaçsız ve başka bir yolu da; diyetle birlikte fitosterol alımının artırılmasıdır.


1.1.6.2. Tarihçesi

Fitosterollerin serum kolesterol seviyesini düşürücü etkisi yeni bir durum değildir. Betasitosterol 1950’lerde hiperkolesterolemik bireylerde kolesterol seviyesini düşürmek için supleman ve ilaç olarak kullanılmaktaydı [5].

Fitosterollerin kolesterol düşürücü etkisi yaklaşık 50 yıl önce civcivleri bitki sterolleri ile besleyen Peterson tarafından fark edilmiştir [10,8]. Bundan kısa bir süre sonra Pollak bu etkiyi 5-10g/gün ham sitosterolü 8 ay boyunca vererek insanlar üzerinde göstermeyi başarmıştır. Tavşanlarda yapılan benzer bir çalışmada, Pollak sitosterollerin emilimlerinin zayıf olduğunu, eğer fazla miktarda bulunursa kolesterolün emilimini engellediğini ve bu sayede aterosklerozisi önlediğine dikkat çekmiştir. Sitosterollerin zayıf emilimi ve endojen olarak insan vücudunda sentezinin olmayışı daha sonra Salen tarafından gösterilmiştir [10].

Bitkisel stanollerin kolesterol düşürücü etkisi ise ilk olarak 1986 yılında (Heinemann tarafından) belirtilmiştir. 1986 yılından sonra Finlandiya’da Benecol adlı margarine bitkisel stanol eklenmeye başlanmıştır (şekil 2) [10].

Fitosterollerin teropatik etkisi ile ilgili ilk açıklama; %60–65 oranında fitosterol içeren soya yağından elde edilen ticari preparatlarla çalışıldıktan sonra (Lees ve Lees tarafından) gelmiştir. Günde 18 g’ı plazma kolesterol seviyesini düşürmekte fakat kandaki bitkisel sterol seviyesi, özellikle sitosterollerden daha iyi emilen kampesterol, ciddi olarak artmaktadır. Bu artış resesif olarak, bitki sterollerinin aşırı emilimi ve plazma seviyesinin fazla atmasıyla karakterize olan sitosterolemiye, bunun sonucunda ise erken aterosklerozise neden olmaktadır. Daha sonraki çalışmalarda %90’dan fazlası sitosterolden oluşan tall yağdan yapılmış preparatlar kullanılmıştır. Bu da soya yağının gösterdiği etkiyi göstermekte ve plazma sitosterol seviyesinin kampesterol kadar yükseltmediği gösterilmiştir. Sterolle ilgili yapılan çalışmalarda bitki sterollerinin kolesterol emilimini azalttığı, en açık etkisinin ise 3g/gün olarak tüketildiğinde görüldüğü belirtilmiştir [10].

Şekil 2: Benecol’ün üretimi (margarin; Raisio Group, Raisio, Finlandiya) [10].


Bitkisel sterol







Kolza yağı tohumu















Yağ asiti (oleik asit %60)







Bitkisel stanol (sitostanol %70 kampestanol %30)





Doyurulma



Esterleştirme







Bitkisel stanol esterleri







Ayçiçeği veya kolza yağı margarini







Benecol



























1.1.6.3. Mekanizması

Bitkisel sterol ve stanollerin kolesterolün emilimini engelleyerek düşürmesinin birçok mekanizması vardır:

—Bitkisel steroller miçelle birleşmek için kolesterol ile yarışır, bunun sonucu daha az kolesterol emilir.

—Barsaklardaki hücre m

embranına girmek için kolesterol ile yarışır, bu sayede kolesterolün düşük alımına neden olur.

—Kolesterolün çözünebilir halden çözünemeyen hale gelmesi, emilememesine neden olur; bu sayede kolesterol feçesle atılır [4]



Feçes



Bitkisel sterol varlığında



K.c.



Safra.



Safra.



K.c.



Kan



Feçes



Bitkisel sterol yokluğunda



Barsak



Barsak



Şekil 3: Bitkisel sterollerin kolesterolün ince barsaktan emilimini engelleyerek düşürücü mekanizması [4]



Yani bir tek etkisi emilimi etkilemek değil, mide ve barsaklardaki kolesterol üzerine olan etkileri de engellemektedir [13]. Bu sayede serum LDL konsantrasyonunu ortalama %14, kolesterol emilimini ise %33–66 düşürmektedir [16].

Kolesterolün emilebilmesi için çözünebilir formda olması gerekmektedir. Bunun olabilmesi için; safra asidi, lizolesitin, monogliseritler ve yağ asit formlarının miçelle karışması kolesterolü çözünebilir hale getirir ve kolesterol taşınmasına yardımcı olur. Bitkisel sterol ve stanoller, miçele bağlanma yarışında kolesterole rakip olduğundan, kolesterol emilimini azaltmaktadır. Düşük miktarda diyet ve safra kolesterolü emildiğinde, çok az miktarda kolesterol karaciğere döner. Bu durum LDL reseptör formasyonunu engelleyerek hepatik LDL artışını yükseltir ve böylece serum LDL kolesterol seviyesi düşmektedir [10].

Stanollerin kolesterol düşürücü etkisinin sterollerden daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalar sterol ve stanolün birlikte kullanımının daha etkili olduğunu göstermektedir [13]. Doymuş sterol olan stanollerin tek etkisi kolesterol üzerine değildir. Kolesterolü düşürdüğü gibi az miktarda olan plazma bitkisel sterol miktarını da düşürmektedir (kampesterol seviyesini %46, sitosterol seviyesini %30) [10].

Birçok araştırmanın sonuçları derlendiğinde bitkisel sterol ve stanollerin, denenen bütün bireylerde LDL kolesterolü düşürdüğü, total kolesterolü birçok bireyde düşürdüğü, HDL ve trigliserit üzerinde de çok az değişiklik olduğu veya hiç olmadığını göstermektedir (bkz. tablo 3–4) [9,4].

4-Desmetil bitki sterol ve stanolleri, ayrıca bunların serbest ve esterleşmiş formları total kolesterol ve LDL kolesterolün kandaki seviyelerini emilimlerini azaltma yoluyla düşürdükleri uzun yıllardır bilinmektedir. Ayrıca çözünebilir serbest steroller ve esterleşmiş sterollerin benzer kolesterol düşürücü etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Fakat bu düşünce bir yönüyle eksik kalmaktadır çünkü serbest steroller çözünebilir formda değildir. Kolesterol düşürücü aktiviteye bakıldığında; 0.7g sterol içeren ve lesitinle karıştırılmış sitosterol formunun, kristalin formdaki sitosterolden daha etkili olduğu gösterilmiştir [14]. Başka bir düşünceye göre ise; fizyolojik olarak aktif formları olan serbest ve esterleşmemiş fitosterol ve stanollerin genellikle en uygunu olduğudur. Bunun nedeninin ise steril ve stanil esterlerinin intestinal enzimler tarafından hızla hidrolize edilmesi olarak düşünülmektedir [7].

1970’lerde esterleşmemiş fitosteroller üzerine yapılmış doz yanıtlı çalışmalarda 3g/gün tall yağ alımı sonucunda toplam kolesterolde %9–12 oranında düşüş gözlenmiştir. Ayrıca; kolesterol emilimindeki maksimum azalma da 3g/gün esterleşmemiş sitosterol tüketimiyle sağlanmıştır. 1995 yılında yapılan bir çalışmada esterleşmemiş sitosterol olan kristalinin 3g/gün tüketilmesi LDL kolesterolde %4’lük bir düşüş sağlamıştır. Bu durum için yapılan bir açıklama; bitkisel sterol ve stanolün miçel içinde birleşmesine fiziksel durumun müsaade etmemesi olarak getirilmiştir [7].



Tablo 3: Serbest sterol ve stanollerin LDL kolesterol ve total kolesterol emilimine etkisi [14]



Ürün

Araç

Denek

Başlangıçtaki TK (mg/L) durumu

Alınan sterol ve stanol (g/gün)

Porsiyon/gün

Sonuç

A2

C2

Margarin

9

Normokolesterolemik

1.0

1.3



K-em %42.0 ↓

K-em %33.0 ↓

B2

Ayçiçeği yağı (kapsül)

3 E, 3 K

Hiperkolesterolemik

1.5



LDL %14.4 ↓

A1

B1

Mayonez

24 E&K

250

0.96

1.0

Alışıldık kullanım

TK %5.7 ↓

TK %2.4 ↓

A1

B1

D1

Mayonez

22 E, 9 K

>230

1.0

1.0

1.2

Alışıldık kullanım

LDL %6.2 ↓

LDL %5.1 ↓

LDL %7.7 ↓

B1+step 1 diyet

Besinle birlikte tüketilen sterol kapsülü

33 E

238

3.0

3.0 (8g kolestiraminle birlikte)

3

LDL %1.8 ↓

A2

Margarin

12 E

Normokolesterolemik

0.7



LDL %6.1 ↓

A2

Zeytinyağı

8 E, 8 K

142 E, 158 K

0.4g/1000kkal

3

LDL %2.8 ↓

A1

Margarin

22

192 minimum

1.6



LDL %15 ↓ Normokolesterolemik

LDL %4.7 ↓ hiperkolesterolemik

B1+ölçülü diyet

Margarin

32 E

258–261

1.7

3

LDL %15 ↓

B2+soya lesitini

Margarin

4 E, 2 K

200

1.0 B2 tozu

0.3-0.7 B2/lesitin miçel karşımı



K-em %11 ↓

K-em %34.4 ↓ (0.3g ile)

K-em %36.7 ↓ (0.7g ile)

A2

Margarin

39 E, 37 K

188-196

0.8

Alışıldık kullanım

LDL %6 ↓ TK %9 ↓

B1

Sıvı emülsiyon

12 E

265

3

3

K-em %40 ↓

A1

B1

1:1 karışım

A1:B1

Tereyağı+steroller

9 E, 6 K

250

1.8

3

LDL %13.3 ↓

K-em %56.1 ↓

LDL %13.4 ↓

K-em %33.3 ↓

LDL %16.0 ↓

K-em %49.2 ↓

A2

Bitkisel yağ, kısmen sütle doldurulmuş

18 E

269

1.8

2

K-em %39 ↓

A2

Bitkisel yağ, kısmen sütle doldurulmuş

33 E

200

2.2

2

K-em %51.1 ↓

A2

Bitkisel yağ, kısmen sütle doldurulmuş

18 E, 51 K

269

1.2 veya 1.6

2

LDL %7.1 ↓ (1.2 g ile)

LDL %9.6 ↓ (1.6 g ile)

K-em, kolesterol emilimi; LDL, düşük dansiteli lipoprotein; TK, total kolesterol; E, erkek; K, kadın; A, serbest bitkisel sterol; B, serbest bitkisel stanol; C, bitkisel sterol esteri; D, bitkisel stanol esteri; 1, tall yağ; 2, soya sterolü; 3, shea sterolü; 4, mısır sterolü; 5, pirinç sterolü



Tablo 4: Esterleşmiş sterol ve stanollerin LDL kolesterol ve total kolesterol emilimine etkisi [14]



Ürün

Araç

Denek

Başlangıçtaki TK (mg/L) durumu

Alınan sterol ve stanol (g/gün)

Porsiyon/gün

Sonuç

D1



Mayonez

11 E, 4 K

>230

0.8 2.0

1.3

Alışıldık Kullanım

LDL % 7.7 ↓

LDL % 15.0 ↓



D1

Kolza Tohumlu margarin

153 E&K

227

1.8 ya da 2.6

3

LDL % 10.2 ↓

C2 ( % 66 esterleşmiş)

D1-2, C3, C5

Margarin

100

< 308

3.3 D1-2

3.3 C2

1.5 C3

1.5 C5

2

LDL % 10.2 ↓

LDL % 13 ↓

↔ LDL

↔ LDL





CD1

Margarin

23 K

211-308

2.4,3.2,3.2



LDL %8-10 ↓

HDL %5.1 ↑



D2

D1-2

Margarin, az şişman diyet

20 E, 35 K

235-254

2.2

2.3



LDL %13.7 ↓

LDL %8.6 ↓

C2

Margarin

42 E, 58 K

200 (103-285)

0.8

1.6

3.2

2

LDL %6.2 ↓

LDL %9.2 ↓

LDL %9.8 ↓

C2

D1

Margarin

34 E&K

185-270

2.0

2

LDL % 10.4 ↓

LDL %12.7 ↓

D1-2

Margarin

14 E, 8 K

265 (192-327)

0.8

1.6

2.4

3.0

2-3

LDL %1.7↓

LDL % 5.6 ↓

LDL % 9.7 ↓

LDL % 10.4 ↓

D1-2

Margarin

105

230-254

2.0

3.0

2

3

LDL %8.9 ↓

LDL %6.7 ↓

C1

D1

Margarin

15 E

246-250

1.8

1.8

2-3

LDL %13.4↓,C-abs %36.2↓

LDL %6.4 ↓, C-abs %25.9↓

C2, D1-2

Margarin

5 E, 2 K

Illeostomi

1.5



C-abs %38-39↓

D2

D1-2

Margarin

41 E, 71 K

192-196

3.8

4.0

3

LDL %12.6 ↓

LDL %1.6 ↓

D1-2

Mararin

11 E, 28 K

188 E, 180 K

2.5 değişik servis

1

3

LDL %9.9 ↓

LDL %10.2↓

C2

Margarin, Adım 1 diyet

224 E & K

238

1.1

2.2

2

LDL %4.9 ↓, TC 2.6↓

LDL %5.4 ↓, TC 4.0↓

C (ana 2)

Margarin

34 E,28 K

277 (kontrol) 250 (tedavi)

2.5



LDL %10-15 ↓

C2

Et

34 E

227

2.4

1

LDL %15↓

D

Yoğurt

16 E, 44 K

196

3.0

3

LDL %14↓, TC %3.4 ↓

C(sebze yağı)

Margarin, Japon temel diyeti

26 E, 27 K

235

1.8

2

LDL %9.2↓, TC %5.8↓

C (sebze yağı)

Margarin

19 E, 31 K

231

2.1



LDL %12.3↓, TK %8.9↓

D

Margarin

38 E, 22 K

235 (2 g Grup)

231 (3 g Grup)

2.0

3.0

2

3

LDL %9.6↓, TK % 6.3↓

LDL %7.3↓, TK % 5.5↓

C2

Sebze yağı, kısmen doygun süt

33 E

< 200

2.2

2

K-em %57.4↓

K-em, kolesterol emilimi; LDL, düşük dansiteli lipoprotein; TK, total kolesterol; E, erkek; K, kadın; A, serbest bitkisel sterol; B, serbest bitkisel stanol; C, bitkisel sterol esteri; D, bitkisel stanol esteri; 1, tall yağ; 2, soya sterolü; 3, shea sterolü; 4, mısır sterolü; 5, pirinç sterolü



Sterol ve stanollerin esterleştirilmesi, diyet yağıyla karışmasına olanak sağlamaktadır (özellikle mayonez ve margarin). Normokolesterolemik ve hafif hiperkolesterolemik bireyler üzerinde yapılmış kısa dönemli çalışmalarda; 2g/gün tüketildiğinde LDL kolesterolde %10’luk bir düşüş gerçekleşmiştir. Bu miktarda bitkisel sterolü alabilmek için 25 g/gün zenginleştirilmiş margarin tüketmek gerekmektedir. Bir başka çalışmada; bitkisel sterolle zenginleştirilmiş margarin tüketerek sterol alımı 1.1g/gün oladuğunda LDL kolesterolde %7.6, 2.2g/gün olduğunda ise %8.1 oranında düşüş olmaktadır [7].



1.1.6.4. Etkili Doz

Etkili doz olarak 2-3g/gün fitosterol alımının serum LDL konsantrasyonunu %8-15 oranında düşürdüğü kaynaklarca gösterilmektedir [8,4]. Yüksek dozlarda alımın ise LDL kolesterol konsantrasyonu üzerinde daha fazla azalmaya neden olmadığı gösterilmiştir [9,4].

Hiperkolesterolemi tedavisinde; Amerika Ulusal Kolesterol Eğitim Programı uzman panelinde, Amerikan Kalp Birliği (AHA) ve Uluslararası Aterosklerozis Topluluğu da bitkisel sterol ve stanollerin diyette 2-3g/gün olmasını önermektedir [4].





1.1.6.5. Fitosterollerle Zenginleştirilmiş Fonksiyonel Besinler

1.1.6.5.1. Fonksiyonel Besinler

Fonksiyonel besinler; besin değeri artırılmış, sağlığı geliştirmeye yardımcı olan besinlerdir [17].

Bir fonksiyonel besin aşağıda belirtilen koşulları karşılamalıdır

· Bireyin beslenmesine katkıda bulunmalı; sağlığının korunması ve daha iyi duruma getirilmesine yardımcı olmalı,

· Besleyici ve sağlığı olumlu yönde etkileyici özelliklerinin beslenme bilimi ve tıp açısından sağlam temelleri olmalı,

· Tıbbi ve beslenme bilgilerimize dayalı olarak söz konusu besin veya besin ögesi için günlük uygun alım miktarları belirlenmiş olmalı,

· Söz konusu besinin tüketiminin güvenilir olduğu ortaya konulmuş olmalı,

· Söz konusu besin bileşenlerinin fizikokimyasal özellikleri, niceliksel ve niteliksel özellikleri belirlenmiş olmalı,

· Söz konusu besin işlenerek fonksiyonel özellik kazanmışsa; besleyici özelliğinde kayıp olmamalı,

· Söz konusu besin seyrek olarak tüketilen değil, günlük beslenmede sıkça kullanılan bir besin olmalı

· Söz konusu besin doğal olarak tüketildiği şeklinde olmalı,

· Söz konusu besin veya bileşeni ilaç olarak kullanılan bir madde olmamalı [18].



1.1.6.5.2. Fitosterollerle Zenginleştirilmiş Fonksiyonel Besinlerin Özellikleri

Statin ve diğer farmakolojik tedavi müdahalelerinin kolesterol düşürücü etkisi üzerine birçok olumlu çalışma olmasına karşın, birçok insan serum kolesterol konsantrasyonlarını diyet yoluyla düşürmeyi tercih etmektedir [16]. Diyet ve yaşam tarzı kolesterolün düşmesinde anahtar role sahiptir [4]. Düşük yağlı ve sebze, meyve tüketiminin yüksek olduğu diyetin; LDL kolesterolü % 5 oranında düşürdüğü, HDL kolesterolü ise %6 artırdığı gösterilmiştir [16]. Diyette bitkisel sterol ve stanollerden zengin fonksiyonel besinlerin olması ise kolesterolün düşürülmesine yardımcı olmaktadır [4,5]. Bu nedenle bitki sterolleriyle zenginleştirilmiş fonksiyonel besinler geliştirilmiştir [5].

Margarinleri bitkisel sterol ve stanoller ile zenginleştirmek kolesterolün hem emilimini engellemekte hem de endojen üretimini yarı yarıya azaltmaktadır. Emilimdeki bu azalma kolesterolün karaciğer ve diğer dokulardan sentezinin azalmasına karşı devam etmektedir [9].

Bitki sterollerinin kolesterol düşürücü ilaç olarak kullanımı sınırlıdır, bundaki en büyük etki statinlerin etkinliğinin çok açık olmasıdır [9,4]. Statin kolesterolü %20–40 oranında düşürmekte ve buna bağlı koroner kalp hastalığından ölüm riskini azaltmaktadır. Bitkisel sterol ve stanollerle birlikte kullanılmasıyla LDL kolesterolün ek %39 düştüğü gözlenmiştir (şekil 4) [4].



Şekil 4: Bitkisel sterollerin sağlıklı diyet ve statine ek olarak gösterdiği kolesterol düşürücü etki [4]





Sağlıklı diyet

Bitkisel sterol

Statin tedavisi











1980lerden sonra, yiyeceklere doğal olarak bitki sterol ve stanollerinin eklenebileceği fark edilmiştir. Çünkü yağlar çözünebilen sterollere ihtiyaç duymaktadır; krem peynir, salata sosları ve yoğurt kullanılması karşın bu etki en iyi margarinlerde gözlenmiştir. Bitkisel sterol ve stanollerin uzun zincirli yağ asitleriyle esterleştirilmesi, yağ çözünürlüğünü ve besin içindeki birleşebilme yeteneğini artırmaktadır [9].

Benecol ilk zenginleştirilen margarindir. Bu margarine; kolesterolü düşürme bakımından sterollerden daha etkili ve barsaklardan emilen miktarının ihmal edilebilir miktarda olduğu düşünülen stanoller eklenmiştir [9]. Şu an ülkemizde kullanılmakta olan diğer ürünler Proaktiv ve Danacol’de ise bitkisel steroller kullanılmaktadır [19]. Fakat bu tip ürünler immünosupresan, antibiyotik ilaç alanlara ve immün yetersizlik, kısa barsak sendromu olan bireylere önerilmemektedir [17].



Tablo 5: Bazı ürünlerde kullanılan sterol türleri [4]

Ürün

Sterol türü

Proaktiv

Bitkisel sterol

Benecol

Bitkisel stanol

Danacol

Bitkisel sterol





1.1.6.5.3. Fitosterollerle Zenginleştirilmiş Fonksiyonel Besinlerin Günlük Alım Miktarları

Avrupa’da tereyağı ve margarin tüketimi her birey için 25 g olarak belirtilmiştir. Bitkisel sterol ve stanolle zenginleştirilmiş ürünlere her porsiyon için 2g bitkisel sterol ve stanol eklenmiştir [9]. Danacol’ün yoğurdunun 100 g’ında 1.6 g serbest bitkisel sterol bulunmaktadır [19]. 2 g bitkisel stanol içeren Benecol ürünlerinden ise yoğurt içeceği 100 g, yoğurt 115 g, margarin 30 g (3 tatlı kaşığı), sütlü içeceğinden ise 500 ml (2 su bardağı) tüketilmesi gerekmektedir [20]. Becel Pro-activ ise margarin ile piyasada olup günlük tüketimi 25–30 g’dır.



1.1.6.5.4. Fitosterollerle Zenginleştirilmiş Fonksiyonel Besinlerle İlgili Yasal Düzenlemeler

Fonksiyonel besinler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın tebliğine göre; besleyici etkilerinin yanı sıra bir ya da daha fazla etkili bileşene bağlı olarak sağlığı koruyucu, düzeltici ve/veya hastalık riskini azaltıcı etkiye sahip olup, bu etkileri bilimsel ve klinik olarak ispatlanmış gıdalar olarak tanımlanmaktadır [21].

Bitkisel sterol ve stanol eklenmiş fonksiyonel besinlerin etiketinde mevzuata göre aşağıdaki maddelerin olması zorunludur:

1. Sterol/stanol miktarının en az 0,75 g/porsiyon olması; en az 1 g/gün, en çok 3 g/gün tüketilmesi gerektiğinin beyan edilmesi,

2. Gıdanın adının görüş alanı içine veya yanına “bitkisel sterol/stanolü” içerdiğinin açık ve okunaklı yazı ile belirtilmesi,

3. Gıdanın özellikle kolesterol seviyesini düşürmek isteyen kişiler için üretildiğinin belirtilmesi,

4. Kolesterol düşürücü ilaç kullanan hastaların tüketimi için doktora başvurmalarının önerilmesi,

5. Karotenoid dengesinin korunması için meyve ve sebze tüketimi ile desteklenmesi gerektiğinin belirtilmesi,

6. Hamile ve emzikli kadınlar ile 5 yaşın altındaki çocuklar gibi özel beslenme ihtiyaçları olan kişiler için uygun olmayabileceğinin beyan edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca üzerinde “Bu gıda bitkisel sterol/stanol içerir” ve “Bitkisel sterol ve/veya stanol kolesterol oranını düşürmeye; düşük kolesterol kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur” ibaresinin bulunma gerekmektedir [22].

1.1.7. FİTOSTEROLLERİN DİĞER FİZYOLOJİK ETKİLERİ

Bitki kaynaklı olan fitosterollerin, diğer fitokimyasallar gibi birçok fizyolojik etkileri mevcuttur [14]. Bu fizyolojik etkilerinin başında gelen kolesterol düşürücü etkisi yıllardır araştırılmakta ve kesinliği artık tartışılmamaktadır. Diğer fizyolojik etkileri ise; anti-aterojenik etki, anti-kanser etki, anti-inflamatuar etki, anti-oksidan etki, anti-ülser etki ve anti-fungal etkisidir [14]. Bu fizyolojik etkiler aşağıda geniş bir şekilde açıklanmıştır.



1.1.7.1. Antiaterojenik Etkisi

Bitkisel steroller kolesterol gibi potansiyel aterojenik etkiye sahiptir, fakat aterojenezis meydana gelmez çünkü çok az miktarda bitkisel sterol emilmektedir (örneğin; B-sitosterolün %5’i, kampesterolün %15’i, diyet stanolünün %1’i emilmektedir) [9]. Çalışmalar bitkisel sterollerin, aterosklerozis gelişiminde büyük role sahip olan damar yüzeyindeki kas hücrelerinin hiperproliferasyonunu önlediğini göstermektedir. Tavşanlarda sitosterol ile beslendiklerinde aort içindeki koroner arterlerdeki plak birikimin düştüğü gözlenmiştir. 4g/gün stanol esteri tüketen sağlıklı bireylerde antitrombin III aktivitesinin kontrol grubuna göre arttığı gösterilmiştir. Yani; bitkisel steroller aterosklerozis gelişimini sadece kolesterol düşürücü etkisiyle yapmamakta, aynı zamanda anti-aterojenik etkisiyle destek olmaktadır [14].



1.1.7.2. Anti Kanser Etkisi

Bitkisel sterollerin tümör hücre büyümesini baskıladığı yayınlanan derlemelerde açıkça ve sıklıkla bahsedilmektedir [6,14]. Kolesterolle karşılaştırıldığında, betasitosterol kanserli hücre büyümesini %24 azaltmakta, apoptozisi (hücre parçalanması) 4 kat artırmaktadır [14]. Diyetin fitosterollerden zengin olması kanser riskini %20 oranında azaltmaktadır [6]. Örneğin fitosterolle beslenen farelerde meme kanseri tümörünün 8 hafta sonunda %33 küçüldüğü, yine aynı çalışmada prostat kanseri tümörünü ise %40–43 küçülttüğü gösterilmiştir [6]. Diğer bir çalışmada ise; 300 mg/gün kullanılan bitkisel sterolün kolon ve rektal kanseri riskini düşürdüğü gösterilmiştir [14]. Akciğer kanserine karşı da koruyucu etkisinin olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir [14]. Ayrıca; epidemiyolojik ve hayvan çalışmaları, fitosterollerin kolon tümör büyümesini baskıladığı göstermektedir [13]. Sonuç olarak; bitkisel steroller birden fazla kanser türünün gelişim riskini azalttığı yapılan birçok çalışma sonucu gösterilmiştir [14].



1.1.7.3. Anti İnflamatuar Etkisi

Fitosterollerin birçok hasalıktaki etiyolojisi ve önleyici etkisi, çoğalma eğilimi gösteren lenfositler, akciğer tüberkülozu, kedi AIDS’i olarak bilinen FIV ve AIDS, römatoid artirit, alerjik sinüzit gibi hastalıkların üzerinde pozitif etkisi vardır. Fitosteroller bu anti-inflamatuar mekanizmayı, inflamatuar aracı olan interlökin-6 ve tümör nekrozis faktör-α’nın sekresyonunu engelleyerek yaptığı düşünülmektedir. Bu güzel etkilerin sonucunda, ileriki yıllarda kanser gelişimi ve yayılmasını kontrol etmede bitkisel sterol ve stanoller yaygın bir şekilde kullanılacağı düşünülmektedir [14].



1.1.7.4. Antioksidan Etkisi

Bitkisel sterollerin olumlu etkilerinden biri de anti-oksidan etkisidir. Soya yağının metanol içeriğinde, tokoferol ve (n-3) yağ asidine ek olarak bulunan fitosteroller, DNA yıkımına karşı koruyucu etkiye sahiptir [14]. LDL kolesterolün oksidasyon ürünleri arttıkça damarlarda plaklar birikmeye başlar; kan akışı yavaşlar ve kan basıncı artar. Bunun sonucunda koroner kalp hastalığı (miyokard enfarktüs) riski artar ve hasta kalp krizine kadar gidebilir [14]. Sitosterol ve sitostanol glikositleri lipit peroksidasyonunu önlemekte, sağlıklı bireylerde eklenen 2–3 g stanol esterleri LDL kolesterol oksidasyonunu engellemektedir [14].



1.1.7.5. Anti Ülser Etkisi

Yakın zamanda yapılan bir çalışma; fitosterol esterlerinin ülserin pilorik bağlama tipine karşı koruyucu olduğunu göstermektedir. Steroller ise akut ülser tipine karşı koruyucudur. Fosfolipitler ise her iki tip ülserden korunmada etkilidir. Yani sterol esteri, sterol ve fosfolipitlerin besinlerdeki varlığında, helikobakter pilori enfeksiyonu insidansında düşme ve duedenal ülserde azalmaya yardımcı olmaktadır [14].



1.1.7.6. Anti Fungal Etkisi

Sterollerin diğer bir etkisi ise, triterpenle birlikte antifungal etkisidir [14]. Bir mantar çeşidi olan ve birçok hastalığın tedavisinde kullanılan Ganoderma annulare’deki sterollerin (5a-Ergostenol, 5a-Ergostadienol, 8-Epidioxyergostadienol) anti-fungal etkisi olduğu gösterilmiştir [23].



1.1.8. DEĞİŞİK GRUPLAR ÜZERİNE ETKİSİ

1.1.8.1. Çocuklar ve Bitkisel Steroller

Bitkisel steroller ve stanol içeren ürünlerin üzerinde yazdığı gibi; 5 yaş altı normokolesterolemik çocuklar için önerilmemektedir. Çünkü çocuklar normal büyüme ve gelişme için kolesterole bol miktarda ihtiyaç duymaktadırlar. Bazı çalışmalar az miktarda verilen bitkisel sterolün çocuğun kolesterol sentezinin düşük olmasına adaptasyonunu artırdığını göstermektedir [14]. Ayrıca ailesel hiperkolesterolemisi olan çocuklarda etkili olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur [13].Bebek beslenmesinde önemli olan formulaların kolesterol bakımından anne sütünden 5–35 kez daha düşük kolesterole sahip olduğu ve ileriki yaşamlarındaki ateroskresiz riskini azalttığı hipotezi öne sürülse de bu durum kesinlik kazanmamıştır [14]. Anne sütü, zamanında doğan, anneden yeterli oranda besin ögeleri depolayan her yeni doğan bebeğin ilk 6 aylık döneminde tek başına normalbüyüme ve gelişmesine yetecek besin ögelerini sağlayan en uygun besindir [1]. Bu nedenle anne sütü yerine formulaların önerilmesi uygun değildir.

Genellikle bitkisel steroller hiperkolesterolemik yetişkinlerde gösterdiği etkiyi hiperkolesterolemik çocuklarda da göstermektedir [14]. Fakat fitosterollerin yağda eriyen vitaminlerin emilimini bir miktar etkilemesiyle ilgili sorunlar vardır. Yapılan çalışmalar bitkisel sterolün kolesterol düşürücü etkisinin yetişkinlerle aynı düzeyde olduğunu ve zararlı düzeyde olmadığını göstermektedir. Ayrıca fitosterollerin yağda eriyen vitaminlerin bazılarının emilimini engellemesi biyolojik ve klinik açıdan önem taşıyacak düzeyde olmadığı da araştırmalarla gösterilmektedir [14,24]. Yapılan bir çalışmada fitosterolden zengin beslenen çocuklarda sadece laykopen seviyesinde %8.1 oranında düşüş gözlenmiştir. Fakat bu düşüşün engellenmesi için ailesel hiperkolesterolemisi olan çocuklarda bitkisel sterolden zengin diyet uygulandığı dönemlerde laykopenden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ağırlık verilmesi önerilmelidir [14].

Düşük doymuş yağlı ve düşük kolesterollü diyet tüketen 6 yaşında bir çocuğa 1.5g/gün bitkisel stanol verilmesi total kolesterolde %5.4, LDL kolesterolde %7.5 düşüş sağlamaktadır. Bitkisel stanollerin çocuklarda tüketimi klinik olarak hiçbir yan etkiye neden olmamış, ayrıca yağda çözünen vitaminlerin de emilimini etkide bulunmamıştır. Ancak sadece B-karotenin LDL kolesterole oranında %19’luk bir düşüşe neden olduğu belirtilmiştir [14].



1.1.8.2. Bitkisel Sterol ve Yaşlılar

Bitkisel sterol ve stanol kullanan bireylerdeki LDL kolesterol konsantrasyonundaki düşüşün yaşlı bireylerde genç bireylerden daha belirgin olduğu belirtilmiştir [9]. Yapılan bir çalışmada; 2g/günün üzerinde alımlarda 50–59 yaş arası katılımcılarda ortalama serum LDL kolesterol düşüşü 0.54mmol/L (20.8mg/dl), 40–59 yaş arası katılımcılarda 0.43mmol/L (16.5 mg/dl), 30–39 yaş arası katlımcılarda 0.33mmol/L (12.7mg/dl) olduğu bulunmuştur. 2g/gün tüketildiğinde ise LDL kolesterolündeki düşüş 50–59 yaşta en az 0.5 mmol/L (19.2mg/dl), 40–49 yaşta ise 0.4 mmol/L (15.4mg/dl) olarak gösterilmektedir. Çalışmalar; 50–59 yaşa arasındaki LDL kolesterolün 0.5 mmol/L düşmesi 2 yıl içindeki kalp hastalığı riskini %25 azalttığını göstermektedir. Genç bireylerdeki etkisi ise; kolesterol konsantrasyonundaki düşüş azdır fakat kalp hastalığı riskini azaltma oranı benzerdir [9].



1.1.8.3. Bitkisel Steroller ve Hamile/Emzikli

Bitkisel sterol ve stanol ile zenginleştirilen besinlerin emzikli ve hamile kadınlar üzerine olan etkisi tam olarak bilinemediği ve üzerinde çalışma yapılamadığı için bu grup duyarlı grup içinde yer almaktadır [25]. 1970’li yıllarda hamile, emzikli ve bebekleri üzerinde çalışmalar yapılabilmekte ve kısa süreli çalışmalarla olumlu sonuçlar alınabilmekteydi. [26,27]. Fakat şu an hamile ve emziklilerin üzerinde çalışma yapılması etik olmadığından ve yapılan çalışmaların da eski olması nedeniyle, koruma amaçlı olarak hamile ve emzikli kadınların tüketmemesinde fayda vardır [25].



1.1.9. FİTOSTEROLLERİN KULLANIM ALANLARI

Kolesterol ve fitosterollerin yapısal özelliklerinin benzerlik göstermesinin sonucu olarak fitosteroller, kolesterol emilimini engelleyen önemli öğelerdir. Kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra antikanser, antiaterosklerotik, antiinflamatuar, antioksidan aktivitesi de vardır [14]. Bu nedenle fitosterollerin birçok alanda rolleri vardır. Bunlara örnek olarak; farmasötik (terapatik steroidlerin üretimi), beslenme (fonksiyonel besin olarak anti-kolesterol etki, anti kanser etki) ve kozmetik (krem, ruj) alanındaki kullanımları örnek gösterilebilir [8].

1.1.10. YAN ETKİSİ

Bitki sterolleriyle ilgili en önemli sorun, bazı yağda eriyen vitaminlerin emilimini azaltmasıyla ilgilidir [9,28]. Yağda eriyen vitaminlerin taşınmasında lipopoteinler önemli bir göreve sahiptir [28]. Bilindiği gibi kolesterol lipoproteinlerin yapısını oluşturmaktadır [3]. Bitkisel sterol ve stanollerin kolesterol emilimini engellediği ve atımını artırdığı için lipoproteinler vücutta azalmaktadır [28]. Yapılan çalışmalarda β-karoten, karoten ve E vitamini konsantrasyonunda düşüşe neden olduğu gösterilmektedir. Bu vitaminler LDL kolesterol oksidasyonunu önlemede önemli vitaminlerdir. Fakat bu vitaminler LDL kolesterol ile benzer oranda düştüğünden bu anlamda bir zararı yoktur. Bitkisel sterol ve stanolden zengin beslenildiği dönemlerde bu vitaminleri yüksek oranda içeren sebze ve meyvelerin tüketilmesi koruma amaçlı olarak önerilmektedir [9].

Bitkisel sterol ve stanollerin fazla alımı bütün yağda eriyen vitaminlerin emilimini etkilememektedir. K vitamini, 25-OH D vitamini, laykopen ve alfa-tokoferolde belirgin bir düşüş etkisi gözlenmemiştir [28]. Altı hafta boyunca kullanılan mikrokristalin bitkisel sterollerin de yine aynı şekilde retinol, alfa-tokoferol, alfa ve beta karoten üzerinde düşüşe neden olmadığı gösterilmiştir [28].

Eritrosit membranında fitosterol konsantrasyonunun artması kırılganlığı artırmakta; sitosterolemi hastalarında hemolizis durumu olduğu belirtilmektedir. Membran sertliğinin artması da ratlarda yüksek miktarda betasitosterol ve kampesterol tüketimi sonucu gözlenmiştir. Yüksek plazma fitosterol konsantrasyonu üreme organlarına da yan etki yapabilmektedir. Ratlar üzerinde yapılan bir çalışmada; kilogram başına 0.5-5mg betasitosterol tüketiminin sperm sayısında ve testis ağırlığında düşüşe neden olduğu belirtilmiştir [13]

Yüksek seviyede alınan bitkisel sterolün (6–9 g/gün) alanin aminotransferaz (ALT) ve kreatin kinaz (CK) aktivitelerini değiştirdiği de gözlenmiştir [28].



1.1.10.1 Sitosterolemi

Sitosterolemi; otozomal resesif geçişli bir hastalık olup [14,12], kromozom 2p21’deki belli olmayan bir sebep nedeniyle bitkisel sterol ve stanolün aşırı miktarda emilmesi sonucu oluşmaktadır [14]. İlk olarak 1974 yılında ksantomatozis, serum kolesterolü normal ve sitosterolü ise yüksek olan 2 kız kardeşte gözlenmiştir. Şu anki görülme sıklığı ise 5 milyonda 1’dir. Genlerde meydana gelen mutasyon nedeniyle, bitkisel sterollerin intestinal lümenden ters olarak taşınması, emiliminin artması ve safra atımının azalması sonucu sitostrolemi meydana gelmektedir [12]. Bunun sonucu erken yaşta koroner kalp hastalığı gelişimine (özellikle genç erkeklerde), tendon ksantomatozise [14], hemolizis, atririt ve artraljiye [13] neden olmaktadır. İleriki safhalarında ise; anjin, miyokard infarktüs ve ani ölümle sonuçlanabilmektedir.

Hiperkolesterolemi ve sitosteroleminin arasındaki en önemli fark serum bitkisel sterolün kolesterole oranına olan fazlalığıdır [12]. Bu hastalığı geçiren bireylerin ailelerinde hiperkolesterolemi hikâyesi olmayabilir. Tedavisinde statin grubu ilaçların kullanımı yanında diyetle bitkisel sterol içeren besinlerde kısıtlama yapılmaktadır [12]. Hidrojenlenmiş bitkisel steroller, hidrojenlenmemiş bitkisel sterollerden daha güvenilirdir, çünkü bu formu daha az emilmektedir [14]. Ayrıca kolestiramin ve kolestipol gibi safra asidi reçinesi veya ileal (ince barsağın alt yarısı) bypass ameliyatı sitosterolemi tedavisinde çok etkilidir [13].



1.1.11. GÜVENİLİRLİK

185 sağlıklı birey üzerinde yapılan bir çalışmada katılımcılar 20g/gün zengileştirilmiş margarini (1.6g/gün sterol) bir yıl boyunca tükettiklerinde sene sonunda LDL kolesterolde %4–6 düşüş olduğu gözlenmiş, herhangi bir yan etki gözlenmemiştir [29]. Rasgele çalışmalarda ise bitkisel sterol ve stanol içeren margarinlerden günde 3 g/sterol&stanol olacak şekilde tüketildiğinde 3 yıl içinde hiçbir yan etki gözlenmemiştir. Ayrıca; margarinin tadında ve kıvamında hiçbir bozulma olmamıştır [9].



1.1.12. FİTOSTEROLLERİNDE ZENGİN BAZI DİYETLER

1.1.12.1. Myocene Diyet

Myocene benzeri diyetlerin kolesterol düşürücü etkisi olduğundan uzun zamandır bahsedilmektedir [14,30]. Yüksek miktarda posa, sebze proteini ve bitkisel sterol içeren bu diyetin LDL kolesterolü sağlıklı bireylerde %30’a kadar düşürdüğüne inanılmaktadır (kolesterol düşürücü ilaçlarla aynı etki) [30]. Myocene diyeti 5–7 milyon yıl önce insanlar tarafından tüketilen bir diyet türüdür. Bol miktarda posalı sebzeler, yağlı tohumlar (badem ve yerfıstığı), bazıları tropik olmak üzere bolca meyve içermektedir. Teorik olarak bütün bu yiyecekler çiğ olarak yenebilir, fakat bu diyette sebzelerin hepsi pişirilerek yenilmektedir. Diyetin en büyük özelliği nişastadan yoksun olmasıdır [30]. Yaklaşık 1g/gün (385mg/1000kkal) bitkisel sterol içerdiğinden uzun dönem tüketiminin kolesterol düşürücü etkisi olduğu düşünülmektedir [14].



1.1.12.2. Neolitik Diyet

Bir diğer sterolden zengin diyet ise neolitik diyettir. Bu diyetin en büyük özelliği ise nişastadan zengin olmasıdır [30]. Tahıl ve baklagillerden zengin olan bu diyet 10.000 yıl önce tüketilmeye başlanmıştır [30]. Tahıl ve baklagillerin bitkisel sterol içeriklerinin oldukça yüksek olduğu bilinmektedir [3,5]. Yaklaşık olarak 169mg/1000kkal fitosterol içerdiğinden, LDL kolesterolü %23 oranında düşürdüğü belirtilmektedir [30].





1.1.13. FİTOSTEROLLER VE EGZERSİZ

Bitkisel sterollerin 2–3 hafta boyunca tüketilmesi sonucu 2 hafta sonunda LDL kolesterolde ve total kolesterolde düşüş gözlenmektedir [31,32]. Fakat bitkisel sterollerin HDL kolesterol ve trigliseritler üzerine etkileri yok denecek kadar azdır [32]. Haftada 1200–2000 kkal aerobik egzersiz yapmak ise HDL kolesterolü artırmakta, trigliseritleri düşürmektedir. Yani; bitkisel sterol tüketimi egzersizle desteklendiğinde kan kolesterol seviyesi istenilen düzeyde olmasında daha etkilidir [31].

Yapılan bir çalışmada; düşük yağlı diyet tüketiminin LDL kolesterolü %7–11 düşürdüğü, egzersizle birlikte bu diyet tüketildiğinde ise LDL kolesterolün %14–20 düştüğü gözlenmiştir [16]. Bitkisel sterollerin ise LDL kolesterolü %14 oranında düşürdüğü bilinmektedir. Düşük yağlı diyet, egzersiz ve bitkisel steroller birleştiğinde bu düşüş %30’a ulaşabilmektedir ki; bu statin grubu ilaçlarla aynı etkidir [16]. Yapılan başka bir çalışmada; hiperkolesterolemik yetişkin bireylerde sterol, egzersiz ve sterol/egzersiz kombinasyonu ile kan lipit konsantrasyonları incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda sterol/egzersiz kombinasyonunu yapan grupta LDL, trigliserit ve total kolesterol düşerken, HDL kolesterol konsantrasyonu yükselmiştir [35].

Sonuç olarak; bitkisel sterol ve egzersiz bir arada yürütüldüğünde; bitkisel sterol sayesinde LDL ve total kolesterol konsantrasyonu düşmekte; egzersiz sayesinde ise trigliserit konsantrasyonu azalırken HDL kolesterol konsantrasyonu artmaktadır [32].



1.1.14. FİTOSTEROLLER VE REKLAMLAR

Yapılan birçok araştırma ve derleme sonucu bitkisel sterol ve stanollerin kolesterol düşürücü etkisi kanıtlanmıştır. Fakat Türkiye’de yayınlanan reklamların uzman kişiler üzerinde olumsuz bazı etkileri olmuştur. Bunun en büyük nedeni, kolesterolü net olarak %15 düşürdüğüne dair açıklamalardı. Sanayi Bakanlığı bünyesindeki Reklam Kurulu, Danone Danacol, Ülker Kalbim Benecol ve Becel Pro-Activ ürünlerinin, "Kalbinizi düşünün, kolesterolünüzü düşürün", "Kolesterolü yüzde 15 düşürür" mesajlarıyla yayınlanan reklamlarını durdurdu. Hatta bu reklamlar nedeniyle firmalar yüklü miktarda para cezasına çarptırılmıştır [33]. Daha sonra gelen “kolesterolü %15 düşürmeye yardımcı olur” ifadesi reklamların tekrar yayınlanmasını sağlamıştır.







KAYNAKÇA


Türkiye’ye özgü beslenme rehberi. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Mayıs 2004
Türk Kardiyoloji Derneği. Ulusal Kalp Sağlığı Politikası, 2006 http://www.tkd-online.org/UKSP/TKD_UlusalKalpSagligiPolitikasi_Taslak.pdf
Wasowicz E. Cholesterol and phytosterols, Chapter 6 (Chemical and Functional Properties of Food Lipids) CRC Press 2003
Williams E. Gokool N. Primary Care: An Update on the Role of Plant Sterols and Stanols in the Management of Hypercholesterolaemia. CN Mag Vol 5 Iss 2 JUNE (36-38), 2005
Lagarda MJ, Garcia-Llatas G, Fare R. Analysis of phytosterols in food. Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis 41; (1486–1496), 2006
Bradford PG, Awad AB, Phytosterols as anticancer compounds. Mol. Nutr. Food. Res. 51, (161-170) 2007.
Information from the Heart Foundation; Plant sterol and stanols www.heartfoundation.com.au 2003
Fernandes P, Cabral JMS. Phytosterols: Applications and recovery methods. Bioresource Technology 98; (2335-2350) 2007
Law M. Plant sterol and stanol margarines and health. BMJ Mar 25;320(7238):861-4 2000
Thompson GR, Grundy SM. History of development of plant sterol and stanol esters for cholesterol-lowering purposes, Am J Cardiol 96(3D-9D), 2005
Brink EJ, Hendriks HFJ. Plant sterols and cholesterol reduction, Chapter 11, (Functional food, cardiovascular disease and diabetes) CRC Press, 2004
John S, Sorokin AV, Thompson PD. Phytosterols and vascular disease. Curr Opin Lipidol 18; (35-40) 2007
Moghadasian MH, Frohlich JJ. Effects of dietary phytosterols on cholesterol metabolism and atherosclerosis: Clinical and experimenteal evidence. The American Journal of Medicine; Volume 107 (588-594) 1999
Berger A, Jones PJH, Abumweis SS. Plants sterols: Factors affecting their efficacy and safety as functional food ingredients. Lipid in Health and Disease. 3:5 (1-19), 2004
Miura SI, Keijiro S. Therapies for raising high-density lipoprotein cholesterol. Internal Medicine 46; (339-340) 2007
Rosenthal RL. Effectiveness of altering serum cholesterol levels without drugs. BUMC Proceedings 13; (351-355) 2000
Gokool N. Functional foods-Fact Sheet. The British Dietetic Association. 2006
Coşkun T. Fonksiyonel besinlerin sağlığımız üzerine etkileri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi; 48: (69-84) 2005
http://www.danacol.com.tr/PROF/TR/DANACOL/dan_pratik.asp
http://www.kalbimbenecol.com/tum_aile.html
http://www.kkgm.gov.tr/kanun/5179.html
http://www.kkgm.gov.tr/TGK/Teblig/2002-58.html
Smania EFA, Monache FD, Smania A, et al. Antifungal activity of sterols and triterpenes isolated from Ganoderma annulare. Fitoterapia 74 (375-377) 2003
Amundsen A et al. Long-term compliance and changes in plasma lipids, plant sterols and carotenoids in children and parents with familial hypercholesterolaemia consuming plant sterol ester-enriched spread. Eur J Clin Nutr; 58(12): (1612-1620) 2004
Scientific Committee on Food. Opinion of the Scientific Committee on Food on an application from MultiBene for approval of plant-sterol enriched foods. European Commission; 2003
Mellies MJ, Ishikawa TT, Gartside P, et al. Effects of varying maternal dietary cholesterol and phytosterol in lactating women and their infants. Am. J. Clin. Nutr. 31; (1347-1354) 1978
Mellies MJ, Burton K, Larsen R, et al. Cholesterol, Phytosterols, and polyunsaturated/saturated fatty acid ratios during the first 12 months of lactation. Am. J. Clin. Nutr. 32; (2383-2389) 1979
Lichtenstein AH. Plant sterols and blood lipid levels. Curret Opinion in Clinical Nutrition and Metabolic Care 5; (147-152) 2002
Hendricks HF et al. Safety of long-term consumption of plant sterol esters-enriched spreads. Eur J Clin Nutr; 57; (681-692) 2003
Jenkins DJA, Kendall CWC, Marchie A, et al. The Garden of Eden—plant based diets, the genetic drive to conserve cholesterol and its implications for heart disease in the 21st century. Comparative Biochemistry and Physiology Part A 136 (141-151) 2003
Alhassan S, Reese KA, Mahurin J. et al. Blood lipid responses to plant stanol ester supplementation and aerobic exercise training. Metabolism Clinical and Experimental 55 (541-549) 2006
Varady KA, Hauweling AH, Jones PJH. Effect of plant sterols and exercise training on cholesterol absorption and synthesis in previously sedentary hypercholesterolemic subjects Translational Research; 149(1): (22–30). Jan 2007
http://www.sanayi.gov.tr/webedit/gozlem.aspx?sayfaNo=3099
Gonçalves S, Maria AV, Silva-Herdade AS, et al. Milk enriched with phytosterols reduces plasma cholesterol levels in healthy and hypercholestrolemic subjects. Nutrition Research 27 (200–205) 2007
Varady KA, Ebine N, Vanstone CA, et al. Plant sterols and endurance training combine to favourably alter plasma lipid profiles in previously sedentary hypercholesterolemic adults after 8 weeks. Am J Clin Nutr; 80:1159–66. 2004
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Fitosteroller: Bitkisel Sterol ve Stanollerin Kolesterol Üzerine ve Diğer Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Çağlayan ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Çağlayan ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Çağlayan ŞAHİN'in Makaleleri
► Krill Yağı ve Sağlık Üzerine Etkileri Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Fitosteroller: Bitkisel Sterol ve Stanollerin Kolesterol Üzerine ve Diğer Etkileri' başlığıyla benzeşen toplam 70 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Anne Karnında Beslenme Ağustos 2010
► Sihirli İksir: Su Ağustos 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:41
Top