Leyla: ‘Anne bizim okulda çok tatlı bir çocuk var, ben aşık oldum ona, beraber hep saklambaç oynuyoruz’.

Ahmet:’Yuvadaki Ece bana hep yemek yapıyor anne, hem de seninkinden güzel oluyor’.

Okul döneminin başlaması ile birlikte bir çok çocuk anne-babasına, bir kız ya da erkek arkadaşına aşık olduğunu ifade eder. Böyle bir durum karşısında aileler panik içinde ne yapacaklarını şaşırırlar. Çocuğun ifadelerinden yola çıkarak onun gerçekten aşık olduğunu sanıp durumu ailece değerlendirmeye başlarlar. Acaba çocuğum erken mi büyüdü, okulda farklı bir yaşantıya mı maruz kaldı gibi sorular ailelerin zihnini meşgul eder.

Çocukluk Aşkı Nedir?

Okul öncesi dönemde çocuklar sürekli ebeveynleri ile birliktedirler. Gereken tüm ilgiyi ve sevgiyi ailelerinden almaktadırlar. Anne-baba ve diğer yakınlar ile oyunlar oynarlar ve paylaşım yaparlar dolayısı ile tüm ihtiyaçları karşılanmış olur. Okul döneminin başlaması ile birlikte çocuk anne ve babadan uzaklaşır ve farklı bir ortama girer. Artık anne ve baba ile eskisi kadar yakın olamayacaktır. Bu durumda onlara benzeyen, onu ailesi gibi sevecek ve onunla yakından ilgilenecek birisinin gereksinimine ihtiyaç duyar. İşte bu aşamada karşısına çıkan karşı cinsten bir arkadaşına bu hislerini yansıtır.

Bu hisler yetişkinlikte yaşanan aşk hislerine benzememektedir. 3-4 yaşından itibaren çocuklar çevrelerinde gördükleri ilişkileri taklit etmeye başlarlar. Birçok şeyi gözlemleyerek öğrenirler. Bunu en yakın çocukların oynadıkları oyunlardan gözlemleriz. Kız çocukları çoğunlukla oyunlarında anne olurlar, bebeklerine yemek yedirirler ve evcilik oynarlar. Erkek çocukları ise bozuk olan bir şeyleri tamir etmeye çalışırlar. Çocuklar televizyonda ve yakın çevrelerinde gördükleri herşeyi model alma eğilimindedirler. Yetişkinlerde gözlemledikleri aşk ilişkisini de bu şekilde model alırlar. Dolayısı ile karşıt cinste olan arkadaşı ile yaşamış oldukları bu yakın ilişkiyi aşk olarak tanımlarlar. Sosyal rolleri taklit ederler ve bir şekilde ebeveynlerine ve yakın çevrelerine büyümeye başladıklarını göstermeye çalışırlar.

Çocuğun ilk sevgi nesnesi, ilk aşkı annesidir. Toplumsallaşma sürecindeki çocuk annesi dışındaki diğer insanları da fark eder ve anne olan ilişkisinin dışında farklı ilişkiler yaşamaya başlar. Bu süreçte çocuk kendi cinsel kimliğini; kız ya da erkek olduğunu fark eder ve bu yüzden de erkek çocukları anne ile, kız çocukları ise babayla özdeşim kurar. Bu dönemde erkek çocuğu kendisini babasının yerine kız çocuğu da kendisini annesinin yerine koyar ve bir nevi gelecek şablonu hazırlarlar.

Çocuğun karşı cinsten olan bir arkadaşına yansıtmış olduğu bu hisler aslında birisine yakın olma isteği, ilgi gösterme-ilgi görme ve yoğun arkadaşlık duygularını içerir. Çocuklar aşık olmayı arkadaşlarıyla birlikte oyun oynamak, onlarla birlikte vakit geçirmek ve eğlenmek olarak algılarlar.

Anne-Baba Ne yapmalı?

Çocuğunuz yanınıza aşık oldum diye geldiğinde durumu sakince değerlendirmelisiniz. Çocuğa onur kırıcı ya da duygularını incitici sözler sarf etmemelisiniz. Çocuğun yaşına uygun cevaplar verilmeli ve durum erotize edilmemelidir. Çocuğun yetişkin aşkı sandığı şey çocuğun gözünde arkadaşlık motifleri ile somutlaştırılmalıdır. Çünkü bu sadece büyümek isteyen bir çocuğun model alması ve durumu kendine göre adlandırmasıdır.’O arkadaşını diğer arkadaşlarından daha çok sevdiğini biliyorum, çünkü çok iyi anlaşıyorsunuz.’Beraber bugün hangi oyunu oynadınız’? gibi ifadelerlerle çocuğun duygusunu ona basitçe ifade etmek gerekmektedir.

Sevgilerimle…