2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğunuza Otokontrol Kazandırmak ve Çocukları İkna Yöntemleri
MAKALE #4691 © Yazan Psk.Serap DUYGULU | Yayın Mart 2010 | 31,285 Okuyucu
Çocuk yetiştirmek bir anne baba için en ağır sorumluluklardan biridir. Sağlıklı,tutarlı,güvenli bir birey olarak hayatın içerisinde yer almasını sağlamak ise çocuğun sağlıklı bir aile ortamında büyümesiyle yakından ilgilidir. Çocuklar büyürken gelişim evreleri içinde çok farklı dönemlerden geçerler ve her bir dönem içinde anne babaları bazen çok zorlayan bir takım sorunlarla da karşılaşırlar.

Bir çocuğu büyütmek aslında sürekli bir eğitim demektir.Her yaş ve döneme özgü bazı kuralları öğrenmesi için,toplumsal değerlere saygı göstermesi için, çevresiyle sağlıklı ,ilişkiler kurabilmesi için çocuk sürekli bir eğitimden geçmektedir aslında. Sosyal çevre bireylere uyum içinde yaşamalarını kolaylaştırmak amacıyla bir takım kurallara uyma zorunluluğu getirmektedir:

· Görgü Kuralları,
· Okul Kuralları,
· Hukuk Kuralları,
· Trafik Kuralları
· Toplum ve çevre kuralları vb.gibi

Bu kurallara uymak için eğitim verilmesinin ilk ve en önemli yapı taşı ise çocuğa bir oto kontrol ve sorumluluk bilinci kazandırılması ile mümkündür..

ÇOCUKTA SORUMLULUK BİLİNCİNİ OLUŞTURMA

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk duygusu kazandırılmalıdır.Bu, çocuğun bir birey olarak toplum içinde yer edinebilmesinin de kapısını aralayan en önemli adımlardan biridir.Sorumluluk duygusunun çocuk tarafından algılanması üç yaş civarıdır.
Kendi başına bir şeyler yapması için desteklenmesi, oyuncaklarını toplamaya teşvik edilmesi, sofranın hazırlanmasına ya da ufak tefek temizlik işlerine yardım etmesi konusunda fırsatlar verilebilir.Sorumluluk duygusunun kazandırılması sırasında çocuğun gelişim düzeyi, yaşı ve cinsiyeti göz önünde bulundurulmalıdır.Ayrıca aile içinde karşılıklı işbirliğinin olduğu bir ortam hazırlanması, çocuğun kendi işlerini yapabilmesini ve kendisini yönetmesini öğretmesi bakımından yararlı olur.Yaşına ve durumuna uygun küçük görevler verilen çocuk, kendine güven duygusunu erken yaşlarda kazanabilir.
Buna karşın, gereğinden fazla koruyucu ve kollayıcı bir ailede büyüyen çocuğun sanıldığının aksine benlik saygısının gelişiminde gecikmeler ve sorunlar olduğu görülür.

Aile bireylerinin birbirlerine karşı olan tutumları çocuğun kendi hakkındaki
yargılarını oluşturur ve kendisinin değerli ya da değersiz olduğu çıkarımını bu
etkileşimle yapar.

Çocuklara uygulanacak bütün eğitimlerin ve öğretilerin temelinde onun sosyal bir birey olarak toplum içinde kabul görmesini sağlamak yatar.Sosyal bir birey olmanın en önemli unsuru ise sorumluluk bilincine sahip, kendi öneminin ve değerinin farkında olan,kendisine saygı duyduğu gibi başkalarına da saygı gösteren bireyler olarak yetiştirmektir

OTOKONTROL NE DEMEKTİR?

Oto kontrol en basit tanımıyla kendini kontrol etmek demektir.Kendini kontrol demekse hem kendi duygularının hem de başkalarının duygularının farkında olmak ve anlamak anlamına da gelebilir.Bu yönüyle empati ile yakın ilgisi ve bağlantısı vardır.
Çocuklar özellikle hayatlarının ilk yıllarında çok acımasız ve bencildirler. Kendilerini dünyanın merkezi zannederler.Bu bakımdan sürekli talep eden taraf konumundadırlar.Oysa sosyal bir birey olmak kendisinden başka bireylerin varlığını kabul ederek onlarla uyum içerisinde yaşamayı gerektirir.Bir çocuğun bu kabule ulaşması ve kendisi üzerinde kontrol sağlaması için bazı sosyal becerileri kazanması ön koşuldur:

· Başkalarının haklarına ve isteklerine saygı göstermek,
· Empati kurabilmek,
· Ahlak ve vicdan duygusuna sahip olmak,
· Kendini sözel olarak ifade edebilmek,
· Kendi değerinin bilincinde olmak ve kendine güven duyabilmek,
· Başkalarına yardım ve işbirliği becerilerini kazanmak gibi bir takım değerler olmadan kendini kontrol edebilmekten ve sosyal bir birey olmaktan söz edemeyiz.

SOSYAL BECERİLER VE KENDİNİ KONTROL

Kendini kontrol edebilen bir çocuk yetiştirmek söylendiği kadar kolay bir şey değildir.
Otokontrol sağlamayı öğrenmek için gerekli bazı faktörler vardır.Bir çocuğa bu kontrol sistemini öğretme ve kazandırma aşamaları sırasında başka etkenler devreye girer:

· Sahip olunan sosyal beceriler,
· Çocuğun diğer çocuklarla ilişkisi,
· Çevrenin çocuk üzerindeki etkisi,
· Çocuğun psikolojik gelişimi,
· Çocuğun zihinsel gelişimi,
· Çocuğun ailesi ile ilişkisi ve iletişimi.

Bütün bunlar çocuğa kazandırılmaya çalışılan kendini kontrol etme becerisini etkileyen önemli süreçlerdir.

ÖNERİLER

Çocuklar gelişim aşamaları içerisinde ailelerinden aldıkları disiplin eğitimi ile aslında kendilerini kontrol etmeyi öğreneceklerdir.Ancak disiplin derken, kesinlikle bir suç ve ceza kavramından bahsetmiyoruz.Gerçek anlamda disiplin demek çocuğa yapıcı bir tutumla, olumlu davranış biçimlerini kazandırmaktır. Burada dikkat edilecek en önemli kural,çocuğun kendisine olan saygısını ve güvenini zedelemeden,toplumsal kuralları öğretmek ve uymasını sağlamaktır. Disiplin aynı zamanda bazı sosyal zorunlulukların ve uyulması gereken toplumsal kuralların neden var olduklarını ve bizim de neden bu kurallara uymamız gerektiğini öğretmek amacını taşır.Sağlıklı ve tutarlı bir disiplinle çocuk kendisine olan güvenini pekiştirerek,çevresine de güven duymayı öğrenir.Öncelikle akranları ve yetişkinlerle sağlıklı ilişkiler kurabilir.Disiplin uygularken ve bazı kuralları öğretirken bize düşen çocuğa yol gösterici olmak,ona rehberlik edebilmektir.Bu eğitim yolculuğu sırasında maalesef bazı sorunlarla da karşılaşabiliyoruz.Bizler çocuk yetiştirmenin ne kadar zor ve yorucu olduğunun bilincinde ebeveynler olarak doğru bazı davranışlar ya da beceriler kazandırmaya çalışırken karşılaşılan sıkıntıların da normal olduğunu bilmek zorundayız.

ÇOCUKLARI İKNA YÖNTEMLERİ

Çocukların psikososyal gelişim aşamalarına bakıldığında en kritik yaşlar,1,5 ile 3 yaş arasıdır.Bu yaşlar çocuğun bir birey olma yolunda attığı ilk adımların da başlangıcıdır.Gelişim uzmanları bu dönemi ‘inat çağı’ olarak da adlandırmaktadırlar.Bu dönemin nasıl sonuçlanacağı da tamamen ebeveynlerin tutumuyla şekillenmekte.

Çocuğunuz sizinle inatlaşmaya başladıysa,olur olmaz her şeye direniyorsa sizin için zor bir dönem başlamış demektir.Bu dönem çatışmaların başladığı bir süreç olmakla beraber aslında küçük çocuğunuzun kişiliğinin oluşmaya başladığının da göstergesidir.Artık benliğinin farkına varan, birey olarak bağımsızlığını kazanan çocuğunuz aslında size ‘ben de varım,farklıyım,kendi duygu ve düşüncelerim var’ demektedir.

Bu inatlaşma döneminde hayır demenin yarattığı etkiyi keşfeden çocuk olur olmaz her şeye hayır demeye başlar. Ayrıca istediğini yaptırmanın yöntemlerini de bu dönemde öğrenir. Bunun bir süreç olduğunu unutmamak gerekir.O ana kadar uyguladığınız disiplin yöntemlerinden vereceğiniz en küçük bir taviz,küçük çocuğunuzun da tutarsız davranışlar geliştirmesine yol açacaktır.Unutulmaması gereken kural o nasıl davranırsa davransın geçerli olan disiplin kuralları aynen devam etmelidir.Bazı durumlarda esnek olabilmek de önemli etkiler yaratmaktadır.Ancak her hayır dediğinde ve inatlaştığında kuralların değiştiğini veya uygulanmadığını gören çocuk bir dahaki sefere daha inatçı bir davranış tutumu geliştirebilir.

Her zaman olduğu gibi çocukla konuşmak ve onu ikna etmek önemlidir.Ancak ikna etmek için geçerli nedenlerinizin olması gerekir.Sadece o an siz öyle istediniz diye bir davranışı yapmasını veya yapmamasını istemeniz sorunun daha büyümesine yol açacağı gibi size her koşulda karşı çıkmasına da neden olabilir.

Çocuğunuzla yaşadığınız çatışmaları çözmenin çok önemli ve sihirli bir kuralı vardır.Kazan-kazan kuralı.Burada tarafların her ikisi de kazanacağı için sorun daha sorun haline gelmeden çözümlenir.

Uyguladığınız ikna yöntemleri ne olursa olsun öncelikle ona saygı göstermek ve şartları eşitlemek zorundasınız.Çocukla konuşurken onunla aynı göz hizasına gelmek önemlidir.Aynı şekilde ona dokunmak,elinden tutarak konuşmak onu dikkate aldığınızı ve onu dinlediğinizi göstermekte ve daha baştan anlaşma kapılarını açmaktadır.

Akşam saat 9 da yatırdığınız çocuğunuz yatmamak için direniyorsa önce bunun sebebini sormalısınız.Belki babasıyla ve sizle biraz daha vakit geçirmek istemiştir.Belki gerçekten uykusu gelmemiştir.Ya da kendine göre haklı başka nedenler ileri sürebilir.Unutmayın çocuğunuz kurulu saat düzeneğiyle çalışan bir robot değildir.Bu durumda esnek davranmak yararlı olabilir.Ona ‘peki bir anlaşma yapalım. 15 dakika daha oturmana izin veriyorum ama saat 9.15 olduğunda yatacaksın’.diyebilirsiniz. Ancak burada zamanı saatin üzerinde göstererek anlatmak gerekir.Böyle bir anlaşma sonrası şaşırtıcı bir şekilde çocuğunuzun saati izlediğini göreceksiniz.

Burada çocuk biraz geç yatmakla,anne de yatma kurallarını bozmamakla kazanmıştır.Söz konusu olan sadece biraz esnek davranmaktır.
Çocuklar her şeyi bilmek ve öğrenmek isterler.O nedenle küçük yaş grubu çocuklarının her cümlesi’ neden?’sorusuyla başlar.İşte bu nedenleri doğru açıklayabilirseniz inatlaşma ve çatışmaların önüne geçmek mümkün olabilir.

Soğuk havada kısa kollu ve yazlık bir kıyafet giymek isteyen çocuğa havanın soğuk olduğu ,üşüyüp hasta olabileceği ,karnının ağrıyacağı ,öksüreceği gibi açıklamalar getirmek yararlı olur.1 yaşındaki küçük bir çocuk için bile bu geçerlidir.Açıklama yaptığınızı gören çocuk ona önem verildiğini ve bir şeylerin anlatıldığını anlar ve inatlaşmaktan vazgeçer.Ayrıca hayır olmaz deyip kestirip atmak yerine çocuğunuza seçenekler sunmanız gerekir.’Bak bu kısa kollu ve ince bir bluz,bunu giydiğinde üşüyüp hasta olabilirsin,onun yerine bu uzun kollu bluzu giyersen üşümezsin,bu da diğeri gibi pembe’ denilebilir.Ya da farklı birkaç kıyafet gösterilerek bunların arasından seçmesi istenebilir.Kararı kendisinin vereceğini ve seçenekleri olduğunu görmek onu mutlu eder ve çatışma biter.

Yemek yemek istemeyen bir çocuğa ‘önce hangisinden yemek istersin, bezelye mi,makarna mı?’diye sormak,’bu yemekleri yemek zorundasın ama önce hangisini yiyeceğine sen karar verebilirsin’ demenin basit ve etkili yoludur.
Ya da sadece makarna yemek isteyen bir çocuğa ‘bezelyeyi yedikten sonra makarna yiyebilirsin’ demek de bir seçenek sunma yöntemidir.

Ancak bazı durumlarda çocuğun inadını kırmak ve istenileni yaptırmak mümkün olmaz.İnat eden çocukla tartışmak veya bir şeyleri kabul etmesi için azarlamak,kızmak yarar sağlamaz.Onu sadece o an için sindirebilirsiniz.Bazen bu bile olmaz ve durum giderek içinden çıkılmaz bir hale dönüşür.Öfke patlamaları yaşayabilir.Böyle gergin anlarda taraflardan biri,yani siz susmalısınız.Onu sakinleştirmeye çalışmak da fayda etmeyebilir.Yalnız bırakmak ve kendi kendine sakinleşmesini beklemek doğru davranıştır. Öfkelenen,inatlaşan çocuğunuz ağlarken ona şunları söylemek çok etkili olacaktır.

‘Kızgın olduğunu biliyorum,ağlaman bitince ve sakinleştiğinde konuşalım, odana git ve orada ağla,çünkü bu seslerden rahatsız oluyorum ve sinirleniyorum.
Gerçekten de ağlayan,bağırıp çağıran çocuğunuza bunları söylemeli ve kararlı olmalısınız.Böylece çocuğunuz bütün bu tepinmelerin ve inatlaşmanın sizi etkilemediğini ve bu şekilde isteklerini yaptıramadığını fark edecek ve davranışını değiştirecektir.
Sakinleştiğinde de konuşmalı ve onu dinlemelisiniz.
Tüm bu aşamalarda kararlı olmak,her inatlaşma ve çatışmada aynı tutarlılığı göstermek gerekiyor.
Burada çocuğunuzla konuşurken yaklaşımınız ve kullandığınız dil de önemli bir faktördür.Önerilen yöntem ‘Ben Dili’ni kullanmaktır.Bu yöntemde
‘Beni sinirlendiriyorsun’ yerine ‘şu an ben de kızgınım’ demek daha doğru olur.Çocuğun davranışını hedef göstermeden sadece durumdan rahatsız olduğumuzu ve kendi duygularımızı ifade etmesi açısından çözümü kolaylaştırır.

İstediğini yaptırmak için ağlayan,kendini yerden yere atan çocuğunuza karşı gösterdiğiniz tepkinin, çocuğunuzun gelecekteki davranış biçimini belirleyeceğini unutmayın.Kişiliğinin yapı taşlarının oluştuğu bu inatlaşma dönemleri aslında onun artık bir birey olarak sosyalleştiğinin de önemli göstergesidir.Bu dönemde çocuğu azarlamak,duygu,düşünce ve isteklerine önem vermemek ,gelecekteki yaşamında iki farklı karakter gelişimine yol açabilir.
Ya başkalarının her istediğini yapan ve kolay etki altında kalan bir insan olur,ya da uyumsuz,çatışmacı,sürekli isteklerinin yapılmasını talep eden, bencil ve sorunlu bir birey olur.
Davranış biçiminiz çocuğunuzun da davranış biçimini ve karakter özelliklerini belirler.

Bu konu Bebeğim ve Biz Dergisinde de yayınlanmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğunuza Otokontrol Kazandırmak ve Çocukları İkna Yöntemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serap DUYGULU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serap DUYGULU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     9 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serap DUYGULU'nun Yazıları
► Çocukları İkna Yöntemleri Psk.Serap DUYGULU
► İkna Psikolojisinde İkna Etme Yolları ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
► Çocuğunuza Sınır Koyun... Psk.Ebru ZORLUTUNA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Çocuğunuza Otokontrol Kazandırmak ve Çocukları İkna Yöntemleri' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Baba Çocuk İlişkisi Kasım 2016
► Alınganlık Kasım 2016
► Kıskançlık Kasım 2016
► Yılbaşı ve Çocuklar Kasım 2016
◊ Dizi Dizi Hayatlar Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:16
Top