2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sağlıklı Çocuk Yetiştireceğim Diyen Ebeveynler İçin "Yedi" Somut Öneri
MAKALE #4795 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Nisan 2010 | 5,886 Okuyucu
HER ŞEY FARKINDA OLMAKLA BAŞLAR

Değerli ebeveynler, farzedin ki bir hazinenin üstünde oturuyorsunuz! Ancak bunun farkında değilseniz bu hazinenin size hiçbir faydası olmayacaktır. Dolayısı ile yaşamda önemli olan hususlardan birisi de "farkında olmaktır." İşte bu gerçek nedeniyle, öncelikle, çok önemli olduğunu düşündüğüm mühim bir gerçeği hatırlatarak yeniden farkına varmanızı istiyorum:

Bugüne dek hiç düşündünüz mü bilmiyorum! Şuan siz, kainat denizinin sonsuzluğunda yüzen bu esrarengiz gezegende adına "insan" denilen canlılar yetiştiriyorsunuz. Yaptığınız işi lütfen hafife almayın. Bilakis mümkün olabildiğince önemseyin. Bu kısa ancak mühim hatırlatmadan sonra ve asıl bölüme geçmeden önce çocuk yetiştirme süreciniz boyunca ihtiyacınız olacağına inandığım bazı mühim konulara kısaca değinmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

SICAK ANA KUCAĞI

Kıymetli anne ve babalar, bilindiği üzere dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren çocuğunuza en çok lazım olan şeylerin başında temel güven duygusu gelir.Bu duyguyu çocuğuna verebilecek olan yegane kişi ise annedir. Daha anne karnında başlayan bu anne - çocuk yakınlığının dünyada da devamı çocuk için çok gereklidir. Özellikle de ilk yıllarda. Çocuk Yuvalarına giden veliler bilirler; oradaki çocuklar daha tanışır tanışmaz hemen kucağa alınmak isterler. Yemek saati gelir ancak bu sıcak ve güven dolu kucağı yemeğe tercih ederler. Çocukların bu kadar önemli olan güven duygusunu yaşayabilecekleri en uygun yer sıcak ana kucağıdır. O yüzden çocuğunuzu sadece bir yere götüreceğiniz ya da bir ihtiyacı olduğu zamanlar değil, sık sık kucağınıza alın. (Dikkat: Bu öneri için kritik üst yaş üçtür. Üç yaşından itibaren bu davranışlar seyrekleştirilmeye başlanmalı, derken usul usul ortadan kaldırılmalıdır. Çünkü bu davranış özellikle anneye bağımlılık geliştirilmesine yol açabilir. Ayrıca ilerleyen yaşlarda bile halen bebeksi eğilimler gösterilmesine neden olabilir. Unutmayın: Çocuğun gelişimi yolda giden arabaya benzer. Gaza basarken ona uygun vitese geçmek de gerekir. Hız arttığı halde hala aynı vitesle gitmek tehlikelidir. Mesela bazı aksamlara zarar verebilir, en çok da motoru yorar!)

DÜŞE KALKA BÜYÜMEK

Gelişimin hızlı olduğu bu yıllarda çocuğunuzu her türlü küçük engellerden korumaya çalışmayın. Bırakın bu türden basit sorun durumlarıyla karşılassın, buna fırsat tanıyın. Böylece mukavemet gücü gelişsin, çözüm üretme becerisi kazansın. Düşünmeyi, araştırmayı, keşfetmeyi öğrensin. Tek başına bir şeyler yapabilmenin - başarabilmenin hazzını yaşasın. Özgüven duygusu gelişssin, ruhsal olarak olgunlaşsın. "Çocuk düşüverir" diyerek sürekli çocukla beraber iki eliniz üzerinde gezmeyin. Bırakın gerekiyorsa düşsün de! Böyle bir durumda hemen kaldırmayın, önce kendisi çabalasın. Ta ki çaresiz, kalkamayacak, o zaman devreye girerek yardımcı olun. Böylece çocukta, "Nasılsa ailem her zaman yanımda ve benim yerime herşeyi zaten yapıyorlar" kolaycılığı değil; "...Kendi başımın çaresine bakabilmeliyim, kendi ayaklarımın üzerinde durabilmeyi öğrenmeliyim. Ancak çok zorda kalırsam o zaman ailem yanımda olur" duygusu ve bilinci gelişsin.

FARKLI UYARICILAR

Gün olur, zaman geçer, çocuk haliyle daha da büyür. Olup bitenleri daha iyi anlayacak hale gelir. Bu noktadan itibaren yapacağınız en önemli şey; anlasın ya da anlamasın, çocuğun algı dünyasına "farklı uyarıcılar" yollamanızdır.

Çevrede bulunan şeyler ve olup bitenler hakkında çocuğa kısa ve basit kelimelerle değil; içinde farklı kelimelerin geçtiği değişik ve uzun cümelelerle izahlar yapmak bu dönemde çok önemlidir. Burada önemli olan, çocuğun sadece konuyu ya da söylenilen şeyi anlaması değil; farklı farklı kelimeleri onun beynine (algı dünyasına) yollamanızdır. Bunun, başta zihinsel gelişimi olmak üzere çocuğa bir çok faydası vardır.


TEMEL GÜVEN BUNALIMI

Yine bu dönemde çocuğun olduğu mekanda yüksek sesle konuşmak çocuk için tehlike anlamına gelebilir. Dolayısı ile çocuk, temel güven bunalımı yaşayabilir.

Ufacık yüreğine ağır gelecek olan bu duygu mümkün mertebe çocuğa daha hayatının başında yaşatılmamalıdır. Onun için eşler, çocuklarının yanında "O nasılsa konuşulanları anlamaz, daha çocuk..." diyerek içlerinden geldiği gibi konuşmamalıdırlar. Çocuk konuşmanın içeriğini anlamasa da tonunu çok iyi algılar.

Bir de çocuk, ağladığı zaman susması ya da dikkatinin dağıtılması için, görsel ve işitsel uyarıcıların hızlı değiştiği ve anlamakta zorluk çekebileceği görüntülerin yer aldığı televizyon karşısında ekrana bakar halde fazla tutulmamalıdır.

KORKU DUYGUSU

Sevgili anne ve babalar, çocuklar genellikle olayları her zaman biz yetişkinler gibi algılamazlar. Biz yetişkinler için gayet doğal olan bir uyarıcı (ses, kelime, görüntü vs.) bazen çocuğun algı dünyasında korkulacak bir durum gibi de algılanabilmektedir. Bu nedenle, çocuklar bazen belli bir konuda, örneğin yatağa girerken, uykuya dalarken, karanlıkta kalınca vs. korku duygusu yaşayabilmektedirler.

Dolayısı ile, çocuğunuzda eğer daha önce olmayan korku vb. bir sorun ortaya çıkmışsa bu durum hemen psikolojik bir problemmiş gibi düşünülmemeli, ancak bu duygunun çocuğunuzun yaşamındaki varlığının uzun sürmesi bir problem olarak değerlendirilmelidir. Aileler ortaya çıkan böylesi bir durumdan dolayı hemen paniğe kapılmak yerine durumu dışarıdan biraz izlemelidirler. Anne - babalar böyle bir durumda şu noktaya dikkat etmelidirler:

Korku duygusu olumsuz nitelikli insani bir yaşantının hemen akabinde (örneğin korku filmi izleme, karanlıkta kalma, ürkütücü hikayeler dinleme, köpek saldırısına uğrama, yılan ya da böcek görme gibi) ortaya çıkmış ise bu türden korku psikiyatrik bir bozukluk demek, mesela fobi demek değildir. Tıpkı düğünde neşeyle eğlenirken gelen ani bir vefat haberi neticesinde bir anda mateme bürünen bir kişinin bu yaşadıklarının "manik - depresif bozukluk" anlamına gelmediği gibi. Bir sonuç olarak ortaya çıkan bu türden korkular cenazede üzülmek - ağlamak, düğünde ise gülmek - eğlenmek gibi son derece insani duygulardandır. Dolayısı ile her korkunun fobi hastalığı demek olmadığı unutulmamalıdır. Böyle bir durumda sorunun gidişatını bir süre dışardan izleyin. Yaşanılan sorunda zamanla bir azalma eğilimi varsa her şey genellikle normal demektir. Ancak ivme sorun durumunun artması yönündeyse ya da ortaya çıkışı üzerinden en az 3, 4 ay gibi bir süre geçtiği halde halen herşey aynı çizgide devam ediyor ise bu durumda bir uzmana danışmakta fayda vardır.

KEKEMELİK

Bazen çocuklar bu dönemde ani bir korku yaşantısı sonucu kekemelik dediğimiz bir konuşma sorunu yaşayabilmektedirler. Burada da ailenin çocuğa yaklaşımı çok önemlidir. Genellikle geçici olan bu sorun durumunun uzamasında ya da kısa sürede atlatılmasında "ailenin bu sorunu değerlendirme ve çocuğa tepki verme biçimi" çok önemlidir.

Böylesi zamanlarda çocuğun sözü hiç kesilmemeli, konuşması tamamlayıncaya kadar sabırla, gözlerinin içine bakılarak ilgiyle dinlenilmelidir. Yine ebeveyn çocuğun söylemekte zorlandığı kelime veya cümleleri tamamlama yoluna asla başvurmamalı, böylece çocuğa ortada bir tuhaflık olduğunu hissettirmemeye çalışmalıdır. Tavır, tutum ve davranışlarımızla çocuğa bir sorunu olduğu mesajını verirsek şayet çocuk bütün beyin fonksiyonlarıyla bu sorun üzerine yoğunlaşmakta, böylece mevcut sorunun düzelme süreci gecikebilmektedir.

Bu temel doğru geçici olan kekemelik sorununun kısa bir süre içinde (4 - 5 ay gibi) kendiliğinden ortadan kalkmasında genellikle yeterli olmaktadır. Bütün bunlara rağmen halen sorun ortadan kalkmamış ise endişelenmeyin. Kekemelik ilaçsız (zaten kekemeliğin spesifik bir ilacı da yoktur), "davranışçı terapi" dediğimiz bir yöntemle yüksek oranda olumlu sonuç alabildiğimiz bir sorundur. Tedavide başarı için alt sınır 2 - 3 yaştır ancak herhangi bir üst yaş sınırı yoktur.


Bu nedenle, çevrenizde tedaviden habersiz kekemelik sorunuyla güç bir yaşam süren tanıdıklarınız varsa onların bu konuda haberdar edilip bilgilendirilmesinde büyük fayda vardır. Zira kekemelik konuşmakta, iletişim kurmakta sıkıntı yaşatmaktan tutun; kişilerin içe kapanmalarına, özgüvenlerini kaybetmelerine, okul başarılarının düşmesine, daha pasif bir yapıda olmalarına ya da tam tersi bir biçimde gergin, sinirli ve agresif yönleri baskın patolojik bir kişilik örüntüsünün gelişmesine varıncaya kadar birdizi başka sorunlara da neden olabilmektedir.

ALT ISLATMA

Yine bu süreçte yaşanabilen "alt ıslatma" sorununda da durum aynıdır. Çocuklar bazı durumlarda, en çok da küçük bir kardeş geleceği zaman vs. "bakın ben dehalen bir bebeğim, beni de unutmayın" mesajı taşıyan alt ıslatma davranışlarına baş vurabilmektedirler.

Dikkat: Burada da önemli olan, bahsi edilen sorunun bizatihi ortaya çıkmış olması değil; devam etme süresidir.

Evvela fazla üzerinde durmayarak çocuğun "ikincil kazanım" dediğimiz bu sorunu bilinçli olarak kullanma olasılığını ortadan kaldırmaya çalışın.
Sonra yatağının yerini değiştirin. Böylece yatılan yerle alt ıslatma davranışı arasında beyinde kurulan "zihinsel / çağrışımsal bağı" koparmaya çalışın.
Sabah olunca makinaya yahut çamaşır sepetine iç çamaşırını kendisinin götürüp atmasını sağlayın.
Bir süre geceleri, özellikle de yatamaya çok yakın zamanlarda sıvı (cola, ayran, çay, su vb.) almasını engelleyin.
Yine belli bir süre (asgari 1 ay boyunca) belli saatte yatırın. Yattıktan tam 1.5 saat sonra çocuğu WC’ye çıkarın. Ancak çocuk tam olarak uyanmış olsun.
Bütün bunlardaki amaç, bir süreliğine de olsa altıslatma davranışının ortaya çıkmasına mani olabilmektir. Psikoloji alanında deneysel psikologlarca yapılan pek çok araştırma sonucu göstermiştir ki belli bir süre yinelenmeyen davranışlar beyin tarafından unutularak sönmekte, diğer bir deyimle bu sorunun beyindeki kodları silinip gitmektedir. 5 - 6 ay geçtiği halde sorun halen devam ediyor ise ancak o zaman bir uzmandan yardım alın.

Psk. İzzet Güllü
("Uzman Ebeveyn" Adlı Kitabından Derlenmiştir.)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sağlıklı Çocuk Yetiştireceğim Diyen Ebeveynler İçin "Yedi" Somut Öneri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Sağlıklı Ebeveynler Olmak Psk.Fatma ÇAKIR ÇALIŞKAN
► Mutlu Evlilik İçin 50 Öneri! Psk.Serap DUYGULU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Sağlıklı Çocuk Yetiştireceğim Diyen Ebeveynler İçin "Yedi" Somut Öneri' başlığıyla benzeşen toplam 64 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:57
Top