2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Enine Değil Boyuna Büyüyen Bir Yeni Nesil İçin Çocuklarda Doğru Beslenme
MAKALE #5061 © Yazan Dyt.Esra Rahşan ÇALIŞKAN | Yayın Haziran 2010 | 4,534 Okuyucu
Hiç kuşkusuz çağımızın en büyük sorunu çocukluk çağı obezitesi. Değişen çevre koşulları, sosyal koşullar, yemek kültüründe günden güne artan seçenekler ve tabiî ki hareketsiz yaşam tarzının bize bıraktığı ağırlıkların hepsi midemize öyle bir oturuyor ki hazmetmek çok uzun bir zaman dilimini kapsıyor. Biz genişlerken aynı hızda çocuklarımız da bizi örnek alırcasına şişmanlıyor ve kronik hastalıklarla tanışmaları da bu yaşlarda oluyor. Bunu bir salgın gibi düşünecek olursak, çağımızın en büyük salgını da obezite olsa gerek. Bunun da en büyük nedenlerinden biri porsiyon miktarının ayarlanamamasıdır. İngiltere’de okul çağındaki çocukların yaklaşık beşte biri aşırı kilolu iken, ABD’de bu rakam üçte birdir. Bu oranlar son yirmi yılda üç katına çıkmıştır. Çocuklukta obeziteye pek çok farklı unsurun katkısı vardır. Örneğin rahimdeyken az beslendilerse; ailede sigara içiliyorsa; depresyon nedeniyle steroid gibi ilaçlar kullanıyorlarsa, çocuklar kilolu olmaya daha yatkın oluyor. Obezitenin en temel nedenlerinden biride vücudun ihtiyacından daha fazla kalori almaktır. Düzenli egzersiz yapmak ve daha az kalori almak, fazlalıkları azaltmanın tek etkin yoludur. Bazı çocukları ihtiyaçlarından fazla kalori almaya iten nedir peki? Tüm obezite vakalarının % 5’inde genetiğin rolü vardır. Buda 20 çocuktan 1’inin ne zaman yemeği kesmesi gerektiğini hissetme kabiliyetinden yoksun olduğunu göstermektedir. Bu problem ne kadar erken teşhis edilirse koruyucu önlemlerin alınması da o kadar çabuk olur. Doğal “doyma” hissi, emzirilen bebeklerce mükemmel şekilde sergilenir. Yeterince emdiklerinde bebekler durma eğilimindedirler. Öte yandan biberonla besleyen pek çok ebeveyn genellikle bebek ne kadar tokluk hissederse hissetsin, bebeklerini biberonun içindekilerin hepsini bitirmeye teşvik eder. Sonuçta biberonla beslenen bebekler emzirilen bebeklere kıyasala, obez olmaya daha yatkındır, belki de onlara durmalarını söyleyen sinyalleri dinlememeyi öğrettikleri için. İçimizdeki iştah sinyalleri tükettiğimiz besin miktarıyla sınırlı değildir. Biberonla beslenen bebekler üzerinde yapılan bir deney bir şekilde ne kadar kalori aldıklarını sezebildiklerini gösterdi. Deneyi yapan araştırmacılar sütteki kalori miktarını değiştirdi ve şaşırtıcı bir şekilde bebeklerin içtiği miktarda buna göre değişti, ne kadar çok kalorisi varsa o kadar az içtiler. Çocukların ve genç yetişkinlerin yemeyi ne zaman kesecekleri hissi üzerinde araştırmalar yapıldı. Her seferinde önlerine ne kadar konulduysa, o kadar yediler. Tüm vakalarda çocukların yemeği kendileri aldığında daha az yediği görüldü. Artan obezite problemine ilişkin unsurlar arasında en önemlisi televizyon izleme alışkanlığıdır. Hareketsiz yaşam tarzı ve televizyon karşısında tüketilen kalorili yiyecekler, şişmanlığı tetikleyen unsurlardandır. Bir diğer önemli unsur ise televizyondaki reklâmlardır. Çocuk programları sırasındaki reklâmların büyük kısmı atıştırmalıklar, diğer işlenmiş yiyecekler ve fast food restoranlara aittir. İsveç’te 1991’den beri 12 yaş altını hedef alan TV reklâmları yasak. 2006’da televizyon takip kurumu Ofcom “çok yağlı, şekerli ve tuzlu” yiyeceklerin ve içeceklerin reklâmlarında kısıntı yapılmasını tavsiye eden öneri niteliğinde bir belge yayımlamıştır. Türkiye’de de gün geçtikçe artan obezite sorunuyla mücadelede muhakkak basın yayın organlarının işleyişiyle ilgili bu konuda düzenlemelerin yapılması şarttır. Çocukluk çağı obezitesindeki bir diğer tetikleyici unsur ise porsiyonların büyüklüğüdür. İngiltere’de çocukların yaz kampında yapılan bir araştırmada porsiyon miktarı iki katına çıkartıldığında çocukların bir önceki normal porsiyona göre toplamda %73 daha fazla yedikleri görülmüştür. Porsiyon büyüklüğü büyük oranda alışkanlıktır: gittikçe daha büyük porsiyonlar yemeye alışır, ama aynı ölçüde tokluk hissederiz. Porsiyon büyüklükleri arttıkça, çocuklar ihtiyaçlarından daha fazla yemeye alışır. Porsiyonları azalttığınızda çocuğunuz şikâyet ediyorsa, önce önündekini yemesini sonra hala açsa ikinci tabağı alabileceğini söyleyin. İlk ve ikinci porsiyonlar arasındaki zamanı açın, o zaman muhtemelen ikincisinde ısrar etmeyecektir. Süper boy, kral boy ya da yüzde 25 ekstralardan uzak durun; bunun yerine mini ya da çocuk boy yiyecekleri tercih edin. Temel öğünlerde ailece sofraya oturmaya özen gösterin, sofra düzeni çocuğunuza çekici gelmelidir. Ayrıca ailece oturulan sofralarda hoş sohbetler kaçınılmazdır. Böylece çocuğunuzun nefessiz yemek yemesini önlemiş olacağınız gibi, lokmalarını daha yavaş ve sindirerek çiğnemesini sağlarsınız. Televizyonları kapatın, yemek yerken de karşısında açık bir televizyon bulunmasın çocuğunuz. Bu çocuğun hipnotize olmuş gibi tv izlemesine ve yediklerinin farkına varmamasına neden olur. Televizyonları sadece çocuğunuza değil kendinize de yasaklayın çünkü unutmayın onlar sizi örnek almaktadır. Beraber bisiklet binmeye, parkta yürüyüş yapmaya ya da sevdikleri herhangi bir aktivite yapmaya onları teşvik edin. Eğer çocuğunuz bilgisayar başında atıştırmalık istiyorsa ona yağsız patlamış mısır, sebze çubukları ya da meyve dilimleri götürün. Annelerin en büyük sıkıntılarından biride çocuklarına yeni sağlıklı bir besin denetmek olur. Çoğu çocukta yeni korkusu vardır. Konu yemek olursa bu gerçek bir sorun olabilir. Neredeyse tüm çocuklarda yeniden korkma eğilimi vardır. Bununla savaşmak iyi bir fikir değildir. Hepimiz çocuklara bir şey yapmaları söylendiğinde, muhtemelen tersini yapacaklarını biliriz. Onlara onlar için iyi olanın ne olduğunu veya ne yemeleri gerektiğini ne kadar çok söylerseniz, bunu yapma ihtimalleri o kadar azalır. Her şeyden önce onların iyiliği için daha incelikli yaklaşımlar izlemelisiniz. Çocukların yeni yiyecekleri kabul etme oranı çevrelerinde bu yiyecekleri keyifle yiyenleri gördükçe artar. Anne baba olarak beslenme konusunda önemli örnekler olabilirsiniz. Demek ki, sizi sağlıklı yiyecekleri zevkle yerken görmeliler. Ancak gördükleri kendi yaş grubundakiler olursa, etki daha güçlü olur. Çocukların kendi yaşındaki arkadaşlarından kötü huyları ne çabuk kaptığını biliriz. Ama bunu tersine çevirebiliriz. Olumlu örnekler işe yarar, sadece başkaların çocukları da değil kardeşlerde. Başka bir kanıtlanmış stratejide yeni ve sağlıklı yiyecekleri azar azar karşılarına çıkartmaktır. Örneğin çocuğa brokoli verildiğinde, ilk birkaç sefer sadece koklayıp oynamaya teşvik edilebilir. Çocuk baskı altında değilken muhtemelen tadını merak edecektir (özellikle sizi mutlu mutlu yerken gördüğünde). Araştırmalar bir çocuk brokoli gibi bir sebzeyi kabul edene kadar önüne sekiz kez ya da daha fazla konması gerekebileceğini gösteriyor. Küçük miktarlarda önüne koyun, aralarda birkaç gün bırakabilirsiniz. Bu bir mücadeledir ama uzun vadede çabanıza değecektir. Bu konuyu toparlayarak ipuçları vermek gerekirse: Bir besin maddesini ödül olarak kullanmayın. Sebzelerini yediklerinde ödül olarak muhallebi ya da çikolatalı gofret verirseniz, sebzelerin hoş olmadığı, zevk almaktansa katlanılması gereken şeyler olduğu düşüncesini güçlendirirsiniz. Güzel yediğinde ve güzel davrandığında gıda dışında ödüller verin, örneğin en sevdiği parka ya da sinemaya gitmek olabilir. Yeni gıdaları sürekli önlerine çıkarın. Sizde onlara örnek olun ve kendi yemek tabağınızı onların yemesini istediğiniz sağlıklı besinlerle donatın.

Çocukların dünyasını keşfederseniz ve onların aslında sadece biraz oyun istediğini bilirseniz onları kontrol etmek çok daha kolay olacaktır. Onlar sıradanlıkları ve sıkıcı şeyleri sevmezler. Sizde canlanın ve biraz sofraya ve hayata eğlence katın. İyi eğlenceler diliyoruz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Enine Değil Boyuna Büyüyen Bir Yeni Nesil İçin Çocuklarda Doğru Beslenme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Esra Rahşan ÇALIŞKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Esra Rahşan ÇALIŞKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Esra Rahşan ÇALIŞKAN'ın Makaleleri
► Yeni Nesil Tehdit: Fruktoz Şekeri. Dyt.Mustafa TİLEKLİ
► Hamilelikte Doğru Beslenme Dyt.Zeynep KULAKCI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Enine Değil Boyuna Büyüyen Bir Yeni Nesil İçin Çocuklarda Doğru Beslenme' başlığıyla benzeşen toplam 64 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Beslenme Haziran 2010
► Diyette Şehir Efsaneleri Haziran 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:04
Top