2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hamilelikte Doğum Fobisi ve Mutlu Hamile Olmak
MAKALE #5268 © Yazan Psk.Serap DUYGULU | Yayın Temmuz 2010 | 12,127 Okuyucu


Doğum fobisi genellikle hamilelerde görülmekle birlikte hemen hemen bütün kadınların az ya da çok yaşadıkları bir korku türüdür.Diğer pek çok korku türlerinde olduğu gibi,eğer kişinin hayat kalitesini ve biçimini olumsuz olarak etkilemeye başlamışsa mutlaka ciddiye alınmalı ve gecikmeden tedaviye başlanmalıdır.Doğum korkusu aslında daha önceden anne adayının yaşadığı başka korku türlerinin bir uzantısı ya da yön değiştirmiş biçimi olabilir.O nedenle sebeplerini bilmek,doğru tanıyı koymak ve zamanında uygun tedaviye başlamak çok önemlidir.

DOĞUM FOBİSİNİN NEDENLERİ

Doğumun kendisi aslında doğanın bir mucizesi olması nedeniyle kadın fizyolojisinin en önemli eylemi olarak baş köşede duruyor.Yaratıcının ve doğanın kadına verdiği en muhteşem hediye olduğunu biliyoruz.Bunun yanı sıra doğumun sıkıntılı ve epeyce sancılı bir süreç olduğunu da biliyoruz.Elbette doğum yapacak olan kadınlar da bu durumun farkındalar ve doğumun sonucunun ihtişamına rağmen ciddi korkular ve endişeler yaşıyorlar.Doğumu kadın için olumsuz hale getiren pek çok etken var:
· Geçmişte doğumla ilgili olumsuz hikayeler dinlemek,
· Doğumun çok ağrılı,sancılı ve neredeyse imkansız bir olay olduğuna dair yargılara sahip olmak,
· Anne adayının geçmişte yaşadığı travmatik sonuçlara ya da cerrahi müdahalelere yol açan hastalık ya da kazalar,
· Çocuğuna iyi bir anne olamama korkusu,
· Gelecek kaygısı ve ekonomik nedenler,
· Hamilelikte ortaya çıkan depresyon ya da kaygı bozuklukları,
· Beklenmeyen ya da istenmeyen hamilelik,
· Eşler arası iletişim sorunları ya da kötü giden bir evlilik,

Gibi bir çok nedenden dolayı anne adayının yoğun bir korku ve kaygı duyması sıklıkla rastlanan durumlardandır.Maalesef hala bazı evliliklerde,özellikle kötü giden evliliklerde,bir bebeğin evliliği kurtaracak can simidi olarak görüldüğünü biliyoruz.

NORMAL Mİ SEZARYEN Mİ?

Son 15-20 yılın en önemli sorusu budur,hangi türde doğum yapmak sağlıklıdır ya da doğum türü neye göre belirlenmelidir?Diğer sağlık sorunları bu seçimi yapmakta çok belirleyicidir.Annenin ya da bebeğin sağlığını tehdit eden bir durum varsa ya da ‘kıymetli bebek’ dediğimiz tüp bebek ve yıllar sonra sahip olunan bebeklerdense elbette önerilen yöntem sezaryendir.Ancak özellikle doğum korkusu yaşayan bir anne adayından söz ediyorsak burada da önerilen kesinlikle normal doğum haricinde bir yöntem olmalıdır.Yine son zamanlarda çok gündemde olan ağrısız doğum yöntemlerinden biri önerilebilir.Epidural anestezi ile doğum ya da hipnozla doğum vb gibi yöntemler seçenekler olarak düşünülmelidir.Çünkü burada söz konusu olan annenin ve bebeğin sağlığının tehlikeye girmediği ve annenin konforunun birincil öncelik olduğu yöntemlerden birini seçmek zorunluluğudur.

DOĞUM KORKUSUNU YENMEK

Doğum korkusu yaşayan anne adaylarının aslında başka korkular da yaşadıkları görülmektedir.Doğumun gündeme gelmesiyle birlikte anne adayının bütün ilgisi ve dikkati doğumun kendisine yöneldiği için bütün korku faktörleri de bu olay üzerinde yoğunlaşır.Öyle ya da böyle doğum bir şekilde gerçekleşecektir ancak bütün mesele doğuma kadar geçen süre içinde ve doğumun başlamasından bitişine kadar olan bütün aşamalar boyunca anneyi sakin ve güvenli tutabilmektir. O nedenle hamilelikle birlikte anne adayının yaşadığı bu korku durumunu atlatabilmesi için yapması gerekenleri gözden geçirmekte fayda var:
  • Yaşanılan korku ve endişeyi yakın aile bireyleriyle paylaşmak
  • Durumdan öncelikle doktoru haberdar etmek,doktora bilgi vermek,
  • Hamilelik ve doğum konusunda ciddi anlamda bilgilendiren kurslar bulunuyor,bu kurslara devam etmek,
  • Hamilelik süresinde dikkat ve ilginin doğumdan başak şeylere de yönelmesini sağlaması bakımından mutlaka sosyal faaliyetlerle uğraşmak ve farklı uğraşlar edinmek,
  • Var olan endişelerin artmasına yol açacak her tür belirsizliği ortadan kaldırmak,
  • Bebeğin malzemelerinin hazırlanması,hastane ve doğum yöntemini belirleme işinin son ana bırakılmaması,
  • Başa çıkılamayan stres ve korku durumunda mutlaka uzman desteğine başvurmak,
  • Hamilelik egsersizlerini öğrenmek ve düzenli olarak uygulamak,
  • Düzenli uyku ve vitamin,mineral desteği almak,
Doğum korkusu aslında çok yaygın olmakla birlikte genellikle doğum türünün değiştirilmesi ve konuyla ilgili belirsizliklerin giderilmesi ile birlikte büyük ölçüde hafifleyecek ve ortadan kalkacaktır.

Bütün bu endişeler ve kaygı durumu içinde en büyük görev babaya düşmektedir.Babayı hamilelik ve doğum sürecinde dışlamamak,aksine alışverişten,doktor kontrollerine kadar bütün aşamalarda işbirliği içinde olmak son derece rahatlatıcıdır.
Özellikle hamilelikle ilgili zaten önceden bir takım endişeler yaşanıyorsa,diğer insanların olumsuz hamilelik ve doğum hikayelerini asla dinlememek hatta mümkünse bir ortamda bile bulunmamak çok önemlidir.Zira anne adayı hamileliğin normal akışı içinde hormonal yoğunluktan dolayı zaten oldukça hassas olacaktır.Bu hassasiyetiniçinde anne adayına yardımcı olmak amacıyla ve aslında son derece iyi niyetle anlatılan hikayeler,paylaşılan olumsuz anılar anneyi daha fazla germekten başka bir şeye yaramayacaktır.

Hamilelik ve doğum hem çok doğal hem de çok muhteşem olaylardır.Bu süreçler boyunca pek çok duygu durumu yaşanması da son derece normaldir. Sürece ait belirsizlikler ortadan kaldırılıp,yapılması gerekenler ya da olması istenenler netleştirilirse doğuma ait kaygılar da kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Bunlara rağmen bir düzelme sağlanamıyorsa mutlaka profesyonel yardım alınması gerektiği unutulmamalıdır.

MUTLU HAMİLE OLMAK

Anne baba olmak hemen hemen bütün evli çiftlerin en büyük hayalidir.Bir bebeğin varlığıyla birlikte aile kavramının pekişeceği gibi bir duygu toplum tarafından da kabul gören bir düşüncedir.Bundan dolayıdır ki kadın ve erkek evlendiği andan itibaren ne zaman çocuk sahibi olacakları yönünde sorularla karşılaşırlar.

Anne olmak bütün toplumlarda son derece önemli ve kutsal bir kavramdır ve bizim gibi birbirine bağlı kültürlerde bu önem daha da artmaktadır.

Hamile olmaksa bir kadına en yakışan,en hoş süreçlerden biridir. Hamileliği sırasında bir kadının çevresinden daha fazla anlayış gördüğünü, istekleri konusunda daha duyarlı olunduğunu,yardım ve destek konusunda çevrenin daha cömert davrandığını biliyoruz.Bu anlayış ve destek asında zaman zaman sıkıntılı anlar da yaşanabilen hamilelik sürecinin daha rahat geçirilmesine de yardımcı olmaktadır.
Her şeyin ötesinde çok önemli bir konu vardır: Anne adayı mutlu mudur ya da mutlu bir hamilelik mi yaşamaktadır?
Bunu belirleyen bazı faktörler vardır:
  • Hormonların Etkisi,
  • Psikolojik Değişim,
  • Fiziksel Değişim,
  • Çevrenin Etkisi.
Hamilelikte Hormonların Etkisi

Hamileliği başlatan da bitiren de hormonlardır dersek abartmış olmayız. Gebeliğin bütün gelişim süreçlerinden ve anne adayının yaşadığı bütün ruh hallerinden doğrudan doğruya hormonlar sorumludur.Özellikle ilk aylarda görülen mide bulantıları,halsizlikler,iştahsızlık ve isteksizlik gibi durumlar hep bu salgılanan hormonlardan kaynaklanmaktadır.Dolayısıyla yoğun bir hormonal faaliyet içinde olan anne adayının bedeni,tamamen bebeği beslemek ve korumak amacıyla programlanmıştır.Bu nedenle anne adayının yaşadığı ani iniş çıkışları anlayışla karşılamak gerekir.Bazen ciddi sıkıntılara yol açabilen bütün bu farklı dönem ve tutumları hamilelik kaprisleri olarak yorumlamadan önce bu şekilde düşünmekte fayda var. Hamilelik sanıldığı kadar kolay bir süreç değildir ve anne adayını ciddi anlamda zorlayabilir,özellikle ilerleyen aşamalarında yorucu dönemler yaşatabilir.


Hamilelikte Psikolojik Etkenler

Hamilelik eğer istenen ve beklenen bir hamilelikse psikolojik olarak daha rahat atlatılabilir ve fazlaca gerginliğe yol açmaz.Ancak anne adayının en çok sıkıntı yaşadığı nokta eskisi kadar güzel olmadığı endişesini yaşaması ya da çirkinleştiğini düşünmesidir.Burada fiziksel değişimin elbette büyük etkisi vardır ancak fiziksel değişime bakış açısını oluşturan duygu durumu tamamen psikolojiktir.

Hamilelikte annenin bebeğiyle ilgili beklentileri ve kaygıları ve eğer sorunlu geçen bir hamilelik de varsa,Hamilelik Depresyonu olarak bilinen rahatsızlığı tetikleyebilir.
Özellikle:
  • Devam eden ve uzun süren mutsuzluk,keyifsizlik hali.
  • Hiçbir şeyden zevk almama,isteksizlik.
  • Sürekli bir uyuma isteği.
  • Karamsarlık.
  • İçe kapanıklık.
  • Dikkatini toplamada sorun yaşamak.
  • Öfkeli ve sinirli olmak.
  • Aşırı hassasiyet ve alınganlık gibi duygu durumları varsa ilk olarak bu türde bir depresyon düşünülmelidir.
Hamileliğin gerçekten önemli bir dönem olduğu unutulmadan bu sürecin sağlıklı ve mutlu olarak geçirilmesi çok önemlidir.

Hormonal ve fiziksel değişimler hamileliğin doğasında olması gereken süreçler olduğundan bu iki etken için yapılacak bir şey yok ama psikolojimiz için pek çok şey yapabiliriz ve hamilelik sürecinin sağlıklı ve keyifli geçmesi adına bütün önlemleri alabiliriz.


Hamilelikte Fiziksel Etkenler

Hamilelikte anne adayının fiziki görüntüsüyle çok yakından ilgilendiğini bilmek gerekiyor.Anne adayının zaman zaman endişeye kapıldığı durum bu fiziki değişimlerdir.Çünkü giderek kilo almaktadır ve aynadaki görüntüsü konusunda kaygı duyabilir.Vücudunun doğum sonrası eski formuna dönüp dönmeyeceği,eşinin kendisini yine çekici bulup bulmayacağı gibi fiziki görünümüyle ilgili bir takım sıkıntılar duyması normaldir ancak bunları sorun haline getiren bir anne adayının hamileliği çok sağlıklı geçmeyecektir.

Aslında özellikle anne sütü emziren annelerin doğum sonrasında eski formlarına çok çabuk olarak döndükleri bilinmektedir.Dolayısıyla öncelikli amaç hamilelik sürecini sağlıklı ve keyifli geçirmek için gereken çabayı göstermek olmalıdır.


Hamilelikte Çevresel Etkenler

Anne adayı hamileliği sürecinde çocuğun cinsiyetinin ne olduğu,ne zaman doğum yapacağı,isim olarak ne düşündükleri gibi pek çok soruya defalarca yanıt vermek zorunda kalır.Belki bu sorular bazı zamanlar kendini gergin hissetmesine neden olabilir.Ancak yakın aile bireyleri ve eş dost gibi insanlar haklı olarak süreçle ilgili detayları bilmek isteyeceklerdir.Bununla birlikte anne adayına akıl vermek,bir düşünce ya da duyguyu kabul ettirmeye çalışmak bebeğiyle ilgili seçimlerinde gereksiz yönlendirmelerde bulunmak yanlış tutumlardır.Özellikle doğumla ve bebeğin sağlığıyla ilgili konulardan bahsederken olumsuz örnekler vermemeye özen göstermek gerekiyor.Bu bakımdan çevredeki bireylerin çok duyarlı olması gerekiyor.

Elbette bu konuda yine en büyük görev baba adayına düşüyor.
Hamilelikle ilgili bütün aşamalarda mutlaka eşinin yanında olması hem psikolojik hem de manevi anlamda destek olması büyük önem taşıyor. Bebekle ilgili alışverişlerde ve doktor kontrollerinde birlikte olmak eşler arasındaki ilişkiyi güçlendirmesi bakımından da son derece yararlı.

Anne adayının hissettiklerine karşı anlayışlı ve duyarlı olmak,doğacak çocuğun iki kişinin ortak çocuğu olduğunun binciyle hareket etmek ve annenin hassas olduğu konuları asla alay ya da şaka konusu yapmamak gibi noktalarda dikkatli davranmak gerekiyor.


Öneriler

Hamilelik gibi özel ve son derece anlamlı bir dönemin öncelikle mutlu geçirilmesi gerekiyor.Uzun bir ömür içinde her zaman yaşama şansımızın olmadığı gerçekten çok özel bir dönemdir hamilelik ve sonuçta elde edilecek hediye de her şeye değer.
Üstelik yapılan araştırmalar,hamilelikleri sürecinde mutlu,keyifli,çevresiyle ve kendisiyle barışık,uyumlu ilişkiler yaşayan ve olumlu bir ruh hali içinde olan annelerin bebeklerinin de son derece mutlu ve uyumlu bireyler olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla bu konuda çok dikkat ederek ve sadece hamileliğin keyfini alacak şekilde yaşamaya özen göstererek mutlu bir hamilelik dönemi geçirmekten daha önemli hiçbir şey yok. Fiziksel görüntünüz zaman içinde eski haline dönecektir.En azından siz sağlıkla dünyaya getirdiğiniz bebeğinizle birlikteyken fazladan birkaç kiloyu o kadar dert etmeyeceksiniz.Zaman her şeyi halleder,yeter ki sabırlı olun.
Ama öncelikle mutlu bir hamile olun.Mutlu bir anne ve mutlu bir bebek dünyanın en muhteşem varlıklarıdır.




Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hamilelikte Doğum Fobisi ve Mutlu Hamile Olmak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serap DUYGULU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serap DUYGULU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serap DUYGULU'nun Yazıları
► Hamilelikte Doğum Fobisi Psk.Serap DUYGULU
► Nasıl Mutlu Olunur? Mutlu Olmak İçin Gerekenler ÇOK OKUNUYOR Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Mutlu Aile Olmak-Mutlu Evlilikler Psk.Serap DUYGULU
► Mutlu Olmak Zor Değil Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Mutlu Olmak Mucize Değil Psk.Namık ACAR
► Çocuğuyla Mutlu Olmak İsteyen Anne Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN
► Çocuklar Sürekli Mutlu Olmak Zorunda mı? Psk.Dnş.Hasan Ali GÖNCÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Hamilelikte Doğum Fobisi ve Mutlu Hamile Olmak' başlığıyla benzeşen toplam 56 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Baba Çocuk İlişkisi Kasım 2016
► Alınganlık Kasım 2016
► Kıskançlık Kasım 2016
► Yılbaşı ve Çocuklar Kasım 2016
◊ Dizi Dizi Hayatlar Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:49
Top