2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanmak - Bağlılık Psikolojisi
MAKALE #5308 © Yazan Uzm.Psk.Halil ŞENELMİŞ | Yayın Ağustos 2010 | 26,621 Okuyucu
Bağlanmaktan kaçanlar,bağlanmanın özveri gerektirdiğini bildikleri için kaçarlar.Korktukları bağlanmaktan kaçtıkları değil,kendileridir.Bağlanma dönemini sağlıklı tamamlayamamış kişiler,hayatlarında hep bağlanacak birilerini ararken,bir taraftan da kaybetme kaygısını güderler ve bağlanmaktan kaçarlar.Sonra da hep yalnız kalacakları korkusuyla hak ettiği değeri ve sevgiyi alamadıkları ilişkiler kurarlar.
Bağlanma bireyin annesinin onu ilk fark ettiği anda başlıyor.Annenin bebeğinin varlığını, gebeliğini ve birlikte yaşamaya başlayacakları anları kabul etmesiyle.Gebelik evresinde annenin olayları,çevresini algılayışı,ilişkileri ve iletişimlerindeki etkileşimleri ve tepkileri,zihinsel,duygusal ve fiziksel olarak etkilenmesine,dolayısıyla vücut kimyasındaki dengelerin sıkça değişmesine yol açar. Organik olarak bağıl olan bebeğin de bu kimyadan etkilenmesine,duygusal yapısının belirlenmesine ve hatta kişiliğine etki eder.Öyleki zorlayıcı,yıpratıcı gebeliğin sonunda,anne ile organik bağın sonlandığı doğum anına kadar geçen süredeki bu olumlu yada olumsuz geçirilen süreç,doğum anının, bebeğin dünyaya gelip araya karıştığı o anın tablosunun bile renklerini belirliyor.Doğumun yarattığı mutluluk annenin ve bebeğin hayattaki ilk ortak kaybı olarak başlıyor,bağıl organik yaşamın sona erişi.O kucağa ilk alınış,ilk kez birbirlerinin tenlerine dokunmaları, kokularını duyumsamaları organik bağı duyusal bağa çeviriyor ve duygusal bağı etkiliyor.Bu andan itibaren "bağ" somuttan soyuta dönüşüyor.Artık endişeler annelik içgüdüsünde baskın hale geliyor.Herşeyin çoğununda azınında zararlı olduğu gibi kaygının da azı da çoğu da zararlıdır.Annelik içgüdüsünün yarattığı kaygının da olması gerkenden az ya da çok olması bebeğin sonrasında çocuğun, insanlarla güven güvensizlik ilişkisini belirliyor.Bu evreyi sağlıklı ebeveyn tutumları ile atlatamayan bireyler yaşları ilerledikçe insan ilişkilerinde yanılgılara düşebiliyorlar.Ya çabuk iletişim kurup çabuk güven duyuyor ve çoğu zaman hayalkırıklığı yaşıyorlar,ya da iletişim kurmakta zorlandığı gibi güvensizlik hissediyorlar.

Ergenlikle beraber kendilik mücadelesi veren çocuk; anne babasından ayrışıp,onları değersizleştirdiği ve bireyselleşmeye başladığı dönemde bu yaşa kadar getirdiği öğretiler,bağlanma becerisi ve tanıdığı ama tanımlayamadığı duygularla birlikte ya pasif agresif bir şekilde içine kapanabiliyor,ya da ajite bir halde dışa dönebiliyor.Bağlanma sürecini sağlıklı atlatıp özerkliğini kazanamamış bireylerde her iki tutumda doğru yaklaşım ve destek sağlanamadığında yetişkinlikte sergileyeceği hayat duruşunu belirliyor.

Kaygılı,şüpheci bir yaklaşımla nasılsa kaybedeceğim düşüncesiyle iletişim ve ilişkilerden ya kaçınıyor/ kaçıyorlar.Ya da kaybetme duygusunu yaşamamak için iletişim ve ilişki içinde oldukları insanlara bağlanmamak için kendilerince mantıklı bahaneler buluyorlar.

Ama her zaman yalnızlık endişesi ile içten içe yıpranıyorlar.Kendilerine neden hakettikleri sevginin ve değerin verilmediği sorusunun yanıtını arıyorlar.Bu da onların zihinlerinde olumsuz düşüncelere,duygularında negatif hisselere ve sonuçta da kendilerinin de sonradan pişman olup kabul edip onaylamadıkları davranışlara yol açıyor.Seçkisiz,kontrolsuz ilişkiler,pişmanlıklar,içsel sorgulamalar,artan kaygı ve korkular yaratıyorlar.

Peki çözüm? Çözüm kendini tanımaya başlayıp eksikleri,yanlışları ve değişmezleri görüp,farkedip, öğrenip kabul etmekle başlıyor.O zaman ancak kaygı ve korkularla yaratılan kendine,ilişkilere,iletişimlere ve hayata karşı oluşturulan bağlanma yanlışları,yargılar,değerler düzeltilip değiştirilebilir.Kendin için özveride bulunup kendini affetmeye,kendisinde bu oluşumları yaratanları affetmeye başlayabilir insan.Kabul ettikçe insan kendini, değişimini başlatıp, sevmeye başlar önce kendisini sonra diğerlerini.Değer verip kendine saygı duyar.Sorgularken olumsuz duygular yaşamadan kendisini ve ötekileri hoşgörü gösterebilir.Ve mutlu olur.Bağlanmaktan ya da bağlarını zayıflatmaktan, gerekiyorsa kopartmaktan çekinmeden, korkmadan kaygı duymadan gerçekten değer verdiği/verildiği,sevdiği/sevildiği bir yaşamı sürebilir, nefes aldıkça.

Halil Şenelmiş
Uzman Psikolog
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağlanmak - Bağlılık Psikolojisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Halil ŞENELMİŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Halil ŞENELMİŞ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     15 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Halil ŞENELMİŞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Halil ŞENELMİŞ
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi44 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Halil ŞENELMİŞ'in Makaleleri
► Bağlanmak Ama Nasıl... Psk.Gülay OKUTUCU KARAMAN
► Bağımlılık ve Bağlılık Aynı Şey Değildir Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Bağlanmak - Bağlılık Psikolojisi' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hangi Mesleği Seçmeliyim? Ağustos 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:56
Top