2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kalsiyum, Demir, Çinko, Magnezyum, ve Fosfor Hakkında Bilmek İstedikleriniz
MAKALE #5568 © Yazan Dr.Dyt.Aygün KUYUMCU | Yayın Eylül 2010 | 65,933 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Kalsiyum
Kalsiyum insan organizmasında en fazla bulunan mineraldir. Ortalama 70 kg ağırlığında yetişkin bir bireyin organizmasında ortalama 1.2 kg kalsiyum bulunur ve bununda %99’u diş ve kemiklerdedir.

Günlük Alınması Önerilen Miktar
yetişkin erkek ve kadinlar için günlük alınmasi önerilen kalsiyum miktarı belirli dönemlerde dğişmekle birlikte 1000 mg/gün’dür. Büyüme, gebelik, emziklilik, yaşlılık ve menapoz sonrası dönemde gereksinim artar.

Kaynakları
Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, pekmez, ekmek, susam, kuru baklagiller ve kuru meyveler.

Emilimi
Kalsiyum, besinlerin yapısında bazı öğelere bağlı olarak bulunur. Emilebilmesi için öncelikle kalsiyumun bağlı olduğu maddelerden ayrılıp suda çözünebilir bir duruma gelmesi gerekir. Bunun dışında ince barsaklardan kalsiyum emilimini olumlu veya olumsuz etkileyen çok sayıda etken vardır.

Kalsiyum Emilimini Kolaylaştıran Etmenler
  • İnce barsakların üst kısımlarında laktoz, sitrik asit ve bazı amino asitlerin etkisi ile asit ortam oluşması
  • İnce barsak hareketlerinin normal ve sağlıklı olması
  • Safra asitleri
  • Kalsiyum ve fosfor arasındaki denge
  • ortamda yeterince kısa ve orta zincirli yağ asitlerinin olması
  • D vitamini
  • Gebelik, emziklilik, büyüme ve gelişme dönemi gibi ihtiyacın arttığı durumlarda kalsiyum emilim oranı artar

Kalsiyum Emiliminin Zorlaştıran Etkenler
  • İnce barsakların üst kısımlarında alkali(bazik) ortam oluşması.
  • Diyette posanın olması gerekenden çok yüksek olması
  • Sindirim ve emilim bozukluğu
  • Kalsiyum ve fosfor arasındaki dengenin bozulması
  • Yüksek düzeyde çinko ve aliminyum alımı
  • Diyette fitik asit(tahıllarda bulunur) ve okzalik asitlerin(sebzelerde bulunur) çok yüksek oranda bulunması
  • Alkol, üronik asit ve sodyum alginat

Kalsiyum emilimi diyetin bileşimine göre farklılık göstermekle birlikte, genelde %40 oranında olmaktadır.

Kalsiyumun Görevleri
  • Kalsiyumun vücuttaki en önemli görevi kemiklerin yapısını oluşturmasıdır. Kalsiyum kemik ve dişlerde kalsiyum fosfat(hidroksiapatit) kristalleri formunda bulunur.
  • Kasların kasılmasınısağlar
  • Sinirseluyarılarıniletilmesindegörevyapar
  • Kanpıhtılaşmasındayardımcıdır
  • Hücrelerarasındauyarılarıniletilmesindegörevlidir.

Yeterli kalsiyum alımı ve düzenli egzersiz yapmak sağlıklı kemiklere sahip olabilmek için en uygun yoldur. Yürüyüş, düzenli antrenman, dans ve tenis gibi fiziksel aktiviteler kemik oluşumunu uyarır. Bu tür aktiviteler vücudumuzda kalsiyumun kemiklere yerleşmesini sağlayan kimyasal ve sinirsel uyarıları artırırlar.

Yetersizlik
Kalsiyum düzeyleri, kanda fosfat seviyelerini de düzenleyen 3 faktör tarafından kontrol edilir. Bunlar:
· Paratroid hormon: İnorganik fosfat düzeyini düşürürken, plazma kalsiyumunu yükseltir.
· D vitamini: Hem plazma kalsiyum hem de inorganik fosfat düzeylerini artırır.
· Kalsitonin: Hem plazma kalsiyum hem de inorganik fosfat seviyelerini düşürür.

Çocuklarda kalsiyum yetersizliği raşitizme neden olur. Raşitizm, eski bir İngiliz terimi olan ve bükülme anlamına gelen „wrickken“den türetilmiştir. Yetişkinlerde kalsiyum yetersizliği osteomalasiaya neden olur. Her ikisi de;
· Özellikte gelişmekte olan ülkelerde görülen diyetle kalsiyum alımını yetersiz olması,
· D vitamini yetersizliğinin ikincil etkisi olarak(D vitamini ince barsaklardan kalsiyum ve fosforun emilmesi için gereklidir(Fig.8.9)),
· Çölyak hastalığı gibi besin öğesi emiliminin değiştiği hastalıklarda emilim bozukluğu nedeniyle görülebilir.

Raşitizm ve osteomalasiaya bağlı olarak kemiklere mineral geçişinin yetersiz olması sonucunda kemikler normal uzunluğa erişemez ve kolay kırılır, yumuşak bir yapıdadır. Bu iki hastalık arasındaki fark kemik gelişiminin farklı aşamalarında ortaya çıkmalarıdır. Raşitizmde bu mineral yetersizliği sonucunda büyüme bozukluğu görülürken, osteomalasiada ise kemiklerden mineral kaybı sonucunda kırık oluşma riski artar.

Raşitizm Görülen Çocuklarda ;
· Eğri bacaklar: X veya O şeklinde kısa yapılı ve büyüme bozukluğu görülen bacak yapısı oluşur
· Bıngıldak çökmesi: kafatası kemiğine parmakla bastırıldığında kolayca içeri çöker.
· Raşitik rozary: Kaburga kemikleri ile göğüs kemiklerinin birleşim yerlerinde yaygın şişlikler oluşur.
· Harrison sulcusu: Kaburga kemiklerinin diyaframla birleştiği yerde yumuşama ve içe çökme görülür
· Dişlerin çıkmasında gecikme olur.

Tanı ıve Tedavi
Raşitizmde kanda kalsiyum ve fosfor düzeyleri düşer. Alakalen fosfataz enziminin düzeyi artar. Radyolojik incelemelerde X ışınları kalça kemiği, uzun kemikler ve kaburgalardaki mineral yetersizliğini gösterir. Kalsiyum düzeylerinin düşük olması sonucunda kaslarda sinir iletimi azalır ve bebeklerde nöbetler görülebilir.


Osteomalasia
Bu yetişkin hastalığı genellikle yaşlılarda ve D vitamini yetersizliğine bağlı olarak gelişir.

Osteomalasia Görülen Kişilerde;
· Kalça kemiği veya uzun kemiklerde kendi kendine oluşan ve nedeni tam belirlenemeyen kırıklara sıklıkla rastlanır.
· Kemik ağrısı olur
· Kaslardaki zayıflamaya bağlı olarak, duraklayarak yürüme görülür.

Tanı ve Tedavi
Osteomalasia da kan kalsiyum düzeyi düşer. Kemik biyopsisi veradyolojik incelemelerde X ışınları kalça kemiği ve uzun kemiklerdeki mineral yetersizliğini gösterir.

Osteoporozis
Osteoporozis, genellikle menopoz sonrası dönemde östrojen yetersizliğine bağlı olarak gelişen total kemik kitlesinin sürekli azalmasına bağlı olarak gelişir. Hormon replasman tedavisi ile önlenebilmekle birlikte kalsiyumun da hastalığın önlenmesinde önemli rolü olduğu düşünülmektedir. Gençlik döneminde yeterli kalsiyum alımının kemik kitlesinin en üst seviyede oluşumuna yardım ettiği ve böylece hayatın ilerleyen dönemlerinde osteoporoz ve kemik kaybının etkilerini azaltacağı düşünülmektedir. Menapoz dönemine giren bir kadın için kemiklerindeki kalsiyum bankada sabit hesapta duran para gibidir. Menapoz öncesi ve sonrası dönemlerde kalsiyum suplemanlarının D vitamini ile birlikte kullanılması önerilmektedir.

Kan Kalsiyum Düzeylerinin Normalin Üzerinde Olması - Hiperkalsemi
Nedenleri
Hiperkalseminin en önemli nedenleri hiperparatroidizm ve kanser hastalıklarıdır. Beslenme ile hiperkalsemi oluşmaz. Çok seyrek olarak aşırı süt tüketimi ve sindirimin kontrolü için kullanılan antiasitler hiperkalsemi ile ilişkili olabilir. Bu durumlarda böbreklerden kalsiyum atımı azaldığı için kann kalsiyum düzeylerinde bir artış görülebilir.
Normalde kalsiyum hücrelerde kalsiyum tuzları kemik ve dişlerde bulunur. Aşırı alımda kalsiyum tuzları normal dokularda depolanarak organ fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. Bundan başka böbrek taşları, aritmiler, kalp yetmezliği ve arterlerde kalsiyum birikmesine neden olabilir. Kas zayıflığı, yorgunluk, anoreksi, sinisel yanıtın yavaşlaması ve konstipasyon(kabızlık) görülebilir.
Uzun süre günlük 2500 mg’ın üzerinde kalsiyum alındığında böbrek taşları ve böbrek fonksiyonlarında azalma olabilir. Demir, magnezyumi çinko gibi mineraller barsaklarımızdan yeterli miktarda emilemeyebilir. Unutulmamalıdır ki, bu sorunlar kalsiyumun süt ve diğer kalsiyumdan zengin doğal besinler dışında suplemanlarla aşırı düzeyde alındığı durumlarda meydana gelir.

Demir
Günlük Alınması Önerilen Miktarlar
Yetişkin erkekler için günlük alınması önerilen demir miktarı 10 mg, kadınlar için 18 mg’dır.

Kaynakları
· Hem demir: Etlerde bulunan hemoglobin veya myoglobinin yapısında bulunan demirdir ve emilim oranı %25’dir.
· Hem olmayan demir: Sebzelerde ve tahıllarda bulunur ve mide salgısı, C vitamini ve diğer besinler içinde bulunan asitlerin yardımıyla emilir. Bu faktörler yetersiz olduğunda emilim oranı %5’tir.
Demirden zengin besinler karaciğer, kırmızı etler, tavuk, yumurta, yeşil sebzeler, kuru baklagiller pekmez, kuru meyveler ve tahıllardır.

Demirin Vücudumuzda Emilimi ve Taşınması
Vücuttaki toplam demir miktarı 3-5 g’dır. Bunun yaklaşık %60 hemoglobinin yapısında bulunur, geriye kalanı da temelde ferritin, az bir kısmıda hemosiderin formunda depolanır. Ferritin bir protein-demir kompleksidir.
Emilim ince barsaklardan gerçekleşir. Diyette hem demir olarak adlandırılan Fe2+ formunda bulunan demir daha hızlı emilir. Askorbik asit, alkol ve diğer indirgeyici ajanlar demir emilimini artırır. Demir kanda transferrin ile taşınır. Her transferrin molekülü iki tane Fe2+ iyonu bağlar. Emilen ve hemoglobin yıkımı ile açığa çıkan demir depolanmak üzere, kemik iliği ve dalak, karaciğer hücreleri ve kaslara taşınır. Demir ayrıca hemoglobin üretimi için kemik iliğine, myoglobin üretimi için kaslara ve enzim sentezi için karaciğere taşınır.

Tablo: Vücudumuzdaki demirin dağılımı
Demirin(3500-5000 mg) vücutta dağılımı ve fonksiyonları
Bölge
Fonksiyon
Demir miktarı(mg)
Vücuttaki total demirin %’si
Hemoglobin
Oksijeni taşır
2500
60-70
Ferritin (2/3),
hemosiderin (1/3)
Temel olarak karaciğer, dalak ve kemik iliğinde demiri depolar
1000
27
myoglobin
Kaslarda oksijeni taşır
130
3.5
Özellikleri bilinmeyen demir bağlayıcı maddeler
Depolama
80
2.2
Sitokromlar ve diğer demir içeren enzimler
Elektron transport zincirinde sitokrom P450(ilaç metabolizması)
katalaz(H2O2 yıkımı)
Peroksidaz
8
0.2
Transferrin
Demiri ince barsaklardan dokulara taşır.
3
0.08


Demirin Görevleri
  • Demirin en önemli görevi kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinin yapısında bulunarak oksijeni taşımasıdır.
  • Demir bağışıklık sisteminde görevli enzimlerin bir parçası olarak vücudumuzu enfeksiyonlara karşı korumaya yardım eder.
  • Vücudumuzdan ilaçların ve diğer artıkların dışarı atılmasına yardım eder.
  • Vücudumuzu bir arada tutmayı sağlayan kollojen ve diğer proteinlerin üretilmesine yardım eder.
Yetersizlik
Demir yetersizliği hemoglobin sentezinde azalmaya ve anemiye neden olur.


Vücudumuzun Demirden Yararlanma Oranını Etkileyen Faktörler
Etlerde bulunan hem demir kolayca emilir. Sebzelerde ve tahıllarda bulunan hem olmayan demirin emilebilmesi için bazı işlemlerden geçmesi gerekir.
· Demirin hem formunda olması emilme oranını artırır.
· Demirin emilimi sırasında mide asidi ve askorbik asitin yeterli düzeyde olması yararlılığı artırır.
· Alkol emilimi artırır.
· Fosfatlar ve fitatlar(tahıllarda bulunur) demir ile çözünemeyen kompleksler oluşturarak emilimi engellerler.

Yetersizlik nedenleri
· Alımın yetersiz olması, Özellikle veganlarda(hiç et ve et ürünü tüketmeyen vejetaryenler) demir yetersizliği olabilir
· Gereksinimin artması:
· Demir gebeliğin son trimesteri boyunca fetusa aktarıldığı için premature bebeklerde(erken doğan ve düşük doğum ağılıklı bebekler) görülür.
· Bebekler, adolesanlar ve hamilelerde büyümenin artışına bağlı olarak gelişir.
· Kan kaybı
Bir mL kanda 0.5 mg demir bulunur. Bu nedenle 3-4 mL/gün düzeyinde az miktardaki kanama hafta yada ayla ifade edilen süreler boyunca devam ederse kronik demir yetersizliği görülebilir. Kayıplar:
· Peptik ülser, hiatus herni, mide ve çekum kanserleri ile ülseratif kolit gibi nedenlere bağlı olarak ince barsaktan olabilir.
· Eğer kadınlarda regl dönemleri ağır geçiyorsa kayıp olur.
· Emilim bozuklukları
Örneğin diyetle fitatların fazla alımı, C vitamini yetersizliğinin ikincil etkisi veya cerrahi girişim(midenin bir kısmı yada tamamının alınması) nedeniyle olabilir.
Genellikle nedenlerin birden fazlası birlikte bulunur. Örneğin adolesan dönemde kalitesi düşük diyetle beslenme gibi.

Yetersizlik Riski Altında Olan Gruplar
Bebekler, yeni yürümeye başlayan çocuklar, adolesanlar, hamileler, regl dönemindeki kadınlar ve yaşlılar demir yetersizliği riski altındadırlar.

Demir Yetersizliği Anemisi Oluşan Kişilerde;
· Hemoglobin üretimi azalır. Bunun sonucunda, özellikle beyin ve kalp kası olmak üzere dokulara daha az oksijen ulaşması, solukluk, yorgunluk, baş dönmesi ve kalp yetmezliği görülebilir.
· Bulgular genellikle hemoglobin <8g/dL olduğunda görülür.
· Angular stomatitis: Dudak kenarlarında çatlaklar
· Glosit: Dokununca acıyan dil
· Kolonişya: kaşık şeklinde tırnaklar oluşur.


Tanı
Kanda:
· hemoglobin, serum ferritin ve demir düzeyleri düşer.
· Total demir bağlama kapasitesi artar.
Altın standart: demir yetersizliğinin tanısı için altın standart kemik iliğinde demir deposunun olmamasıdır.
Bunun dışında kırmızı kann hücrelerinin sayısı ve boyutları incelenerek tanı konur.

Tedavi
Tedavi hekim kontrolünde yapılır. Demir yetersizliği anemisinin tedavisinde ferröz sülfat veya glukonat gibi ağızdan alınan demir suplemanları kullanılır. Eğer emilim bozukluğundan şüpheleniliyorsa damar veya kas içine demir uygulaması yapılır. Demir suplemanlarının kullanımına hemoglobin seviyeleri düzelinceye kadar devam edilir. Hemoglobin düzeyleri normale döndükten sonra da depoların yenilenmesi için 3-6 ay tedaviye devam edilmesi gerekir.

Demir Fazlalığı
Nedenleri
Demir fazlalığının iki temel nedeni vardır. Bunlardan biri homozigotlar için prevalansı %0.5 ve kalıtsal olan idiyopatik primer hemokromatozistir. Demir fazlalığı ayrıca fazla uygulamaya bağlı olarak sonradan da gelişebilir. Buna da transfüzyone demir yüklemesi denir.

İdiyopatik primer hemokromatozis
İdiyopatik primer hemokromatozis otozomal resesif bir bozukluk olup ince barsaklardan aşırı demir emilimi ile karakterizedir. Gen bozukluğu 6. kromozom üzerindedir. Yalnızca homozigotlarda klinik özellikler aşikardır ve demir birikimi derece derece artar. Bu durum vücuttaki demir miktarı 40-60 g’a (normalde 3-5 g) ulaştığı zaman yani 5. derecede görülür. Bu hastalığın klinik belirtileri çoğunlukla erkeklerde görülür. Çünkü kadınlar regl kanamaları ile bu aşırı emilimi dengeleyebilirler. Hastalığın seyri diyette bulunan demir ile C vitamini ve alkol gibi diğer faktörlere bağlıdır.

Klinik Sonuçları
Demir çözünmez hemosiderin formunda sarı granüller halinde dokularda depolanır ve zamanla doku fonksiyonlarını etkiler. Artan demir özellikle hidroksil radikali olmak üzere serbest radikal oluşumunu artırır. Sonuçta hücre zarlarında ve dokularda oksidasyon sonucu harabiyet meydana gelir.


Tedavi
Tedavi hekim kontrolünde yapılır. İdiyopatik primer hemokromatozisin tedavisinde biriken demir miktarını azaltmak için düzenli olarak damardan kan alınır. Genellikle 2 yıl süreyle haftada bir veya iki kez yaklaşık 500 ml kan alınır(bir ünite kanda ortalama 250 mg demir bulunur). Tedaviyi izlemek için kanda demir ve ferritin seviyeleri izlenir. Bir kere yüksek miktarda demir ayrıldıktan sonra işlemin sıklığı azaltılır.

Transfüzyonal Demir Fazlalığı: Transfüzyon Siderozisi
Nedenleri
Uzun süreli olarak tekrar tekrar bir kişiye kan verilmesi demir fazlalığına neden olabilir. Dalak, karaciğer ve kemik iliği hücrelerinin demir depolama kapasitesi aşıldığından diğer dokularda demir depolanmaya başlar. Bu fazla birikme temel olarak deri, kalp, karaciğer ve pankreasta olur. Aplastik anemi ve major talasemi gibi düzenli olarak sürekli kan transfüzyonuna ihtiyaç duyan hastalar risk altındadır.

Tedavi
Tedavi hekim kontrolünde yapılır. Tedavide demiri bağlayarak atımını sağlayan ve etkinliği yüksek olan farmakolojik ajanlar kullanılır.

Aşırı Miktarda Demir Alımı
Yüksek düzeyde demir alındığında normal koşullarda demir yardımıyla vücudumuzda oluşan kimyasal savunma silahlarının miktarı artar. Bu yüksek düzeyde oluşan maddeler kendi hücrelerimize de zarar verebilirler.




Çinko
Günlük Alınması Önerilen Miktar
Yetişkin erkekler için günlük 11 mg, yetişkin kadınlar için günlük 10 mg çinko alımı önerilmektedir

Kaynaklar
Çinko birçok besinin bileşiminde bulunur. Kırmızı etler, karaciğer, peynir, yağlı tohumlar, kuru baklagiller, buğday ve bulgur çinkonun önemli kaynaklarıdır.

Çinkonun Vücudumuzda Emilimi
Çinko ince barsaklardan emilir. Hayvansal kaynaklarda bulunan çinkonun emilimi bitkisel kaynaklarda bulunana oranla daha yüksektir. Vücuttaki toplam miktarı 2-3 gramdır. Bütün dokularda bulunur fakat en yoğun çinko içeren dokular, karaciğer, böbrek, kemik, retina, kaslar ve prostattır.


Çinkonun Görevleri
· Hücrelerin çoğalmasında ve yıpranan hücrelerin yenilenmesinde görevlidir.
· Vücudumuzda çalışan 70’den fazla enzimin yapısında yer alır.
· Vücudumuzda karbonhidrat, yağ ve proteinlerin kullanılmasına yardım eder.

Yetersizlik
· Çocuklarda büyüme geriliği, hipogonodizm(cinsel organların yeterli düzeyde gelişmemesi), gebelik döneminde yetersizlik oluştuğunda ise doğuştan bozukluklar görülür.
· Yara iyileşmesinde gecikmeye neden olur.
· Iştah azalır
· Enfeksiyonlara karşı vücut direnci düşer.
· Yeterli ekleme yapılmadığında uzun sure damardan beslenen hastalarda da çinko yetersizliği görülür.
Akrodermatitis enteropatika görülen kişilerde çinko yetersizliği oluşur.

Akrodermatitis enteropatika
Akrodermatitis enteropatika çok seyrek rastlanan otozomal resesif bir bozukluktur ve ince barsaklarda çinko emiliminin bozulmasına yol açar. Bebeklerde ağız çevresinde ellerde ve ayaklarda şiddetli egzama türü simetrik yaralar oluşur. Sıklıkla bakteriyel olarak enfekte olan lezyonlar ölüme yol açabilir. Bebeklerde yara iyileşmesinde gecikme, büyüme geriliği ve hipogonodizm gelişebilir.

Magnezyum
Günlük Alınması Önerilen Miktar
Günlük alınması önerilen miktar yetişkin erkekler için günlük 420 mg, yetişkin kadınlar için günlük 320 mg’dır.

Kaynakları
Magnezyum birçok besinin yapısında bulunur. En zengin kaynakları, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahıllar ve yağlı tohumlardır.

Magnezyumun Görevleri
· Kemik ve dişlerin yapısında bulunur.
· Organizmada 300’den enzimin yardımcısıdır.
· Kas ve sinir sistemi hücrelerinin işlevlerini yerine getirebilmeleri için önemlidir.

Yetersizlik
Sağlıklı bireylerde yetersizliğine sık rastlanmaz. Böbrek hastalarında, sirozda, alkoliklerde ve diüretik (idrar söktürücü) tedavisini takiben görülür. Yetersizliğinde;
· Kas zayıflığı
· Kalp atışlarında düzensizlik
· Kalsiyum yetersizliği
· Zihin bulanıklığı, halisünasyon, mide bulantısı, halsizlik, bayılma ve diğer nörolojik bulgular ile kendini gösterir.


Aşırı Alım
İdrarla magnezyum atımının bozulduğu böbrek hastalıkları dışında çok az görülür. Bu durumda merkezi sinir sistemi etkilenir. Diyetle fazla miktarda magnezyum alımının zararlı etkisinin olmayacağı düşünülmektedir.

Fosfor
Kalsiyumdan sonar vücudumuzda en çok bulunan mineraldir.

Günlük Alınması Önerilen Miktar
Yetişkin erkek ve kadınlar için günlük alınması önerilen fosfor miktarı 700 mg’dır.

Kaynakları
Genel olarak proteinden zengin besinler fosfordan da zengindir. En zengin kaynakları, et, tavuk, balık, yumurta kurubaklagiller, yağlı tohumlar, süt ve süt ürünleri ile tahıllardır.

Fosforun Vücudumuzda Kullanılması ve Emilimi
Kalsiyumda olduğu gibi D vitamini fosfor emilimini de kolaylaştırır. Kalsiyum emilimini kolaylaştıran ve zorlaştıran diğer etmenler fosfor için de geçerlidir. Özellikle aliminyum fosfor emilimini engeller. Karışık dengeli bir diyetle beslenen kişilerde fosforun ortalama %50 ila 70’i emilir.

Fosforun Görevleri
Fosfor, kalsiyum ve D vitamini ile işbirliği içinde çalışır.
· Kemik ve dişlerin yapısında bulunur.
· Hücrelerimizde enerji üretimine yardım eder.
· Enerji metabolizmasının ana düzenleyicisidir.
· Hücre yenilenmesi ve çoğalmasını kontrol eden RNA ve DNA’nın önemli bir parçasıdır.
· Organizmadaki tüm hücrelerin görevlerini yerine getirebilmeleri için fosfora ihtiyaçları vardır.

Yetersizlik
Yetersizlik Görülme Oranı ve Nedenleri
Uzun süre alüminyum hidroksit içeren antiasit kullanan bireyler dışında yetersizliğine sık rastlanmaz. Eğer ağır bir yetersizlik durumu oluşursa
· İştah kaybı ve ağrı
· Kas zayıflığı
· Dokulara oksijen dağılımında azalma
· Ve kemik kaybına bağlı olarak raşitizm ve osteomalasia görülebilir.

Aşırı Miktarda Fosfor Alımı
Yetişkin bireylerde bir günde tolere edilebilecek en yüksek fosfor düzeyi 4000 mg’dır. Bu değer 70 yaş üzerindeki bireylerde 3000 mg, hamile bayanlarda 3500 mg olarak belirlenmiştir. Bu düzeylerin üzerinde uzun süre fosfor alımı durumunda kann kalsiyum seviyesi düşebilir. Eğer kalsiyum tüketimi de düşükse kemik kayıpları görülebilir. Ayrıca aşırı düzeyde alınan fosfor kalsiyum ile birleşerek kalsiyumfosfat oluşturup dokularda birikebilir.



Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kalsiyum, Demir, Çinko, Magnezyum, ve Fosfor Hakkında Bilmek İstedikleriniz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Dyt.Aygün KUYUMCU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Dyt.Aygün KUYUMCU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aygün KUYUMCU Fotoğraf
Dr.Dyt.Aygün KUYUMCU
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Doktor Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Dyt.Aygün KUYUMCU'nun Makaleleri
► Kalsiyum ve Fosfor Neden Gerekli Dyt.Canan DOĞAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Kalsiyum, Demir, Çinko, Magnezyum, ve Fosfor Hakkında Bilmek İstedikleriniz' başlığıyla benzeşen toplam 65 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:56
Top