Zayıflama Diyetlerinin Anahtarı: Öğün Atlamak ya da Atlamamak
ZAYIFLAMA DİYETLERİNİN ANAHTARI: ÖĞÜN ATLAMAK YA DA ATLAMAMAK
Uzun zamandır tüm diyetisyenler öğün atlamayın sabah, öğle, akşam düzenli yemek yiyin, ek olarak ara öğünler yapın diye uyarıyor. Eğer iyi bir televizyon izleyicisi veya gazete okuyucusu iseniz bu tür haberleri mutlaka duymuşsunuzdur.
Peki nedir bu işin sırrı?
Neden bu kadar önemlidir 6 öğünde beslenmek, sık aralıklarla ancak az yemek?
Önce yaşam şeklimize bir bakalım:
Günümüz çalışma koşulları hepimizi daha pratik insanlar haline getirdi.Sabahları uyanıp hızlıca kendimizi işe hazırlıyor, apar topar evden çıkıyor ve pratik insanlar olarak pratik yiyeceklerimiz; simit ve poğaçalarımızla güne merhaba diyoruz. Uzmanlar kahvaltı günün en önemli öğünü diye bağıra durusunlar, bizde simitin yanına aldığımız üçgen peynirle; e daha ne olsun , işte kahvaltı diyoruz. Sonra saatler geçiyor ve bir bakmışız ki öğle yemeği saati gelmiş. Muhtemelen dışarı çıkıyor ve sağda solda ne bulursak onu yiyoruz. Ne yapalım çalışma şartları ağır, ev uzak, ne bulursak onu yemek durumundayız. Öğle yemeğini bu şekilde yiyenler gene iyi durumdalar zira bunun daha kötü bir versiyonu da var. Öğle yemeği yiyecek vakti bulamayan veya saati belirsiz, 15.00-16.00'lara kaymış gecikmiş bir öğle yemeği yiyenler grubu.Bu gruptakiler ya düzensiz saatlerde yemek yerler ya da hiç yemezler. Ancak öğle yemeğinin acısını akşam çıkaracaklarına dair hiç kuşku bulunmamaktadır. Arayı herkesten önce kapatacaklardır, emin olun.
Evet..Hızlı bir öğle yemeğinin ardından tekrar iş başı yapılır.ortalama 12-13 arasında yenen yemeğin ardından en iyi ihtimalle 17-18 sularına kadar çalışılır. Bu arada beş çayı içip yanında bisküvi gibi atıştırmalık yiyen şanslı bir azınlık olsa da çalışanlarımızın çoğu buna zaman ayıramamakta ve kırmızı başlıklı kızı bile yiyebilecek aç bir kurta dönüşmüş halde evin yolunu tutar. Artık evde akşam yemeğinde yenilenleri saymayayım.. Ne bulunursa ve HZLI BİR ŞEKİLDE masa silinip süpürülür. O da yetmez gece boyu tv karşında eşlik eder yiyecekler. Tüm gece atıştırır dururuz ve gün boyunca yorulmuş bedenler bunları sindirmeye dahi fırsat bulamadan uykuya yenik düşer....
Bu senaryo tanıdık geldi mi acaba?
Bir çoğumuz için hayat buna benzer şekilde geçmiyor mu?
Gün boyu atlanan öğünlerin acısı akşama çıkmıyor mu?
Ya da bir çok kişi idda ediyor, bir şey yemiyorum su içsem yarıyor diye, peki ama neden???
Bir çok danışanımdan aynı şeyleri duyuyorum; vallahi az yiyorum ,akşamdan akşama yediğim bir tabak yemek nasıl kilo alıyorum?
Gelelim işin düğüm noktasına...Biz iş güç meselesine o kadar kaptırıyoruz ki ya da o kadar güzel bahane olarak kullanıyoruz ki bunu, başka türlü beslenmemizin alternatifi yokmuş gibi, bu hengamenin içinde başka türlüsü olamazmış gibi inandırıyoruz kendimizi...
Halbuki bu gidişatın bize zararları tahmininizden de fazladır.
Sık sık ve az az yemediğiniz zaman metabolizmanız yavaşlar.. Atalarımızdan kalma koruma mekanizmasıdır bu. Uzun süren açlıkta hemen depolamaya başlar vucüt. Kıtlığa karşı veya uzun süre yiyecek bir şey bulamamaya karşı korur kendini. Yediğini yağa dönüştürür. Siz az bile yeseniz vucüt harcamak yerine depolar,çünkü aç kalmıştır ve gene açlık başlayabilir.Üstelik çok da az yediğimiz söylenemez sabah poğaçaları, ağır akşam yemekleri ve gece boyu yapılan sağlıksız atıştırmalarımızla yaşarken. Az ve sık yemenin tam tersi çok ve seyrek yemenin bedeli de fazla kilolar oluyor haliyle.
Bir çok kişi metabolizmam yavaş diyip duruyor, garip garip çay formülleri deniyor. İşte size altın anahtar, metabolizmanızı hızlandırmak için daha SIK ARALIKLARLA ANCAK AZAR AZAR YİYİN...Ara öğün yapın....
Uzun süreli açlıklar metabolizmanızı yavaşlatmanın yanında,bir sonraki öğünde daha çok yemenize sebeb olur. Akşam evde sürekli yapılan atıştırmaların sebebi aç geçirilen koca bir ikindidir.
O halde aç kalmak;
Sabah işe gitme telaşımız olduğundan evde her zaman kahvaltı yapamayabiliriz. Ancak dışardan alınan simit ve poğaçaya da mahkum değiliz. Evden çıkmadan önce pratik olarak hazırlayabileceğimiz beyaz peynir yeşillik ve kepekli bir sandviç güzel bir kahvaltı alternatifi olabilir. Veya süt, sade kahvaltılık gevrekler ve içine koyduğumuz kuru meyveler bizi bu yağlı hayattan kurtarmaya yeter =))
Kahvaltı ve öğle yemeği arasında (saat 10-11 gibi) masamızda her zaman bulundurduğumuz kuru meyvelerden ufak bir atıştırma yaparak, kan şekerimizi dengeleyebiliriz. Böylece hem metabolizmamızı çalıştırmış olup, hem de öğle yemeğine çok acıkmadan gitmiş oluruz. Çok yoğun çalışsaanız bile isteyince bu tarz ufak değişiklikler yapabilirsiniz. Öğle yemeğinde yiyebileceğiniz alternatifleri değerlendirerek en iyiyi seçmek size kalmış ancak atlanan bir öğle yemeği size pahalıya mal olur unutmayın...
En önemli öğünlerden biri ise ikindi öğünüdür çünkü öğle ve akşam yemeği arasındaki süre sabaha kıyasla daha uzun.İşte burada yapılacak doğru atıştırmalar sizi skora götürecektir. İş temponuza göre belirleyeceğiniz saatte yapacağınız ikindi atıştırması günün en kurtarıcı atıştırması olacaktır. Bu öğünde karbonhidrat ve proteinin birlikte olduüğu bir atıştırma mesela meyve ve yoğurt gibi ya da küçük bir kutu süt ve kepekli bisküvi gibi ya da kuru meyve ve ceviz, badem gibi(3-4 ceviz veya 8-10 badem,fındık) akşam yemeğine saldıran o canavarı yok edecektir. Akşam yemeğini ise çok geç saate kalmadan yemek ve bundan sonraki atıştırmalarınızda meyveyi tercih etmek, sizi az az sık sık besleyecek ve hedef kilolarınıza ulaştırmaya yardım edecektir. Yapacağınız birkaç ufak yaşam tarzı değişikliği size güzel bir kapı açacaktır. Kendinizi yormadan çok çaba sarfetmeden ancak biraz daha özenli yaşayarak, kilolarınızdan kurtulmanız veya sağlıklı beslenmeniz mümkün. Ufak adımlar büyük sonuçlar getirir. Haydi atın bir adım gerisi gelir emin olun...
DİYETİSYEN EZGİ BELLİKCİ
Uzun zamandır tüm diyetisyenler öğün atlamayın sabah, öğle, akşam düzenli yemek yiyin, ek olarak ara öğünler yapın diye uyarıyor. Eğer iyi bir televizyon izleyicisi veya gazete okuyucusu iseniz bu tür haberleri mutlaka duymuşsunuzdur.
Peki nedir bu işin sırrı?
Neden bu kadar önemlidir 6 öğünde beslenmek, sık aralıklarla ancak az yemek?
Önce yaşam şeklimize bir bakalım:
Günümüz çalışma koşulları hepimizi daha pratik insanlar haline getirdi.Sabahları uyanıp hızlıca kendimizi işe hazırlıyor, apar topar evden çıkıyor ve pratik insanlar olarak pratik yiyeceklerimiz; simit ve poğaçalarımızla güne merhaba diyoruz. Uzmanlar kahvaltı günün en önemli öğünü diye bağıra durusunlar, bizde simitin yanına aldığımız üçgen peynirle; e daha ne olsun , işte kahvaltı diyoruz. Sonra saatler geçiyor ve bir bakmışız ki öğle yemeği saati gelmiş. Muhtemelen dışarı çıkıyor ve sağda solda ne bulursak onu yiyoruz. Ne yapalım çalışma şartları ağır, ev uzak, ne bulursak onu yemek durumundayız. Öğle yemeğini bu şekilde yiyenler gene iyi durumdalar zira bunun daha kötü bir versiyonu da var. Öğle yemeği yiyecek vakti bulamayan veya saati belirsiz, 15.00-16.00'lara kaymış gecikmiş bir öğle yemeği yiyenler grubu.Bu gruptakiler ya düzensiz saatlerde yemek yerler ya da hiç yemezler. Ancak öğle yemeğinin acısını akşam çıkaracaklarına dair hiç kuşku bulunmamaktadır. Arayı herkesten önce kapatacaklardır, emin olun.
Evet..Hızlı bir öğle yemeğinin ardından tekrar iş başı yapılır.ortalama 12-13 arasında yenen yemeğin ardından en iyi ihtimalle 17-18 sularına kadar çalışılır. Bu arada beş çayı içip yanında bisküvi gibi atıştırmalık yiyen şanslı bir azınlık olsa da çalışanlarımızın çoğu buna zaman ayıramamakta ve kırmızı başlıklı kızı bile yiyebilecek aç bir kurta dönüşmüş halde evin yolunu tutar. Artık evde akşam yemeğinde yenilenleri saymayayım.. Ne bulunursa ve HZLI BİR ŞEKİLDE masa silinip süpürülür. O da yetmez gece boyu tv karşında eşlik eder yiyecekler. Tüm gece atıştırır dururuz ve gün boyunca yorulmuş bedenler bunları sindirmeye dahi fırsat bulamadan uykuya yenik düşer....
Bu senaryo tanıdık geldi mi acaba?
Bir çoğumuz için hayat buna benzer şekilde geçmiyor mu?
Gün boyu atlanan öğünlerin acısı akşama çıkmıyor mu?
Ya da bir çok kişi idda ediyor, bir şey yemiyorum su içsem yarıyor diye, peki ama neden???
Bir çok danışanımdan aynı şeyleri duyuyorum; vallahi az yiyorum ,akşamdan akşama yediğim bir tabak yemek nasıl kilo alıyorum?
Gelelim işin düğüm noktasına...Biz iş güç meselesine o kadar kaptırıyoruz ki ya da o kadar güzel bahane olarak kullanıyoruz ki bunu, başka türlü beslenmemizin alternatifi yokmuş gibi, bu hengamenin içinde başka türlüsü olamazmış gibi inandırıyoruz kendimizi...
Halbuki bu gidişatın bize zararları tahmininizden de fazladır.
Sık sık ve az az yemediğiniz zaman metabolizmanız yavaşlar.. Atalarımızdan kalma koruma mekanizmasıdır bu. Uzun süren açlıkta hemen depolamaya başlar vucüt. Kıtlığa karşı veya uzun süre yiyecek bir şey bulamamaya karşı korur kendini. Yediğini yağa dönüştürür. Siz az bile yeseniz vucüt harcamak yerine depolar,çünkü aç kalmıştır ve gene açlık başlayabilir.Üstelik çok da az yediğimiz söylenemez sabah poğaçaları, ağır akşam yemekleri ve gece boyu yapılan sağlıksız atıştırmalarımızla yaşarken. Az ve sık yemenin tam tersi çok ve seyrek yemenin bedeli de fazla kilolar oluyor haliyle.
Bir çok kişi metabolizmam yavaş diyip duruyor, garip garip çay formülleri deniyor. İşte size altın anahtar, metabolizmanızı hızlandırmak için daha SIK ARALIKLARLA ANCAK AZAR AZAR YİYİN...Ara öğün yapın....
Uzun süreli açlıklar metabolizmanızı yavaşlatmanın yanında,bir sonraki öğünde daha çok yemenize sebeb olur. Akşam evde sürekli yapılan atıştırmaların sebebi aç geçirilen koca bir ikindidir.
O halde aç kalmak;
- Metabolizmamızı yavaşlatır.
- Bir sonraki öğünde çok daha fazla kalori almamızı sağlar.
- Ve bunlara bağlı olarak kilo kazanımına sebeb olur.....
Sabah işe gitme telaşımız olduğundan evde her zaman kahvaltı yapamayabiliriz. Ancak dışardan alınan simit ve poğaçaya da mahkum değiliz. Evden çıkmadan önce pratik olarak hazırlayabileceğimiz beyaz peynir yeşillik ve kepekli bir sandviç güzel bir kahvaltı alternatifi olabilir. Veya süt, sade kahvaltılık gevrekler ve içine koyduğumuz kuru meyveler bizi bu yağlı hayattan kurtarmaya yeter =))
Kahvaltı ve öğle yemeği arasında (saat 10-11 gibi) masamızda her zaman bulundurduğumuz kuru meyvelerden ufak bir atıştırma yaparak, kan şekerimizi dengeleyebiliriz. Böylece hem metabolizmamızı çalıştırmış olup, hem de öğle yemeğine çok acıkmadan gitmiş oluruz. Çok yoğun çalışsaanız bile isteyince bu tarz ufak değişiklikler yapabilirsiniz. Öğle yemeğinde yiyebileceğiniz alternatifleri değerlendirerek en iyiyi seçmek size kalmış ancak atlanan bir öğle yemeği size pahalıya mal olur unutmayın...
En önemli öğünlerden biri ise ikindi öğünüdür çünkü öğle ve akşam yemeği arasındaki süre sabaha kıyasla daha uzun.İşte burada yapılacak doğru atıştırmalar sizi skora götürecektir. İş temponuza göre belirleyeceğiniz saatte yapacağınız ikindi atıştırması günün en kurtarıcı atıştırması olacaktır. Bu öğünde karbonhidrat ve proteinin birlikte olduüğu bir atıştırma mesela meyve ve yoğurt gibi ya da küçük bir kutu süt ve kepekli bisküvi gibi ya da kuru meyve ve ceviz, badem gibi(3-4 ceviz veya 8-10 badem,fındık) akşam yemeğine saldıran o canavarı yok edecektir. Akşam yemeğini ise çok geç saate kalmadan yemek ve bundan sonraki atıştırmalarınızda meyveyi tercih etmek, sizi az az sık sık besleyecek ve hedef kilolarınıza ulaştırmaya yardım edecektir. Yapacağınız birkaç ufak yaşam tarzı değişikliği size güzel bir kapı açacaktır. Kendinizi yormadan çok çaba sarfetmeden ancak biraz daha özenli yaşayarak, kilolarınızdan kurtulmanız veya sağlıklı beslenmeniz mümkün. Ufak adımlar büyük sonuçlar getirir. Haydi atın bir adım gerisi gelir emin olun...
DİYETİSYEN EZGİ BELLİKCİ
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Zayıflama Diyetlerinin Anahtarı: Öğün Atlamak ya da Atlamamak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Ezgi BELLİKCİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Ezgi BELLİKCİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
5 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
öğün, öğün atlama, öğün atlamak, öğün atlamama, öğün atlamamak, öğün atlamanın zararları, ana öğün, ara öğün, kahvaltıyı atlamak, kahvaltı etmemek
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.