2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kanser ve Depresyon
MAKALE #5781 © Yazan Dr.Psk.Esra SAVAŞ | Yayın Ekim 2010 | 7,717 Okuyucu
Kanser tıbbi olarak kısaca hızla çoğalan ve yayılan kötü huylu tümör olarak tanımlansada aslında hasta için ifade eden anlam doğrudan doğruya ölümle ilişkili olan, sinsice hareket eden, nedenlerinin net olarak açıklanamayan,zamanla kontrolü güçleşen ve kontrolden çıkan, büyük ızdıraplara neden olan, bireyi sosyal yönden damgaladığı ve izole etiği için diğer kronik hastalıklardan daha korkunç ve tehdit edici olan hastalık şeklinde olabilir. Her kanser tanısı alan kişinin depresyon yaşayacağı iddası da, kanser tanısı aldığı için depresyonda olmasının normal olduğu düşünceside hastaya yardımcı olabilecek bir tutum değildir. Kişinin hastalığına verdiği tepki ve psikiyatrik hastalık yaşaması; emosyonel uyumun önceki düzeyine, yaşa uygun yaşam hedeflerine (kariyer, evlilik, aile) ne oranda engel olduğuna, hastalığa ilişkin kültürel ve sosyal tutumlara, duygusal alanda destekleyici olarak algılanan bir kişinin varlığına, baş edebilme süreçlerine ve hastalığa ilişkin değişkenlere( sakatlayıcı belirtiler, kanser yerleşimi, prognoz, ağrı) bağlı olarak değişebilir.

Araştırmalara bakıldığında kanser hastalarında ortaya çıkan psikiyatrik bozukluklara ilişkin hastaların %50’sinde tanı, tedavi, ve seyrin bir aşamasında, tedavi gerektirecek düzeyde psikiyatrik sendrom görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu da kanser hastalarında depresyonun psikiyatrik bozukluklar arasında en sık görülenlerden olduğunu göstermektedir.

Kanser hastalığında depresyon gelişimini etkileyen faktörlere baktığımızda; tıbbi süreçler ve merkezi sinir sistemine etkileri, kanser tanı ve tedavisinin kaygı, yas ve felaketçi etkisi, alınan ilaçların (steroid, interferon kemoterapi) farmakojenik depresyon yapıcı etkisi, pre-morbid kişilik yapısı, zeminde bipolar affektif hastalık, fiziksel hastalığın şiddeti, fonksiyon kayıpları ve bu kayıpların algılanış şekli, hasta için öznel anlam ve önemi, terminal dönem, prognozun kötü olması, impuls kontrolünün azaldığı deliryum durumları, ağrının kontrol edilememesi, alkol ve madde kötüye kullanımı ve sosyal izolasyondur.

Kanserde organik depresif sendrom yaşanmasının nedenlerine baktığımızda; hormon salgılayan tümör ya da SSS tümörü gibi tümör etkisi, üremi, elektrolit dengesizliği, anemi, B-2 yetmezliği, ateş, hipotiroidizm, hiperparatiroidizm ya da adrenal yetmezlik gibi tıbbi durumlar ve diğer bir sebep olarak kemoterapötikler olduğu görülür. Bu ilaçlar; vincristin, vinblastin, prokarbazin, prednison, interferon, deksametazon, tamoxifen, L asparaginaz,amfoterisin B, östrojen, ağrı kesici, nati hipertansif, β bloker, narkotikler, benzodiazepin, antiparkinson dur. Kemoterapinin beyine hızlı ve direkt etkisi ile akut depresyon oluşabilir. Bazı hastalarda kemoterapinin birkaç saati içinde depresyon, ve depresif stupor oluşabilir. Ayrıca kemoterapi, hormonları etkileyerek kadınlarda prematür menapoza ve infertiliteye, erkeklerde sperm sayısında azalma ve infertiliteye neden olabilir. Ailkile edici ajanlar ise sıklıkla cinsel problemlere neden olurlar. Cinsel sorunlarda depresyon için önemli bir risk faktörüdür(Mete H., Önen Ö.2001).
Kanser hastalarında görülen depresyon belirtileri; aşırı bağımlılık, öfke, sosyal çekilme, çaresizlik, umutsuzluk, aşırı ağrı yakınmaları, sağaltımda uyumsuzluk, ilgi ve zevk azalması/kaybı, sıkıntı, bunaltı, halsizlik, ağlama, karamsarlık, uyku bozuklukları, iştahta artma/azalma, aşırı sinirlilik, bedensel şikayetler, unutkanlık/konsantrasyon güçlüğü, evlilik problemleri, ilişki problemleri, gerginlik, huzursuzluk, içe kapanma, ölüm korkusu, alkol kullanımı, intihar düşüncesi/girişimi şeklindedir.

Kanserli hastaların tedavi sürecinde uygun medikal ve cerrahi müdahalelerin yanı sıra hastanın, profesyonellerle işbirliği yaparak sürece etkin bir biçimde katıldığı psikoterapötik müdahalelerin; hastanın hastalık sürecinde yaşam kalitesinin sağlanabilmesi ve sürdürebilmesinin yanı sıra iyileşmeyi hızlandıran hatta yaşam süresini uzattığına dair çalışmalar görülmektedir( Siegel 1986). Genel amacı; morali, kendine güveni ve baş etme yetisini arttırırken sıkıntıyı ve ruhsal sorunları azaltmaktır. Psikoterapilerle hastaya bu hastalığın ölümle eş anlamı olmadığını fark etmeleri, yaşam ölüm konularını ve beklentilerini gözden geçirmelerine yardımcı olunur (Okyayuz Ü.1997). Diğer bir deyişle, hastanın bugünden sonra olabildiğince iyi yaşamasına, yüz yüze geldiği şey neyse onunla karşılaşmasına yardımcı olunur.

Kanser hastalarında en sık faydalanılan psikoterapi yöntemi kognitif terapidir. Bunun sebebi uygulanışının kısa süreli olması ve hedef semptomların kontrolünü amaçlamasıdır. Kognitif terapide, düşünce hataları ve algıları düzeltilerek yeniden yapılandırarak hastanın bakış açısını değiştirmeyi, uyuma yönelik olmayan duygu ve davranışları değiştirebilmek için temel inançlar ve algılar üzerinde çalışmak, olumsuz otomatik düşünceleri fark etmek ve değiştirmek hedeflenir. Diğer bir deyişle; ana hedef hastanın kendisi/diğerleri ve dış dünya ile ilgili oluşmuş kalıplarını belirlemek ve uyuma yönelik olmayanları değiştirmektedir. Hastalar, düşünceleri, duyguları, bedensel tepkileri ve davranışları ile ilgili bağlantısını fark edebilmek için olumsuz otomatik düşüncelerini ve zihinsel imajlarını anlamaya ve fark etmeye yönelik eğitilirler. Bu amaçla; bilişsel çarpıtmalar üzerine çalışmalar yapılıp hastanın kaygı düzeyini ve depresyonun ilerlemesi amaçlanır. Bu bilişsel çarpıtmalar; seçici algılama, abartma, küçümseme, aşırı genelleme, bireyselleştirme, ya hep ya hiç tarzı düşünme ve keyfi çıkarsamalardır. Kognitif terapi, olumsuz düşüncelerin bulunması, kanıt aramak, anlamlandırma, alternatif çözümler, felaketçi düşünceden arınmak, avantajları ve dezavantajları değerlendirmek, kendini yönlendirme, yönlendirilmiş keşif, paradoks kullanma, düşünce durdurma, rahatsız eden düşünceleri yeniden tanımlama tekniklerinden oluşur. kognitif terapideki davranışçı teknikler; aktivite planlaması, iletişim kurma-aktif dinlenme, maruz bırakma, sosyal beceri ve atılganlık eğilimi, kendini değerlendirme, davranış değişimi/rol yapma ve rahatlama eğitimi şeklindedir.

Ben depresyonda mıyım? Diyorsanız aşağıdaki maddeleri geçirdiğiniz son iki haftayı düşünerek aşağıdaki kriterleri değerlendiriniz; en az birisi sizde mevcut ise size en yakın uzmandan destek alınız;
1- - Yaygın ve sürekli depresif duygu durum
2- Hemen hergün ve yaklaşık gün boyu devam eden ilgi alanları ve etkinliklere dönük yaygın ilgi ve zevk duygusu azalması( özellikle insanlar arası ilişkide ilgi azalması)
3- Değersizlik duyguları(kişi durumu hakkında değil, kendisi hakkında kötü hissetmektedir) veya uygunsuz suçluluk duyguları(hastalığı, işlediği yanlışlıklar için ceza gibi algılama)
4- Tekrarlayıcı ölüm düşünceleri(ölüm korkusu değil), belli bir planı içermeyen intihar düşünceleri veya intihar girişimi.
5- Organik mental bozukluk, hastalık ve tedavi yöntemlerine bağlı açıklanamayan düşünce yetisi ve dikkati odaklaştırmada azalma, kararsızlık.
6- Hemen hergün psikomotor retardasyon veya ajitasyon
7- Hasta, yeterli olmasına rağmen tedaviye katılmıyor, tıbbi durum düzelmesine rağmen kendini iyi hissetmiyor veya tıbbi durumun el verdiğinden daha alt düzeyde işlevsellik gösteriyorsanız
8- Kilo kaybı veya kilo alımı(%5)
9- Hemen hergün uykusuzluk ya da aşırı uyuma
10- Yorgunluk veya enerji kaybı

Kaynak: Kaplan Savaş E. Kanser ve Depresyon. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.



Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kanser ve Depresyon" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Esra SAVAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Esra SAVAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esra SAVAŞ Fotoğraf
Dr.Psk.Esra SAVAŞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi14 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Esra SAVAŞ'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Kanser ve Depresyon' başlığıyla benzeşen toplam 58 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kanser Psikolojisi Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:11
Top