2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Fiziksel Aktivite, Obezite ve Sağlık İlişkisi
MAKALE #5870 © Yazan Uzm.Dyt.Deniz BERKSOY | Yayın Kasım 2010 | 10,277 Okuyucu
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından obezitenin tanımı şu şekilde yapılmıştır: “Sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesidir”. Diğer bir deyimle obezite vücut yağ oranının artması ve endokrin ve metabolik değişikliklerle karakterize kompleks, multifaktöriyel bir hastalıktır.

Obezite neden olduğu sağlık sorunları ile günümüzde toplam sağlık hizmetleri kullanımının yaklaşık % 4-8’ini oluşturan önemli bir ekonomik yüktür. Amerika’da obezite ile ilgili yapılan sağlık harcamaları 2009 yılı itibari ile 100 milyar dolardan 117 milyar dolara çıkmıştır. Fransa'da obeziteye bağlı sağlık sorunları nedeniyle harcamalar yılda 8.7 milyar frank olarak belirlenmiştir. Bu, toplam sağlık harcamalarının %2'sini oluşturmaktadır. Kanada da obeziteyle ilgili sağlık harcamalarının 2.1 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü, obeziteyi tanımlama amaçlı çeşitli Avrupa’lı epidemiyologlarca ufak değişiklikler dışında kabul edilen bir uluslararası sınıflandırma geliştirmiştir. Beden Kitle İndeksi (BKI) adı verilen bu sınıflama bireylerin ağırlığı ile boyu arasındaki ilişkiyi gösterir. Kilogram olarak ağırlığın, metre olarak ölçülen boy değerinin karesine bölünmesi ile elde edilir. BKİ = Ağırlık (kg) / boy (m2) formülü ile hesaplanır. Bu sınıflamaya göre 25-29 kg/m² arası fazla kilolu, 30.0-39.9 kg/m² arası obez, 40 kg/m² ve daha üstü ise morbid obeziteyi yansıtmaktadır (WHO, 2005).

Tablo. BKİ (kg/m²) değerlerine göre fazla kilolu ve obezite sınıflandırması
WHO Sınıflandırması Genel Tanım (WHO, Geneva, 2005)
BKİ (kg/m2)
Vücut Ağırlığının Durumu
<18.5
Düşük kilolu (Zayıf)
18.5-24.9
Normal
25.0-29.9
Pre-obez (Fazla kilolu)
30.0-34.9
Obez Sınıf I
35.0-39.9
Obez Sınıf II
≥40
Morbid obez


İngiltere’de obezite sıklığının; 1980’de erkekler için % 6 ve kadınlar için %8 olduğu, 1997’de bu sıklığın sırasıyla % 17 ve % 20’ye yükseldiği bildirilmiştir. 1960-62 yılları arasında BKİ 30 kg/m2'nin üzerinde olan erkekler % 10.0, kadınlar % 15.0 düzeyinde iken; 1988-94 yılları arasında erkeklerin % 20.0'si, kadınların % 25.0'i obez olarak belirlenmiştir. 1990’lı yıllarda ABD popülasyonun yaklaşık olarak yarısının BKİ’si 25 kg/m2'nin üzerinde olduğu görülmüştür. ACSM tarafından 2001 yılında yayınlanan raporda BKI’si ≥25 olan (fazla kilolu) birey sayısı % 55, BKI’si ≥ 30 olan (obez) birey sayısı %22 olarak saptanmıştır. ACSM tarafından 2009 yılında yayınlanan en son raporda ise BKI’si ≥25 olan (fazla kilolu) birey sayısı % 66,3’e çıkmıştır.

2005 yılında WHO’nun yayınladığı bir raporda 15 yaş üstü yaklaşık 1.6 milyar kişinin fazla kilolu olduğu, en az 400 milyon yetişkinin obez olduğu ve 5 yaşın altında en az 20 milyon çocuğun fazla kilolu olduğu saptanmıştır. 2015 yılında yaklaşık 2.3 milyar kişi fazla kilolu olacağı ve en az 700 milyon yetişkinin obez olacağı tespit edilmiştir.

Obezitenin nedenleri; a. Enerjisi yüksek, yağ ve şeker içeriği fazla besinlerle beslenmek b. Fiziksel hareket azlığı c. Genetik, hormonal ve metabolik bozukluklar d. Psikolojik bozukluklar olarak sınıflanabilir.
Obeziteyle ilişkili olarak; kardiyovasküler hastalıklar (Her yıl 17 milyon kişi ölmektedir.), hipertansiyon, kanser (kadınlarda; meme ve endometrium; erkeklerde; prostat ve endometrium), Tip II diabet (Gelecek 10 yıl içerisinde % 50 oranında artması beklenmektedir.), hiperlipidemi, osteoartrit, safra kesesi hastalıkları, uyku apnesi, solunum yetmezliği görülme sıklığı artmaktadır. Özellikle hipertansiyon obez bireylerde daha çabuk ortaya çıkmaktadır. Ayrıca ağırlığı, ideal ağırlığının % 40 daha fazla bireylerde ölüm sıklığının % 90 fazla olduğu ve BKİ’ nin artışı ile ölüm riskinin arttığı saptanmış, ölüm riskinin en az olduğu BKİ ’nin 20- 25 kg/m2 arasında olduğu gösterilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından başlatılan MONICA (Monitoring of Trends and Determinants in Cardiovascular Diseases) çalışması, Afrika, Amerika, Güney Asya, Doğu Akdeniz, Avrupa ve Batı Pasifik olmak üzere 6 bölgede yürütülmüş ve 10-20 yıllık epidemiyolojik değerlendirmeler yapılmıştır. Bu epidemiyolojik çalışmaların sonuçları, Avrupa Ülkeleri'nin çoğunda son 10 yılda obezite sıklığının % 10-40 sıklığında artmış olduğunu göstermiştir.

Ülkemizde obezite sıklığını saptamaya yönelik araştırmaların sayısı ulusal düzeyde fazla değildir. Bölgesel düzeyde çalışmalar vardır.

2000 yılı TURDEP çalışmasında ;bölgesel dağılımlar göz önüne alındığında; obezite sıklığı Doğu Anadolu'da (% 17.2) en düşük ve İç Anadolu'da (% 25) en yüksek olmak üzere, Güney' de % 24, Kuzey' de % 23.5 ve Batı'da % 21.6 bulunmuştur. Obezite sıklığı en düşük % 16.1 ile Erzurum'da, en yüksek sıklık ise% 28.7 ile Samsun'da görülmüştür. Obezite sıklığının Samsun, Gaziantep, Konya, Ankara ve İstanbul'da % 25'in üzerinde, buna karşılık Erzurum, Diyarbakır, Denizli, Bursa ve Malatya'da % 20'nin altında olduğu, ayrıca Trabzon, Eskişehir Antalya, İzmir Ve Adana'da ise % 20-25 arasında bulunduğu saptanmıştır. Tüm yerleşim birimlerinde ve coğrafi bölgelerde kadınlarda sıklık erkeklerden daha yüksektir.

Türkiye’de yapılan TEKHARF çalışmasının sonuçlarına göre ; en yüksek obezite sıklığının kadınlarda Karadeniz (% 35.6), Doğu (% 31.8), ve Güney Doğu Anadolu (% 31.1) Bölgelerinde; erkeklerde ise Akdeniz (% 14.1) ve Karadeniz (% 16.0) Bölgelerinde olduğu gözlenmiştir. Kadınlarda Akdeniz Bölgesinde (% 14.1), erkeklerde Ege Bölgesinde (% 2.5) en düşük obezite sıklığı belirlenmiştir. Obezite ile ilgili olarak yapılmış geniş kapsamlı epidemiyolojik çalışmalarda ölçüt olarak BKİ kullanılmıştır.

Mahley ve arkadaşları ' nın 1995 yılında yaptığı bir çalışmada Türkiye'nin altı farklı bölgesinde yaşayan 9000 gönüllü yetişkin incelenmiştir. Buna göre; kadınlarda en yüksek BKİ değerinin Kayseri bölgesinde, erkeklerde ise Adana bölgesinde olduğu Türkiye genelinde ise ortalama BKİ değerleri erkeklerde 25.6 kg/m2, kadınlarda 26.0 kg/m2 olduğu belirlenmiştir.
Tablo. Türkiye'de bölgelere göre BKİ (kg/m2)değerleri (Mahley ve ark., 1995)
Bölge
Erkek
Kadın
İstanbul
25.6
23.7
Adana
26.8
27.1
Trabzon
24.5
25.2
Kayseri
25.1
28.5
Aydın
25.1
26.1
Ayvalık
25.3
26.3
Diğer
26.4
26.3
Toplam
25.6
26.0


Yapılan son çalışmalarda hastalık risklerinden korunmak için vücutta en az % 10’luk kilo kaybı gerektiği saptanmıştır. Bunu sağlamanın en önemli yollarından biri kişilere fiziksel aktivite alışkanlıklarının kazandırılması ile birlikte beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirmek gelmektedir.

Yapılan çalışmalar dünyada ve ülkemizde bireylerin giderek pasifleşmeye başladığını göstermektedir. Şehirleşmenin getirdiği endüstrileşme ve teknolojik gelişmeler fiziksel inaktiviteyi gittikçe artırmakta; televizyon izleme, bilgisayar başında oturma gibi sedanter aktivitelerde harcanan zamanın artmasına sebep olmaktadır. Sedanter bir yaşam tarzı birçok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir. Sedanter yaşam tarzının mortalite ve morbiditeyide beraberinde getirdiği birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Sadece 90 milyon Amerikalı bireyin kronik hastalıklarla yaşadığı bir gerçektir. Özellikle orta yaş ve üzeri dönemlerde yüksek tansiyon, diyabet ve koroner arter risk faktörlerinde artış, solunum kapasitesinde kayıplar, karın kaslarının zayıflaması ile sindirim ve boşaltım güçlükleri, postür bozukluğu gibi birçok rahatsızlık meydana gelmektedir. ABD’deki erken ölümlerin 2/3’ü yetersiz beslenme, sigara kullanımı ve yetersiz fiziksel aktiviteden kaynaklanmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre fiziksel inaktivite dünya genelinde ortalama 1.9 milyon insanın ölümüne yol açmaktadır. Fiziksel inaktivite meme kanseri, kolon kanseri, rektum kanseri ve diyabet hastalığının yaklaşık % 10-16’sına, iskemik kalp hastalıklarının ise yaklaşık % 22’sine neden olmaktadır.

Fiziksel aktivitenin kronik hastalıkların gelişiminden koruduğuna dair kanıtlar birçok çalışmada yer almaktadır. Yapılan çalışmalarda orta şiddetten yüksek şiddete doğru giden egzersizlerin, obezitenin mortalite risklerini elimine ettiği veya azalttığı görülmüştür. ACSL (Aerobics Center Longitudinal Study) tarafından yapılan araştırmalarda orta şiddetten yüksek şiddete doğru giden aktiviteler ile obeziteden kaynaklanan kalp-damar hastalıkları, kanser ölüm risklerini azalttığı gözlenmiştir.

Yukarıda bahsedilen faktörlerin yanında, beslenme alışkanlıkları obeziteye ve diğer sağlık sorunlarına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Obez bireylerin besin tüketim günlüğü incelendiğinde yağdan ve şekerden zengin, total karbonhidrat ve liften yoksun bir beslenme alışkanlığına sahip oldukları görülmektedir. Literatürde obezitenin önlenmesi veya tedavisine yönelik çalışmalar ve öneriler genellikle yağ tüketiminin ve enerji alımının azaltılmasına yöneliktir. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsünün obezitede beslenme tedavisine ilişkin önerileri de sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması ve tedavinin eğitim ile desteklenmesi yönündedir. Günlük enerji alımının saptanarak, bu değerler üzerinde enerji kısıtlaması yapılması önerilmektedir.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Fiziksel Aktivite, Obezite ve Sağlık İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Dyt.Deniz BERKSOY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Dyt.Deniz BERKSOY'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Deniz BERKSOY Fotoğraf
Uzm.Dyt.Deniz BERKSOY
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi59 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Dyt.Deniz BERKSOY'un Makaleleri
► Kalsiyum-Obezite İlişkisi Dr.Dyt.Gizem KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Fiziksel Aktivite, Obezite ve Sağlık İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 56 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Beynin İlacı: Besin Aralık 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:25
Top