2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gebelikte Düşler
MAKALE #5926 © Yazan Dr.İlhan NAZLISÖZ | Yayın Kasım 2010 | 5,343 Okuyucu
GEBELİK VE DÜŞLER

Gebelik herkesin farklı anlamlar yüklediği fizyolojik bir süreçtir. Kimisi gebeliği hasretle beklediği için çok mutlu olurken, kimisi de kazara hamile kaldığını öğrendiği için ne yapacağını bilemediği bir şaşkınlık içine düşer. İster ilk gebelik olsun isterse sonraki gebelikler olsun, gebe kalan her kadın kendinde bir değişiklik hisseder. Karnında büyümekte olan yeni bir yaşamın varlığı hem mutlu ederken hem de tedirgin edebilir. Gebelik varoluş kaygısının en yoğun yaşandığı dönemlerden biridir. Her gebe kadın hamileliği öğrendiği andan itibaren varoluşunu sorgulamaya başlar. Kendisi için; kimdir, nasıl yaşamaktadır, mutlu mudur, nasıl bir anne olacaktır gibi sorularla mücadale eder. Gebeliğin istenen olup olmadığına, eş ile ilişkilerin niteliği ve niceliğine, anne-baba-kayınvalide-kayınpeder ile ilişkilerin nitelik ve niceliklerine göre gebenin benlik algısı değişim gösterir ve duygusal dalgalanmaları başlar. Bu süreçte yaşanan kaygı ve korkunun netcesinde özellikle ikinci üç aylık dönemde depresif bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu dönem öncelikli olmak üzere gebeliğin her döneminde duygusal duruma göre keyif veren ya da korkutan, bazen silik bazen çok canlı olabilecek düşler görülür. Çoğu gebe düşlerinde gördüklerinden etkilenerek bunları yorumlamaya ya da yorumlatmaya çalışır. Bu yorumlara göre de duygusal durumunu ve gebeliğe bakışını değiştirebilir.

Düşlerin yorumu tüm toplumlar için önemli olduğu kadar, psikoloji bilimi açısından da önemlidir. Düşlerin yorumuna ilk önem veren Sigmund Freud olmuştur. 1900 yılında yayınladığı “düşlerin yorumu” adlı eserinde düş yaşantısının duygusal duruma etkisi olduğu kadar duygusal durumunda düş yaşantısına etkisi olacağını bildirmiştir. Freud ile başlayan bu akım daha sonra pek çok hekim tarafından geliştirilerek çok geniş bir alana yayılmıştır. İnceleme ve laboratuar çalışmalarının neticesinde düş yaşantılarının kişinin iç dünyasının yansımaları olduğu, her türlü duygu ve düşüncesinin düşlerinde sembolik olarak ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Düşlerin yorumuna toplumların yaklaşımı değişim göstermiştir. İlkel çağlarda düşlerin yorumu doğaüstü bir güç olarak görülmüş, tanrı ya da yarı tanrı varlıkların mesajlarını içeren özel yaşantılar olduğuna inanılmıştır. Bu sebeple en çok düş gören bireyler de şaman olarak görülmüştür. Yapılacak bir savaşın kazanılıp kazanılamayacağı, o sene bereketin olup olmayacağı gibi konularda hep şamanların gördükleri rüyalara başvurulmuştur.

Düşlerin yorumuna benzer yaklaşım hala görülmektedir. İstiare rüyaları bu maksatla başvurulan bir kaynak olmuştur. İnsanların inanç düzeyine göre bu yaklaşım az ya da çok değer bulmaktadır. Buna “geleneksel düş yorumu” denir. Bu maksatla pek çok kitap yazılmış, internette bu amaçla kurulmuş pek çok site bulunmaktadır. Tabi böyle bir konunun bu kadar ayağa düşmesi insanların bu konuya inanma ihtiyaçlarının doyurulamamasına neden olmaktadır. Çünkü aynı rüyayı birkaç sitede yorumlattığınızda farklı farklı sonuçlara ulaşılmış olması inancı sarsmaktadır. Bu da bu eserlerin sahiplerinin gerçek düş yorumcusu olmamasından kaynaklanmaktadır. Düşlerin geleneksel yorumunda yorumcunun kişisel özellikleri önem arz eder. Örneğin; rüyasında kendini yere kapaklanmış olarak gören bir komutana verilecek cevap, “savaşı kaybedeceği “ olduğunda bu komutanın kazanma motivasyonu azalacağı gibi, “hiçbir zaman sırtının yere gelmeyeceği” söylendiğinde bu komutan savaşı kazanacağı inancı ile savaşa çıkacaktır. Aynı rüya iki farklı ve tamı tamına zıt iki yorum, hayatı ve tarihi nasıl değiştirebiliyor, değil mi?

Bilimsel gözlemelere dayalı düş yorumunda kavramlar çok farklılaşır. Örneğin hatırladığı düşü tam uyanma esnasında gören biri bunu başka dünyalara bir yolculuk olarak algılayabilir. Düşler konusunda önemli bir bilen olarak kabul edilen Burdach’a göre; düşlerde, günlük yaşamın zahmetleri ve hazları, sevinçleri ve acıları, asla yinelenmez. Tersine düşlerin başlıca amacı bizi onların yükünden kurtarmaktır. Hatta aklımız birşeylerle dopdolu olduğunda, derin acılarla perişan olduğumuzda ya da tüm zekâ gücümüz bir sorun tarafından emildiğinde bile bir düş, bizim duygusal durumumuza bürünüp gerçekliği simgelerle temsil etmekten başka hiçbir şey yapmayacaktır. Ancak buna karşı çıkan yazarlar da vardır. Weygant bir makalesinde, “düşlerin bizi olağan yaşantıların yükünden kurtarmak yerine sürekli oraya götürdüğü gözlenir demektedir. Aynı durum iki ayrı yazar tarafından farklı değerlendirilmiştir. Tıpkı komutan örneğinde olduğu gibi, burada da biri yapıcı yaklaşım sergilerken, diğeri ykıcı bir yaklaşım sergilemiştir. Maass ise, “yürekte uyuklayan tüm bedensel arzu ya da itilmişlikler, eğer bir şey onları harekete geçirirse, kendilerine eşlik eden düşüncelerden doğan bir düşe neden olur ya da zaten var olan bir düşe bu düşüncelerin katılmasına neden olur” demektedir. Burada da düşlerin yorumunda kişinin iç dünyasında yaşanaların önemli olduğuna dikkat çekilmektedir.

Bütün bunların ışığında, düşlerin yorumunun üç farklı yapıya dayandığını anlıyoruz. Bunlar; geleneksel yorumlama, bilinç dışı yaşantıların içeriğine ya da gündelik yaşamın yansımalarıdır.

Düşerin yorumunda, özellikle gebelik döneminde yorumcunun iyi niyetli olması çok önemlidir. Düşünde, gözleri kapalı, kundakta bir bebeği gören kişiye yapılacak, “ölüm doğum” yorumu gebenin bütün korkularını alevlendirecek ve gebelik onun ve eşi için azap içinde geçeceği kesindir. Bunun yerine yapılacak, “sağlıklı ve huzurlu bir bebek” yorumu yapılması çiftin bütün korkuların kurtulmasına yardım edecektir. Bu sebeple düşlerinizi önünüze gelen her adama yorumlatmayınız. Ya da interneti, kitapları açıp da yalan yanlış yorumlara kendinizi inandırmayınız. Çünkü düşün yorumu, sahibinin sosyokültürel yapısına, dünya görüşüne, yaşadığı olaylara ve ilişkilerindeki yapıya göre yapılmalıdır. Çünkü bir düş herkeste aynı anlamı ifade edemez. Her düş, her ne olursa olsun, sahibine özgüdür. Bir başkasının aynı düşü görmesi farklı yoruma neden olacaktır.

Sevgi ve saygılarımla…

Uzm. Dr. İlhan Nazlısöz, Psikiyatr
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gebelikte Düşler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İlhan NAZLISÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İlhan NAZLISÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlhan NAZLISÖZ Fotoğraf
Dr.İlhan NAZLISÖZ
Muğla
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi29 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İlhan NAZLISÖZ'ün Makaleleri
► Gebelikte Hipertansiyon Dr.Şule AYDIN
► Gebelikte Zamanlama Prof.Dr.Alparslan BAKSU
► Gebelikte Beslenme Dr.Derya Zerrin GÖKAY
► Gebelikte Beslenme Dr.Belgin HARZADIN
► Gebelikte Beslenme Dr.Müberra Namlı KALEM
► Gebelikte Beslenme Op.Dr.Mürüde ÇAKARTAŞ DAĞDELEN
► Gebelikte Diabet Doç.Dr.Sevtap HAMDEMİR KILIÇ
► Gebelikte Beslenme ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Kutlugül YÜKSEL
► Gebelikte D Vitamini Eksikliği Doç.Op.Dr.Nermin KÖŞÜŞ
► Gebelikte Şeker Hastalığı Prof.Dr.Alparslan BAKSU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Gebelikte Düşler' başlığıyla benzeşen toplam 51 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Davranış Bozuklukları Ağustos 2009
► Ölüm Seromonisi Şubat 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:00
Top