Çocuklarımıza Kulak Verelim
ELİMDE BİR SİHİRLİ DEĞNEĞİM OLSAYDI…
Öğrencilerimizle çeşitli araçlar kullanarak yapmış olduğumuz uygulamalarda elde ettiğimiz sonuçların sizin ilginizi çekeceğini düşündük. Otobiyografi, açık uçlu sorular, cümle tamamlama testi gibi yazılı materyaller kullanarak elde ettiğimiz sonuçları okudukça, küçük ayrıntılar olarak değerlendirdiğimiz şeylerin çocuklarımızın hayatındaki yerini daha iyi anlayabiliyoruz.
“ Elinizde sihirli bir değnek olsa anne babanızın dersler, notlar ve ödevler konusunda hangi davranışını değiştirmek isterdiniz?” diye bir soru sorduk ve isim yazmadan yazmalarını istedik. Büyük çoğunluğunda “kızmalarını engellerdim” vardı. Yine sevindirici ve çok sayıda yanıt “hiçbir şeyini değiştirmezdim. Çünkü annemle babamdan çok memnunum” demişler. Bazıları ise onlar “bizim iyiliğimiz için bizi uyarıyorlar” diye eklemiş. Ama bazı yanıtlar gerçekten düşündürücü.
“Sınav olduğunda annemin ya da babamın sürekli çalış demesini istemem ve de sürekli ödev yap demesini istemem. Çünkü ben zaten ödev yapmak için program yapıyorum. Onların benim programımı bozmasını istemem.”
“Kızım saat 10 yat. Kızım ödevini yazdın mı? Kızım eğer karnende dört gelirse tatil yapmayacağız, yazlığa gitmeyeceğiz. Kızım üniversiteyi nerede okuyacaksın? “
“Babamın derslerini bitirdin mi, diye üç kez sormasını değiştirirdim”
“Ben annemin hiç kızmasını ve bağırmamasını isterdim. Bağırdıklarında hiçbir şey yapamıyorum.”
“Annemin sürekli olarak ödevlerimi eleştirmesini değiştirirdim.”
“1.5-2 saat çalışıyorum. Annem yine ne zaman çalıştın diyor. Ama ders notlarım iyi, vallahi annemi anlamıyorum. Ben senin zamanındayken 3 saat çalışırdım diyor.”
“”Hımmm!Bu günkü ödevin ne hadi ödevini yap., e bunu izleyeceğine biraz daha çalış. Demelerine sinir olurum. Bir de biraz kötü yıkık ev gördüğümüzde okumazsan böyle olur diyorlar, ben zaten çalışıyorum. Notlarım da kötü değil. Şöyle bir sihirli değneği dokundursam da ek ders, aşırı okul sevgisini unutsalar. Özellikle babam unutsa iyi olur. Sanki biraz abarttım ama ödev ve ek derse çok meraklılar.”
Aslında bu tür konuşmalar evlerimizde ne kadar sıklıkla geçiyor ders çalış diye verdiğimiz uyarıların işe yarayacağı düşüncesiyle yaparız. Ama gördüğünüz gibi ellerine bir fırsat geçtiğinde yapacakları ilk şey bu uyarıları durdurmak oluyor. O zaman uyarmayalım mı, ne yapalım. Tabi ki yaşları henüz küçük olduğu için bir miktar uyarıya ihtiyaç bulunmaktadır. Ama kesin dille ve uygulamaya yönelik uyarılar. Tehdit, zorlama göz dağı verme, sadece dırdır şeklinde tekrarlamalarla olmamalı. O zaman bir süre sonra sesiniz duyulmaz oluyor. Sadece sözel uyarı yerine etkili uyarı ya da zil sesinden yararlanma bile olabilir.
“Sihirli değnekle 80 aldığımda bile annemin üzülmemesini isterdim.”
“Annemin sınavlarda kötü not aldığımda bana başkalarının notlarını sormamasını isterim. Sınavdan kötü not aldığımda; eh hani çok iyi bir not bekliyordun, şimdi kötü aldın neden diye, sorgulamasını istemem.”
“Ben annemin sınavlarla ilgili ilk çok çalıştın 5 alırsın deyip de sonra yeterli çalışmadın demesini istemiyorum. Ama ben aldırmıyorum çünkü annemin zor günler geçirdiğini biliyorum. O yüzden bazen gereksiz bağırabiliyor.”
“95 alınca bile babamın neden 100 almadın demesini istemiyorum.”
“Ben 4 alınca annemin ilk sorusu bu notu kendine yakıştırıyor musun bizim için bir sorun yok diyor. Ama bu da benim içimi acıtıyor. Sihirli değneğim olsa 4 aldığımda bile beni tebrik etmelerini isterdim.”
“Hem not önemli değil diyorlar hem de ilk önce not soruyorlar. 5 olmadığında da küsüyorlar.”
Çocuklarımızı aldığı notla değerlendirmediğimizi söyleriz. Aslında motive olsunlar daha çok çalışsınlar diye de onlara bazen böyle cümleler kullanırız. Notlar önemli elbette sınav öğrenmenin göstergesi ama sadece rakamlara takılı kalmak, çocuklarımızı yıpratan bu işte. Hep harcanan çabanın üzerinde durulması gerektiğini vurguluyoruz. Sınavda yapılan hatalar belirlenebilir ama tek başarı notmuş gibi yaşatılmamalı karnede görülen 5’ ler uğruna ilişki zedelenmemelidir. Bir de tabi kıyaslamalar var. Başkası ya da hedefteki arkadaşı ondan yüksek olunca sinirler daha çok artıyor. Bu da o çocuğun arkadaşıyla arasını açıyor ve kendine güvenini sarsıyor.
Bir de çok başarılı olduğu için ilgi görmeyen çocuklarımız var. İşte size bir örnek “Çok çalıştığımı bildikleri için sınav notlarıma bakmıyorlar, yüksek aldığımı biliyorlar.” Bu da işin farklı bir boyutu. Biz hep sorun olduğunda müdahale etme, fazlaca ilgilenme yapıyoruz. Ama başarılı öğrencinin de takdir görmeye ihtiyacı vardır. Bu onun kişilik gelişimi ve özgüveni açısından çok büyük bir ihtiyacıdır. Başarıları aile toplantılarında da uygun bir dille konu edilmeli ve övülmelidir.
Bir başka dikkati çeken nokta da çocuklarımızın eğitimleri yetişmeleri adına yaptığımız hatalar. Bakın öğrencimiz nasıl anlatmış yarış atı misali oradan oraya koşmasını.
“Hep bir yerlere gitmek zorundayım. Çocuk korosundayım sanki bir kez gitmesem ne olur. Ya da piyano kursuna da gitmesem bir şey olmaz. Bir de başka bir kursa gidiyorum her derse girmek zor geliyor orada. İstemiyorum her şeyi yapmak zorunda mıyım? Ya da futbol kursuna gitmek istemiyorum. Bir şey de yapmasam olmuyor mu? Zaten bunları yapmaktan ödevlerimi yapamıyorum. Sihirli değneğim olsa hiçbir kursa gitmezdim.”
Okurken bile insanın nefesi kesiliyor bir de yaşamayı düşünün. Gerçekten onları eğiteceğiz geliştireceğiz diye çocuk olduklarını unutmayalım lütfen. İlgilerin oluşumu gelişimi için küçük yaşlarda farklı etkinliklere yönlendirmek gerekmektedir. Ama bu yönlendirme yukarıdaki örnekte olduğu gibi onları bunaltıcı, mutsuz edici olmamalıdır. İlk başta hevesle giderken bir süre sonra gitmek istemeyebilir. İsteğini bitiren neden araştırılıp bir süre daha denedikten sonra hala istemiyorsa çok da ısrarcı olunmamalıdır.
Mutlu ve sağlıklı paylaşımlar yaşamanız dileğiyle…
Öğrencilerimizle çeşitli araçlar kullanarak yapmış olduğumuz uygulamalarda elde ettiğimiz sonuçların sizin ilginizi çekeceğini düşündük. Otobiyografi, açık uçlu sorular, cümle tamamlama testi gibi yazılı materyaller kullanarak elde ettiğimiz sonuçları okudukça, küçük ayrıntılar olarak değerlendirdiğimiz şeylerin çocuklarımızın hayatındaki yerini daha iyi anlayabiliyoruz.
“ Elinizde sihirli bir değnek olsa anne babanızın dersler, notlar ve ödevler konusunda hangi davranışını değiştirmek isterdiniz?” diye bir soru sorduk ve isim yazmadan yazmalarını istedik. Büyük çoğunluğunda “kızmalarını engellerdim” vardı. Yine sevindirici ve çok sayıda yanıt “hiçbir şeyini değiştirmezdim. Çünkü annemle babamdan çok memnunum” demişler. Bazıları ise onlar “bizim iyiliğimiz için bizi uyarıyorlar” diye eklemiş. Ama bazı yanıtlar gerçekten düşündürücü.
“Sınav olduğunda annemin ya da babamın sürekli çalış demesini istemem ve de sürekli ödev yap demesini istemem. Çünkü ben zaten ödev yapmak için program yapıyorum. Onların benim programımı bozmasını istemem.”
“Kızım saat 10 yat. Kızım ödevini yazdın mı? Kızım eğer karnende dört gelirse tatil yapmayacağız, yazlığa gitmeyeceğiz. Kızım üniversiteyi nerede okuyacaksın? “
“Babamın derslerini bitirdin mi, diye üç kez sormasını değiştirirdim”
“Ben annemin hiç kızmasını ve bağırmamasını isterdim. Bağırdıklarında hiçbir şey yapamıyorum.”
“Annemin sürekli olarak ödevlerimi eleştirmesini değiştirirdim.”
“1.5-2 saat çalışıyorum. Annem yine ne zaman çalıştın diyor. Ama ders notlarım iyi, vallahi annemi anlamıyorum. Ben senin zamanındayken 3 saat çalışırdım diyor.”
“”Hımmm!Bu günkü ödevin ne hadi ödevini yap., e bunu izleyeceğine biraz daha çalış. Demelerine sinir olurum. Bir de biraz kötü yıkık ev gördüğümüzde okumazsan böyle olur diyorlar, ben zaten çalışıyorum. Notlarım da kötü değil. Şöyle bir sihirli değneği dokundursam da ek ders, aşırı okul sevgisini unutsalar. Özellikle babam unutsa iyi olur. Sanki biraz abarttım ama ödev ve ek derse çok meraklılar.”
Aslında bu tür konuşmalar evlerimizde ne kadar sıklıkla geçiyor ders çalış diye verdiğimiz uyarıların işe yarayacağı düşüncesiyle yaparız. Ama gördüğünüz gibi ellerine bir fırsat geçtiğinde yapacakları ilk şey bu uyarıları durdurmak oluyor. O zaman uyarmayalım mı, ne yapalım. Tabi ki yaşları henüz küçük olduğu için bir miktar uyarıya ihtiyaç bulunmaktadır. Ama kesin dille ve uygulamaya yönelik uyarılar. Tehdit, zorlama göz dağı verme, sadece dırdır şeklinde tekrarlamalarla olmamalı. O zaman bir süre sonra sesiniz duyulmaz oluyor. Sadece sözel uyarı yerine etkili uyarı ya da zil sesinden yararlanma bile olabilir.
“Sihirli değnekle 80 aldığımda bile annemin üzülmemesini isterdim.”
“Annemin sınavlarda kötü not aldığımda bana başkalarının notlarını sormamasını isterim. Sınavdan kötü not aldığımda; eh hani çok iyi bir not bekliyordun, şimdi kötü aldın neden diye, sorgulamasını istemem.”
“Ben annemin sınavlarla ilgili ilk çok çalıştın 5 alırsın deyip de sonra yeterli çalışmadın demesini istemiyorum. Ama ben aldırmıyorum çünkü annemin zor günler geçirdiğini biliyorum. O yüzden bazen gereksiz bağırabiliyor.”
“95 alınca bile babamın neden 100 almadın demesini istemiyorum.”
“Ben 4 alınca annemin ilk sorusu bu notu kendine yakıştırıyor musun bizim için bir sorun yok diyor. Ama bu da benim içimi acıtıyor. Sihirli değneğim olsa 4 aldığımda bile beni tebrik etmelerini isterdim.”
“Hem not önemli değil diyorlar hem de ilk önce not soruyorlar. 5 olmadığında da küsüyorlar.”
Çocuklarımızı aldığı notla değerlendirmediğimizi söyleriz. Aslında motive olsunlar daha çok çalışsınlar diye de onlara bazen böyle cümleler kullanırız. Notlar önemli elbette sınav öğrenmenin göstergesi ama sadece rakamlara takılı kalmak, çocuklarımızı yıpratan bu işte. Hep harcanan çabanın üzerinde durulması gerektiğini vurguluyoruz. Sınavda yapılan hatalar belirlenebilir ama tek başarı notmuş gibi yaşatılmamalı karnede görülen 5’ ler uğruna ilişki zedelenmemelidir. Bir de tabi kıyaslamalar var. Başkası ya da hedefteki arkadaşı ondan yüksek olunca sinirler daha çok artıyor. Bu da o çocuğun arkadaşıyla arasını açıyor ve kendine güvenini sarsıyor.
Bir de çok başarılı olduğu için ilgi görmeyen çocuklarımız var. İşte size bir örnek “Çok çalıştığımı bildikleri için sınav notlarıma bakmıyorlar, yüksek aldığımı biliyorlar.” Bu da işin farklı bir boyutu. Biz hep sorun olduğunda müdahale etme, fazlaca ilgilenme yapıyoruz. Ama başarılı öğrencinin de takdir görmeye ihtiyacı vardır. Bu onun kişilik gelişimi ve özgüveni açısından çok büyük bir ihtiyacıdır. Başarıları aile toplantılarında da uygun bir dille konu edilmeli ve övülmelidir.
Bir başka dikkati çeken nokta da çocuklarımızın eğitimleri yetişmeleri adına yaptığımız hatalar. Bakın öğrencimiz nasıl anlatmış yarış atı misali oradan oraya koşmasını.
“Hep bir yerlere gitmek zorundayım. Çocuk korosundayım sanki bir kez gitmesem ne olur. Ya da piyano kursuna da gitmesem bir şey olmaz. Bir de başka bir kursa gidiyorum her derse girmek zor geliyor orada. İstemiyorum her şeyi yapmak zorunda mıyım? Ya da futbol kursuna gitmek istemiyorum. Bir şey de yapmasam olmuyor mu? Zaten bunları yapmaktan ödevlerimi yapamıyorum. Sihirli değneğim olsa hiçbir kursa gitmezdim.”
Okurken bile insanın nefesi kesiliyor bir de yaşamayı düşünün. Gerçekten onları eğiteceğiz geliştireceğiz diye çocuk olduklarını unutmayalım lütfen. İlgilerin oluşumu gelişimi için küçük yaşlarda farklı etkinliklere yönlendirmek gerekmektedir. Ama bu yönlendirme yukarıdaki örnekte olduğu gibi onları bunaltıcı, mutsuz edici olmamalıdır. İlk başta hevesle giderken bir süre sonra gitmek istemeyebilir. İsteğini bitiren neden araştırılıp bir süre daha denedikten sonra hala istemiyorsa çok da ısrarcı olunmamalıdır.
Mutlu ve sağlıklı paylaşımlar yaşamanız dileğiyle…
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuklarımıza Kulak Verelim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Onur AKKOCA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Onur AKKOCA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
çocukların eleştirisi, çocuk eleştiri, çocukların istekleri, çocukların arzuları, çocukları dinlemek
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
